match - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

match

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "match" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 80 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
match n. kibrit
match n.
match n. maç
match v. eşleştirmek
match v. eşlemek
General
match n. kısmet
match n. eşleme
match n. akran
match n. uygun eş
match n. evlenme
match n. denk
match n. rakip
match n. karşılaşma
match n. uygun
match n. müsabaka
match n. oyun
match n. uygun çift
match n. münasip eş
match n. uygun eş
match n. muadil
match n. emsal
match n. fitil
match n. ateşleme fitili
match n. kopya
match n. görünüm olarak diğerine çok benzeyen veya diğeriyle çok uyumlu olan şey
match n. birbirini tamamlayan veya görünüm olarak birbiri ile uyumlu veya benzer olan ikili
match n. eskiden kandil ve lambalarda çokça kullanılan, yakıtı tutuşturmaya veya bir şeyi tütsülemeye yarayan, kıvılcımla alev alması için eritilmiş sülfüre batırılmış ip, kumaş, kağıt veya tahta çubuk
match n. sülfürik asit ile temas ettiğinde tutuşabilmesi için ucu potasyum klorat ve şekerle kaplanmış yanıcı bir malzemeden yapılmış parça
match n. ucu sürtünme ile tutuşan yanıcı bir karışımla kaplanmış tahtadan veya kolay tutuşan başka bir malzemeden elde edilen kısa ve ince parça
match n. en iyi üç maç
match n. en iyi üç veya beş maç
match v. uyumlamak
match v. geçmek
match v. aşık atmak
match v. uymak (birbirine)
match v. uygun olmak
match v. uydurmak (birbirine)
match v. uydurmak
match v. birleştirmek
match v. eşlendirmek
match v. geçirmek
match v. at başı gitmek
match v. boy ölçüşmek
match v. birbirine uymak
match v. karşılaştırmak
match v. evlendirmek
match v. evlenmek
match v. eşlemek
match v. aşağı kalmamak (birinden/bir şeyden)
match v. uymak
match v. eşleştirme yapmak
match v. benzemek
match v. birbirine uydurmak
match v. alıştırmak
match v. denk olmak
match v. eşit olmak
match v. dengi olmak
match v. (bir şeye) bütünleyici fon sağlamak
match v. yazı tura atmak
match v. (tahtaları) zıvana-kinişli geçme veya oluklu bağlantı ile yan yana veya uç uca monte etmek
Technical
match n. kibrit
match n. bir tarafında tümsek karşılık gelen diğer yarısında çukur bulunan seramik kalıbının iki yarısını birbirine monte etmeye yarayan bir alet
match n. alçıdan veya benzer bir malzeme ile kum, mürdesenk ve bezir yağı karışımından yapılan, bir şablonu desteklemek için oluşturulan şekil
match n. iki rengin aynı ton, canlılık ve açıklığa sahip olması
match n. (metal işlemede) kalıbın parçaları arasındaki ayrım yüzeylerine şekil vermek amacıyla kalıp çıkarılırken şablonun kısmen gömülü olduğu oluklu levha, sıva kalıbı, sertleşmiş kum gibi malzeme
match v. birbirine uydurmak
match v. birbirine uygun olmak
match v. eş olmak
match v. uymak
Computer
match n. büyük/küçük
match expr. eşleştir
Electric
match v. (elektrik devrelerini) transformatör aracılığıyla birleştirmek
Hunting
match n. yarışma
match n. eskiden top, misket tüfeği gibi ateşli silahları ateşlemede veya barut zincirini tutuşturmada kullanılan, her tarafı eşit oranda yanması için kimyasal işlem görmüş fitil
match n. fitil yapımında kullanılan malzeme
Sport
match n. karşılaşma
match n. maç
match n. sahipleri farklı olan iki at arasında düzenlenen ve kuralların at sahipleri tarafından belirlendiği yarış
match n. (tenis veya voleybolda) oyunculardan birinin veya bir takımın belirlenen sayıdaki seti veya oyunu kazandığı müsabaka
Cinema
match n. uyuşum

Sens de "match" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
football match n. futbol maçı
match seller n. kibritçi
shooting match n. tartışma
football match n. futbol karşılaşması
test match n. uluslararası kriket maçı
wrestling match n. güreş müsabakası
return match n. rövanş maçı
away match n. deplasman maçı
shooting match n. atış müsabakası
elimination match n. eleme maçı
semifinal match n. yarıfinal
match box n. kibrit kutusu
final match n. final maçı
slanging match n. ağız kavgası
return match n. rövanş
shooting match n. atışma
friction match n. kibrit
match industry n. kibrit endüstrisi
shooting match n. kavga
perfect match n. bir çift arasındaki mükemmel uyum
perfect match n. iki eş arasındaki mükemmel uyum
perfect match n. tam uyum
match maker n. çöp çatan
basketball match n. basketbol maçı
best match n. uyumlu çift
slanging match n. ağız dalaşı
screaming match n. ağız dalaşı
best match n. uyumlu karı-koca
match-making n. çöpçatanlık
safety match n. sürt-yansın
match case n. büyük küçük harfe duyarlı
safety match n. kibrit
safety match n. emniyet kibriti
love match n. aşk evliliği
match ticket n. maç bileti
match highlight n. maç özeti
match highlights n. maç özetleri
color match n. renk eşleşmesi
color match n. renk uyumu
rest of the match n. maçın geri kalanı
match-up n. eşleştirme
match-up n. eşleşme
tennis match n. tenis maçı
the match day n. maç günü
half-drop-match n. yarım (soter) raport
death match n. ölüm müsabakası
spelling match n. heceleme yarışması
challenge match n. intikam maçı
grudge match n. intikam maçı
exact match n. tam eşleme
black match n. siyah fitil
strong match n. sağlam eşleşme
strong match n. iyi eşleşme
fitting match n. uygun eş, eşleşme
chess match n. satranç maçı
chess match n. satranç karşılaşması
chess match n. satranç müsabakası
kitchen match n. mutfak kibriti
kitchen match n. aşçı kibriti
kitchen match n. pürüzlü yüzeye sürtüldüğünde yanabilen, ahşap ve gaz sobasını tutuşturmaya elverişli ahşap kibrit
match [obsolete] n. antlaşma
match [obsolete] n. sözleşme
match [obsolete] n. uzlaşma
match [obsolete] n. lamba veya kandil fitili
book match n. kibrit kutusundaki kibrit
book match n. kibrit kutusundan alınan kibrit
exact match n. tam eşleşme
parlor match n. sülfürsüz veya çok az sülfür içeren bir kibrit
percussion match n. vurarak yanan kibrit
shooting match n. insan topluluğu
shooting match n. kalabalık
shooting match n. grup
shooting match n. parti
shooting match n. yığın
shooting match n. öbek
shooting match n. bütün bir olay
shooting match n. genel husus
shooting match n.
shooting match n. sorun
shooting match n. mesele
shouting match n. ağız dalaşı
shouting match n. hararetli tartışma
shouting match n. sözlü atışma
slugging match n. kıran kırana geçen boks maçı
slugging match n. iyi atışlarla dolu beyzbol maçı
slugging match n. yumruklu kavga
slugging match n. ateşli tartışma
be a match for v. eş olmak
apply a match to v. kibritle tutuşturmak
meet one's match v. adamına çatmak
meet one's match v. hakkından gelebilecek birine rastlamak
match well together v. birbirine tam anlamıyla uymak (renk vb)
not to match v. uymamak
strike a match v. kibrit çakmak
be a match for v. birinin dengi olmak
match the description v. tarife uymak
match against v. karşılaştırmak
hold a match v. maç yapmak
make a match v. evlenmek
set a match to v. yakmak
match up with v. örtüşmek
go to the match v. maça gitmek
watch the match v. maç izlemek
win the match v. maç kazanmak
see the match v. maçı izlemek
watch the match v. maç seyretmek
light the match v. kibrit yakmak
conduct a match v. maç yönetmek
refree a match v. maç yönetmek
light the match v. kibriti çakmak
strike the match v. kibriti çakmak
meet one's match v. tam adamına çatmak
match colours v. renkleri uyuşturmak
match each other v. birbirine uymak
match each other v. birbirine yakışmak
play a football match v. maç oynamak
play a football match v. maç yapmak
put off the match v. maçı tatil etmek
postpone the match v. maçı tatil etmek
postpone the match v. maçı ertelemek
strike the match v. kibrit çakmak
watch a soccer match v. futbol maçı izlemek
play a football/soccer match v. futbol maçı yapmak
watch a football match v. futbol maçı izlemek
win the match v. maçtan galip ayrılmak
win the match v. maçı galibiyetle bitirmek
win the match v. maçı galibiyetle tamamlamak
win the match v. maçı kazanmak
win the match v. maçı galip bitirmek
win the match v. maçı galip tamamlamak
win the match v. maçı galibiyetle kapatmak
light the fire with the match v. ateşi kibritle yakmak
get involved in match-fixing activities v. şike faaliyetlerinde bulunmak
be involved in match-fixing activities v. şikeye adı karışmak
get involved in match-fixing activities v. şikeye adı karışmak
be involved in match-fixing activities v. şike faaliyetleri içerisinde bulunmak
get involved in match-fixing activities v. şike faaliyetlerine adı karışmak
get involved in match-fixing activities v. şike faaliyetleri içerisinde bulunmak
be involved in match-fixing activities v. şike faaliyetlerine adı karışmak
be involved in match-fixing activities v. şike faaliyetlerinde bulunmak
break one's silence over match-fixing allegations against him/her v. hakkındaki şike iddialarına karşı sessizliğini bozmak
be detained under allegations of match-fixing v. şike soruşturması kapsamında gözaltına alınmak
rasp a match v. kibriti sürtmek/çakmak
get a match on fingerprints v. parmak izinde eşleşme bulmak
match [obsolete] v. yakın işbirliğinde bulunmak
match [obsolete] v. yakın çevreye yerleştirmek
book-match v. (yer döşeme levhalarını) simetrik bir etki yaratacak şekilde eşleştirmek
cross-match v. (bir şeyi) birden fazla liste ya da gruptaki ilgili elemanlarla eşleştirmek
supposedly being involved in match-fixing scandal adj. şike skandalında adı geçen
mix-and-match adj. birbirini tamamlayan farklı parçaları bir araya getiren
bim (best in match) abrev. maçın en iyisi
Phrasals
match up v. aralarındaki bağlantıyı kurmak
match up v. aralarını yapmak
match up v. birisine birini ayarlamak
match someone or something in something v. biriyle bir şeyde yarışmak/başa baş gitmek
match up v. birleştirmek
match up v. eşleştirmek
match with v. ile eşleşmek
match up to something v. karşılık gelmek/uymak
match against v. karşı yarışmak
match against v. (bir müsabakada) rakip olmak
match someone or something in something v. bir şeyde biriyle aynı seviyede olmak
match someone or something in something v. bir şeyde biriyle eşit olmak
match someone or something in something v. bir şeyde biriyle boy ölçüşmek
match someone or something in something v. bir şeyde birine denk olmak
match someone (up) (with someone) v. birini (biriyle) eşleştirmek
match someone (up) (with someone) v. iki kişi arasında çöpçatanlık yapmak
match someone (up) (with someone) v. birinin (biriyle) çift/birlikte olmasına önayak olmak
and match something (up) (with something) v. birini (biriyle) eşleştirmek
and match something (up) (with something) v. iki kişi arasında çöpçatanlık yapmak
and match something (up) (with something) v. birinin (biriyle) çift/birlikte olmasına önayak olmak
match up with (someone or something else) v. (biriyle/bir şeyle) eşit olmak
match up with (someone or something else) v. (biriyle/bir şeyle) örtüşmek
match up with (someone or something else) v. (biriyle/bir şeyle) benzer özelliklere sahip olmak
match up with (someone or something else) v. (biriyle/bir şeyle) denk olmak
match (someone or something) (up) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) eşleştirmek
match (someone or something) (up) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
match (someone or something) (up) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
match (someone or something) (up) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak
match (someone or something) (up) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
match (someone or something) (up) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek
match (someone or something) (up) with (someone or something else) v. (birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek
match (someone or something) against (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) eşleştirmek
match (someone or something) against (someone or something else) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
match (someone or something) against (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
match (someone or something) against (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak
match (someone or something) against (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
match (someone or something) against (someone or something else) v. (birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek
match (someone or something) against (someone or something else) v. (birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek
match for (someone or something) v. (birine/bir şeye) rakip olabilecek kimse
match for (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) karşısına çıkabilecek kimse
match for (someone or something) v. (birine/bir şeye) kafa tutabilecek kimse
match for (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı mücadele edebilecek kimse
match in v. -de yarışmak/başa baş gitmek
match in v. '-de aynı seviyede olmak
match in v. '-de eşit olmak
match in v. '-de denk olmak
match up (someone or something) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) eşleştirmek
match up (someone or something) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
match up (someone or something) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
match up (someone or something) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak
match up (someone or something) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
match up (someone or something) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek
match up (someone or something) with (someone or something else) v. (birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek
match up to v. -e karşılık gelmek/uymak
match up to (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşılık gelmek/uymak
match up to (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) seviyesine erişmek
match up to (someone or something) v. (birine/bir şeye) eşit/denk olmak
match up to (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) seviyesinde olmak
match up to (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) dengi olmak
match up to (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) benzer özelliklere sahip olmak
match up to (someone or something) v. (biri/bir şey) kadar iyi olmak
match with v. ile karşılaştırmak
match with v. ile kıyaslamak
match with v. ile eşleştirmek
match with v. ile rakip yapmak
match with v. '-in karşısına çıkarmak
Phrases
game, set, match n. oyun, set ve maç
game, set, match n. zafer
game, set, match n. galibiyet
match the sentences expr. cümleleri eşleştirin
match the sentences with their turkish meanings expr. cümleleri türkçe anlamlarıyla eşleştirin
in the rest of the match expr. maçın geri kalanında
match the words on the left with the ones on the right expr. soldaki kelimeleri sağdakilerle eşleştirin
Colloquial
pissing match n. sidik yarışı
not match any known creatures v. bilinen hiçbir canlıyla uymamak
Idioms
a slanging match n. ağız dalaşı
a shouting match n. ağız dalaşı
the whole shooting match n. birşeyin tamamı
the whole shooting match n. her şey
the whole shooting match n. işin tamamı
the whole shooting match n. işin tümü
a match made in heaven n. kusursuz evlilik
a match made in heaven n. mükemmel çift
a match made in heaven n. örnek çift
a match made in heaven n. örnek evlilik
the whole shooting match n. sürü sepet
the whole shooting match n. tüm ayrıntısı
a needle match n. zorlu maç
a match made in hell n. birbirine hiç uygun olmayan çift
a match made in hell n. birbirine tamamen zıt çift
a match made in hell n. birbirine hiç yakışmayan çift
a match made in hell n. kötü bir eşleşme
a match made in hell n. olumsuz sonuçlar doğurabilecek bir eşleşme/beraberlik
three on a match n. kötü şans getiren bir hareket
three on a match n. kötü şans getiren bir davranış/eylem
a marriage/match made in heaven n. kusursuz evlilik/çift
a marriage/match made in heaven n. mükemmel evlilik/çift
a marriage/match made in heaven n. örnek evlilik/çift
match for n. -in dengi
match for n. '-e eş
match for n. '-in seviyesinde
match for (someone) n. (birine) uygun kimse
match for (someone) n. (birinin) dengi kimse
match wits with someone v. aşık atmak
get into a slanging match with someone v. biriyle ağız dalaşına girmek
get into a shouting match with someone v. biriyle ağız dalaşına girmek
match wits with someone v. biriyle zeka yarıştırmak
meet one's match v. baltayı taşa vurmak
make a match of it v. birbirine uygun düşmek
match wits with someone v. boy ölçüşmek
get into a shoving match v. bir itiş kakışa (kavgaya) karışmak
meet one's match v. belasını bulmak
make a match of it v. birbirine çok uymak
be no match for something or somebody v. dengi olmamak
meet one's match v. çetin cevize çatmak
match wits with someone v. sidik yarıştırmak
meet one's match v. sert kayaya çatmak
meet one's match v. ustasına çatmak
match up against somebody v. -e karşı kazanma şansı olmak
meet one's match v. (tam) adamına çatmak
be no match for something or somebody v. üstesinden gelebilecek durumda olmamak
make a match of it v. uygun bir çift olmak
find (one's) match v. kendi dengini bulmak
find (one's) match v. eşini bulmak
find (one's) match v. kendi gibi birini bulmak
meet your match (in somebody) v. kendi dengi olan birini bulmak
meet your match (in somebody) v. kendi dengi biriyle karşılaşmak
meet your match (in somebody) v. kendiyle eşit seviyede birini bulmak
meet your match (in somebody) v. kendiyle eşit seviyede biriyle karşılaşmak
meet your match (in somebody) v. kendisi kadar/kendisinden daha iyi biriyle karşılaşmak
meet your match (in somebody) v. kendisi kadar/kedisinden daha iyi birini bulmak
meet your match (in somebody) v. (birinde) kendini bulmak
findyour match (in somebody) v. kendi dengi olan birini bulmak
findyour match (in somebody) v. kendi dengi biriyle karşılaşmak
findyour match (in somebody) v. kendiyle eşit seviyede birini bulmak
findyour match (in somebody) v. kendiyle eşit seviyede biriyle karşılaşmak
findyour match (in somebody) v. kendisi kadar/kendisinden daha iyi biriyle karşılaşmak
findyour match (in somebody) v. kendisi kadar/kedisinden daha iyi birini bulmak
findyour match (in somebody) v. (birinde) kendini bulmak
mix and match v. farklı şeyleri bir araya getirmek
mix and match v. farklı şeyleri bir araya getirip uydurmak
mix and match v. farklı şeylerden kombinasyonlar yapmak
mix and match v. sınırlı sayıda parçayı birbiriyle farklı şekillerde eşleştirmek
mix and match v. sınırla sayıda kıyafeti farklı kombinasyonlarla bir araya getirmek
mix and match v. sınırlı sayıda kıyafeti farklı kombinasyonlarla giymek/farklı şekillerde eşleştirmek
mix and match v. aynı kıyafetleri birbiriyle farklı kombinasyonlar/eşleştirmeler yaparak giymek
mix and match v. seçip eşleştirmek
mix and match v. bir ürün grubu içerisinden istediğini seçmek
mix and match v. farklı parçaları birkaç farklı şekilde eşleştirmek/bir araya getirmek
mix and match v. farklı parçaları birkaç farklı kombinasyonla eşleştirmek
mix and match v. birbirinden farklı fakat birbirini tamamlayan parçaları (kıyafet, eşya) seçip bir araya getirerek uyumlu/düzenli bir takım oluşturmak
mix and match v. bir şeyleri farklı amaçlar için farklı kombinasyonlarla bir araya getirmek/eşleştirmek
be no match for v. -in dengi olmamak
be no match for v. '-in altında kalmak
be no match for v. '-den düşük kalmak
be no match for v. '-in seviyesinde olmamak
be no match for v. ile kıyas götürmemek
be no match for v. '-in yanından bile geçmemek
be no match for v. ile alakası bile olmamak
be no match for somebody/something v. birinin/bir şeyin dengi olmamak
be no match for somebody/something v. birinin/bir şeyin altında kalmak
be no match for somebody/something v. birinden/bir şeyden düşük kalmak
be no match for somebody/something v. birinin/bir şeyin seviyesinde olmamak
be no match for somebody/something v. biriyle/bir şeyle kıyas götürmemek
be no match for somebody/something v. birinin/bir şeyin yanından bile geçmemek
be no match for somebody/something v. biriyle/bir şeyle alakası bile olmamak
be no match for somebody/something v. birine/bir şeye yetişememek
be no match for somebody/something v. biri/bir şey kadar iyi olmamak
be no match for somebody/something v. biriyle/bir şeyle aşık atamamak
find/meet your match v. dengini bulmak
find/meet your match v. dengiyle karşılaşmak
find/meet your match v. kendiyle eşit seviyede birini bulmak
find/meet your match v. kendiyle eşit seviyede biriyle karşılaşmak
find/meet your match (in somebody) v. dengini bulmak
find/meet your match (in somebody) v. dengiyle karşılaşmak
find/meet your match (in somebody) v. kendiyle eşit seviyede birini bulmak
find/meet your match (in somebody) v. kendiyle eşit seviyede biriyle karşılaşmak
find/meet your match (in somebody) v. (birinde) kendini bulmak
match (one) stride for stride v. (birine) ayak uydurmak
match (one) stride for stride v. (birinin) hızını yakalamak/hızında hareket etmek
match (one) stride for stride v. (birinin) seviyesini yakalamak/seviyesinde hareket etmek
match (one) stride for stride v. (birine) denk olmak
match (one) stride for stride v. (biri) kadar iyi olmak
match wits v. boy ölçüşmek
match wits v. sidik yarıştırmak
match wits v. aşık atmak
match wits v. zeka yarıştırmak
match wits v. ile yarışa girmek
match wits (with one) v. (biriyle) boy ölçüşmek
match wits (with one) v. (biriyle) sidik yarıştırmak
match wits (with one) v. (biriyle) aşık atmak
match wits (with one) v. (biriyle) zeka yarıştırmak
match wits (with one) v. (biriyle) yarışa girmek
meet match v. hakkından gelebilecek birine rastlamak
meet match v. dengini bulmak
meet match v. dengiyle karşılaşmak
meet match v. kendiyle eşit seviyede birini bulmak
to match adv. benzer özellikte
to match adv. uygun şekilde
the whole shooting match expr. birşeyin bütünü
whole shooting match expr. bütünü
the whole shooting match expr. hepsi
whole shooting match expr. tamamı
game, set, (and) match expr. (teniste) oyun, set, (ve) maç
game, set, (and) match expr. zafer
game, set, (and) match expr. galibiyet
Speaking
you make a perfect match expr. birbirinize çok yakışıyorsunuz (iki sevgili için)
do you have any jacket to match these trousers? expr. bu pantolona uyacak ceketiniz var mı?
the match ended in a draw expr. maç berabere bitti
the match on the radio expr. radyodaki maç
Trade/Economic
price match n. fiyat karşılaştırması
price match n. fiyat eşleştirmesi
broad match modifier n. geniş eşleme düzenleyici
broad match n. geniş eşleme
price match v. fiyat eşleştirmesi yapmak
price match v. fiyat karşılaştırması yapmak
Law
ballistics match n. balistik eşleşme
match fixing n. şikecilik
indictment in match-fixing probe n. şike soruşturması iddianamesi
match fixing n. şike yapma
match-fixing adj. şike yapan
Politics
match-funding n. bağış yapan oluşumun, bağışı alan kimselerin aldıkları tutarı hemen hemen ikiye katlamaları yönünde koyduğu şart
Advertising
phrase match n. sıralı eşleme
exact match n. tam eşleme
Technical
invariant match n. değişmez uyum
match line n. denkleşme çizgisi
match lines n. denk çizgiler
safety match n. emniyet kibriti
match-plate n. geçme sac
match sieve n. kalibreli laboratuar eleği
die match n. kalıp denkliği
match flame equivalent n. kibrit ateşi eş değeri
bad bottom plate match n. kaymış müldefon
poplar log for match n. kibritlik kavak tomruğu
sand match n. kum kalıp eşi
metal match-plate patterns n. metal model plakası modelleri
match plane n. oluk rendesi
friction match n. sürtünme ile yanan kibrit
match merging n. uyuşumlu birleştirme
match lines n. uyuşum çizgileri
match merging n. uyum birleştirme
match select n. uyum seçimi
match select n. uyuşum seçimi
slow-match n. yavaş yanan kibrit
match plate n. geçme sac
match plate n. bir dökümdeki birleşme çizgisinin her iki tarafında karşılıklı yer alan metal levha
match plate n. bir dökümün eşit iki yarısının bağlı olduğu metal levhalardan her biri
match colours v. renkleri uyuşturmak
match case adj. büyük/küçük harf ayırsamalı
match case adj. büyük / küçük harf ayırsamalı
Computer
parentheses do not match n. ayraç uyuşmazlığı
match case n. büyük/küçük
pattern match n. desen eşleştirmesi
language match n. dil eşleşmesi
value to match n. eşleşecek değer
match information n. eşleme bilgisi
match byte n. eşleşme baytı
screen match n. ekran eşleşmesi
match found n. eşleşme bulundu
previous match n. önceki eşleşme
match criteria n. ölçüte uyanlar
magic match n. sihirli eşleşme
next match n. sonraki eşleşme
match select n. uyuşum seçimi
match select n. uyum seçimi
match merging n. uyuşumlu birleştirme
match merging n. uyum birleştirme
match fields expr. alanları eşleştir
match case expr. büyük/küçük harf duyarlı
match case expr. büyük/küçük duyarlı
match upper/lowercase expr. büyük/küçük harf duyarlı
match case expr. büyük küçük harfe duyarlı
match case expr. büyük küçük harf duyarlı
match case expr. büyük küçük harf eşleştir
match byte expr. bayt eşleştir
match case expr. büyük/küçük harf eşleştir
pattern match expr. desen eşleştir
match screen expr. ekran eşleştir
match width expr. genişliği eşleştir
no match expr. eşleşen yok
match kashida expr. keşide eşleştir
match kashida expr. kashida'ları eşleştir
match the words with the definitions expr. kelimeleri tanımlarla eşleştirin
match upper/lowercase expr. küçük harf duyarlı
match kashida expr. kashida yazı eşleştir
match kashida expr. keşideleri eşleştir
passwords do not match expr. şifreler uyuşmuyor
match whole word expr. tüm sözcüğü eşleştir
match whole word only expr. tüm sözcüğü eşleştir
match the sums expr. toplamları eşleştir
match whole field expr. tüm alanı eşleştir
no match expr. uyuşmazlık var
Informatics
broad match n. geniş eşleme
phrase match n. sıralı eşleme
match case expr. büyük küçük harfe duyarlı
Mechanic
match wheel n. başka bir çarkla çalışmaya uyumlu dişli çark
match wheel n. eşit boyuttaki iki dişli çarktan her biri
match hook n. ikili kanca
Textile
mix and match sportwear n. alt ve üst ayrı takımlanabilen spor giysi
match-cloth n. kaba dokuma
match-coat n. eskiden amerikan yerlilerinin giydiği genellikle yün kumaştan olup kürk veya kuş tüyünden de yapılabilen pelerin veya benzeri bol bir örtü
Architecture
match-tower n. çıkma kule
Construction
match-plane n. kiniş rendesi
match boarding n. lamba-kinişli tahtanın sayısı
match boarding n. geçme tahtalardan yapılmış şey
match boarding n. lambiri
Woodworking
match flame equivalent n. kibrit ateşi eşdeğeri
Medical
cross-match v. kana çapraz karşılaştırma yapmak
Statistics
banach's match problem n. banach'ın eşleme problemi
Biology
dna match n. dna eşleşmesi
Literature
the little match girl n. kibritçi kız
Military
quick match n. barutlu fitil
quick-match adj. çabuk yanan (fitil)
Hunting
match ammunition n. yarışma fişeği
match tub n. topu ateşlerken ateşleme fitilinin tutuşma hızını yavaşlan oluklu hazne
Sport
practice match n. antrenman maçı
boxing match n. boks maçı
challenge match n. çelenç
away match n. deplasman maçı
friendly match n. dostluk maçı
coordinated international match calendar n. eşgüdümlü uluslararası maç takvimi
exhibition match n. gösteri maçı
practice match n. hazırlık maçı
classification match n. klasman maçı
match points n. maç puanı
match result n. maç sonucu
match point n. maç sayısı
national match n. milli maç
friendly match n. özel maç
revenge match n. rövanş maçı
return match n. rövanş maçı
match-fixing n. şike
match fixing n. şike
international match calendar n. uluslararası maç takvimi
match of the year n. yılın maçı
four-ball match n. dört top golf maçı
four-ball match n. dört top golf maçı
woman of the match n. maçın kadını
woman of the match n. maçın en iyi oyuncusu
woman of the match n. maçın oyuncusu
match lineup n. maç kadrosu
match game n. rövanş veya şampiyonluk maçı gibi tarafların üstünlük mücadelesi verdiği karşılaşma
match play n. (golfte) vuruş sayısına göre değil de kazanılan delik sayısına göre yapılan puanlama
match play n. bireysel yarışan iki bowling oyuncusu arasındaki eleme maçı
match play n. antrenman maçının tersine rekabetin ön planda olduğu oyun
match-winner n. puan veya sayı alarak kendi takımına maçı kazandıran oyuncu
match-winner n. maçı kazandıran puan veya sayı
shield match [australia] n. sheffield shield turnuvasını kazanmak için yapılan kriket maçı
shield match [new zealand] n. ranfurly shield kupasını kazanmak için yapılan ragbi maçı