dispense - Turco Inglés Diccionario

dispense

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "dispense" en diccionario turco inglés : 33 resultado(s)

Inglés Turco
General
dispense v. hazırlamak (ilaç)
In urgent conditions, pharmacists can dispense prescription-only medicines.
Acil durumlarda eczacılar sadece reçeteyle satılan ilaçları hazırlayabilirler.

More Sentences
dispense v. dağıtmak
The main objective of judges and law courts is to dispense justice.
Yargıçların ve mahkemelerin temel amacı adalet dağıtmaktır.

More Sentences
dispense v. halletmek
My father had two domestic obligations, and being a systematic man, he liked to dispense them both at once.
Babamın evde iki görevi vardı, ve sistemli bir adam olarak, ikisini bir arada halletmeyi seviyordu.

More Sentences
Law
dispense v. dağıtmak
The volunteers dispensed food to the victims of the disaster.
Gönüllüler felaket kurbanlarına yiyecek dağıttı.

More Sentences
General
dispense n. papanın bağışlaması
dispense v. başarmak
dispense v. ilaç hazırlamak
dispense v. ilaç yapıp vermek
dispense v. hazırlamak (ilaç vb)
dispense v. muaf tutmak
dispense v. tevzi etmek
dispense v. bağışlamak
dispense v. vermek
dispense v. vazgeçmek
dispense v. (ilaç/reçete vb) hazırlamak
dispense v. (ilaç/reçete) hazırlamak
dispense v. hariç tutmak
dispense v. uygulamamak
dispense v. yönetmek
dispense v. idare etmek
dispense v. üstesinden gelmek
dispense v. ele almak
dispense v. muafiyet tanımak
dispense v. uygulamak
Trade/Economic
dispense v. feragat etmek
Law
dispense v. çekilmek
dispense v. feragat etmek
dispense v. vazgeçmek
Construction
dispense n. dağıtım
Medical
dispense n. dağıtım
dispense n. küçük miktarlara bölerek dağıtma
Religious
dispense v. (katolik kilisesi'nde) bağışlamak
Archaic
dispense v. yasadan, sorumluluktan veya cezadan muaf tutarak (birine) izin vermek

Significados de "dispense" con otros términos en diccionario inglés turco: 41 resultado(s)

Inglés Turco
General
dispense with v. vazgeçmek
I can dispense with a description of the dire economic situation in Kosova, well known as it is.
Kosova'daki vahim ekonomik durumu anlatmaktan vazgeçebilirim, ki bu durum çok iyi bilinmektedir.

More Sentences
dispense advice v. tavsiye vermek
I guess I've reached the age where I have to dispense advice to my underlings.
Sanırım astlarıma tavsiye vermem gereken yaşa geldim.

More Sentences
dispense [obsolete] n. gider
dispense [obsolete] n. dağıtım
dispense [obsolete] n. af
dispense [obsolete] n. masraf
dispense [obsolete] n. idare
dispense [obsolete] n. harcama
dispense [obsolete] n. bölme
dispense with the need for v. gereksiz kılmak
dispense with v. ekarte etmek
dispense with v. bir şeyden vazgeçmek
dispense justice v. adalet dağıtmak
dispense with v. olmadan da yapabilmek
dispense with v. -den vazgeçmek
dispense with v. -i ekarte etmek
dispense (with) v. bir şeye ihtiyaç duymadan halletmek
dispense (with) v. ortadan kaldırmak
dispense (with) v. kurtulmak
dispense [obsolete] v. olanak vermek
dispense [obsolete] v. ilgilenmek
dispense [obsolete] v. izin vermek
dispense (with) v. ihmal etmek
dispense (with) v. arka plana atmak
Phrasals
dispense with someone or something v. birini/bir şeyi bir kenara bırakmak
dispense with (something) v. (bir şeyi) yapmayı bırakmak
dispense with (something) v. (bir şeyden) vazgeçmek
dispense with someone or something v. birinden/bir şeyden feragat etmek
dispense with someone or something v. birinden/bir şeyden vazgeçmek
dispense with (something) v. (bir şeyi) bir kenara bırakmak
dispense with someone or something v. birini/bir şeyi başından atmak
dispense with someone or something v. birinden/bir şeyden kurtulmak
Colloquial
you can dispense with (something) expr. bir şeysiz de yapabilirsin
you can dispense with (something) expr. (bir şeyi) bir kenara bırakabilirsin
you can dispense with (something) expr. (bir şey) olmadan da idare edebilirsin
you can dispense with (something) expr. (bir şeyden) vazgeçebilirsin
Idioms
dispense with (the) formalities v. toplum tarafından talep edilen normlara/kurallara takılmamak
dispense with (the) formalities v. formalitelere takılmamak
dispense with (the) formalities v. formalitelere takılıp asıl önemli şeyleri kaçırmamak
dispense with (the) formalities v. ince ayrıntılarla uğraşmamak
Law
dispense (with) v. yasa veya sorumlulukla ilgili özel muafiyet tanımak