tarafında - Turkish English Dictionary
History

tarafında



Meanings of "tarafında" in English Turkish Dictionary : 3 result(s)

Turkish English
General
tarafında on the side of prep.
Colloquial
tarafında on one's side expr.
Idioms
tarafında on side expr.

Meanings of "tarafında" with other terms in English Turkish Dictionary : 307 result(s)

Turkish English
General
şövalye eğitiminde kullanılan bir tarafında düz bir tahta diğer tarafında kum torbası bulunan direk quintain n.
gemi geçiş yolunda yer alan ve her iki tarafında kanal bulunan sığlık middle n.
bir tarafında oyuncunun portre fotoğrafı, diğer tarafında ise bilgilerinin bulunduğu tek sayfalık özgeçmiş headshot n.
marangoz rendesinin bıçağının ön tarafında yer alan, talaşların geçtiği boşluk mouth n.
iki tarafında da aynı rakam olan domino taşı doublet n.
iç deniz tarafında yaşayan kimse inlander n.
yalnızca ön tarafında numara bulunan kitap sayfası folio n.
sunağın arka tarafında bulunan alçak basamak predella n.
mağaza binasının ön tarafında yer alan odalar shop front n.
her iki tarafında uzanmak bestride v.
her iki tarafında bulunmak bestride v.
köprünün diğer tarafında bulunmak transpontine v.
tarafında olmak support v.
tarafında olmak take a stand v.
tarafında olmak take sides v.
her iki tarafında bulunmak straddle v.
tarafında yer almak be on someone's side v.
tarafında yer almak take sides with (someone) v.
bir şeyin sonunda veya iki tarafında da olmak bookend v.
tarafında olmak incline v.
sancak tarafında starboard adj.
yerkürenin aksi tarafında olan antipodal adj.
köprünün diğer tarafında transpontine adj.
sancak tarafında olan starboard adj.
kafanın arka tarafında olan occipital adj.
güney tarafında bulunan southerly adj.
tepenin ters tarafında abapical adj.
dağların öteki tarafında olan transmontane adj.
dağların öteki tarafında olan tramontane adj.
bir patikanın yan tarafında olan trailside adj.
sayfanın diğer tarafında olan overleaf adj.
yaprağın diğer tarafında olan overleaf adj.
(plak) diğer tarafında kaydedilen overside adj.
iskele tarafında olan portside adj.
gemi tarafında bulunan shipside adj.
aracın yan tarafında olan side-on adj.
güney tarafında bulunan southly [obsolete] adj.
dış tarafında kenar mahalle bulunan suburbed adj.
kıç tarafında astern adv.
iç tarafında withinside adv.
çarşı tarafında downtown adv.
yolun sağ tarafında on the right side of the road adv.
her tarafında about adv.
dünyanın her tarafında worldwide adv.
yan tarafında near adv.
dört bir tarafında/yanında all across adv.
her tarafında thruout [dialect] adv.
havuzun derin tarafında in at the deep end adv.
sayfanın diğer tarafında overpage adv.
geminin yan tarafında overside adv.
plağın diğer tarafında overside adv.
plağın yan tarafında overside adv.
(kalkanın) sağ tarafında olacak şekilde dexterwise adv.
iskele tarafında bulunarak portside adv.
in tarafında on the part of prep.
-in öte tarafında over prep.
-in (her) tarafında over prep.
yan tarafında by prep.
yan tarafında next to prep.
öbür tarafında across prep.
karşı tarafında over prep.
iç tarafında inside prep.
üst tarafında along prep.
öbür tarafında trans pref.
her tarafında anlamı veren ön ek circum- pref.
sırt tarafında yer alan anlamına gelen bir ön ek supra- pref.
Phrasals
(bir şeyin/bir yerin) her tarafında yankılanmak reverberate through (something or some place) v.
(bir şeyin/bir yerin) her tarafında yankılanmak reverberate throughout (something or some place) v.
(bir şeyin) her tarafında olmak run through (something) v.
-in arkasında/öbür tarafında ne olduğunu görmek see around v.
(birinin/bir şeyin) yanında/tarafında yer almak side with (someone or something) v.
(bir şeyin) tarafında olmak stand for (something) v.
Phrases
(birinin/bir şeyin) tarafında olmak slant in favor of (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) tarafında olmak slant toward (someone or something) v.
yolun öte tarafında across the way expr.
Colloquial
bowling kulvarının yan tarafında bulunan oluk ditch n.
diğer tarafında olmak be over v.
karşısında/karşı tarafında olmak be over v.
bir ülkenin doğu tarafında/bölgesinde out east expr.
şehrin/kasabanın dört bir tarafında/tarafına all around town expr.
her tarafında all over (some place) expr.
şehrin/kasabanın dört bir tarafında/tarafına all around town expr.
her tarafında all over (some place) expr.
'-in arka tarafında at the rear of expr.
Idioms
(birinin) tarafında olmak be on (one's) side v.
(birinin) tarafında olmak be on somebody’s ˈside v.
sokağın/caddenin iki tarafında da çalışmak work both sides of the street v.
sokağın/caddenin iki tarafında da çalışmak work both sides of the street v.
arkasında/öbür tarafında ne olduğunu görmek see around something v.
mazlumun tarafında olmak root for the underdog v.
yenilenin/ezilenin tarafında olmak root for the underdog v.
ince bir çizginin iki tarafında gidip gelmek tread/walk a fine line v.
ince bir çizginin iki tarafında gidip gelmek tread/walk a thin line v.
(birini) kendi tarafında tutmak get/keep somebody onside v.
(birini) kendi yanında/tarafında tutmak keep (someone) onside v.
biri tarafında kolayca manipüle edilmek be like putty in someone's hands v.
biri tarafında kolayca manipüle edilmek be like wax in someone's hands v.
(biri tarafında) açık ara geçilmek be eating (someone's) dust [us] v.
dört bir tarafında across the board adv.
birinin tarafında(n) on somebody's part expr.
birinin tarafında(n) on the part of somebody expr.
tepenin öte tarafında çimen daha yeşildir the grass is greener on the other side of the hill expr.
barikatların iki tarafında on opposite sides of the barricade expr.
barikatların iki tarafında on opposite sides of the barricades expr.
birinin/bir şeyin diğer tarafında/diğer tarafına beyond someone or something expr.
birinin/bir şeyin arka tarafında/arka tarafına beyond someone or something expr.
(birinin) tarafında on the part of (someone) expr.
(bir şeyin) kaybeden/yenilen tarafında on the wrong end of (something) expr.
Speaking
senin tarafındayım/tarafında yer alacağım I'll take your side expr.
senin tarafındayım/tarafında yer alacağım I'll take it by your side expr.
Trade/Economic
bilançonun pasif tarafında görünmek appear on the debit side of the balance sheet v.
hesabın karşı tarafında per contra expr.
talep tarafında on the demand side expr.
Law
bir dam saçağından yan tarafında bulunan bir araziye su çekme hakkı stillicide n.
Politics
kuzey avrupa’da iskandinav yarımadası’nın batı tarafında kurulan anayasal monarşi noreg n.
(ingiltere'de) avam kamarasında konuşmacının sağ tarafında kalan ön sıra treasury bench n.
Technical
bir tarafında tümsek karşılık gelen diğer yarısında çukur bulunan seramik kalıbının iki yarısını birbirine monte etmeye yarayan bir alet match n.
bir dökümdeki birleşme çizgisinin her iki tarafında karşılıklı yer alan metal levha match plate n.
(borunun iç üst tarafında meydana gelen) metal çıkıntı icicle n.
her iki tarafında da gözecik veya tırtık sırası bulunan (graptolit) diprionidian adj.
geminin baş tarafında ahead adv.
her tarafında throughout adv.
Computer
her iki tarafında da kayıt olan (plak) double-faced adj.
sağ tarafında right-side up expr.
Textile
kadın eteğinin alt tarafında bulunup eteği temiz tutan fırfır dust ruffle n.
her iki tarafında da kısa şardon bulunan yumuşak ve hafif bir pamuklu kumaş outing flannel n.
Architecture
top silahının arka tarafında yer alan topuz benzeri çıkıntı pommelion n.
ön tarafında dört sütun bulunan (bina) tetrastyle adj.
üç tarafında yarım kubbeleri olan triconch adj.
Construction
padıl dolabının ön ve arka tarafında bulunan kemere paddle beam n.
Furniture
tek tarafında çekmece veya rafların olduğu bir gardırop chifforobe n.
Automotive
basma tarafında yüksek basınç high head n.
Transportation
bir uçağın gövdesinin altında ya da geminin iç tarafında istiflenen kargo belly cargo n.
Aeronautic
pilotun yan tarafında bulunan kumanda kolu side stick n.
uçağın sağ tarafında astarboard adv.
Marine
geminin kıç tarafında duran nöbetçi afterguard n.
geminin kıç tarafında, halatların geçebileceği bir çift delik cathole n.
geminin kıç tarafında, halatların geçebileceği bir çift delik cat-hole n.
geminin yan tarafında suyun ulaştığı çizgi the waterline n.
yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform traveler n.
yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform traveler iron n.
yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform horse n.
geminin kıç tarafında duran nöbetçi after guard n.
teknenin yan tarafında suyun üstünde kalan bölümleri topsides n.
gemi geçiş yolunda yer alan ve her iki tarafında kanal bulunan sığlık middle ground n.
geminin kıç tarafında bulunan bir tür hafif yelken ringsail n.
geminin kıç tarafında bulunan bir tür hafif yelken ringtail n.
geminin kıç tarafında bulunan bir tür hafif yelkeni açmak için bumbaya yerleştirilmiş direk ringtail boom n.
(geminin kıç tarafında yer alan) kabin roundhouse n.
geminin pruvası veya kıç tarafında bulunan baba samson n.
geminin pruvası veya kıç tarafında bulunan baba samson post n.
ingiliz ticaret gemilerinin iskele tarafında bulunan ve yasal olan suya batma seviyesini gösteren işaret plimsoll's mark n.
arka tarafında halatla çekilmiş akustik arama sisteminden oluşan gemi devresi ship-towed long-range acoustic detection system n.
rüzgar tarafında kalacak şekilde karada belirli bir noktanın yanından geçmek weather a point v.
geminin kıç tarafında abaft adv.
kıç tarafında abaft adv.
kıç tarafında astern adv.
kıç tarafında aft adv.
pruvadan itibaren kırk beş derece iskele tarafında on the port bow adv.
pruvadan itibaren kırk beş derece sancak tarafında on the starboard bow adv.
ufkun ilerideki çizginin her iki tarafında kırk beş derecelik açılı dört nokta içindeki kısmında on the bow adv.
geminin rüzgara bakan tarafında on the weather beam adv.
Medical
gövdenin her iki tarafında çapraz olarak bulunan karın kası abdominal external oblique muscle n.
her iki tarafında hasta yatakları ve ortasında hemşire masası olan büyük hastane odası nightingale ward n.
başın sol tarafında ağrı left-sided headache n.
göğüs omurlarının sol tarafında aşağıya doğru seyrettikten sonra sağa dönerek vena azygos’a ya da bu ven’in vena hemiazigos ile birleşme yerine açılan ven accessory hemiazygos vein n.
göğüs omurlarının sol tarafında aşağıya doğru seyrettikten sonra sağa dönerek vena azygos’a ya da bu ven’in vena hemiazigos ile birleşme yerine açılan ven accessory hemiazygous vein n.
vücudun alt bölümünün her iki tarafında gerçekleştirilen anestezi para-anaesthesia n.
sırt tarafında olan dorsalis adj.
sırt tarafında olan dorsales adj.
vücudun aynı tarafında bulunan ipsilateral adj.
vücudu aynı tarafında görülen ipsilateral adj.
vücudun aynı tarafında bulunan ipselateral adj.
vücudu aynı tarafında görülen ipselateral adj.
vücudun aynı tarafında bulunan ipsolateral adj.
vücudu aynı tarafında görülen ipsolateral adj.
vücudun aynı tarafında ipsilaterally adv.
Anatomy
beynin loblarını birbirinden ayıran orta girintilerin iki tarafında yer alan kıvrımların her biri central gyrus n.
omuriliğin her iki tarafında ortaya çıkan 31 çift sinirden biri nervus spinalis n.
aort kemerinden çıkan ve kalbin sağ tarafında boyun arteri ve köprücük altı atar ve toplar damarına bölünen kısa bir arter brachiocephalic artery n.
aort kemerinden çıkan ve kalbin sağ tarafında boyun arteri ve köprücük altı atar ve toplar damarına bölünen kısa bir arter innominate artery n.
aort kemerinden çıkan ve kalbin sağ tarafında boyun arteri ve köprücük altı atar ve toplar damarına bölünen kısa bir arter brachiocephalic trunk n.
alt çenenin her iki tarafında yer alan, gece salgılanan tükürüğün çoğunu üreten ve dilin altından ağza tahliye eden tükürük bezi mandibular gland n.
kalça iç atardamarının vücudun her iki tarafında bulunan iç dalı hypogastric artery n.
ağzın her iki tarafında bulunup gülmeyi sağlayan kas risorius of santorini n.
bulbusun her iki tarafında bulunan oval çıkıntı olivary body n.
bulbusun her iki ventrolateral tarafında bulunan oval çıkıntı olive n.
(vücudun aynı tarafında) iki sinir düğümünü birbirine bağlayan sinir connective n.
kalbi göğsünün sağ tarafında olan kimse dextrocardiac n.
notokordun iki tarafında gelişen çubuk şekilli hücre çiftinden her biri parachordal n.
(balıkta) kulak kapsülünün ön tarafında yer alan kemik postfrontal n.
birçok balıkta işitsel kapsülün ön tarafında bulunan ve sfenoid kemikle bağlantılı veya ona bitişik olan kemik veya kıkırdak sphenotic n.
birçok balıkta işitsel kapsülün ön tarafında bulunan ve sfenoid kemikle bağlantılı kemik sphenotic bone n.
kalbi göğsünün sağ tarafında olan dextrocardiac adj.
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapılara ait veya ilişkili hypohyal adj.
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapıları oluşturan hypohyal adj.
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapılara ait veya ilişkili basihyoid adj.
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapıları oluşturan basihyoid adj.
sinapsın uç tarafında yer alan postsynaptic adj.
omurganın ventral tarafında yer alan prevertebral adj.
(boynun yan tarafında yer alan) kalın yüzeysel kasa ait veya ilgili sternocleidomastoid adj.
(boynun yan tarafında yer alan) kalın yüzeysel kası oluşturan sternocleidomastoid adj.
notokordun ön tarafında yer alan subnotochordal adj.
sfenoid kemiğin ventral tarafında bulunan subsphenoidal adj.
sakrumun sırt tarafında bulunan supersacral adj.
omurganın en alt kısmının sırt tarafında yer alan supersacral adj.
etmoid kemiğin sırt tarafında yer alan supra-ethmoid adj.
omurganın sırt tarafında yer alan supraspinate adj.
yakın tarafında proximad adv.
Psychology
vücudun sol tarafında bulunan şeylere karşı duyulan korku levophobia n.
Pathology
çenenin bir tarafında ve alt dudakta krampla birlikte yaşanan duyu kaybı numb chin syndrome n.
görme alanının tüm sol veya sağ tarafında meydana gelen görme kaybı hemiopia n.
vücudun tek tarafında kas güçsüzlüğünden muzdarip kimse hemiparetic n.
yüzün bir tarafında görülüp işitme kaybı, omurga eğriliği ve hafif zihinsel gerilikle karakterize olabilen bir konjenital bozukluk oculoauriculovertebral dysplasia n.
vücudun tek tarafında kas güçsüzlüğü ile ilgili hemiparetic adj.
Biology
(bazı memeliler, sürüngenler ve amfibilerde) arka bacağın iç tarafında görülen gelişmemiş bir çıkıntı türü prehallux n.
karın tarafında olan inferior adj.
Marine Biology
bazı yumuşakça türlerinin ağzının iki tarafında besin almayı kolaylaştıran etli yapılar labipalp n.
derisidikenlilerde vücut duvarında, sırt tarafında veya vücudun içi kısmında olabilen taş kanalın ucunda yer alan delikli veya gözenekli gövde madreporic body n.
derisidikenlilerde vücut duvarında, sırt tarafında veya vücudun içi kısmında olabilen taş kanalın ucunda yer alan delikli veya gözenekli gövde madreporic tubercle n.
bothidae familyasına ait, her iki gözü de başının sol tarafında yer alan yassı balıklara verilen ad lefteye flounder n.
bothidae familyasına ait, her iki gözü de başının sol tarafında yer alan yassı balıklara verilen ad lefteyed flounder n.
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapıları oluşturan basihyal adj.
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapılara ait veya ilişkili basihyal adj.
Astronomy
varsayımsal olarak güneşin diğer tarafında bulunduğuna inanılan gezegen antichthon n.
Zoology
kordalıların embriyo evresinde sırt tarafında baştan kuyruğa kadar uzanan çubuk şeklinde yapı notochord n.
kırmızı iskiyatik nasırlara sahip olan ve erkeklerinde kırmızı kemerli burunlarının her iki tarafında mavi çizgiler bulunan, batı afrika'ya özgü büyük, vahşi ve sürücül bir babun mandrill (mandrillus mormon) n.
kırmızı iskiyatik nasırlara sahip olan ve erkeklerinde kırmızı kemerli burunlarının her iki tarafında mavi çizgiler bulunan, batı afrika'ya özgü büyük, vahşi ve sürücül bir babun mandrill (mandrillus sphinx) n.
(bazı memeliler, sürüngenler ve amfibilerde) ön ayağın iç tarafında görülen gelişmemiş parmak çıkıntısı prepollex n.
toynağın alt tarafında yer alan bölüm fourchette n.
kalbi ve ana kan damarlarını içererek vücudun omurilik ekseninin ventralindeki tarafında bulunan hemal adj.
karın tarafında below adv.
Botanic
yeni zelanda'ya özgü, sapının iki tarafında tüysü yaprakları olan bir eğrelti otu prince-of-wales plume (todea superba) n.
yeni zelanda'ya özgü, sapının iki tarafında tüysü yaprakları olan bir eğrelti otu prince-of-wales fern n.
yeni zelanda'ya özgü, sapının iki tarafında tüysü yaprakları olan bir eğrelti otu prince-of-wales feather n.
yeni zelanda'ya özgü, sapının iki tarafında tüysü yaprakları olan bir eğrelti otu leptopteris superba n.
yeni zelanda'ya özgü, sapının iki tarafında tüysü yaprakları olan bir eğrelti otu crape fern n.
sapının iki tarafında tüysü yaprakları olan (bitki) pinnate n.
sapın iki tarafında eşit sayıda yaprağı olan bileşik yaprak even-pinnate leaf n.
ucu tarafında olan acroscopic adj.
ercik organları yaprakların karşı tarafında olan antipetalous adj.
taban tarafında basiscopic adj.
sapın iki tarafında eşit sayıda yaprağı olan even-pinnate adj.
sapın iki tarafında eşit sayıda yaprağı olan paripinnate adj.
(yaprak, dal, ağaç) alt tarafında büyüyen hypogenous adj.
yaprağın alt tarafında bulunan hypophyllous adj.
yaprağın alt tarafında büyüyen hypophyllous adj.
sapının her iki tarafında yaprakçıklar yer alıp ucunda yaprakçık bulunmayan paripinnate adj.
Agriculture
çitin her bir tarafında yer alan boş arazi fencerow n.
Breeding
otlayan sürünün yan tarafında kalan hayvan flanker n.
Linguistics
dilin bir tarafında "l" sesi çıkarıldığını belirten unilateral adj.
History
kuzey amerika'da mississippi nehri'nin alt tarafında yaşamış eski bir kızılderili kabilesi natchez n.
antik roma'da tuniğin her iki tarafında giyilen, rütbeyi sembolize eden dar mor şerit angusticlave n.
yaprağının her iki tarafında da yazı bulunan el yazması, parşömen veya kitap opisthograph n.
Archaeology
triyas dönemine ait ve soyu tükenmiş olan, vücudunun alt tarafında kemik plakaları bulunan çok büyük bir fosil amfibi labyrinthodon n.
triyas dönemine ait ve soyu tükenmiş olan, vücudunun alt tarafında kemik plakaları bulunan çok büyük bir fosil amfibi mastodonsaurus n.
Religious
kilisenin ön tarafında günahkarların tövbe etmesi için bulunan bank anxious seat n.
kilisenin ön tarafında günahkarların tövbe etmesi için bulunan bank mourners' bench n.
kilisenin ön tarafında günahkarların tövbe etmesi için bulunan bank anxious bench n.
Geography
aynı meridyen üzerinde olup ekvatorun diğer tarafında yaşayan insanlar antiscians n.
aynı meridyen üzerinde olup ekvatorun diğer tarafında yaşayan insanlar antiscii n.
hawaii adası'nın batı sahilinde mauna loa'nın rüzgaraltı tarafında kalan kısmı kona n.
saron körfezinin attika tarafında yer alan bir yunan adası salamis n.
buz sahanlığının deniz tarafında bulunan ve gemi geçişlerini zorlaştıran kenarı shelf ice n.
ren nehrinin diğer tarafında yer alan transrhenane adj.
ren nehrinin diğer tarafında kalan transrhenane adj.
alman (ren'in diğer tarafında) transrhenane adj.
aynı meridyen üzerinde olup ekvatorun diğer tarafında yaşayan antiscian adj.
atlantik'in bu tarafında olan cisatlantic adj.
leitha nehri'nin avusturya tarafında cisleithan adj.
roma'dan bakıldığında po nehri'nin güney tarafında olan cispadane adj.
Meteorology
rüzgar tarafında windward n.
Geology
önceden meydana gelmiş yarıkların rüzgar alan tarafında oluşan buzul çiziği dragline n.
yeryüzünün tersi tarafında olan antipodal adj.
Military
şevin ön tarafında yer alan, düşmandan yansıyan ses dalgalarını ileten küçük galerilerden biri ecoute n.
Sport
bacak tarafında gerçekleşen bir saha savunması pozisyonu long leg n.
(kriket) bacak tarafında atıcıya en yakın pozisyonda bulunan alan savunma oyuncusu mid-on n.
(kriket) bacak tarafında atıcıya en yakın pozisyonda bulunan alan savunma oyuncusu mid on n.
(kriket) bacak tarafında atıcıya en yakın alan savunma pozisyonu mid on n.
(krikette) vurucunun sağ tarafında gerçekleşen bir savunma pozisyonu short leg n.
(buz hokeyinde) defans oyuncusunun topu hücum alanında tutmak için golün sağ veya sol tarafında yer aldığı pozisyon point n.
saha tarafında olan (krikette) on adj.
koşu pistinin iç tarafında olan inside adj.
(krikette) sahanın vurucunun bacak tarafında kalan yarısında on adv.
(krikette) sahanın vurucunun bacak tarafında kalan yarısına doğru on adv.
(krikette) bacak tarafında on adv.
Football
amerikan futbolunda sahanın her iki tarafında 20 yarda çizgisi ile gol çizgisi arasında kalan bölge red zone n.
futbol takımının uç oyuncusunun karşı tarafında olan hücum çizgisi tarafı weak side n.
Chess
vezir tarafında olan queenside adj.
Theatre
yüzü seyirciye dönükken oyuncunun sağ tarafında kalan sahne kısmı right stage n.
Archaic
birbirlerine göre yer kürenin tam zıt tarafında yaşayanlar antipodean n.
bir tarafında tutma yeri olan düz törpü quannet n.
tarafında olmak take with v.
sol tarafında (aracın) nigh adj.
köprünün yakın tarafında cispontine adj.
her bir tarafında birer tane olan singular adj.
diğer tarafında within prep.
Ornithology
kuş kafasının yan tarafında bulunan renk şeridi mustache n.
kuş kafasının yan tarafında bulunan uzun tüyler mustache n.
tavuğun kıç tarafında bulunan kas kütlesi oyster n.
Reptiles
afrika'ya özgü, üst çenesinin arka tarafında yivli ve zehirli dişleri olan bir yılan cinsi trimerorhinus n.
üst çenesinin arka tarafında yivli ve zehirli dişleri olan (yılan) back-fanged adj.
Entomology
böcek kanadının ön tarafında uçuşu sağlayan ana bölüm remigium n.
bazı böceklerin başının üst ön tarafında yer alan çıkıntı tylus n.
böcek kanadının ön tarafında uçuşu sağlayan ana bölüme ait veya ilgili remigial adj.
Heraldry
kalkanın her iki tarafında yer alıp merkeze doğru bombe yapan bölümlerinden biri flanch n.
her iki tarafında merkeze doğru bombe yapan bölümleri (kalkan) flanched adj.