Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
düz (yüzey)
Significados de
"düz (yüzey)"
en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
düz (yüzey)
plane
n.
Significados de
"düz (yüzey)"
con otros términos en diccionario inglés turco: 39 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
düz yüzey
flat
n.
2
General
mücevherdeki düz üst yüzey
table
n.
3
General
değerli taş kesiminde üstteki düz yüzey
table
n.
4
General
düz yüzey
flat
n.
5
General
düz yüzey
level
n.
6
General
düz yüzey
li bella
n.
7
General
düz ve parlak yüzey
glaze
n.
8
General
maden işletmeciliğinde faydalanılan neredeyse yatay olan düz yüzey
seat
n.
9
General
düz yüzey
slob
n.
10
General
(konteyner, kutu) düz yüzey yaratmak
panel
v.
11
General
(çalışılan parça üzerinde) ileri geri hareket eden bir alet aracılığıyla düz yüzey oluşturmak
shape
v.
12
General
engebeli/düz olmayan (yüzey)
ragged
adj.
13
General
düz yüzey anlamına gelen ön ek
pedi-
pref.
14
General
düz yüzey anlamına gelen ön ek
pedio-
pref.
Industry
15
Industry
düz ve pürüzsüz yüzey elde etmede kullanılan sert çelik keski
flat chisel
n.
Technical
16
Technical
büyük deney yüzey alanlı düz deney parçalarında aynı eksenli çift halka deneyi
coaxial double ring test on flat specimens with large test surface areas
n.
17
Technical
büyük yüzey alanlı düz deney numunesi
flat specimen with large test surface area
n.
18
Technical
düz yüzey
level surface
n.
19
Technical
düz yüzey
surface plate
n.
20
Technical
düz yüzey
pane
n.
21
Technical
küçük yüzey alanlı düz deney numunesi
flat specimen with small test surface area
n.
22
Technical
küçük deney yüzey alanlı düz deney parçalarında aynı eksenli çift halka deneyi
coaxial double ring test on flat specimens with small test surface areas
n.
23
Technical
(camda) kırılma sonucu oluşan düz ve pürüzsüz yüzey
cleave
n.
24
Technical
bir tarafı düz, diğer tarafı 24 üçgen yüzey şeklinde kesilmiş elmas
rose diamond
n.
25
Technical
(taşı) düz çizgiler ve düz yüzey oluşturacak şekilde kırmak
pitch
v.
Architecture
26
Architecture
triglifin olukları arasında yer alan düz yüzey
meros
n.
27
Architecture
triglifin olukları arasında yer alan düz yüzey
merus
n.
Construction
28
Construction
düz yüzey oluşturmak için baca deliklerini alçı ile kaplama
pargeting
n.
Aeronautic
29
Aeronautic
uçağın manevra yapabilmesi için kullanılan sertleştirilmiş düz yüzey rampa
apron
n.
Printing
30
Printing
düz yüzey baskısı
surface printing
n.
Math
31
Math
düz çizginin izlediği yüzey
cylinder
n.
Geometry
32
Geometry
düz bir çizginin her yöne rastgele hareketi ile tanımlanan yüzey
twisted surface
n.
33
Geometry
düz yüzey veya boşluktan oluşan geometrik düzlem
homaloid
n.
34
Geometry
düz bir çizginin hareket ettirilmesi ile oluşturulmuş koni ve silindir benzeri yüzey
ruled surface
n.
35
Geometry
iki düz çizginin kesişmediği yüzey
skew surface
n.
Hunting
36
Hunting
falya etrafındaki düz yükseltilmiş yüzey
vent field
n.
Printery
37
Printery
basım veya tarama için kağıt gibi malzemenin üzerine yerleştirildiği geniş ve düz yüzey
flatbed
n.
Archaic
38
Archaic
düz yüzey
plat
n.
Reptiles
39
Reptiles
kaplumbağa çenesinin kenarındaki düz yüzey
alveolar surface
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of düz (yüzey)
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy