|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
şövalye eğitiminde kullanılan bir tarafında düz bir tahta diğer tarafında kum torbası bulunan direk |
quintain n.
|
|
2 |
General |
gemi geçiş yolunda yer alan ve her iki tarafında kanal bulunan sığlık |
middle n.
|
|
3 |
General |
bir tarafında oyuncunun portre fotoğrafı, diğer tarafında ise bilgilerinin bulunduğu tek sayfalık özgeçmiş |
headshot n.
|
|
4 |
General |
marangoz rendesinin bıçağının ön tarafında yer alan, talaşların geçtiği boşluk |
mouth n.
|
|
5 |
General |
iki tarafında da aynı rakam olan domino taşı |
doublet n.
|
|
6 |
General |
iç deniz tarafında yaşayan kimse |
inlander n.
|
|
7 |
General |
yalnızca ön tarafında numara bulunan kitap sayfası |
folio n.
|
|
8 |
General |
sunağın arka tarafında bulunan alçak basamak |
predella n.
|
|
9 |
General |
mağaza binasının ön tarafında yer alan odalar |
shop front n.
|
|
10 |
General |
her iki tarafında uzanmak |
bestride v.
|
|
11 |
General |
her iki tarafında bulunmak |
bestride v.
|
|
12 |
General |
köprünün diğer tarafında bulunmak |
transpontine v.
|
|
13 |
General |
tarafında olmak |
support v.
|
|
14 |
General |
tarafında olmak |
take a stand v.
|
|
15 |
General |
tarafında olmak |
take sides v.
|
|
16 |
General |
her iki tarafında bulunmak |
straddle v.
|
|
17 |
General |
tarafında yer almak |
be on someone's side v.
|
|
|
18 |
General |
tarafında yer almak |
take sides with (someone) v.
|
|
19 |
General |
bir şeyin sonunda veya iki tarafında da olmak |
bookend v.
|
|
20 |
General |
tarafında olmak |
incline v.
|
|
21 |
General |
sancak tarafında |
starboard adj.
|
|
22 |
General |
yerkürenin aksi tarafında olan |
antipodal adj.
|
|
23 |
General |
köprünün diğer tarafında |
transpontine adj.
|
|
24 |
General |
sancak tarafında olan |
starboard adj.
|
|
25 |
General |
kafanın arka tarafında olan |
occipital adj.
|
|
26 |
General |
güney tarafında bulunan |
southerly adj.
|
|
27 |
General |
tepenin ters tarafında |
abapical adj.
|
|
28 |
General |
dağların öteki tarafında olan |
transmontane adj.
|
|
29 |
General |
dağların öteki tarafında olan |
tramontane adj.
|
|
30 |
General |
bir patikanın yan tarafında olan |
trailside adj.
|
|
31 |
General |
sayfanın diğer tarafında olan |
overleaf adj.
|
|
32 |
General |
yaprağın diğer tarafında olan |
overleaf adj.
|
|
33 |
General |
(plak) diğer tarafında kaydedilen |
overside adj.
|
|
34 |
General |
iskele tarafında olan |
portside adj.
|
|
35 |
General |
gemi tarafında bulunan |
shipside adj.
|
|
36 |
General |
aracın yan tarafında olan |
side-on adj.
|
|
37 |
General |
güney tarafında bulunan |
southly [obsolete] adj.
|
|
|
38 |
General |
dış tarafında kenar mahalle bulunan |
suburbed adj.
|
|
39 |
General |
kıç tarafında |
astern adv.
|
|
40 |
General |
iç tarafında |
withinside adv.
|
|
41 |
General |
çarşı tarafında |
downtown adv.
|
|
42 |
General |
yolun sağ tarafında |
on the right side of the road adv.
|
|
43 |
General |
her tarafında |
about adv.
|
|
44 |
General |
dünyanın her tarafında |
worldwide adv.
|
|
45 |
General |
yan tarafında |
near adv.
|
|
46 |
General |
dört bir tarafında/yanında |
all across adv.
|
|
47 |
General |
her tarafında |
thruout [dialect] adv.
|
|
48 |
General |
havuzun derin tarafında |
in at the deep end adv.
|
|
49 |
General |
sayfanın diğer tarafında |
overpage adv.
|
|
50 |
General |
geminin yan tarafında |
overside adv.
|
|
51 |
General |
plağın diğer tarafında |
overside adv.
|
|
52 |
General |
plağın yan tarafında |
overside adv.
|
|
53 |
General |
(kalkanın) sağ tarafında olacak şekilde |
dexterwise adv.
|
|
54 |
General |
iskele tarafında bulunarak |
portside adv.
|
|
55 |
General |
in tarafında |
on the part of prep.
|
|
56 |
General |
-in öte tarafında |
over prep.
|
|
57 |
General |
-in (her) tarafında |
over prep.
|
|
58 |
General |
yan tarafında |
by prep.
|
|
59 |
General |
yan tarafında |
next to prep.
|
|
60 |
General |
öbür tarafında |
across prep.
|
|
61 |
General |
karşı tarafında |
over prep.
|
|
62 |
General |
iç tarafında |
inside prep.
|
|
63 |
General |
üst tarafında |
along prep.
|
|
64 |
General |
öbür tarafında |
trans pref.
|
|
65 |
General |
her tarafında anlamı veren ön ek |
circum- pref.
|
|
66 |
General |
sırt tarafında yer alan anlamına gelen bir ön ek |
supra- pref.
|
|
Phrasals |
|
67 |
Phrasals |
(bir şeyin/bir yerin) her tarafında yankılanmak |
reverberate through (something or some place) v.
|
|
68 |
Phrasals |
(bir şeyin/bir yerin) her tarafında yankılanmak |
reverberate throughout (something or some place) v.
|
|
69 |
Phrasals |
(bir şeyin) her tarafında olmak |
run through (something) v.
|
|
70 |
Phrasals |
-in arkasında/öbür tarafında ne olduğunu görmek |
see around v.
|
|
71 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) yanında/tarafında yer almak |
side with (someone or something) v.
|
|
72 |
Phrasals |
(bir şeyin) tarafında olmak |
stand for (something) v.
|
|
Phrases |
|
73 |
Phrases |
(birinin/bir şeyin) tarafında olmak |
slant in favor of (someone or something) v.
|
|
74 |
Phrases |
(birinin/bir şeyin) tarafında olmak |
slant toward (someone or something) v.
|
|
75 |
Phrases |
yolun öte tarafında |
across the way expr.
|
|
Colloquial |
|
76 |
Colloquial |
bowling kulvarının yan tarafında bulunan oluk |
ditch n.
|
|
77 |
Colloquial |
diğer tarafında olmak |
be over v.
|
|
|
78 |
Colloquial |
karşısında/karşı tarafında olmak |
be over v.
|
|
79 |
Colloquial |
bir ülkenin doğu tarafında/bölgesinde |
out east expr.
|
|
80 |
Colloquial |
şehrin/kasabanın dört bir tarafında/tarafına |
all around town expr.
|
|
81 |
Colloquial |
her tarafında |
all over (some place) expr.
|
|
82 |
Colloquial |
şehrin/kasabanın dört bir tarafında/tarafına |
all around town expr.
|
|
83 |
Colloquial |
her tarafında |
all over (some place) expr.
|
|
84 |
Colloquial |
'-in arka tarafında |
at the rear of expr.
|
|
Idioms |
|
85 |
Idioms |
(birinin) tarafında olmak |
be on (one's) side v.
|
|
86 |
Idioms |
(birinin) tarafında olmak |
be on somebody’s ˈside v.
|
|
87 |
Idioms |
sokağın/caddenin iki tarafında da çalışmak |
work both sides of the street v.
|
|
88 |
Idioms |
sokağın/caddenin iki tarafında da çalışmak |
work both sides of the street v.
|
|
89 |
Idioms |
arkasında/öbür tarafında ne olduğunu görmek |
see around something v.
|
|
90 |
Idioms |
mazlumun tarafında olmak |
root for the underdog v.
|
|
91 |
Idioms |
yenilenin/ezilenin tarafında olmak |
root for the underdog v.
|
|
92 |
Idioms |
ince bir çizginin iki tarafında gidip gelmek |
tread/walk a fine line v.
|
|
93 |
Idioms |
ince bir çizginin iki tarafında gidip gelmek |
tread/walk a thin line v.
|
|
94 |
Idioms |
(birini) kendi tarafında tutmak |
get/keep somebody onside v.
|
|
95 |
Idioms |
(birini) kendi yanında/tarafında tutmak |
keep (someone) onside v.
|
|
96 |
Idioms |
biri tarafında kolayca manipüle edilmek |
be like putty in someone's hands v.
|
|
97 |
Idioms |
biri tarafında kolayca manipüle edilmek |
be like wax in someone's hands v.
|
|
98 |
Idioms |
(biri tarafında) açık ara geçilmek |
be eating (someone's) dust [us] v.
|
|
99 |
Idioms |
dört bir tarafında |
across the board adv.
|
|
100 |
Idioms |
birinin tarafında(n) |
on somebody's part expr.
|
|
101 |
Idioms |
birinin tarafında(n) |
on the part of somebody expr.
|
|
102 |
Idioms |
tepenin öte tarafında çimen daha yeşildir |
the grass is greener on the other side of the hill expr.
|
|
103 |
Idioms |
barikatların iki tarafında |
on opposite sides of the barricade expr.
|
|
104 |
Idioms |
barikatların iki tarafında |
on opposite sides of the barricades expr.
|
|
105 |
Idioms |
birinin/bir şeyin diğer tarafında/diğer tarafına |
beyond someone or something expr.
|
|
106 |
Idioms |
birinin/bir şeyin arka tarafında/arka tarafına |
beyond someone or something expr.
|
|
107 |
Idioms |
(birinin) tarafında |
on the part of (someone) expr.
|
|
108 |
Idioms |
(bir şeyin) kaybeden/yenilen tarafında |
on the wrong end of (something) expr.
|
|
Speaking |
|
109 |
Speaking |
senin tarafındayım/tarafında yer alacağım |
I'll take your side expr.
|
|
110 |
Speaking |
senin tarafındayım/tarafında yer alacağım |
I'll take it by your side expr.
|
|
Trade/Economic |
|
111 |
Trade/Economic |
bilançonun pasif tarafında görünmek |
appear on the debit side of the balance sheet v.
|
|
112 |
Trade/Economic |
hesabın karşı tarafında |
per contra expr.
|
|
113 |
Trade/Economic |
talep tarafında |
on the demand side expr.
|
|
Law |
|
114 |
Law |
bir dam saçağından yan tarafında bulunan bir araziye su çekme hakkı |
stillicide n.
|
|
Politics |
|
115 |
Politics |
kuzey avrupa’da iskandinav yarımadası’nın batı tarafında kurulan anayasal monarşi |
noreg n.
|
|
116 |
Politics |
(ingiltere'de) avam kamarasında konuşmacının sağ tarafında kalan ön sıra |
treasury bench n.
|
|
Technical |
|
117 |
Technical |
bir tarafında tümsek karşılık gelen diğer yarısında çukur bulunan seramik kalıbının iki yarısını birbirine monte etmeye yarayan bir alet |
match n.
|
|
118 |
Technical |
bir dökümdeki birleşme çizgisinin her iki tarafında karşılıklı yer alan metal levha |
match plate n.
|
|
119 |
Technical |
(borunun iç üst tarafında meydana gelen) metal çıkıntı |
icicle n.
|
|
120 |
Technical |
her iki tarafında da gözecik veya tırtık sırası bulunan (graptolit) |
diprionidian adj.
|
|
121 |
Technical |
geminin baş tarafında |
ahead adv.
|
|
122 |
Technical |
her tarafında |
throughout adv.
|
|
Computer |
|
123 |
Computer |
her iki tarafında da kayıt olan (plak) |
double-faced adj.
|
|
124 |
Computer |
sağ tarafında |
right-side up expr.
|
|
Textile |
|
125 |
Textile |
kadın eteğinin alt tarafında bulunup eteği temiz tutan fırfır |
dust ruffle n.
|
|
126 |
Textile |
her iki tarafında da kısa şardon bulunan yumuşak ve hafif bir pamuklu kumaş |
outing flannel n.
|
|
Architecture |
|
127 |
Architecture |
top silahının arka tarafında yer alan topuz benzeri çıkıntı |
pommelion n.
|
|
128 |
Architecture |
ön tarafında dört sütun bulunan (bina) |
tetrastyle adj.
|
|
129 |
Architecture |
üç tarafında yarım kubbeleri olan |
triconch adj.
|
|
Construction |
|
130 |
Construction |
padıl dolabının ön ve arka tarafında bulunan kemere |
paddle beam n.
|
|
Furniture |
|
131 |
Furniture |
tek tarafında çekmece veya rafların olduğu bir gardırop |
chifforobe n.
|
|
Automotive |
|
132 |
Automotive |
basma tarafında yüksek basınç |
high head n.
|
|
Transportation |
|
133 |
Transportation |
bir uçağın gövdesinin altında ya da geminin iç tarafında istiflenen kargo |
belly cargo n.
|
|
Aeronautic |
|
134 |
Aeronautic |
pilotun yan tarafında bulunan kumanda kolu |
side stick n.
|
|
135 |
Aeronautic |
uçağın sağ tarafında |
astarboard adv.
|
|
Marine |
|
136 |
Marine |
geminin kıç tarafında duran nöbetçi |
afterguard n.
|
|
137 |
Marine |
geminin kıç tarafında, halatların geçebileceği bir çift delik |
cathole n.
|
|
138 |
Marine |
geminin kıç tarafında, halatların geçebileceği bir çift delik |
cat-hole n.
|
|
139 |
Marine |
geminin yan tarafında suyun ulaştığı çizgi |
the waterline n.
|
|
140 |
Marine |
yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform |
traveler n.
|
|
141 |
Marine |
yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform |
traveler iron n.
|
|
142 |
Marine |
yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform |
horse n.
|
|
143 |
Marine |
geminin kıç tarafında duran nöbetçi |
after guard n.
|
|
144 |
Marine |
teknenin yan tarafında suyun üstünde kalan bölümleri |
topsides n.
|
|
145 |
Marine |
gemi geçiş yolunda yer alan ve her iki tarafında kanal bulunan sığlık |
middle ground n.
|
|
146 |
Marine |
geminin kıç tarafında bulunan bir tür hafif yelken |
ringsail n.
|
|
147 |
Marine |
geminin kıç tarafında bulunan bir tür hafif yelken |
ringtail n.
|
|
148 |
Marine |
geminin kıç tarafında bulunan bir tür hafif yelkeni açmak için bumbaya yerleştirilmiş direk |
ringtail boom n.
|
|
149 |
Marine |
(geminin kıç tarafında yer alan) kabin |
roundhouse n.
|
|
150 |
Marine |
geminin pruvası veya kıç tarafında bulunan baba |
samson n.
|
|
151 |
Marine |
geminin pruvası veya kıç tarafında bulunan baba |
samson post n.
|
|
152 |
Marine |
ingiliz ticaret gemilerinin iskele tarafında bulunan ve yasal olan suya batma seviyesini gösteren işaret |
plimsoll's mark n.
|
|
153 |
Marine |
arka tarafında halatla çekilmiş akustik arama sisteminden oluşan gemi devresi |
ship-towed long-range acoustic detection system n.
|
|
154 |
Marine |
rüzgar tarafında kalacak şekilde karada belirli bir noktanın yanından geçmek |
weather a point v.
|
|
155 |
Marine |
geminin kıç tarafında |
abaft adv.
|
|
156 |
Marine |
kıç tarafında |
abaft adv.
|
|
157 |
Marine |
kıç tarafında |
astern adv.
|
|
158 |
Marine |
kıç tarafında |
aft adv.
|
|
159 |
Marine |
pruvadan itibaren kırk beş derece iskele tarafında |
on the port bow adv.
|
|
160 |
Marine |
pruvadan itibaren kırk beş derece sancak tarafında |
on the starboard bow adv.
|
|
161 |
Marine |
ufkun ilerideki çizginin her iki tarafında kırk beş derecelik açılı dört nokta içindeki kısmında |
on the bow adv.
|
|
162 |
Marine |
geminin rüzgara bakan tarafında |
on the weather beam adv.
|
|
Medical |
|
163 |
Medical |
gövdenin her iki tarafında çapraz olarak bulunan karın kası |
abdominal external oblique muscle n.
|
|
164 |
Medical |
her iki tarafında hasta yatakları ve ortasında hemşire masası olan büyük hastane odası |
nightingale ward n.
|
|
165 |
Medical |
başın sol tarafında ağrı |
left-sided headache n.
|
|
166 |
Medical |
göğüs omurlarının sol tarafında aşağıya doğru seyrettikten sonra sağa dönerek vena azygos’a ya da bu ven’in vena hemiazigos ile birleşme yerine açılan ven |
accessory hemiazygos vein n.
|
|
167 |
Medical |
göğüs omurlarının sol tarafında aşağıya doğru seyrettikten sonra sağa dönerek vena azygos’a ya da bu ven’in vena hemiazigos ile birleşme yerine açılan ven |
accessory hemiazygous vein n.
|
|
168 |
Medical |
vücudun alt bölümünün her iki tarafında gerçekleştirilen anestezi |
para-anaesthesia n.
|
|
169 |
Medical |
sırt tarafında olan |
dorsalis adj.
|
|
170 |
Medical |
sırt tarafında olan |
dorsales adj.
|
|
171 |
Medical |
vücudun aynı tarafında bulunan |
ipsilateral adj.
|
|
172 |
Medical |
vücudu aynı tarafında görülen |
ipsilateral adj.
|
|
173 |
Medical |
vücudun aynı tarafında bulunan |
ipselateral adj.
|
|
174 |
Medical |
vücudu aynı tarafında görülen |
ipselateral adj.
|
|
175 |
Medical |
vücudun aynı tarafında bulunan |
ipsolateral adj.
|
|
176 |
Medical |
vücudu aynı tarafında görülen |
ipsolateral adj.
|
|
177 |
Medical |
vücudun aynı tarafında |
ipsilaterally adv.
|
|
Anatomy |
|
178 |
Anatomy |
beynin loblarını birbirinden ayıran orta girintilerin iki tarafında yer alan kıvrımların her biri |
central gyrus n.
|
|
179 |
Anatomy |
omuriliğin her iki tarafında ortaya çıkan 31 çift sinirden biri |
nervus spinalis n.
|
|
180 |
Anatomy |
aort kemerinden çıkan ve kalbin sağ tarafında boyun arteri ve köprücük altı atar ve toplar damarına bölünen kısa bir arter |
brachiocephalic artery n.
|
|
181 |
Anatomy |
aort kemerinden çıkan ve kalbin sağ tarafında boyun arteri ve köprücük altı atar ve toplar damarına bölünen kısa bir arter |
innominate artery n.
|
|
182 |
Anatomy |
aort kemerinden çıkan ve kalbin sağ tarafında boyun arteri ve köprücük altı atar ve toplar damarına bölünen kısa bir arter |
brachiocephalic trunk n.
|
|
183 |
Anatomy |
alt çenenin her iki tarafında yer alan, gece salgılanan tükürüğün çoğunu üreten ve dilin altından ağza tahliye eden tükürük bezi |
mandibular gland n.
|
|
184 |
Anatomy |
kalça iç atardamarının vücudun her iki tarafında bulunan iç dalı |
hypogastric artery n.
|
|
185 |
Anatomy |
ağzın her iki tarafında bulunup gülmeyi sağlayan kas |
risorius of santorini n.
|
|
186 |
Anatomy |
bulbusun her iki tarafında bulunan oval çıkıntı |
olivary body n.
|
|
187 |
Anatomy |
bulbusun her iki ventrolateral tarafında bulunan oval çıkıntı |
olive n.
|
|
188 |
Anatomy |
(vücudun aynı tarafında) iki sinir düğümünü birbirine bağlayan sinir |
connective n.
|
|
189 |
Anatomy |
kalbi göğsünün sağ tarafında olan kimse |
dextrocardiac n.
|
|
190 |
Anatomy |
notokordun iki tarafında gelişen çubuk şekilli hücre çiftinden her biri |
parachordal n.
|
|
191 |
Anatomy |
(balıkta) kulak kapsülünün ön tarafında yer alan kemik |
postfrontal n.
|
|
192 |
Anatomy |
birçok balıkta işitsel kapsülün ön tarafında bulunan ve sfenoid kemikle bağlantılı veya ona bitişik olan kemik veya kıkırdak |
sphenotic n.
|
|
193 |
Anatomy |
birçok balıkta işitsel kapsülün ön tarafında bulunan ve sfenoid kemikle bağlantılı kemik |
sphenotic bone n.
|
|
194 |
Anatomy |
kalbi göğsünün sağ tarafında olan |
dextrocardiac adj.
|
|
195 |
Anatomy |
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapılara ait veya ilişkili |
hypohyal adj.
|
|
196 |
Anatomy |
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapıları oluşturan |
hypohyal adj.
|
|
197 |
Anatomy |
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapılara ait veya ilişkili |
basihyoid adj.
|
|
198 |
Anatomy |
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapıları oluşturan |
basihyoid adj.
|
|
199 |
Anatomy |
sinapsın uç tarafında yer alan |
postsynaptic adj.
|
|
200 |
Anatomy |
omurganın ventral tarafında yer alan |
prevertebral adj.
|
|
201 |
Anatomy |
(boynun yan tarafında yer alan) kalın yüzeysel kasa ait veya ilgili |
sternocleidomastoid adj.
|
|
202 |
Anatomy |
(boynun yan tarafında yer alan) kalın yüzeysel kası oluşturan |
sternocleidomastoid adj.
|
|
203 |
Anatomy |
notokordun ön tarafında yer alan |
subnotochordal adj.
|
|
204 |
Anatomy |
sfenoid kemiğin ventral tarafında bulunan |
subsphenoidal adj.
|
|
205 |
Anatomy |
sakrumun sırt tarafında bulunan |
supersacral adj.
|
|
206 |
Anatomy |
omurganın en alt kısmının sırt tarafında yer alan |
supersacral adj.
|
|
207 |
Anatomy |
etmoid kemiğin sırt tarafında yer alan |
supra-ethmoid adj.
|
|
208 |
Anatomy |
omurganın sırt tarafında yer alan |
supraspinate adj.
|
|
209 |
Anatomy |
yakın tarafında |
proximad adv.
|
|
Psychology |
|
210 |
Psychology |
vücudun sol tarafında bulunan şeylere karşı duyulan korku |
levophobia n.
|
|
Pathology |
|
211 |
Pathology |
çenenin bir tarafında ve alt dudakta krampla birlikte yaşanan duyu kaybı |
numb chin syndrome n.
|
|
212 |
Pathology |
görme alanının tüm sol veya sağ tarafında meydana gelen görme kaybı |
hemiopia n.
|
|
213 |
Pathology |
vücudun tek tarafında kas güçsüzlüğünden muzdarip kimse |
hemiparetic n.
|
|
214 |
Pathology |
yüzün bir tarafında görülüp işitme kaybı, omurga eğriliği ve hafif zihinsel gerilikle karakterize olabilen bir konjenital bozukluk |
oculoauriculovertebral dysplasia n.
|
|
215 |
Pathology |
vücudun tek tarafında kas güçsüzlüğü ile ilgili |
hemiparetic adj.
|
|
Biology |
|
216 |
Biology |
(bazı memeliler, sürüngenler ve amfibilerde) arka bacağın iç tarafında görülen gelişmemiş bir çıkıntı türü |
prehallux n.
|
|
217 |
Biology |
karın tarafında olan |
inferior adj.
|
|
Marine Biology |
|
218 |
Marine Biology |
bazı yumuşakça türlerinin ağzının iki tarafında besin almayı kolaylaştıran etli yapılar |
labipalp n.
|
|
219 |
Marine Biology |
derisidikenlilerde vücut duvarında, sırt tarafında veya vücudun içi kısmında olabilen taş kanalın ucunda yer alan delikli veya gözenekli gövde |
madreporic body n.
|
|
220 |
Marine Biology |
derisidikenlilerde vücut duvarında, sırt tarafında veya vücudun içi kısmında olabilen taş kanalın ucunda yer alan delikli veya gözenekli gövde |
madreporic tubercle n.
|
|
221 |
Marine Biology |
bothidae familyasına ait, her iki gözü de başının sol tarafında yer alan yassı balıklara verilen ad |
lefteye flounder n.
|
|
222 |
Marine Biology |
bothidae familyasına ait, her iki gözü de başının sol tarafında yer alan yassı balıklara verilen ad |
lefteyed flounder n.
|
|
223 |
Marine Biology |
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapıları oluşturan |
basihyal adj.
|
|
224 |
Marine Biology |
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapılara ait veya ilişkili |
basihyal adj.
|
|
Astronomy |
|
225 |
Astronomy |
varsayımsal olarak güneşin diğer tarafında bulunduğuna inanılan gezegen |
antichthon n.
|
|
Zoology |
|
226 |
Zoology |
kordalıların embriyo evresinde sırt tarafında baştan kuyruğa kadar uzanan çubuk şeklinde yapı |
notochord n.
|
|
227 |
Zoology |
kırmızı iskiyatik nasırlara sahip olan ve erkeklerinde kırmızı kemerli burunlarının her iki tarafında mavi çizgiler bulunan, batı afrika'ya özgü büyük, vahşi ve sürücül bir babun |
mandrill (mandrillus mormon) n.
|
|
228 |
Zoology |
kırmızı iskiyatik nasırlara sahip olan ve erkeklerinde kırmızı kemerli burunlarının her iki tarafında mavi çizgiler bulunan, batı afrika'ya özgü büyük, vahşi ve sürücül bir babun |
mandrill (mandrillus sphinx) n.
|
|
229 |
Zoology |
(bazı memeliler, sürüngenler ve amfibilerde) ön ayağın iç tarafında görülen gelişmemiş parmak çıkıntısı |
prepollex n.
|
|
230 |
Zoology |
toynağın alt tarafında yer alan bölüm |
fourchette n.
|
|
231 |
Zoology |
kalbi ve ana kan damarlarını içererek vücudun omurilik ekseninin ventralindeki tarafında bulunan |
hemal adj.
|
|
232 |
Zoology |
karın tarafında |
below adv.
|
|
Botanic |
|
233 |
Botanic |
yeni zelanda'ya özgü, sapının iki tarafında tüysü yaprakları olan bir eğrelti otu |
prince-of-wales plume (todea superba) n.
|
|
234 |
Botanic |
yeni zelanda'ya özgü, sapının iki tarafında tüysü yaprakları olan bir eğrelti otu |
prince-of-wales fern n.
|
|
235 |
Botanic |
yeni zelanda'ya özgü, sapının iki tarafında tüysü yaprakları olan bir eğrelti otu |
prince-of-wales feather n.
|
|
236 |
Botanic |
yeni zelanda'ya özgü, sapının iki tarafında tüysü yaprakları olan bir eğrelti otu |
leptopteris superba n.
|
|
237 |
Botanic |
yeni zelanda'ya özgü, sapının iki tarafında tüysü yaprakları olan bir eğrelti otu |
crape fern n.
|
|
238 |
Botanic |
sapının iki tarafında tüysü yaprakları olan (bitki) |
pinnate n.
|
|
239 |
Botanic |
sapın iki tarafında eşit sayıda yaprağı olan bileşik yaprak |
even-pinnate leaf n.
|
|
240 |
Botanic |
ucu tarafında olan |
acroscopic adj.
|
|
241 |
Botanic |
ercik organları yaprakların karşı tarafında olan |
antipetalous adj.
|
|
242 |
Botanic |
taban tarafında |
basiscopic adj.
|
|
243 |
Botanic |
sapın iki tarafında eşit sayıda yaprağı olan |
even-pinnate adj.
|
|
244 |
Botanic |
sapın iki tarafında eşit sayıda yaprağı olan |
paripinnate adj.
|
|
245 |
Botanic |
(yaprak, dal, ağaç) alt tarafında büyüyen |
hypogenous adj.
|
|
246 |
Botanic |
yaprağın alt tarafında bulunan |
hypophyllous adj.
|
|
247 |
Botanic |
yaprağın alt tarafında büyüyen |
hypophyllous adj.
|
|
248 |
Botanic |
sapının her iki tarafında yaprakçıklar yer alıp ucunda yaprakçık bulunmayan |
paripinnate adj.
|
|
Agriculture |
|
249 |
Agriculture |
çitin her bir tarafında yer alan boş arazi |
fencerow n.
|
|
Breeding |
|
250 |
Breeding |
otlayan sürünün yan tarafında kalan hayvan |
flanker n.
|
|
Linguistics |
|
251 |
Linguistics |
dilin bir tarafında "l" sesi çıkarıldığını belirten |
unilateral adj.
|
|
History |
|
252 |
History |
kuzey amerika'da mississippi nehri'nin alt tarafında yaşamış eski bir kızılderili kabilesi |
natchez n.
|
|
253 |
History |
antik roma'da tuniğin her iki tarafında giyilen, rütbeyi sembolize eden dar mor şerit |
angusticlave n.
|
|
254 |
History |
yaprağının her iki tarafında da yazı bulunan el yazması, parşömen veya kitap |
opisthograph n.
|
|
Archaeology |
|
255 |
Archaeology |
triyas dönemine ait ve soyu tükenmiş olan, vücudunun alt tarafında kemik plakaları bulunan çok büyük bir fosil amfibi |
labyrinthodon n.
|
|
256 |
Archaeology |
triyas dönemine ait ve soyu tükenmiş olan, vücudunun alt tarafında kemik plakaları bulunan çok büyük bir fosil amfibi |
mastodonsaurus n.
|
|
Religious |
|
257 |
Religious |
kilisenin ön tarafında günahkarların tövbe etmesi için bulunan bank |
anxious seat n.
|
|
258 |
Religious |
kilisenin ön tarafında günahkarların tövbe etmesi için bulunan bank |
mourners' bench n.
|
|
259 |
Religious |
kilisenin ön tarafında günahkarların tövbe etmesi için bulunan bank |
anxious bench n.
|
|
Geography |
|
260 |
Geography |
aynı meridyen üzerinde olup ekvatorun diğer tarafında yaşayan insanlar |
antiscians n.
|
|
261 |
Geography |
aynı meridyen üzerinde olup ekvatorun diğer tarafında yaşayan insanlar |
antiscii n.
|
|
262 |
Geography |
hawaii adası'nın batı sahilinde mauna loa'nın rüzgaraltı tarafında kalan kısmı |
kona n.
|
|
263 |
Geography |
saron körfezinin attika tarafında yer alan bir yunan adası |
salamis n.
|
|
264 |
Geography |
buz sahanlığının deniz tarafında bulunan ve gemi geçişlerini zorlaştıran kenarı |
shelf ice n.
|
|
265 |
Geography |
ren nehrinin diğer tarafında yer alan |
transrhenane adj.
|
|
266 |
Geography |
ren nehrinin diğer tarafında kalan |
transrhenane adj.
|
|
267 |
Geography |
alman (ren'in diğer tarafında) |
transrhenane adj.
|
|
268 |
Geography |
aynı meridyen üzerinde olup ekvatorun diğer tarafında yaşayan |
antiscian adj.
|
|
269 |
Geography |
atlantik'in bu tarafında olan |
cisatlantic adj.
|
|
270 |
Geography |
leitha nehri'nin avusturya tarafında |
cisleithan adj.
|
|
271 |
Geography |
roma'dan bakıldığında po nehri'nin güney tarafında olan |
cispadane adj.
|
|
Meteorology |
|
272 |
Meteorology |
rüzgar tarafında |
windward n.
|
|
Geology |
|
273 |
Geology |
önceden meydana gelmiş yarıkların rüzgar alan tarafında oluşan buzul çiziği |
dragline n.
|
|
274 |
Geology |
yeryüzünün tersi tarafında olan |
antipodal adj.
|
|
Military |
|
275 |
Military |
şevin ön tarafında yer alan, düşmandan yansıyan ses dalgalarını ileten küçük galerilerden biri |
ecoute n.
|
|
Sport |
|
276 |
Sport |
bacak tarafında gerçekleşen bir saha savunması pozisyonu |
long leg n.
|
|
277 |
Sport |
(kriket) bacak tarafında atıcıya en yakın pozisyonda bulunan alan savunma oyuncusu |
mid-on n.
|
|
278 |
Sport |
(kriket) bacak tarafında atıcıya en yakın pozisyonda bulunan alan savunma oyuncusu |
mid on n.
|
|
279 |
Sport |
(kriket) bacak tarafında atıcıya en yakın alan savunma pozisyonu |
mid on n.
|
|
280 |
Sport |
(krikette) vurucunun sağ tarafında gerçekleşen bir savunma pozisyonu |
short leg n.
|
|
281 |
Sport |
(buz hokeyinde) defans oyuncusunun topu hücum alanında tutmak için golün sağ veya sol tarafında yer aldığı pozisyon |
point n.
|
|
282 |
Sport |
saha tarafında olan (krikette) |
on adj.
|
|
283 |
Sport |
koşu pistinin iç tarafında olan |
inside adj.
|
|
284 |
Sport |
(krikette) sahanın vurucunun bacak tarafında kalan yarısında |
on adv.
|
|
285 |
Sport |
(krikette) sahanın vurucunun bacak tarafında kalan yarısına doğru |
on adv.
|
|
286 |
Sport |
(krikette) bacak tarafında |
on adv.
|
|
Football |
|
287 |
Football |
amerikan futbolunda sahanın her iki tarafında 20 yarda çizgisi ile gol çizgisi arasında kalan bölge |
red zone n.
|
|
288 |
Football |
futbol takımının uç oyuncusunun karşı tarafında olan hücum çizgisi tarafı |
weak side n.
|
|
Chess |
|
289 |
Chess |
vezir tarafında olan |
queenside adj.
|
|
Theatre |
|
290 |
Theatre |
yüzü seyirciye dönükken oyuncunun sağ tarafında kalan sahne kısmı |
right stage n.
|
|
Archaic |
|
291 |
Archaic |
birbirlerine göre yer kürenin tam zıt tarafında yaşayanlar |
antipodean n.
|
|
292 |
Archaic |
bir tarafında tutma yeri olan düz törpü |
quannet n.
|
|
293 |
Archaic |
tarafında olmak |
take with v.
|
|
294 |
Archaic |
sol tarafında (aracın) |
nigh adj.
|
|
295 |
Archaic |
köprünün yakın tarafında |
cispontine adj.
|
|
296 |
Archaic |
her bir tarafında birer tane olan |
singular adj.
|
|
297 |
Archaic |
diğer tarafında |
within prep.
|
|
Ornithology |
|
298 |
Ornithology |
kuş kafasının yan tarafında bulunan renk şeridi |
mustache n.
|
|
299 |
Ornithology |
kuş kafasının yan tarafında bulunan uzun tüyler |
mustache n.
|
|
300 |
Ornithology |
tavuğun kıç tarafında bulunan kas kütlesi |
oyster n.
|
|
Reptiles |
|
301 |
Reptiles |
afrika'ya özgü, üst çenesinin arka tarafında yivli ve zehirli dişleri olan bir yılan cinsi |
trimerorhinus n.
|
|
302 |
Reptiles |
üst çenesinin arka tarafında yivli ve zehirli dişleri olan (yılan) |
back-fanged adj.
|
|
Entomology |
|
303 |
Entomology |
böcek kanadının ön tarafında uçuşu sağlayan ana bölüm |
remigium n.
|
|
304 |
Entomology |
bazı böceklerin başının üst ön tarafında yer alan çıkıntı |
tylus n.
|
|
305 |
Entomology |
böcek kanadının ön tarafında uçuşu sağlayan ana bölüme ait veya ilgili |
remigial adj.
|
|
Heraldry |
|
306 |
Heraldry |
kalkanın her iki tarafında yer alıp merkeze doğru bombe yapan bölümlerinden biri |
flanch n.
|
|
307 |
Heraldry |
her iki tarafında merkeze doğru bombe yapan bölümleri (kalkan) |
flanched adj.
|
|