|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
görevli (bir hizmette bulunan) |
attendant n.
|
|
2 |
Common Usage |
elde hazır bulunan |
available adj.
|
|
General |
|
3 |
General |
kiralık oda bulunan ev |
lodging house n.
|
|
4 |
General |
sarımsakta bulunan, antibakteriyel özelliği olan, keskin kokulu, yağsı sıvı |
allicin n.
|
|
5 |
General |
çok tavşan bulunan yer |
warren n.
|
|
6 |
General |
nice ve cannes arasında bulunan bir fransız sahil kasabası |
antibes n.
|
|
7 |
General |
eski yunanistan'da bulunan bir bölge |
laconia n.
|
|
8 |
General |
bozulan yiyecekte bulunan zehir |
ptomaine n.
|
|
9 |
General |
serada bulunan gübreli toprak |
hotbed n.
|
|
10 |
General |
liman gibi kıyıya yakın veya kıyıda bulunan bölge |
waterfront n.
|
|
11 |
General |
çölde genellikle bir su birikintisinin etrafında bulunan verimli arazi |
oasis n.
|
|
12 |
General |
bir memleketin başka bir devlette bulunan küçük toprak parçası |
exclave n.
|
|
13 |
General |
aşağıda imzası bulunan kişiler |
the undersigned n.
|
|
14 |
General |
kuzey ve güney amerika arasında bulunan karaib adaları |
west indies n.
|
|
|
15 |
General |
iberya yarım adasında bulunan en büyük nehir |
tagus n.
|
|
16 |
General |
boyunda bulunan en büyük damar |
jugular vein n.
|
|
17 |
General |
iyi dilekte bulunan |
wellwisher n.
|
|
18 |
General |
bağışta bulunan kimse |
donee n.
|
|
19 |
General |
arada bulunan |
intermediary n.
|
|
20 |
General |
iddiada bulunan kimse |
claimant n.
|
|
21 |
General |
bir yönetim altında bulunan aynı türden bir grup ticari kuruluş |
syndicate n.
|
|
22 |
General |
sayfa kenarlarındaki girintilerde harf etiketi bulunan bir indeks türü |
thumb index n.
|
|
23 |
General |
çok dayanıklı filmlerin ve kimi sentetik kumaşların yapımında kullanılan bileşiminde iki alkol drubu bulunan madde |
glycol n.
|
|
24 |
General |
fahişelerle ilişkide bulunan kişi |
wencher n.
|
|
25 |
General |
hapishane veya akıl hastanesinde bulunan kimse |
inmate n.
|
|
26 |
General |
trafik işaretli göbeklerin içinde ilave şerit bulunan bir kavşak türü |
hamburger junction n.
|
|
27 |
General |
pavyon (parkta bulunan ve büyük bir kameriyeye benzeyen) |
kiosk n.
|
|
28 |
General |
taş üstünde bulunan ağaç şekli |
dendrite n.
|
|
29 |
General |
kemiriclerde bulunan ağız kesesi |
cheek pouch n.
|
|
30 |
General |
yarı değerleri taşlarda bulunan koyu mavi maden |
lazurite n.
|
|
31 |
General |
açık yerlerde bulunan umumi posta kutusu |
pillar box n.
|
|
32 |
General |
çin'de bulunan bir sıradağ |
kuenlun n.
|
|
33 |
General |
abd'de dışarda bulunan tuvalet |
privy n.
|
|
34 |
General |
malezya'da bulunan ana ada |
labuan n.
|
|
|
35 |
General |
genellikle yeraltında bulunan mezar odası |
burial vault n.
|
|
36 |
General |
suriye'de bulunan liman şehir |
latakia n.
|
|
37 |
General |
finlandiya körfezindeki bir adada bulunan rus deniz üssü ve limanı |
kronstadt n.
|
|
38 |
General |
kuşlarda gövdenin art yanında bulunan tüy demeti |
queue n.
|
|
39 |
General |
açıklamada bulunan |
explainer n.
|
|
40 |
General |
harita üzerinde eş yükseklikte bulunan noktaları birleştiren eğriler |
contour lines n.
|
|
41 |
General |
katkıda bulunan kimse |
contributor n.
|
|
42 |
General |
evin bir yanında bulunan ve üç yanı camla çevrili çok güneşli oda |
solarium n.
|
|
43 |
General |
yardımda bulunan biri |
abettor n.
|
|
44 |
General |
bütün sözcükler/kelimeler (bir dilde bulunan) |
vocabulary n.
|
|
45 |
General |
ricada bulunan kimse |
petitioner n.
|
|
46 |
General |
cinsel tacizde bulunan kimse |
molester n.
|
|
47 |
General |
çekici bulunan bir davetin reddedilmesi |
rain check n.
|
|
48 |
General |
dudakta bulunan piercinge takılan dudak süsü |
labret n.
|
|
49 |
General |
çalepa bitkisinin kökünde bulunan bir reçine |
jalapin n.
|
|
50 |
General |
niş (duvarda bulunan) |
alcove n.
|
|
51 |
General |
yüksek irtifada bulunan beyaz tülümsü bulut tipi |
cirrus n.
|
|
52 |
General |
kıyıda bulunan tatil yeri |
watering place n.
|
|
53 |
General |
bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü |
home town n.
|
|
54 |
General |
kutuplarda bulunan donmuş kara parçaları |
permafrost n.
|
|
55 |
General |
bağışta bulunan kimse |
donor n.
|
|
56 |
General |
otobüs gibi taşıtlarda bulunan ve yapılan hızı, duraklamaların süresini ve sürücünün ne kadar direks |
tachograph n.
|
|
57 |
General |
olay mahallinde bulunan |
witness n.
|
|
58 |
General |
talepte bulunan taraf |
requesting state party n.
|
|
59 |
General |
alaskada bulunan bir koy |
funter n.
|
|
60 |
General |
danimarka'da bulunan bir ada |
laaland n.
|
|
61 |
General |
kitabın başında bulunan ve alfabetik dizin olmayan içindekiler |
table of contents n.
|
|
62 |
General |
hükümdarın maiyetinde bulunan kimse |
courtier n.
|
|
63 |
General |
özel alet aracılığıyla herhangi bir boşlukta bulunan havayı boşaltma |
exsufflation n.
|
|
64 |
General |
yapılan kötülüğü affettirecek bir harekette bulunan |
expiator n.
|
|
65 |
General |
mecazi anlamda, yetişkinlere yakışmayacak davranışlarda bulunan kimse |
child n.
|
|
66 |
General |
yakıt almak veya dinlenmek için otoyol kenarlarında bulunan alan |
service area n.
|
|
67 |
General |
katkıda bulunan kimse |
participator n.
|
|
68 |
General |
katkıda bulunan kimse |
participant n.
|
|
69 |
General |
tayvanın batı merkezinde bulunan bir şehir |
taichung n.
|
|
70 |
General |
çin halk cumhuriyeti'nin güney kıyılarında bulunan bir bölge |
kwangtung n.
|
|
71 |
General |
bir ülkede bulunan küçük yabancı topluluğu |
colony n.
|
|
72 |
General |
derbyshire'da bulunan bir meze |
delia n.
|
|
73 |
General |
içinde binalar bulunan etrafı duvarla çevrili yer |
compound n.
|
|
74 |
General |
akıl hastanesinde bulunan kimse |
inmate n.
|
|
|
75 |
General |
bir topluluğun, toplantı veya derneğin başında bulunan kimse |
president n.
|
|
76 |
General |
iyi dilekte bulunan |
well wisher n.
|
|
77 |
General |
ricada bulunan |
petitioner n.
|
|
78 |
General |
bazı bitki köklerinde bulunan kristalli bir madde |
glutamine n.
|
|
79 |
General |
aynı yönetim altında bulunan gazeteler grubu |
a newspaper syndicate n.
|
|
80 |
General |
beyzbolda üç temel pozisyonda bulunan oyuncu |
sacker n.
|
|
81 |
General |
böceklerin baş kısmında bulunan zırhlı bölüm |
clypeus n.
|
|
82 |
General |
Toprakta veya gübrede bulunan bir mantar türü |
aspergillus n.
|
|
83 |
General |
katkıda bulunan |
subscriber n.
|
|
84 |
General |
terkedilip sokakta veya başka bir yerde bulunan bebek |
foundling n.
|
|
85 |
General |
kayalık yerde bulunan bahçe |
rock garden n.
|
|
86 |
General |
büyük bir çiftlikte bulunan malikane |
stately home n.
|
|
87 |
General |
kalabalıkta bulunan kişi |
crowder n.
|
|
88 |
General |
sütte bulunan proteinlerden herhangi biri |
laetoprotein n.
|
|
89 |
General |
tek yönetim altında bulunan örgütlü siyasal toplum |
state n.
|
|
90 |
General |
yol ve caddelerde sürücü ve yayalara yardımcı olmak üzere bulunan çeşitli işaret ve düzenekler |
street furniture n.
|
|
91 |
General |
listede bulunan maddenin yanına konulan işaret |
tick n.
|
|
92 |
General |
satılabilir özelliği bulunan |
saleability n.
|
|
93 |
General |
bebeklik çağı ile ergenlik çağı arasındaki gelişme döneminde bulunan insan |
child n.
|
|
94 |
General |
denizlerin ötesinde bulunan ülke vb |
overseas n.
|
|
95 |
General |
safran içinde bulunan güzel kokulu yağımsı madde |
safranal n.
|
|
96 |
General |
hindistanda bulunan kalıtsal mülk |
taluk n.
|
|
97 |
General |
birkaç tohumu bulunan sebze ya da meyve |
seedpod n.
|
|
98 |
General |
ilahiyat seminerinde bulunan öğrenci |
seminarian n.
|
|
99 |
General |
ilahiyat seminerinde bulunan öğrenci |
seminarist n.
|
|
100 |
General |
kafeterya'da ya da pub'da bulunan yemek tezgahı |
servery n.
|
|
101 |
General |
evrak üzerinde bulunan resmi ya da şahsi mühür koruyan küçük yuvarlak kutu |
skippet n.
|
|
102 |
General |
nadir bulunan ilginç eşyalar |
curiosity n.
|
|
103 |
General |
kilit noktasında bulunan |
kingpin n.
|
|
104 |
General |
güney amerika'da hazinelerle dolu olduğu söylentisi bulunan efsanevi şehir |
el dorado n.
|
|
105 |
General |
kehanette bulunan |
augurer n.
|
|
106 |
General |
patent ofisine şikayette bulunan |
interferant n.
|
|
107 |
General |
alın ortasındaki saç çizgisi üzerinde bulunan v şeklindeki nokta |
widow's peak n.
|
|
108 |
General |
ateşe bakarak kehanetlerde bulunan kimse |
pyromancer n.
|
|
109 |
General |
ihbarda bulunan taraf |
notifying party n.
|
|
110 |
General |
meksika'nın hermosillo bölgesinde bulunan etnik bir grup |
yaquis n.
|
|
111 |
General |
tavsiyede bulunan |
recommender n.
|
|
112 |
General |
içeriğinde cıva bulunan ilaçların hasta tedavisinde kullanılmasını savunan doktor |
mercurialist n.
|
|
113 |
General |
macaristan'da çoğunlukta bulunan ural-altay halkı |
magyar n.
|
|
114 |
General |
kısmen zeminin altında bulunan bina katı |
semi-basement n.
|
|
115 |
General |
içinde sodyum-alüminyum ve potasyum-alüminyum slikatli mineral ve piroksen bulunan volkanik kaya |
nephelinite n.
|
|
116 |
General |
denizde bulunan buz yığını |
ice pack n.
|
|
117 |
General |
bağışta bulunan kimse |
subscriber n.
|
|
118 |
General |
hakkında az bilinen fakat beklenmedik bir şekilde başarılı olan ya da olma ihtimali bulunan siyasi lider |
dark horse n.
|
|
119 |
General |
hibede bulunan |
donator n.
|
|
120 |
General |
burundi ve ruanda'da bulunan bir etnik grup |
hutu n.
|
|
121 |
General |
üzerinde kardinal bellarmine'nin karikatürü bulunan taştan yapılmış içki sürahisi |
long beard n.
|
|
122 |
General |
üzerinde kardinal bellarmine'nin karikatürü bulunan taştan yapılmış içki sürahisi |
longbeard n.
|
|
123 |
General |
üzerinde kardinal bellarmine'nin karikatürü bulunan taştan yapılmış içki sürahisi |
bellarmine n.
|
|
124 |
General |
üzerinde kardinal bellarmine'nin karikatürü bulunan taştan yapılmış içki sürahisi |
graybeard n.
|
|
125 |
General |
ön kısmında şeffaf bölüm bulunan zarf |
window envelope n.
|
|
126 |
General |
cemaatin içinde bulunan kişi |
congregant n.
|
|
127 |
General |
italya'da bulunan bir eğlence parkı |
gardaland n.
|
|
128 |
General |
doğada yaygın olarak bulunan |
common substance in nature n.
|
|
129 |
General |
khazad-dum'da bulunan hafif ve çok dayanıklı bir maden |
mithril n.
|
|
130 |
General |
hindistan'da qutab minar'ın 10 km güneyinde bulunan harabe şehir |
tughlaqabad n.
|
|
131 |
General |
yüksek rakımlı bir yerde bulunan ev |
aery n.
|
|
132 |
General |
yüksek rakımlı bir yerde bulunan ev |
eyrie n.
|
|
133 |
General |
yüksek rakımlı bir yerde bulunan ev |
aerie n.
|
|
134 |
General |
yüksek rakımlı bir yerde bulunan ev |
eyry n.
|
|
135 |
General |
fransa'nın güneydoğusunda bulunan bir şehir |
grenoble n.
|
|
136 |
General |
nadir bulunan bir yetenek |
a rare talent n.
|
|
137 |
General |
aramazken bulunan |
serendipity n.
|
|
138 |
General |
londra'da bulunan balmumu heykel müzesi |
madame tussauds n.
|
|
139 |
General |
başında beyaz tüyler bulunan amerikan yaban ördeği |
baldpate n.
|
|
140 |
General |
özdeyişte bulunan kimse |
aphorist n.
|
|
141 |
General |
içerisinde pek çok ada adacık kayalık bulunan deniz |
archipelago n.
|
|
142 |
General |
katkıda bulunan kimse |
contributory n.
|
|
143 |
General |
ölülerle konuşarak kehanette bulunan |
sciomancer n.
|
|
144 |
General |
satılabilir özelliği bulunan |
salability n.
|
|
145 |
General |
üzerinde kardinal bellarmine'nin karikatürü bulunan taştan yapılmış içki sürahisi |
greybeard n.
|
|
146 |
General |
bazı evlerin bahçelerinde bulunan dekoratif cüce biblosu |
garden gnome n.
|
|
147 |
General |
bazı evlerin bahçelerinde bulunan dekoratif cüce biblosu |
lawn gnome n.
|
|
148 |
General |
iki ucundan çekilererek açılan içinde küçük bir hediye bulunan noel oyuncağı |
bon-bons n.
|
|
149 |
General |
iki ucundan çekilererek açılan içinde küçük bir hediye bulunan noel oyuncağı |
christmas cracker n.
|
|
150 |
General |
new york'un manhattan bölgesinin kuzeydoğu bölümünde bulunan zenci nüfusun çoğunlukta olduğu bir bölge |
harlem n.
|
|
151 |
General |
londra'da bulunan dünyanın en yüksek dönme dolabı |
london eye n.
|
|
152 |
General |
londra'da bulunan dünyanın en yüksek dönme dolabı |
merlin entertainments london eye n.
|
|
153 |
General |
londra'da bulunan dünyanın en yüksek dönme dolabı |
millenium jant n.
|
|
154 |
General |
duruşmada mahkemede bulunan/yer alan |
trialist n.
|
|
155 |
General |
etkileşimde bulunan kimse |
interactant n.
|
|
156 |
General |
şövalye eğitiminde kullanılan bir tarafında düz bir tahta diğer tarafında kum torbası bulunan direk |
quintain n.
|
|
157 |
General |
amerika birleşik devletlerinde bulunan bir bölge |
yosemite n.
|
|
158 |
General |
kayıp ve bulunan eşya ofisi |
lost and found office n.
|
|
159 |
General |
kayıp ve bulunan eşya ofisi |
lost articles (canada) n.
|
|
160 |
General |
kayıp ve bulunan eşya ofisi |
lost property (uk) n.
|
|
161 |
General |
kayıp ve bulunan eşya ofisi |
lost and found (us) n.
|
|
162 |
General |
atıfta bulunan/nedensel açıklamayı yapan kişi |
attributor n.
|
|
163 |
General |
londra'da bulunan ünlü bir cadde |
cheapside n.
|
|
164 |
General |
üzerinde birden fazla fırın gözü ve ocak bulunan ingilizlere özgü bir alet |
aga n.
|
|
165 |
General |
1940 ve 50'lerde, amerika'daki eyaletler arası otobanlarda motorcular için açılmış, genellikle odaların hemen önünde motorlar için özel bir alanı bulunan otel |
motor court n.
|
|
166 |
General |
defileleri izlemek için ön sırada bulunan en prestijli ve arzu edilen koltukların bulunduğu alan |
frow (front row) n.
|
|
167 |
General |
masada bulunan |
table n.
|
|
168 |
General |
1886 yılında california'da bulunan bir kafatası |
calaveras skull n.
|
|
169 |
General |
hindistan'ın bazı eyaletlerinde bulunan idari bölüm |
tahsil n.
|
|
170 |
General |
batı tayvan'da bulunan bir ticaret merkezi şehir |
t'ai-chung n.
|
|
171 |
General |
batı tayvan'da bulunan bir ticaret merkezi şehir |
taichung n.
|
|
172 |
General |
kuzey batı ingiltere'de, manchester'da bulunan üniter bir bölge |
tameside n.
|
|
173 |
General |
özellikle fıçılarda bulunan içkilerin kalitesini nitelemek için kullanılan sözcük |
tap n.
|
|
174 |
General |
gereksiz tekrarlarda bulunan kimse |
tautologist n.
|
|
175 |
General |
galatya'da bulunan bir tür taş |
adarce [obsolete] n.
|
|
176 |
General |
yüzüne karşı hakarette bulunan kişi |
affronter [obsolete] n.
|
|
177 |
General |
bir evin arkasında bulunan yeşillik veya bahçe |
back green [scotland] n.
|
|
178 |
General |
sonuca ulaşmak için yapılan plan, bulunan çare |
tactic n.
|
|
179 |
General |
yüksek rakımlı bir yerde bulunan ev |
aiery n.
|
|
180 |
General |
genellikle kalkanın sağ üst kenarında bulunan kare ya da dikdörtgen bölüm |
canton n.
|
|
181 |
General |
üzerinde rütbe ve bağlı olunan makam sembolleri bulunan tören şapkası |
cap of maintenance n.
|
|
182 |
General |
bayraklarda üst köşede, gönder direğine yakın bulunan dikdörtgen kısım |
canton n.
|
|
183 |
General |
geçici hizmette bulunan |
caretaker n.
|
|
184 |
General |
cinsel saldırıda bulunan kimse |
ravisher n.
|
|
185 |
General |
kırsal alanda bulunan bozuk ve engebeli yol |
cart track n.
|
|
186 |
General |
kırsal alanda bulunan bozuk ve engebeli yol |
cartroad n.
|
|
187 |
General |
kırsal alanda bulunan bozuk ve engebeli yol |
cartway n.
|
|
188 |
General |
tavsiyede bulunan kimse |
cautioner n.
|
|
189 |
General |
ispanyol kültürünün hüküm sürdüğü bölgelerde bulunan amerikan kızılderili kabile reisi |
cazique n.
|
|
190 |
General |
giysi ya da üniformasında kırmızı tişört bulunan topluluk, dernek, vb. üyesi |
redshirt n.
|
|
191 |
General |
ayakkabılarının parmak ve topuklarında bulunan metallerle ritmik sesler çıkaran dansçı |
tapper n.
|
|
192 |
General |
genellikle yemek pişirme ve donyağı yapımında kullanılan sığır ve koyun gibi hayvanların böbreklerinin etrafında bulunan yağlı sert dokular |
suet n.
|
|
193 |
General |
ucunda el biçimli uzantı bulunan sırt kaşıma sopası |
backscratcher n.
|
|
194 |
General |
atıfta bulunan kimse |
referrer n.
|
|
195 |
General |
çin ve hindistan'da bulunan afyon özü |
chandoo n.
|
|
196 |
General |
çiftlikte bölgeler arasında bulunan şerit |
chase [dialect] n.
|
|
197 |
General |
velileri tarafından istismar veya yaralanma riski bulunan çocuklara dair yerel otoritelerin tuttuğu liste |
nai register n.
|
|
198 |
General |
içinde farklı türden ahşap hayvanlar bulunan gemi şeklinde çocuk oyuncağı |
noah's ark n.
|
|
199 |
General |
resmi bildirimde bulunan kimse |
noticer n.
|
|
200 |
General |
iyilik ve yardımda bulunan kimse |
neighbor n.
|
|
201 |
General |
iyilik ve yardımda bulunan kimse |
neighbour n.
|
|
202 |
General |
dokunaçlarda bulunan, yakıcı kapsüller açısından zengin dallar |
tentillum n.
|
|
203 |
General |
bir parçanın sonunda bulunan unsurları |
terminalia n.
|
|
204 |
General |
avuç içimizde bulunan hayali üçgenin açılarından biri |
third angle n.
|
|
205 |
General |
avuç içimizde bulunan hayali üçgenin açılarından biri |
middle angle n.
|
|
206 |
General |
topuk etrafında sadece bir kayış bulunan hafif sandalet |
tip n.
|
|
207 |
General |
kilisede sunağın yanındaki duvarda bulunan dolap |
aumbry n.
|
|
208 |
General |
bir kişi veya yerin özelliklerini yansıtan koleksiyonda bulunan bir öğe |
ana n.
|
|
209 |
General |
haksız iddialarda bulunan kimse |
arrogator n.
|
|
210 |
General |
hazır bulunan kimse |
attender n.
|
|
211 |
General |
manuka balında bulunan antibakteriyel etkin maddenin seviyesi için koyulan bir standart |
umf® n.
|
|
212 |
General |
girişimde bulunan kimse |
endeavorer n.
|
|
213 |
General |
çok daireli büyük bir apartmanda bulunan daire |
unit n.
|
|
214 |
General |
birim içerisinde bulunan miktar |
unitage n.
|
|
215 |
General |
gönüllü çalışmada bulunan kimse |
unpaid worker n.
|
|
216 |
General |
her yerde bulunan kimse |
zelig n.
|
|
217 |
General |
bakır madenlerinde bulunan bir su türü |
ziment-water n.
|
|
218 |
General |
üzerinde yazıt bulunan kurdelemsi bir şerit |
bandrol n.
|
|
219 |
General |
zarfların arkasında bulunan yırtılabilir form |
bangtail n.
|
|
220 |
General |
altında çubuk bulunan bir at nalı |
bar shoe n.
|
|
221 |
General |
uçlarında top bulunan metal çubuklu piercing |
barbell n.
|
|
222 |
General |
metal kasası ve kapağı bulunan sigara çakmağı |
zippo n.
|
|
223 |
General |
üzerinde anahtar ve kilit asmak için kancalar bulunan askılık |
keyboard n.
|
|
224 |
General |
daktiloda bulunan tuşların toplamı |
keyset [rare] n.
|
|
225 |
General |
klavyede bulunan tuşların toplamı |
keyset [rare] n.
|
|
226 |
General |
bir kimse veya bir grup insanla akrabalığı bulunan kimse |
kinsperson n.
|
|
227 |
General |
ibrik ucu ve kulpu bulunan dekoratif bir su kabı |
ewer n.
|
|
228 |
General |
yazlık veya diğer tatil yerlerinde bulunan lunapark |
kursaal n.
|
|
229 |
General |
magdalalı meryem'in memleketi olduğu düşünülen, taberiye gölü'nün batısında bulunan eski bir filistin kenti |
magdala n.
|
|
230 |
General |
özellikle şahinlerin göğsünde bulunan tamamen uzamış tüyler |
mail [obsolete] n.
|
|
231 |
General |
gücüde bulunan ve içinden çözgü ipliği geçen metal veya camdan göz |
mail n.
|
|
232 |
General |
posta tesliminin yapıldığı, genellikle bir kapısı bulunan hazne |
mail slot n.
|
|
233 |
General |
kolda veya bacakta bulunan, madde enjekte etmek için elverişli ana damar |
main-line n.
|
|
234 |
General |
yan yana bulunan bir dizi yer |
vianage n.
|
|
235 |
General |
miğferin görme ve nefes alma için açıklıkları bulunan ön parçası |
visor n.
|
|
236 |
General |
miğferin görme ve nefes alma için açıklıkları bulunan ön parçası |
vizor n.
|
|
237 |
General |
jokey kıyafeti giymiş tek elinde metal bir halka bulunan ve aslen ön bahçede bağlama kazığı olarak kullanılan küçük (siyahi) adam heykeli |
lawn jockey n.
|
|
238 |
General |
üzerinde zıt renkte semer şeklinde desen bulunan oxford tipi bağcıklı kundura |
saddle oxford n.
|
|
239 |
General |
genellikle beyaz renkli olup tarak kısmında zıt renkten deri bir şerit bulunan gündelik bir ayakkabı |
saddle shoe n.
|
|
240 |
General |
tahtta bulunan kraliçe |
queen regent n.
|
|
241 |
General |
listede bulunan maddeler |
listing n.
|
|
242 |
General |
zeminde bulunan küçük kapı |
trap door n.
|
|
243 |
General |
zeminde bulunan küçük kapı |
trapdoor n.
|
|
244 |
General |
eskiden güney-orta kuzey dakota'nın güney ve orta kesimlerinde missouri nehri boyunca sıralanan köylerde yaşayıp günümüzde sakakawea gölü çevresinde bulunan amerikan yerli halkına mensup kimse |
mandan n.
|
|
245 |
General |
çin imparatorluğu'nun yüksek memuriyetinde bulunan dokuz rütbeden herhangi birine mensup kimse |
mandarin n.
|
|
246 |
General |
düşmana vurmak veya düşmanı kapana kıstırmak için tasarlanmış, uçlarında ağırlıklar bulunan bir zincirden meydana gelen japon silahı |
manrikigusari n.
|
|
247 |
General |
alevin etrafında sıcak gaz bulunan bölge |
mantle n.
|
|
248 |
General |
maori topluluklarında akıl verme benzeri eğitici yetkileri bulunan kimse |
maori warden n.
|
|
249 |
General |
gaz ocağının üzerinde bulunan sıcaklık ayarlarından biri |
mark n.
|
|
250 |
General |
hanedan armalarında bulunan ve hamillerin derecelerini gösteren işaretler |
marks of cadency n.
|
|
251 |
General |
ayurveda tıbbına göre vücutta 107 adet bulunan marma noktalarına baskı uygulayarak yapılan bir masaj türü |
marma massage n.
|
|
252 |
General |
(el falında) elde bulunan, yaşam ve kader çizgisinden daha uzun olan, evlilik ve gönül ilişkilerinin yaklaşık zamanları ile ilgili bilgi veren çizgi |
marriage lines n.
|
|
253 |
General |
(el falında) elde bulunan, yaşam ve kader çizgisinden daha uzun olan, evlilik ve gönül ilişkilerinin yaklaşık zamanları ile ilgili bilgi veren çizgi |
line of marriage n.
|
|
254 |
General |
kraliyet konutlarında törenleri düzenlemek gibi birtakım görevleri bulunan yüksek rütbeli memurlar |
marshall n.
|
|
255 |
General |
otomobillerde bulunan radyatör süsü |
mascot [uk] n.
|
|
256 |
General |
içinde küçük tren istasyonu bulunan kasaba |
whistle stop n.
|
|
257 |
General |
topluluk, sektör, meslek gibi bir grupta bulunan önemli veya nüfuzlu kimseler |
whos who n.
|
|
258 |
General |
alın ortasındaki saç çizgisi üzerinde bulunan bir nokta |
widows peak n.
|
|
259 |
General |
kimsenin dikkate almadığı bir öneri veya ricada bulunan kimse |
wilderness n.
|
|
260 |
General |
kimsenin dikkate almadığı bir öneri veya ricada bulunan kimse |
a voice in the wilderness n.
|
|
261 |
General |
kimsenin dikkate almadığı bir öneri veya ricada bulunan kimse |
a voice crying in the wilderness n.
|
|
262 |
General |
üzerinde delikler bulunan bir ayakkabı çeşidi |
wing tip n.
|
|
263 |
General |
üzerinde delikler bulunan bir ayakkabı çeşidi |
wingtip n.
|
|
264 |
General |
içinde beyaz çamaşır renk açıcısı bulunan küçük çanta |
blue bag n.
|
|
265 |
General |
yolda bulunan (ağaç kütüğü gibi) engel |
hang-up n.
|
|
266 |
General |
bir ucunda paçavralar bulunan, ekmek fırınını temizlemek için kullanılan sırık |
maukin [uk] n.
|
|
267 |
General |
bir ucunda paçavralar bulunan, ekmek fırınını temizlemek için kullanılan sırık |
mawkin [dialect] n.
|
|
268 |
General |
çok sayıda erkek bulunan yer veya durum |
meat market n.
|
|
269 |
General |
hekim, diş hekimi, cerrah veya veteriner gibi doktorluk yetkisi bulunan kimse |
medical practitioner n.
|
|
270 |
General |
19 litrelik hacmi bulunan devasa bir şarap şişesi |
melchior n.
|
|
271 |
General |
bal arısı zehrinde bulunan bir polipeptit |
melittin n.
|
|
272 |
General |
linyit kömüründe bulunan, içeriğinde su bulunan, bal rengi bir alüminyum melitik asit tuzu |
mellite n.
|
|
273 |
General |
önerge ile talepte bulunan kimse |
memorializer n.
|
|
274 |
General |
önerge ile talepte bulunan kimse |
memorialiser n.
|
|
275 |
General |
bazı iskoç ve ingiliz topluluklarında bulunan, üyelerin her hafta belirli bir tutar ödediği ve yapılan ödemelerin her hafta farklı bir üyesine verildiği tasarruf artırım kulübü |
menage n.
|
|
276 |
General |
bir öğünde servis edilen veya mevcut bulunan yemekler |
menu n.
|
|
277 |
General |
kadın cinsel organında bulunan kıllar |
merkin [obsolete] n.
|
|
278 |
General |
boyutu bir mikron ile bir milyon milimikron arasında olup kömür ve bazı şistlerde bulunan organik bir koloidal parçacık |
micelle n.
|
|
279 |
General |
yalnızca birkaç yüz mikrometrelik çapı bulunan ve kan gibi sıvılarda süspansiyon halinde tutulabilen çok küçük kabarcık |
microbubble n.
|
|
280 |
General |
gemi geçiş yolunda yer alan ve her iki tarafında kanal bulunan sığlık |
middle n.
|
|
281 |
General |
inek memesinin arkasında bulunan bir işaret |
milk mirror n.
|
|
282 |
General |
bileğe takmak için bir halkası bulunan cüzdan veya çanta |
wristlet n.
|
|
283 |
General |
dokuma sırasında çözgü ipliğinin geçmesi için deliği bulunan metal bıçak veya bükülmüş tel |
heald [uk] n.
|
|
284 |
General |
kişilere veya kurumlara özellikle maddi yardımda bulunan kimse |
helper n.
|
|
285 |
General |
haddehane çekicinde ucunda çekiç başı bulunan sap |
helve n.
|
|
286 |
General |
dünyanın yarımkürelerinde bulunan ülke ve insanlar |
hemisphere n.
|
|
287 |
General |
genellikle yük vagonlarında bulunan bir demiryolu sembolü veya monogramı |
herald n.
|
|
288 |
General |
japonya'nın osaka kentinde bulunan bir konsol köprü |
minato ohashi bridge n.
|
|
289 |
General |
uzak veya ücra yerde bulunan dükkan |
hole in the wall n.
|
|
290 |
General |
uzak veya ücra yerde bulunan dükkan |
hole-in-the-wall n.
|
|
291 |
General |
şehirde bulunan ev |
hostel [obsolete] n.
|
|
292 |
General |
eskiden kuzey-orta missouri'de yaşamış olup günümüz nüfusu kuzey-orta oklahoma'da bulunan amerikan yerli kabilesine mensup kimse |
missourian n.
|
|
293 |
General |
önüne dini yazı bulunan altın levha tutturulmuş keten bir sarıktan oluşan, yahudilerin eski dini önderlerinin giydiği resmi başlık |
miter n.
|
|
294 |
General |
otlarla kaplı geniş bir düzlükte bulunan çalılık |
mot n.
|
|
295 |
General |
çeşitlendirilerek tekrar edilen ve genellikle belirli bir fikre atıfta bulunan tabir veya müzikteki nota ve sus biçimleri |
motto n.
|
|
296 |
General |
mobilyalarda bulunan işlevsel veya koruyucu özelliği olan madeni aksam |
mount n.
|
|
297 |
General |
zemini ve fermuarlı girişi bulunan, genellikle takoz biçiminde olan hafif bir tür çadır |
mountain tent n.
|
|
298 |
General |
kullanan kimsenin bıyığının ıslanmaması için ağız kısmında koruyucu aparat bulunan fincan |
moustache cup n.
|
|
299 |
General |
ağza yakın bulunan yapı veya uzantı (böcek) |
mouth organ n.
|
|
300 |
General |
teklifte bulunan kimse |
mover n.
|
|
301 |
General |
serzenişte bulunan kimse |
reproacher n.
|
|
302 |
General |
han veya lokanta işletme ruhsatı bulunan kimse |
licensed victualer n.
|
|
303 |
General |
alkollü içki satma ruhsatı bulunan lokantacı veya hancı |
licensed victualer n.
|
|
304 |
General |
içinde bulunan saç veya tırnağın uğursuzluk getirdiğine inanılan muska |
ligature n.
|
|
305 |
General |
bel bölgesinde bulunan fazla yağ |
love handle n.
|
|
306 |
General |
avuç içinde bulunan bir çizgi |
love line n.
|
|
307 |
General |
avuç içinde bulunan bir çizgi |
heart line n.
|
|
308 |
General |
avuç içinde bulunan bir çizgi |
line of heart n.
|
|
309 |
General |
avuç içinde bulunan bir çizgi |
mensal line n.
|
|
310 |
General |
(pis toprakta veya gübrede bulunan) solucan |
muckworm n.
|
|
311 |
General |
sadece üyelerine açıklanan ritüel, faaliyet veya öğretileri bulunan gizli bir topluluğa kabul edilmiş kimse |
mystic n.
|
|
312 |
General |
eteklerin arkasında bel hizasının altında bulunan fiyonk, fırfır gibi süsleme |
bustle n.
|
|
313 |
General |
at arabasında bulunan iki sırım köselesinden veya kayıştan her biri |
girth n.
|
|
314 |
General |
bazı kaynak sularının yüzeyinde veya çevresinde bulunan yumurta akına benzer yapışkan bir madde |
glairin n.
|
|
315 |
General |
hayvan dokularında bulunan albüminli bir madde |
gluten n.
|
|
316 |
General |
(mesane) az çok kasılabilen çeşitli organların duvarlarında bulunan yumuşak kas tabakası |
muscularis n.
|
|
317 |
General |
barlardaki bilardo masalarında bulunan mantar şeklinde kanca |
mushroom n.
|
|
318 |
General |
erkeklerin bıyıklarının değmesini önlemek için kenarında çubuk bulunan içki kadehi |
mustache cup n.
|
|
319 |
General |
lütufta bulunan |
obligee n.
|
|
320 |
General |
çiftin sağ tarafta bulunan üyesi |
right n.
|
|
321 |
General |
mutfak ve yemek odası arasında bulunan servis odası |
butler's pantry n.
|
|
322 |
General |
hayvanın üzerinde bulunan kelebek şeklinde leke |
butterfly n.
|
|
323 |
General |
yaylı enstrümanın kuyruk parçasının sabitlendiği uç kısımda bulunan topuz |
button n.
|
|
324 |
General |
nadir bulunan şey |
gold dust n.
|
|
325 |
General |
katkıda bulunan neden |
occasion n.
|
|
326 |
General |
okyanusta bulunan mülk |
oceanfront n.
|
|
327 |
General |
bir diğerinin yasal hakkı bulunan mülkü yasa dışı şekilde işgal eden kimse |
claim jumper n.
|
|
328 |
General |
(bazı kiliselerde bulunan) ahşap çıngırak |
clapper n.
|
|
329 |
General |
mryland'de bulunan, belediyeye ait olmayan bir alan |
darlington n.
|
|
330 |
General |
kibar toplum tarafından doğru bulunan davranış standartları |
decencies n.
|
|
331 |
General |
sığınak görevi bulunan veya sığınağa benzer küçük ve loş yer |
den n.
|
|
332 |
General |
çatı kornişinin altında bulunan diş şeklinde kare kuşak |
dental n.
|
|
333 |
General |
başarı ihtimali bulunan eylem veya yöntemlere dört elle sarılma |
desperation n.
|
|
334 |
General |
gözaltında bulunan kimse |
détenu n.
|
|
335 |
General |
gözaltında bulunan kadın |
détenue n.
|
|
336 |
General |
yan masrafları bulunan, yalnızca görüntüde hediye olan şey |
gift horse n.
|
|
337 |
General |
etrafında ambar gibi çiftlik binaları bulunan kır evi |
grange n.
|
|
338 |
General |
kırmızı çizgileri bulunan bir yeşil elma çeşidi |
gravenstein n.
|
|
339 |
General |
(futbolda) merkezin her iki yanında bulunan iki oyuncudan biri |
guard n.
|
|
340 |
General |
sosyal ve dini motifleri bulunan çeşitli orta çağ derneklerine verilen ad |
guild n.
|
|
341 |
General |
sosyal ve dini motifleri bulunan çeşitli orta çağ derneklerine verilen ad |
guildship n.
|
|
342 |
General |
beyaz, kızılderili ve siyahi kökenleri bulunan ve genellikle batı virjinya ve maryland'de yaşayan topluluğa mensup kimse |
guinea n.
|
|
343 |
General |
at arabasının altında veya arkasında bulunan yerinden oynamış tahta |
heck board n.
|
|
344 |
General |
buz pisti bulunan bina |
ice rink n.
|
|
345 |
General |
(metamorfik kayaçta bulunan ve kendi yüzü ile çevrili) kristal |
idioblast n.
|
|
346 |
General |
abd'de bulunan büyük bir sağlık bilgi sistemleri firması |
idx n.
|
|
347 |
General |
milyarlarca dolarlık serveti bulunan çok zengin kimse |
multi-billionaire n.
|
|
348 |
General |
altın veya gümüş rengi işlemesi bulunan sarık |
mundil n.
|
|
349 |
General |
eski surlarda üzerinde ateş etmek için açıklık bulunan mazgallı siper |
murdress n.
|
|
350 |
General |
üzerinde tek nokta bulunan domino taşı |
one n.
|
|
351 |
General |
üst yüzeyinde tek nokta bulunan zar |
one n.
|
|
352 |
General |
üzerinde tek nokta bulunan domino taşı |
one-spot n.
|
|
353 |
General |
üst yüzeyinde tek nokta bulunan zar |
one-spot n.
|
|
354 |
General |
zarın tek nokta bulunan üst yüzeyi |
one-spot n.
|
|
355 |
General |
domino taşının tek nokta bulunan yarısı |
one-spot n.
|
|
356 |
General |
ismin harflerinden kehanette bulunan kimse |
onomancer n.
|
|
357 |
General |
birbirinin çaprazında bulunan kol ve bacakların hareket etmesi |
opposition n.
|
|
358 |
General |
baş hizasının üzerinde bulunan şey (aydınlatma armatürü |
overhead n.
|
|
359 |
General |
yukarıda bulunan raf |
overhead n.
|
|
360 |
General |
bir şeyin üzerinde bulunan şey |
overlier n.
|
|
361 |
General |
güçlü rakip bulunan yarışma |
overmatch n.
|
|
362 |
General |
(ortamda bulunan kişilerin elden elde gezdirerek imzaladığı ve bilgi eklediği) belge |
round robin n.
|
|
363 |
General |
(armacılıkta) kalkan üzerinde bulunan halka sembolü |
roundel n.
|
|
364 |
General |
halıda bulunan ortalama püskül sayısı |
row n.
|
|
365 |
General |
(tarla pülverizatöründe bulunan) dişli çark |
rowel n.
|
|
366 |
General |
yuvarlak bir açıklığı bulunan baklava biçimli rozet |
rustre n.
|
|
367 |
General |
(saat) denge çarkında bulunan döner mil |
balance staff n.
|
|
368 |
General |
stokta bulunan para |
imbursement [obsolete] n.
|
|
369 |
General |
üst bölümde kapalı bağcığı bulunan bir ayakkabı türü |
oxford n.
|
|
370 |
General |
üst bölümde kapalı bağcığı bulunan bir ayakkabı türü |
oxford tie n.
|
|
371 |
General |
üst bölümde kapalı bağcığı bulunan bir ayakkabı türü |
oxfords n.
|
|
372 |
General |
genellikle askeri tesiste bulunan ve askeri personel ile aile efradına hizmet veren market |
commissary n.
|
|
373 |
General |
film veya televizyon stüdyosunda bulunan yemekhane |
commissary n.
|
|
374 |
General |
film veya televizyon stüdyosunda bulunan kafeterya |
commissary n.
|
|
375 |
General |
aşai rabbani ayinindeki kutsanmış ekmek parçasını kutsanmış şarap bulunan kadehin içine koyma |
commixtion [obsolete] n.
|
|
376 |
General |
aşai rabbani ayinindeki kutsanmış ekmek parçasını kutsanmış şarap bulunan kadehin içine koyma |
commixture n.
|
|
377 |
General |
cehennemde bulunan kimse |
infernal [obsolete] n.
|
|
378 |
General |
alt dudağın altında bulunan pul doku |
infralabial n.
|
|
379 |
General |
lamine cam katmanları arasında bulunan plastik katmanı |
interlayer n.
|
|
380 |
General |
istenen şeyden bolca bulunan yer |
goldmine n.
|
|
381 |
General |
asli değeri bulunan, taşınabilir ve maddi kişisel servet |
good n.
|
|
382 |
General |
ayakkabının hafif sıkması için sayasında bulunan esnek parça |
gore n.
|
|
383 |
General |
bazı tek kabuklularda bulunan helezonik kıvrım |
concho-spiral n.
|
|
384 |
General |
katkıda bulunan şey |
concurrent n.
|
|
385 |
General |
(armacılıkta) çift halinde bulunan dar şerit |
cost n.
|
|
386 |
General |
(armacılıkta) çift halinde bulunan dar şerit |
cotise n.
|
|
387 |
General |
(armacılıkta) çift halinde bulunan dar şerit |
cottise n.
|
|
388 |
General |
(armacılıkta) çift halinde bulunan dar şerit |
cotice n.
|
|
389 |
General |
tekrarlı davranış eğilimi bulunan şey |
cycler n.
|
|
390 |
General |
(özellikle burgonya'da bulunan) üzüm bağı |
domaine n.
|
|
391 |
General |
bazen doğal gazla birlikte bulunan hafif, benzin benzeri bir hidrokarbon sıvısı |
drip gas n.
|
|
392 |
General |
ucunda sallantılı süs bulunan küpe |
drop n.
|
|
393 |
General |
ucunda sallantılı süs bulunan küpe |
drop earring n.
|
|
394 |
General |
ucunda sallantılı süs bulunan küpe |
pendant earring n.
|
|
395 |
General |
gemi gövdesi ve gemi kızağı arasında bulunan uzunlamasına kereste |
packing n.
|
|
396 |
General |
kilise yanında bulunan açık alan |
paradise n.
|
|
397 |
General |
ördek tuzağında bulunan dar kanallar |
pipe n.
|
|
398 |
General |
yol kenarında bulunan kafe |
buvette n.
|
|
399 |
General |
çayırda bulunan ağaç kümesi |
bluff [canada] n.
|
|
400 |
General |
asayişi sağlayıp bazı ufak yargı görevleri bulunan devlet memuru |
constable n.
|
|
401 |
General |
ilişkileri aynı kıtada bulunan ülkelerle sınırlama politikası |
continentalism n.
|
|
402 |
General |
gemide bulunan ufak gözetleme platformu |
crow's-nest n.
|
|
403 |
General |
az bulunan şeyler |
curiosa n.
|
|
404 |
General |
yaklaşık yarım metrekarelik kesiti olan yığında bulunan odun miktarı |
fathom [uk] n.
|
|
405 |
General |
katkıda bulunan kimse |
favorer n.
|
|
406 |
General |
katkıda bulunan kimse |
favourer n.
|
|
407 |
General |
belirli bir yerde bulunan kimse |
inhabitant n.
|
|
408 |
General |
iskoç-ingiliz sınırında bulunan ufak bir tahkimat kulesi |
peel tower n.
|
|
409 |
General |
asillik unvanı bulunan kadın |
peeress n.
|
|
410 |
General |
sıvı üzerinde bulunan film |
pellicle n.
|
|
411 |
General |
derz aralarında bulunan renkli çizgiler |
penciling n.
|
|
412 |
General |
ham pamukta safsızlık göstergesi olarak bulunan yaprak parçacıkları |
pepper n.
|
|
413 |
General |
ham pamukta safsızlık göstergesi olarak bulunan yaprak parçacıkları |
pepper trash n.
|
|
414 |
General |
ortak çıkarı bulunan kalabalık |
posse n.
|
|
415 |
General |
merkez posta ofisi bulunan kasaba |
post town n.
|
|
416 |
General |
posta ücretlerinde değişiklik talebinde bulunan bağımsız federal bir kuruluş |
postal rate commission n.
|
|
417 |
General |
(özellikle arkeolojik kazıda bulunan) kırık çömlek parçası |
potshard n.
|
|
418 |
General |
dökme ağzı bulunan kap |
pourie [scotland] n.
|
|
419 |
General |
karadeniz'in doğusunda bulunan bir antik bölge |
colchis n.
|
|
420 |
General |
yamaçta bulunan oyuk |
correi n.
|
|
421 |
General |
dağ eteğinde bulunan oyuk |
correi n.
|
|
422 |
General |
eğreltiotu gibi bitkilerin ucunda bulunan kıvrık kısım |
fiddle head n.
|
|
423 |
General |
(hispanik amerika) kırsalda bulunan mülkiyet |
finca n.
|
|
424 |
General |
üzerinde işaret parmağı bulunan yön tabelası |
finger post n.
|
|
425 |
General |
üzerinde işaret parmağı bulunan yön tabelası |
fingerboard n.
|
|
426 |
General |
üzerinde işaret parmağı bulunan yön tabelası |
fingerpost n.
|
|
427 |
General |
ateş yakma izni bulunan yer |
fireplace [australia] n.
|
|
428 |
General |
teknesinde özel bayrak taşıma hakkı bulunan kimse |
flag officer n.
|
|
429 |
General |
önemli miktarda harcanabilir geliri bulunan sırt çantalı gezgin |
flashpacker n.
|
|
430 |
General |
girişte bulunan ve yelken bezi parçasından oluşan çadır eteği |
fly sheet n.
|
|
431 |
General |
birada asıltı halinde bulunan katkı maddesi parçacıkları |
flyer n.
|
|
432 |
General |
yalnızca ön tarafında numara bulunan kitap sayfası |
folio n.
|
|
433 |
General |
kehanette bulunan kimse |
foreshower n.
|
|
434 |
General |
değişik hızlı otomobillerin vites kolunda bulunan oluklu yatak |
gate n.
|
|
435 |
General |
oval yaprakları, sert sarı odunu ve hoş kokulu beyaz çiçekleri bulunan yaprak dökmeyen uzun bir ağaç |
orange n.
|
|
436 |
General |
bir büyük bir de küçük tekerleği bulunan ilkel bir bisiklet türü |
ordinary n.
|
|
437 |
General |
bir alanın yüzeyi içinde bulunan kenarına paralel sınır |
orle n.
|
|
438 |
General |
evden uzakta bulunan yer |
outground n.
|
|
439 |
General |
evden uzakta bulunan zemin |
outground n.
|
|
440 |
General |
gövdeden uzakta bulunan şey |
outlier n.
|
|
441 |
General |
ebeveyn-yavru ilişkisi bulunan hayvan veya bitki |
parent n.
|
|
442 |
General |
genellikle halka açık olan ve içerisinde çocuk bahçesi gibi çeşitli imkanlar bulunan küçük park |
parkette [canada] n.
|
|
443 |
General |
park olarak kullanılmaya elverişli, ağaç ve çalı öbekleri bulunan ekili arazi |
parkland n.
|
|
444 |
General |
caddeye paralel bulunan veya caddenin ortasından geçen, çevre düzenlemesi yapılmış toprak şeridi |
parkway n.
|
|
445 |
General |
gözaltında bulunan birini salma |
parole n.
|
|
446 |
General |
orta çağ müzik teorisinde yer alan sekiz makamdan birinde bulunan bir aralık |
participant n.
|
|
447 |
General |
uçaklarda bulunan kısa ve çekilemeyen bir trapez |
perch n.
|
|
448 |
General |
dışarıda bulunan tuvalet |
petty [dialect] [uk] n.
|
|
449 |
General |
pharos adası'nda bulunan deniz feneri |
pharos n.
|
|
450 |
General |
(özellikle üzüm ve şarapta bulunan) tatlandırıcı madde grubu |
phenolic n.
|
|
451 |
General |
bitkilerde bulunan kimyasal bileşen |
phytochemical n.
|
|
452 |
General |
subay rütbesinin altında bir kuvvete bulunan itfaiyeci |
private n.
|
|
453 |
General |
ucunda çekül bulunan ip |
plummet line n.
|
|
454 |
General |
(florida'nın çamlık bölgelerinde bulunan) sazlık |
prairie n.
|
|
455 |
General |
(seçim bölgesi veya dini bölgede bulunan) polis karakolu |
precinct n.
|
|
456 |
General |
(seçim bölgesi veya dini bölgede bulunan) polis karakolu |
precinct house n.
|
|
457 |
General |
sunağın arka tarafında bulunan alçak basamak |
predella n.
|
|
458 |
General |
iddiada bulunan kimse |
predicant n.
|
|
459 |
General |
iddiada bulunan kimse |
predicator n.
|
|
460 |
General |
öngörüde bulunan kimse |
predicter n.
|
|
461 |
General |
önalım hakkı bulunan kimse |
preemptioner n.
|
|
462 |
General |
(mormon kilisesi'nde) iki yardımcısı ile birlikte başkanlık makamında bulunan kilise lideri |
president n.
|
|
463 |
General |
ucunda küçük, yuvarlak ve hareketli naylon, plastik veya metal bilye bulunan bir kalem |
rollerball n.
|
|
464 |
General |
ucunda bilye bulunan kalem |
rollerball pen n.
|
|
465 |
General |
binanın en üst katında bulunan restoran |
roof garden n.
|
|
466 |
General |
başka aletlerde kullanılan yayılan çizgileri bulunan yuvarlak bir kart |
rose n.
|
|
467 |
General |
taşlarda bulunan borumsu yapılar |
scolithus n.
|
|
468 |
General |
londra'nın merkezinde bulunan kısa bir cadde |
scotland yard n.
|
|
469 |
General |
üretim alanında bulunan ve sulama sisteminden gelen suyu tahliye eden gider |
scupper n.
|
|
470 |
General |
sahilde bulunan kumla |
sea bank n.
|
|
471 |
General |
(hanedan armalarında) perdeli ayakları ve balık kuyruğu bulunan bir aslan şeklinde tasvir edilen yaratık |
sea lion n.
|
|
472 |
General |
deniz kenarında bulunan arazi |
sea marge n.
|
|
473 |
General |
üzerinde mühür izi bulunan balmumu gibi parça |
seal n.
|
|
474 |
General |
oturma yerleri bulunan alan |
seating area n.
|
|
475 |
General |
oturma yerleri bulunan alan |
seating room n.
|
|
476 |
General |
başkanlık altındaki bir konumda bulunan kimse |
secondary n.
|
|
477 |
General |
yardımcı konumunda bulunan kimse |
secondary n.
|
|
478 |
General |
temsilci konumunda bulunan kimse |
secondary n.
|
|
479 |
General |
vekil konumunda bulunan kimse |
secondary n.
|
|
480 |
General |
deniz tabanında bulunan hidrotermal menfezler |
seep n.
|
|
481 |
General |
eskiden fransa'da bulunan bir idari bölge |
seine n.
|
|
482 |
General |
fransa'nın ile-de-france bölgesinde bulunan bir idari bölge |
seine-et-marne n.
|
|
483 |
General |
fransa'nın yukarı normandiya bölgesinde bulunan bir idari bölge |
seine-maritime n.
|
|
484 |
General |
fransa'nın ile-de-france bölgesinde bulunan idari bölge |
seine-saint-denis n.
|
|
485 |
General |
peter lombard'ın 12. yüzyılda yazmış olduğu teoloji kitabı üzerine ders notları okuyup yorumda bulunan kimse |
sententiarist n.
|
|
486 |
General |
peter lombard'ın 12. yüzyılda yazmış olduğu teoloji kitabı üzerine ders notları okuyup yorumda bulunan kimse |
sententiary n.
|
|
487 |
General |
maiyette bulunan kimse |
sequent [obsolete] n.
|
|
488 |
General |
kulübede bulunan miktar |
shedful n.
|
|
489 |
General |
saat mekanizmasının negatif ayarında bulunan kavrama kolu |
shipper n.
|
|
490 |
General |
gezici mahkeme ve jürili mahkeme gibi üst yargı yetkisi bulunan bir mahkemeye sahip kasaba |
shire town [dialect] n.
|
|
491 |
General |
gemi veya kanal havuzunun girişinde bulunan kapakların üzerine kapandığı ahşap parçası |
sill n.
|
|
492 |
General |
tüm odaları aynı katta bulunan daire |
simplex n.
|
|
493 |
General |
deri şişede bulunan sıvı |
skinful n.
|
|
494 |
General |
genellikle bel kısmında pli bulunan ve hafif bol kesimli olan gündelik pantolon |
slack n.
|
|
495 |
General |
ağaçlı yamaçlar arasında bulunan ağaçlık alan |
slade n.
|
|
496 |
General |
kısa rolleri bulunan birden çok katılımcının yer aldığı, genellikle rekabetçi olan gösteri |
slam n.
|
|
497 |
General |
derbyshire'da bulunan bir galenit türü |
slikensides n.
|
|
498 |
General |
on kişiden az çalışanı bulunan işletme |
soho n.
|
|
499 |
General |
sahibi tarafından terk edilip bulunan sonrasında barınağa alınarak kurtarılan veya sahiplendirilen köpek |
rescue dog n.
|
|
500 |
General |
yeraltında bulunan yaşam |
sub-surface life n.
|
|