Historia

oradan

Significados de "oradan" en diccionario inglés turco : 9 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	oradan	away adv.
2	General	oradan	therefrom adv.
3	General	oradan	from there adv.
4	General	oradan	thence adv.
5	General	oradan	thereout adv.
6	General	oradan	wherefrom adv.
7	General	oradan	from thence adv.
Phrases
8	Phrases	oradan	from which expr.
Archaic
9	Archaic	oradan	thencefrom adv.

Significados de "oradan" con otros términos en diccionario inglés turco: 234 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	bir yere gidişi ve oradan dönüşü kapsayan bilet	return ticket n.
2	General	oradan oraya göçen kişi	wanderer n.
3	General	oradan oraya göçen kişi	roamer n.
4	General	oradan oraya göçen kişi	rover n.
5	General	oradan oraya hareket etme	twinkle n.
6	General	kayakçıları helikopter ile tepelere bırakılıp oradan aşağı kaymalarını sağlayan bir spor türü	heliskiing n.
7	General	oradan oraya gezen kimse	hopper n.
8	General	insanların yüksek sesli rock müzik eşliğinde kendilerini çılgınca ve şiddetli bir şekilde oradan oraya savurdukları bir dans şekli	mosh n.
9	General	oradan oraya zıplayan küçük havai fişek	grasshopper n.
10	General	oradan oraya dolaşan kimse	circulator n.
11	General	amaçsızca oradan oraya savrulan kimse	coaster n.
12	General	oradan oraya seyahat etme	itineracy n.
13	General	oradan oraya göçen kimse	flyer n.
14	General	oradan oraya uçmak	flit v.
15	General	oradan ayrılmak	depart from there v.
16	General	oradan ayrılmak	leave that place v.
17	General	oradan ayrılmak	leave there v.
18	General	oradan oraya gidip gelmek	get about v.
19	General	oradan oraya koşuşturmak	get about v.
20	General	(dışarıdan/oradan buradan) kıyafetleri toplamak	gather the clothes v.
21	General	oradan oraya sürüklemek	tousel v.
22	General	oradan oraya sürüklemek	towzle v.
23	General	oradan oraya sürüklemek	towsle v.
24	General	oradan oraya uçuşmak	twinkle v.
25	General	sürekli oradan oraya gitmek	bounce v.
26	General	oradan oraya gezmek	hop v.
27	General	oradan oraya seyahat etmek	hopscotch v.
28	General	oradan oraya	about adv.
29	General	oradan başka her yerde	anywhere but there adv.
30	General	oradan oraya	from pillar to post adv.
31	General	oradan buradan	here and there adv.
32	General	oradan buradan	at random adv.
33	General	haydi oradan	go away! interj.
34	General	hadi oradan!	move it! interj.
35	General	hadi oradan	please interj.
36	General	hadi oradan	fiddlesticks interj.
37	General	hadi oradan	fiddlestick expr.
Phrasals
38	Phrasals	oradan oraya koşuşturup durmak	dart around v.
39	Phrasals	oradan oraya savurmak	whisk (one) around v.
40	Phrasals	oradan oraya götürüp getirmek	whisk (one) around v.
41	Phrasals	oradan oraya götürüp getirmek	whisk someone around v.
42	Phrasals	arabayla oradan oraya götürmek/taşımak	ferry (someone) around v.
43	Phrasals	arabayla oradan oraya götürmek/taşımak	ferry someone around v.
44	Phrasals	oradan oraya taşımakla uğraşmak	galumph around v.
45	Phrasals	oradan oraya çekmek/sürüklemek/çekiştirmek	pull around v.
46	Phrasals	oradan oraya taşımak	carry (someone or something) about v.
47	Phrasals	oradan oraya taşımak	carry someone or something about v.
48	Phrasals	oradan oraya taşımak	carry someone or something around v.
49	Phrasals	oradan oraya zıplamak	jump around v.
50	Phrasals	oradan oraya koşuşturmak	bustle around v.
51	Phrasals	oradan oraya gitmek	bat around v.
52	Phrasals	oradan oraya koşturmak	bat around v.
53	Phrasals	oradan oraya koşturmak	run around v.
54	Phrasals	çekiştirip oradan oraya sürüklemek	yank around v.
55	Phrasals	çekiştirip oradan oraya götürmek	yank around v.
56	Phrasals	oradan oraya koşturup durmak	dart around v.
57	Phrasals	oradan buradan aldığı bilgilerle bir şeyi anlamak/çözmek	glean from v.
58	Phrasals	oradan oraya seyahat etmek	get around v.
59	Phrasals	oradan oraya seyahat etmek/taşınmak	knock about v.
60	Phrasals	oradan oraya gezmek	knock about v.
61	Phrasals	oradan oraya dolaşmak	knock about v.
62	Phrasals	oradan oraya gezmek	knock around v.
63	Phrasals	oradan oraya dolaşmak	knock around v.
64	Phrasals	oradan oraya seyahat etmek/taşınmak	knock around v.
65	Phrasals	oradan oraya çekmek/sürüklemek	pull about v.
66	Phrasals	oradan oraya taşımak	pull about v.
67	Phrasals	birini oradan oraya sürüklemek	pull someone about v.
68	Phrasals	çılgınca oradan oraya dolanmak	jump about v.
69	Phrasals	odağı oradan oraya çevirmek	jump about v.
70	Phrasals	odağı oradan oraya çevirmek	jump around v.
71	Phrasals	bir şeyi oradan oraya tekmelemek/tekmeleyip durmak	kick about v.
72	Phrasals	oradan buradan toplamak	scrape up v.
73	Phrasals	oradan buradan toplamak	scrape up v.
74	Phrasals	oradan oraya sıçramak	pitch around v.
75	Phrasals	oradan oraya çekmek/çekiştirmek	pull round v.
76	Phrasals	oradan oraya sürüklemek	pull round v.
77	Phrasals	oradan oraya taşımak	pull round v.
78	Phrasals	oradan oraya itmek	pull round v.
79	Phrasals	oradan oraya dolaşmak	bob (around) v.
80	Phrasals	oradan oraya koşuşturmak	bomb around v.
81	Phrasals	oradan oraya gidip durmak	bomb around v.
82	Phrasals	oradan oraya gezmek/dolaşmak	bomb around v.
83	Phrasals	oradan oraya atlamak	bounce around v.
84	Phrasals	hızla oradan oraya koşmak	dash across v.
85	Phrasals	oradan oraya sıçramak	dash across v.
86	Phrasals	oradan oraya atlamak	dash across v.
87	Phrasals	bir yerde hızla oradan oraya koşmak	dash across something v.
88	Phrasals	bir yerde oradan oraya sıçramak	dash across something v.
89	Phrasals	bir yerde oradan oraya atlamak	dash across something v.
90	Phrasals	arabayla oradan oraya götürmek/taşımak	ferry around v.
91	Phrasals	bir yerde oradan oraya koşturmak	flutter about something v.
92	Phrasals	bir yerde oradan oraya hareket etmek	flutter about something v.
93	Phrasals	bir yerde oradan oraya koşturmak	flutter around something v.
94	Phrasals	bir yerde oradan oraya hareket etmek	flutter around something v.
95	Phrasals	oradan oraya koşturmak	flutter about v.
96	Phrasals	oradan oraya hareket etmek	flutter about v.
97	Phrasals	(bir yerde) oradan oraya koşturmak	flutter around (something) v.
98	Phrasals	(bir yerde) oradan oraya hareket etmek	flutter around (something) v.
99	Phrasals	oradan oraya koşturmak	fuss around v.
100	Phrasals	etrafında oradan oraya koşuşturmak/gidip gelmek	jockey around v.
101	Phrasals	etrafında oradan oraya koşturmak/göndermek	jockey around v.
102	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyin) içinde oradan oraya götürmek/taşımak	push (someone or something) about in (something) v.
103	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyin) içinde oradan oraya götürmek/taşımak/sürmek	push (someone or something) around in (something) v.
104	Phrasals	(oradan oraya) seyahat etmek	shuttle from (something or some place) to (something or some place) v.
105	Phrasals	(oradan oraya) gidip durmak	shuttle from (something or some place) to (something or some place) v.
106	Phrasals	(oradan oraya) göndermek	shuttle from (something or some place) to (something or some place) v.
107	Phrasals	(oradan oraya) gönderip durmak	shuttle from (something or some place) to (something or some place) v.
108	Phrasals	oradan oraya koşturmak	squirrel around v.
109	Phrasals	(bir şeyde/bir yerde) öfkeyle/bir hışımla oradan oraya yürümek	steam across (something or some place) v.
110	Phrasals	öfkeyle/bir hışımla oradan ayrılmak	steam out v.
111	Phrasals	oradan oraya savurmak	whisk around v.
112	Phrasals	oradan oraya götürüp getirmek	whisk around v.
Phrases
113	Phrases	oradan oraya	backwards and forwards expr.
114	Phrases	oradan buradan	to and fro expr.
Proverb
115	Proverb	üst üste/oradan oraya taşınmanın yangından farkı yok	three moves are as bad as a fire
116	Proverb	üst üste/oradan oraya taşınmak yangın çıkmış kadar çok şeyin kaybolmasına sebebiyet verir	three moves are as bad as a fire
Colloquial
117	Colloquial	hadi oradan	the hell n.
118	Colloquial	oradan oraya göçen kişi	bird of passage n.
119	Colloquial	oradan oraya gezmek/yerleşmek	kick around v.
120	Colloquial	oradan oraya dolaşmak	go walkabout [australia] v.
121	Colloquial	(birini/bir şeyi) oradan oraya göndermek	buffet (someone or something) v.
122	Colloquial	oradan oraya gezmek	hop v.
123	Colloquial	hadi oradan!	bull interj.
124	Colloquial	hadi canım oradan	the cheek of (someone)! [ireland] expr.
125	Colloquial	hadi/haydi oradan	come on expr.
126	Colloquial	hadi oradan!	bite me! expr.
127	Colloquial	hadi be oradan!	get off! expr.
128	Colloquial	hadi oradan!	get stuffed! expr.
129	Colloquial	hadi be oradan!	get outta here! expr.
130	Colloquial	oradan buraya	from pillar to post expr.
131	Colloquial	haydi oradan!	give me a break! expr.
132	Colloquial	haydi oradan!	gimme a break! expr.
133	Colloquial	haydi oradan	go soak yourself expr.
134	Colloquial	haydi oradan!	go soak yourself! expr.
135	Colloquial	haydi oradan	go soak your head expr.
136	Colloquial	hadi oradan	Is that a fact? expr.
137	Colloquial	hadi oradan	(you) could have fooled me expr.
138	Colloquial	hadi oradan	(you) coulda fooled me expr.
139	Colloquial	hadi oradan	could have fooled me expr.
140	Colloquial	hadi oradan	go to [obsolete] expr.
141	Colloquial	oradan oraya	hither and thither/yon expr.
142	Colloquial	hadi oradan	come off it expr.
143	Colloquial	oradan buradan bir sürü şey	this, that, and the other thing expr.
144	Colloquial	hadi oradan!	who does (one) think (one) is fooling? expr.
145	Colloquial	hadi oradan!	who does (one) think (one) is kidding? expr.
146	Colloquial	hadi oradan	get away! exclam.
147	Colloquial	hadi oradan!	go on! exclam.
Idioms
148	Idioms	oradan oraya göçen kişi	a bird of passage n.
149	Idioms	oradan oraya seyahat etme isteği	itchy feet [uk/australia] n.
150	Idioms	bir şeyi çalıp oradan koşarak kaçacak olan suç ortağına/ortaklarına verme	running smobble [obsolete] n.
151	Idioms	başı kesik tavuk gibi oradan oraya koşmak	run about like a headless chicken v.
152	Idioms	başı kesik tavuk gibi oradan oraya koşmak	be running about like a headless chicken v.
153	Idioms	başı kesik tavuk gibi oradan oraya koşmak	be rushing about like a headless chicken v.
154	Idioms	birini oradan oraya koşturmak	send someone from pillar to post v.
155	Idioms	oradan oraya koşmak	run around like a blue arsed fly v.
156	Idioms	karınca gibi oradan oraya koşturmak	rush around like a blue-arsed fly v.
157	Idioms	oradan oraya savrulmak	sway from side to side v.
158	Idioms	oradan oraya koşmak	rush around like a blue arsed fly v.
159	Idioms	karınca gibi oradan oraya koşturmak	run around like a blue-arsed fly v.
160	Idioms	oradan oraya gitmek	do the rounds v.
161	Idioms	oradan oraya yer/pozisyon değiştirmek	play musical chairs v.
162	Idioms	oradan oraya gönderilmek	be pushed from pillar to post v.
163	Idioms	oradan oraya yollanmak	be pushed from pillar to post v.
164	Idioms	oradan oraya seyahat etmek zorunda bırakılmak	be pushed from pillar to post v.
165	Idioms	oradan oraya itilmek	be pushed from pillar to post v.
166	Idioms	oradan oraya gönderilmek	be driven, pushed from pillar to post v.
167	Idioms	oradan oraya yollanmak	be driven, pushed from pillar to post v.
168	Idioms	oradan oraya seyahat etmek zorunda bırakılmak	be driven, pushed from pillar to post v.
169	Idioms	oradan oraya itilmek	be driven, pushed from pillar to post v.
170	Idioms	oradan oraya sürüklenmek	be driven, pushed, from pillar to post v.
171	Idioms	oradan oraya gönderilmek	be driven, pushed, from pillar to post v.
172	Idioms	oradan oraya yollanmak	be driven, pushed, from pillar to post v.
173	Idioms	oradan oraya itilmek	be driven, pushed, from pillar to post v.
174	Idioms	oradan alıp ötekine vermek	be robbing peter to pay paul v.
175	Idioms	başı kesik tavuk gibi oradan oraya koşmak	run about like a chicken with its head cut off v.
176	Idioms	oradan oraya/başıboş şekilde savrulmak	run adrift v.
177	Idioms	oradan oraya koşuşturup işleri halletmeye çalışmak	run around like a headless chicken v.
178	Idioms	panik halinde oradan oraya koşturup işleri tamamlamaya çalışmak	run around like a headless chicken v.
179	Idioms	birini oradan oraya koşturmak	run somebody/something into the ground v.
180	Idioms	oradan oraya koşturmak/göndermek	send from pillar to post v.
181	Idioms	taa oradan/o zamandan/o günlerden buraya/bugünlere	from there to here expr.
182	Idioms	(buradan/oradan) sonrası hep yokuş aşağı	it's all downhill (from here/there) expr.
183	Idioms	(buradan/oradan) sonrası hep daha kötü	it's all downhill (from here/there) expr.
184	Idioms	(buradan/oradan) sonrası hep daha kolay	it's all downhill (from here/there) expr.
Speaking
185	Speaking	çekil oradan!	get away from there! expr.
186	Speaking	hadi oradan!	just who do you think you're kidding? expr.
187	Speaking	haydi oradan	I don't believe you expr.
188	Speaking	hadi oradan	you gotta be kidding me expr.
189	Speaking	hadi be oradan!	you must be kiddin! expr.
190	Speaking	hadi oradan!	just who do you think you're fooling? expr.
191	Speaking	hadi oradan!	get moving! expr.
192	Speaking	hadi oradan!	get out of here! expr.
193	Speaking	oradan hoşlandın mı?	do you like it there? expr.
194	Speaking	oradan hoşlanıyor musun?	do you like it there? expr.
195	Speaking	oradan nefret ediyorsun sanıyordum?	I thought you hated that place? expr.
196	Speaking	oradan nereye gidebilirsin ki?	where can you go from there? expr.
197	Speaking	oradan buradan	this and that expr.
198	Speaking	siktir oradan	fuck you expr.
199	Speaking	burayı oradan daha çok seviyorum	I like it here better than there expr.
Politics
200	Politics	insan haklarına karşı önemli bir tehdit oluşturmadığı düşünülen, oradan yapılan siyasi sığınma başvurularının gereksiz olduğu varsayılan ülkeler listesi	white list n.
Tourism
201	Tourism	kiralanan aracı kiracı tarafından talep edilen yere bırakma veya oradan alma karşılığı alınan ücret	delivery charge n.
Technical
202	Technical	kondenserlerde deniz suyunun verildiği ve oradan borulara geçtiği kısım	water box n.
Computer
203	Computer	bilgisayar oyunlarında oyunun büyük bir kısmı boyunca aynı noktada kalıp oradan geçen diğer oyuncuları vuran oyuncu	camper n.
Aeronautic
204	Aeronautic	şehir içinde yolcuların havaalanına gidip oradan geldikleri bir nevi merkez işlevi gören bina	airport terminal n.
205	Aeronautic	eğlence arayışıyla jet uçağıyla oradan oraya uçan zengin ve sosyal açıdan önemli kişilerden oluşan grup	jet set n.
206	Aeronautic	şehir içinde yolcuların havaalanına gidip oradan geldikleri bir nevi merkez işlevi gören bina	air terminal n.
History
207	History	ortaçağ ingiltere'sinde, bir kişinin ölümüne yol açtığı gerekçesiyle hükümdarlığa ve oradan da dini işlerde kullanılmak üzere kiliseye verilen objeler	deodand n.
Sport
208	Sport	beyzbolda topu üçüncü kaleden ikinciye, oradan birinci kaleye atma	around the horn n.
209	Sport	kayakçıları helikopter ile tepelere bırakılıp oradan aşağı kaymalarını sağlayan bir spor türü	heli-skiing n.
Archaic
210	Archaic	oradan oraya gezen	circumforaneous adj.
211	Archaic	hadi oradan	tilly-vally interj.
212	Archaic	hadi oradan!	go to! expr.
Slang
213	Slang	hadi oradan	baloney interj.
214	Slang	hadi oradan	boloney interj.
215	Slang	hadi oradan	bitch expr.
216	Slang	hadi lan oradan	get the fuck outta here expr.
217	Slang	hadi lan oradan!	get the fuck outta here! expr.
218	Slang	hadi oradan!	my ass! expr.
219	Slang	hadi lan oradan!	my ass! expr.
220	Slang	hadi oradan	fuck off expr.
221	Slang	...mış hadi oradan!	my foot! expr.
222	Slang	...mış hadi oradan!	my ass! expr.
223	Slang	...mış hadi oradan!	my arse! expr.
224	Slang	haydi oradan	and the horse you came in on expr.
225	Slang	haydi oradan	and the horse you rode in on expr.
226	Slang	haydi oradan	fuck you and the horse you came in on expr.
227	Slang	haydi oradan	fuck you and the horse you rode in on expr.
228	Slang	hadi oradan, fotoğraf gönder	pics or gtfo expr.
229	Slang	hadi oradan	in a pig's arse [uk/australia] exclam.
230	Slang	hadi oradan!	like hell! exclam.
231	Slang	hadi oradan!	suck my cock! exclam.
British Slang
232	British Slang	-mış hadi oradan!	my left foot! expr.
Modern Slang
233	Modern Slang	hadi oradan	and your horse expr.
234	Modern Slang	siktir oradan	and your horse expr.