patch - Turc Anglais Dictionnaire

patch

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "patch" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 79 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
patch n. yama
The new patch removed the glitch from the software.
Yeni yama yazılımdaki hatayı ortadan kaldırdı.

More Sentences
General
patch n. leke
Or you may have white patches on only one side of your body.
Veya vücudunuzun yalnızca bir tarafında beyaz lekeler olabilir.

More Sentences
patch n. parça
He was lying down on a patch of grass in the park.
Parkta bir çim parçasının üzerine uzanmıştı.

More Sentences
patch n. bahçe
Nowadays, people are renting fruit and vegetable patches as a hobby.
Günümüzde insanlar hobi olarak meyve ve sebze bahçeleri kiralıyor.

More Sentences
patch n. bant
It is believed that most of the pirates wore eye patches.
Korsanların çoğunun göz bandı taktığına inanılıyor.

More Sentences
patch n. amblem
She sewed a patch of her favourite group on her jacket.
Ceketinin üzerine en sevdiği grubun bir amblemini dikti.

More Sentences
patch v. yama yapmak
My mother had to patch my pants.
Annem pantolonuma yama yapmak zorunda kaldı.

More Sentences
patch v. yamamak
We patched the hole in the floor.
Yerdeki deliği yamadık.

More Sentences
Computer
patch n. yama
A homeless man wearing trousers with patches asked for some food.
Yamalı pantolon giyen evsiz bir adam biraz yiyecek istedi.

More Sentences
patch v. yamamak
My mother had to patch my pants.
Annem pantolonumu yamamak zorunda kaldı.

More Sentences
Telecom
patch n. yama
These patches are usually several centimeters or less.
Bu yamalar genellikle birkaç santimetre veya daha azdır.

More Sentences
Automotive
patch n. yama
These patches are often several centimeters or less.
Bu yamalar genellikle birkaç santimetre veya daha azdır.

More Sentences
Statistics
patch n. parça
There were only a few patches of vegetation near the river.
Nehir kenarında sadece birkaç parça bitki örtüsü vardı.

More Sentences
Military
patch n. yama
These patches are generally several centimeters or less.
Bu yamalar genellikle birkaç santimetre veya daha azdır.

More Sentences
General
patch n. benek
patch n. arazi parçası
patch n. plaster
patch n. toprak parçası
patch n. arsa
patch n. ek
patch n. herhangi bir malzemeden küçük bir parça
patch n. onarma
patch n. soytarı
patch n. dekoratif makyaj bandı
patch n. küçük toprak parçası
patch n. kıyafetlere dikilen kurum amblemi
patch n. maskara
patch n. takma ben
patch n. toprak mahsulü
patch n. dalkavuk
patch n. yara bandı
patch n. yetkilinin/kuruluşun sorumluluğundaki bölge
patch n. palyaço
patch n. cilt üzerinden emilen madde içeren disk
patch n. mıntıka
patch n. ahmak kimse
patch n. göz bandı
patch n. sersem kimse
patch n. göz yaması
patch n. budala kimse
patch n. yaralı göz üzerine takılan koruyucu
patch n. budala kimse
patch n. yaralı göz üzerine takılan koruyucu
patch n. görünümü bütünden farklı olan küçük toprak parçası
patch n. genelden farklı görünen küçük zemin
patch n. elbise yaması
patch n. elbiseye dikilen süs
patch n. elbiseye dikilen rozet
patch n. askeri üniformaya takılan amblem
patch n. askeri üniformaya takılan apolet
patch n. yüzen düzensiz küçük buz kütlesi
patch n. fok sürüsü
patch n. (tüfek mermisi tıkacı olarak kullanılan) yağlı veya nemli kumaş parçası
patch n. mermi çekirdeği üzerindeki sert metal kaplama
patch n. rengi veya yapısı diğer normal dokulardan ayrılan sınırlı vücut bölümü
patch n. baskı levhası bölümünün değiştirilmesi
patch n. eşit kimse
patch n. birbirine denk şey
patch n. karşılaştırılabilir bileşen
patch n. iletişim sistemindeki geçici bağlantı
patch n. bilgisayar sistemindeki geçici küçük düzeltme
patch n. bilgisayar sistemindeki geçici küçük değişiklik
patch n. avukat
patch n. gezen avukat
patch n. mermi yaması
patch v. yamalamak
patch v. yama vurmak
patch v. eğreti bir şekilde tamir etmek
patch v. yama yaparak birleştirmek
patch v. kırk yama modeli yapmak
Technical
patch n. herhangi bir malzemeden küçük bir parça
patch v. (bilgisayar programına) yama yapmak
patch v. geçici olarak bağlanmak
patch v. (mermiyi) yama ile kapatmak
patch v. (devre) yama kablosu ile bağlamak
patch v. geçici olarak bir iletişim sistemine bağlamak
Automotive
patch n. lastik temas alanı
Medical
patch v. eklemek
Hunting
patch n. namlu temizleme bezi

Sens de "patch" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 346 résultat(s)

Anglais Turc
General
vegetable patch n. sebze bahçesi
Tom carefully transplanted the tiny tomato seedlings into his vegetable patch.
Tom sebze bahçesine minik domates fidelerini dikkatlice dikti.

More Sentences
Idioms
a rough patch n. zor bir dönem
Tom's been going through a rough patch lately.
Tom son zamanlarda zor bir dönemden geçiyor.

More Sentences
Computer
patch management n. yama yönetimi
Customers will be looking for innovative and easy ways to stay current with patch management tools.
Müşteriler, yama yönetimi araçlarıyla güncel kalmanın yenilikçi ve kolay yollarını arayacaklar.

More Sentences
patch notes n. yama notları
Here are the patch notes and everything that’s new.
İşte yama notları ve yeni olan her şey.

More Sentences
Medical
patch test n. yama testi
To be on the safe side, do a patch test before applying the oil to your face.
Güvenli tarafta olmak için, yağı yüzünüze uygulamadan önce bir yama testi yapın.

More Sentences
General
bramble patch n. dikenlik
thorn patch n. dikenlik
patch pocket n. dıştan cep
vegetable patch n. sebze parçası
blackberry patch n. böğürtlenlik
patch cord n. ara kablo
bald patch n. kel bölge/alan
interior patch n. iç yama
vegetable patch n. bostan
vegetable patch n. sebzelik
soul patch n. cücük sakal
cabbage patch doll n. lahana bebek
nicotine patch n. nikotin bandı
a bad patch n. zor zaman
patch [dialect] n. huysuz kimse
patch [uk] n. sarkacın tek salınım hareketi
patch ice n. deniz üzerinde yer alan buz birikintileri
patch-up n. yama yapma
a bad patch n. sıkıntılı zaman
patch-up n. onarma
patch [uk] n. dönem
patch [dialect] n. geçimsiz kimse
patch [uk] n. süre
patch [uk] n. müddet
patch [uk] n. periyot
patch together v. tamir etmek
patch up v. birleştirmek
put a patch on v. yama vurmak
put a patch v. yama vurmak
patch something together v. bir şeyi eğreti bir şekilde tamir etmek
patch up v. onarmak
go through a difficult patch v. çok çile çekmek
patch things up v. aradaki anlaşmazlığı gidermek
patch something up v. bir şeyi eğreti bir şekilde tamir etmek
patch someone up v. birinin yaralarını tedavi etmek
patch carpet v. halı yamamak
patch up v. anlaşmaya varmak
patch up v. mutabık kalmak
patch up v. anlaşmak
a patch of adj. ufak bir parça
patch-up adj. yama yapılmış
patch-up adj. yamalı
Phrasals
patch up v. onarmak
patch up v. ortadan kaldırmak
patch up v. çözümlemek
patch someone through v. (telefon/radyo programı) bağlamak
patch together v. farklı parçalardan bir şey oluşturmak
patch together v. apar topar bir şey uydurmak
patch together v. hızlıca kafada bir şey kurmak
patch together v. şipşak kafasında bir şey kurmak
patch together v. acilen kafada bir şey tasarlamak
patch together v. farklı parçaları bir araya getirerek bir şey yapmak
Colloquial
oil patch n. yağ üreten bir bölge
oil patch n. petrol endüstrisi
oil patch n. doğal gaz sanayii
oil patch n. doğal gaz endüstrisi
oil patch n. yağ üreticisi olan bir bölge
oil patch n. petrol sanayii
patch [australia] n. motorsiklet kulübü sembolü
patch [australia] n. motorsiklet çetesi sembolü
patch a pair of jeans v. pantolon yamamak
Idioms
cross-patch n. ters adam
cross-patch n. huysuz kimse
rough patch n. zor ve problemli dönem
a lonely little petunia in an onion patch n. bataklıktaki çiçek
a lean patch n. kötü bir dönem
purple patch n. bir kompozisyondaki abartılı/karmaşık bölüm
a purple patch n. bir kompozisyondaki abartılı/karmaşık bölüm
a lonely little petunia in an onion patch n. bir ortamda sırıtma
a lean patch n. başarısızlıklarla dolu dönem
purple patch n. tutarsız yazı
a purple patch n. tutarsız yazı
purple patch n. talihli dönem
a lonely little petunia in an onion patch n. ait hissetmediğin yerde bulunma
purple patch n. şanslı dönem
a lonely little petunia in an onion patch n. bir ortama yakışmama
a lonely little petunia in an onion patch n. kel alaka olma
a rough patch n. can sıkıcı bir dönem
a rough patch n. sıkıntılı bir dönem
a rough patch n. problemli bir dönem
go through a bad patch v. talihi ters gitmek
go through a bad patch v. başına bir iş gelmek
not be a patch on someone v. tırnağı bile olamamak
strike a bad patch v. başı dara düşmek
hit a bad patch v. çıkmaza girmek
patch a quarrel up v. (tartışan/kavga eden tarafları) barıştırmak
patch a quarrel up v. kavgaya son vermek
patch someone up v. ayakta tedavi etmek/uygulamak
patch someone up v. ayaküstü tedavi etmek
patch someone up v. (hastaya) ilk müdahaleyi yapmak
patch someone up v. iyileştirmek
patch someone up v. yarasını tedavi etmek
patch someone up v. düzeltmek
hit a sticky patch v. tatsız/zorlu bir döneme girmek
hit a sticky patch v. güç bir dönemde olmak
hit a sticky patch v. sıkıntı çekmek
hit a sticky patch v. sıkıntılı/zor bir dönemde olmak
hit a sticky patch v. güç bir dönem geçiriyor olmak
hit a sticky patch v. zorluk/güçlük çekmek
go through/hit a sticky patch v. sıkıntılı/zor bir dönemde olmak
go through/hit a sticky patch v. zorluk/güçlük çekmek
hit a sticky patch v. berbat bir döneme girmek
go through/hit a sticky patch v. tatsız/zor zamanlar yaşamak
go through/hit a sticky patch v. dara/sıkıntıya düşmek
hit a sticky patch v. dara/sıkıntıya düşmek
go through/hit a sticky patch v. güç bir dönemde olmak
go through/hit a sticky patch v. güç bir dönem geçiriyor olmak
hit a sticky patch v. yokluk/cefa çekmek
hit a sticky patch v. sıkıntılı/zor bir dönem geçiriyor olmak
go through/hit a sticky patch v. berbat bir döneme girmek
go through/hit a sticky patch v. tatsız/zorlu bir döneme girmek
hit a sticky patch v. tatsız/zor zamanlar yaşamak
hit a sticky patch v. tatsızlık/zorluk yaşamak
go through/hit a sticky patch v. yokluk/cefa çekmek
go through/hit a sticky patch v. sıkıntılı/zor bir dönem geçiriyor olmak
go through/hit a sticky patch v. sıkıntı çekmek
go through/hit a sticky patch v. tatsızlık/zorluk yaşamak
go through a lean patch v. başarısızlıklarla dolu bir önem yaşamak
go through a lean patch v. gerileme dönemi yaşamak
go through a lean patch v. çöküş dönemi yaşamak
go through a lean patch v. kötü bir dönemden geçmek
go through a rough patch v. zor bir dönemden geçmek
go through a lean patch v. kötü bir dönem yaşamak
go through a rough patch v. problemli bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. sıkıntılı bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. zor bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. can sıkıcı bir dönem geçirmek
go through a bad/sticky patch v. zor bir dönemden geçmek
go through a rough patch v. zor bir dönem yaşamak
go through a rough patch v. sıkıntılı bir dönem yaşamak
go through a sticky patch v. zor bir dönem geçirmek
go through a sticky patch v. problemli bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. problemli bir dönemden geçmek
go through a sticky patch v. sıkıntılı bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. can sıkıcı bir dönem yaşamak
go through a rough patch v. can sıkıcı bir dönemden geçmek
go through a rough patch v. sıkıntılı bir dönemden geçmek
go through a bad/sticky patch v. zor bir dönemde olmak
hit a bad/sticky patch v. zor bir döneme girmek
go through a sticky patch v. can sıkıcı bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. problemli bir dönem yaşamak
have a lean patch v. kötü bir dönem geçirmek
have a lean patch v. başarısız bir dönemde olmak
have a lean patch v. performansının düşük olduğu bir dönemde olmak
have a lean patch v. kötü bir dönemde olmak
have a lean patch v. düşüş döneminde olmak
have a lean patch v. başarısız bir dönem geçirmek
have a rough patch v. sorunlu bir dönem geçirmek
have a rough patch v. sıkıntılı bir dönem geçirmek
have a rough patch v. sorunlu bir dönemde olmak
have a rough patch v. sıkıntılı bir dönemde olmak
have a rough patch v. zor bir dönemde olmak
have a rough patch v. zor bir dönem geçirmek
have a lean patch v. performansının düşük olduğu bir dönem geçirmek
be not a patch on v. tırnağı bile olmamak
be not a patch on v. eline su dökememek
go through a sticky patch v. zor bir dönemden geçmek
hit a sticky patch v. zor bir dönemde olmak
go through a sticky patch v. zor bir dönemde olmak
go through a bad patch v. zor bir dönemde olmak
hit a sticky patch v. zor bir dönemden geçmek
hit a bad patch v. zor bir dönemden geçmek
go through a bad patch v. zor bir dönemden geçmek
hit a bad patch v. zor bir dönemde olmak
have a purple patch v. şanslı döneminde olmak
not be a patch on somebody/something [uk] v. birinin/bir şeyin eline su dökememek
not be a patch on somebody/something [uk] v. birinin/bir şeyin tırnağı bile olamamak
not be a patch on somebody/something [uk] v. birinin/bir şeyin yanından bile geçememek
patch the quarrel up v. (tartışan/kavga eden tarafları) barıştırmak
patch one's quarrel up v. barışmak
patch up one's quarrel up v. kavga etmeyi bırakmak
patch up the quarrel up v. uzlaştırmak/uzlaşmak
patch up the quarrel up v. barışmak
patch one's quarrel up v. (tartışan/kavga eden tarafları) barıştırmak
patch up a quarrel up v. barışmak
patch up one's quarrel up v. barışmak
patch a quarrel up v. kavga etmeyi bırakmak
patch one's quarrel up v. uzlaştırmak/uzlaşmak
patch up a quarrel up v. (tartışan/kavga eden tarafları) barıştırmak
patch up one's quarrel up v. (tartışan/kavga eden tarafları) barıştırmak
patch the quarrel up v. anlaşmazlığı gidermek
patch up the quarrel up v. (tartışan/kavga eden tarafları) barıştırmak
patch a quarrel up v. uzlaştırmak/uzlaşmak
patch up the quarrel up v. anlaşmazlığı gidermek
patch up a quarrel up v. kavga etmeyi bırakmak
patch one's quarrel up v. anlaşmazlığı gidermek
patch the quarrel up v. uzlaştırmak/uzlaşmak
patch a quarrel up v. kavgaya son vermek
patch the quarrel up v. barışmak
patch up one's quarrel up v. kavgaya son vermek
patch up one's quarrel up v. uzlaştırmak/uzlaşmak
patch a quarrel up v. barışmak
patch one's quarrel up v. kavga etmeyi bırakmak
patch up a quarrel up v. kavgaya son vermek
patch a quarrel up v. (tartışan/kavga eden tarafları) barıştırmak
patch up a quarrel up v. uzlaştırmak/uzlaşmak
patch one's quarrel up v. kavgaya son vermek
patch the quarrel up v. kavga etmeyi bırakmak
patch the quarrel up v. kavgaya son vermek
patch up a quarrel up v. anlaşmazlığı gidermek
patch up the quarrel up v. kavgaya son vermek
patch a quarrel up v. anlaşmazlığı gidermek
patch up the quarrel up v. kavga etmeyi bırakmak
patch up one's quarrel up v. anlaşmazlığı gidermek
tear up the pea patch [obsolete] v. eğlencenin dibine vurmak
go through a difficult patch v. zor dönemden geçmek
not a patch on expr. eline su dökemez
on (one's) home patch expr. (birinin) kendi yerinde
on (one's) home patch expr. (birinin) ilgisi/tecrübesi olan bir alanda
on (one's) home patch expr. (birinin) aşina/alışık olduğu bir alanda
on (one's) home patch expr. (birinin) kendi alanında
on (one's) home patch expr. (birinin) kendi evinde
on (one's) home patch expr. (birinin) kendi alanında
on (one's) home patch expr. (birinin) kendi sahasında
not a patch on (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) eline su dökemez
not a patch on (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) yanından bile geçemez
not a patch on (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) tırnağı bile olamaz
Technical
hard patch n. sert yama
patch panel n. fiş panosu
bitumen patch n. bitümlü yama
hard patch n. kalıcı veya sabit onarım
soft patch n. yumuşak yama
patch panel n. dağıtım panosu
patch bolt n. dikiş cıvatası
cinder patch n. cüruf yaması
cinder patch n. kırıntı yaması
electronic patch panel n. elektronik bağlantı panosu
patch panel n. bağlantı panosu
cinder patch n. curuf yaması
cinder patch n. curuf deliği sıvaması
patch block n. destek plakası
pickle patch n. yapışık tufal
patch stop n. noktasal durduraç
volumetric patch technique n. hacimsel yama tekniği
patch panel n. bağlantı paneli
patch field n. bağlantı paneli
patch bay n. bağlantı paneli
hose patch n. çarık (itfaiyecilik)
Computer
user patch n. kullanıcı ilave proramı
user patch n. kullanıcı ilave programı
security patch n. güvenlik yaması
electronic patch panel n. elektronik bağlantı panosu
line patch mismatch n. hat yaması uyuşmazlığı
patch panel n. bağlantı panosu
patch lib n. yama kitaplığı
patch count n. düzeltme eki sayısı
patch count n. düzeltme paketi numarası
patch code n. eklenmiş kod
patch cord n. ara kablo
apply patch expr. düzeltme uygula
patch unavailable expr. yama kullanılamıyor
Informatics
electronic patch panel n. elektronik bağlantı panosu
patch cord n. bağlantı kablosu
program patch n. program yaması
patch panel n. bağlantı panosu
patch cord n. ara kablo
Telecom
patch cable n. ışıksal ara bağlantı kablosu
patch cord n. optik ara bağlantı kablosu
patch cord n. ışıksal ara bağlantı kablosu
patch cable n. optik ara bağlantı kablosu
patch panel n. bağlantı panosu
patch cord n. bağlantı kablosu
electronic patch panel n. elektronik bağlantı panosu
patch board n. bağlantı kartı
patch cable n. çoklu optik ara bağlantı kablosu
patch antenna n. yamalı anten
digital primary patch bay n. sayısal ana bağlantı yuvası
fiber patch module n. lif yamalama modülü
patch cord n. yamalama kablosu
patch antenna n. parçalı anten
patch and test facility n. yama ve test tesisi
Textile
patch pocket n. dıştan vurmalı cep
elbow patch n. dirsek yaması
patch pocket n. yama cep
Construction
cinder patch n. cüruf yaması
portland-cement based patch n. çimentolu yama
quickset concrete patch n. çabuk katılaşır beton yama
patch cord cables n. yama kiriş kabloları
Furniture
patch quilt [ireland] n. kırk yama modeli yorgan
Automotive
adhesive patch n. yapışkan yama
contact patch n. yola temas alanı
hot patch n. sıcak yama
cold patch n. soğuk yama
tire patch n. lastik yaması
tire patch n. lastik yaması
backing patch n. destek yaması
hot patch n. sıcak yama
patch panel n. yama paneli
plug patch n. mantar yama
cold patch n. soğuk yama
contact patch n. temas alanı
balance patch n. balans yaması
patch area n. lastik temas alanı
contact patch n. temas izi
Aeronautic
eta patch n. eta bicimi yama
channel patch n. oluk yama
all directional patch n. yuvarlak yanma
finger patch n. şerit yama
Marine
soft patch n. gemi gövdesindeki kırık veya deliği kapatmak için kullanılan conta
Medical
transdermal patch n. transdermal flaster
diet patch n. zayıflama bandı
diet patch n. diyet bandı
patch test n. alerji deneyi
dacron patch leakage n. dakron yama kaçağı
transannular patch n. transannular yama
eye patch n. göz bandı
nicotine patch therapy n. transdermal nikotin bantı tedavisi
heart patch n. kalp yaması
two-layered synthetic patch application n. iki tabaka sentetik yama uygulaması
patch clamp techniques n. patch kenetleme tekniği
european standard patch test series n. avrupa standart yama testi serisi
skin-patch test n. deri yama testi
epidural blood patch treatment n. epidural kan yaması tedavisi
heat patch n. ısı bandı
gauze patch n. gazlı bez
nicotine patch n. deriden az miktarda nikotin emilimi sağlayan bant
nicotine patch n. nikotin bandı
estradiol patch n. östrojen bandı
estradiol patch n. östradiol bandı
Pathology
peyer's patch n. ince bağırsak duvarını çevreleyen oval lenf folikülü plakaları
peyer's patch n. peyer plakları
Pharmaceutics
skin patch n. yakı
transdermal patch n. yakı
Physics
piezoelectric patch n. piezoelektrik yama
Botanic
brier patch n. çalı yığını
brier patch n. çalı
brier patch n. dikenli çalı
brown patch n. (çim) kahverengi yama hastalığı
Agriculture
patch budding n. yama göz aşı tekniği
truck patch n. bostan
Environment
beta patch n. beta yaması
great pacific garbage patch n. büyük pasifik çöp alanı
great pacific garbage patch n. pasifik çöp girdabı
Geography
patch grove n. wisconsin eyaletinde yerleşim yeri
Geology
patch reef n. yama resifi
Military
shoulder patch n. omuzda taşınan birlik işareti
Cinema
blooping patch n. ek gürültüsü
Ornithology
powder-down patch n. (bazı kuşlarda) diğer tüyleri temizleyebilen pudramsı salgıya sahip dağınık tüylerden oluşan bölge
Slang
soul patch n. dudak altındaki sakal
oil patch n. abd petrol endüstrisi
Star Wars
old patch n. eski yama