|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
yetenekli kimse |
talent n.
|
|
2 |
General |
çok yetenekli kimse |
highflyer n.
|
|
3 |
General |
yetenekli gençler |
gifted teenagers n.
|
|
4 |
General |
yetenekli çocuklar |
gifted children n.
|
|
5 |
General |
ticaret konusunda yetenekli |
jack of all trades n.
|
|
6 |
General |
üstün yetenekli çocuklar |
gifted children n.
|
|
7 |
General |
yetenekli kişi |
talented person n.
|
|
8 |
General |
çok yetenekli kimse |
maven n.
|
|
9 |
General |
çok yetenekli kimse |
whiz n.
|
|
10 |
General |
çok yetenekli kimse |
sensation n.
|
|
11 |
General |
çok yetenekli kimse |
virtuoso n.
|
|
12 |
General |
çok yetenekli kimse |
champion n.
|
|
13 |
General |
çok yetenekli kimse |
whizz n.
|
|
14 |
General |
çok yetenekli kimse |
hotshot n.
|
|
15 |
General |
çok yetenekli kimse |
mavin n.
|
|
16 |
General |
çok yetenekli kimse |
ace n.
|
|
17 |
General |
çok yetenekli kimse |
wizard n.
|
|
18 |
General |
en yetenekli genç cerrah |
the most gifted young surgeon n.
|
|
19 |
General |
yetenekli sanatçı |
talented artist n.
|
|
20 |
General |
yetenekli abaküs kullanıcısı |
abacist n.
|
|
21 |
General |
yetenekli simyacı |
adeptist n.
|
|
22 |
General |
çok yetenekli kimse |
phenom n.
|
|
23 |
General |
yetenekli kimse |
animal n.
|
|
24 |
General |
çok yetenekli kimse |
artist n.
|
|
25 |
General |
yetenekli olmayan kimse |
unadept n.
|
|
26 |
General |
yetenekli müdür |
engineer n.
|
|
27 |
General |
üstün yetenekli kişi |
major n.
|
|
28 |
General |
yetenekli dolandırıcı |
kidologist n.
|
|
29 |
General |
en değerli, yetenekli veya ünlü kimseler |
best n.
|
|
30 |
General |
kehanet konusunda yetenekli kimse |
mantologist n.
|
|
31 |
General |
yönlendirme, etkileme ve idare etme konusunda yetenekli kimse |
whisperer n.
|
|
32 |
General |
yetenekli olunan şey |
one's meat n.
|
|
|
33 |
General |
yeni kelimeler türetme konusunda yetenekli kimse |
mintmaster [obsolete] n.
|
|
34 |
General |
çok yetenekli kimse |
highflier n.
|
|
35 |
General |
olağanüstü yetenekli binici |
horseman n.
|
|
36 |
General |
olağanüstü yetenekli kadın binici |
horsewoman n.
|
|
37 |
General |
bir alanda yetenekli kadın |
mistress n.
|
|
38 |
General |
yetenekli oyuncu |
gamesman n.
|
|
39 |
General |
çok yetenekli genç kız |
girl wonder n.
|
|
40 |
General |
yetenekli kimse |
demon n.
|
|
41 |
General |
(az eğitimli atları süren) yetenekli binici |
rough rider n.
|
|
42 |
General |
fikir veya politikaları halka açıklamada yetenekli kimse |
communicator n.
|
|
43 |
General |
şiir gibi metinleri genelde müzik eşliğinde ezbere okuyan yetenekli ve profesyonel kimse |
diseur n.
|
|
44 |
General |
küçük ve şekilsiz bedeni olup zanaatta yetenekli insan benzeri mitolojik varlık |
dwarf n.
|
|
45 |
General |
yetenekli tüccar |
craftsmaster n.
|
|
46 |
General |
yetenekli kadın tüccar |
craftswoman n.
|
|
47 |
General |
öğretme konusunda yetenekli kimse |
didact n.
|
|
48 |
General |
konuşmada yetenekli kimse |
conversationist n.
|
|
49 |
General |
konuşmada yetenekli kimse |
schmoozer n.
|
|
50 |
General |
yetenekli hikaye anlatıcısı kadın |
scheherezade n.
|
|
51 |
General |
av tüfeği kullanmada yetenekli kimse |
shotgunner n.
|
|
52 |
General |
yetenekli kimse |
skill n.
|
|
53 |
General |
yetenekli işçi |
prudhomme n.
|
|
54 |
General |
yetenekli sanatçı |
star n.
|
|
55 |
General |
olağandışı yetenekli kimse |
superhero n.
|
|
56 |
General |
çok yetenekli muhbir |
superspy n.
|
|
57 |
General |
olduğundan fazla yetenekli görmek |
overestimate v.
|
|
58 |
General |
yetenekli olmak |
be skilled v.
|
|
59 |
General |
yetenekli olmak |
be talented v.
|
|
60 |
General |
yetenekli olmak |
be skilful v.
|
|
61 |
General |
doğuştan yetenekli olmak |
have a talent for v.
|
|
62 |
General |
doğuştan yetenekli olmak |
have natural ability v.
|
|
63 |
General |
doğuştan yetenekli olmak |
have a gift for v.
|
|
64 |
General |
doğuştan yetenekli olmak |
have a flair for v.
|
|
65 |
General |
doğuştan yetenekli olmak |
be gifted v.
|
|
66 |
General |
doğuştan yetenekli olmak |
be gifted for v.
|
|
67 |
General |
bir şeyde doğuştan yetenekli olmak |
be gifted at something v.
|
|
68 |
General |
yetenekli bir şekilde yönetmek |
engineer v.
|
|
69 |
General |
daha yetenekli olmak |
own v.
|
|
70 |
General |
yetenekli olmak |
skill [obsolete] v.
|
|
71 |
General |
yetenekli (bir konuda) |
adept in adj.
|
|
72 |
General |
üstün yetenekli |
highly gifted adj.
|
|
73 |
General |
yetenekli (bir konuda) |
adept at adj.
|
|
74 |
General |
üstün yetenekli |
gifted adj.
|
|
75 |
General |
çok üstün yetenekli (oyuncu vb) |
highly talented adj.
|
|
76 |
General |
yetenekli (bir şeyi yapmada) |
apt at adj.
|
|
77 |
General |
alanında son derece yetenekli |
crackerjack adj.
|
|
78 |
General |
son derece yetenekli |
highly qualified adj.
|
|
79 |
General |
dikkat çekici derecede yetenekli |
whiz-bang adj.
|
|
80 |
General |
müziğe yetenekli |
musical adj.
|
|
81 |
General |
çok yetenekli kimse |
adept adj.
|
|
82 |
General |
üstün yetenekli |
gifted and talented adj.
|
|
83 |
General |
çok yetenekli |
multitalented adj.
|
|
84 |
General |
doğuştan yetenekli |
gifted adj.
|
|
85 |
General |
sosyal yetenekli |
socially skilled adj.
|
|
86 |
General |
doğuştan yetenekli |
apanaged adj.
|
|
87 |
General |
doğuştan yetenekli |
appanaged adj.
|
|
88 |
General |
yetenekli olmayan |
unadept adj.
|
|
89 |
General |
yetenekli olmayan |
unartificial adj.
|
|
90 |
General |
yetenekli olmayan |
unartistic adj.
|
|
91 |
General |
doğuştan yetenekli olmayan |
ungifted adj.
|
|
92 |
General |
müziğe yetenekli olmayan |
unmusical adj.
|
|
93 |
General |
yetenekli olmayan |
unpromising adj.
|
|
94 |
General |
eşit yetenekli |
equipotent adj.
|
|
95 |
General |
en yetenekli |
best adj.
|
|
96 |
General |
bir şeyde fevkalade yetenekli olan |
master adj.
|
|
97 |
General |
kusursuz biçimde başarılı veya yetenekli |
master adj.
|
|
98 |
General |
hava durumundaki değişiklikleri tahmin etmede yetenekli olan |
weatherwise adj.
|
|
99 |
General |
düşünce veya duygudaki değişiklikleri tahmin etmede yetenekli olan |
weatherwise adj.
|
|
100 |
General |
hava durumundaki değişiklikleri tahmin etmede yetenekli olan |
weather-wise adj.
|
|
101 |
General |
düşünce veya duygudaki değişiklikleri tahmin etmede yetenekli olan |
weather-wise adj.
|
|
102 |
General |
yetenekli bir işçi olan |
workmanly adj.
|
|
103 |
General |
çok yetenekli |
high-calibre adj.
|
|
104 |
General |
aşırı yetenekli |
overcapable adj.
|
|
105 |
General |
özellikle alay amaçlı kıyaslama konusunda yetenekli |
comparative [obsolete] adj.
|
|
106 |
General |
(fiziksel olarak) yetenekli |
coordinated adj.
|
|
107 |
General |
fizyonomi konusunda yetenekli |
physiognomic adj.
|
|
108 |
General |
fizyonomi konusunda yetenekli |
physiognomical adj.
|
|
109 |
General |
aşırı yetenekli |
superslick adj.
|
|
110 |
General |
yetenekli bir biçimde |
promisingly adv.
|
|
111 |
General |
yetenekli bir şekilde |
handsomely adv.
|
|
112 |
General |
yetenekli bir şekilde |
talentedly adv.
|
|
113 |
General |
yetenekli olmayan bir şekilde |
unartificially adv.
|
|
114 |
General |
belirtilen konuda yazılar yazan veya yetenekli olan kimse anlamını veren bir son ek |
-grapher suf.
|
|
Phrasals |
|
115 |
Phrasals |
yetenekli, istenen, uygun kişileri seçip diğerlerini ayırmak/elemek |
winnow from (something) v.
|
|
116 |
Phrasals |
yetenekli, istenen, uygun kişileri aradan seçmek |
winnow from (something) v.
|
|
117 |
Phrasals |
yetenekli, istenen, uygun kişileri diğerlerinden ayırmak |
winnow from (something) v.
|
|
118 |
Phrasals |
kendinden daha çekici, zeki, yetenekli, üst sınıftan biriyle evlenmek |
marry up v.
|
|
119 |
Phrasals |
(bir şey) hakkında yetenekli olmak |
know about (something) v.
|
|
Phrases |
|
120 |
Phrases |
sanki doğuştan yetenekli |
as to the manner born expr.
|
|
121 |
Phrases |
sanki doğuştan yetenekli |
as if to the manner born expr.
|
|
Proverb |
|
122 |
Proverb |
yaşlılar çok yetenekli olabilir |
there's many a good tune played on an old fiddle
|
|
Colloquial |
|
123 |
Colloquial |
uyanık, yetenekli avukat |
legal-eagle n.
|
|
124 |
Colloquial |
başkaları için güç elde etme konusunda yetenekli kişi |
hired gun n.
|
|
125 |
Colloquial |
spora yetenekli/yatkın kimse |
jockstrapper n.
|
|
126 |
Colloquial |
kaya tırmanışında yetenekli kimse |
rock jock n.
|
|
127 |
Colloquial |
yetenekli kaya tırmanışçısı |
rock jock n.
|
|
128 |
Colloquial |
teknoloji konusunda çok bilgili/yetenekli/hevesli kimse |
tech-nerd n.
|
|
129 |
Colloquial |
çok yetenekli kimse |
hot-shot n.
|
|
130 |
Colloquial |
bir konuda özellikle yetenekli kimse |
fiend n.
|
|
131 |
Colloquial |
yetenekli izci |
superscout n.
|
|
132 |
Colloquial |
doğuştan yetenekli |
born, not made adj.
|
|
133 |
Colloquial |
çok yetenekli |
killer-diller adj.
|
|
134 |
Colloquial |
-de yetenekli |
strong on adj.
|
|
135 |
Colloquial |
daha yetenekli |
better than adj.
|
|
136 |
Colloquial |
(birinin) gerçekte ne kadar güçlü, yetenekli, cesaretli olduğu |
what (one) is made of expr.
|
|
137 |
Colloquial |
gerçekte ne kadar güçlü, yetenekli, cesaretli olduğun |
what you are made of expr.
|
|
138 |
Colloquial |
birinin gerçekte ne kadar güçlü, yetenekli, cesaretli olduğu |
what somebody is made of expr.
|
|
139 |
Colloquial |
biri/bir şey konusunda yetenekli |
at home with someone or something expr.
|
|
Idioms |
|
140 |
Idioms |
son derece yetenekli/kabiliyetli/nüfuzlu ve başarılı kişi/grup ya da işletme |
big hitter n.
|
|
141 |
Idioms |
uyanık, yetenekli avukat |
legal eagle n.
|
|
142 |
Idioms |
az yetenekli yoksul yazar |
grub street n.
|
|
143 |
Idioms |
liderlik vasıfları olan, seçkin, yetenekli erkek/adam |
alpha male n.
|
|
144 |
Idioms |
üstün yetenekli kimse |
a whole team and the dog under the wagon n.
|
|
145 |
Idioms |
çok yetenekli kimse |
the whole team and the dog under the wagon [old-fashioned] [us] n.
|
|
146 |
Idioms |
üstün yetenekli kimse |
a class act n.
|
|
147 |
Idioms |
üstün yetenekli kimse |
a whole team and the dog under the wagon [us] n.
|
|
148 |
Idioms |
doğuştan yetenekli kimse |
a whole team and the dog under the wagon [us] n.
|
|
149 |
Idioms |
(bir şeyde) çok yetenekli kimse |
an ace n.
|
|
150 |
Idioms |
(bir şeyde) çok yetenekli kimse |
an ace n.
|
|
151 |
Idioms |
çok yetenekli/hünerli olmak |
be all that v.
|
|
152 |
Idioms |
yetenekli olmak |
have a good head on one's shoulders v.
|
|
153 |
Idioms |
yetenekli olmak |
have a head on one's shoulders v.
|
|
154 |
Idioms |
yetenekli olmak |
have the goods v.
|
|
155 |
Idioms |
(bir konuda) artık eskisi kadar yetenekli/becerikli/iyi olmamak |
lose touch v.
|
|
156 |
Idioms |
yetenekli olmak |
be at home v.
|
|
157 |
Idioms |
sadece güzel veya yakışıklı değil aynı zamanda akıllı da/yetenekli de/başarılı da olmak |
be not just another pretty face v.
|
|
158 |
Idioms |
sadece güzel/yakışıklı olmamak (aynı zamanda akıllı, yetenekli olmak) |
be not just a pretty face v.
|
|
159 |
Idioms |
güzelliğinin/yakışıklılığının yanında akıllı da, yetenekli de, becerikli de olmak |
be not just a pretty face v.
|
|
160 |
Idioms |
(bir şeyde) usta/yetenekli olmak |
have (got) a knack for (something) v.
|
|
161 |
Idioms |
bir şeyde doğuştan yetenekli olmak |
have a flair for something v.
|
|
162 |
Idioms |
bir şey (yapma) konusunda doğuştan yetenekli olmak |
have a gift for (doing) something v.
|
|
163 |
Idioms |
yetenekli olmak |
have a good head on shoulders v.
|
|
164 |
Idioms |
yetenekli biri olmak |
have a good head on your shoulders v.
|
|
165 |
Idioms |
eskisi kadar yetenekli/becerikli olmamak |
lose a step v.
|
|
166 |
Idioms |
(bir konuda) artık eskisi kadar yetenekli/becerikli/iyi olmamak |
lose your touch v.
|
|
167 |
Idioms |
son derece iyi/yetenekli/başarılı |
as ever trod shoe-leather adj.
|
|
168 |
Idioms |
(bir şey) konusunda yetenekli |
death on (something) adj.
|
|
169 |
Idioms |
sadece güzel/yakışıklı değil (aynı zamanda akıllı, yetenekli) |
not just a pretty face expr.
|
|
170 |
Idioms |
güzelliğinin/yakışıklılığının yanında akıllı da, yetenekli de, becerikli de |
not just a pretty face expr.
|
|
171 |
Idioms |
sadece güzel/yakışıklı değil (aynı zamanda akıllı, yetenekli) |
not just another pretty face expr.
|
|
172 |
Idioms |
güzelliğinin/yakışıklılığının yanında akıllı da, yetenekli de, becerikli de |
not just another pretty face expr.
|
|
173 |
Idioms |
uzman/iyi/yetenekli olduğu yerde/alanda |
in (one's) element expr.
|
|
174 |
Idioms |
uzman/iyi/yetenekli olduğu yerde/alanda |
in one's element expr.
|
|
175 |
Idioms |
uzman/iyi/yetenekli olduğu yerde/alanda |
in your element expr.
|
|
176 |
Idioms |
sadece güzel/yakışıklı değil (aynı zamanda akıllı, yetenekli) |
more than just a pretty face expr.
|
|
177 |
Idioms |
güzelliğinin/yakışıklılığının yanında akıllı da, yetenekli de, becerikli de |
more than just a pretty face expr.
|
|
Formal |
|
178 |
Formal |
çok yetenekli |
over-able adj.
|
|
Speaking |
|
179 |
Speaking |
yetenekli olduğumu düşünüyorum |
I think I am talented expr.
|
|
Trade/Economic |
|
180 |
Trade/Economic |
yetenekli işgücü |
talented workforce n.
|
|
181 |
Trade/Economic |
yetenekli işçi etkisi |
superior-worker effect n.
|
|
Marine |
|
182 |
Marine |
yetenekli denizci |
able-bodied seaman n.
|
|
183 |
Marine |
ticaret gemisini kumanda edecek yeterlilikte olduğu onaylanmış olan tecrübeli ve yetenekli denizci |
master mariner n.
|
|
Medical |
|
184 |
Medical |
tedavi etme sanatında yetenekli kimse |
medical n.
|
|
185 |
Medical |
çok yetenekli cerrah |
supersurgeon n.
|
|
Pathology |
|
186 |
Pathology |
belirli alanlarda üstün yetenekli olan zihinsel engelli |
savant n.
|
|
187 |
Pathology |
üstün yetenekli otistik |
savant n.
|
|
Breeding |
|
188 |
Breeding |
engellerin üzerinden atlamada yetenekli at |
timber jumper n.
|
|
189 |
Breeding |
bütün koşu türlerinde yetenekli (at) |
thoroughpaced adj.
|
|
190 |
Breeding |
bütün koşu türlerinde yetenekli (at) |
thorough-paced adj.
|
|
Social Sciences |
|
191 |
Social Sciences |
gruptaki en seçkin, yetenekli veya agresif kimse |
alpha n.
|
|
Education |
|
192 |
Education |
alanında uzman bir kişinin yetenekli öğrencilere halka açık olarak veya televizyondan verdiği özel ders |
masterclass n.
|
|
193 |
Education |
üstün yetenekli (öğrenci) |
high-ability adj.
|
|
Literature |
|
194 |
Literature |
bir hikayede önemli rol oynayan, sıra dışı fiziksel özelliklere sahip, gereksiz bir şekilde aşırı yetenekli ve aşırı idealize edilmiş kadın karakter |
mary sue n.
|
|
195 |
Literature |
hitabet sanatında yetenekli kimse |
rhetorician n.
|
|
196 |
Literature |
aruz vezninde yetenekli kimse |
prosodian n.
|
|
Linguistics |
|
197 |
Linguistics |
logografide yetenekli kimse |
logographer n.
|
|
198 |
Linguistics |
aruz vezninde yetenekli kimse |
prosodist n.
|
|
History |
|
199 |
History |
büyücülükle ilgili şeyleri öğrenmede yetenekli kimse |
chaldaean n.
|
|
200 |
History |
büyücülükle ilgili şeyleri öğrenmede yetenekli kimse |
chaldean n.
|
|
201 |
History |
büyücülükle ilgili şeyleri öğrenmede yetenekli kimse |
chaldee n.
|
|
202 |
History |
büyücülükle ilgili şeyleri öğrenmede yetenekli kimse |
chaldaic n.
|
|
203 |
History |
büyücülükle ilgili şeyleri öğrenmede yetenekli kimse |
chaldee n.
|
|
204 |
History |
birinci dünya savaşı'nda ölen çok sayıdaki yetenekli ve genç erkek |
lost generation n.
|
|
Religious |
|
205 |
Religious |
(şintoizm'de) doğa olaylarını ve bazen de özel yetenekli kişileri mesken tuttuğuna inanılan kutsal ruhlar |
kami n.
|
|
Philosophy |
|
206 |
Philosophy |
karmaşık, zor ve ezotorik konularda oldukça yetenekli kabala uzmanı |
cabalist n.
|
|
207 |
Philosophy |
soylu olduğu için değil birçok alanda yetenekli olduğu için saygı duyulan kimse |
universal man n.
|
|
Military |
|
208 |
Military |
çift yetenekli uçak |
dual capable aircraft n.
|
|
209 |
Military |
yeniden sınıflandırılmış muharebe yetenekli uçak |
reclassified combat capable aircraft n.
|
|
210 |
Military |
çift yetenekli hava aracı |
dual-capable aircraft n.
|
|
211 |
Military |
çift yetenekli |
dual capable adj.
|
|
212 |
Military |
çift yetenekli hava aracı |
dca (dual-capable aircraft) abrev.
|
|
Sport |
|
213 |
Sport |
üniversitedeki yetenekli sporcuları keşfeden kişi |
college scout n.
|
|
214 |
Sport |
yetenekli golfçü |
ball-striker n.
|
|
215 |
Sport |
birden fazla sporda yetenekli |
multisport adj.
|
|
Basketball |
|
216 |
Basketball |
yetenekli uzun mesafe atışçı |
bomber n.
|
|
Football |
|
217 |
Football |
koşma, şut çekme ve ileri pas atmada yetenekli futbolcu |
triple threat n.
|
|
Baseball |
|
218 |
Baseball |
az yetenekli oyuncu |
muffin n.
|
|
Art |
|
219 |
Art |
çok yetenekli virtüöz |
supervirtuoso n.
|
|
Music |
|
220 |
Music |
(kayıtta veya canlı performansta) sesleri karıştırmada yetenekli kimse |
mixologist n.
|
|
Mythology |
|
221 |
Mythology |
(iskandinav mitolojisinde) dağlarda yaşayıp metal işlemede yetenekli olan bir cüce |
dvergr n.
|
|
Archaic |
|
222 |
Archaic |
işinde yetenekli kimse |
pragmatic n.
|
|
223 |
Archaic |
yetenekli bir biçimde |
towardly adv.
|
|
Slang |
|
224 |
Slang |
çok yetenekli veya güçlü kimse |
badass n.
|
|
225 |
Slang |
bilim, teknik, bilgisayar, edebiyat gibi bir veya birden fazla konu üzerinde bilgili ve aşırı saplantılı olan, zeki, kültürlü, yetenekli ve entelektüel özelliklere sahip sıradışı veya tuhaf kişi |
geek n.
|
|
226 |
Slang |
yetenekli geçinen boş adam |
pudknocker n.
|
|
227 |
Slang |
(güreşte) yetenekli birine yenilmek için görevlendirilen performansçı |
jobber n.
|
|
228 |
Slang |
çok yetenekli kimse |
honcho n.
|
|
229 |
Slang |
bilim, teknik, bilgisayar, edebiyat gibi bir veya birden fazla konu üzerinde bilgili ve aşırı saplantılı olan, zeki, kültürlü, yetenekli ve entelektüel özelliklere sahip sıradışı veya tuhaf kişi |
geke n.
|
|
230 |
Slang |
çok yetenekli |
badass adj.
|
|
231 |
Slang |
pervasızca yetenekli |
hot adj.
|
|