taraflar - Turco Inglés Diccionario
Historia

taraflar



Significados de "taraflar" en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)

Turco Inglés
General
taraflar the parties n.
taraflar parties n.
taraflar pro n.
Law
taraflar parties n.

Significados de "taraflar" con otros términos en diccionario inglés turco: 61 resultado(s)

Turco Inglés
General
akit taraflar contracting parties n.
sözleşmeyi imzalayan taraflar parties that have signed the contract n.
sözleşmeyi imzalayan taraflar signatories n.
sözleşmeyi imzalayan taraflar signatories of the contract n.
sözleşmeyi imzalayan taraflar contracting parties n.
sözleşmeyi imzalayan taraflar signatories to the contract n.
savaş halindeki taraflar warring parties n.
ilgili taraflar arasındaki işlemler trancastions between related parties n.
taraflar arasında uzlaşma sağlamak temporize v.
taraflar arasında uzlaşma sağlamak temporise v.
Phrases
ayrı ayrı taraf birlikte taraflar olarak anılacaklardır may hereafter be referred to individually as a party and collectively as the parties expr.
iyi taraflar good sides expr.
kötü taraflar bad sides expr.
Idioms
karşıt taraflar arası çekişme a straight fight n.
kavgalı taraflar the hatfields and the mccoys n.
düşman taraflar the hatfields and the mccoys n.
aralarında husumet olan taraflar the hatfields and the mccoys n.
birbirine düşman olarak ayrışan taraflar the hatfields and the mccoys n.
müdahil olmadan taraflar arasındaki soruna çözüm aramak hold the ring v.
müdahil olmadan taraflar arasındaki soruna çözüm aramak hold the ring v.
(anlaşamayan taraflar) ikiye bölünmek/ayrılmak split something down the middle v.
Trade/Economic
akit taraflar contracting parties n.
gizli taraflar secret parts n.
ilgili taraflar interested parties n.
iyi taraflar merit n.
ilgili tüm taraflar all parties concerned n.
ilişkili taraflar related parties n.
ilgili taraflar stakeholders n.
ilgili taraflar related parties n.
sözleşen taraflar the parties n.
sözleşmeyi imzalayan taraflar signatories to the agreement n.
tazmin edilen taraflar indemnified parties n.
üçüncü taraflar third parties n.
taraflar aşağıdaki şekilde mutabakata varmış bulunmaktadır the parties hereto hereby agree as follows expr.
Law
aynı taraflar arasında başka bir davanın görülmekte olduğunu belirten defi plea of another action pending n.
aynı taraflar arasında yine aynı konuda görülmekte bulunan diğer bir dava another action pending between the same parties n.
akdeden taraflar contracting parties n.
akit taraflar contracting parties n.
gizli taraflar secret parts n.
haksız fiilden doğan tazminat hakkı ile ilgili taraflar arasında varılan anlaşma hükümlerinin yerine getirilmesi accord and satisfaction n.
ilgili taraflar concerned parties n.
sözleşmenin sadece imzalandığı taraflar arasında hüküm ifade etmesi prensibi privity of contract n.
uluslararası hukukta imzalanan antlaşmaların sadece antlaşmayı imzalayan taraflar için hüküm doğurması, üçüncü kişilere bir hak ya da yükümlülük yüklememesi pacta tertiis nec nocent nec prosunt n.
akit taraflar contracting parties n.
söz konusu sözleşmenin taraflar arasındaki eksiksiz ve nihai anlaşma olduğunu belirten hüküm integration clause n.
mahkemede dava kararının belirlenmesinde taraflar arasındaki vatandaşların çeşitliliği diversity n.
varlık devri hususunda taraflar arasındaki ihtilafı sonlandıran anlaşma fine n.
taraflar arasındaki bir yükümlülüğün yerine getirilmesini talep etmek tender v.
anlaşmazlığı mahkemeye gidilmeden taraflar arasında çözebilen out-of-court adj.
Politics
çatışan taraflar conflicting parties n.
çatışan taraflar conflicted parties n.
ilgili taraflar concerned parties n.
katılımcı taraflar co-contracting parties n.
müzakere eden taraflar negotiating parties n.
siyasal bir anlaşmazlıkta rakip olan taraflar case parties n.
sosyal taraflar social partners n.
yüksek akit taraflar high conracting parties n.
âkit taraflar contracting parties n.
yüksek akit taraflar high contracting parties n.
Military
zayıf taraflar vulnerabilities n.
askeri güçlerin taraflar arasındaki tansiyonun yükseldiği bölgede şiddeti önleyecek şekilde konuşlandırılması preventive deployment n.