gun - Turco Inglés Diccionario
Historia

gun

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "gun" en diccionario turco inglés : 73 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
gun n. silah
gun n. tabanca
General
gun n. tüfek
gun n. avcı
gun n. tabanca
gun n. silahlı kimse
gun n. pompa
gun n. silah
gun n. ateşli silah
gun n. top
gun n. püskürtme aygıtı
gun n. selamlama veya işaret verme amacıyla ateş edilmesi
gun n. (özellikle bir girişimin başlangıcını veya sonunu gösteren) işaret
gun n. (argo) hırsız
gun v. vurmak
gun v. gazlamak
gun v. motoru birdenbire tam gazla çalıştırmak
gun v. arabayı birdenbire tam gaz sürmek
gun v. ateş etmek
gun v. avlamak
gun v. (arabayı) gazlamak
gun v. birdenbire tam gaz çalıştırmak
gun v. silahla avlanmak
gun v. ava çıkmak
gun v. silahla donatmak
gun v. kesilen ağacın düşüşünü yönlendirmek
gun v. (koşu yarışı) başlangıç işareti verilmeden yarışa başlamak
Colloquial
gun n. tutulmuş silahlı adam
gun n. silahlı koruma
gun n. koruma
gun n. koruma görevlisi
gun n. yakın koruma
gun n. kiralık katil
gun n. suikastçı
gun n. tetikçi
gun n. suç çetesi üyesi
gun n. çete üyesi
gun n. lider
gun n. bir grubun başı
gun n. bir grubun kilit ismi
gun n. elebaşı
gun v. motora gaz vermek
gun v. motoru hızlı çalıştırmak
gun v. motora hız vermek
gun v. motorun hızını artırmak
gun v. motoru hızlandırmak
gun v. erken davranmak
gun v. (göz lehçesinde) gelecek zaman belirten yardımcı fiil
Technical
gun n. bir makinenin hızlandırılması
gun v. silah ile ateş etmek
Electric
gun n. elektrikli lehim aleti
gun n. elektron tabancası
Mechanic
gun n. şekil veya işlev bakımından silahı andıran şey
gun n. yağ tabancası
gun n. elektrikli çekiç
gun n. hava toz tabancası
gun n. püskürtme tabancası
gun n. zımba tabancası
gun n. zımba
Lighting
gun n. ışıldak
Automotive
gun n. tabanca
gun n. (araba motoru) gaz kolu
Aeronautic
gun n. (özellikle uçak motorlarında) gaz kolu
Biology
gun n. (hücresel otomatlar) diğer kalıpları uyaran kalıp
Military
gun n. ateşli silah
gun n. silah
gun n. tüfek
gun n. top
Hunting
gun n. avcılık derneği veya sendikası üyesi
gun n. uzun namlulu ağır silah
Sport
gun n. uzun ve ağır sörf tahtası
Slang
gun n. uzman
gun n. (özellikle beyzbolda) oyuncunun top attığı kol

Significados de "gun" en diccionario inglés turco : 18 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
gün day n.
General
gün daytime n.
gün period n.
gün sunlight n.
gün time n.
gün sunshine n.
gün age n.
gün day n.
gün sun n.
gün bee n.
gün date n.
gün yom n.
gün dawe [obsolete] n.
gün today adv.
gün da. (daughter) abrev.
Trade/Economic
gün date
Meteorology
gün day
Latin
gün dies

Significados de "gun" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
water gun n. su tabancası
machine gun n. makineli tüfek
big gun n. kodaman
General
gun harpoon n. zıpkın
zip gun n. ev yapımı silah
minute gun n. tehlike işareti veya cenaze merasiminin bir parçası olarak bir dakikalık aralarla ateş eden top
big gun n. önemli kimse
hired gun n. kiralık tabanca
big gun n. ağır top
paint gun n. tabanca
tommy gun n. sualtı tabancası
gun deck n. silah rampası
gun fire n. top ateşi
gun carriage n. top arabası
pop gun n. mantar tabancası
heavy machine gun n. ağır makineli tüfek
gun butt n. tabanca kabzası
double barelled gun n. çifte
sten gun n. sten
gun cruiser n. kruvazör
machine gun n. mitralyöz
muzzle (gun) n. ağız
submachine gun n. makineli tabanca
spray gun n. pistole
spray gun n. tabanca
field gun n. sahra topu
gun rack n. tüfeklik
gun barrel n. namlu
paint spray gun n. boya tabancası
mechanized gun n. mekanize silah
spray gun n. püskürteç
registered gun n. ruhsatlı silah
gun room n. silah odası
son of a gun n. anasının gözü
spray gun n. flit
gatling gun n. mitralyöz
gun culture n. silah kültürü
smoking gun n. açık delil
light machine gun n. hafif makineli tüfek
silicon gun n. silikon tabancası
a big gun n. ağır top
son of a gun n. kerata
flintlock gun n. çakmaklı
squirt gun n. su tabancası
gun barrel n. tüfek namlusu
gun dog n. av köpeği
machine gun n. makineli
a big gun n. önemli kimse
gun emplacement n. top platformu
machine gun n. makineli tabanca
electron gun n. elektron tabancası
paint gun n. pistole
paint gun n. boya tabancası
stun gun n. şok tabancası
gun shop n. silah dükkanı
anti-aircraft gun n. uçaksavar
good old son-of-a-gun n. eski toprak
matchlock-gun n. fitilli tüfek
gun-maker n. tüfekçi
gun-sprayed paint n. tabanca boyası
gun-sprayed paint n. püskürtme boya
gun battle n. topçu savaşı
gun license n. silah ruhsatı
gun license n. ateşli silah ruhsatı
blank firing gun n. kurusıkı tabanca
toy gun n. oyuncak tabanca
pen gun n. kalem tabanca
gun violence n. silahlı şiddet
main gun n. ana silah
zip gun n. ev yapımı tabanca
spear gun n. zıpkın tüfeği
gun barrel steel n. namlu çeliği
gun bore n. namlu deliği
gun with silencer n. susturuculu silah
pocket gun n. cep silahı
cork pop gun n. mantar tabancası
cork gun n. mantar tabancası
top part of the gun n. silahın üst tarafı
gun in holster n. kılıfında duran tabanca
real gun n. gerçek silah
nine millimeter gun n. dokuz milimetrelik tabanca
gun battle n. silahlı çatışma
gun-free zone n. silahsız bölge
carrying a gun n. silah taşıma
gun-toting n. silah taşıma
gun store n. silah mağazası
gun store n. silah dükkanı
ray gun n. ışın tabancası
massacre gun n. katliam silahı
cap gun n. mantar tabancası
gun deck n. silah güvertesi
gun master n. silah ustası
laser gun n. lazer silahı
loaded gun n. dolu tabanca
loaded gun n. dolu silah
spring gun n. yaylı tüfek
capture gun n. bayıltıcı tabanca
dart gun n. bayıltıcı tabanca
tranquillizer gun n. (kaçan hayvanların durdurulması için kullanılan) sakinleştirici tabanca
tranquillizer gun n. bayıltıcı tabanca
tranquilizer gun n. (kaçan hayvanların durdurulması için kullanılan) sakinleştirici tabanca
dart gun n. (kaçan hayvanların durdurulması için kullanılan) sakinleştirici tabanca
tranquilizer gun n. bayıltıcı tabanca
capture gun n. (kaçan hayvanların durdurulması için kullanılan) sakinleştirici tabanca
six-gun n. altıpatlar
alarm gun n. alarm-uyarı silahı
nerf gun n. bir çeşit oyun tabancası
top gun n. üst seviyedeki kimse
top gun n. üst makamdaki kimse
young gun n. girişken genç erkek
young gun n. açıkgözlü genç erkek
prop gun n. kuru sıkı tabanca
prop gun n. kuru sıkı silah
grease gun n. gres pompasına benzer makineli tabanca
gun [australia] n. usta koyun kırpıcı
big gun n. uzun ve ağır sörf tahtası
gun chamber n. mermi haznesi
gun for hire n. silahlı kiralık katil
gun pendulum n. bir tür balistik sarkaç
gun port n. (gemide, uçakta) silah ateşleme açıklığı
gun smoke n. silah dumanı
gun trigger n. silah tetiği
gun-sight n. nişangah
hired gun n. zor problemlerle uğraşması için görevlendirilen kimse
hired gun n. patronunun çıkarları için çalışan ve genellikle kanunsuz yöntemleri kullanan kimse
pivot gun n. pivot veya döner araca monte edilen silah
prop gun n. kurusıkı tabanca
squirt gun n. sulama tabancası
jump the gun v. aceleci davranmak
reach for one's gun v. silahına davranmak
(a gun) go off v. ateş almak (silah)
gun for v. aramak
gun someone down v. birini ateşli silahla vurmak
draw one's gun v. tabanca çekmek
jump the gun v. başlanması gereken zamandan önce başlamak
gun somebody down v. vurup devirmek
pull a gun on v. silah çekmek
gun for v. çanına ot tıkamak için fırsat kollamak
give the engine the gun v. gaz vermek
jump the gun v. çok erken başlamak
fire a gun v. kurşun atmak
gun up v. gaz vermek
point a gun v. silah doğrultmak
gun the car up v. gaza basmak
gun for v. elde etmek için bütün gayretiyle çalışmak
aim a gun towards v. üzerine silah doğrultmak
point a gun at v. üzerine silah doğrultmak
possess gun v. silah bulundurmak
have a gun on one's possession v. silah bulundurmak
fire the gun into the air v. havaya ateş etmek
point one's gun v. silahını doğrultmak
carry gun v. silah taşımak
raise one's gun v. silahını doğrultmak
hold one's gun v. silahını doğrultmak
point gun v. silah doğrultmak
draw one's gun v. silahını çekmek
load a gun v. silah doldurmak
fire a gun v. silah sıkmak
pull the gun v. silahı çekmek
carry a gun v. silah taşımak
fire a gun v. silah ateşlemek
fire a 21-gun salute v. 21 pare top atışı yapmak
be assaulted by someone with a gun v. silahlı saldırıya uğramak
get caught by a speed gun v. radara yakalanmak
get caught by a radar gun v. radara yakalanmak
point a gun on someone v. birisine silah doğrultmak
be shot by a falling-bullet from a celebratory gun fire v. maganda kurşununa kurban gitmek
get hit by a falling-bullet from a celebratory gun fire v. maganda kurşununa kurban gitmek
kill with a gun v. tabanca ile öldürmek
kill with a gun v. ateşli bir silahla öldürmek
aim a gun at someone v. birisine silah doğrultmak
aim a gun at someone v. birisine nişan almak
carry gun on plane v. uçakta silah taşımak
a gun to go off v. silah birden ateş almak
walk around with a gun v. cebinde silahla dolaşmak
get caught with a gun v. bir silahla yakalanmak
threaten someone with a gun v. birini silahla tehdit etmek
hold a gun against one's head v. birinin kafasına silah dayamak
find a gun on the murderer v. katilin üzerinde bir silah bulmak
fire one’s gun up in the air v. havaya ateş etmek
load one's gun v. silahını doldurmak
pull one’s gun out v. silahını çıkarmak
put a gun to somebody's head v. birinin kafasına tabanca dayamak
hold a gun to somebody's head v. birinin kafasına tabanca dayamak
fire the gun dry v. şarjörü boşaltmak
load a magazine into the gun v. şarjörü takmak
unload the gun v. silahı boşaltmak
put the gun to the temple v. silahı şakağa dayamak
put the gun down v. silahı indirmek
gun down v. devirmek
gun down v. ateş edip düşürmek
carry a gun v. silahlı olmak
at gun point adj. vurulma tehdidi ile karşı karşıya
gun-shy adj. çekinen
gun-shy adj. tereddüt eden
gun-shy adj. güvenmeyen
gun-shy adj. silahtan korkan
gun-shy adj. (hayvan) silah sesinden korkan
gun-toting adj. suç işlemek amacıyla silah taşıyıp kullanan
at gun point adv. vurulma mesafesinde
at gun point adv. silah tehdidi altında
son of a gun interj. hasiktir
son of a gun interj. vay canına
Phrasals
gun for (someone or something) v. silahla (birinin/bir şeyin) peşine düşmek
gun for (someone or something) v. silahla (birini/bir şeyi) kovalamak
gun for (someone or something) v. (birini) bir şeyi silahla takip etmek
gun for (someone or something) v. silahla (birinin/bir şeyin) peşinde koşmak
gun for (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kovalamak
gun for (someone or something) v. (birini/bir şeyi) aramak
gun for (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) peşine düşmek
gun for (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) peşinde olmak
gun for (someone or something) v. bir hedef uğruna çok çalışmak
gun for (someone or something) v. çok çalışarak bir şeyi kovalamak
gun for (someone or something) v. (birini/bir şeyi) desteklemek
gun for (someone or something) v. (birine bir şeye) destek vermek
gun for v. yüreklendirmek
gun for v. cesaretlendirmek
gun for v. destek olmak
Colloquial
big gun n. ağır top
beating the gun n. piyasadaki gelişmelere hızlı biçimde cevap vererek avantaj elde etme
gun culture n. silah kültürü
a man with a gun under his bed n. silahıyla uyuyan bir adam
great gun n. önemli kişi
great gun n. başarılı kişi
great gun n. etkili kişi
great gun n. dişli kişi
great gun n. kodaman
great gun n. nüfuz sahibi kişi
great gun n. nüfuzlu kişi
great gun n. itibarlı kişi
great gun n. forslu kişi
great gun n. saygın kişi
great gun n. önemli kimse
great gun n. başarılı kimse
great gun n. etkili kimse
great gun n. dişli/zorlu kimse
great gun n. kodaman
great gun n. itibarlı/nüfuzlu kimse
great gun n. hatırlı/forslu kimse
great gun n. sözü geçen kimse
hired gun n. birini öldürmesi için tutulmuş kimse
hired gun n. tetikçi
hired gun n. silahlı koruma
hired gun n. koruma
hired gun n. koruma görevlisi
hired gun n. yakın koruma
hired gun n. lobici
hired gun n. dalancı
hired gun n. politikacı
hired gun n. başkaları için güç elde etme konusunda yetenekli kişi
hired gun n. işletme veya hukukta karmaşık problemleri çözmesi için tutulan kişi
hired gun n. bir işletmeyi zor durumdan kurtarması için tutulan kişi
hired gun n. profesyonel katil
hired gun n. birini öldürmesi için tutulmuş profesyonel katil
hired gun n. bir meseleyi çözmesi için tutulan uzman
hired gun n. karmaşık bir problemi çözmesi için tutulan uzman
quaker gun n. silah replikası
quaker gun n. tahtadan silah
quaker gun n. yalancı silah
top gun n. bir kurumun/grubun başındaki kişi
top gun n. bir kurumdaki/gruptaki en önemli kişi
top gun n. bir kurumdaki/gruptaki en etkin kişi
top gun n. bir kurumdaki/gruptaki en nüfuzlu kişi
top gun n. bir kurumdaki/gruptaki en başarılı kişi
top gun n. en önemli kişi
the son of a gun [us] n. ciğeri beş para etmez kimse/şey
the son of a gun [us] n. sinir bozucu kimse/şey
the son of a gun [us] n. beş para etmez kimse/şey
the son of a gun [us] n. piç kurusu
the son of a gun [us] n. lanet olası kimse/şey
a son of a gun [us] n. ciğeri beş para etmez kimse/şey
a son of a gun [us] n. sinir bozucu kimse/şey
a son of a gun [us] n. beş para etmez kimse/şey
a son of a gun [us] n. piç kurusu
a son of a gun [us] n. lanet olası kimse/şey
put a gun on someone v. birine silah çekmek
pull a gun on someone v. birine silah çekmek
know how to use a gun v. silah kullanmayı bilmek
stick a gun in someone’s face v. yüzüne silah doğrultmak
eat one’s gun v. silahı kendi ağzına sokarak/dayayarak intihar etmek
eat one’s gun v. silahı damağına dayayıp intihar etmek
eat (one's) gun v. kendi ağzına kurşun sıkmak
eat (one's) gun v. tabancayı ağzına sokup ateşleyerek intihar etmek
gun it v. birden hızlanmak
gun it v. aniden hızını artırmak
gun it v. hızlı hareket etmek
gun it v. çok hızlı gitmek
gun it v. gazlamak
gun it v. çok hızlı olmak
gun down v. (birini) vurmak
gun down v. silahla indirmek
gun down v. (silahla) vurup öldürmek
gun down v. silahla öldürmek
gun down v. silahla vurup düşürmek
gun down v. ateş edip yere düşürmek/indirmek
gun someone (or an animal) down v. birini/bir hayvanı vurmak
gun someone (or an animal) down v. birini/bir hayvanı indirmek
gun someone (or an animal) down v. birini/bir hayvanı silahla vurup indirmek
in the gun adj. sarhoş
in the gun adj. zilzurna sarhoş
in the gun adj. körkütük sarhoş
with a gun in his waistband expr. belinde bir silahla
put the gun down expr. indir silahını
two bullets fired from his gun expr. silahından iki mermi ateşlenmiş
lower your gun expr. silahını indir
put the gun down expr. silahı yere bırak
drop the gun on the floor expr. silahını yere bırak
drop the gun on the floor expr. silahını yere at
give it the gun expr. gazı kökle
give it the gun expr. gazla
give it the gun expr. gaza bas
give her the gun expr. gazı kökle
give her the gun expr. gazla
give her the gun expr. gaza bas
Idioms
a smoking gun n. apaçık ortada olan delil
a smoking gun n. açık/somut/kesin kanıt
a gun dog n. av köpeği
a big gun n. ağır silah
son of a gun n. ciğeri beş para etmez
big gun n. kodaman
a big gun n. önemli insan
big gun n. önemli kimse
the smoking gun n. suçun işlendiğini gösteren delil
the smoking gun n. (tartışmasız) kanıt
a smoking gun n. suçun işlendiğini gösteren delil
a smoking gun n. açık/somut/kesin kanıt
a smoking gun n. açık/somut/kesin delil
a smoking gun n. apaçık ortada olan delil
a smoking gun n. tartışmasız kanıt/delil
the smoking gun n. suçun işlendiğini gösteren delil
the smoking gun n. açık/somut/kesin kanıt
the smoking gun n. açık/somut/kesin delil
the smoking gun n. apaçık ortada olan delil
the smoking gun n. tartışmasız kanıt/delil
big gun n. en büyük/güçlü silah
big gun n. en etkili silah
big gun n. en etkili yöntem
throwdown gun [us] n. polis ateşinin savunma için açıldığının bir kanıtı olarak gösterilen ruhsatsız/kayıtsız silah
jump the gun v. başlama sinyalini beklemeden yarışa başlamak
jump the gun v. vaktinden önce harekete geçmek
jump the gun v. acele etmek
gun for v. açığını yakalamaya çalışmak
look for a smoking gun v. açık delil aramak
beat the gun v. başlanması gereken zamandan önce başlamak
get under the gun v. baskı altında olmak
hold a gun to someone's head v. birini bir şey yapmaya zorlamak
hold a gun to someone's head v. birine baskı yaptırmak
gun down somebody v. birini vurmak
get under the gun v. baskısı altında olmak
gun for someone v. birini vurmak için aramak
jump the gun v. başlanması gereken zamandan önce başlamak
be under the gun v. baskısı altında olmak
gun somebody down v. birini vurmak
be under the gun v. baskı altında olmak
jump the gun v. çok aceleci olmak
jump the gun v. erken/hatalı çıkış yapmak
jump the gun v. herkesten önce hamle yapmak
beat the gun v. erken/hatalı çıkış yapmak
gun for someone v. intikam aramak
hold a gun to somebody's head v. kafasına silah dayamak
put a gun to somebody's head v. kafasına silah dayamak
hold a gun to someone's head v. silah zoruyla yaptırmak
jump the gun v. (başlanması gereken zamandan) önce harekete geçmek
gun for v. zayıf anını kollamak
beat the gun v. (başlanması gereken zamandan) önce harekete geçmek
have a gun to (one's) head v. (birinin) kafasına silah dayamak
have a gun to (one's) head v. (birine) silah zoruyla bir şey yaptırmaya çalışmak
have a gun to (one's) head v. (birini) bir şey yapmaya zorlamak
have a gun to (one's) head v. (birine) bir şey yapması için baskı yapmak
have a gun to your head v. istemediğin bir şeyi yapmaya zorlanmak
have a gun to your head v. kafasına silah dayalı olmak
beat the gun v. zaman sınırından önce yapmak/bitirmek
beat the gun v. erken yapmak/bitirmek
beat the gun v. zamanla yarışmak
beat the gun v. fişek gibi olmak
beat the gun v. son saniyeden önce yapmak/bitirmek
beat the gun v. son dakika golü atmak
hold a gun to (one's) head v. (birini) bir şey yapmaya zorlamak
hold a gun to (one's) head v. silah zoruyla yaptırmak
hold a gun to (one's) head v. metazori yaptırmak
hold a gun to head v. (birini) bir şey yapmaya zorlamak
hold a gun to head v. silah zoruyla yaptırmak
hold a gun to head v. metazori yaptırmak
hold/put a gun to somebody's head v. birinin kafasına silah dayamak
hold/put a gun to somebody's head v. birini (bir şey) yapmaya zorlamak
hold/put a gun to somebody's head v. birine (bir şeyi) silah zoruyla yaptırmak
hold/put a gun to somebody's head v. birine (bir şeyi) metazori yaptırmak
kill a fly with an elephant gun v. orantısız güç uygulamak
kill a fly with an elephant gun v. basit/ kolay bir şey için haddinden fazla/aşırı derecede güç kullanmak
kill a fly with an elephant gun v. basit/ kolay bir şey için haddinden fazla/aşırı derecede çaba harcamak
pull a gun v. silah çekmek
pull a gun on (one) v. (birine) silah çekmek
stare down the barrel of a gun v. namlunun ucunda olmak
stare down the barrel of a gun v. üzerine silah doğrultulmuş olmak
stare down the barrel of one's gun v. namlunun ucunda olmak
stare down the barrel of one's gun v. üzerine silah doğrultulmuş olmak
cut the gun v. gaz kolunu indirmek
packing a gun adj. silah taşıyan
packing a gun adj. üzerinde silah olan
packing a gun adj. cebinde silah olan/taşıyan
give her the gun expr. gazı kökle
give it the gun expr. gazı kökle
give it the gun expr. gazla
give it the gun expr. gaza bas
give her the gun expr. gazla
give her the gun expr. gaza bas
like a bullet out of a gun expr. kurşun gibi hızlı
as sure as a gun expr. muhakkak
like a bullet from a gun expr. kurşun gibi hızlı
as sure as a gun expr. şüphesiz
don't jump the gun expr. erkenden başlatma
don't jump the gun expr. başlaması gereken zamandan önce başlatma
don't jump the gun expr. aceleci davranma
don't jump the gun expr. vaktinden önce harekete geçme
under the gun expr. baskı altında
at gun point expr. silah tehdidiyle
at gun point expr. silah zoruyla
Speaking
drop that gun n. at silahını
does anybody know how to use a gun? expr. silah kullanmayı bilen var mı?
what are you doing with a gun? expr. silahla ne yapıyorsun?
the gun is loaded expr. silah dolu
I don't know how to use a gun expr. silah kullanmasını bilmiyorum
the cold feeling of a gun against one's skin expr. tenime değen silahın soğuğu
the gun is loaded expr. tabanca dolu
the cold feeling of a gun on one's skin expr. tenime değen silahın soğuğu
Law
smoking gun n. somut/kesin delil
gun control n. silah satışını kısıtlayan düzenleme
gun-jumping n. rekabet hukukunda ilgili makamlardan izin alınmadan birleşme ya da devralma işlemlerinin yapılması
draw a gun v. silah çekmek
draw a gun v. silah yöneltmek
carry a gun v. üzerinde silah bulundurmak
Technical
gun wave n. ağız basınç dalgası
adjustable heat gun n. ayarlı ısı tabancası
field-emission gun n. alan salım tabancası
arc gun n. ark tabancası
field-emission gun transmission electron microscope n. alan salım tabancalı geçirimli elektron mikroskobu
field-emission gun scanning electron microscope n. alan salım tabancalı taramalı elektron mikroskobu
key gun n. anahtar yükleme birimi
tape gun n. bant tabancası
pressure gun n. basınçlı tabanca
pressure gun n. basınç tabancası
rocket gun n. bazuka
paint gun n. boya tabancası
paint spray gun n. boya püskürtücüsü
clay gun n. çamur topu
nail gun n. çivi tabancası
cement gun n. çimento tabancası
stud gun n. çivi tabancası
sealant gun n. derz dolgu tabancası
caulking gun n. derz dolgu tabancası
low pressure gun n. düşük basınçlı tabanca
diode gun n. diyot tabanca
electron gun n. elektron püskerteci
hand-operated electro-static spray gun n. elektrostatik püskürtme tabancası
push type grease gun n. elle basmalı gres pompası
electrostatic paint spray gun n. elektrostatik boya püskürtme tabancası
epoxy gun n. epoksi tabancası
electron gun n. elektron püskürteci
push type grease gun n. elle basmalı gres tabancası
electron gun n. elektron tabancası
injection gun n. enjeksiyon tabancası
electrostatic flock spray gun n. elektrostatik flok püskürtme tabancası
electron gun alignment n. elektron topu merkezlemesi
electrostatic flock spray gun n. elektrostatik flok püskürten tabanca
suction gun n. emme ve kesme tabancası
flash gun n. flaş lambası
flash gun n. flaş tabancası
radar gun n. genellikle elde taşınır radar cihazı
grease gun n. gres pompası
grease gun n. gres tabancası
grease-gun nozzle n. gres tabancası memesi
submachine gun n. hafif makineli tüfek
lubricating gun n. gres tabancası
air gun n. hava püskürtme aygıtı
blow gun n. hava tabancası
air gun n. hava tabancası
gun-driven rivet n. hava tabancası perçini
air gun n. havalı tabanca
air gun n. hava tüfeği
pneumatic nail gun n. havalı çivi tabancası
pneumatic nail gun n. havalı çivi çakma tabancası
air gun n. hava topu
thermionic gun n. ısıl yükün tabancası
gun tackle n. iki makaralı palanga
light gun n. ışıklı kalem
heat gun n. ısı tabancası
clay gun n. kil topu
welding gun n. kaynak tabancası
tagging gun n. kılçık tabancası
chisel gun n. keski tabancası
grease gun n. katıyağ tabancası
compressor gun n. kompresör tabancası
heat gun n. kurutma tabancası
tyre inflation gun n. lastik şişirme tabancası
lever type grease gun n. manivele basmalı gres pompası
lever type grease gun n. manivela basmalı yağ tabancası
lever type grease gun n. manivelalı gres pompası
lever type grease gun n. manivelalı yağ tabancası
soldering gun n. lehim tabancası
machine-gun n. makineli tüfek