gözde

Significados de "gözde" en diccionario inglés turco : 26 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	gözde	favourite n.
2	Common Usage	gözde	favorite n.
3	Common Usage	gözde	favorite adj.
4	Common Usage	gözde	pet adj.
5	Common Usage	gözde	favourite adj.
General
6	General	gözde	eligible adj.
He was the most eligible bachelor in London. Londra'nın en gözde bekarı oydu. More Sentences
7	General	gözde	minion n.
8	General	gözde	mistress n.
9	General	gözde	fair boy n.
10	General	gözde	blue boy n.
11	General	gözde	engle n.
12	General	gözde	dearest adj.
13	General	gözde	popular adj.
14	General	gözde	in adj.
15	General	gözde	much thought of adj.
16	General	gözde	in demand adj.
17	General	gözde	golden adj.
18	General	gözde	go-to adj.
19	General	gözde	fave adj.
Phrases
20	Phrases	gözde	in favour expr.
21	Phrases	gözde	in favor expr.
Idioms
22	Idioms	gözde	a hot number n.
23	Idioms	gözde	blue-eyed girl [uk/australia] n.
24	Idioms	gözde	a blue-eyed boy n.
25	Idioms	gözde	in the limelight expr.
26	Idioms	gözde	in good graces expr.

Significados de "gözde" con otros términos en diccionario inglés turco: 123 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	(gözde) çapak	(eye) gum n.
General
2	General	gözde bekar	eligible bachelor n.
Tom is one of the most eligible bachelors of Boston high society. Tom Boston yüksek sosyetesinin en gözde bekârlarından. More Sentences
3	General	gözde kız	belle n.
She was the belle of the ball. Balonun en gözde kızı oydu. More Sentences
4	General	en gözde şey	prize possession n.
5	General	(gözde) arpacık	sty n.
6	General	gözde mekan	favorite place n.
7	General	gözde ön ve arka odacıkları dolduran sıvı	aqueous humor n.
8	General	gözde konu	hobby-horse n.
9	General	çekici ve gözde kadın	belle n.
10	General	bölgenin gözde yerleşim alanı/merkezi	regional destination n.
11	General	gözde turizm merkezi	popular/favorite/top vacation spot/center n.
12	General	gözde turizm merkezi	favourite tourist destination n.
13	General	(gözde) çapak	eye snot n.
14	General	(gözde) çapak	eye sick n.
15	General	(gözde) çapak	eye goop n.
16	General	(gözde) çapak	eye boogers n.
17	General	(gözde) çapak	sleepysand n.
18	General	(gözde) çapak	eye bogeys n.
19	General	(gözde) çapak	sleep n.
20	General	(gözde) çapak	sleepyseed n.
21	General	(gözde) çapak	sand n.
22	General	(gözde) çapak	ocular diamonds n.
23	General	(gözde) çapak	sprinkle treasure n.
24	General	(gözde) çapak	sleepers n.
25	General	(gözde) çapak	eye gunk n.
26	General	(gözde) çapak	sleepys n.
27	General	(gözde) çapak	fump n.
28	General	(gözde) çapak	sleepydust n.
29	General	(gözde) çapak	crusties n.
30	General	(gözde) çapak	eye poo n.
31	General	(gözde) çapak	goobers n.
32	General	(gözde) çapak	eye crust n.
33	General	(gözde) çapak	winkiepies n.
34	General	gözde ünlüler	glitterati n.
35	General	gözde kimse	white-haired boy n.
36	General	gözde kimse	white-headed boy n.
37	General	gözde proje	hobbyhorse n.
38	General	gözde oluşan beyazımsı perde	pearl [dialect] [uk] n.
39	General	gözde eş adayı	parti n.
40	General	(gözde) arpacık	stian n.
41	General	gözde olmak	catch on with somebody v.
42	General	gözde olmak	come in v.
43	General	gözde büyütmek	overrate v.
44	General	gözde olmak	catch on v.
45	General	gözde canlandırılmış	pictured adj.
46	General	tek gözde olan	uniocular adj.
47	General	gözde canlandırılmamış	undepicted adj.
48	General	gözde canlandırılmamış	unpictured adj.
49	General	gözde olmayan	unfavourite adj.
50	General	gözde canlandırılmamış	undepicted adj.
51	General	gözde canlandırılmamış	unpictured adj.
52	General	gözde tütmeyen	unsight adj.
53	General	gözde (kimse)	fair-haired adj.
54	General	gözde (kimse)	white-headed [ireland] adj.
55	General	gözde (kimse)	white-haired adj.
56	General	gözde (kimse)	blue-eyed adj.
57	General	gözde büyüten	inflated adj.
58	General	(gözde) siliyer cisim anlamına gelen ön ek	cyclo- pref.
59	General	(gözde) siliyer cisim anlamına gelen ön ek	cycl- pref.
Colloquial
60	Colloquial	gözde adam	blue-eyed boy n.
61	Colloquial	popüler/gözde yer/mekan/semt	the place to be n.
62	Colloquial	gözde, popüler şey	a thing n.
63	Colloquial	gözde adam	fair-haired boy [us] n.
64	Colloquial	gözde olan	at a premium expr.
Idioms
65	Idioms	gözde ürün/marka	big hitter n.
66	Idioms	gözde uyuşturucu	drug of choice n.
67	Idioms	gözde/en sevilen/ilk sırada gelen alışkanlık	drug of choice n.
68	Idioms	gözde konu	a hobby horse n.
69	Idioms	gözde adam	your fair-haired boy [us] n.
70	Idioms	gözde adam	your blue-eyed boy [uk] n.
71	Idioms	gözde olmak	be in vogue v.
72	Idioms	gözde olmak	be in fashion v.
73	Idioms	gözde olmak	come into fashion v.
74	Idioms	gözde olmak	come into vogue v.
75	Idioms	çok gözde olmak	go a bomb v.
76	Idioms	çok gözde olmak	go like a bomb v.
77	Idioms	gözde olmak	be the toast of (the town) v.
78	Idioms	çok gözde	in high favour expr.
Technical
79	Technical	(gözde) camsı cisim	vitreous humour n.
Computer
80	Computer	gözde uygulama	killer app n.
Telecom
81	Telecom	gözde uygulama	killer application n.
Medical
82	Medical	gözde yabancı madde nedeniyle oluşan iltihap	xenophthalmia n.
83	Medical	retinoblastoma tümörlerinde görülen gözde beyaz leke	retinoblastoma leukocoria n.
84	Medical	radyoterapi sonrası gelişen gözde kuruluk	dry eye after radiotherapy n.
85	Medical	gözde çıkan kızıl leke	lenticula n.
86	Medical	(gözde) arpacık	hordeolum n.
87	Medical	(gözde) arpacık	stye n.
88	Medical	sol gözde ptozis	left eye ptosis n.
89	Medical	sağ gözde ağrı	pain in the right eye n.
90	Medical	sol gözde ağrı	pain in the left eye n.
91	Medical	(gözde) çomak hücresi	rod n.
92	Medical	eskiden gözde olduğu ve ölüm veya körlük başlangıcında koptuğu düşünülen tendonlar	eyestrings n.
93	Medical	gözde akomodasyon yetersizliği	hypocyclosis n.
94	Medical	gözde çift gözbebeği bulunması	diplocoria n.
95	Medical	(gözde gelişen) püstül	pouke [dialect] n.
96	Medical	gözde vitamin eksikliği nedeniyle oluşan bir tür hastalıkla ilgili	xerophthalmic adj.
97	Medical	gözde kullanılan	ophthalmic adj.
98	Medical	her iki gözde oküler görüntü boyutu eşit olan	iseikonic adj.
Anatomy
99	Anatomy	(gözde) camsı cisim	vitreous humour n.
Psychology
100	Psychology	gözde büyüme	looming n.
101	Psychology	sol gözde proptosis	proptosis of left eye n.
Physiology
102	Physiology	(gözde) camsı cisim	humour n.
103	Physiology	görüntünün gözde sabitlenmesi	optography n.
Pathology
104	Pathology	tek gözde nitelendirilmemiş görme kaybı	unqualified visual loss in one eye n.
105	Pathology	tek gözde körlük	blindness in one eye n.
106	Pathology	tek gözde görme azlığı	low vision in one eye n.
107	Pathology	her iki gözde nitelendirilmemiş görme kaybı	unqualified visual loss in both eyes n.
108	Pathology	retinaya yansıyan görüntülerin iki gözde iki farklı boyutta olduğu görme bozukluğu	anisoconia n.
109	Pathology	retinaya yansıyan görüntülerin iki gözde iki farklı boyutta olduğu görme bozukluğu	aniseikonia n.
110	Pathology	bağ dokusundaki bir proteinin üretimini kontrol eden gendeki sorundan kaynaklanıp kalıtımsal olarak aktarılan, uzun kemiklerin aşırı uzaması ile gözde ve dolaşım sisteminde birtakım sorunlarla karakterize edilen bir bağ dokusu bozukluğu	marfan's syndrome n.
111	Pathology	gözde koroid iltihaplanması	chorioiditis n.
112	Pathology	gözde retina ve koroid iltihabı	choridoretinitis n.
113	Pathology	retinaya yansıyan görüntülerin iki gözde iki farklı boyutta olduğu görme bozukluğuna ait	aniseikonic adj.
114	Pathology	retinaya yansıyan görüntülerin iki gözde iki farklı boyutta olduğu görme bozukluğunun özelliklerini gösteren	aniseikonic adj.
Pharmaceutics
115	Pharmaceutics	gözde lokal anestezi yaratmak için kullanılan kristal yapıda bir baz	phenocain n.
Optics
116	Optics	(gözde) görüntülerin doğru şekilde harmanlanması	fusion n.
Veterinary
117	Veterinary	gözde inflamasyon atakları şeklinde seyreden bir at hastalığı	moon blindness n.
Sport
118	Sport	(oyuncu) gözde	first-string adj.
Archaic
119	Archaic	(gözde vb.) benek	nubecula n.
120	Archaic	gözde kimse	whiteboy n.
Slang
121	Slang	çok gözde	all the fashion expr.
122	Slang	çok gözde	all the rage expr.
123	Slang	çok gözde	all the go expr.