yüce - Turco Inglés Diccionario
Historia

yüce



Significados de "yüce" en diccionario inglés turco : 54 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
yüce exalted adj.
yüce supreme adj.
yüce lofty adj.
General
yüce serenata n.
yüce august adj.
yüce paramount adj.
yüce glorious adj.
yüce soaring adj.
yüce honorable adj.
yüce stately adj.
yüce high adj.
yüce sublime adj.
yüce sovereign adj.
yüce honourable adj.
yüce almighty adj.
yüce serene adj.
yüce empyreal adj.
yüce elevated adj.
yüce eminent adj.
yüce magnanimous adj.
yüce ethel adj.
yüce big adj.
yüce towering adj.
yüce spheric adj.
yüce sacrosanct adj.
yüce noble adj.
yüce grand adj.
yüce transcendant adj.
yüce great-hearted adj.
yüce transcendent adj.
yüce rarefied adj.
yüce rarified adj.
yüce togate adj.
yüce togated adj.
yüce almightful [obsolete] adj.
yüce unearthly adj.
yüce haught adj.
yüce haughty [obsolete] adj.
yüce haut adj.
yüce hie [scotland] adj.
yüce high-flown adj.
yüce high-souled adj.
yüce reverend [obsolete] adj.
yüce high-pitch adj.
yüce imperious [obsolete] adj.
yüce olympic adj.
yüce distinguishable [obsolete] adj.
yüce crowned [obsolete] adj.
yüce skiey adj.
yüce sublimate adj.
yüce supralunar adj.
yüce supr abrev.
Religious
yüce empyreal adj.
Slang
yüce ill adj.

Significados de "yüce" con otros términos en diccionario inglés turco: 137 resultado(s)

Turco Inglés
General
en yüce meleklerden biri seraph n.
yüce rahip high priest n.
yüce gönüllülük magnanimity n.
yüce efendimiz his serene highness n.
yüce divan supreme court n.
yüce mahkeme high court n.
yüce mahkeme supreme court n.
yüce tanrı the strong lord n.
yüce/kutsal amaç apotheosis n.
yüce amaç noble cause n.
yüce büyücü archwizard n.
yüce hayal nirvana n.
yüce ideallere sahip olma nobleness n.
yüce veya onurlu şahsiyet throne n.
yüce idealleri olan kimse altitudinarian n.
en yüce örnek apotheosis n.
en yüce olma ultimacy n.
yüce ve sıradan iki şeyin gülünç şekilde yan yana gelmesi bathos n.
yüce deneyim sublime experience n.
yüce gönüllülük megalopsychy [obsolete] n.
yüce davranış high road n.
yüce idealler high-mindedness n.
yüce davranış high-mindedness n.
daha yüce olma moreness n.
yüce bir amaç için kendini feda eden adam galahad n.
yüce şey imperial n.
yüce konum pride [obsolete] n.
yüce gönüllülük freedom n.
yüce gönüllülük magnanimousness n.
yüce imparator god emperor n.
yüce mutluluk beatification n.
(saygın hindular için hitap şekli olarak) yüce shri [india] n.
(saygın hindular için hitap şekli olarak) yüce sri [india] n.
yüce güç supremacy n.
yüce varlık supreme n.
büyük bir devlet memurunu görevindeki kusurdan dolayı yüce divanda suçlamak impeach v.
yüce bir nitelik kazandırmak transfigure into v.
yüce bir konuma getirmek enthronise v.
yüce bir konuma getirmek enthronize v.
yüce gönüllü benevolent adj.
yüce gönüllü noble adj.
yüce ve çok saygın august adj.
yüce gönüllü generous adj.
yüce gönüllü high minded adj.
yüce gönüllü magnanimous adj.
yüce gönüllü ethel adj.
yüce gönüllü big-hearted adj.
yüce gönüllü high-minded adj.
en yüce ultimate adj.
yüce ve sıradan iki şeyin gülünç bir şekilde yan yana gelmesiyle nitelenen bathetic adj.
yüce gönüllü big adj.
yüce gönüllü haught [obsolete] adj.
yüce karakterli divine adj.
en yüce serene adj.
yüce gönüllü freely adj.
(devlet dairesi) yüce sudder adj.
yüce bir şekilde exaltedly adv.
yüce bir biçimde gloriously adv.
yüce bir şekilde highly adv.
yüce gönüllü bir şekilde high-mindedly adv.
yüce bir şekilde greatly adv.
yüce bir şekilde paramountly adv.
yüce tanrı god the lord interj.
yüce/sayın kurul august body interj.
yüce (lider) great expr.
Phrases
yüce tanrı'nın ve büyük utah eyaletinin bana verdiği yetkiye dayanarak then by the power vested in me by almighty god in the great state of utah expr.
yüce isa jesus christ expr.
Colloquial
(alaycı bir biçimde) ne kadar da yüce gönüllüsün that's big of you expr.
yüce tanrım sweet mother of all that is good and pure expr.
yüce tanrım god almighty exclam.
Idioms
(alay yollu) cömert/yüce gönüllü patron/müdür benevolent overlord n.
yüce/ulu gönüllülük (one's) better nature n.
yüce/ulu gönüllülük your better nature n.
asil ya da övgüye değer olmak (genelde alaycı bir biçimde söylenir) (ne kadar da yüce gönüllüsün) be big of (one) v.
asil ya da övgüye değer (genelde alaycı bir biçimde söylenir) (ne kadar da yüce gönüllüsün) big of (one) adj.
asil ya da övgüye değer (genelde alaycı bir biçimde söylenir) (ne kadar da yüce gönüllüsün) big of one adj.
asil ya da övgüye değer (genelde alaycı bir biçimde söylenir) (ne kadar da yüce gönüllüsün) big of someone adj.
dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar these things are sent to try us expr.
dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar it'll be all right on the night expr.
en yüce/üst düzey arkadaşlık göstergesi greater love hath no man expr.
en yüce/üst düzey iyi niyet göstergesi greater love hath no man expr.
aptalca/absürt bir şeyden yüce bir şeye from the ridiculous to the sublime expr.
en yüce/üst düzey iyi niyet göstergesi greater love hath no man than this expr.
yüce bir şeyden aptalca/absürt bir şeye sublime to the ridiculous expr.
Formal
yüce ve sıradan iki şey gülünç bir şekilde yan yana gelerek bathetically adv.
yüce efendimiz hsh (her serene highness) abrev.
yüce efendimiz hsh (his serene highness) abrev.
yüce efendimiz hsm (her serene majesty) abrev.
yüce efendimiz hsm (his serene majesty) abrev.
Speaking
yüce tanrım my almighty god expr.
yüce allahım my almighty allah expr.
Law
amerika birleşik devletleri yüce mahkemesi united states supreme court n.
yüce mahkeme supreme court n.
yüce divan supreme court n.
yüce divan başkanı lord high steward n.
yüce divan başkanı chief justice of the united states n.
avustralya yüce mahkemesi high court n.
yüce divana sevk eden kimse impeacher n.
davayı yüce otoriteye geri göndermek refer the matter back to the high v.
amerikan yüce mahkemesi scotus (supreme court of the united states) abrev.
Politics
yüce menfaatler ilkesi principle of vital interest n.
yüce divan high court n.
yüce divan grand chamber n.
yüce divan high council n.
yüce divan supreme criminal tribunal n.
Psychology
yüce hissettiren bir ruhsal dönüşüm geçirme transfiguration n.
bilinçaltının gelişimsel veya yüce idealler arayışı ile ilişkili oneiric adj.
bilinçaltının gelişimsel veya yüce idealler arayışından kaynaklanan oneiric adj.
Botanic
amerika'nın pasifik kıyılarına özgü bir yüce köknar grand fir n.
amerika'nın pasifik kıyılarına özgü bir yüce köknar giant fir n.
Social Sciences
(amerikan yerlileri kültüründe) yüce ruh waconda n.
(amerikan yerlileri kültüründe) yüce ruh wahconda n.
Literature
yüce ve lirik tarzda miltonian adj.
yüce ve lirik tarzda miltonic adj.
Linguistics
yüce bir düşünceden değersiz olana geçiş anticlimax n.
History
yüce mahkeme'den saklandığı düşünülen kişiye gönderilen mahkeme emri latitat n.
Religious
bazı dini mezheplerde yüce divan general assembly n.
yüce tanrı most high n.
dua, yüce güç ve rahip üçlüsü brahman n.
roma katoliklerinin meryem ana’ya insanlığın en yüce kişisi olduğu için sundukları hürmet hyperdulia n.
en yüce varlık one n.
(budizmde) dört yüce gerçekten ilki olan, ızdırabın aşırı arzu ve bağlanmadan kaynaklandığı gerçeği duhkha n.
(budizmde) dört yüce gerçekten ilki olan, ızdırabın aşırı arzu ve bağlanmadan kaynaklandığı gerçeği dukkha n.
(papaya hitap olarak) yüce efendimiz ss.d. n.
kutsal bir biçimde yüce olan thearchic adj.
en yüce most high expr.
Philosophy
(plotinus'a göre) yüce olanın sonuncu, güçsüz, nispeten niteliksiz ve belirsiz tabanı ve değersiz ürünü matter n.
Abbreviation
tanrının yüce onuru adına (cizvit sloganı) amdg (ad majorem dei gloriam) expr.
Archaic
en yüce meleklerden biri seraphin n.
Star Wars
yüce şansölye supreme chancellor n.
yüce komutan supreme commander n.
yüce komutan'ın ofisi supreme commander's office n.
yüce lider (bağımsız sistemler konfederasyonu) supreme leader (confederacy of independent systems) n.
ayrılıkçı drodi ordularının yüce mareşal komutanı supreme martial commander of the separatist droid armies n.
yüce derebeyi supreme overlord n.
yüce peygamber supreme prophet n.
yüce köle lordu supreme slavelord n.