Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Historia
up against
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Significados de
"up against"
en diccionario turco inglés : 2 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
up against
prep.
-e karşı
2
General
up against
prep.
ile mücadele halinde
Significados de
"up against"
con otros términos en diccionario inglés turco: 314 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
run up against somebody
v.
karşılaşmak
2
General
run up against somebody
v.
rastlamak
3
General
rub up against
v.
rastlaşmak
4
General
come up against
v.
yüzleşmek
5
General
come up against
v.
ile karşılaşmak
6
General
be up against
v.
mücadele etmek
7
General
come up against
v.
karşı karşıya kalmak
8
General
bear up against
v.
dayanmak
9
General
come up against
v.
-e çatmak
10
General
gang up against
v.
teşkilatlanmak
11
General
gang up against
v.
çeteleşmek
12
General
gang up against
v.
örgüt kurmak
13
General
gang up against
v.
örgütlenmek
14
General
come up against somebody/something
v.
karşı karşıya kalmak
15
General
rub up against the trees
v.
ağaçlara sürtünmek
16
General
(waves) lap up against the shore softly
v.
(dalgalar) kıyıya hafif hafif vurmak
17
General
rub up against the wall
v.
(kedi vb) duvara sürtünmek
Phrasals
18
Phrasals
bump (up) against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) değmek
19
Phrasals
bump (up) against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dokunmak
20
Phrasals
bump (up) against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hafifçe çarpmak
21
Phrasals
bump (up) against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yavaşça vurmak
22
Phrasals
bump (up) against someone or something
v.
(birine/bir şeye) değmek
23
Phrasals
bump (up) against someone or something
v.
(birine/bir şeye) dokunmak
24
Phrasals
bump (up) against someone or something
v.
(birine/bir şeye) hafifçe çarpmak
25
Phrasals
bump (up) against someone or something
v.
(birine/bir şeye) yavaşça vurmak
26
Phrasals
abut (up) against
v.
bir şeye yaslanmak/dayanmak
27
Phrasals
abut (up) against
v.
bitişik olmak
28
Phrasals
abut (up) against something
v.
(sert bir şeye) dayanmak/yaslanmak
29
Phrasals
abut (up) against something
v.
bitişik olmak
30
Phrasals
set someone up against someone
v.
birine karşı yarışacak şekilde doldurmak
31
Phrasals
gang up against
v.
birisine karşı birleşmek
32
Phrasals
stand up against someone
v.
birine karşı durmak/dayanmak
33
Phrasals
set someone up against someone
v.
biriyle birini eşleştirmek
34
Phrasals
brush up against
v.
bir sorunla karşı karşıya kalmak
35
Phrasals
nestle up against someone
v.
birinin yanına sokulmak/kıvrılmak/kıvrılıp sokulmak
36
Phrasals
come up against
v.
çatmak
37
Phrasals
brush up against
v.
hafifçe çarpmak
38
Phrasals
come up against
v.
ile karşı karşıya kalmak
39
Phrasals
come up against
v.
ile yüzyüze kalmak
40
Phrasals
stack up against
v.
ile karşılaştırıldığında (iyi/kötü vs.) görünmek
41
Phrasals
measure someone up against someone
v.
mukayese etmek
42
Phrasals
bundle oneself up against something
v.
sarıp sarmalamak
43
Phrasals
score something up against someone
v.
(birine karşı) puan kazanmak/sayı yapmak
44
Phrasals
nuzzle up against someone or something
v.
(özellikle bir hayvan için kullanılır) sırnaşarak burnunu vb sürtmek
45
Phrasals
brush up against
v.
(hafifçe dokunmak
46
Phrasals
stand up against
v.
(bir fikrin/görüşün) karşısında durmak
47
Phrasals
brush up against
v.
yüz yüze gelmek
48
Phrasals
come up against
v.
-e karşı çıkmak
49
Phrasals
crush (up) against (someone or something)
v.
(birinin ya da bir şeyin) üstüne yıkılmak
50
Phrasals
crush (up) against (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) çok yüklenmek
51
Phrasals
crush (up) against someone or something
v.
bir şeyi bir şey haline gelecek şekilde ezmek
52
Phrasals
crush (up) against someone or something
v.
ufalamak
53
Phrasals
crush (up) against someone or something
v.
toz haline getirmek
54
Phrasals
crush (up) against someone or something
v.
parça parça etmek
55
Phrasals
crush (up) against someone or something
v.
öğütmek
56
Phrasals
go up against
v.
rakip karşısına çıkmak
57
Phrasals
go up against
v.
bir zorlukla yüzleşmek
58
Phrasals
go up against
v.
rakibin/bir zorluğun karşısına dikilmek
59
Phrasals
push up against
v.
sürekli baskı uygulamak
60
Phrasals
push up against
v.
sürekli ittirmek
61
Phrasals
push up against
v.
birini/bir şeyi bir şeye bastırmak
62
Phrasals
push up against
v.
birini/bir şeyi bir şeye yapıştırmak
63
Phrasals
push up against
v.
birini/bir şeyi bir şeye dayamak
64
Phrasals
set (someone, something, or oneself) up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi/kendini birine veya bir şeye) dayamak
65
Phrasals
set (someone, something, or oneself) up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye/kendine birini veya bir şeyi) rakip olarak ayarlamak
66
Phrasals
set (someone, something, or oneself) up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi/kendini biriyle veya bir şeyle) karşılaştırmak
67
Phrasals
set (someone, something, or oneself) up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi/kendini biriyle veya bir şeyle) karşı karşıya bırakmak
68
Phrasals
bump (up) against (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) çarpmak
69
Phrasals
bump (up) against (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) toslamak
70
Phrasals
bump (up) against someone or something
v.
birine ya da bir şeye çarpmak
71
Phrasals
bump (up) against someone or something
v.
birine ya da bir şeye toslamak
72
Phrasals
crush (up) against (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) doğru yığılmak
73
Phrasals
crush (up) against (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) doğru yüklenmek
74
Phrasals
crush (up) against someone or something
v.
birine ya da bir şeye doğru yığılmak
75
Phrasals
crush (up) against someone or something
v.
birine ya da bir şeye doğru yüklenmek
76
Phrasals
rub (up) against (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) sürtünmek
77
Phrasals
rub (up) against (someone or something)
v.
(biri ya da bir şey) ile sürtüşmek
78
Phrasals
snuggle (up) against (one)
v.
(birine) sokulmak
79
Phrasals
snuggle (up) against (one)
v.
(birine) doğru kıvrılıp yatmak
80
Phrasals
snuggle (up) against someone or something
v.
(birine) sokulmak
81
Phrasals
snuggle (up) against someone or something
v.
(birine) doğru kıvrılıp yatmak
82
Phrasals
knock up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) itmek
83
Phrasals
knock up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sürtünmek
84
Phrasals
knock up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çarpmak
85
Phrasals
knock up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) toslamak
86
Phrasals
knock up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bindirmek
87
Phrasals
nuzzle up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sokulmak
88
Phrasals
nuzzle up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sarılmak
89
Phrasals
nuzzle up against (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) yanına kıvrılmak
90
Phrasals
nuzzle up against (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) yanına sokulmak
91
Phrasals
nuzzle up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sarılıp yatmak
92
Phrasals
nuzzle up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sırnaşmak
93
Phrasals
square up against (someone)
v.
zıtlaşmak
94
Phrasals
square up against (someone)
v.
karşı karşıya gelmek
95
Phrasals
square up against (someone)
v.
yüzleşmek
96
Phrasals
square up against (someone)
v.
zıt düşmek
97
Phrasals
square up against (someone)
v.
karşılaşmak (müsabaka)
98
Phrasals
square up against (someone)
v.
yüz yüze gelmek
99
Phrasals
squash up against someone or something
v.
birini/bir şeyi ezmek
100
Phrasals
squash up against someone or something
v.
birini/bir şeyi sıkıştırmak
101
Phrasals
squash up against someone or something
v.
birini/bir şeyi ezip büzmek
102
Phrasals
squash up against someone or something
v.
birine/bir şeye sıkıştırmak
103
Phrasals
squash up against someone or something
v.
biriyle/bir şeyle ezmek
104
Phrasals
squash up against someone or something
v.
biriyle/bir şeyle ezip büzmek
105
Phrasals
squash up against something
v.
bir şeyi ezip deforme etmek
106
Phrasals
squash up against something
v.
bir şeyi ezerek eğip bükmek
107
Phrasals
squeeze up against someone or something
v.
birine/bir şeye doğru sıkışmak
108
Phrasals
squeeze up against someone or something
v.
birine/bir şeye sokulmak
109
Phrasals
squeeze up against someone or something
v.
birine/bir şeye dayamak
110
Phrasals
squeeze up against someone or something
v.
birine/bir şeye doğru sıkıştırmak
111
Phrasals
bank something up (against something)
v.
bir şeyi yığmak
112
Phrasals
bank something up (against something)
v.
bir şeyi kümelemek
113
Phrasals
bank something up (against something)
v.
bir şeyle (bir şeyin önüne) set çekmek
114
Phrasals
bring (someone or something) up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına taşımak
115
Phrasals
bring (someone or something) up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına atmak
116
Phrasals
bring (someone or something) up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına getirmek
117
Phrasals
bring (someone or something) up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşı karşıya getirmek
118
Phrasals
bring (someone or something) up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) yüz yüze getirmek
119
Phrasals
bring (someone or something) up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle)yüzleştirmek
120
Phrasals
brush (up) against someone or something
v.
birine/bir şeye sürtünmek
121
Phrasals
brush (up) against someone or something
v.
birine/bir şeye sürünmek
122
Phrasals
brush (up) against someone or something
v.
birine/bir şeye hafifçe dokunmak
123
Phrasals
butt (up) against (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) dibinde/bitişiğinde durmak
124
Phrasals
butt (up) against (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) kıç kıça durmak
125
Phrasals
butt (up) against (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) kıçına/dibine girmek
126
Phrasals
butt (up) against someone or something
v.
birine/bir şeye dayanmak
127
Phrasals
butt (up) against someone or something
v.
birine/bir şeye yüklenmek
128
Phrasals
butt (up) against someone or something
v.
birini/bir şeyi ittirmek
129
Phrasals
butt (up) against someone or something
v.
birine/bir şeye abanmak
130
Phrasals
come up against (something)
v.
(bir şeyle) yüzleşmek
131
Phrasals
come up against (something)
v.
(bir şeyle) karşı karşıya kalmak
132
Phrasals
come up against (something)
v.
(bir şeyle) yüz yüze kalmak
133
Phrasals
come up against (something)
v.
(bir şeye) çatmak
134
Phrasals
gang up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı birlik olmak
135
Phrasals
get up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı durmak/dikilmek
136
Phrasals
get up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dayanmak
137
Phrasals
go up against (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak
138
Phrasals
go up against (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) karşılaşmak
139
Phrasals
go up against (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) yüzleşmek
140
Phrasals
go up against (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) karşısına dikilmek
141
Phrasals
go up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı koymak
142
Phrasals
go up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
143
Phrasals
go up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) zıt gitmek
144
Phrasals
line up against
v.
karşısında sıraya girmek
145
Phrasals
line up against
v.
'-in karşısında sıralanmak
146
Phrasals
line up against
v.
karşısında dizilmek
147
Phrasals
line up against
v.
-e karşı bir araya getirmek
148
Phrasals
line up against
v.
'-in karşısına dizmek/çıkarmak
149
Phrasals
line up against
v.
-e karşı dizilmek
150
Phrasals
line up against
v.
'-e karşı sıralanmak
151
Phrasals
line up against
v.
'-e karşı sıraya girmek
152
Phrasals
line up against
v.
-e karşı dizmek
153
Phrasals
line up against
v.
'-e karşı sıralamak
154
Phrasals
line up against
v.
'-e karşı sıraya sokmak
155
Phrasals
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
v.
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) kıyaslamak
156
Phrasals
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
v.
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
157
Phrasals
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
v.
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) mukayese etmek
158
Phrasals
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
v.
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) boy ölçüştürmek
159
Phrasals
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
v.
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) boyunu ölçmek
160
Phrasals
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
v.
(birinin/bir şeyin birine/bir şeye) karşı boyunu ölçmek/hesaplamak
161
Phrasals
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
v.
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) ölçüsünü karşılaştırmak
162
Phrasals
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
v.
(birinin/bir şeyin) ölçüsünü (biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
163
Phrasals
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
v.
(birinin/bir şeyin) ölçülerini (başka birine/bir şeye) kıyasla hesaplamak
164
Phrasals
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
v.
(birine/bir şeye göre birinin/bir şeyin) boyunu/ölçülerini hesaplamak
165
Phrasals
measure up against
v.
ile kıyaslamak
166
Phrasals
measure up against
v.
ile karşılaştırmak
167
Phrasals
measure up against
v.
ile mukayese etmek
168
Phrasals
measure up against
v.
ile boy ölçüştürmek
169
Phrasals
measure up against
v.
ile boyunu ölçmek
170
Phrasals
measure up against
v.
'-e karşı boyunu ölçmek/hesaplamak
171
Phrasals
measure up against
v.
ile ölçüsünü karşılaştırmak
172
Phrasals
measure up against
v.
ölçüsünü (biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
173
Phrasals
measure up against
v.
ölçülerini (başka birine/bir şeye) kıyasla hesaplamak
174
Phrasals
measure up against
v.
'-e göre boyunu/ölçülerini hesaplamak
175
Phrasals
nestle (up) against (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) yanına sokulmak/kıvrılmak
176
Phrasals
nestle (up) against (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) yanına kıvrılıp yatmak
177
Phrasals
nuzzle up against
v.
sırnaşarak burnunu sürtmek
178
Phrasals
nuzzle up against
v.
'-e sokulmak
179
Phrasals
nuzzle up against
v.
'-e sarılmak
180
Phrasals
nuzzle up against
v.
'-in yanına kıvrılmak
181
Phrasals
nuzzle up against
v.
'-in yanına sokulmak
182
Phrasals
nuzzle up against
v.
'-e sarılıp yatmak
183
Phrasals
nuzzle up against
v.
'-e sırnaşmak
184
Phrasals
put (one) up against (someone)
v.
(birini birinin) karşısına (rakip olarak) çıkarmak/koymak
185
Phrasals
put (one) up against (someone)
v.
(bir müsabakada) (birini) (başka birisinin) karşısına çıkarmak
186
Phrasals
put up against
v.
karşısına rakip olarak çıkarmak
187
Phrasals
put up against
v.
gardını almak
188
Phrasals
put up against
v.
tetikte olmak
189
Phrasals
rise up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı ayaklanmak
190
Phrasals
rise up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kafa tutmak
191
Phrasals
rise up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) isyan etmek
192
Phrasals
rise up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) başkaldırmak
193
Phrasals
rise up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
194
Phrasals
run up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çarpmak
195
Phrasals
run up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak
196
Phrasals
run up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) ittirmek
197
Phrasals
run up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çarptırmak
198
Phrasals
run up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sıkıştırmak
199
Phrasals
run up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) ittirmek
200
Phrasals
run up against (someone or something)
v.
problemli (biriyle/bir şeyle) sıkıntı yaşamak
201
Phrasals
run up against (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) beklenmedik şekilde anlaşmazlığa düşmek
202
Phrasals
run up against (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) zorluk/problem yaşamak
203
Phrasals
run up against (someone or something)
v.
(rakibiyle/rakibine karşı) arayı açmak
204
Phrasals
set up against
v.
eşleştirmek
205
Phrasals
set up against
v.
karşılaştırmak
206
Phrasals
set up against
v.
karşı karşıya bırakmak
207
Phrasals
set up against
v.
rakip olarak ayarlamak
208
Phrasals
set up against
v.
'-e dayamak
209
Phrasals
squash up against
v.
-i ezmek
210
Phrasals
squash up against
v.
-i sıkıştırmak
211
Phrasals
squash up against
v.
-i ezip büzmek
212
Phrasals
squash up against
v.
'-e sıkıştırmak
213
Phrasals
squash up against
v.
ile ezmek
214
Phrasals
squash up against
v.
ile ezip büzmek
215
Phrasals
squash up against
v.
-i ezip deforme etmek
216
Phrasals
squash up against
v.
-i ezerek eğip bükmek
217
Phrasals
squeeze up against
v.
-e doğru sıkışmak
218
Phrasals
squeeze up against
v.
-e sokulmak
219
Phrasals
squeeze up against
v.
-e dayamak
220
Phrasals
stand up against (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) karşısında durmak
221
Phrasals
stand up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı olmak
222
Phrasals
stand up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
223
Phrasals
stand up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) başkaldırmak
224
Phrasals
stand up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kafa tutmak
225
Phrasals
stand up against (something)
v.
(bir şeye) dayanmak
226
Phrasals
stand up against (something)
v.
(bir şeye) yaslanmak
227
Phrasals
stand up against (something)
v.
(bir şeye) abanmak
228
Phrasals
stand up against (something)
v.
(bir şeye) dayandırmak
229
Phrasals
stand up against (something)
v.
(bir şeye) yaslamak
230
Phrasals
thrust up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dayanmak
231
Phrasals
thrust up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) itmek
232
Phrasals
thrust up against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yaslanmak
233
Phrasals
thrust up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) bir yere dayamak
234
Phrasals
thrust up against (someone or something)
v.
(birini/bir şey) bir yere yaslamak
235
Phrasals
thrust up against (something)
v.
(bir şeyle) kıyaslanmasına neden olmak/kıyaslanmasını sağlamak
236
Phrasals
thrust up against (something)
v.
(bir şeyle) yan yana getirmek
Colloquial
237
Colloquial
be up against it
v.
çok zor bir durumda olmak
238
Colloquial
be up against it
v.
çok kötü durumda olmak
239
Colloquial
be up against it
v.
eli darda olmak
240
Colloquial
be up against it
v.
güçlüklerle karşılaşmak
241
Colloquial
up against something
expr.
bir şeyin karşısında
242
Colloquial
up against something
expr.
bir şeyle karşı karşıya/yüz yüze
243
Colloquial
up against it
expr.
çok kötü durumda
244
Colloquial
up against it
expr.
çok zor bir durumda
245
Colloquial
up against it
expr.
eli darda
246
Colloquial
up against it
expr.
güçlüklerle karı karşıya
Idioms
247
Idioms
take up arms against someone
v.
birine karşı silahlanmak
248
Idioms
lift up the hand against
v.
başkaldırmak
249
Idioms
lift up the heel against
v.
küstahça davranmak
250
Idioms
lift up the hand against
v.
isyan etmek
251
Idioms
lift up the hand against
v.
ayaklanmak
252
Idioms
lift up the hand against
v.
saldırmak
253
Idioms
lift up the hand against
v.
hücum etmek
254
Idioms
lift up the hand against
v.
yaralamak
255
Idioms
lift up the hand against
v.
zarar vermek
256
Idioms
get up against
v.
ayaklanmak
257
Idioms
get up against
v.
biriyle ilişkileri bozulmak
258
Idioms
push someone up against the wall
v.
birisini çok zor bir duruma sokmak
259
Idioms
take up arms against someone
v.
birisine karşı silahlanmak
260
Idioms
get up against
v.
başkaldırmak
261
Idioms
get up against
v.
birbirine girmek
262
Idioms
put someone up against someone
v.
birini diğerinin karşısına (rakip olarak) çıkarmak/koymak
263
Idioms
get up against
v.
biriyle çatışmak
264
Idioms
rise up against someone
v.
birine karşı ayaklanmak
265
Idioms
get up against
v.
çatışmak
266
Idioms
be up against the wall
v.
çaresiz kalmak
267
Idioms
be/come up against a brick wall
v.
duvara toslamak
268
Idioms
be up against the wall
v.
çaresiz olmak
269
Idioms
be up against the wall
v.
çok zor bir durumda kalmak
270
Idioms
be/come up against a brick wall
v.
çıkış yolu/çözüm bulamamak
271
Idioms
be up against the wall
v.
çok zor bir durumda olmak
272
Idioms
run up against
v.
göğüs germek
273
Idioms
put their guard up against
v.
gardını almak
274
Idioms
be/come up against a brick wall
v.
ilerleyememek
275
Idioms
get up against
v.
karşı durmak
276
Idioms
go up against someone
v.
karşı koymak
277
Idioms
get up against
v.
karşı dikilmek
278
Idioms
get up against
v.
kapışmak
279
Idioms
take up arms against someone
v.
kavgaya hazırlanmak
280
Idioms
bring up against
v.
karşı karşıya kalmak
281
Idioms
put their guard up against
v.
tetikte olmak
282
Idioms
be/come up against a brick wall
v.
tıkanıp kalmak
283
Idioms
be up against the wall
v.
ümitsiz olmak
284
Idioms
bring up against
v.
yüz yüze gelmek
285
Idioms
put someone up against someone
v.
(bir müsabakada) (birini) (başka birisinin) karşısına çıkarmak
286
Idioms
line up against
v.
-e karşı bir araya gelmek
287
Idioms
go up against someone
v.
zıt gitmek
288
Idioms
match up against somebody
v.
-e karşı kazanma şansı olmak
289
Idioms
take up (the) cudgels against (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) karşı tek yumruk olmak
290
Idioms
take up (the) cudgels against (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) karşı çıkmaya hazırlanmak
291
Idioms
take up (the) cudgels against (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) karşı mücadeleye girişmek
292
Idioms
come up against a brick wall
v.
duvara toslamak
293
Idioms
come up against a brick wall
v.
çıkış yolu/çözüm bulamamak
294
Idioms
come up against a brick wall
v.
ilerleyememek
295
Idioms
come up against a brick wall
v.
tıkanıp kalmak
296
Idioms
have the cards stacked up against (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) şansı yaver gitmemek
297
Idioms
have the cards stacked up against (someone or something)
v.
şans (birinden/bir şeyden) yana olmamak
298
Idioms
have the cards stacked up against (someone or something)
v.
şans (birinin/bir şeyin) yüzüne gülmemek
299
Idioms
take up arms (against someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı silahlanmak
300
Idioms
up against a brick wall
expr.
duvara toslamış
301
Idioms
up against a brick wall
expr.
tıkanıp kalmış
302
Idioms
up against the wall
expr.
duvara toslamış
303
Idioms
up against the wall
expr.
tıkanıp kalmış
Speaking
304
Speaking
up against the wall!
expr.
duvara yaslanın!
305
Speaking
what are we up against?
expr.
ne ile karşı karşıyayız?
Slang
306
Slang
butt (up) against (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) yanında durmak
307
Slang
butt (up) against (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) yanında konumlanmak
308
Slang
butt (up) against (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) yanına kadar gelmek/uzanmak
309
Slang
butt (up) against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çarpmak
310
Slang
butt (up) against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) toslamak
311
Slang
butt (up) against (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hızla çarpmak
312
Slang
up against the walls
expr.
hapishaneye gireceksin
313
Slang
up against the walls
expr.
yakalandın
British Slang
314
British Slang
piss it up against the wall
v.
parasını boşa harcamak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of up against
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy