|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
suyun üzerinde yüzen pislik tabakası |
scum n.
|
|
2 |
General |
büyük kütleler halinde yüzen esmer yosun |
sargassum n.
|
|
3 |
General |
deniz vb üzerinde yüzen yağ tabakası |
oil slick n.
|
|
4 |
General |
su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt |
ship n.
|
|
5 |
General |
yüzen ev |
barge n.
|
|
6 |
General |
yüzen buz kütlesi |
floe n.
|
|
7 |
General |
yüzen sahipsiz eşya |
flotsam n.
|
|
8 |
General |
denizde yüzen üstü düz buz kütlesi |
floe n.
|
|
|
9 |
General |
yüzen şey |
float n.
|
|
10 |
General |
yüzen sahipsiz eşya |
flotage n.
|
|
11 |
General |
yüzgeç (deniz kaplumbağalarında ve yüzen memelilerde) |
flipper n.
|
|
12 |
General |
yüzen ev |
houseboat n.
|
|
13 |
General |
yüzen ev |
dahabeah n.
|
|
14 |
General |
denizde yüzen veya kıyıya vuran şeyler |
flotsam and jetsam n.
|
|
15 |
General |
yüzen havuz |
floating dock n.
|
|
16 |
General |
yüzen buz kütlesi |
ice floe n.
|
|
17 |
General |
yüzen buz kitlesi |
floe n.
|
|
18 |
General |
denizde kendi halinde yüzen şeyler |
drift stuff n.
|
|
19 |
General |
yüzen mum |
floating candle n.
|
|
20 |
General |
yüzen sergi |
floating exhibition n.
|
|
21 |
General |
tanımlanamayan yüzen cisim |
unidentified swimming object n.
|
|
22 |
General |
denizdeki/yüzen kargo |
floating cargo n.
|
|
23 |
General |
denizde yüzen buz kütlesi |
icepack n.
|
|
24 |
General |
yüzen cismin ağırlık merkezi |
centre of flotation n.
|
|
25 |
General |
pislik içinde yüzen yer |
augean stable n.
|
|
26 |
General |
(eskiden) belinde iple yüzen cankurtaran |
belt man [australia] n.
|
|
27 |
General |
yüzen bir buz kütlesinde suyun aktığı kanal |
lane n.
|
|
28 |
General |
rakiplerin yüzen bir kütüğü ayaklarıyla döndürürken dengede durmaya çalıştıkları bir oyun |
birling n.
|
|
|
29 |
General |
rakiplerin yüzen bir kütüğü ayaklarıyla döndürürken dengede durmaya çalıştıkları bir oyun |
logrolling n.
|
|
30 |
General |
hayvanın kuyruk kemiğinin, budunun ve arka bacaklarının derisini yüzen mezbaha çalışanı |
rumper n.
|
|
31 |
General |
(eskiden) belinde iple yüzen cankurtaran |
beltman [australia] n.
|
|
32 |
General |
yüzen ev |
houseboat n.
|
|
33 |
General |
su bitkisinin yüzen yaprağı |
pad n.
|
|
34 |
General |
yüzen kütükleri yönlendiren direk |
pike pole n.
|
|
35 |
General |
büyük bir kütleden koparak yüzen buz parçası |
pan n.
|
|
36 |
General |
hayvan derisi yüzen kimse |
pelter n.
|
|
37 |
General |
sıvının yatay yüzeyi içinde yüzen cismi kestiği düzlem veya çizgi |
plane of flotation n.
|
|
38 |
General |
su üzerinde yüzen büyük buz kütlesi |
field of ice n.
|
|
39 |
General |
deri yüzen kimse |
flayer n.
|
|
40 |
General |
su üzerinde yüzen yatak |
floaty n.
|
|
41 |
General |
yüzen küçük parçacıklar |
flyer n.
|
|
42 |
General |
yüzen buz kitlesinin bir parçası |
sconce n.
|
|
43 |
General |
borç içinde yüzen tip |
beat n.
|
|
44 |
General |
yüzen madde |
supernatant n.
|
|
45 |
General |
yüzen insanlar |
bather n.
|
|
46 |
General |
(yüzen bir kütüğü) ayağıyla ittirerek hızla döndürmek |
birl v.
|
|
47 |
General |
(yüzen kütüğü) ayağıyla ittirerek döndürmek |
birle v.
|
|
48 |
General |
suda yüzen elmayı dişleriyle kapmaya çalışmak |
duck v.
|
|
49 |
General |
suyun üstünde yüzen |
supernatant adj.
|
|
50 |
General |
suda yüzen |
waterborne adj.
|
|
51 |
General |
kendiliğinden yüzen |
inherently buoyant adj.
|
|
52 |
General |
suda yüzen |
awash adj.
|
|
53 |
General |
suda yüzen |
aslosh adj.
|
|
54 |
General |
tam görüşte yüzen |
open [obsolete] adj.
|
|
55 |
General |
para içinde yüzen |
filthy rich adj.
|
|
56 |
General |
yüzeyde yüzen |
superfluitant [obsolete] adj.
|
|
57 |
General |
(bir şey) içinde yüzen |
in prep.
|
|
Phrases |
|
58 |
Phrases |
para içinde yüzen |
flush with cash expr.
|
|
Colloquial |
|
59 |
Colloquial |
çok hızlı koşan, yüzen, kayan atlet |
speed demon n.
|
|
60 |
Colloquial |
hızlı bisiklet süren, koşan, yüzen sporcu/atlet |
speed merchant n.
|
|
61 |
Colloquial |
kışın yüzen kimse |
iceberg [australia] n.
|
|
62 |
Colloquial |
servet içinde yüzen |
rolling in money adj.
|
|
63 |
Colloquial |
para içinde yüzen |
rolling in money adj.
|
|
64 |
Colloquial |
para içinde yüzen |
made of money adj.
|
|
Idioms |
|
65 |
Idioms |
okyanusta tek başına yüzen/sörf yapan kimse |
shark baiter [australia] n.
|
|
66 |
Idioms |
içinde yüzen |
knee-deep in adj.
|
|
67 |
Idioms |
(bir şey) içinde yüzen |
knee-deep in (something) adj.
|
|
68 |
Idioms |
(bir şey) içinde yüzen |
lousy with adj.
|
|
|
69 |
Idioms |
(bir şey) içinde yüzen |
lousy with (something) adj.
|
|
70 |
Idioms |
(bir şey) içinde yüzen |
rolling in (something) adj.
|
|
71 |
Idioms |
tehlikeli sularda yüzen |
skating on thin ice adj.
|
|
72 |
Idioms |
(bir şey) içinde yüzen |
stinking with adj.
|
|
73 |
Idioms |
bir şey içinde yüzen |
stinking with something adj.
|
|
Trade/Economic |
|
74 |
Trade/Economic |
tercihli yüzen faiz |
floating-rate preferred n.
|
|
75 |
Trade/Economic |
yüzen kur sistemi |
floating exchange rate n.
|
|
76 |
Trade/Economic |
yüzen para sistemi |
floating currency n.
|
|
77 |
Trade/Economic |
yüzen kur sistemi |
flexible exchange rate n.
|
|
78 |
Trade/Economic |
yüzen borç oranı |
floating lending rate n.
|
|
79 |
Trade/Economic |
yüzen döviz kuru |
floating exchange rate n.
|
|
Law |
|
80 |
Law |
batan geminin ardında suyun üstünde yüzen mallar |
waveson n.
|
|
Politics |
|
81 |
Politics |
yüzen oylar |
floating votes n.
|
|
Technical |
|
82 |
Technical |
yüzen tahtalardan oluşan köprü |
raft bridge n.
|
|
83 |
Technical |
deniz üzerinde yüzen petrol tabakası |
oil slick n.
|
|
84 |
Technical |
ne yüzen ne de batan cisimcik |
suspended particle n.
|
|
85 |
Technical |
yüzen herhangi bir şey |
flotage n.
|
|
86 |
Technical |
yüzen maddeler |
floating matters n.
|
|
87 |
Technical |
yüzen topla işleyen su valfı |
ball cock n.
|
|
88 |
Technical |
yüzen maddeler |
floating debris n.
|
|
89 |
Technical |
yüzen buz |
pack ice n.
|
|
90 |
Technical |
yüzen kazık |
floating pile n.
|
|
91 |
Technical |
yüzen yük |
floating load n.
|
|
92 |
Technical |
yüzen köprü |
floating bridge n.
|
|
93 |
Technical |
yüzeyde yüzen sıvı |
supernatant fluid n.
|
|
94 |
Technical |
yuvarlak bloklar halinde yüzen deniz buzu |
rubble n.
|
|
95 |
Technical |
(fırın içerisinde sıvı halde yüzen) sırlanmış oksit |
floss n.
|
|
96 |
Technical |
(fırın içerisinde sıvı halde yüzen) sırlanmış toprak |
floss n.
|
|
97 |
Technical |
su altındaki şamandıraların üzerinde yüzen ve büyük kısmı su altında olan sondaj platformu |
semisubmersible n.
|
|
98 |
Technical |
su altındaki şamandıraların üzerinde yüzen ve büyük kısmı su altında olan sondaj platformu |
semisubmersible rig n.
|
|
99 |
Technical |
damıtılmış katışık çelik eriyiği üzerinde yüzen koruyucu cüruf benzeri madde |
slag n.
|
|
100 |
Technical |
suda yüzen |
water-borne adj.
|
|
101 |
Technical |
su üzerinde yüzen |
water-borne adj.
|
|
102 |
Technical |
suda yüzen |
natant adj.
|
|
103 |
Technical |
yüzeyde yüzen |
supernatant adj.
|
|
104 |
Technical |
yüzen bir katı veya daha az yoğun bir sıvı tabakasının altında |
subnatant adj.
|
|
Computer |
|
105 |
Computer |
yüzen oval |
floating oval n.
|
|
Informatics |
|
106 |
Informatics |
yüzen kafa |
floating head n.
|
|
Textile |
|
107 |
Textile |
uzun yüzen iplik |
floating threads n.
|
|
Construction |
|
108 |
Construction |
kıyıdan uzak yüzen çelik yapı |
steel offshore floating structure n.
|
|
109 |
Construction |
yüzen köprü |
floating bridge n.
|
|
Marine |
|
110 |
Marine |
batan bir geminin suda yüzen enkazı |
flotsam n.
|
|
111 |
Marine |
durağan veya yüzen deniz yapıları |
stationary or floating marine structures n.
|
|
112 |
Marine |
geminin su içinde yüzen kısmı |
hull n.
|
|
113 |
Marine |
su üstünde yüzen tekne enkazı |
flotsam n.
|
|
114 |
Marine |
su üstünde yüzen tekne enkazı |
jetsam n.
|
|
115 |
Marine |
su üstünde yüzen tekne enkazı |
floatage n.
|
|
116 |
Marine |
yüzen sahipsiz eşya |
flotsam n.
|
|
117 |
Marine |
yüzen hayvanlar |
swimming animal n.
|
|
118 |
Marine |
yüzen jet |
buoyant jet n.
|
|
119 |
Marine |
yüzen dalgakıran |
floating breakwater n.
|
|
120 |
Marine |
yüzen gemi enkazı |
floating debris n.
|
|
121 |
Marine |
yüzen gemi enkazı |
flotsam and jetsam n.
|
|
122 |
Marine |
yüzen havuz |
floating dock n.
|
|
123 |
Marine |
yüzen gemi enkazı |
flotsam n.
|
|
124 |
Marine |
gemi veya yüzen bir aracın dalgalara verdiği yanıtı inceleyen alan |
seakeeping n.
|
|
125 |
Marine |
normal su seviyesi ile yüzen kütle arasında kalan mesafe |
freeboard n.
|
|
126 |
Marine |
deniz üzerinde yüzen kırık buz tabakası |
slob ice [canada] n.
|
|
127 |
Marine |
yüzen halatlı bir deniz mayını çeşidi |
snagline mine n.
|
|
128 |
Marine |
kıyıdan açıkta yüzen |
pelagic adj.
|
|
Medical |
|
129 |
Medical |
yüzen kalça ve diz |
floating hip and knee n.
|
|
130 |
Medical |
yüzen veya gezen böbrek |
floating or wandering kidney n.
|
|
131 |
Medical |
alt tabakalarda yüzen |
infranatant adj.
|
|
Anatomy |
|
132 |
Anatomy |
yüzen kaburga |
floating rib n.
|
|
133 |
Anatomy |
yüzen kaburgalar |
floating ribs n.
|
|
Psychology |
|
134 |
Psychology |
serbest yüzen anksiyete |
free floating anxiety n.
|
|
135 |
Psychology |
serbest yüzen anksiyete |
free-floating anxiety n.
|
|
Parasitology |
|
136 |
Parasitology |
digenetik trematodun serbest yüzen silli larvası |
miracidium n.
|
|
Physics |
|
137 |
Physics |
yüzen bir cismin ağırlık merkezi |
center of flotation n.
|
|
Chemistry |
|
138 |
Chemistry |
üzerinde film yüzen sıvı |
subphase n.
|
|
Biology |
|
139 |
Biology |
(kafadanbacaklılarda) yüzen hortum |
syphon n.
|
|
140 |
Biology |
su üzerinde yüzen deniz canlısına ilişkin |
pleustonic adj.
|
|
Marine Biology |
|
141 |
Marine Biology |
kuzeye özgü, planktonla beslenip yavaş yüzen büyük ve zararsız bir köpek balığı |
basking shark (cetorhinus maximus) n.
|
|
142 |
Marine Biology |
ok solucanlarını da içeren serbest yüzen, çubuk biçimli, planktonik deniz omurgasızları şubesi |
chaetognath n.
|
|
143 |
Marine Biology |
bazı kabuklu deniz canlılarının bir çift gözü ve üç çift ayağı olan, serbest yüzen larvası |
nauplius n.
|
|
144 |
Marine Biology |
atlantik’in sığ sularında sürü halinde yüzen tehlikeli bir köpekbalığı |
lemon shark (negaprion brevirostris) n.
|
|
145 |
Marine Biology |
açık suyun yüzeyinde yüzen, planktona benzer organizmalar |
neuston n.
|
|
146 |
Marine Biology |
serbestçe yüzen tulumluların dahil olduğu küçük bir sınıf |
thaliacea n.
|
|
147 |
Marine Biology |
çeşitli omurgasız gruplarında bulunan, suda serbest yüzen siliat larvası |
trochophore n.
|
|
148 |
Marine Biology |
çeşitli omurgasız gruplarında bulunan, suda serbest yüzen siliat larvası |
trochosphere n.
|
|
149 |
Marine Biology |
çeşitli omurgasız gruplarında bulunan suda serbest yüzen siliat larvası |
trochophora n.
|
|
150 |
Marine Biology |
bir tür deniz omurgalısı yüzen formu |
hydromedusae n.
|
|
151 |
Marine Biology |
yüzen suyosunu |
zostera marina n.
|
|
152 |
Marine Biology |
yüzen suyosunu |
sea wrack n.
|
|
153 |
Marine Biology |
yüzen yosun |
zostera marina n.
|
|
154 |
Marine Biology |
yüzen suyosunu |
grass wrack n.
|
|
155 |
Marine Biology |
yüzen yosun |
sea wrack n.
|
|
156 |
Marine Biology |
yüzen yosun |
grass wrack n.
|
|
157 |
Marine Biology |
bazı süngerlerin serbest yüzen larvaları |
amphiblastula n.
|
|
158 |
Marine Biology |
diğer tulumluların larvalarına benzeyen, serbest yüzen iribaş şeklinde bir derin deniz tulumlusu |
appendicularia n.
|
|
159 |
Marine Biology |
denizlerde serbest yüzen çubuk biçimli planktonik bir deniz omurgasızı |
arrow worm n.
|
|
160 |
Marine Biology |
serbest yüzen bir deniz hıyarı larvası |
auricularia n.
|
|
161 |
Marine Biology |
tulumlular alt şubesinden serbest yüzen küçük bir deniz canlısı sınıfı |
larvacea n.
|
|
162 |
Marine Biology |
tulumlular alt şubesinden serbest yüzen küçük bir deniz canlısı sınıfı |
class larvacea n.
|
|
163 |
Marine Biology |
larvacea sınıfına ait serbest yüzen deniz canlısı |
larvacean n.
|
|
164 |
Marine Biology |
serbest yüzen denizyıldızı larvası |
bipinnaria n.
|
|
165 |
Marine Biology |
gemi tabanına veya yüzen odunlara tutunan bir saplı midye |
goose barnacle n.
|
|
166 |
Marine Biology |
serbest yüzen bir macruran crustacea cinsi |
lucifer n.
|
|
167 |
Marine Biology |
okyanusa özgü serbest yüzen bir tulumlu cinsi |
doliolum n.
|
|
168 |
Marine Biology |
(bazı bryozoanlarda) serbest yüzen çift kabuklu larva |
cyphonautes n.
|
|
169 |
Marine Biology |
serbest yüzen kamçılı algleri içeren bir şube |
division euglenophyta n.
|
|
170 |
Marine Biology |
sürüyle birlikte yüzen balık |
schoolie n.
|
|
171 |
Marine Biology |
sürü ile yüzen yavru balık |
schoolie n.
|
|
172 |
Marine Biology |
serbest yüzen şeffaf ve parlak renkli formları içine alan bir hydrozoa takımı |
siphonophora n.
|
|
173 |
Marine Biology |
ok solucanlarını da içeren serbest yüzen, çubuk biçimli, planktonik deniz omurgasızları şubesi |
chaetognath adj.
|
|
174 |
Marine Biology |
serbest yüzen |
free-swimming adj.
|
|
175 |
Marine Biology |
(balık) akıntı üzeri yüzen |
run adj.
|
|
176 |
Marine Biology |
akıntıya karşı yüzen (göç eden balık) |
contranatant adj.
|
|
Astronomy |
|
177 |
Astronomy |
serbest yüzen gezegen |
free-floating planet (ffp) n.
|
|
Zoology |
|
178 |
Zoology |
sırt üstü yüzen böcek |
backswimmer n.
|
|
179 |
Zoology |
sırt üstü yüzen böcek |
notonecta undulata n.
|
|
180 |
Zoology |
sırt üstü yüzen böcek |
notonectidae n.
|
|
181 |
Zoology |
yengeç ve benzeri kabukluların serbest yüzen larvaları |
zoaea n.
|
|
182 |
Zoology |
yengeç ve benzeri kabukluların serbest yüzen larvaları |
zoea n.
|
|
183 |
Zoology |
yumuşakçaların serbest yüzen kabuklu larvaları |
veliger n.
|
|
184 |
Zoology |
siphonophorae takımına mensup serbest yüzen eşeysel zooid |
diphyozooid n.
|
|
185 |
Zoology |
antedon ve ilişkili cinslere mensup serbest yüzen deniz zambağı |
feather star n.
|
|
186 |
Zoology |
sırt üstü yüzen (hayvan) |
notonectal adj.
|
|
187 |
Zoology |
serbestçe yüzen |
free-swimming adj.
|
|
Botanic |
|
188 |
Botanic |
yüzen yaprakları ve yıldız şekilli çiçekleri olan su bitkileri |
callitriche n.
|
|
189 |
Botanic |
ılıman ve tropik bölgelerde yetişen, büyük yaprakları ve suda yüzen kokulu çiçekleri olan bir nilüfer |
fragrant water lily (nymphaea odorata) n.
|
|
190 |
Botanic |
ılıman ve tropik bölgelerde yetişen, büyük yaprakları ve suda yüzen kokulu çiçekleri olan bir nilüfer |
pond lily n.
|
|
191 |
Botanic |
ılıman ve tropik bölgelerde yetişen, büyük yaprakları ve suda yüzen kokulu çiçekleri olan bir nilüfer |
water nymph n.
|
|
192 |
Botanic |
yüzen yaprakları ve gösterişli çiçekleri olan çift çenekli su bitkileri familyası |
nymphaeaceae n.
|
|
193 |
Botanic |
süngerimsi yaprakları olan ve suda yüzen bir tropikal bitki |
tropical duckweed (pistia stratiotes) n.
|
|
194 |
Botanic |
süngerimsi yaprakları olan ve suda yüzen bir tropikal bitki |
water cabbage n.
|
|
195 |
Botanic |
süngerimsi yaprakları olan ve suda yüzen bir tropikal bitki |
water lettuce n.
|
|
196 |
Botanic |
suda yüzen çok yıllık etçil bir bitki |
aldrovanda vesiculosa n.
|
|
197 |
Botanic |
suda yüzen çok yıllık etçil bir bitki |
waterwheel plant n.
|
|
198 |
Botanic |
güney avrupa'dan avustralya'ya geniş bir coğrafyada yetişen, su yüzeyinde yüzen bir bitki cinsi |
aldrovanda n.
|
|
199 |
Botanic |
avrupa ve kuzey asya'ya özgü, kalp şeklinde yüzen yaprakları ve sarı çiçekleri olan bir su bitkisi |
yellow water lily (nuphar lutea) n.
|
|
200 |
Botanic |
avrupa ve kuzey asya'ya özgü, kalp şeklinde yüzen yaprakları ve sarı çiçekleri olan bir su bitkisi |
brandy bottle (nuphar lutea) n.
|
|
201 |
Botanic |
kalp şeklinde yaprakları olan yüzen bir avrupa bitkisi |
hydrocharis morsus-ranae n.
|
|
202 |
Botanic |
kalp şeklinde yaprakları olan yüzen bir avrupa bitkisi |
frogbit n.
|
|
203 |
Botanic |
kalp şeklinde yaprakları olan yüzen bir avrupa bitkisi |
frog's-bit n.
|
|
204 |
Botanic |
yüzen ve çok yıllık yaprakları bulunan bir su bitkisi |
fanwort n.
|
|
205 |
Botanic |
yapraklarının yüzen bölümü yeşil, alt bölümü kırmızı olan bir su bitkisi |
water shield n.
|
|
206 |
Botanic |
suda serbest yüzen bir eğreltiotu |
salvinia auriculata n.
|
|
207 |
Botanic |
suda serbest yüzen bir eğreltiotu |
salvinia rotundifolia n.
|
|
208 |
Botanic |
suda serbest yüzen bir eğreltiotu |
floating-moss n.
|
|
209 |
Botanic |
suda yüzen eğreltiotlarını içeren bir familya |
salviniaceae n.
|
|
210 |
Botanic |
suda yüzen eğreltiotlarını içeren bir familya |
family salviniaceae n.
|
|
211 |
Botanic |
yüzen bir su bitkisi |
floating-moss n.
|
|
212 |
Botanic |
yüzen bir su bitkisi |
salvinia auriculata n.
|
|
213 |
Botanic |
yüzen bir su bitkisi |
salvinia rotundifolia n.
|
|
214 |
Botanic |
alg, ciğer otu veya eğrelti otu gibi bir bitkinin genellikle anteridyumda üretilen ve serbestçe yüzen hareketli erkek gameti |
spermatozoid n.
|
|
215 |
Botanic |
yüzen yaprakları ve gösterişli çiçekleri olan çift çenekli su bitkileri familyasına ait |
nymphaeaceous adj.
|
|
Forestry |
|
216 |
Forestry |
yüzen kütüklerin işlenmesinde kullanılan halatlı tekne |
alligator n.
|
|
217 |
Forestry |
(yüzen kütüğü) döndürmek |
logroll v.
|
|
Fishery |
|
218 |
Fishery |
su yüzeyinde yüzen olta şamandırası |
top water plug n.
|
|
219 |
Fishery |
zıpkınlanmış balinanın yüzen gövdesini işaret etmek için kullanılan küçük bayrak veya cihaz |
waif n.
|
|
History |
|
220 |
History |
müttefik kuvvetlerin normandiya çıkarması'na karşı manş denizi boyunca fransa kıyılarına inşa edilen iki prefabrik ve yüzen liman |
mulberry harbour n.
|
|
Environment |
|
221 |
Environment |
balık ve yüzen madde geçişini engellemek için dere içine yerleştirilmiş ızgara |
trashrack n.
|
|
222 |
Environment |
akarsuda yüzen kütükleri tek bir yöne yönlendiren engel |
sheer boom n.
|
|
Geography |
|
223 |
Geography |
yüzen buz parçaları |
tiddledies n.
|
|
224 |
Geography |
yüzen buz |
floe n.
|
|
225 |
Geography |
yüzen buz kütlesindeki açıklık |
rifter n.
|
|
226 |
Geography |
kütleler halinde yüzen buz blokları |
stream ice n.
|
|
Meteorology |
|
227 |
Meteorology |
yüzen buz |
floe n.
|
|
228 |
Meteorology |
yüzen berg |
floe berg n.
|
|
Geology |
|
229 |
Geology |
kapalı uçlu yüzen keson |
closed-end caisson n.
|
|
230 |
Geology |
yüzen keson |
floating caisson n.
|
|
231 |
Geology |
yüzen keson |
box caisson n.
|
|
Military |
|
232 |
Military |
denizde yüzen üstü düz buz kitlesi |
ice floe n.
|
|
233 |
Military |
(armacılıkta) yatay biçimde yüzen (balık) |
naiant adj.
|
|
Sport |
|
234 |
Sport |
sırt üstü yüzen yüzücü |
backstroker n.
|
|
Volleyball |
|
235 |
Volleyball |
yüzen servis |
float serve n.
|
|
Wagering |
|
236 |
Wagering |
yüzen kumarhane |
floating casino n.
|
|
Archaic |
|
237 |
Archaic |
içinde yüzen fitil bulunan bir kase yağ |
mortar n.
|
|
Ornithology |
|
238 |
Ornithology |
yüzen kuşlar |
natatores n.
|
|
239 |
Ornithology |
yüzen kuş |
swimming bird n.
|
|
240 |
Ornithology |
perde ayaklı olanlar da dahil olmak üzere yüzen kuşlar |
totipalmi n.
|
|
Entomology |
|
241 |
Entomology |
sırt üstü yüzen böcek |
notonecta n.
|
|
242 |
Entomology |
serbestçe yüzen larva |
tornaria n.
|
|
Slang |
|
243 |
Slang |
okyanusta yalnız başına yüzen veya sörf yapan kimse |
shark bait n.
|
|
244 |
Slang |
para içinde yüzen |
ballin` adj.
|
|