... gibi yapılan - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

... gibi yapılan



Sens de "... gibi yapılan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
General
... gibi yapılan supposed adj.

Sens de "... gibi yapılan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 86 résultat(s)

Turc Anglais
General
bir emir gibi yapılan istek demand n.
ulaşım yolu trafiğinin yavaşlatılması amacıyla yapılan tümsek gibi engeller traffic calming n.
otobüs gibi taşıtlarda bulunan ve yapılan hızı, duraklamaların süresini ve sürücünün ne kadar direks tachograph n.
(dalga geçmek veya karşıdakine katılmama gibi durumları ifade etmek veya konuşmanın bir yerine dikkat çekmek için) ellerle havada yapılan tırnak işareti air quote n.
koşu bandı vb gibi aletler üzerinde yapılan koşu run in place n.
koşu bandı vb gibi aletler üzerinde yapılan yürüyüş jog in place n.
hamilelik vb. gibi nedenlerle yapılan mecburi evlilik forced wedding n.
(özellikle bira gibi) evde yapılan içki homebrew n.
(özellikle bira gibi) evde yapılan içki home brew n.
altın, gümüş veya bakır gibi metallerden yapılan madeni para billon n.
açık havada yapılan parti, kabul töreni veya sergi gibi organizasyonlar için kurulan büyük bir çadır markee n.
süpürür gibi yapılan el hareketi brush n.
(özellikle kaçak getirilmiş gibi yapılan ucuz ve gösterişli mallar satan) seyyar satıcı dudder [dated] [uk] n.
fildişi, deniz kabuğu gibi malzemelerden yapılan süs scrimshander n.
fildişi, deniz kabuğu gibi malzemelerden yapılan süs skrimshander n.
fildişi, deniz kabuğu gibi malzemelerden yapılan oyma süs scrimshandy n.
doğal akışın parçasıymış gibi yapılan geçiş segue n.
robot gibi yapılan konuşma singsong n.
daha önceden yapılan birşeyi temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp öne sürmek wheel out v.
beden ve ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacıyla yapılan fizik tedavi/egzersiz gibi yöntemler bodywork v.
makine gibi düşünmeden otomatik olarak yapılan automatonlike adj.
makine gibi düşünmeden otomatik olarak yapılan machinelike adj.
makine gibi düşünmeden otomatik olarak yapılan robotic adj.
masada yapılan (büro, sınıf gibi mekanlarda) desk adj.
havadaymış gibi hızlıca yapılan flying adj.
Proverb
eskiden yapılan hatalar/düşüncesizlikler insanı gölgesi gibi takip eder old sins have long shadows
Colloquial
dudaklarını uzatarak öpecek gibi yapılan davetkar mimikler kissy face n.
Idioms
hamilelik gibi nedenlerle yapılan mecburi evlilik shotgun marriage n.
hamilelik gibi nedenlerle yapılan mecburi evlilik shotgun wedding n.
hamilelik gibi nedenlerle yapılan mecburi evlilik a shotgun wedding [old-fashioned] n.
hamilelik gibi nedenlerle yapılan mecburi evlilik a shotgun marriage [old-fashioned] n.
Trade/Economic
yıllık tahsisat gibi sebeplerle toprak gelirlerinden yapılan kesinti ve ödeme reprise n.
Law
bir kimsenin evine girip zor kullanmak veya darp gibi başka suçlarla birlikte yapılan hırsızlık suçu mixed larceny n.
bir kimsenin evine girip zor kullanmak gibi başka suçlarla birlikte yapılan hırsızlık compound larceny n.
konut derneği gibi devlet onaylı bir makam ile kiracı arasında yapılan anlaşma assured tenancy [brit] n.
yalan beyan gibi sebeplerle tanığın yetkisiz kılınması veya kabul edilmemesi gerektiğini ortaya koymak adına yapılan işlem reprobator n.
Politics
(parlamenter sistemde) tasarı, önerge gibi meseleler üzerine yapılan tartışmaları sona erdirmek guillotine v.
Tourism
çiftlik gibi bir yerde hem çalışıp hem tatil yapılan konaklama haycation n.
Technical
delme, kesme gibi makinelerde yapılan işin boyutunu sınırlayan derin boşluk throat n.
piston gibi parçalara yapılan iç soğutma bore cooling n.
tuz gibi maddelere yapılan kavurma işlemi decrepitation n.
yumruk veya kafa gibi vücudun bir kısmı ile veya çekiç gibi bir alet yardımıyla yapılan güçlü darbe louk n.
Computer
yapay zekayla yapılan ve biri gerçekten o videoda varmış gibi gösterilen video deepfake n.
Textile
merinos yünü gibi ince yünden yapılan yumuşak ve hafif kumaş merino n.
Woodworking
ahşap üzerine kaplumbağa kabuğu ya da pirinç gibi metallerden yapılan kakma boullework n.
Furniture
ahşap üzerine kaplumbağa kabuğu ya da pirinç gibi metallerden yapılan kakma buhlwork n.
Aeronautic
uçak motoru üzerinde bulunan, motoru çevreleyen, motor imalatçısı tarafından değil uçak üreticisi tarafından kurulumu yapılan, hidrolik pompa, yağlama sistemleri, yangın söndürme sistemleri vb. gibi sistemlerin adı engine buildup n.
Medical
fiber optik endoskop gibi ışıklı bir alet kullanılarak yapılan bir eklem inceleme yöntemi arthroscopy n.
fıtık gibi vücut kusurlarına yapılan cerrahi müdahalelerde kullanılan esnek ve ince bir ağ mesh n.
Printing
bitki, hayvan, kaya gibi doğal oluşumları kullanarak yapılan baskı işlemi nature printing n.
Food Engineering
meyve, kuru yemiş gibi gıdalardan yapılan ezme butter n.
Gastronomy
yumurta sarısı şarap ve hardal veya karabiber gibi tuzlu çeşni kullanılarak yapılan bir tür sos sabayon n.
baharat, meyve gibi malzemelerle tatlandırılan yoğurt ve sudan yapılan bir içecek lassi n.
kıyılmış lahana ile doldurulup sonrasına turşu yapılan dolmalık biber gibi bir sebze mango n.
özellikle buğday ve çavdar gibi çeşitli tahılların unu veya bu tahıllardan yapılan yemek maslin [uk] n.
kabartma tozu gibi kabartıcılarla yapılan ve mayalanma süresi olmayan ekmek quick bread n.
su, bal, maya gibi malzemelerden yapılan fermente edilmiş bir içki meath [obsolete] n.
marul, roka, hindiba gibi taze ve yeşil yapraklı sebzelerle yapılan salata mesclun n.
domates, ketçap, meyve sosu, sarımsak, baharat gibi malzemelerle yapılan mayhoş bir sos monkeygland sauce [south africa] n.
özellikle milföy hamurundan yapılan ve krema, meyve gibi dolgular içeren hamur işi french pastry n.
Botanic
mate bitkisinin kurumuş yapraklarından ve filizlerinden yapılan, çay ve kahve gibi uyarıcı özelliği bulunan güney amerika menşeli aromatik bir içecek matte n.
Fishery
balıkların baraj, bent gibi yapay oluşumların arasından geçebilmesi için yapılan geçitler ladder n.
Linguistics
(galce gibi bazı renk tonları arasında ayrım yapmayan dillerden yapılan çevirilerde) yeşil veya mavi grue adj.
Military
sel, yangın gibi durumlardan sonra yapılan temizleme operasyonu mop-up n.
Sport
buz pateni ve kayak gibi buz ve kar üstünde yapılan sporlar winter sports n.
kaykay gibi spor dallarında tahtanın bir ucunun havaya kaldırılması şeklinde yapılan manevra manual n.
(rüzgar sörfü gibi) kokpitsiz teknede yapılan yelken sporu boardsailing n.
(beyzbol gibi oyunlarda) yapılan hata miscue n.
(tenis gibi sporlarda) topun gidişini yukardan aşağı doğru yapılan vuruşla kesme overcut n.
(tenis gibi sporlarda) yukardan aşağı doğru yapılan vuruş overhand n.
kriket gibi oyunlarda kolu omuz hizasının üzerine kaldırarak yapılan (atış) over-arm adj.
Art
varlıkların doğadaki görünüşlerinin kalem veya fırça gibi araçlarla kağıt üzerinde yapılan biçimleri duty n.
taş, toprak, kum gibi doğal malzemelerle yapılan sanat earth art n.
kiliseye adak olarak yapılan tablo, resim gibi profesyonel olmayan sanat eserlerine verilen ad ex voto n.
galop gibi bazı danslarda yapılan bir hareket glissade n.
telkari gibi yapılan filagree adj.
telkari gibi yapılan fillagree adj.
Music
tek kolu tüfek gibi havaya kaldırırken başı diğer kola gömerek yapılan bir dans hareketi dab n.
Painting
kuru sıva üzerine yapılan boyama sanatındaki gibi boyanmış al secco adj.
kuru sıva üzerine yapılan boyama sanatındaki gibi al secco adv.
Slang
hapishane gibi yerlerde tecavüzcülere ve tacizcilere yapılan saldırılar nonce-bashing n.
Modern Slang
sadece yıl dönümü, doğum günü, yılbaşı gibi özel günlerde yapılan seks abc sex n.
iğrenç/külahıma anlat/sikimde değil gibi anlamlara gelen ve havada yapılan otuzbir çekme hareketi taklidi air masturbation n.
iğrenç/külahıma anlat/sikimde değil gibi anlamlara gelen ve otuzbir çekme hareketiyle beraber gözleri devirerek yapılan bir el hareketi air jerk n.
çöp torbası, streç film, bant, abajur, karton kutu gibi şeylerden yapılan kıyafetlerim giyildiği parti abc party (anything but clothes party) n.
tiktok'ta amerikalılar'ın asya kültürünü fetişleştirerek estetik bir içerik olarak yorumlaması gibi amerikan marketlerine gidip amerikan atıştırmalıklarıyla romantik bir müzikle yapılan hicivli bir video akımı americacore n.