Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Traducción
Sinónimo
Frases
Herramientas
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Traducción
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
south asian association for regional cooperation
iki meclisli sistemde avam kamarasına mensup kimse
alfa bloklama
izleyici hata
aralıksız olarak çalışma
jerk around
kitchen hand
lay up brick
amplificador de onda cuadrada
a big part of our lives
katyonik yüzey aktif maddeler
geleneksel şiir kurallarına uymayan
çok şanssız
enine öğe
vice-secretary
çetin
gaul [region]
sonda olması gerekeni en başa yerleştiren
fuerza a fuerza
security-relevant
prescientific
cortinarius armillatus
otolojik cerrahi işlemler
environmental consulting firm
organisation de services communs
üstündeki
Historia
Frases
Significados de
"üstündeki"
en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
üstündeki
above
adv.
Significados de
"üstündeki"
con otros términos en diccionario inglés turco: 139 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
şeftalinin üstündeki tüyler
peach fuzz
n.
2
General
at üstündeki mızrak dövüşçüsü
jouster
n.
3
General
ahır üstündeki samanlık
loft
n.
4
General
at üstündeki dövüşçü
jouster
n.
5
General
ağacın üstündeki dal veya yapraklar
treetop
n.
6
General
kart üstündeki isim
name on card
n.
7
General
sulak yerdeki nilüferin su üstündeki yaprağı
lily pad
n.
8
General
mezarın üstündeki toprak yığını
burial mound
n.
9
General
zarfın üstündeki teslimat adresi
delivery address on the envelope
n.
10
General
düğme iliği üstündeki güçlendirici iplikler
bar
n.
11
General
kemik gibi sert bir yüzey üstündeki yumuşak bölge
facette
n.
12
General
madalya veya madeni para üstündeki iki kafa figürü
jugata
n.
13
General
bir şeyin üstündeki kapak
lid on something
n.
14
General
bir şeyin üstündeki başlık/örtü
lid on something
n.
15
General
kayraktaşı veya padavralardan oluşan bir yolun hemen üstündeki kaplanmamış kısmı
margin of a course
n.
16
General
küçük bir zemin üstündeki yuvarlak veya armut şeklinde genişleme
bulb
n.
17
General
takı üstündeki cüce figürü
gnome
n.
18
General
ata binenin eyer üstündeki dengesi
counterpoise
n.
19
General
gemi direğinin üstündeki gözetleme yapısı
crows-nest
n.
20
General
girişin üstündeki ikinci kat
second story [uk]
n.
21
General
girişin üstündeki kat
second story
n.
22
General
üstündeki büyüyü kaldırmak
uncharm
v.
23
General
üstündeki ilgiyi dağıtmak
upstage
v.
24
General
üstündeki ilgiyi başka yöne çevirmek
upstage
v.
25
General
metal levha üstündeki çukurluğu çekiçle düzeltmek
bump (up)
v.
26
General
üstündeki tılsım etkisini yok etmek
countercharm
v.
27
General
ağaç sınırının üstündeki bölgeye özgü
alpine
adj.
28
General
zemin üstündeki
aboveground
adj.
29
General
toprak üstündeki
aboveground
adj.
30
General
üstündeki lanet kalkmış
undamned
adj.
Phrasals
31
Phrasals
üstündekilerden/üstündeki bir kıyafetten kurtulmak
toss off
v.
32
Phrasals
birinin üstündeki baskıyı/yükü kaldırmak
lift from
v.
33
Phrasals
(birinin/bir hayvanın üstündeki bir şeyi) çıkarmasına yardım etmek
help someone (or an animal) out (of something)
v.
34
Phrasals
(bir şeyin) üstündeki başlık/örtü
lid on
v.
35
Phrasals
(bir şeyin) üstündeki kapak
lid on
v.
36
Phrasals
bir sıvının üstündeki tabakayı dökmek/sıyırmak/almak
pour off
v.
37
Phrasals
üstündeki çatıyı tamamlamak
cover in
v.
38
Phrasals
(bitkinin toprak üstündeki kısımları) ölmek
die down
v.
Idioms
39
Idioms
burnun alt kenarındaki veya dudak üstündeki ben
beauty mark
n.
40
Idioms
füzenin üstündeki metal diskler
elephant ears
n.
41
Idioms
üstündeki gömleğe kadar bahse tutuşmak
bet (one's) shirt on (something)
v.
42
Idioms
üstündeki hamlığı atmak
get in good condition
v.
43
Idioms
masanın/sıranın üstündeki her şeyi kaldırmak
clear (one's) desk
v.
Trade/Economic
44
Trade/Economic
tahvil değeri üstündeki prim
premium over bond value
n.
45
Trade/Economic
değişim değeri üstündeki prim
premium over conversion value
n.
46
Trade/Economic
konşimentodaki yük miktarının üstündeki ilave yük mikdarı
over on bill
n.
47
Trade/Economic
üstündeki binaları veya başka gelişmeleri dikkate almadan araziyi değerlendirme
unimproved value [new zealand]
n.
48
Trade/Economic
küçük ölçekli yenilenebilir enerji üreticisine yapılan piyasa değeri üstündeki ödeme
feed-in tariff
n.
Law
49
Law
belirli bir miktarın üstündeki mülk hırsızlığı
grand theft
n.
Industry
50
Industry
yeni dökülmüş kalıp üstündeki metal fazlalığı çıkıntısı
burr
n.
51
Industry
makinedeki işin düzenli aralıklarla tekrarı için (makine üstündeki parçayı) hareket ettirmek
index
v.
Technical
52
Technical
savak üstündeki su yükü
head of water over weir
n.
53
Technical
donma noktası üstündeki oda sıcaklığı
room temperature above their freezing point
n.
54
Technical
eşik üstündeki su yükü
head of water over weir
n.
55
Technical
dolusavak üstündeki su yükü
head of water over
n.
56
Technical
savak üstündeki su yükü
head on the spillway
n.
57
Technical
uçağın hızını kesmek için kullanılan kanatların üstündeki kumanda yüzeyi
speed brake
n.
58
Technical
atmosfer üstündeki buhar basıncı
steam pressure above atmospheric
n.
59
Technical
ahşap bir geminin dışındaki ağız kuşağının üstündeki kaplama
berthing
n.
60
Technical
deliğin üstündeki yuvarlak ve düz kapak
eye [southern us]
n.
61
Technical
örtü üstündeki elmas tozunu tutmaya yarayan çizik ve kesikler
hacking
n.
62
Technical
maden kuyusunun üstündeki şövalman
headstock
n.
63
Technical
değirmen taşının üstündeki deliği kapatan çapraz destek demiri
rynd
n.
64
Technical
ateşin üstündeki demliği destekleyen kancamsı alet
cottrel
n.
Computer
65
Computer
üstündeki kayıt defteri
registry on
n.
66
Computer
üstündeki öğeler
items on
expr.
Electric
67
Electric
(tramvay üstündeki) akım toplayıcı pantograf
bow collector
n.
Architecture
68
Architecture
kilisede rahip ve koronun olduğu çevrili alanın üstündeki ana açıklığı kaplayan kemer
chancel arch
n.
69
Architecture
mihrap ekranının üstündeki galeri veya balkon
jube
n.
70
Architecture
mihrap ekranının üstündeki galeri veya balkon
choir-screen
n.
71
Architecture
mihrap ekranının üstündeki galeri veya balkon
choir screen
n.
72
Architecture
elizabeth devri tiyatrolarında sahnenin üstündeki kubbe veya örtü
heavens
n.
73
Architecture
elizabeth devri tiyatrolarında sahnenin üstündeki kubbe veya örtü
heaven
n.
74
Architecture
kemer destek sütununun en üstündeki taş
cushion
n.
75
Architecture
çatı yüzeyinin üstündeki üçgen çatıyı sonlandıran basamak şeklinde dizi
corbiestep
n.
76
Architecture
çatı yüzeyinin üstündeki üçgen çatıyı sonlandıran basamak şeklinde dizi
crowstep
n.
Construction
77
Construction
zemin katın bir üstündeki, binanın ana girişini de içeren kat
american basement
n.
78
Construction
duvar taşı üstündeki yiv
bat
n.
Marine
79
Marine
palavra üstündeki yapı bölümü
superstructure
n.
80
Marine
palavra üstündeki yapı bölümü
upperworks
n.
81
Marine
gemi kazan ve makine dairesi üstündeki güverte evi
boilerhouse
n.
82
Marine
direğin hemen üstündeki küçük bölüm
royalmast
n.
83
Marine
gemi gövdesinin üstündeki dikiş
devil
n.
84
Marine
geminin en üstündeki
topgallant
adj.
Mining
85
Mining
su seviyesi üstündeki cevher yığını
bank
n.
Medical
86
Medical
deri üstündeki sivilce benzeri irinli kesecik
agria
n.
Anatomy
87
Anatomy
göz çukurunun üstündeki kemikli çıkıntı
supraorbital ridge
n.
88
Anatomy
kulak kemiğinin en üstündeki ve dışındaki yapı
epiotic
n.
89
Anatomy
kemik gibi sert bir yüzey üstündeki yumuşak bölge
facet
n.
Printing
90
Printing
baskı bloğu veya plaka üstündeki hasarlı alan nedeniyle baskı hatası
batter
n.
91
Printing
baskı bloğu veya plaka üstündeki hasarlı alan
batter
n.
92
Printing
baskı bloğu veya plaka üstündeki hasarlı alan
batter
n.
Math
93
Math
bir daire kirişinde çember üstündeki bir noktanın kirişe olan uzaklığı
sagitta
n.
Biology
94
Biology
bir maddenin bir organizma üstündeki etkilerini test edip sonuçları standartlarla karşılaştırarak biyolojik aktivitesini belirleme
bio-assay
n.
95
Biology
(yaprakların, böceklerin üstündeki) tüy tabakası
indumentum
n.
Biochemistry
96
Biochemistry
zincir yapıları aynı olup tek asimetrik karbon atomu üstündeki h ve oh gruplarının yerleri farklı olması sonucu oluşan izomerler
epimer
n.
Zoology
97
Zoology
boynuzun en üstündeki dal
crown antler
n.
98
Zoology
(bazı solucan ve yumuşakçalarda) ağzın üstündeki ilk segmentte yer alan küçük çıkıntı
prostomium
n.
Botanic
99
Botanic
tropik dağlarda orman sınırının biraz üstündeki yüksek rakımlarda yetişen bodur ağaçların bulunduğu bölge
elfin forest
n.
100
Botanic
tropik dağlarda orman sınırının biraz üstündeki yüksek rakımlarda yetişen bodur ağaçların bulunduğu bölge
krummholz
n.
101
Botanic
tropik dağlarda orman sınırının biraz üstündeki yüksek rakımlarda yetişen bodur ağaçların bulunduğu bölge
elfin woodland
n.
102
Botanic
bazı bitki yapılarının üstündeki sert ve sivri uç
beak
n.
103
Botanic
yenilebilir kısmı toprağın üstündeki turp şeklindeki yumru gövdesi olan bir lahana çeşidi
kohl-rabi
n.
104
Botanic
su üstündeki (yaprak)
natant
adj.
Agriculture
105
Agriculture
sebzenin toprak üstündeki kısmı
top
n.
History
106
History
üst üste üç sıra kürekli kadırganın en üstündeki kürekçi
thranite
n.
107
History
at üstündeki savaşçıların ödül için yaptığı dövüş sporu
tournament
n.
108
History
hanedan armasının üstündeki çapraz dar şerit
bendlet
n.
Geography
109
Geography
tepe üstündeki taş yığını
tor
n.
110
Geography
baş üstündeki gökyüzü
hemisphere [obsolete]
n.
111
Geography
deniz seviyesinin üstündeki yükseklik
grade
n.
112
Geography
deniz seviyesinin üstündeki yükseklik eşitliği
isometry
n.
Military
113
Military
deniz seviyesi üstündeki rakım
plus elevation
n.
114
Military
uçak ve atmosferik karışıklık etkilerinin lazer silahları üstündeki etkisini inceleyen bilim dalı
aero-optics
n.
115
Military
yer altında patlamanın gerçekleştiği noktanın tam üstündeki nokta
epicentre
n.
116
Military
yer altında patlamanın gerçekleştiği noktanın tam üstündeki nokta
epicenter
n.
Hunting
117
Hunting
tetik korkuluğunun alt çenesi üstündeki çerçeve vidası
plate screw
n.
118
Hunting
arpacık üstündeki renkli kısım
colored insert
n.
119
Hunting
iz üstündeki av hayvanının arazide yaptığı keşif
cast
n.
Sport
120
Sport
raketin üstündeki ve boynundaki ana ipleri bağlayan küçük teller
trim
n.
121
Sport
golfte par'ın üç vuruş üstündeki skor
triple bogey
n.
122
Sport
bilardo masasının üstündeki yeşil kaplama
green cloth
n.
123
Sport
bilardo masasının üstündeki yeşil kaplama
greencloth
n.
Football
124
Football
kale üstündeki direk
bar
n.
Card
125
Card
hileyi önlemek için destenin üstündeki kart yerine dağıtılan kart
second
n.
Art
126
Art
kalkanın üstündeki yatay bir şerit
chief
n.
Music
127
Music
ana notanın üstündeki dördüncü nota
subdominant
n.
128
Music
baritonun bir ton üstündeki yetişkin erkek sesi
tenor voice
n.
129
Music
orta c'nin üstündeki ikinci c'den başlayıp yükselen müzikal oktav
three-line octave
n.
130
Music
soprano sesin bir üstündeki ilk oktav
alt
n.
131
Music
soprano sesin bir üstündeki ilk oktavdaki bir nota
alt
n.
132
Music
telli bir müzik aletinin üstündeki köprü
chevalet
n.
133
Music
zil çalma tonunun bir oktav üstündeki (ses dalgası)
nominal
adj.
Printery
134
Printery
linotip matrisinin en üstündeki dik açılı iki çıkıntıdan biri
ear
n.
Archaic
135
Archaic
madeni para üstündeki haç şeklindeki baskı
cross
n.
Ornithology
136
Ornithology
kuşlarda kanattaki büyük tüyün üstündeki tüy
upper covert
n.
137
Ornithology
kuğuların gagasının üstündeki siyah yumru
berry
n.
138
Ornithology
kuş kanadının üstündeki küçük çıkıntı
winglet
n.
Entomology
139
Entomology
böceğin ağzındaki dudak benzeri yapının önündeki veya üstündeki dil benzeri yapı
hypopharynx
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of üstündeki
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy