do with - Turco Inglés Diccionario
Historia

do with

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "do with" en diccionario turco inglés : 10 resultado(s)

Inglés Turco
General
do with v. arzu edilen bir şeyi belirtir
do with v. yapmak
do with v. yetinmek
do with v. katlanmak
do with v. baş etmek
do with v. ilişkisi olmak
do with v. gereksinmek
do with v. istemek
do with v. -e ihtiyacı olmak
do with v. ile yetinmek

Significados de "do with" con otros términos en diccionario inglés turco: 382 resultado(s)

Inglés Turco
General
do away with v. kaldırmak
do away with v. yok etmek
stop having anything to do with somebody v. alışverişi kesmek
have something to do with v. ilgisi olmak
do something with feeling v. bir şeyi duyarak yapmak
have nothing to do with v. alakası olmamak
have something to do with v. ilişkisi olmak
have nothing to do with v. ilgisi olmamak
do away with v. icabına bakmak
do away with v. feshetmek
have to do with v. ile ilgisi olmak
do away with v. defterini dürmek
do away with v. yürürlükten kaldırmak
do business with v. alışveriş etmek
do away with v. işini bitirmek
have something to do with v. alakası olmak
have nothing to do with v. ile hiçbir ilgisi olmamak
do away with v. öldürmek
do away with somebody v. canına kıymak
do away with v. ortadan kaldırmak
make do with v. ile idare etmek
do with less v. azla yetinmek
have nothing to do with v. ile hiçbir ilişkisi olmamak
do away with v. durdurmak
have nothing to do with v. ilişkisini kesmek
make do with v. ile yetinmek
make do with something v. ile idare etmek
do away with v. izale etmek
have to do (with) v. dahili olmak
do something with meticulous care v. titizlik göstermek
have to do with v. ile bir ilgisi olmak
have nothing to do with v. ile ilgisi olmamak
do business with v. ile iş yapmak
do with less v. aza kanaat etmek
not to have anything to do with something v. uzaktan yakından ilgisi olmamak
have nothing to do with something v. birşeyle ilgisi olmamak
do business with someone v. birisiyle iş yapmak
do business with someone v. birisiyle ticaret yapmak
do homework with friends v. arkadaşlarla ödev yapmak
have to do with v. … ile ilgilenmek
have to do with v. uğraşmak
with nothing to do adj. işsiz güçsüz
Phrasals
do away with something v. başından savmak
do away with something v. bir şeyden kurtulmak
do away with something v. defetmek
do away with (oneself) v. intihar etmek
do away with (someone, something, or oneself) v. (kendini, birini, bir şeyi) öldürmek
do away with (someone, something, or oneself) v. icabına bakmak
do away with (someone, something, or oneself) v. işini bitirmek
do away with (someone, something, or oneself) v. intihar etmek
do away with (something) v. (bir şeyi) durdurmak
do away with (something) v. (bir şeyi) kaldırmak
do away with (something) v. (bir şeye) son vermek
do away with (something) v. (bir şeyden) kurtulmak
Phrases
what has this got to do with......? expr. bunun .... ile ne ilgisi var?
could do with expr. ise iyi olur
what's that got to do with the price of fish? [uk] expr. ne alakası var?
what's that got to do with the price of fish? [uk] expr. ne ilgisi var?
what's that got to do with the price of fish? [uk] expr. alakasız değil mi?
what's that got to do with the price of fish? [uk] expr. ne alaka?
what's that got to do with the price of fish? [uk] expr. kel alaka değil mi?
to do with expr. ile ilgili
to do with expr. ile bağlantılı
to do with expr. ile alakalı
Colloquial
have nothing to do with somebody/something v. doğrudan bir ilişkisi olmamak
do a line with (someone) v. (biriyle) sevgili olmak
do a line with (someone) v. (biriyle) çıkmak
do it with mirrors v. (sihirbazlık numarasını) aynalarla yapmak
do it with mirrors v. kimseye görünmeden yapmak
do it with mirrors v. kimseye çaktırmadan yapmak
tell (one) what (one) can do with (something) v. (bir şeyi) alıp ne yapabileceğini söylemek
be to do with (something) v. (bir şeyle) ilgisi olmak
be to do with (something) v. (bir şeyle) alakası olmak
be/have to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle ilgisi olmak
be/have to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle ilgili olmak
be/have to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle alakası olmak
be/have to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle alakalı olmak
be/have to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle bağlantılı olmak
be/have to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle ilişkili olmak
tell somebody what they can do with something v. (birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
tell somebody what they can do with something v. (birine) al bir tarafına sok demek
tell somebody what they can do with something v. (birine) münasip bir yerine sok demek
tell somebody what they can do with something v. (birine) münasip/uygun bir yerine sokmasını söylemek
not know what to do with (oneself) v. ne yapacağını bilememek
not know what to do with (oneself) v. nasıl oyalanacağını bilmemek
not know what to do with (oneself) v. nasıl vakit geçireceğini şaşırmak
not know what to do with (oneself) v. (kendiyle) nasıl baş edeceğini bilememek
not know what to do with (oneself) v. (kendini) nasıl yatıştıracağını bilememek
not know what to do with (oneself) v. ne yapacağını şaşırmak
be nothing to do with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilgisi olmamak
be nothing to do with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bir bağlantısı olmamak
be nothing to do with (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) alakasız olmak
be nothing to do with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bir bağı olmamak
be nothing to do with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) alakası olmamak
be nothing to do with (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) uzak durmak
have nothing to do with someone or something v. (biriyle/bir şeyle) bir bağı olmamak
have nothing to do with someone or something v. (biriyle/bir şeyle) alakası olmamak
have nothing to do with someone or something v. (birinden/bir şeyden) uzak durmak
have nothing to do with someone or something v. (biriyle/bir şeyle) ilgisi olmamak
have nothing to do with someone or something v. (biriyle/bir şeyle) bir bağlantısı olmamak
have nothing to do with someone or something v. (biriyle/bir şeyle) görüşmemek
have nothing to do with someone or something v. (biriyle/bir şeyle) ilişkisi olmamak/kalmamak
be nothing to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle bir ilgisi olmamak
be nothing to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle bir bağlantısı olmamak
be nothing to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle bir ilişkisi olmamak
be nothing to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle bağlantı kurmayı reddetmek/istememek
be nothing to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle ilişki kurmayı reddetmek/istememek
be nothing to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle işi olmamak
be nothing to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle bir ilgisi/bağlantısı olsun istememek
have nothing to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle bir ilgisi olmamak
have nothing to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle bir bağlantısı olmamak
have nothing to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle bir ilişkisi olmamak
have nothing to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle bağlantı kurmayı reddetmek/istememek
have nothing to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle ilişki kurmayı reddetmek/istememek
have nothing to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle işi olmamak
have nothing to do with somebody/something v. biriyle/bir şeyle bir ilgisi/bağlantısı olsun istememek
have nothing to do with someone or something v. biriyle/bir şeyle işi olmamak
have nothing to do with someone or something v. biriyle/bir şeyle bir bağlantısı olmamak
have nothing to do with someone or something v. biriyle/bir şeyle bir ilgisi/bağlantısı olsun istememek
not have anything to do with someone or something v. biriyle/bir şeyle işi olmamak
not have anything to do with someone or something v. biriyle/bir şeyle bir bağlantısı olmamak
not have anything to do with someone or something v. biriyle/bir şeyle bir ilgisi/bağlantısı olsun istememek
have something to do with something v. bir şeyle bir ilgisi olmak
have something to do with something v. bir şeyle bir bağlantısı olmak
have something to do with something v. bir şeyle ilgili olmak
have something to do with something v. bir şeye bağlı olmak
have something to do with something v. bir şeyle alakalı olmak
not have anything to do with something v. bir şeyle bir ilgisi olmak
not have anything to do with something v. bir şeyle bir bağlantısı olmak
not have anything to do with something v. bir şeyle ilgili olmak
not have anything to do with something v. bir şeye bağlı olmak
not have anything to do with something v. bir şeyle alakalı olmak
can't do anything with v. ile baş edememek
can't do anything with v. ile başa çıkamamak
can't do anything with v. -i idare edememek
can't do anything with v. -i zapt edememek
do with someone or something v. biriyle/bir şeyle idare etmek
do with someone or something v. biriyle/bir şeyle yetinmek
do with (something) v. (bir şeyle) idare etmek
do with (something) v. (bir şeyle) yetinmek
have to do with something v. bir şeyle bir ilgisi olmak
have to do with something v. bir şeyle bir bağlantısı olmak
have to do with something v. bir şeyle ilgili olmak
have to do with something v. bir şeye bağlı olmak
have to do with something v. bir şeyle alakalı olmak
what does that have to do with anything? expr. ne alaka?
what did (someone) do with (something)? expr. (birisi bir şeyi) ne yaptı?
what did (someone) do with (something)? expr. (birisi bir şeyi) nereye koydu?
what did (someone) do with (something)? expr. (birisi/bir kurum) bir şeyi ne yaptı?
what did (someone) do with (something)? expr. (birisi/bir kurum) neden değiştirdi?
what did (someone) do with (something)? expr. (birisi/bir kurum) bir şeye ne yaptı?
what did you do with something? expr. bir şeyi nereye koydun/koydu?
what did you do with something? expr. bir şeyi ne yaptın/yaptı?
what did you do with something? expr. bir şeyi nereye sakladın/sakladı?
do you have a problem with that? expr. (bununla ilgili) bir sıkıntın mı var?
do you have a problem with that? expr. (bu) hoşuna gitmedi mi?
do you have a problem with that? expr. (bununla ilgili) bir itirazın mı var?
what does that have to do with the price of tea in china? expr. ne alaka?
what does that have to do with the price of tea in china? expr. ne alakası var?
what does that have to do with the price of tea in china? expr. alakaya çay demle?
what does that have to do with the price of tea in china? expr. ne ilgisi var?
what does that have to do with the price of tea in china? expr. kel alaka?
what's that got to do with the price of tea in china? expr. ne alaka?
what's that got to do with the price of tea in china? expr. ne alakası var?
what's that got to do with the price of tea in china? expr. alakaya çay demle?
what's that got to do with the price of tea in china? expr. ne ilgisi var?
what's that got to do with the price of tea in china? expr. kel alaka?
what's that got to do with the price of cheese? [uk] expr. ne alaka?
what's that got to do with the price of cheese? [uk] expr. ne alakası var?
what's that got to do with the price of cheese? [uk] expr. alakaya çay demle?
what's that got to do with the price of cheese? [uk] expr. ne ilgisi var?
what's that got to do with the price of cheese? [uk] expr. kel alaka?
what's that got to do with the price of eggs? [us] expr. ne alaka?
what's that got to do with the price of eggs? [us] expr. ne alakası var?
what's that got to do with the price of eggs? [us] expr. alakaya çay demle?
what's that got to do with the price of eggs? [us] expr. ne ilgisi var?
what's that got to do with the price of eggs? [us] expr. kel alaka?
what's that got to do with the price of fish? [uk] expr. ne alaka?
what's that got to do with the price of fish? [uk] expr. ne alakası var?
what's that got to do with the price of fish? [uk] expr. alakaya çay demle?
what's that got to do with the price of fish? [uk] expr. ne ilgisi var?
what's that got to do with the price of fish? [uk] expr. kel alaka?
what's that got to do with the price of meat? expr. ne alaka?
what's that got to do with the price of meat? expr. ne alakası var?
what's that got to do with the price of meat? expr. alakaya çay demle?
what's that got to do with the price of meat? expr. ne ilgisi var?
what's that got to do with the price of meat? expr. kel alaka?
what does that have to do with the price of corn? expr. bunun konuyla ne alakası var?
what does that have to do with the price of corn? expr. bunun konumuzla ne ilgisi var?
what does that have to do with the price of corn? expr. ne alaka?
(do) you kiss your grandmother with that mouth? expr. (küfürlü konuşanlara söylenir) bu ağızla mı büyük anneni öpüyorsun?
(do) you kiss your grandmother with that mouth? expr. ağzına hiç yakışıyor mu?
(do) you kiss your granny with that mouth? expr. (küfürlü konuşanlara söylenir) bu ağızla mı büyük anneni öpüyorsun?
(do) you kiss your granny with that mouth? expr. ağzına hiç yakışıyor mu?
(do) you kiss your mama with that mouth? expr. (küfürlü konuşanlara söylenir) bu ağızla mı anneni öpüyorsun?
(do) you kiss your mama with that mouth? expr. ağzına hiç yakışıyor mu?
(do) you kiss your mother with that mouth? expr. (küfürlü konuşanlara söylenir) bu ağızla mı anneni öpüyorsun?
(do) you kiss your mother with that mouth? expr. ağzına hiç yakışıyor mu?
do you kiss your momma with that mouth? expr. ağzına hiç yakışıyor mu?
can do with expr. -e ihtiyacı var
can do with expr. olsa iyi olur
can do with expr. olsa/ile hiç fena olmaz
could do with someone or something expr. biri/bir şey olsa iyi olurdu
could do with someone or something expr. birine/bir şeye hayır demezdim
could do with (something) expr. (bir şey) olsa iyi olurdu
could do with (something) expr. (bir şeye) hayır demezdim
could do with something expr. bir şeye ihtiyacı var
could do with something expr. bir şey istiyor
nothing to do with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) ilgili değil
nothing to do with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) alakalı değil
nothing to do with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) bir ilgisi/alakası yok
nothing to do with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) bir bağlantısı yok
nothing to do with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) bir bağı yok
nothing to do with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) bir ilişkisi yok
Idioms
not have anything to do with v. alakası olmamak
do something with a vengeance v. canını dişine takarak/şevkle bir şey yapmak
be able to do something with one's eyes closed v. gözü kapalı yapabilmek
somebody could do something with their eyes shut v. gözü kapalı yapabilmek
be able to do something with one's eyes closed v. gözleri kapalı yapabilmek
somebody could do something with their eyes closed v. gözü kapalı yapabilmek
do something with one's eyes shut v. gözü kapalı yapabilmek
do something with one's eyes closed v. gözü kapalı yapabilmek
do something with one arm tied behind one's back v. hiç zorlanmadan yapmak
not have anything to do with v. hiçbir ilgisi olmamak
could do something with one hand tied behind their back v. (başkasının yaptığını) tek eliyle yapabilmek
have nothing to do with somebody/something v. (biriyle/birşeyle) işi olmamak
could do something with one arm tied behind their back v. (başkasının yaptığını) tek eliyle yapabilmek
make do with v. yasak savmak
able to (do something) with (one's) eyes closed v. (bir şeyi) gözü kapalı (yapabilmek)
able to (do something) with (one's) eyes closed v. (bir şeyin) uzmanı olmak
able to (do something) with (one's) eyes closed v. (bir şeyi yapmak) çocuk oyuncağı olmak
able to do with eyes closed v. gözü kapalı yapabilmek
able to do with eyes closed v. zorlanmadan/kolayca yapabilmek
can't do anything with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) baş edememek
can't do anything with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) başa çıkamamak
can't do anything with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) idare edememek
can't do anything with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) zapt edememek
could (do something) with (one's) eyes closed v. (bir şeyi) gözü kapalı yapabilmek
could (do something) with (one's) eyes closed v. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) with (one's) eyes closed v. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
could (do something) with (one's) eyes shut v. (bir şeyi) gözü kapalı yapabilmek
could (do something) with (one's) eyes shut v. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) with (one's) eyes shut v. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
could (do something) with one arm tied behind (one's) back v. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) with one arm tied behind (one's) back v. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
could (do something) with one arm tied behind (one's) back v. (bir şeyi) tek eliyle bile yapabilmek
could (do something) with one hand tied behind (one's) back v. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) with one hand tied behind (one's) back v. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
could (do something) with one hand tied behind (one's) back v. (bir şeyi) tek eliyle bile yapabilmek
could do something with your eyes closed v. bir şeyi gözün kapalı yapabilmek
could do something with your eyes closed v. bir şeyi kolayca/rahatça yapabilmek
could do something with your eyes closed v. bir şeyi hiç zorlanmadan yapabilmek
could do something with your eyes shut v. bir şeyi gözün kapalı yapabilmek
could do something with your eyes shut v. bir şeyi kolayca/rahatça yapabilmek
could do something with your eyes shut v. bir şeyi hiç zorlanmadan yapabilmek
do battle (with somebody) v. (biriyle) çatışmak
do battle (with somebody) v. (biriyle) tartışmak
do battle (with somebody) v. (biriyle) kavga etmek
do battle (with somebody) v. (biriyle) mücadele etmek
do battle (with somebody) v. (biriyle) kapışmak
do something with one hand behind your back v. çocuk oyuncağı olmak
do something with one hand behind your back v. hiç zorlanmadan yapmak
do something with one hand behind your back v. tek eliyle bile yapabilmek
do something with one hand (tied) behind your back v. çocuk oyuncağı olmak
do something with one hand (tied) behind your back v. hiç zorlanmadan yapmak
do something with one hand (tied) behind your back v. tek eliyle bile yapabilmek
do with a vengeance v. canını dişine takarak yapmak
do with a vengeance v. şevkle yapmak
do with a vengeance v. azimle yapmak
do wonders (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey için/üzerinde) harikalar yaratmak
do wonders (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey için/üzerinde/ile) harika iş çıkartmak
do wonders (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey ile ilgili/üzerinde) mucizeler yaratmak
do miracles (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey için/üzerinde) harikalar yaratmak
do miracles (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey için/üzerinde/ile) harika iş çıkartmak
do miracles (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey ile ilgili/üzerinde) mucizeler yaratmak
not know what to do with yourself v. ne yapacağını bilememek
not know what to do with yourself v. nasıl oyalanacağını bilmemek
not know what to do with yourself v. nasıl vakit geçireceğini şaşırmak
not know what to do with yourself v. (kendiyle) nasıl baş edeceğini bilememek
not know what to do with yourself v. (kendini) nasıl yatıştıracağını bilememek
not know what to do with yourself v. ne yapacağını şaşırmak
not know what to do with yourself v. sıkıntıdan ne yapacağını bilememek
tell what to do with v. -i alıp bir tarafına sok demek
tell what to do with v. -i bir tarafına monte etmesini söylemek
tell what to do with v. -i al bir tarafına sok demek
tell what to do with v. '-i münasip bir yerine sok demek
tell what to do with v. '-i münasip/uygun bir yerine sokmasını söylemek
what's that got to do with the price of cheese? expr. ne alakası var?
what's that got to do with the price of cheese? expr. Konuyla uzaktan yakından bir ilgisi var mı?
what's that got to do with the price of cheese? expr. bunun konumuzla ne alakası var?
what's that got to do with the price of tea in china? expr. ne alakası var?
what's that got to do with the price of tea in china? expr. konuyla uzaktan yakından bir ilgisi var mı?
what's that got to do with the price of tea in china? expr. bunun konumuzla ne alakası var?
what does that have to do with the price of tea in china? expr. ne alakası var?
what does that have to do with the price of tea in china? expr. konuyla uzaktan yakından bir ilgisi var mı?
what does that have to do with the price of tea in china? expr. bunun konumuzla ne alakası var?
eat and drink with your friends but do not trade with them expr. dostluk başka alışveriş başka
could do something with one hand tied behind their back expr. (bunu ben) tek elimle yaparım
could do something with one arm tied behind their back expr. (bunu ben) tek elimle yaparım
Speaking
what does your mom have to do with this? expr. annenin bu konuyla ne ilgisi var?
do you get along with your parents? expr. ailenle anlaşıyor musun?
do you get along with your parents? expr. annenle babanla anlaşıyor musun?
what's that have to do with going there? expr. bunun oraya gitmekle ne ilgisi var?
what am I supposed to do with these? expr. bunlarla ne yapacağım ben?
that has nothing to do with this expr. bunun konuyla bir ilgisi yok
you can do something good with this money expr. bu parayla iyi bir şey yapabilirsin
nothing to do with me expr. benimle bir ilgisi yok
do you fancy going to the cinema with me? expr. benimle sinemaya gelmek ister misin?
do with it for now expr. bununla idare ediver şimdilik
how do you deal with this smell? expr. bu kokuya nasıl katlanıyorsun?
do you think I slept with this girl? expr. bu kızla yattığımı mı düşünüyorsun?
try to make do with this for now expr. bununla idare ediver şimdilik
what does it have to do with me? expr. benimle ne ilgisi var?
do with it for now expr. bununla idare ediver işte
how do you deal with that smell? expr. bu kokuya nasıl dayanıyorsun?
how do you deal with this smell? expr. bu kokuya nasıl dayanıyorsun?
what am I supposed to do with this? expr. bununla ne yapmam gerekiyor?
what does that have to do with anything? expr. bunun konumuzla ne ilgisi var?
what would make me happy has nothing to do with money expr. beni mutlu edecek şeyin parayla ilgisi yok
what do you think is wrong with me? expr. benim sorunum ne sence?
what do you think is wrong with me? expr. benim neyim var sence?
do you go along with that? expr. buna katılıyor musun?
he wants to do business with us expr. bizimle iş yapmak istiyor
it has nothing to do with me expr. benimle bir ilgisi yok
how do you deal with that smell? expr. bu kokuya nasıl katlanıyorsun?
it has nothing to do with this expr. bunun konuyla bir ilgisi yok
do you want to have dinner with me? expr. benimle yemeğe çıkmak ister misin?
what do you expect me to do with this? expr. bununla ne yapmamı bekliyorsun?
nothing to do with me expr. benimle bir alakası yok
it has nothing to do with me expr. benimle bir alakası yok
what does that have to do with anything? expr. bunun konumuzla ne alakası var?
try to make do with this expr. bununla idare ediver işte
I have nothing to do with this expr. bununla benim hiçbir alakam yok
what's that got to do with me? expr. benimle ne ilgisi var?
do you still want me to go with you? expr. hala seninle gelmemi istiyor musun?
how do you get along with him/her? expr. onunla aran nasıl?
what i do with him is none of your business expr. onunla ne yapacağım seni hiç ilgilendirmez
what's that got to do with me? expr. ne alakası var benimle?
what are you going to do with it? expr. ne yapacaksın bununla?
who do you want to work with? expr. kimlerle çalışmak istiyorsun?
what's it got to do with it? expr. ne alakası var
what did you do with my son? expr. oğluma ne yaptınız?
do you mind if I have a couple of minutes alone with him/her? expr. onunla birkaç dakika yalnız kalmamın bir mahsuru var mı?
who do you stay with? expr. kiminle kalıyorsun?
who do you live with? expr. kiminle birlikte yaşıyorsun?
I have nothing to do with him expr. onunla işim olmaz
who do you want to work with? expr. kiminle çalışmak istiyorsun?
that wouldn't have anything to do with it expr. onunla bir alakası yoktur
do you have some sort of connection with him? expr. onunla herhangi bir şekilde bir bağlantın var mı?
what does it have to do with me? expr. ne alakası var benimle?
who do you live with? expr. kiminle yaşıyorsun?
do you mind if I have a couple of minutes alone with him/her? expr. onunla birkaç dakika yalnız kalmam mümkün mü?
with whom do you wish to speak? expr. kiminle görüşme istemiştiniz?
I'm sorry but what does this have to do with us? expr. kusura bakmayın ama bunun bizimle ne ilgisi var?
do you think I slept with that girl? expr. o kızla yattığımı mı düşünüyorsun?
do you get along with him/her? expr. onunla aran nasıl?
do you want me to come with you? expr. seninle gelmemi ister misin?
what am I going to do with you? expr. seninle ne yapacağım ben böyle?
what's that got to do with you? expr. seni neden ilgilendiriyor?
it has nothing to do with you expr. seninle ilgisi yok
it doesn't have anything to do with you expr. seninle bir ilgisi yok
do you eat with that mouth? expr. (küfürlü konuşanlara söylenir) bu ağızla mı yemek yiyorsun?
do you kiss your momma with that mouth? expr. (küfürlü konuşanlara söylenir) bu ağızla mı anneni öpüyorsun?
Trade/Economic
do away with v. tasfiye etmek
Slang
tell (one) what (one) can do with (something) v. (bir şeyi) alıp bir yerine sokabileceğini söylemek
tell (one) what (one) can do with (something) v. (bir şeyi) alıp neresine sokabileceğini söylemek
tell someone what to do with something v. (bir şeyi) alıp bir yerine sokmasını söylemek
tell someone what to do with something v. (bir şeyi) alıp neresine sokması gerektiğini söylemek
do time with someone v. hapiste beraber/birlikte olmak/yatmak
tell someone where to put (or what to do with) something v. (birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
tell someone where to put (or what to do with) something v. (birine) al bir tarafına sok demek
tell someone where to put (or what to do with) something v. (birine) münasip bir yerine sok demek
tell someone where to put (or what to do with) something v. (birine) münasip/uygun bir yerine sokmasını söylemek
who the hell do you think you are fucking with? expr. kime bulaştığını sanıyorsun lan?
who the hell do you think you are fucking with? expr. kiminle uğraştığını sanıyorsun lan?
who the hell do you think you are fucking with? expr. sen kiminle dans ettiğini sanıyorsun?
who the fuck do you think you are fucking with? expr. sen kiminle dans ettiğini sanıyorsun?
who the fuck do you think you are fucking with? expr. sen kiminle dans ettiğinin farkında mısın?
who the hell do you think you are fucking with? expr. sen kiminle dans ettiğinin farkında mısın?
it has nothing to do with me expr. benle ne alakası var?
it has nothing to do with me expr. benimle ne alakası var?
it has nothing to do with me expr. bana giren çıkan ne?