Historia

heap

Significados de "heap" en diccionario turco inglés : 39 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
Common Usage
1	Common Usage	heap n.	öbek
2	Common Usage	heap n.	yığın
General
3	General	heap n.	güruh
4	General	heap n.	yığıntı
5	General	heap n.	kalabalık
6	General	heap n.	dağ
7	General	heap n.	hurda yığını
8	General	heap n.	döküntü
9	General	heap n.	külçe
10	General	heap n.	yığınak
11	General	heap n.	birikinti
12	General	heap n.	çok miktar
13	General	heap n.	bir sürü
14	General	heap n.	küme
15	General	heap n.	rakiplerin tümü
16	General	heap n.	yarışmacıların hepsi
17	General	heap n.	kalabalık
18	General	heap n.	izdiham
19	General	heap v.	yağdırmak (hediye/hakaret)
20	General	heap v.	yüklemek
21	General	heap v.	kümelemek
22	General	heap v.	ağzına kadar doldurmak
23	General	heap v.	yığmak
24	General	heap v.	tepeleme doldurmak
25	General	heap v.	cömertçe bağışlamak
26	General	heap v.	yığın haline getirmek
27	General	heap v.	yığın haline gelmek
28	General	heap v.	tıka basa doldurmak
29	General	heap v.	yığınla doldurmak
30	General	heap v.	öbeklerle kaplamak
31	General	heap v.	yığınlarla doldurmak
Technical
32	Technical	heap n.	küme
33	Technical	heap n.	yığın
Computer
34	Computer	heap n.	alt yığın
35	Computer	heap n.	yığın
Informatics
36	Informatics	heap n.	bellek yığını
Slang
37	Slang	heap n.	eski araba
38	Slang	heap n.	hurda araba
British Slang
39	British Slang	heap n.	külüstür

Significados de "heap" con otros términos en diccionario inglés turco: 230 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	rubbish heap n.	çöplük
2	General	garbage heap n.	çöp yığını
3	General	scrap heap n.	hurda yığını
4	General	scrap heap n.	kırpıntı yığını
5	General	trash heap n.	çöp yığını
6	General	ash heap n.	küllük
7	General	heap of junk n.	külüstür
8	General	heap of junk n.	hurda yığını
9	General	dung heap n.	gübre yığını
10	General	ash heap n.	kül yığını
11	General	ash heap n.	kül birikintisi
12	General	junk heap n.	çöp yığını
13	General	garbage heap n.	çöplük
14	General	rubbish heap n.	çöp yığını
15	General	dung heap n.	pis yer
16	General	dung heap n.	leş gibi olma
17	General	dung heap n.	pis ve pasaklı kimse
18	General	heap up v.	yığmak
19	General	heap up v.	kümelemek
20	General	fall in a heap v.	düşmek
21	General	heap up v.	toplamak
22	General	heap up v.	yağdırmak
23	General	throw on the scrap heap v.	çürüğe çıkarmak
24	General	be at the bottom of the heap v.	diğerlerine göre daha kötü durumda olmak
25	General	heap together v.	kümelenmek
26	General	heap up v.	kümelenmek
27	General	heap together v.	kümelemek
28	General	collapse in a heap v.	yığılıp kalmak
29	General	heap ridicule on v.	alay etmek
30	General	heap ridicule upon v.	istihza etmek
31	General	heap ridicule upon v.	dalga geçmek
32	General	heap ridicule on v.	dalga geçmek
33	General	heap ridicule on v.	istihza etmek
34	General	heap ridicule upon v.	alay etmek
35	General	heap praise on v.	övgü yağdırmak
36	General	a heap of adj.	çok
Phrasals
37	Phrasals	heap something upon someone or something v.	birine/bir şeye bir şey yüklemek
38	Phrasals	heap something upon someone or something v.	birinin/bir şeyin üstüne bir şey yığmak
39	Phrasals	heap something upon someone or something v.	bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne bindirmek
40	Phrasals	heap something upon someone or something v.	birinin/bir şeyin sırtına aşırı derecede bir şey yüklemek
41	Phrasals	heap something on someone or something v.	birine/bir şeye bir şey yüklemek
42	Phrasals	heap something on someone or something v.	birinin/bir şeyin üstüne bir şey yığmak
43	Phrasals	heap something on someone or something v.	bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne bindirmek
44	Phrasals	heap something on someone or something v.	birinin/bir şeyin sırtına aşırı derecede bir şey yüklemek
45	Phrasals	heap something on someone v.	birine çok fazla bir şey vermek
46	Phrasals	heap something on someone v.	birine çok fazla bir şey yüklemek
47	Phrasals	heap something on someone v.	birine çok fazla yüklenmek
48	Phrasals	heap something upon someone v.	birine çok fazla bir şey vermek
49	Phrasals	heap something upon someone v.	birine çok fazla bir şey yüklemek
50	Phrasals	heap something upon someone v.	birine çok fazla yüklenmek
51	Phrasals	heap (someone or something) with (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeyle) doldurmak
52	Phrasals	heap (someone or something) with (something) v.	(birine/bir şeye bir şey) yüklemek
53	Phrasals	heap something with something v.	bir şeyi bir şeyle doldurmak
54	Phrasals	heap something with something v.	bir şeye bir şey yüklemek
55	Phrasals	heap something with something v.	bir şeyi bir şeyle ağzına kadar/tıka basa doldurmak
56	Phrasals	heap something with something v.	bir şeye/yere bir şey yığmak
57	Phrasals	heap something with something v.	bir şeye/yere bir şey kümelemek
58	Phrasals	heap something with something v.	bir şeyi bir şeyde/yerde biriktirmek
59	Phrasals	heap on v.	-e çok fazla yüklenmek
60	Phrasals	heap on v.	üstüne bir şey yığmak
61	Phrasals	heap on v.	sırtına aşırı derecede bir şey yüklemek
62	Phrasals	heap on v.	üstüne bindirmek
63	Phrasals	heap something up v.	bir şeyi kümelemek
64	Phrasals	heap something up v.	bir şeyi yığmak
65	Phrasals	heap something up v.	bir şeyi biriktirmek/toplamak
66	Phrasals	heap with v.	ile doldurmak
67	Phrasals	heap with v.	ile tıka basa/ağzına kadar doldurmak
68	Phrasals	heap with v.	yığmak/toplamak/kümelemek
Colloquial
69	Colloquial	in a heap adj.	bir yığın halinde
70	Colloquial	in a heap adj.	bir yığın içerisinde
71	Colloquial	in a heap adj.	dağınık bir yığın halinde
72	Colloquial	in a heap adj.	karmakarışık
73	Colloquial	in a heap adj.	karman çorman
74	Colloquial	in a heap adj.	yere yığılmış
75	Colloquial	in a heap adj.	sarhoş
76	Colloquial	in a heap adj.	zilzurna sarhoş
77	Colloquial	in a heap adj.	körkütük sarhoş
78	Colloquial	a whole heap expr.	çok fazla
79	Colloquial	a whole heap expr.	dünya kadar
80	Colloquial	a whole heap expr.	bir sürü
81	Colloquial	a whole heap expr.	pek çok
82	Colloquial	a whole heap expr.	çok büyük oranda/ölçüde
83	Colloquial	heap of expr.	çok
84	Colloquial	heap of expr.	(bir şey) yığını
85	Colloquial	(a) heap of (something) expr.	bir yığın (bir şey)
86	Colloquial	(a) heap of (something) expr.	çok (bir şey)
87	Colloquial	(a) heap of (something) expr.	bir tomar (bir şey)
88	Colloquial	(a) heap of (something) expr.	çok fazla (bir şey)
89	Colloquial	(a) heap of (something) expr.	epey (bir şey)
90	Colloquial	thanks a heap expr.	çok teşekkürler
91	Colloquial	thanks a heap expr.	çok sağ ol/sağ olun
Idioms
92	Idioms	top of the heap n.	en iyisi
93	Idioms	the top of the heap n.	en tepe
94	Idioms	bottom of the heap n.	en kötü
95	Idioms	bottom of the heap n.	kötünün kötüsü
96	Idioms	a heap sight n.	çok
97	Idioms	a heap sight n.	fazla
98	Idioms	a heap sight n.	pek
99	Idioms	(a) heap sight n.	çok fazla
100	Idioms	(a) heap sight n.	hayli
101	Idioms	(a) heap sight n.	bayağı
102	Idioms	heap praises on v.	methiyeler düzmek
103	Idioms	throw on the scrap heap v.	adam yerine koymamak
104	Idioms	be thrown on the scrap heap v.	bir köşeye atılmak
105	Idioms	throw on the scrap heap v.	başından savmak
106	Idioms	strike all of a heap v.	çok şaşırtmak
107	Idioms	heap pelion on ossa v.	durumu iyice kötüleştirmek
108	Idioms	knock all of a heap v.	çok şaşırtmak
109	Idioms	heap pelion on ossa v.	durumu içinden çıkılmaz bir hale sokmak
110	Idioms	throw on the scrap heap v.	elden çıkarmak
111	Idioms	do someone a heap of good v.	iyi hissetmesini saglamak
112	Idioms	do someone a heap of good v.	iyi gelmek
113	Idioms	be thrown on the scrap heap v.	kaale alınmamak
114	Idioms	throw on the scrap heap v.	kaale almamak
115	Idioms	fall in a heap v.	kendini koyvermek
116	Idioms	heap coals of fire on someone's head v.	kötülük yapana iyilik ederek onun suçluluk duymasını sağlamak
117	Idioms	fall in a heap v.	kendini kaybedip ağlamaya başlamak
118	Idioms	strike all of a heap v.	kafasını karıştırmak
119	Idioms	be struck all of a heap v.	küçük dilini yutmak
120	Idioms	knock all of a heap v.	kafasını karıştırmak
121	Idioms	be knocked all of a heap v.	küçük dilini yutmak
122	Idioms	strike all of a heap v.	şok etkisi yaratmak
123	Idioms	knock all of a heap v.	şok etkisi yaratmak
124	Idioms	strike all of a heap v.	şaşkınlığa uğratmak
125	Idioms	fall in a heap v.	sinirleri boşanmak
126	Idioms	strike all of a heap v.	şaşkına çevirmek
127	Idioms	heap coals of fire on someone's head v.	taş atana ekmek atmak
128	Idioms	heap coals of fire on someone's head v.	taş atana gül atmak
129	Idioms	be struck all of a heap v.	(şaşkınlıktan) küçük dilini yutmak
130	Idioms	heap scorn on (one's) head v.	(biri) hakkında küçümseyici sözler söylemek
131	Idioms	heap scorn on (one's) head v.	(biri) hakkında aşağılayıcı şekilde konuşmak
132	Idioms	heap scorn on (one's) head v.	(biri) hakkında tepeden bakarak konuşmak
133	Idioms	heap scorn on (one's) head v.	(biri) hakkında saygısızca konuşmak
134	Idioms	heap scorn on somebody/something v.	biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek
135	Idioms	heap scorn on somebody/something v.	biri/bir şey hakkında aşağılayıcı şekilde konuşmak
136	Idioms	heap scorn on somebody/something v.	biri/bir şey hakkında tepeden bakarak konuşmak
137	Idioms	heap scorn on somebody/something v.	biri/bir şey hakkında saygısızca konuşmak
138	Idioms	heap scorn on somebody/something v.	biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak
139	Idioms	be struck all of a heap v.	aşırı telaş yapmak
140	Idioms	collapse into a heap v.	yığılıp kalmak
141	Idioms	collapse in a heap v.	yığılıp kalmak
142	Idioms	fall into a heap v.	yığılıp kalmak
143	Idioms	fall in a heap v.	yığılıp kalmak
144	Idioms	do (one) a heap of good v.	(birine) iyi gelmek
145	Idioms	do (one) a heap of good v.	(birine) yaramak
146	Idioms	do (one) a heap of good v.	(birinin) iyi hissetmesini sağlamak
147	Idioms	heap coals of fire on (one's) head v.	kötülük yapana iyilik ederek onun suçluluk duymasını sağlamak
148	Idioms	heap coals of fire on (one's) head v.	taş atana ekmek atmak
149	Idioms	heap coals of fire on (one's) head v.	taş atana gül atmak
150	Idioms	heap scorn on somebody/something v.	biri/bir şey hakkında tepeden bakarak konuşmak
151	Idioms	heap scorn on somebody/something v.	biri/bir şey hakkında aşağılayıcı şekilde konuşmak
152	Idioms	heap scorn on somebody/something v.	biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek
153	Idioms	heap scorn on somebody/something v.	biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak
154	Idioms	heap scorn on somebody/something v.	biri/bir şey hakkında saygısızca konuşmak
155	Idioms	throw (someone or something) on the scrap heap v.	(birini/bir şeyi) çürüğe çıkarmak
156	Idioms	throw (someone or something) on the scrap heap v.	(birini/bir şeyi) bir köşeye atmak
157	Idioms	a heap sight better expr.	çok daha iyi
158	Idioms	whole heap more expr.	çok daha çok
159	Idioms	at the bottom of the heap expr.	durumu diğerlerine göre daha kötü olan
160	Idioms	there's a whole heap more work to be done expr.	daha yapılacak çok iş var
161	Idioms	whole heap more expr.	çok daha fazla
162	Idioms	the top of the heap expr.	en üst
163	Idioms	top of the heap expr.	en üstünü
164	Idioms	top of the heap expr.	en yukarıda
165	Idioms	in the scrap heap expr.	hurdaya çıkmış
166	Idioms	bottom of the heap expr.	en kalitesiz
167	Idioms	top of the heap expr.	en üstte
168	Idioms	on the scrap heap expr.	hurdaya çıkmış
169	Idioms	on the scrap heap expr.	ıskartaya çıkmış
170	Idioms	in the scrap heap expr.	ıskartaya çıkmış
171	Idioms	on the scrap heap expr.	ömrünü tamamlamış
172	Idioms	in the scrap heap expr.	ömrünü tamamlamış
173	Idioms	in the scrap heap expr.	miadı dolmuş
174	Idioms	on the scrap heap expr.	miadı dolmuş
175	Idioms	the bottom of the heap expr.	(başarı anlamında) (bir listenin/oluşumun) en altında
176	Idioms	at the bottom of the pile/heap expr.	toplum içerisinde kötü durumda
177	Idioms	at the bottom of the pile/heap expr.	toplumun alt kesimlerinde
178	Idioms	at the bottom of the pile/heap expr.	toplumun en dibinde
179	Idioms	at the top of the pile/heap expr.	toplum içerisinde iyi durumda
180	Idioms	at the top of the pile/heap expr.	toplumun yüksek kesimlerinde
181	Idioms	at the top of the pile/heap expr.	toplumun en tepesinde
182	Idioms	at the bottom of the pile/heap expr.	toplum içerisinde daha kötü durumda
183	Idioms	at the bottom of the pile/heap expr.	toplumun alt kesimlerinde
184	Idioms	at the bottom of the pile/heap expr.	toplumun en dibinde
185	Idioms	at the top of the pile/heap expr.	toplum içerisinde daha iyi durumda
186	Idioms	at the top of the pile/heap expr.	toplumun yüksek kesimlerinde
187	Idioms	at the top of the pile/heap expr.	toplumun en tepesinde
188	Idioms	at the top of the heap expr.	diğerlerinden üstün durumda
189	Idioms	at the top of the heap expr.	zirvede
190	Idioms	at the top of the heap expr.	en tepede
191	Idioms	at the top of the heap expr.	diğerlerinden iyi durumda
192	Idioms	at the top of the heap expr.	diğerlerinden iyi durumda
193	Idioms	at the top of the heap expr.	toplumun en üst kesiminde
194	Idioms	at the top of the heap expr.	en zirvede
195	Idioms	at the top of the heap expr.	en tepede
196	Idioms	at the top of the heap expr.	diğerlerine göre daha iyi durumda
197	Idioms	at the top of the heap expr.	toplumun en tepesinde
198	Idioms	at the top of the heap expr.	toplumun üst kesimlerinde
199	Idioms	at the top bottom of the heap expr.	diğerlerinden kötü durumda
200	Idioms	at the top bottom of the heap expr.	toplumun en alt kesiminde
201	Idioms	at the top bottom of the heap expr.	en dipte
202	Idioms	at the top bottom of the heap expr.	diğerlerine göre daha kötü durumda
203	Idioms	at the top bottom of the heap expr.	toplumun en dibinde
204	Idioms	at the top bottom of the heap expr.	toplumun alt kesimlerinde
Technical
205	Technical	slag heap n.	atık maddelerden yapılan tepe
206	Technical	slag heap n.	atık tepesi
207	Technical	slag heap n.	kesme işlemi sırasında metalden dökülen cevher kalıntısı yığını
208	Technical	slag heap n.	kömür madenciliğinde atık yığını
209	Technical	heap leaching n.	yığımlı sıvıda özütleme
210	Technical	heap leaching n.	yığma liçi
211	Technical	heap leaching n.	yığma çözündürme
212	Technical	heap roasting n.	yığımlı kavurma
Computer
213	Computer	heap data structure n.	ağaç data yapısı
214	Computer	total heap n.	toplam bellek alanı
215	Computer	memory error: local heap is corrupted expr.	bellek hatası: yerel alan bozulmuş
Informatics
216	Informatics	heap sort n.	dikey sıralama
Construction
217	Construction	heap leach n.	yığın liçi
Aeronautic
218	Aeronautic	heap clouds n.	küme bulutlar
Mining
219	Mining	heap leaching n.	yığın liçi
Zoology
220	Zoology	ant heap n.	karınca yuvası
Agriculture
221	Agriculture	compost heap n.	gübreye dönüşmek için çürüyen organik kalıntı yığını
Environment
222	Environment	refuse heap n.	çöp yığını
223	Environment	refuse heap n.	hurda yığını
224	Environment	refuse heap n.	çöplük
225	Environment	refuse heap n.	hurdalık
Meteorology
226	Meteorology	heap clouds n.	tepeli bulutlar
British Slang
227	British Slang	heap of shit n.	batakhane
228	British Slang	shit heap n.	batakhane
229	British Slang	shit heap n.	bok çukuru
230	British Slang	heap of shit n.	bok çukuru