hold-on - Turc Anglais Dictionnaire

hold-on

Sens de "hold-on" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 189 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
hold on to v. tutunmak
Holding on to the rope firmly, I came safely to land.
İpe sıkıca tutunarak güvenli bir şekilde karaya çıktım.

More Sentences
General
hold on v. beklemek
Please hold on.
Lütfen bekleyin.

More Sentences
hold on v. dayanmak
We shall hold on till the end.
Sonuna kadar dayanacağız.

More Sentences
hold on v. durmak
Hold on there.
Dur bakalım.

More Sentences
hold on v. devam etmek
I hope I can hold on to my job.
Umarım işime devam edebilirim.

More Sentences
hold on to v. tutmak
The so-called struggle at the ballot box, which resulted in President Obiang holding on to power, was a farce.
Başkan Obiang'ın iktidarı elinde tutmasıyla sonuçlanan sandıktaki sözde mücadele bir saçmalıktı.

More Sentences
hold on v. tutunmak
He held on firmly to the branch.
Dala sıkıca tutundu.

More Sentences
hold on v. tutmak
Hold on firmly to the handrail.
Tırabzanı sıkıca tutun.

More Sentences
hold on v. tutmak
Can you hold on a little longer?
Biraz daha tutabilir misiniz?

More Sentences
hold on! interj. bekle!
Now, hold on just a second.
Şimdi, sadece bir saniye bekle.

More Sentences
Phrasals
hold on to v. tutunmak
I hope I can hold on to my job.
Umarım mesleğime tutunabilirim.

More Sentences
Colloquial
just hold on expr. dayan
Just hold on.
Dayan.

More Sentences
Speaking
hold on tight expr. sıkı tutun
Hold on tight.
Sıkı tutun.

More Sentences
General
hold on v. sarılmak
hold on v. süregelmek
hold on v. direnmek
hold on v. bağlanmak
hold on v. beklemek (telefonda)
hold on to v. bırakmamak
hold on v. ayrılmamak (telefonda)
hold on v. hatta kalmak
hold on v. telefonu kapatmayıp beklemek
hold on to one's hand v. elini tutmak
hold on to v. -e tutunmak
hold on v. (telefonda) beklemek
hold on to life v. hayata tutunmak
hold on tight v. sımsıkı tutunmak
hold on to the life v. hayata bağlanmak/tutunmak
hold on v. ısrarcı olmak
hold on v. durmayı reddetmek
hold on v. fethedilmemek
hold on v. yenilmemek
hold on v. yenilgisiz kalmak
hold on v. eylemi geciktirmek
hold on v. biri için saklamak
hold on v. sadık kalmak
hold on! interj. aganta
hold on! interj. aganta!
hold on! interj. dur!
Phrasals
hold on v. ara vermek
hold on v. biraz beklemek
hold on v. durmak
lay hold on v. ele geçirmek
lay hold on v. tutmak
lay hold on v. yakalamak
Colloquial
lose one's hold on v. hakimiyetini yitirmek
lose one's hold on v. kontrolünü yitirmek
hold on interj. dur!
hold on interj. bekle!
hold on a moment expr. biraz bekle
hold on a moment expr. bekle biraz
Idioms
a hold on (someone) n. (biri) üzerinde büyük bir etki
a hold on (someone) n. (biri) üzerinde hakimiyet
a hold on (someone) n. (biri) üzerinde büyük bir nüfuz
a hold on someone a strong n. (biri) üzerinde büyük bir etki
a hold on someone a strong n. (biri) üzerinde hakimiyet
a hold on someone a strong n. (biri) üzerinde büyük bir nüfuz
hold on (to) like grim death v. asılmak
put a hold on something v. askıya almak
lose one's hold on someone v. birisi üzerindeki hakimiyetini yitirmek
hold on like grim death (brit) v. bir şeyi sıkıca tutmak
hold on like grim death (brit) v. bir şeye sımsıkı tutunmak
put a hold on something v. bloke etmek
have a strong hold on someone v. birisinin üzerinde büyük etkisi olmak
have a hold on someone v. biri üzerinde büyük bir etkisi olmak
have a strong hold on someone v. birinin üstüne büyük bir etkisi olmak
get a strong hold on someone v. birinin üstüne büyük bir etkisi olmak
hold on like grim death (brit) v. bir şeyi sımsıkı tutmak
relax one's hold on someone v. biri üzerindeki kontrolünü gevşetmek/azaltmak
get a hold on someone v. biri üzerinde büyük bir etkisi olmak
hold on for dear life v. canını dişine takmak
hold on to (the hem of) a saint's robe v. etek tutmak
relax one's hold on someone v. elini gevşetmek
put a hold on something v. kullanıma kapatmak
hold on (to) like grim death v. sıkıca elinden tutmak
hold on for dear life v. sıkıca tutunmak
hold on for dear life v. sımsıkı tutunmak
hold on for dear life v. üstün uğraş vermek
take a hold on (oneself) v. kendini frenlemek
take a hold on (oneself) v. kendini tutmak
take a hold on (oneself) v. tepkilerini/duygularını kontrol altına almak
take a hold on (oneself) v. kendini kontrol etmek
get a hold on yourself v. kendini tutmak
get a hold on yourself v. kendini kontrol altında tutmak
get a hold on yourself v. kontrolünü kaybetmemek
get a hold on yourself v. duygularını frenlemek
get a hold on yourself v. sakin kalmak
get a hold on yourself v. kontrollü davranmak
take a hold on yourself v. kendini tutmak
take a hold on yourself v. kendini kontrol altında tutmak
take a hold on yourself v. kontrolünü kaybetmemek
take a hold on yourself v. duygularını frenlemek
take a hold on yourself v. sakin kalmak
take a hold on yourself v. kontrollü davranmak
give (one) a strong hold on (someone) v. (birine biri) üzerinde hakimiyet vermek
give (one) a strong hold on (someone) v. (birinin biri) üzerinde büyük etki kurmasını sağlamak
give (one) a strong hold on (someone) v. (birinin biri) üzerinde büyük nüfuz sahibi olmasını sağlamak
have a hold on v. üzerinde kontrol edici etkisi olmak
have a hold on v. üzerinde büyük etkisi olmak
have a hold on v. üzerinde kontrol sağlamak
have a hold on v. üzerinde kontrol sahibi olmak
relinquish (one's) hold on (something) (to someone or something) v. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) kaptırmak
relinquish (one's) hold on (something) (to someone or something) v. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) kaybetmek
relinquish (one's) hold on (something) (to someone or something) v. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) devretmek
relinquish (one's) hold on (something) (to someone or something) v. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) bırakmak
have a hold on (someone) v. (birinin) eskiden yaptıklarını/hatalarını koz olarak kullanmak
have a hold on (someone) v. (birinin) hakkında bildiklerini ona karşı kullanmak
have a hold on (someone) v. (birinin) hakkında bildikleriyle ona baskı yapmak
get a hold on (one) v. (biri) üzerinde büyük/güçlü bir etkisi olmak
get a hold on (one) v. (birini) çok etkilemek
get a hold on (one) v. (birini) etkisi altına almak
get a hold on (oneself) v. (kendini) tutmak
get a hold on (oneself) v. duygularına hakim olmak
get a hold on (oneself) v. (kendine) hakim olmak
get a hold on (oneself) v. (kendini) kontrol altına almak
get a hold on (oneself) v. sakinleşmek
get a hold on (oneself) v. toparlanmak
get a hold on (oneself) v. kendine gelmek
get/take a grip/hold on yourself v. kendini tutmak
get/take a grip/hold on yourself v. kendini kontrol altında tutmak
get/take a grip/hold on yourself v. kontrolünü kaybetmemek
get/take a grip/hold on yourself v. kendine hakim olmak
get/take a grip/hold on yourself v. sakin kalmak/olmak
hold on (someone or something) like grim death v. (birine/bir şeye) asılmak
hold on (someone or something) like grim death v. (birinin/bir şeyin) sıkıca elinden tutmak
hold on (someone or something) like grim death v. (birine/bir şeye) sımsıkı tutunmak
hold on (someone or something) like grim death v. (birine/bir şeye) sıkıca tutunmak
hold on (someone or something) like grim death v. (birini/bir şeyi) sıkıca tutmak
hold on to (someone or something) like grim death v. (birine/bir şeye) sıkıca tutunmak
hold on to (someone or something) like grim death v. (birine/bir şeye) yapışmak
hold on to (someone or something) like grim death v. düşmemek için (birini/bir şeyi) sıkıca tutmak
lose (one's) hold on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) bırakmak
lose (one's) hold on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) tutmayı bırakmak
lose (one's) hold on (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) eli kaymak/kurtulmak
lose (one's) hold on (someone or something) v. (birine/bir şeye) tutunamamak
lose (one's) hold on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) tutamamak
lose (one's) hold on (something) v. (bir şeyi) anlayamaz/ayırt edemez hale gelmek
lose (one's) hold on (something) v. (bir şey) algısını kaybetmek
lose (one's) hold on (someone) v. (biri) üzerindeki hakimiyetini kaybetmek
lose (one's) hold on (someone) v. (biri) üzerindeki otoritesini yitirmek
lose hold on v. üzerindeki hakimiyetini yitirmek
lose hold on v. üzerindeki kontrolünü yitirmek
lose hold on v. bırakmak
lose hold on v. tutmayı bırakmak
lose hold on v. '-i anlayamaz/ayırt edemez hale gelmek
lose hold on v. algısını kaybetmek
lose hold on v. üzerindeki hakimiyetini kaybetmek
lose hold on v. üzerindeki otoritesini yitirmek
lose hold on v. eli kaymak/kurtulmak
lose hold on v. tutunamamak
lose hold on v. tutamamak
put a hold on v. askıya almak
put a hold on v. bloke etmek
put a hold on v. kullanıma kapatmak
relax (one's) hold on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) gevşek bırakmak
relax (one's) hold on (someone or something) v. (biri/bir şey) üzerindeki baskısını gevşetmek
relax (one's) hold on (someone or something) v. (biri/bir şey) üzerindeki kontrolünü gevşetmek/azaltmak
relax hold on v. gevşek bırakmak
relax hold on v. üzerindeki baskısını gevşetmek
relax hold on v. üzerindeki kontrolünü gevşetmek/azaltmak
hold on to your hat! expr. asıl bunu dinle!
hold on to your hat! expr. sen asıl bunu dinle!
Speaking
hold on a sec n. bir saniye
hold on a second please interj. biraz bekleyin lütfen
hold on a moment please interj. biraz bekleyin lütfen
hold on a minute! expr. bir dakika bekle!
hold on a second expr. bekle bir saniye
can you hold on for one second? expr. bir saniye bekleyebilir misin?
hold on a second expr. bir saniye bekle
hold on a minute! expr. bekle bir dakika!
I know what it's like to hold on to someone expr. birisine tutunmanın ne demek olduğunu bilirim
hold on for a minute! expr. bir dakika bekle!
hold on for a minute! expr. bekle bir dakika!
hold on one second expr. bekle bir saniye
hold on for a second! expr. dur bakalım orada!
hold on a second expr. dur bir saniye
hold on to your hat expr. dikkat edin
hold on to your hat expr. kemerlerinizi bağlayın
hold on a second please expr. lütfen biraz bekleyin
hold on to your hat! expr. sıkı dur! (bak ne anlatacağım)
hold on to your hat expr. sıkı durun
Automotive
hold on winding n. bekletme sargısı
hold on winding n. tutma bobini
Marine
hold on interj. aganta
Environment
drop-cover-hold on n. çök-başını koru-bekle
drop-cover-hold on expr. çök-kapan-tutun
drop-cover-hold on expr. eğil-gizlen-bekle
Military
hold on to supplies v. ikmallere dayanmak
hold on to supplies v. ikmallere güvenmek