Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
go on!
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Significados de
"go on!"
en diccionario turco inglés : 5 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
go on!
interj.
hadi
Colloquial
2
Colloquial
go on!
expr.
devam!
3
Colloquial
go on!
exclam.
hadi oradan!
4
Colloquial
go on!
exclam.
hadi canım!
5
Colloquial
go on!
exclam.
yok canım!
Significados de
"go on!"
con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Common Usage
1
Common Usage
go on
v.
devam etmek
2
Common Usage
go on a walk
v.
yürüyüşe çıkmak
General
3
General
go bad cop on someone
n.
kötü polis oyunu oynayarak bilgi alma taktiği
4
General
go on a bat
v.
kafayı çekmek
5
General
go on to claim
v.
söylecek denli ileri gitmek
6
General
go on sale
v.
ucuzlamak
7
General
go on foot
v.
yayan gitmek
8
General
go on
v.
yanmak
9
General
go on a walk
v.
yürüyüş yapmak
10
General
go on tour
v.
turneye çıkmak
11
General
go down on one's knees to
v.
ayaklarına kapanmak
12
General
go on the dole
v.
işsizlik yardımı almak
13
General
go on to the finals
v.
finale kalmak
14
General
go on
v.
harcanmak
15
General
go on strike
v.
greve gitmek
16
General
go on a visit to
v.
misafirliğe gitmek
17
General
go on the booze
v.
alem yapmak
18
General
go on incessantly
v.
ardı arkası kesilmemek
19
General
go on a course
v.
staj görmek
20
General
go on
v.
devam etmek
21
General
go back on one's word
v.
sözünden dönmek
22
General
go down on one's knees to somebody
v.
ayaklarına kapanmak
23
General
go on a spree
v.
alem yapmak
24
General
go on foot
v.
tabanvayla gitmek
25
General
go on strike
v.
grev yapmak
26
General
go on
v.
zaman geçmek
27
General
increasingly go on
v.
artarak devam etmek
28
General
go on a holiday
v.
tatile çıkmak
29
General
go on the lam
v.
sıvışmak
30
General
go on the stump
v.
seçim propagandası yapmak
31
General
go on
v.
süregitmek
32
General
go halves on
v.
yarı yarıya paylaşmak
33
General
go on foot
v.
yürüyerek gitmek
34
General
go on a hunger strike
v.
açlık grevine başlamak
35
General
go back on
v.
dönmek
36
General
go on at
v.
azarlamak
37
General
go on the loose
v.
çapkınlık yapmak
38
General
go on shank's mare
v.
tabanvayla gitmek
39
General
go on
v.
çalışmaya başlamak (aygıt)
40
General
go down on one's knees to
v.
diz çökmek
41
General
go on the road
v.
tiyatro topluluğu turneye çıkmak
42
General
go on
v.
bel bağlamak
43
General
go on a diet
v.
perhize başlamak
44
General
go on
v.
güvenmek
45
General
go on the stage
v.
tiyatro oyuncusu olmak
46
General
go back on
v.
caymak
47
General
go on a jaunt
v.
gezmeye gitmek
48
General
go on for
v.
yaklaşmak
49
General
go back on
v.
inkar etmek
50
General
go on
v.
yanmaya başlamak (ışıklar/kalorifer)
51
General
go back on one's promise
v.
sözünden dönmek
52
General
go on shanks's pony
v.
tabanvayla gitmek
53
General
go on a jaunt
v.
dolaşmak
54
General
go on a trip
v.
geziye çıkmak
55
General
go in with someone on
v.
bir şeyde biriyle ortak olmak
56
General
go on
v.
ileri gitmek
57
General
go to school on foot
v.
okula yürüyerek gitmek
58
General
go on
v.
ilerlemek
59
General
go on the black market
v.
karaborsaya düşmek
60
General
go back on someone
v.
birine ihanet etmek
61
General
go on a honeymoon
v.
balayına çıkmak
62
General
go on
v.
olmak
63
General
be too tired to go on
v.
şişmek
64
General
go on a jaunt
v.
gezinti yapmak
65
General
go on attack
v.
atağa kalkmak
66
General
go on trial
v.
hakim karşısına çıkmak
67
General
go on the rampage
v.
kıyameti koparmak
68
General
go on the booze
v.
içki içmek
69
General
go on shank's pony
v.
yürüyerek gitmek
70
General
go on
v.
konuşmaya devam etmek
71
General
go on
v.
çalışmaya başlamak
72
General
go on trial
v.
mahkemelik olmak
73
General
go on at
v.
başının etini yemek
74
General
go on a pilgrimage to mecca
v.
hacca gitmek
75
General
go on an outing
v.
gezintiye çıkmak
76
General
go on the stage
v.
oyuncu olmak
77
General
go on a holiday
v.
tatile gitmek
78
General
go on
v.
dayanmak
79
General
go on
v.
davranmaya devam etmek (belirli bir şekilde)
80
General
go on
v.
gitmek
81
General
go on a diet
v.
rejim yapmak
82
General
go on about
v.
fazlasıyla konuşmak (hakkında)
83
General
go easy on
v.
kıyak geçmek
84
General
go on the rampage
v.
kasıp kavurmak
85
General
go on
v.
geçmek (zaman)
86
General
go on a spree
v.
felekten bir gün çalmak
87
General
go on
v.
yerine geçmek
88
General
go on the stage
v.
tiyatrocu olmak
89
General
go on
v.
sürmek
90
General
go on foot
v.
yaya gitmek
91
General
go on a training course
v.
staj görmek
92
General
go on
v.
gitmek (para)
93
General
go on
v.
olagelmek
94
General
go on about
v.
bıktıracak kadar konuşmak
95
General
go on holiday
v.
tatile çıkmak
96
General
go on an excursion
v.
gezintiye çıkmak
97
General
go on an outing
v.
gezmeye çıkmak
98
General
go on a trip
v.
gezintiye çıkmak
99
General
go on an excursion
v.
tura çıkmak
100
General
go on a journey
v.
yolculuğa çıkmak
101
General
go on a guided tour
v.
rehber eşliğinde geziye çıkmak
102
General
go back on the contract
v.
sözleşmeye sadık kalmamak
103
General
go back on the agreement
v.
anlaşmaya sadık kalmamak
104
General
go back on the contract
v.
sözleşmeyi ihlal etmek
105
General
go back on the agreement
v.
anlaşmayı ihlal etmek
106
General
go out on a limb
v.
birisi için riske girmek
107
General
go back on the agreement
v.
anlaşma bozmak
108
General
go on board the ship
v.
gemiye çıkmak
109
General
go on a diet
v.
rejime başlamak
110
General
go on a diet
v.
diyete başlamak
111
General
go on a diet
v.
diete girmek
112
General
go on board the ship
v.
gemiye binmek
113
General
go on the internet
v.
internete girmek
114
General
go on strike
v.
grev kararı almak
115
General
go on a tour
v.
geziye gitmek
116
General
go on a trip
v.
geziye gitmek
117
General
go back on the agreement
v.
anlaşmaya uymamak
118
General
go on
v.
yer almak
119
General
go on
v.
sürdürmek
120
General
go on with
v.
-e devam etmek
121
General
go on the razzle-dazzle
v.
alem yapmak
122
General
go on
v.
dayanmak (bir işi sürdürebilmek için bir söze/kanıta)
123
General
go on a cruise
v.
vapurla geziye çıkmak
124
General
go on to the next level
v.
kademe atlamak
125
General
go on to the next stage
v.
kademe atlamak
126
General
go on pilgrimage
v.
hacca gitmek
127
General
go on pilgrimage
v.
hacı olmak
128
General
go on pilgrimage
v.
hac ziyareti gerçekleştirmek
129
General
go on television
v.
televizyona çıkmak
130
General
go on an election tour
v.
seçim gezisine çıkmak
131
General
go on an election tour
v.
seçim turuna çıkmak
132
General
go on a diet
v.
rejime girmek
133
General
go on a diet
v.
perhize girmek
134
General
go on a date
v.
birisiyle çıkmak
135
General
go on a hike
v.
(arazide vb) yürüyüşe çıkmak
136
General
go on a date
v.
biriyle çıkmak
137
General
go to someone's house on the pretense of buying their car
v.
arabasına müşteriymişim gibi evine gitmek
138
General
go on with his/her life
v.
yaşamını sürdürmek
139
General
go on the left side of something
v.
bir şeyin solundan gitmek
140
General
go on a media blitz
v.
yoğun bir tanıtım kampanyası başlatmak
141
General
go on to claim that
v.
...diyecek/iddia edecek kadar ileriye gitmek
142
General
can't go on
v.
devam edememek
143
General
not able to go on
v.
devam edememek
144
General
go out on patrol
v.
devriyeye çıkmak
145
General
go away on its own
v.
(acı/ağrı) kendiliğinden geçmek
146
General
go away on its own
v.
(acı/ağrı) kendi kendine geçmek
147
General
go on full alert
v.
tam alarma geçmek
148
General
be/go out on the town
v.
şehre eğlenmeye gitmek
149
General
go on the roller coaster
v.
(lunapark) hız trenine/eğlence trenine binmek
150
General
went on (go on)
v.
devam etmek
151
General
go a little heavy on the eye makeup
v.
göz makyajını biraz abartmak
152
General
go on leave
v.
izne çıkmak
153
General
go on leave
v.
izne ayrılmak
154
General
go to school on time
v.
okula zamanında gitmek
155
General
go on a school trip
v.
okul gezisine çıkmak
156
General
go on an adventure
v.
maceraya atılmak
157
General
go on a picnic
v.
pikniğe gitmek
158
General
go on lunch break
v.
öğle tatiline girmek
159
General
go on lunch break
v.
öğle arasına girmek
160
General
go on a sightseeing tour
v.
şehir turuna çıkmak
161
General
go away on holiday
v.
tatile gitmek
162
General
go away on holiday
v.
tatile çıkmak
163
General
go to bed on time
v.
zamanında uyumak
164
General
go on a nature walk
v.
doğaya yürüyüşe çıkmak
165
General
go on a nature walk
v.
doğa yürüyüşüne çıkmak
166
General
go on a diet
v.
diyete girmek
167
General
go on a diet
v.
diyete girmek
168
General
go out on the balcony
v.
balkona çıkmak
169
General
go one on one
v.
teke tek mücadele etmek
170
General
go back on
v.
terk etmek
171
General
be on the go
v.
birtakım işlerle meşgul olmak
172
General
on the go
adj.
faal
173
General
on the go
adj.
gittikçe kötüleşmekte
174
General
on-the-go
adj.
çok meşgul
175
General
on-the-go
adj.
hareket halinde
176
General
on the go
adv.
faaliyette
177
General
on the go
adv.
iş başında
178
General
on the go
adv.
harekette
179
General
on the go
adv.
gittikçe
180
General
go on
interj.
haydaa
181
General
go on
interj.
ya yürü git
182
General
go on
interj.
yok ya
183
General
go on
interj.
hadi ya
Phrasals
184
Phrasals
go back on
v.
bir sözü tutamamak
185
Phrasals
go back on
v.
caymak
186
Phrasals
go on to
v.
(site vb) girmek
187
Phrasals
go back on
v.
(sözü yerine getirmekten) geri kalmak
188
Phrasals
go on to
v.
... yaparak devam etmek
189
Phrasals
go back on
v.
vazgeçmek
190
Phrasals
go off on
v.
sazı eline almak
191
Phrasals
go off on
v.
uzun uzun konuşmak/anlatmak
192
Phrasals
go off on
v.
uzun uzadıya anlatmak
193
Phrasals
go off on
v.
birine patlamak
194
Phrasals
go off on
v.
birini haşlamak
195
Phrasals
go off on
v.
birine fırça atmak
196
Phrasals
go off on
v.
birini azarlamak
197
Phrasals
go off on
v.
birini paylamak
198
Phrasals
go off on
v.
bir anda birine çok sinirlenmek
199
Phrasals
go on (and on) (about someone or something)
v.
(biri/bir şey hakkındaki konuyu) uzattıkça uzatmak
200
Phrasals
go on (and on) (about someone or something)
v.
(biri/bir şey hakkında) konuştukça konuşmak
201
Phrasals
go on (and on) (about someone or something)
v.
(biri/bir şey hakkında) uzun uzadıya konuşmak
202
Phrasals
go on (and on) (about someone or something)
v.
(biri/bir şey hakkındaki konuyu) sündürdükçe sündürmek
203
Phrasals
go on (and on) (about someone or something)
v.
(biri/bir şey hakkında) bıktırana kadar konuşmak
204
Phrasals
go on (at someone)
v.
(birine) çıkışmak
205
Phrasals
go on (at someone)
v.
(birini) azarlamak
206
Phrasals
go on (at someone)
v.
(birinin) üstüne varmak/gitmek
207
Phrasals
go on something
v.
bir şeye başlamak
208
Phrasals
go on something
v.
bir şey olmak
209
Phrasals
go on something
v.
bir bilgiyle harekete geçmek
210
Phrasals
go back (on)
v.
fikrini değiştirmek
211
Phrasals
go back (on)
v.
söylediklerini veya yaptıklarını inkar etmek
212
Phrasals
go back on
v.
yetersiz kalmak
213
Phrasals
go back on
v.
başarısız olmak
214
Phrasals
go on
v.
hareket etmek
215
Phrasals
go on
v.
davranmak
216
Phrasals
go on
v.
giyilebilir olmak
217
Phrasals
go on
v.
bağırıp çağırmak
218
Phrasals
go on
v.
kıyameti koparmak
219
Phrasals
go on
v.
sahneye çıkmak
220
Phrasals
go on
v.
krikette topu yuvarlamaya başlamak
221
Phrasals
go back on (something)
v.
(bir şeyden) dönmek
222
Phrasals
go back on (something)
v.
(verdiği bir sözden) dönmek
223
Phrasals
go back on (something)
v.
(bir şeyden) caymak
224
Phrasals
go in on (something)
v.
(bir şeyi) paylaşmak
225
Phrasals
go in on (something)
v.
(bir şeye/şeyde) ortak olmak
226
Phrasals
go in on (something)
v.
(bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
227
Phrasals
go in on (something)
v.
(bir şeye) ortak girişmek
228
Phrasals
go in with someone (on something)
v.
(biriyle bir şeyde) ortak olmak
229
Phrasals
go in with someone (on something)
v.
(biriyle bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
230
Phrasals
go in with someone (on something)
v.
(biriyle bir şeye) ortaklaşa girişmek/girmek
231
Phrasals
go off on (something)
v.
(bir konuda) sazı eline almak
232
Phrasals
go off on (something)
v.
(bir konuda) uzun uzun konuşmak/anlatmak
233
Phrasals
go off on (something)
v.
(bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak
234
Phrasals
go off on (something)
v.
(bir konuda) hararetli bir şekilde konuşmak
235
Phrasals
go on something
v.
bir şeye girmek/başlamak
236
Phrasals
go on something
v.
bir şey üzerinden aksiyon almak/harekete geçmek
237
Phrasals
go on (doing something)
v.
(bir şey yapmakta) ısrar etmek
238
Phrasals
go on (doing something)
v.
(bir şey yapmakta) inat etmek
239
Phrasals
go on (doing something)
v.
inatla/ısrarla (bir şey yapmayı) sürdürmek
240
Phrasals
go on (doing something)
v.
(bir şey yapmaya) devam etmek
241
Phrasals
go on (doing something)
v.
(bir şey yapmayı) sürdürmek
242
Phrasals
go on about someone/something
v.
birini/bir şeyi göklere çıkartmak
243
Phrasals
go on about someone/something
v.
birini/bir şeyi övdükçe övmek
244
Phrasals
go on at (one)
v.
(birinin) kafasını ütülemek
245
Phrasals
go on at (one)
v.
(birinin) başının etini yemek
246
Phrasals
go on at (one)
v.
(birine) söylenip durmak
247
Phrasals
go on at (one)
v.
(birine) çıkışmak
248
Phrasals
go on at (one)
v.
(birini) azarlamak
249
Phrasals
go on at (one)
v.
(birinin) üstüne varmak/gitmek
250
Phrasals
go on before
v.
önünde gitmek
251
Phrasals
go on before
v.
önünden gitmek
252
Phrasals
go on before
v.
önde/önden gitmek
253
Phrasals
go on before (someone)
v.
(birinden) önce ölmek
254
Phrasals
go on before (someone)
v.
(birinden) önce gitmek(ölmek)
255
Phrasals
go on to (something)
v.
(daha iyi bir şeye/seviyeye) ilerlemek
256
Phrasals
go on to (something)
v.
(daha iyi bir şeye/seviyeye) doğru devam etmek/ilerlemek
257
Phrasals
go on to (something)
v.
(daha iyi bir şeye/seviyeye) ulaşmak
258
Phrasals
go on to (something)
v.
(daha iyi bir seviyeye) gelmek
259
Phrasals
go on with (something)
v.
(bir şeye) devam etmek
260
Phrasals
go on with (something)
v.
(bir şeyi) sürdürmek
Phrases
261
Phrases
go easy on yourself
expr.
kendine yüklenme
Proverb
262
Proverb
do not let the sun go down on your anger
öfkeni yarına taşıma
263
Proverb
do not let the sun go down on your wrath
öfkeni yarına taşıma
264
Proverb
do not let the sun go down on your anger
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
265
Proverb
do not let the sun go down on your wrath
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
266
Proverb
let not the sun go down on your wrath
öfkeni yarına taşıma
267
Proverb
let not the sun go down on your wrath
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
268
Proverb
never let the sun go down on your anger
öfkeni yarına taşıma
269
Proverb
never let the sun go down on your anger
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
270
Proverb
never let the sun go down on your anger
yatağa öfkeli/küs girme
271
Proverb
never let the sun go down on your anger
öfkeyle/küs uyuma
Colloquial
272
Colloquial
go a bundle on
v.
bayılmak
273
Colloquial
go a bundle on
v.
çok beğenmek
274
Colloquial
go on a kill-crazy rampage
v.
katliam yapmak
275
Colloquial
go on (and on) about (something)
v.
(bir şeyi) uzattıkça uzatmak
276
Colloquial
go on (and on) about (something)
v.
(bir şey) hakkında konuştukça konuşmak
277
Colloquial
go on (and on) about (something)
v.
(bir şey) hakkında uzun uzadıya konuşmak
278
Colloquial
go on (and on) about (something)
v.
(bir konuyu) sündürdükçe sündürmek
279
Colloquial
go on (and on) about (something)
v.
(bir şey) hakkında bıktırana kadar konuşmak
280
Colloquial
go on (and on) about someone/something
v.
birini/bir şeyi göklere çıkartmak
281
Colloquial
go on (and on) about someone/something
v.
birini/bir şeyi övdükçe övmek
282
Colloquial
go on and on
v.
sürekli devam etmek
283
Colloquial
go on and on
v.
durmadan konuşmak
284
Colloquial
go on and on
v.
konuştukça konuşmak
285
Colloquial
go on and on
v.
devam ettikçe etmek
286
Colloquial
go on and on
v.
uzadıkça uzamak
287
Colloquial
go on and on
v.
uzattıkça uzatmak
288
Colloquial
go on and on
v.
bıktırana kadar sürmek/konuşmak
289
Colloquial
go on and on
v.
bitmek bilmemek
290
Colloquial
go on and on
v.
çok uzun sürmek
291
Colloquial
go on and on
v.
sürdükçe sürmek
292
Colloquial
go on and on
v.
sonsuza kadar sürdürmek
293
Colloquial
go on and on
v.
hiç bitmeyecekmiş gibi olmak
294
Colloquial
go on and on
v.
durmaksızın devam etmek
295
Colloquial
go on about something
v.
lafı uzatmak
296
Colloquial
go on about something
v.
lafı sündürmek
297
Colloquial
go on about something
v.
kafa şişirmek
298
Colloquial
go on about something
v.
kafa ütülemek
299
Colloquial
go on about something
v.
kafa açmak
300
Colloquial
go on about something
v.
bıktırana kadar konuşmak/anlatmak
301
Colloquial
go on at somebody
v.
birinin üstüne varmak
302
Colloquial
go on at somebody
v.
birinin üstüne gitmek
303
Colloquial
go on at somebody
v.
başının etini yemek
304
Colloquial
go on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek
305
Colloquial
go easy on someone
v.
birine hoşgörülü olmak
306
Colloquial
go easy on someone
v.
birine yumuşak davranmak
307
Colloquial
go easy on someone
v.
birine nazik davranmak
308
Colloquial
go easy on something
v.
bir şeyi az miktarda kullanmak
309
Colloquial
go easy on something
v.
bir şeyi abartmamak
310
Colloquial
go slow (on something)
v.
(bir şeyi) ağırdan almak
311
Colloquial
go on at somebody (to do something)
v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
312
Colloquial
unable to go on
adj.
devam edemeyecek/edemez durumda
313
Colloquial
unable to go on
adj.
sürdüremeyecek/sürdüremez durumda
314
Colloquial
go straight on
expr.
bu yoldan dümdüz git
315
Colloquial
on your mark-get set-go!
expr.
hazır ol . . . başla!
316
Colloquial
on the go
expr.
koşturmaca içinde
317
Colloquial
go there and see what's going on
expr.
oraya gidip ne olup bittiğine bak
318
Colloquial
on your mark-get set-go
expr.
yerlerinize . . . hazır . . . başla!
319
Colloquial
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) bütün gün konuşabilir
320
Colloquial
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) uzun uzadıya konuşabilir
321
Colloquial
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) durmadan konuşabilir
322
Colloquial
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) sonsuza kadar konuşabilir
323
Colloquial
go on then
expr.
olur
324
Colloquial
go on then
expr.
tabii
325
Colloquial
go on then
expr.
kabul
326
Colloquial
go on then
expr.
tamam o zaman
327
Colloquial
go on then
expr.
olur o zaman
328
Colloquial
go on then
expr.
devam et
329
Colloquial
go on then
expr.
devam et o zaman
330
Colloquial
on your marks, get ˌset, go!
expr.
yerlerinize . . . hazır . . . başla!
331
Colloquial
on your marks, get ˌset, go!
expr.
hazır ol . . . başla!
Idioms
332
Idioms
go on the stage
v.
oyunculuk kariyerine başlamak
333
Idioms
go on the stage
v.
sahneye çıkmak
334
Idioms
go light on
v.
aşırıya kaçmadan kullanmak
335
Idioms
go back on
v.
geri dönmek
336
Idioms
go back on
v.
bırakmak
337
Idioms
go back on
v.
ihanet etmek
338
Idioms
have a light bulb go on in (one's) brain
v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
339
Idioms
have a light bulb go on in (one's) brain
v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
340
Idioms
have a light bulb go on (in (one's) head)
v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
341
Idioms
have a light bulb go on (in (one's) head)
v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
342
Idioms
go on line [us]
v.
devreye girmek
343
Idioms
go on line [us]
v.
faaliyet göstermeye başlamak
344
Idioms
go on line [us]
v.
çalışır hale gelmek
345
Idioms
go on line [us]
v.
işlemek
346
Idioms
go on line [us]
v.
kullanılmaya başlamak
347
Idioms
go on line [us]
v.
faaliyet göstermek
348
Idioms
go on line [us]
v.
tam kapasiteyle çalışmaya başlamak
349
Idioms
go on line [us]
v.
kullanıma hazır olmak
350
Idioms
go on line [us]
v.
piyasaya sürülmek
351
Idioms
go on about something
v.
lafı uzatmak
352
Idioms
go on about something
v.
kafa şişirmek
353
Idioms
go on about something
v.
kafa ütülemek
354
Idioms
go on about something
v.
baş şişirmek/kafa açmak
355
Idioms
go on about something
v.
vır vır etmek
356
Idioms
go on the block
v.
açık artırmaya çıkmak
357
Idioms
go out on the razzle
v.
alem yapmak
358
Idioms
go out on the town
v.
alem yapmak
359
Idioms
go out on a spree
v.
alem yapmak
360
Idioms
go on a bender
v.
alem yapmaya gitmek
361
Idioms
go out on the tiles
v.
alemlere/ortamlara akmak
362
Idioms
go back on the deal
v.
anlaşmada geri adım atmak
363
Idioms
go back on the deal
v.
anlaşmadan caymak
364
Idioms
go on a binge
v.
aşırıya kaçmak
365
Idioms
go light on
v.
aşırıya kaçmamak
366
Idioms
go on an errand
v.
ayak işi yapmak
367
Idioms
go down on someone's knees
v.
ayaklarına kapanmak
368
Idioms
go easy on
v.
birisini yatıştırmak
369
Idioms
go on before someone
v.
birisinin önünde gitmek
370
Idioms
go on a binge
v.
bokunu çıkarmak
371
Idioms
go easy on
v.
birisini yumuşatmak
372
Idioms
go out on a limb
v.
başını derde sokmak
373
Idioms
go off on a sidetrack
v.
bambaşka bir alana geçmek
374
Idioms
go off on a sidetr
v.
bambaşka bir alana geçmek
375
Idioms
not go a bundle on something
v.
beğenmemek
376
Idioms
go on before someone
v.
birisinden daha önce ölmek
377
Idioms
go on a bat
v.
bütün gece içmek
378
Idioms
go out on a high note
v.
başarıyla bitirmek
379
Idioms
go to town on something
v.
bir şeyi tüm enerjisiyle yapmak
380
Idioms
go on the rampage
v.
dağıtmak
381
Idioms
go on the rampage
v.
çığırından çıkmak
382
Idioms
go on the rampage
v.
cinleri tepesinde olmak
383
Idioms
go down on one's knees
v.
diz çökmek
384
Idioms
go on for ages
v.
çok uzun sürmek
385
Idioms
go on a rampage
v.
dinden imandan çıkmak
386
Idioms
go on for an age
v.
çok uzun sürmek
387
Idioms
go on a rampage
v.
çileden çıkmak
388
Idioms
go down on one's knees
v.
dizleri üzerine çökmek
389
Idioms
go cold on
v.
hevesini almak
390
Idioms
go cold on
v.
hevesini yitirmek
391
Idioms
go out on the town
v.
felekten bir gece çalmak
392
Idioms
go out on a spree
v.
felekten bir gece çalmak
393
Idioms
go cold on
v.
hevesini kaybetmek
394
Idioms
go on a fool's errand
v.
gereksiz/boş bir işe girmek/girişmek
395
Idioms
go out on strike
v.
greve gitmek
396
Idioms
go on a bat
v.
feneri söndürmek
397
Idioms
go easy on
v.
huyuna gitmek
398
Idioms
go on the offensive
v.
hücuma geçmek
399
Idioms
go out on strike
v.
grev yapmak
400
Idioms
not go a bundle on something
v.
hoşlanmamak
401
Idioms
go out on the town
v.
içip eğlenmek
402
Idioms
go out on a spree
v.
içip eğlenmek
403
Idioms
go cold on
v.
isteğini yitirmek
404
Idioms
go light on
v.
idareli kullanmak
405
Idioms
go out on a high note
v.
iyi biçimde bitirmek
406
Idioms
go light on
v.
ılımlı davranmak
407
Idioms
go out on a high note
v.
layıkıyla bitirmek
408
Idioms
go on a rampage
v.
oraya buraya saldırmak
409
Idioms
go easy on
v.
kullanırken dikkatli olmak
410
Idioms
go off on a tangent
v.
konuyu saptırmak
411
Idioms
go out on a limb
v.
kolu kanadı kırılmak
412
Idioms
go on a pub crawl
v.
o bar senin bu bar benim gezmek
413
Idioms
go easy on
v.
kullanırken ölçülü olmak
414
Idioms
go on the rampage
v.
kıyameti koparmak
415
Idioms
go on to a better land
v.
ölmek
416
Idioms
go off on a sidetr
v.
konudan sapmak
417
Idioms
go on a bat
v.
kafayı çekmek
418
Idioms
go off on a sidetrack
v.
konudan sapmak
419
Idioms
go off on a tangent
v.
konudan sapmak
420
Idioms
go on the block
v.
müzayedeye çıkmak
421
Idioms
go on record
v.
resmi olarak beyan etmek/açıklamak
422
Idioms
go on the rampage
v.
siniri tepesinde olmak
423
Idioms
go back on one's pledge
v.
sözünden dönmek
424
Idioms
go back on one's word
v.
sözünde durmamak
425
Idioms
go out on a limb
v.
riske girmek
426
Idioms
go back on one's word
v.
sözünden dönmek
427
Idioms
go back on one's promise
v.
sözünden dönmek
428
Idioms
go on the defensive
v.
savunmaya çekilmek
429
Idioms
go back on one's word
v.
sözünü tutmamak
430
Idioms
go out on a limb
v.
riski göze almak
431
Idioms
go light on
v.
sert davranmamak
432
Idioms
go on a rampage
v.
tepesi atmak
433
Idioms
go on for an age
v.
(neredeyse) bir asır/asırlarca sürmek
434
Idioms
go on for ages
v.
(neredeyse) bir asır/asırlarca sürmek
435
Idioms
go on the blink
v.
(makine vb) bozulmak
436
Idioms
go on a rampage
v.
zıvanadan çıkmak
437
Idioms
be on the go
v.
(bir) koşturmaca/hay huy içinde olmak/geçmek
438
Idioms
go to the wall on something
v.
(sonu ne olursa olsun) her türlü riski alarak sonuna kadar götürmek
439
Idioms
go on hiatus
v.
(dizi/program yayını) tatile girmek
440
Idioms
go light on
v.
üstüne fazla gitmemek
441
Idioms
go on the rampage
v.
zıvanadan çıkmak
442
Idioms
go to town on something
v.
(bir şeye) tüm enerjisini vermek
443
Idioms
go on the blink
v.
(makine vb) arıza yapmak
444
Idioms
go green on someone
v.
birine sırtını dönmek
445
Idioms
go green on someone
v.
birine düşman olmak
446
Idioms
go green on someone
v.
birinden uzaklaşmak
447
Idioms
go green on someone
v.
birine karşı olmak
448
Idioms
go green on someone
v.
birine sinirlenmek
449
Idioms
go green on someone
v.
birine kızmak
450
Idioms
go off on a tangent
v.
konunun dışına çıkmak
451
Idioms
go off on a tangent
v.
konuyu alakasız bir yere getirmek
452
Idioms
go on relief
v.
(mali) yardım almak
453
Idioms
go on relief
v.
bir kurumdan ihtiyaç yardımı almak
454
Idioms
go on relief
v.
bir kurumdan yoksulluk yardımı almak
455
Idioms
go on the prowl
v.
(özellikle seks için bir partner) arayışında olmak
456
Idioms
go on the prowl
v.
yatağa atacak birini aramak
457
Idioms
go on the prowl
v.
birini düşürmeye çalışmak (bardan kadın/adam düşürmek)
458
Idioms
go on the prowl
v.
bir şeyi/birini aramaya başlamak
459
Idioms
go on the prowl
v.
bir şeyin/birinin arayışına girmek
460
Idioms
be/go on the prowl
v.
sinsice yiyecek avına çıkmak (hayvan)
461
Idioms
be/go on the prowl
v.
ava çıkmak
462
Idioms
be/go on the prowl
v.
sinsice dolaşmak
463
Idioms
be/go on the prowl
v.
sinsi sinsi dolaşmak
464
Idioms
be/go on the prowl
v.
kol gezmek
465
Idioms
go on the rocks
v.
maddi zorluğa düşmek
466
Idioms
go on the rocks
v.
maddi durumu birden bozulmak
467
Idioms
go on the rocks
v.
geçim sıkıntısına düşmek
468
Idioms
go on the rocks
v.
dara düşmek
469
Idioms
go on the sick list
v.
hastalanmak
470
Idioms
go on the sick list
v.
sağlığı bozulmak
471
Idioms
go on the sick list
v.
rahatsızlanmak
472
Idioms
go on tick [uk]
v.
krediyle almak
473
Idioms
go on tick [uk]
v.
borçla almak
474
Idioms
go on tick [uk]
v.
veresiye almak
475
Idioms
go on welfare
v.
(mali) yardım almak
476
Idioms
go on welfare
v.
bir kurumdan ihtiyaç yardımı almak
477
Idioms
go on welfare
v.
bir kurumdan yoksulluk yardımı almak
478
Idioms
go one-on-one with (someone)
v.
(biriyle) teke tek karşılaşmak
479
Idioms
go one-on-one with (someone)
v.
(biriyle) bire bir karşılaşmak
480
Idioms
go soft on (someone)
v.
(birine) yumuşak davranmak
481
Idioms
go soft on (someone)
v.
(birine) nazik davranmak
482
Idioms
go soft on (someone)
v.
(birinin) üstüne fazla gitmemek
483
Idioms
go soft on (someone)
v.
(birini) alttan almak
484
Idioms
have something on the go [uk/australia]
v.
yapım aşamasında olan bir şeyi olmak
485
Idioms
have something on the go [uk/australia]
v.
yapımı devam eden bir şeyi olmak
486
Idioms
have something on the go [uk/australia]
v.
devam etmekte olan bir şeyi olmak
487
Idioms
have something on the go [uk/australia]
v.
sürmekte olan bir şeyi olmak
488
Idioms
have something on the go [uk/australia]
v.
üzerinde çalışılmaya devam edilen bir şeyi olmak
489
Idioms
have something on the go [uk/australia]
v.
üzerinde uğraşmaya devam edilen bir şeyi olmak
490
Idioms
have something on the go [uk/australia]
v.
halen/şu an devam etmekte olan bir şeyi olmak
491
Idioms
not go nap on [obsolete] [australia]
v.
tasvip etmemek
492
Idioms
not go nap on [obsolete] [australia]
v.
desteklememek
493
Idioms
not go nap on [obsolete] [australia]
v.
onaylamamak
494
Idioms
not go nap on [obsolete] [australia]
v.
uygun bulmamak
495
Idioms
not go nap on [obsolete] [australia]
v.
hoşlanmamak
496
Idioms
not go nap on [australia]
v.
pek meraklı olmamak
497
Idioms
not go nap on [australia]
v.
pek düşkün olmamak
498
Idioms
not go nap on [australia]
v.
pek önem vermemek
499
Idioms
not go nap on [australia]
v.
pek aldırmamak
500
Idioms
not go nap on [australia]
v.
pek umursamamak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of go on!
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy