ikincil - Turco Inglés Diccionario
Historia

ikincil



Significados de "ikincil" en diccionario inglés turco : 37 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
ikincil secondary adj.
General
ikincil subaltern adj.
ikincil subordinate adj.
ikincil subsidiary adj.
ikincil side adj.
ikincil extraneous adj.
ikincil derivative adj.
ikincil secondary adj.
ikincil collateral adj.
ikincil minor adj.
ikincil back-burner adj.
ikincil auxiliary adj.
ikincil pendant adj.
ikincil adjective adj.
ikincil accidental adj.
ikincil remote adj.
ikincil understrapping adj.
ikincil by adj.
ikincil postliminary adj.
ikincil postliminiary adj.
ikincil segmental adj.
ikincil semiclassical adj.
ikincil shadow adj.
ikincil sophomore adj.
ikincil subministrant adj.
ikincil succursal adj.
ikincil sub- pref.
Technical
ikincil secondary air n.
ikincil secondary adj.
ikincil sub adj.
ikincil collateral adj.
Computer
ikincil minor adj.
Construction
ikincil secondary adj.
Aeronautic
ikincil subtask adj.
Food Engineering
ikincil secondary n.
Botanic
ikincil partial adj.
Linguistics
ikincil historical adj.

Significados de "ikincil" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
General
ikincil metabolit secondary metabolite n.
ikincil çalışma secondary work n.
ikincil şey secondary n.
ikincil dönemeç secondary winding n.
ikincil konuma itme subordination n.
ikincil mesele side issue n.
ikincil depo secondary storage n.
ikincil hücre secondary cell n.
ikincil zarar collateral damage n.
ikincil mevzuat secondary legislation n.
asıl ve ikincil özellikleri intrinsic and extrinsic properties n.
asıl ve ikincil özellikler intrinsic and extrinsic properties n.
ikincil işlem subprocess n.
ikincil radyatör additional radiator n.
ikincil ürün by-product n.
ikincil etki knock-on effect n.
ikincil etki spin-off n.
ikincil gelir dağılımı redistribution of income-wealth n.
ikincil merkez substation n.
ikincil soru secondary question n.
ikincil sonlanım noktaları secondary endpoints n.
ikincil önemde back seat n.
ikincil yol backstreet n.
ikincil etki backwash n.
ikincil etki aftereffect n.
ikincil ürün byproduct n.
ikincil araştırma secondary research n.
var olan ikincil veriler derlenerek gerçekleştirilen araştırma desk research n.
ikincil araştırma desk research n.
ikincil ancak kendi özgü bir özelliği olan şey edge n.
ikincil faktör underactor n.
ikincil etken underactor n.
ikincil unsur underactor n.
ikincil faktör underagent n.
ikincil etken underagent n.
ikincil unsur underagent n.
ikincil yönetici underkeeper n.
ikincil usta undermaster n.
ikincil memur underofficer n.
ikincil yetkili underofficer n.
ikincil öneme sahip şey by n.
ikincil mesele by n.
ikincil konu bye n.
ikincil mesele bye n.
ikincil amaç by-end n.
ikincil yol by-path n.
ikincil sonuç byproduct n.
ikincil sonuç by-product n.
ikincil öneme sahip çalışma alanı byway n.
ikincil öneme sahip yer byway n.
dehşet verici bir olayın ikincil sonucu grue n.
ürünleri ikincil şirket tarafından yeniden paketlenip satılan firma oem n.
ikincil faaliyet offshoot n.
ikincil etki coeffect n.
ikincil dokunun koruyucu tabakası periderm n.
esas resme şerit çeken ikincil resim predella n.
esas eğlenceden önce izletilen ikincil önemdeki gösteri preshow n.
ikincil kimse scrub n.
ikincil kademeden kimse scrub n.
ikincil öneme sahip kimse scrub n.
ikincil renk secondary n.
ikincil cinsiyet özelliği secondary sex character n.
ikincil cinsiyet karakteri secondary sex character n.
ikincil kaynak secondary source n.
ikincil sonuç sequela n.
ikincil şey sideline n.
ikincil durum sidetrack n.
ikincil fikir subidea n.
ikincil öneme sahip hanedanlık arması subordinary n.
ikincil önem subordinateness n.
ikincil konu subplot n.
ikincil olay örgüsü subplot n.
ikincil ürün subproduct n.
ikincil referans subreference n.
ikincil ölçüm standardı substandard n.
ikincil öncül sumption n.
ikincil şey supplemental n.
ikincil şey supplementary n.
(gaz, sıvı) ikincil borudan geçirmek bypass v.
(gaz, sıvı) ikincil borudan geçirmek by-pass v.
değersiz ve ikincil duruma düşmek degenerate v.
(kaval gibi üflemeli çalgıları) kuvvetlice üfleyip istenmeyen ikincil sesler çıkarmak overblow v.
ikincil unsurların olmadığı undiluted adj.
ikincil işlev gören mezzanine adj.
ikincil önemde olan semiclassical adj.
ikincil sorunlar veya zorluklar içermeyen simple adj.
ikincil olarak dualistically adv.
ikincil bir şekilde derivatively adv.
ikincil olarak subsidiarily adv.
ikincil anlamı veren ön ek by- pref.
ikincil anlamı veren ön ek deut- pref.
ikincil anlamı veren ön ek deuto- pref.
ikincil anlamı veren ön ek deuter- pref.
ikincil bozunma ürünleri olarak kabul edilen çeşitli kimyasal madde sınıflarından birine ait olma anlamı veren ön ek deuter- pref.
ikincil anlamı veren ön ek deutero- pref.
ikincil bozunma ürünleri olarak kabul edilen çeşitli kimyasal madde sınıflarından birine ait olma anlamı veren ön ek deutero- pref.
ikincil anlamına gelen bir ön ek super- pref.
Colloquial
ikincil durumdaki şey back-burner n.
Trade/Economic
dışsal ikincil veriler external secondary data n.
ikincil standart secondary standard n.
ikincil kalibrasyon secondary calibration n.
ikincil rezervler secondary reserves n.
işletme içi ikincil veriler internal secondary data n.
ikincil dağıtım secondary distribution n.
ikincil teminat soft collateral n.
ikincil borç secondary debt n.
ikincil sektör secondary sector n.
ikincil piyasa secondary market n.
ikincil ürün by-product n.
ikincil piyasa secondary market n.
ikincil rol subsidiary role n.
ikincil teminatsız tahviller subordinated debentures n.
ikincil halka arz secondary market offering n.
ikincil piyasalar secondary markets n.
ikincil laboratuvar secondary laboratory n.
ikincil ana kuruluş next most senior parent n.
ikincil piyasalar secondary market n.
ikincil sanayi secondary industry n.
ikincil ürün a secondary or additional product n.
ikincil sermaye benzeri borç secondary subordinated debt n.
ikincil bölüm bilgisi secondary segment information n.
ikincil sınıflandırma secondary classification n.
ikincil emek piyasaları secondary labor markets n.
ikincil sınıf subordinated class n.
ikincil ipotekli tahviller second mortgage bonds n.
ikincil banka secondary bank n.
ikincil ipotek piyasası secondary mortgage market n.
ikincil veriler second hand source n.
ikincil halka arz secondary equity offering (seo) n.
ikincil piyasa after market n.
ikincil menkul kıymetler subordinated issues n.
ikincil piyasada yatırımcılarla menkul değer alım satımı yapan şirket security brokerage n.
menkul kıymetlerin alınıp satıldığı ikincil piyasa after market n.
ikincil derecede ödeme önceliğine sahip olan borçlanma aracı subordinated debt n.
ev kredileri için ikincil bir piyasa sağlamakla görevli bir kuruluş federal home loan mortgage corporation n.
ikincil dağıtım secondary n.
ikincil piyasa menkul değer işlemi yapmak secondary market trading v.
ikincil istek secondary want v.
ikincil (borç) subordinated adj.
Law
ana iddiaya bağlı ikincil bir iddia subclaim n.
(amfetamin dahil) ikincil en tehlikeli madde class b drug n.
davacının davalıya yönelttiği ikincil suçlama crossclaim n.
ikincil kaynak subsidiary source v.
borcu ikincil mükellefe dava açmadan evvel asıl borçludan tahsil etmek discuss v.
(hukuk kaynakları) ikincil supplemental adj.
Politics
ikincil göç secondary migration n.
ikincil koruma subsidiary protection n.
ikincil kuruluş subsidiary organ n.
Industry
(buğday öğütme işleminde) ikincil işlem görmüş ürün shorts n.
Advertising
reklamı yapılan ürün grubunun yanında reklam sahibi firmanın ikincil ürünlerine ait reklam cowcatcher n.
Technical
alkalin ya da diğer asit-olmayan elektrolitleri içeren ikincil hücreler ve piller secondary cells and batteries containing alkaline or other non-acid electrolytes n.
gazları kısmen tekrar birleşen nikel kadmiyum prizmatik ikincil tekli hücre cadmium prismatic secondary single cell with partial gas recombination n.
hızlı ikincil elektronlar fast secondary electrons n.
ikincil örütleşme secondary crystallization n.
ikincil biçimleme secondary forming n.
ikincil sertleştirme doruğu secondary hardening peak n.
ikincil yayılma secondary emission n.
ikincil elektronlar secondary electrons n.
ikincil çekme boşluğu secondary pipe n.
ikincil boru bypass n.
ikincil elektrot bipolar electrode n.
ikincil kanal subsidiary sewer n.
ikincil eksicikler secondary electrons n.
ikincil yollar secondary routes n.
ikincil türev second derivative n.
ikincil yapı secondary structure n.
ikincil atalet kuvveti secondary inertia force n.
ikincil renk secondary colour n.
ikincil borular secondary pipes n.
ikincil göze secondary cell n.
ikincil çelik yapımı fırını secondary steelmaking furnace n.
ikincil çekirdeklenme secondary nucleation n.
ikincil elektron görüntülenmesi secondary electron imaging n.
ikincil yenilenme secondary recrystallization n.
ikincil metalbilim secondary metallurgy n.
ikincil ışınım secondary radiation n.
ikincil yeniden kristallenme secondary recrystallization n.
ikincil bellek secondary storage n.
ikincil metal secondary metal n.
ikincil soğutucu aftercooler n.
ikincil bombe secondary curvature n.
ikincil olma özelliği secondariness n.
ikincil filtre final filter art n.
ikincil tepkime side pocket n.
ikincil kırıcı recrusher n.
ikincil x-ışınları secondary x-rays n.
ikincil arıtma secondary refining n.
ikincil salım secondary emission n.
ikincil akım secondary current n.
ikincil iş subtask n.
ikincil azalım secondary extinction n.
ikincil metalbilim uygulaması secondary metallurgy application n.
ikincil bozunum süreçleri secondary deformation processes n.
ikincil sertleşme sıcaklığı secondary hardening temperature n.
ikincil sargı secondary winding n.
ikincil devre secondary circuit n.
ikincil süreçler secondary processes n.
ikincil devre secondary system n.
ikincil genleşme secondary expansion n.
ikincil yanma afterburning n.
ikincil dallantı kolları secondary dendrite arms n.
ikincil püskürtme süreci secondary injection period n.
ikincil çelik yapımı secondary steelmaking n.
ikincil soğutucu akışkan secondary refrigerant n.
ikincil lityum hücreler ve piller secondary lithium cells and batteries n.
ikincil celi secondary impedance n.
ikincil standart secondary standard n.
ikincil oksijen secondary oxygen n.
ikincil ışıma secondary radiation n.
ikincil istasyon subsidiary station n.
ikincil dallantı kolları uzaklığı secondary dendrite arms spacing n.
ikincil grafitlenme secondary graphitization n.
ikincil sertleşme secondary hardening n.
ikincil florışıma secondary fluorescence n.
ikincil dağlama secondary etching n.
ikincil yanma secondary combustion n.
ikincil bağlanma secondary bonding n.
ikincil kesme secondary shear n.
ikincil kristalleşme secondary crystallization n.
ikincil yükün secondary ion n.
ikincil yükünlü kütle görünge ölçümü/ spektrometrisi secondary ion mass spectrometry n.
ikincil pil secondary cell n.
ikincil elektron algılayıcısı secondary electron detector n.
ikincil yayım secondary emission n.
ikincil elektron secondary cosmic rays n.
ikincil bobin secondary coil n.
ikincil lityum piller ve bataryalar secondary lithium cells and batteries n.
ikincil havalandırma auxiliary ventilation n.
ikincil sertleşme doruğu secondary hardening peak n.
ikincil direnç secondary resistance n.
ikincil gevşeme secondary relaxation n.
ikincil yükünlü kütle spektroskopisi secondary-ion mass spectroscopy n.
ikincil çekinti secondary pipe n.
ikincil kolektör submain sewer n.
ikincil bobin secondary n.
ikincil kuvvet secondary force n.
ikincil hava secondary air n.
ikincil bellek secondary memory n.
ikincil metalbilim işlemleri secondary metallurgical operations n.
ikincil sertleştirme secondary hardening n.
ikincil yükünlü kütle görünge gözlemi secondary-ion mass spectroscopy n.
ikincil bağlar secondary bonds n.
ikincil santral branch exchange n.
ikincil röle secondary relay n.
ikincil ısıtma secondary heating n.
ikincil filtre afterfilter n.
ikincil sürünme secondary creep n.
ikincil köşegen secondary diagonal n.
taşınabilir sızdırmaz ikincil hücreler portable sealed secondary cells n.
transformatör ikincil sargı secondary of transformer n.
taşınabilir sızdırmaz ikincil hücreler ve piller sealed portable secondary cells and batteries n.
birincil ve ikincil bobinlerin tüm veya bazı sarımlarının ortak olduğu dönüştürücü compensator n.
newton teleskobunda odağı borunun yan tarafına getirmek için kullanılan ikincil ayna diagonal n.
ilkel formlu kristallerin yüzlerine ikincil formlar oluşturmak amacıyla uygulanan katman azaltma işlemi decrement n.
ilkel formlu kristallerin yüzlerine ikincil formlar oluşturmak amacıyla uygulanan katman azaltma işlemi decrescence n.
ikincil elektron secondary electron n.
ikincil radyasyon veya emisyon ışınına ait elektron secondary electron n.
ikincil olarak secondarily adv.
Computer
ikincil sürüm beta version n.
ikincil kılavuz çizgileri minor gridlines n.
ikincil sınama beta test n.
ikincil wıns secondary wins n.
ikincil kılavuz çizgileri minor grid lines n.
ikincil kütük secondary file n.
ikincil bölge secondary zone n.
ikincil pencere secondary window n.
ikincil oturum açma secondary logon n.
ikincil sürüm b version n.
ikincil santral branch exchange n.
ikincil birim minor unit n.
ikincil yazı tipi minor font n.
ikincil kullanıcı indirect user n.
ikincil eksen secondary axis n.
ikincil bellek external memory n.
ikincil sayfa child page n.
ikincil oturum secondary logon n.
ikincil ses auxiliary vol n.
ikincil dns secondary dns n.
(microsoft outlook'ta) ikincil gelen kutusu clutter n.
farenin ikincil tuşuyla tıklamak right-click v.
Informatics
ikincil köşegen secondary diagonal n.
ikincil anahtar secondary key n.
ikincil ışıma secondary radiation n.
ikincil yollar secondary routes n.
ikincil bellek external memory n.
ikincil terminal secondary station n.
ikincil fayda fringe benefit n.
ikincil yayım secondary emission n.
ikincil bellek auxiliary memory n.
ikincil bellek secondary storage n.
ikincil sunucu ya da alt sunucu secondary server n.
ikincil salım secondary emission n.
ikincil renk secondary color n.
ikincil veriyolu secondary bus n.
ikincil bellek external storage n.
ikincil akım secondary current n.
Telecom
ikincil veri yolu secondary bus n.
ikincil istasyon secondary station n.
ikincil frekans standardı secondary frequency standard n.
ikincil trafik secondary traffic n.
Electric
birden fazla birincil veya ikincil bobini bulunan transformatör multiple transformer n.
ikincil elektrik devresi secondary n.
ikincil bobin secondary n.
Textile
ikincil çekim secondary exhaustion n.
Architecture
ikincil konut secondary home n.
ikincil konut secondary residence n.
ikincil veya küçük yarım kubbe apsidiole n.
Construction
ikincil yükün kütle izgeölçümü secondary ion mass spectroscopy n.
ikincil evre second phase n.
ikincil tane inclusion n.
ikincil duvar countermure n.
Lighting
ikincil ışık kaynağı secondary light source n.
ikincil ölçün lamba secondary standard lamp n.
ışıkölçümsel ikincil ölçün secondary photometric standard n.
Dyeing
iki ikincil rengin karıştırılmasıyla üretilen üçüncül renk tertiary n.
ikincil renkler secondary colors n.
Automotive
çift ikincil pabuçlu fren double trailing brake n.
darbeli ikincil hava püskürtme pulse air injection n.
darbeli ikincil hava püskürtme düzeni pulsed secondary air injection system n.
hidrolik regülatörlerin birincil ve ikincil dengeleyicilerinden herhangi biri compensator n.
ikincil çarpışma fren desteği secondary collision brake assist n.
ikincil hava püskürtme yönlendirme valfı secondary air diverter valve n.
ikincil kontroller secondary controls n.
ikincil hava püskürtme düzeni monitörü secondary air monitor n.
ikincil hava püskürtme düzeni pompa susturucusu secondary air pump inlet n.
ikincil basınç ayar valfi secondary regulator valve n.
ikincil hava püskürtme solenoyit vakum valfı secondary air solenoid vacuum valve n.
ikincil hava püskürtme düzeni rölesi secondary air solid state relay n.
ikincil hava püskürtme düzeni tahliye susturucusu secondary air dump silencer n.
ikincil sıkıştırma secondary compression n.
ikincil hava püskürtme düzeni elektrik hava pompası secondary air electric air pump n.
ikincil arıza secondary failure n.
Traffic
ikincil yol minor road n.
Railway
ikincil süspansiyon secondary suspension n.
ikincil hat secondary line n.
Aeronautic
ikincil yanma reheat n.
ikincil gözlem radarı secondary surveillance radar n.
ikincil gözetim radarı secondary surveillance radar n.
ikili ikincil gözetim radar kapsamı duplicated secondary surveillance radar coverage n.
mod s ikincil gözetim radarı mode s secondary surveillance radar n.
monopulse ikincil gözlem radarı monopulse secondary surveillance radar n.
Marine
gel gitin ikincil dalgalanması secondary undulation of tide n.
ikincil düğüm secondary tie-off n.
ikincil kontrol radarı secondary surveillance radar n.
ikincil üretim secondary production n.
ikincil üretim kaynakları secondary production resources n.
ikincil akıntı secondary current n.
ikincil akım secondary flow n.
ikincil afetler secondary disasters n.
Petrol
ikincil kurtarım secondary recovery n.
Mining
ikincil hammaddeler secondary raw materials n.
Medical
hücre içi ikincil haberci moleküller intracellular second messenger molecules n.
ikincil ksantomizasyon secondary xanthomatous infiltration n.
ikincil böbrek mesonephros n.
ikincil farmakodinamik secondary pharmacodynamic n.
ikincil bakteriyel enfeksiyonlar secondary bacterial infections n.
ikincil ambalaj malzemesi secondary packaging material n.
ikincil tanıma secondary identification n.
ikincil korunma secondary prevention n.
ikincil hücresel hasar secondary cellular injury n.
ikincil enfeksiyon secondary infection n.
atım eğrisi veya sfigmogramda ikincil yükselmelerin görüldüğü bir atım durumu polycrotism n.
ikincil hipertansiyon secondary hypertension n.
ikincil sonuç sequella n.
ikincil kalp nakline ait piggyback adj.
ikincil kalp nakliyle ilgili piggyback adj.
Anatomy
ikincil duygu hücresi secondary sensorial cell n.
ikincil duyu hücresi secondary sensorial cell n.
Psychology
ikincil travma secondary trauma n.
ikincil özdeşim secondary identification n.
ikincil kazanç secondary gain n.
ikincil cinsiyet özelliği secondary sexual characteristic n.
ikincil grup secondary group n.
ikincil narsizm secondary narcissism n.
ikincil bastırma secondary repression n.
ikincil cinsiyet özellikleri secondary sex characteristics n.
ikincil süreç secondary process n.
ikincil dikkat secondary attention n.
ikincil detaylandırma secondary elaboration n.
ikincil sapma secondary deviance n.
ikincil döngüsel tepki secondary circular reaction n.
ikincil nitelikler secondary qualities n.
ikincil nitelik secondary quality n.
ikincil bütünleşme secondary integration n.
ikincil kontrol secondary control n.
ikincil yaşlanma secondary aging n.
ikincil savunma semptomları secondary defense symptoms n.
ikincil kurbanlaşma secondary victimization n.
ikincil kişilik secondary personality n.
ikincil değerlendirme secondary appraisal n.
ikincil kuruntular secondary delusions n.
ikincil motivasyon secondary motivation n.
ikincil analiz secondary analysis n.
ikincil motifler secondary motives n.
ikincil amenore secondary amenorrhea n.
ikincil itki secondary drive n.
çocuk gelişiminde bağırsak kontrolünün öğrenildiği ikincil psikoseksüel aşama anal phase n.
çocuk gelişiminde bağırsak kontrolünün öğrenildiği ikincil psikoseksüel aşama anal stage n.
Physiology
nabız eğrisindeki ikincil çentik anacrotism n.
Pathology
frambezi hastalığının ikincil lezyonları crab yaws n.
ikincil kriz epicrisis n.
hastalıkta ikincil belirtilerin ortaya çıkması epigenesis n.
ikincil kalp pilinin yol açtığı bir ritim bozukluğu parasystole n.
Optics
ikincil ayna secondary mirror n.
ikincil katarakt after-cataract n.
ikincil optik atrofi secondary optic atrophy n.
Food Engineering
ikincil amino asitler secondary amino acids n.
Gastronomy
(birayı) ikincil bir fermantasyon gerçekleşecek şekilde mahzende bekletmek lager v.
Statistics
ikincil birim secondary unit n.
ikincil süreç secondary process n.
ikincil trend subtrend n.
Physics
ikincil kuantum sayısı second quantum number n.
yönü birincil akımla aynı olan (ikincil indüksiyon akımı) direct adj.
Chemistry
ikincil nötral kütle spektrometresi secondary neutral mass spectroscopy n.
ışıksal olarak izomer olan 12 formu bilinen ikincil bir terpenoit alkol mint camphor n.
ışıksal olarak izomer olan 12 formu bilinen ikincil bir terpenoit alkol peppermint camphor n.
hintyağından yapılan sodyum sabununun ısıtılmasıyla elde edilip esas olarak organik sentez ve parfümlerde çözücü olarak kullanılan hoş kokulu, yoğun ve yağlı bir ikincil alkol octanol n.
organik bir moleküldeki belirli bir karbon atomuna göre ikincil konumda olan beta adj.
Biology
besin zincirinde ikincil tüketicileri besleyen organizma tertiary consumer n.
ikincil cinsiyet karakterleri secondary characters n.
ikincil oluşum secondary formation n.
bitki hücresinin ikincil duvarındaki ufak çöküntü pit n.
(çok hücreli organizmalarda) ikincil birimin farklılaştığı aynı embriyonik sistemlerde gelişen homosystemic adj.
Marine Biology
ikincil yapı secondary structure n.
ikincil halka secondary ring n.
ikincil cinsiyet özelliği secondary sex characteristic n.
ikincil erkek secondary male n.
Astronomy
temel bir içbükey ayna ve ikincil bir dışbükey aynanın birleşiminden oluşan yansıtıcı teleskop cassegrain telescope n.
temel bir içbükey ayna ve ikincil bir dışbükey aynanın birleşiminden oluşan yansıtıcı teleskop cassegrainian telescope n.
ikincil tutulma secondary eclipse n.
ikincil yıldız secondary star n.
Astrology
ikincil ilerletme secondary progression n.
ikincil ev succedent n.
ikincil evlere ait succedent adj.
ikincil evler ile ilgili succedent adj.
Zoology
ikincil tüy aftershaft n.
ikincil tüyler secondary feathers n.
ikincil organlar appendage n.
ikincil telekler secondary remiges n.
ikincil böbrek wolffian body n.
böcek ağzında ikincil organ veya bölümler maxillula n.
böcek ağzında ikincil organ veya bölümler maxillulae n.
ikincil tüy hyporadius n.
ikincil tüy gövdesi hyporhachis n.
birincil zooitlerden tomurcuklanma veya bölünmeyle üreyen ikincil ve genellikle eşeyli zooit deuterozooid n.
geyik boynuzunda ikincil dal snag n.
ikincil tüylü aftershafted adj.
ikincil tüyü olan aftershafted adj.
Botanic
ikincil solunum dokusu aerenchym n.
ikincil bitki metabolizması secondary plant metabolism n.
şemsiyeyi meydana getiren küçük ikincil şemsiyelere verilen ad umbellule n.
umbeli meydana getiren küçük ikincil umbellere verilen ad umbellule n.
damarlı bitkilerde bulunan, kambiyumun da aralarında olduğu ikincil büyümeyi sağlayan sürgendoku lateral meristem n.
ikincil salkımlara dönüşmüş alt sapçıklara sahip çiçek compound raceme n.
ikincil korolla paracorolla n.
likenlerin ikincil gövdesinde fincan biçimli genişleme scypha n.
likenlerin ikincil gövdesinde fincan biçimli genişleme scyphus n.
ikincil kökler secondary roots n.
ikincil kök secondary root n.
yaprakçık kenarında yer alan ikincil kulakçık stipel n.
ikincil dallar meydana getirmek rebranch v.
daha küçük ve ikincil dalları budayıp ana dallara farklı türden filiz aşılama refurnish v.
ikincil hücrelere bölünmüş locellate adj.
Agriculture
ikincil toprak işleme secondary tillage n.
ikincil orman ürünleri secondary forest products n.
Apiculture
ikincil organlar appendage n.
Forestry
ikincil kesim secondary cutting n.
Social Sciences
ikincil mağduriyet secondary victimization n.
ikincil mağduriyet secondary victimisation n.
Education
ikincil eğitim gymnasium n.
ikincil güdüler secondary motives n.
oxford veya cambridge üniversitelerinde ikincil bir sporda okulu temsil eden sporcu half-blue n.
Literature
ikincil eylem underaction n.
eserdeki ikincil konu underplot n.
eserdeki ikincil olay örgüsü underplot n.
(ingiliz şiirinde) iki heceli vezinden oluşup bir adet birincil vurgu bir adet de ikincil vurgu içeren bürünsel birim dipody n.
(ingiliz şiirinde) vurgulu-vurgusuz olarak ilerleyen ikili uyak ölçüsünden oluşup bir adet birincil vurgu bir adet de ikincil vurgu içeren bürünsel birim dipody n.
Linguistics
ikincil boğumlama secondary articulatian n.
ikincil dil auxiliary language n.
ikincil özellik secondary feature n.
ikincil dizi ilkesi subset principle n.
ikincil dizi subset n.
ikincil değerli sınav low stakes n.
ikincil tümce minor sentence n.
uzun bir sözcükte daha zayıf olan ikincil vurgu secondary n.
uzun bir sözcükte daha zayıf olan ikincil vurgu secondary accent [obsolete] n.
uzun bir sözcükte daha zayıf olan ikincil vurgu secondary stress n.
ikincil vurguyu belirtmek için kullanılan kesme işareti secondary stress n.
protein ikincil yapısı secondary structure n.
(latincede) ikincil gramer çekiminden olan second adj.
Religious
ikincil tanrı undergod n.
Philosophy
ikincil gerçeklik epiphenomenon n.
Environment
ikincil arıtılmış kentsel atıksu secondary treated urban wastewater n.
ikincil radyasyon secondary radiation n.
ikincil hava kirleticileri secondary air pollutants n.
ikincil işlem secondary treatment n.
ikincil afet secondary disaster n.
ikincil tehlike secondary hazard n.
ikincil hava kirleticileri secondary air pollutants n.
ikincil heyelan secondary landslide n.