through ... - Turkish English Dictionary
History

through ...



Meanings of "through ..." with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
come through v. üstesinden gelmek
through prep. başından sonuna kadar
through prep. yoluyla
through prep. vasıtası ile
through prep. kanalıyla
through prep. yolu ile
through prep. aracılığıyla
through prep. üzerinden
through prep. boyunca
General
through traffic n. transit trafik
one who speaks through his nose n. hımhım
through freight n. direkt nakliyat
through street n. transit yolu
through plane n. direkt uçak
through ticket n. aktarmasız bilet
through train n. aktarmasız tren
through our high quality service n. kaliteli hizmet anlayışımızla
through train n. ekspres tren
through service n. aktarmasız sefer
through fare n. aktarmasız tarife
through ticket n. aktarmasız
through ticket n. yolculuğun sonuna kadar geçerli bilet
walk through n. bir evden taşınılırken ev sahibinin kiracıyla beraber yaptığı kontrol
walk through n. gidiş yolu
follow-through n. devam
follow-through n. tamamlama
walk-through n. gidiş yolu
through-circulation drying n. derinlemesine dolaşımlı kurutma
walk-through n. bir evden taşınılırken ev sahibinin kiracıyla beraber yaptığı kontrol
through train n. direkt tren
through marriage n. evlilik yoluyla
through marriage n. evlilik aracılığıyla
through ticket n. yolculuğun sonuna kadar olan bilet
communicating through smoke signals n. dumanla haberleşme
journey through time n. zaman yolculuğu
journey through time n. zamanda yolculuk
through legal channels n. yasal kanallar vasıtasıyla
drive through n. araçlara yol üstü verilen yemek servisi
drive through n. arabaya servis
child through birth n. öz evlat
child through birth n. öz çocuk
travelling through time n. zaman yolculuğu
smile back through gritted teeth n. zorla/istemeden gülümsemek
travelling through time n. zamanda yolculuk
see-through n. transparan elbise
through line n. istikrarlı unsur
through-line n. istikrarlı unsur
through stone [scottish] n. yassı mezar taşı
through cold n. ayaz
run-through n. pratik
run-through n. prova
run-through n. tekrar
run-through n. anket
run-through n. kısa araştırma
run-through n. üstünkörü inceleme
run-through n. göz atma
run-through n. kısa özet
run-through n. baştan savma özet
run-through n. tek prova
run-through n. tek tekrar
run-through [uk] n. izleyici çekim
run-through [uk] n. kaydırmalı çekim
drive-through window n. arabaya servis penceresi
drive-through n. arabaya servis penceresi
drive-through delivery n. sonrasında annenin hastanede çok kısa süre kaldığı doğum
floor-through n. bütün bir katı kaplayan daire
follow through n. söylediği şekilde gerekeni yapma
follow through n. işi lafta bırakmayıp halletme
pull-through n. bir şeyin içinden geçirilen şey
pull-through n. namlu temizleyici
pull-through n. namlu temizleme ipi
see-through n. transparanlık derecesi
see-through n. iç gösteren giysi
push through n. tüfek deliğini temizleyen cihaz
sift through v. incelemek
get through with v. bitirmek
read something through v. bir şeyin tamamını okumak
lie through one's teeth v. külliyen yalan söylemek
sift through v. inceleyerek okumak
go through v. arayıp taramak
get through v. geçmek
run through v. çizgi çekmek
look through v. göz atmak
put something through v. bir yasa tasarısını meclisten geçirmek
live through v. zor bir durumdan sağ olarak çıkmak
walk through v. inceleyerek gezmek
get through v. bitirmek (okulu)
pull through v. atlatmak
see one through v. yetmek
pull through v. iyileşmek
page through v. sayfalarını çevirmek
go through v. zor bir zamanı geçirmek
wade through v. içinden yürüyerek geçmek (sığ su/çamur)
get something through someone's head v. bir şeyi birine anlatmak
pull through v. kurtarmak
run through v. israf etmek
ride through the sky v. gökyüzünde dolaşmak
go through v. onaylanmak (bir kanun tasarısı vb)
go through v. muayene etmek
go through v. zor bir durumu atlatmak
clear through the customs v. gümrükten çıkarmak
carry something through v. gerçekten yapmak
go through v. bitirmek (okulu)
come through v. geçirmek
look through v. bakmak
go through v. ince eleyip sık dokumak
skin through v. zar zor başarmak
see through v. aklından geçeni görmek
thumb through v. sayfalarını karıştırmak (kitap/dergi vb'nin)
get through v. ulaşmak
scuttle through v. aradan sıvışmak
get through v. geçirmek
stride through v. arşınlamak
be through with something v. elini eteğini çekmek
go through a difficult patch v. çok çile çekmek
go through with v. planlanmış bir şeyi gerçekten yapmak
live through v. yaşamak
bring in through pipes v. borularla taşımak
carry through v. bitirmek
go through a crisis v. buhran geçirmek
get something through someone's head v. bir şeyi birinin kafasına sokmak
go through the mill v. feleğin çemberinden geçmek
come through v. sonuca ulaşmak
flick through v. gözden geçirmek
breeze through v. kolayca yapmak
browse through v. şöyle bir karıştırmak
live through v. başından geçmek
bring somebody through v. kurtarmak
go through v. geçmek (tasarı/teklif vb meclisten)
line through v. çizgi çekmek
go through with v. gerçekleştirmek
break through v. atılım yapmak
browse through v. göz gezdirmek
come through v. iyileşmek
muddle through v. bir işi bir şekilde halletmek
run through v. içinden geçirmek
smash through v. bir şeyi kuvvetle atarak (başka bir şeyi) kırmak
go through a sorrow v. acıyı yaşamak
get through v. geçirmek (zor bir zamanı)
be unable to carry through v. altından kalkamamak
go through v. kontrol etmek
carry one through v. bir şey birini başarılı bir sonuca ulaştırmak
get through to v. tur atlamak
live through v. sağ salim çıkmak
put through v. telefonu bağlamak
go through v. geçirmek (zor bir zamanı)
get through v. başarmak
slip through one's fingers v. elinden kaçırmak
break through v. ilerleme kaydetmek
sift through v. tetkik etmek
go through with v. tamamen bitirmek
carry something through v. bir şeyi yerine getirmek
get through to v. bir şey anlatmak
live through v. zorluklara rağmen başarmak
go through v. geçmek (sınav sınıf vb'ni)
get through v. zor bir durumu atlatmak
plow through v. güçlükle ilerlemek
push something through v. bir şeyi kabul ettirmek
carry through v. gerçekleştirmek
go through v. araştırmak
win through v. kapak atmak
follow through v. harfi harfine yerine getirmek
go through the mill v. büyük zorluklar atlatmak
be shot through with v. bir şeyde bir öğe yer yer bulunmak
get wet through v. sırsıklam olmak
see a thing through v. bir işi başarmak
run through v. çabucak gözden geçirmek
fall through v. gerçekleşmemek
line through v. karalamak
go through the motions v. bir işi isteksizce yapmak
put a call through v. telefon etmek
see through somebody v. ne mal olduğunu anlamak
plow through v. yarıp geçmek
go through v. onaylanmak
bring through v. korumak
think through v. usa vurmak
wade through v. ağır ağır ve güçlükle ilerlemek
live through v. yaşamak (bir zamanı/olayı)
put through v. telefona bağlamak
leaf through v. kitap, dergi vb'nin sayfalarına göz atmak
see something through v. bir şeyin sonunu getirmek
sleep through v. derin uyumak
go through v. incelemek
put somebody through something v. tabi tutmak
see a thing through v. tuttuğunu koparmak
get through v. bitirmek
go through v. geçirmek (hastalık/sıkıntı vb'ni)
be through v. işe yaramaz olmak
go through the motions v. rutine bağlamak
pick one's way through v. arasından dikkatle ve yavaş yavaş ilerlemek
pull through v. iyileştirmek
rifling through v. talan etmek
wet through v. sırılsıklam etmek
bring through v. ayıltmak
get through v. tüketmek
break through v. yarıp geçmek
win through v. başarılı olmak
run through v. delik açmak
wade through v. zorla tamamlamak
see something through v. bir işi bitirmek
pay through the nose v. kazık yemek
leaf through v. göz gezdirmek
plow through a book v. bir kitabı güçlükle okuyup bitirmek
skin through v. güçbela becermek
carry one through v. bir şey birini ayakta tutmak
get through to v. ulaşmak
clear through customs v. gümrükten geçirmek
go through with v. yürütmek
win through v. başarmak
rifle through v. karmakarışık etmek (bir şeyi ararken)
go through v. durmadan geçmek (bir taşıt durması gereken bir yerden)
get wet through v. sucuk gibi olmak
rake through v. dikkatle gözden geçirmek
rush a bill through v. bir kanun tasarısını acele ile meclisten geçirmek
strike through v. çıkarmak
get through v. onaylanmak
through with someone v. bir ilişkiye son vermek
come through v. başarmak
be worn through v. delinmek
get through v. sonuçlandırmak
pass through v. çekmek
browse through v. şöyle bir okumak
jump through hoops v. karşılaşılan tüm engellerin üstesinden gelmek
rifle through v. altüst etmek (bir şeyi ararken)
get through to v. telefon bağlantısı kurmak (biriyle)
see something through v. bir işin sonunu getirmek
pass through v. başından geçmek
be halfway through v. yarısını bitirmiş olmak
plow through v. yol açıp arasından geçmek
percolate through v. arasından sızmak
worm one's way through v. kıvrıla kıvrıla biryerden geçmek
break through v. doğmak
sleep through something v. bir şey olup biterken uyumak
get through to v. telefonda çıkarmak (birinin numarasını)
bring through v. iyileştirmek
go through with v. tamamlamak
skim through v. göz gezdirmek
sit through something v. bir şeyi sonuna kadar oturarak izlemek
look through v. gözden geçirmek
pass through v. içinden geçirmek
live through v. görüp geçirmek
fall through v. başarısızlığa uğratmak
get through v. zor bir zamanı geçirmek
follow through on v. sonunu getirmek (bir işin)
plough through v. zorla ilerlemek
pull through v. paçayı kurtarmak
win through v. sonuçta galip çıkmak
sleep the night through v. uykusunu almak
get through v. geçmek (tasarı/teklif vb meclisten)
be halfway through v. yarılamak
go through v. harcamak (parayı)
go through the motions v. isteksizce yapmak
pass through one's mind v. aklından geçmek
scrape through v. güçbela atlatmak
dig through v. delmek
pass through v. arasından geçmek
put through v. bitirmek
flick through v. göz atmak
break through v. sökmek
halfway through v. yarılamak
see through v. yardım etmek
go through v. göz atmak
transpire through v. çıkmak (su/nem belirli bir yerden)
follow through v. tamamlamak
go through v. yoklamak (cepleri)
put someone through her paces v. bir kimsenin yeteneğini denemek
romp through v. kolay kazanmak
plow through v. zorla ilerlemek
plough through v. güçlükle ilerlemek
put through v. yapmak
see one through v. idare etmek
speak through the nose v. genizden konuşmak
walk through v. üzerinden geçmek
carry through v. başarmak
come through v. atlatmak
win through v. sonuca ulaşmak
put somebody through v. bağlamak
go through v. yapmak
put through v. telefon bağlamak
put someone through his paces v. bir kimsenin yeteneğini denemek
bring in through v. taşımak
burrow through v. kazarak ilerlemek
jump through hoops v. çok sayıda engelle karşılaşmak
bring through v. kurtarmak
get wet through v. sucuk gibi ıslanmak
leaf through v. kitaba göz gezdirmek
see through v. destek olmak
follow through v. gerçekleştirmek
go through pain v. acıyı yaşamak
get through v. geçmek (sınav sınıf vb'ni)
steer through v. geçirmek
pass through v. içinden geçmek
break through v. görünmek
go through v. sunmak
fall through v. başarısız olmak
break through v. çıkmak
muddle through v. bir işi düşe kalka yapmak
page through v. sayfalarını çevirip göz atmak
walk through v. şöyle bir incelemek
pass through v. nüfuz etmek
flash through one's mind v. birden aklından geçmek
run through v. gözden geçirmek
go through the motions v. bir işi keyif almadan yapmak
pull through v. yardım etmek
break through v. zorla geçmek
pull through v. kurtulmak
follow through v. sonunu getirmek (bir işin)
percolate through v. arasından akmak
go through v. katlanmak
rake through v. taramak
carry through v. yerine getirmek
go through v. gözden geçirmek
pass through v. arasından geçirmek
thrust through v. delip geçmek
come through v. başarıyla çıkmak
worm through v. kıvrıla kıvrıla biryerden geçmek
fall through v. suya düşmek
pay through the nose v. aşırı ödemek
get through to v. kafasına girmek
win through v. amacına varmak
come through v. becermek
come through v. başkalarını hayal kırıklığına uğratmamak
win through v. zorlukları aşmak
come through v. yaşamak
come through v. (bir haber) gelmek
win through v. başarı elde etmek
come through v. kendini belli etmek
get through v. harcayıp bitirmek
win through v. güçlükleri yenmek
come through v. sağ olarak çıkmak (zor bir durumdan)
come through v. diğer taraftan çıkmak (bir taraftan giren şey)
win through v. galip çıkmak
come through v. kendinden bekleneni yapmak
skin through v. becerebilmek
skin through v. ancak geçmek (dar bir yerden)
skin through v. güçbela geçmek (dar bir yerden)
skin through v. güçbela başarmak
think through v. enine boyuna düşünmek
get through v. bağlantı sağlamak
go through v. kabul edilmek
look through v. incelemek
go through a grave crisis v. ağır kriz geçirmek
sift through v. elemek
pass through the sifter v. elekten geçmek
sift through v. elekten geçirmek
pass through the sieve v. elekten geçmek
struggle through difficulty v. feleğin sillesini yemek
get through to someone v. bağlantı kurmak
get through v. (zor bir zamanı) geçirmek
get someone through v. telefon bağlantısı sağlamasına yardım etmek
get through something v. bitirmek
get through v. telefon bağlantısı sağlamak
get through v. meclisten geçmek (tasarı vb)
get through v. sınıfını geçmek
get through something v. tüketmek
get through v. (zor bir durumu) atlatmak
get something through v. geçirmek
get through to someone v. anlaşma sağlamak
get something through v. kabul ettirmek
get someone through v. sınavı geçmesine yardım etmek
get through v. (okulu) bitirmek
get through something v. yiyip bitirmek
get through something v. harcayıp bitirmek
get through v. sınavı geçmek
get through something v. içip bitirmek
get through to v. (bir şeyi) (birinin) kafasına sokmak
get through v. birinin yolunu doğrultmak
see through v. zorluklara rağmen tamamlamak
pass through changes v. değişikliklerden geçmek
go through changes v. değişikliklerden geçmek
lose one's teeth through age v. dişleri dökülmek
go through customs v. gümrükten geçmek
leaf through a magazine v. dergiye bakmak
go through border v. sınırdan geçmek
(daylight) filter through something v. (günışığı) içeri girmek
wave somebody through customs v. (birini) gümrükten geçirmek
scrape through the exam v. sınavı geçmek
nurse somebody through v. hastayken bakmak
nurse somebody through v. hasta bakmak
pass through the street v. yoldan geçmek
go through a phase v. aşama geçmek
go through the phase of v. aşamasından geçmek
go through a phase v. safhadan geçmek
go through a tunnel v. tünelden geçmek
go through physical examinations v. sağlık kontrollerinden geçmek (insanlar)
go through health inspections v. sağlık kontrollerinden geçmek (işyeri vb)
go through physical tests v. sağlık kontrollerinden geçmek (insanlar)
go through physical evaluations v. sağlık kontrollerinden geçmek (insanlar)
talk through dictionary v. sözlük vasıtasıyla konuşmak
look in (through) the window v. pencereden bakmak
gaze through the window v. pencereden bakmak
see through the window v. pencereden bakmak
(plan) fall through v. plan bozulmak
peer (in) through the window v. pencereden bakmak
stare (in) through the window v. pencereden bakmak
look through the window v. pencereden bakmak
talk through dictionary v. sözlükten konuşmak
scrape through the exam v. sınavı zorla geçmek
come through the door v. kapıdan geçmek
go out through the door v. kapıdan geçmek
go through the door v. kapıdan geçmek
come out through the door v. kapıdan geçmek
go through the door v. kapıdan çıkmak
go out through the door v. kapıdan çıkmak
leaf through the magazines v. dergi karıştırmak
go through examination v. kontrolden geçmek
go through inspection v. kontrolden geçmek
breathe through one's mouth v. ağzından nefes almak
take through v. yoluyla almak
receive through v. yoluyla almak
obtain through v. yoluyla almak
breathe through one's nose v. burnundan nefes almak
get through v. sonlandırmak
go through passport control v. pasaport kontrolünden geçmek
go through a trauma v. travma geçirmek
go through a severe trauma v. ağır bir travma geçirmek
go through passport check v. pasaport kontrolünden geçmek
communicate through v. aracılığıyla iletişim kurmak
go through the menopause v. menopoza girmek
portray through images v. imgeleştirmek
leaf through v. sayfaları çevirmek
go through a crisis v. krize girmek
flick through v. bir dergiye vb gözatmak
be through v. bitirmek
carry through v. tamamlamak
come through the door v. kapıdan girmek
get through v. irtibatlandırmak
put through v. irtibatlandırmak
go through a phase v. aşamadan geçmek
come through v. kurtulmak
(pain) to shoot through v. ağrı saplanmak
walk through the wall v. duvardan geçmek
walk through the wall v. duvarın içinden geçmek
leaf through v. kitap sayfası karıştırmak
leaf through v. sayfa çevirmek
pass through the corridor v. koridordan geçmek
follow through v. bir işin sonunu getirmek
glance through v. göz gezdirmek
get through v. temasa geçmek
follow through v. bitirmek
go through v. harcamak
go through v. tüketmek
go through v. yoklamak
come through v. -den sonra hayatta kalmak
get through to v. -e ulaşmak
look through v. -den bakmak
get through with v. -i bitirmek
get through to v. -e varmak
get through with v. -i tüketmek
steer through v. -den geçirmek
stick in through v. -den içeri girmek
stick up through v. -den yukarı uzanmak
put through a call to v. -e telefon etmek
see things through rose-coloured glasses v. tozpembe görmek
stick up through v. -den yukarı çıkmak
see things through rose-colored glasses v. dünyayı tozpembe görmek
stick in through v. -den içeri uzatmak
stick up through v. -den yukarı uzatmak
see the world through rose-colored glasses v. dünyayı tozpembe görmek
stick in through v. -den içeri sokmak
stick in through v. -den içeri uzanmak
stick up through v. -den yukarı çıkarmak
soak through v. -den sızmak
see things through rose-coloured glasses v. dünyayı toz pembe görmek
get through v. (işin) altından kalkmak
get through v. (işin) üstesinden gelmek
get through v. harcamak
get through to v. (finale/yarı finale) çıkartmak
get through v. içinden geçmek
get through v. baş etmek
get through (to) v. bağlantıyı sağlamak
get through (to) v. (telefon) bağlamak
get through v. sıyrılmak
get through to v. (finale/yarı finale) yükseltmek
get through v. üstesinden gelmek
get through to v. zamanında gelmek
get through v. geçmesini sağlamak
get through v. sığıp geçmek
get through v. arasından geçmek
get through v. altından girip üstünden çıkmak
get through v. (yasalar) meclisten geçmek
get through to v. (zorlukları aşarak) erişmek
get through v. sıyrılıp geçmek
go through v. konuşmak
skim through v. çabuk ve üstünkörü okumak
travel through v. molasız yolculuk yapmak
put somebody through v. birini telefonda bağlamak
make sales through a website v. internet sitesi üzerinden satış yapmak
sell through a website v. internet sitesi üzerinden satış yapmak
muddle through v. atlatmak
muddle through v. başarmak
muddle through v. üstesinden gelmek
put through v. başarmak
put through v. (telefon) bağlamak
put through v. gerçekleştirmek
put through v. başarıyla sonuçlandırmak
run through v. arasından geçmek
run through v. içinden geçmek
think out/through v. düşünüp taşınmak
think out/through v. tasarlamak