patch - Turco Inglés Diccionario
Historia

patch

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "patch" en diccionario turco inglés : 26 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
patch n. yama
General
patch n. leke
patch n. benek
patch n. arazi parçası
patch n. parça
patch n. plaster
patch n. toprak parçası
patch n. arsa
patch n. ek
patch n. herhangi bir malzemeden küçük bir parça
patch n. onarma
patch v. yama vurmak
patch v. yamalamak
patch v. eğreti bir şekilde tamir etmek
patch v. yama yapmak
patch v. yamamak
Technical
patch n. herhangi bir malzemeden küçük bir parça
Computer
patch n. yama
patch v. yamamak
Telecom
patch n. yama
Automotive
patch n. lastik temas alanı
patch n. yama
Medical
patch v. eklemek
Statistics
patch n. parça
Military
patch n. yama
Hunting
patch n. namlu temizleme bezi

Significados de "patch" con otros términos en diccionario inglés turco: 325 resultado(s)

Inglés Turco
General
bramble patch n. dikenlik
thorn patch n. dikenlik
patch pocket n. dıştan cep
vegetable patch n. sebze parçası
blackberry patch n. böğürtlenlik
patch cord n. ara kablo
vegetable patch n. sebze bahçesi
bald patch n. kel bölge/alan
interior patch n. iç yama
vegetable patch n. bostan
vegetable patch n. sebzelik
soul patch n. cücük sakal
cabbage patch doll n. lahana bebek
nicotine patch n. nikotin bandı
patch up v. onarmak
go through a difficult patch v. çok çile çekmek
patch something together v. bir şeyi eğreti bir şekilde tamir etmek
patch things up v. aradaki anlaşmazlığı gidermek
patch something up v. bir şeyi eğreti bir şekilde tamir etmek
patch someone up v. birinin yaralarını tedavi etmek
patch together v. tamir etmek
patch up v. birleştirmek
put a patch on v. yama vurmak
put a patch v. yama vurmak
patch carpet v. halı yamamak
a patch of adj. ufak bir parça
Phrasals
patch up v. çözümlemek
patch up v. onarmak
patch up v. ortadan kaldırmak
patch someone through v. (telefon/radyo programı) bağlamak
patch together v. farklı parçaları bir araya getirerek bir şey yapmak
patch together v. farklı parçalardan bir şey oluşturmak
patch together v. acilen kafada bir şey tasarlamak
patch together v. hızlıca kafada bir şey kurmak
patch together v. apar topar bir şey uydurmak
patch together v. şipşak kafasında bir şey kurmak
Colloquial
oil patch n. petrol endüstrisi
oil patch n. petrol sanayii
oil patch n. doğal gaz endüstrisi
oil patch n. doğal gaz sanayii
oil patch n. yağ üreten bir bölge
oil patch n. yağ üreticisi olan bir bölge
patch a pair of jeans v. pantolon yamamak
Idioms
a lean patch n. kötü bir dönem
a lonely little petunia in an onion patch n. bataklıktaki çiçek
purple patch n. bir kompozisyondaki abartılı/karmaşık bölüm
a purple patch n. bir kompozisyondaki abartılı/karmaşık bölüm
a lean patch n. başarısızlıklarla dolu dönem
a lonely little petunia in an onion patch n. bir ortamda sırıtma
purple patch n. tutarsız yazı
a purple patch n. tutarsız yazı
a lonely little petunia in an onion patch n. ait hissetmediğin yerde bulunma
purple patch n. talihli dönem
a lonely little petunia in an onion patch n. bir ortama yakışmama
purple patch n. şanslı dönem
a lonely little petunia in an onion patch n. kel alaka olma
cross-patch n. huysuz kimse
cross-patch n. ters adam
rough patch n. zor ve problemli dönem
a rough patch n. zor bir dönem
a rough patch n. problemli bir dönem
a rough patch n. can sıkıcı bir dönem
a rough patch n. sıkıntılı bir dönem
patch someone up v. ayakta tedavi etmek/uygulamak
patch someone up v. ayaküstü tedavi etmek
go through a bad patch v. başına bir iş gelmek
strike a bad patch v. başı dara düşmek
patch someone up v. düzeltmek
hit a bad patch v. çıkmaza girmek
patch someone up v. iyileştirmek
patch a quarrel up v. kavgaya son vermek
go through a bad patch v. talihi ters gitmek
not be a patch on someone v. tırnağı bile olamamak
patch someone up v. yarasını tedavi etmek
patch someone up v. (hastaya) ilk müdahaleyi yapmak
patch a quarrel up v. (tartışan/kavga eden tarafları) barıştırmak
go through/hit a sticky patch v. tatsızlık/zorluk yaşamak
go through/hit a sticky patch v. tatsız/zorlu bir döneme girmek
go through/hit a sticky patch v. berbat bir döneme girmek
go through/hit a sticky patch v. tatsız/zor zamanlar yaşamak
go through/hit a sticky patch v. sıkıntılı/zor bir dönemde olmak
go through/hit a sticky patch v. güç bir dönemde olmak
go through/hit a sticky patch v. sıkıntılı/zor bir dönem geçiriyor olmak
go through/hit a sticky patch v. güç bir dönem geçiriyor olmak
go through/hit a sticky patch v. zorluk/güçlük çekmek
go through/hit a sticky patch v. yokluk/cefa çekmek
go through/hit a sticky patch v. sıkıntı çekmek
go through/hit a sticky patch v. dara/sıkıntıya düşmek
hit a sticky patch v. tatsızlık/zorluk yaşamak
hit a sticky patch v. tatsız/zorlu bir döneme girmek
hit a sticky patch v. berbat bir döneme girmek
hit a sticky patch v. tatsız/zor zamanlar yaşamak
hit a sticky patch v. sıkıntılı/zor bir dönemde olmak
hit a sticky patch v. güç bir dönemde olmak
hit a sticky patch v. sıkıntılı/zor bir dönem geçiriyor olmak
hit a sticky patch v. güç bir dönem geçiriyor olmak
hit a sticky patch v. zorluk/güçlük çekmek
hit a sticky patch v. yokluk/cefa çekmek
hit a sticky patch v. sıkıntı çekmek
hit a sticky patch v. dara/sıkıntıya düşmek
go through a lean patch v. kötü bir dönemden geçmek
go through a lean patch v. kötü bir dönem yaşamak
go through a lean patch v. başarısızlıklarla dolu bir önem yaşamak
go through a lean patch v. gerileme dönemi yaşamak
go through a lean patch v. çöküş dönemi yaşamak
go through a rough patch v. zor bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. problemli bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. can sıkıcı bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. sıkıntılı bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. zor bir dönemden geçmek
go through a rough patch v. problemli bir dönemden geçmek
go through a rough patch v. can sıkıcı bir dönemden geçmek
go through a rough patch v. sıkıntılı bir dönemden geçmek
go through a rough patch v. zor bir dönem yaşamak
go through a rough patch v. problemli bir dönem yaşamak
go through a rough patch v. can sıkıcı bir dönem yaşamak
go through a rough patch v. sıkıntılı bir dönem yaşamak
go through a sticky patch v. zor bir dönem geçirmek
go through a sticky patch v. problemli bir dönem geçirmek
go through a sticky patch v. can sıkıcı bir dönem geçirmek
go through a sticky patch v. sıkıntılı bir dönem geçirmek
go through a bad/sticky patch v. zor bir dönemde olmak
go through a bad/sticky patch v. zor bir dönemden geçmek
hit a bad/sticky patch v. zor bir döneme girmek
have a lean patch v. kötü bir dönemde olmak
have a lean patch v. kötü bir dönem geçirmek
have a lean patch v. başarısız bir dönemde olmak
have a lean patch v. başarısız bir dönem geçirmek
have a lean patch v. düşüş döneminde olmak
have a lean patch v. performansının düşük olduğu bir dönemde olmak
have a lean patch v. performansının düşük olduğu bir dönem geçirmek
have a rough patch v. zor bir dönemde olmak
have a rough patch v. zor bir dönem geçirmek
have a rough patch v. sıkıntılı bir dönemde olmak
have a rough patch v. sıkıntılı bir dönem geçirmek
have a rough patch v. sorunlu bir dönemde olmak
have a rough patch v. sorunlu bir dönem geçirmek
be not a patch on v. tırnağı bile olmamak
be not a patch on v. eline su dökememek
go through a sticky patch v. zor bir dönemde olmak
go through a sticky patch v. zor bir dönemden geçmek
go through a bad patch v. zor bir dönemde olmak
go through a bad patch v. zor bir dönemden geçmek
hit a bad patch v. zor bir dönemde olmak
hit a bad patch v. zor bir dönemden geçmek
hit a sticky patch v. zor bir dönemde olmak
hit a sticky patch v. zor bir dönemden geçmek
have a purple patch v. şanslı döneminde olmak
not be a patch on somebody/something [uk] v. birinin/bir şeyin eline su dökememek
not be a patch on somebody/something [uk] v. birinin/bir şeyin tırnağı bile olamamak
not be a patch on somebody/something [uk] v. birinin/bir şeyin yanından bile geçememek
patch a quarrel up v. kavgaya son vermek
patch a quarrel up v. kavga etmeyi bırakmak
patch a quarrel up v. (tartışan/kavga eden tarafları) barıştırmak
patch a quarrel up v. barışmak
patch a quarrel up v. uzlaştırmak/uzlaşmak
patch a quarrel up v. anlaşmazlığı gidermek
patch the quarrel up v. kavgaya son vermek
patch the quarrel up v. kavga etmeyi bırakmak
patch the quarrel up v. (tartışan/kavga eden tarafları) barıştırmak
patch the quarrel up v. barışmak
patch the quarrel up v. uzlaştırmak/uzlaşmak
patch the quarrel up v. anlaşmazlığı gidermek
patch one's quarrel up v. kavgaya son vermek
patch one's quarrel up v. kavga etmeyi bırakmak
patch one's quarrel up v. (tartışan/kavga eden tarafları) barıştırmak
patch one's quarrel up v. barışmak
patch one's quarrel up v. uzlaştırmak/uzlaşmak
patch one's quarrel up v. anlaşmazlığı gidermek
patch up a quarrel up v. kavgaya son vermek
patch up a quarrel up v. kavga etmeyi bırakmak
patch up a quarrel up v. (tartışan/kavga eden tarafları) barıştırmak
patch up a quarrel up v. barışmak
patch up a quarrel up v. uzlaştırmak/uzlaşmak
patch up a quarrel up v. anlaşmazlığı gidermek
patch up the quarrel up v. kavgaya son vermek
patch up the quarrel up v. kavga etmeyi bırakmak
patch up the quarrel up v. (tartışan/kavga eden tarafları) barıştırmak
patch up the quarrel up v. barışmak
patch up the quarrel up v. uzlaştırmak/uzlaşmak
patch up the quarrel up v. anlaşmazlığı gidermek
patch up one's quarrel up v. kavgaya son vermek
patch up one's quarrel up v. kavga etmeyi bırakmak
patch up one's quarrel up v. (tartışan/kavga eden tarafları) barıştırmak
patch up one's quarrel up v. barışmak
patch up one's quarrel up v. uzlaştırmak/uzlaşmak
patch up one's quarrel up v. anlaşmazlığı gidermek
tear up the pea patch [obsolete] v. eğlencenin dibine vurmak
not a patch on expr. eline su dökemez
on (one's) home patch expr. (birinin) kendi yerinde
on (one's) home patch expr. (birinin) kendi alanında
on (one's) home patch expr. (birinin) kendi sahasında
on (one's) home patch expr. (birinin) kendi evinde
on (one's) home patch expr. (birinin) aşina/alışık olduğu bir alanda
on (one's) home patch expr. (birinin) kendi alanında
on (one's) home patch expr. (birinin) ilgisi/tecrübesi olan bir alanda
not a patch on (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) eline su dökemez
not a patch on (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) tırnağı bile olamaz
not a patch on (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) yanından bile geçemez
Technical
patch bay n. bağlantı paneli
patch panel n. bağlantı panosu
patch panel n. bağlantı paneli
patch field n. bağlantı paneli
bitumen patch n. bitümlü yama
hose patch n. çarık (itfaiyecilik)
cinder patch n. cüruf yaması
cinder patch n. curuf deliği sıvaması
cinder patch n. curuf yaması
patch block n. destek plakası
patch panel n. dağıtım panosu
patch bolt n. dikiş cıvatası
electronic patch panel n. elektronik bağlantı panosu
patch panel n. fiş panosu
volumetric patch technique n. hacimsel yama tekniği
hard patch n. kalıcı veya sabit onarım
cinder patch n. kırıntı yaması
patch stop n. noktasal durduraç
hard patch n. sert yama
pickle patch n. yapışık tufal
soft patch n. yumuşak yama
Computer
patch notes n. yama notları
patch cord n. ara kablo
patch panel n. bağlantı panosu
patch count n. düzeltme paketi numarası
patch count n. düzeltme eki sayısı
electronic patch panel n. elektronik bağlantı panosu
patch code n. eklenmiş kod
security patch n. güvenlik yaması
line patch mismatch n. hat yaması uyuşmazlığı
user patch n. kullanıcı ilave proramı
user patch n. kullanıcı ilave programı
patch management n. yama yönetimi
patch lib n. yama kitaplığı
apply patch expr. düzeltme uygula
patch unavailable expr. yama kullanılamıyor
Informatics
patch cord n. ara kablo
patch panel n. bağlantı panosu
patch cord n. bağlantı kablosu
electronic patch panel n. elektronik bağlantı panosu
program patch n. program yaması
Telecom
patch board n. bağlantı kartı
patch panel n. bağlantı panosu
patch cord n. bağlantı kablosu
patch cable n. çoklu optik ara bağlantı kablosu
electronic patch panel n. elektronik bağlantı panosu
patch cord n. ışıksal ara bağlantı kablosu
patch cable n. ışıksal ara bağlantı kablosu
fiber patch module n. lif yamalama modülü
patch cable n. optik ara bağlantı kablosu
patch cord n. optik ara bağlantı kablosu
patch antenna n. parçalı anten
digital primary patch bay n. sayısal ana bağlantı yuvası
patch cord n. yamalama kablosu
patch and test facility n. yama ve test tesisi
patch antenna n. yamalı anten
Textile
patch pocket n. dıştan vurmalı cep
elbow patch n. dirsek yaması
patch pocket n. yama cep
Construction
quickset concrete patch n. çabuk katılaşır beton yama
cinder patch n. cüruf yaması
portland-cement based patch n. çimentolu yama
patch cord cables n. yama kiriş kabloları
Automotive
balance patch n. balans yaması
backing patch n. destek yaması
plug patch n. mantar yama
tire patch n. lastik yaması
tire patch n. lastik yaması
patch area n. lastik temas alanı
hot patch n. sıcak yama
cold patch n. soğuk yama
cold patch n. soğuk yama
hot patch n. sıcak yama
contact patch n. temas izi
contact patch n. temas alanı
adhesive patch n. yapışkan yama
patch panel n. yama paneli
contact patch n. yola temas alanı
Aeronautic
eta patch n. eta bicimi yama
channel patch n. oluk yama
finger patch n. şerit yama
all directional patch n. yuvarlak yanma
Marine
soft patch n. gemi gövdesindeki kırık veya deliği kapatmak için kullanılan conta
Medical
nicotine patch n. nikotin bandı
nicotine patch n. deriden az miktarda nikotin emilimi sağlayan bant
patch test n. alerji deneyi
european standard patch test series n. avrupa standart yama testi serisi
dacron patch leakage n. dakron yama kaçağı
skin-patch test n. deri yama testi
diet patch n. diyet bandı
epidural blood patch treatment n. epidural kan yaması tedavisi
gauze patch n. gazlı bez
eye patch n. göz bandı
two-layered synthetic patch application n. iki tabaka sentetik yama uygulaması
heat patch n. ısı bandı
heart patch n. kalp yaması
patch clamp techniques n. patch kenetleme tekniği
transannular patch n. transannular yama
nicotine patch therapy n. transdermal nikotin bantı tedavisi
transdermal patch n. transdermal flaster
patch test n. yama testi
diet patch n. zayıflama bandı
estradiol patch n. östradiol bandı
estradiol patch n. östrojen bandı
Pathology
peyer's patch n. peyer plakları
peyer's patch n. ince bağırsak duvarını çevreleyen oval lenf folikülü plakaları
Pharmaceutics
transdermal patch n. yakı
skin patch n. yakı
Physics
piezoelectric patch n. piezoelektrik yama
Botanic
brier patch n. çalı yığını
brier patch n. çalı
brier patch n. dikenli çalı
brown patch n. (çim) kahverengi yama hastalığı
Agriculture
truck patch n. bostan
patch budding n. yama göz aşı tekniği
Environment
beta patch n. beta yaması
great pacific garbage patch n. büyük pasifik çöp alanı
great pacific garbage patch n. pasifik çöp girdabı
Geography
patch grove n. wisconsin eyaletinde yerleşim yeri
Geology
patch reef n. yama resifi
Military
shoulder patch n. omuzda taşınan birlik işareti
Cinema
blooping patch n. ek gürültüsü
Ornithology
powder-down patch n. (bazı kuşlarda) diğer tüyleri temizleyebilen pudramsı salgıya sahip dağınık tüylerden oluşan bölge
Slang
oil patch n. abd petrol endüstrisi
soul patch n. dudak altındaki sakal
Star Wars
old patch n. eski yama