tv - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

tv



Sens de "tv" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 2 résultat(s)

Anglais Turc
General
tv n. televizyon
British Slang
tv n. travesti

Sens de "tv" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
General
tv tube n.
British Slang
tv boob tube n.

Sens de "tv" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 204 résultat(s)

Anglais Turc
General
watcher of tv n. televizyon izleyicisi
tv reporter n. televizyon muhabiri
tv antenna n. televizyon anteni
plasma tv n. plazma tv
tv set n. televizyon takımı
watcher of tv n. televizyon seyircisi
tv broadcasting n. televizyon yayını
colour tv n. renkli televizyon
radio & tv supreme council n. radyo tv üst kurulu
tv newsman n. televizyon haber spikeri
tv announcer n. televizyon spikeri
tv station n. televizyon istasyonu
tv audience n. televizyon izleyicileri
microsoft tv n. microsoft tv
tv program n. televizyon programı
tv star n. televizyon yıldızı
tv planning n. tv planlama
color tv n. renkli televizyon
tv room n. televizyon odası
tv technician n. televizyon tamircisi
family tv series n. aile dizisi
cable tv n. kablolu tv
tv series n. dizi film
tv series n. televizyon dizisi
domestic tv series n. yerli dizi
tv set n. televizyon
tv cabinet n. televizyon dolabı
flat-screen tv n. düz-ekran televizyon
tv cabinet n. tv dolabı
tv guide n. tv rehberi
tv commercial n. televizyon reklamı
tv cameraman n. tv kameramanı
tv cameraman n. televizyon kameramanı
tv presenter n. tv sunucusu
satellite tv n. uydu televizyonu
tv viewer n. televizyon izleyicisi
foreign tv series n. yabancı televizyon dizisi
foreign tv series n. yabancı tv dizisi
foreign tv series n. yabancı dizi
hd tv n. yüksek çözünürlüklü televizyon
tv personality n. televizyon siması
tv dinner n. tv karşısı hazır yemek
wedding tv show n. evlilik programı
tv chair n. tv koltuğu
tv programme n. televizyon programı
tabloid tv n. hızla tüketilen sansasyonel haberler yapan televizyon
tv unit n. televizyon ünitesi
be a guest on a tv show v. konuk olmak (bir tv programına vb)
appear as a guest on a tv show v. konuk olmak (bir tv programına vb)
appear as a guest on a tv show v. konuk olarak katılmak (bir tv programına vb)
be a guest on a tv show v. konuk olarak katılmak (bir tv programına vb)
watch a tv series v. dizi seyretmek
be on tv v. televizyona çıkmak
get on tv v. televizyona çıkmak
spend too much time in front of the tv v. televizyonun karşısında çok vakit geçirmek
watch tv v. tv izlemek
appear on tv shows v. televizyon programlarında görünmek
appear on tv programs v. televizyon programlarında görünmek
participate in tv shows v. televizyon programlarına katılmak
participate in tv programs v. televizyon programlarına katılmak
participate in tv shows v. televizyon programına katılmak
participate in tv programs v. televizyon programına katılmak
watch tv v. televizyon izlemek
play in a tv show v. dizide oynamak
act in a tv show v. dizide oynamak
host a tv show v. televizyon programı sunmak
present a tv show v. tv programı sunmak
host a tv show v. tv programı sunmak
present a tv show v. televizyon programı sunmak
look at the tv reception v. televizyonun nasıl çektiğine bakmak
put someone on tv v. birini televizyona çıkarmak
hear on tv v. televizyondan duymak
hear on tv v. televizyonda duymak
have a small part on a tv show v. dizde ufak bir rol oynamak
sit in front of the tv v. televizyon karşısına geçmek
sit in front of the tv v. tv karşısına geçmek
cut away on tv v. (bir program vb) televizyonda kesmek
shoot a tv series v. dizi film çekmek
shoot a tv series v. dizi çekmek
watch a lot of tv v. çok tv izlemek
watch a lot of tv v. çok televizyon izlemek
watch too much tv v. çok televizyon izlemek
watch too much tv v. çok tv izlemek
watch a tv series v. dizi izlemek
watch a tv show v. dizi izlemek
watch a lot of tv v. çok televizyon seyretmek
turn off the tv v. televizyonu kapatmak
unplug the tv v. televizyonun fişini çekmek
unplug the tv v. tv'nin fişini çekmek
spoil a tv series v. bir dizide olacakları söylemek
spoil a tv show v. bir dizide olacakları söylemek
Phrases
and I don't play one on tv expr. pek de fikrim yok
and I don't play one on tv expr. pek bilmem
and I don't play one on tv expr. hiç denemedim
and I don't play one on tv expr. … değilim
and I don't play one on tv expr. amerikalı aktörlerin "doktor değilim ama tv'de doktoru canlandırıyorum" sözünden ortaya çıkmış alaycı bir ifade
Colloquial
tv reporter n. tv muhabiri
tv dinner n. mikrodalgada ısıtılabilen donmuş hazır yemek
Idioms
peak tv n. 2010'ların sonunda televizyon programlarının yaygınlaştığı/zirveye çıktığı dönem
peak tv n. tv çağı/dönemi
peak tv n. televizyon programlarının patlama yaptığı dönem
peak tv n. televizyonun zirve yaptığı dönem
Speaking
I don't watch tv either expr. ben de televizyon izlemem
what about watching tv tonight? expr. bu gece televizyon izlemeye ne dersin?
I'm watching tv expr. ben televizyon izliyorum
did you watch tv last night? expr. dün gece televizyon izledin mi?
did you hear what he said on tv the other night? expr. geçen gece televizyonda söylediklerini duydun mu?
what sort of tv programmes do you like? expr. ne tür televizyon programlarından hoşlanırsın?
I was surprised when I saw him on tv expr. onu televizyonda görünce şaşırdım
what kind of tv programmes do you like expr. ne tür televizyon programlarından hoşlanırsın?
I was surprised when I saw her on tv expr. onu televizyonda görünce şaşırdım
I like to watch tv very much expr. televizyon izlemeyi çok seviyorum
do you like watching tv? expr. televizyon izlemekten hoşlanır mısın?
I don't have a tv expr. televizyonum yok
I love watching tv expr. televizyon izlemeyi seviyorum
do you prefer watching tv to walking in the open air? expr. tv izlemeyi açık havada yürümeye tercih ediyor musun?
do you prefer watching tv to walking in the open air? expr. tv izlemeyi açık havada yürümeye tercih eder misin?
turn on the tv expr. televizyonu aç
I watched tv expr. televizyon izledim
what's on tv expr. televizyonda ne var
do you like watching tv? expr. televizyon izlemekten hoşlanır mısınız?
I love watching tv expr. televizyon seyretmeyi seviyorum
all they do is watching tv expr. yaptıkları tek şey televizyon seyretmek
Trade/Economic
finnish tv partner n. fin tv ortağı
tv banking n. tv bankacılığı
Politics
tv address n. televizyon konuşması
free movement of tv broadcasts n. tv yayınlarının serbest dolaşımı
free circulation of tv services n. tv hizmetlerinin serbest dolaşımı
Institutes
turksat satellite communications and cable tv operations company n. türksat uydu haberleşme kablo tv ve işletme anonim şirketi
Media
reality tv n. realite tv
tv audience measurement n. reyting ölçümü
tv commercial n. tv reklamı
tv audience measurement n. televizyon izleme ölçümü
tv cooking show n. yemek programı
tv show n. televizyon dizisi
tv show n. dizi
comfort TV show n. izleyicinin daha az stresli veya endişeli hissetmek için seyrettiği eğlendirici dizi
prestige TV n. prestijli televizyon dizisi
prestige TV n. kaliteli televizyon dizisi
Technical
interactive-tv n. etkileşimli televizyon
closed-circuit-tv n. kapalı devre televizyon
closed-circuit-tv (cctv) n. kapalı devre televizyon
closed circuit television/tv system n. kapalı devre televizyon sistemi
microcontroller controlled tv training set n. mikrodenetleyici denetimli televizyon deney seti
color tv glasses n. renkli tv camları
tv/vcr unit n. tv/vcr ünitesi
tv glasses n. televizyon camları
Computer
compaq tv tuner n. compaq tv ayarlayıcı
interactive tv n. etkileşimli televizyon
closed-circuit tv n. kapalı devre televizyon
lcd/tv n. lcd/tv
media select tv n. ortam seçimi tv
tv type n. tv türü
tv output n. tv çıkışı
tv data adapter n. tv veri bağdaştırıcısı
tv tuner n. tv tarayıcısı
tv tuner audio n. tv tuner sesi
tv adapter n. tv bağdaştırıcısı
tv tuner board n. televizyon kartı
wdm tv audio n. wdm tv sesi
wdm tv tuner n. wdm tv kartı
crt/tv expr. crt/tv
watch tv expr. tv seyredin
Informatics
interactive tv n. etkileşimli televizyon
Telecom
analogue and digital terrestrial tv broadcasting service transmitters n. analog ve sayısal karasal tv yayın servis vericileri
advanced TV n. gelişmiş TV
tv segment n. tv bölümü
tv segment n. tv kısmı
high definition tv n. yüksek çözünürlüklü tv
high definition tv n. yüksek tanımlamalı televizyon
sideband tv signal n. yan bant tv işareti
Television
car-crash tv n. kasıtlı olarak şiddet içeren, rahatsız edici ve korkunç programlar gösteren televizyon programları
reality tv n. gerçek hayattaki sıradan insanların hikayelerini içeren tv programları
tv camera n. televizyon kamerası
tv channel n. televizyon kanalı
tv monitor n. yayınlanmakta olan programı stüdyoda izlemekte kullanılan monitör
tv show n. televizyon programı
analogue and digital terrestrial tv broadcasting service transmitters n. analog ve sayısal yayın yapan karasal tv vericileri
flat tv n. düz ekran televizyon
cable tv n. kablolu tv sistemi
cable tv technology n. kablo televizyon teknolojisi
cable tv infrastructure n. kablolu televizyon altyapısı
mobile tv n. mobil televizyon
community antenna tv system n. ortak anten sistemi
master antenna tv n. ortak anten sistemi
pay-tv n. ödemeli tv
mobile tv n. taşınabilir televizyon
high definition tv n. yüksek çözünürlüğe sahip tv
high definition tv n. yüksek tanımlı televizyon
court tv n. mahkeme görüntülerini canlı veren tv kanalı
field-sequential color tv n. renkli televizyonun erken bir formu
field-sequential color tv system n. renkli televizyonun erken bir formu
standard definition tv n. standart çözünürlüklü tv
standard definition tv n. standart çözünürlüklü televizyon
Furniture
tv stand n. televizyon masası
tv stand n. televizyon sehpası
Automotive
tv rod n. kelebek valf mili
Cinema
tv series n. dizi
Slang
tv dinner (turkey vulture dinner) n. leş
tv dinner (turkey vulture dinner) n. asfalt leşi
tv dinner (turkey vulture dinner) n. hayvan leşi
tv dinner (turkey vulture dinner) n. yolda ezilmiş hayvan leşi
tv dinner (turkey vulture dinner) n. akbaba yemeği
tv dinner (turkey vulture dinner) n. akbabalara yem

Sens de "tv" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 237 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
seyretmek (tv) watch v.
General
radyo tv vericisi transmitter n.
radyo tv üst kurulu radio & tv supreme council n.
tv resim tüpü picture tube n.
tv klip clip n.
tv bilgi yarışması quiz show n.
tv yayını alma reception n.
sürekli tv dizisi soap opera n.
tv planlama tv planning n.
tv tüp tube n.
microsoft tv microsoft tv n.
spiker (radyo/tv) speaker n.
muhabir (gazete/radyo/tv/) reporter n.
tv radyo melodram dizisi soap opera n.
geçmeli tarama tv interlace n.
radyo tv yayında on the air n.
tv/radyo melodram dizisi soap n.
(radyo/tv) kanalı channel n.
plazma tv plasma tv n.
tv yayını telecast n.
haber (tv, radyo) announcement n.
radyo/tv link link n.
karlanma (tv) snow n.
tv programı show n.
dizi bölümü (tv) episode n.
kablolu tv cable tv n.
kablolu tv cable television n.
yayın aracı (radyo/tv) airwave n.
kapalı devre tv sistemi closed circuit television system n.
(tv'de) izlenme oranı rating n.
bir tv ya da radyo programının sinyal/giriş ya da fon müziği jingle n.
tv dolabı tv cabinet n.
tv rehberi tv guide n.
yapmacık gülümseyen (tv.de vb.) eccedentesiast n.
tv kameramanı tv cameraman n.
tv kameramanı television cameraman n.
tv sunucusu tv presenter n.
(tv) kanal zaplama zapping n.
(tv) kanallar arasında sörf yapma channel hopping n.
(tv) kanal zaplama channel hopping n.
(tv) kanallar arasında sörf yapma zapping n.
(tv) kanal zaplama channel surfing n.
(tv) kanallar arasında sörf yapma channel surfing n.
yabancı tv dizisi foreign tv series n.
bir tv dizisinin bölümlerini art arda ve kısa zaman içinde izleme binge-watching n.
tv karşısı hazır yemek tv dinner n.
tv koltuğu tv chair n.
telefon (radyo/tv/ telsiz)'nun iyi çekmesi good reception n.
bir tv dizisi veya programının bölümlerinin art arda ve kısa zaman içinde izlenmesi binge-watching n.
bir tv dizisi veya programının bölümlerinin art arda ve kısa zaman içinde izlenmesi binge-viewing n.
bir tv dizisi veya programının bölümlerinin art arda ve kısa zaman içinde izlenmesi marathon-viewing n.
tv/dvd/radyo dolabı cabinet n.
(tv/sinema) seyirci viewership n.
(tv) izleme viewing n.
(tv) izlenme viewing n.
tv'nin çerçeve hızını artırarak görüntüsünü pürüzsüz hale getiren ve bazen de abartılı gerçek ve garip bir görüntü veren bir tv teknolojisi motion smoothing n.
marvel stüdyoları tarafından 2008 yılında iron man ile başlayarak üretilmiş tüm süper kahraman karakterlerini içeren film, tv şovu, çizgi roman, kısa film ve dijital dizi yayınları marvel cinematic universe (mcu) n.
1950'lerde yayınlanan mickey mouse club adlı tv programında yer alan çocuklara verilen ad mouseketeer n.
radyo/tv istasyonunda rehberlik ve ışıkçılık yapan kimse page n.
radyo/tv istasyonu outlet n.
yayın yapmak (radyo/tv) broadcast v.
yayımlamak (gazete/tv/radyo) carry v.
tv yayına son vermek go off the air v.
izlemek (tv vb) watch v.
tv programı yapmak make a television programme v.
konuk olarak katılmak (bir tv programına vb) be a guest on a tv show v.
konuk olarak katılmak (bir tv programına vb) appear as a guest on a tv show v.
konuk olmak (bir tv programına vb) be a guest on a tv show v.
konuk olmak (bir tv programına vb) appear as a guest on a tv show v.
(tv'de) kanal değiştirmek turn over v.
tv izlemek watch tv v.
tv programı sunmak host a tv show v.
tv programı sunmak present a tv show v.
tv karşısına geçmek sit in front of the tv v.
tv karşısına geçmek settle in front of the television v.
çok tv izlemek watch a lot of television v.
çok tv izlemek watch too much television v.
çok tv izlemek watch too much tv v.
çok tv izlemek watch a lot of tv v.
bir tv dizisinin bölümlerini art arda ve kısa zaman içinde izlemek binge-watch v.
bir film ya da tv programını yeniden izlemek rewatch v.
tv'nin fişini çekmek unplug the tv v.
tv'nin fişini çekmek unplug the television v.
(radyo veya tv programını) yayından önce kaydetmek prerecord v.
(filmi, tv programını) genel gösterimden veya yayınlanmadan önce izlemek prescreen v.
(tv programı serisini) yerel kanallara satmak syndicate v.
yayında değil (radyo, tv) off the air adj.
tv/radyo melodram dizilerine yakışan soapy adj.
irlanda'nın kamusal radyo ve tv kanalı rte (radio telefis éireann) abrev.
Phrasals
bir görüntüyü yavaş yavaş kaybederek diğer görüntüye geçmek (film, tv video, kitap kurgusunda) dissolve into (something) v.
yayın, film, tv, video akışını kesip araya başka bir şey sokmak cut to (someone or something) v.
ileride/gelecekte olacakları göstermek (kitap, tv programı, film) flash forward v.
zamanda ileriye/geleceğe doğru gitmek/yolculuk yapmak (kitap, tv programı, film) flash forward v.
(tv karakterini) öncekinden daha aptal hale getirmek dumb down v.
gününün önemli bir bölümünü tv/bilgisayar veya oyun konsolu karşısında geçiren çocuklar için kullanılan bir ifade screenagers expr.
Phrases
amerikalı aktörlerin "doktor değilim ama tv'de doktoru canlandırıyorum" sözünden ortaya çıkmış alaycı bir ifade and I don't play one on tv expr.
Colloquial
super bowl'un oynandığı pazar günü öğleden sonra animal planet'te yayınlanan bir tv programı puppy bowl n.
tv muhabiri tv reporter n.
farklı tv. karakterlerini aynı bölümde ya da hikayede buluşturan eser crossover n.
kurgu tv şovu hayranlarını memnun etmek için içeriğe yapılan katkılar fan service n.
tv izlerken sürekli kanal değiştiren kimse zapper n.
tv veya radyoda tanıtım yaptırmak için el altından ödenen para plugola n.
perşembe geceleri yayınlanan bir tv programları serisi tgit (thank god it's thursday) [us] n.
tv radyo melodram dizisi soapie n.
tv radyo melodram dizisi soapy n.
Idioms
bir tv dizisinin normalden daha kısa süren sezonu short order n.
eski kablolu kanal aboneliğine son verip başka aboneliklere (online tv platformları) geçen kişi cord cutter n.
kablolu tv aboneliğini iptal eden kimse cord cutter n.
eski kablolu kanal aboneliğine son verip başka aboneliklere (online tv platformları) geçme cord-cutting n.
kablolu tv aboneliğini iptal etme cord-cutting n.
(tv) kanaldan kanala atlayan channel surfer n.
(tv) kanallar arasında gezinip duran channel surfer n.
kumanda ile tv kanallarını peş peşe geçen channel surfer n.
(tv) kanaldan kanala atlama channel-zapping n.
(tv) kanallar arasında gezinip durma channel-zapping n.
kumanda ile tv kanallarını peş peşe geçme channel-zapping n.
(tv) kanaldan kanala atlama channel surfing n.
(tv) kanallar arasında gezinip durma channel surfing n.
kumanda ile tv kanallarını peş peşe geçme channel surfing n.
tv çağı/dönemi peak tv n.
kalitesi düşen bir tv programına olan ilgiyi kaybetmemek için araya saçma sapan şeyler sokmak jump the shark [us] v.
bir oturuşta bir tv programının bir çok bölümünü arka arkaya izlemek binge-watch v.
tv programcılığında dikkat çekmek/izleyiciyi tutmak için hileye, şaşırtıcı/akılalmaz bir şeye yer vermek jump the shark v.
tv programcılığında dikkat çekmek/izleyiciyi tutmak için hileye, şaşırtıcı/akılalmaz bir şeye baş vurmak jump the shark v.
geleneksel kablo bağlantısı dışında bir kaynaktan/sunucudan alınan tv yayını ott (over the top) expr.
Speaking
tv izlemeyi açık havada yürümeye tercih ediyor musun? do you prefer watching tv to walking in the open air? expr.
tv izlemeyi açık havada yürümeye tercih eder misin? do you prefer watching tv to walking in the open air? expr.
Trade/Economic
fin tv ortağı finnish tv partner n.
tv bankacılığı tv banking n.
Politics
radyo ya da tv dizisi serial n.
tv yayınlarının serbest dolaşımı free movement of tv broadcasts n.
tv hizmetlerinin serbest dolaşımı free circulation of tv services n.
tv yayını yapmak transmit v.
Institutes
türksat uydu haberleşme kablo tv ve işletme anonim şirketi turksat satellite communications and cable tv operations company n.
Media
yeni oyuncu kadrosu ve yenilenmiş senaryo ile geri dönen tv programı reboot n.
stüdyo dışında bir yerden yayınlanan radyo veya tv yayını remote n.
istasyon (radyo, tv) station n.
realite tv reality tv n.
tv reklamı tv commercial n.
tv programlarında karakterlerin tek başlarına kamera karşısına geçip duygu ve düşüncelerini aktardıkları kısım confessional n.
uyarlama (tv dizisi vb) spin-off n.
eski bir film, tv programı veya medya yapımının yenilenmiş/günümüze uyarlanmış şekilde değiştirilerek yeniden yapılması hard reboot n.
televizyon sanat ve bilimleri akademisinin tv programcılığı alanında verdiği ödüller emmy® n.
izleyici (tv vb) viewership n.
tv programları arasında verilen geçiş materyali presentation n.
(bir tv dizisinde) sondan bir önceki bölüm penultimate episode n.
yayınlamak (tv yayını) air v.
(radyo veya tv programını) sözlü olarak sunmak introduce v.
sponsorlarca ödenen (radyo, tv) commercial adj.
Advertising
tüketicinin ilgisini belirli bir ürüne çeken (tv programı) toyetic adj.
Technical
dizi yayınlamak (tv) serialize n.
dizi yayınlamak (tv) serialise n.
renkli tv camları color tv glasses n.
tv kamera tüpü orthicon n.
tv/vcr ünitesi tv/vcr unit n.
tv görüntü tutulması afterglow n.
tv ekran presi extra large press n.
yayın aracı (radyo,tv) airwave n.
yayın aracı (radyo, tv) airwave n.
Computer
compaq tv ayarlayıcı compaq tv tuner n.
kablolu tv catv n.
kablolu tv cable n.
lcd/tv lcd/tv n.
ortam seçimi tv media select tv n.
tv türü tv type n.
tv çıkışı tv output n.
tv veri bağdaştırıcısı tv data adapter n.
tv tarayıcısı tv tuner n.
tv tuner sesi tv tuner audio n.
tv bağdaştırıcısı tv adapter n.
wdm tv kartı wdm tv tuner n.
wdm tv sesi wdm tv audio n.
şiddet veya müstehcen içerikli tv programlarının sinyallerini engelleyen bilgisayar çipi v-chip n.
crt/tv crt/tv expr.
tv seyredin watch tv expr.
Telecom
analog ve sayısal karasal tv yayın servis vericileri analogue and digital terrestrial tv broadcasting service transmitters n.
gelişmiş TV advanced TV n.
kablo TV uydu sendikasyonu cablesat syndication n.
sayısal karasal tv digital terrestrial television n.
reklam amaçlı tv kanalı barker channel n.
radyo/TV yayıncılığı dosya sistemi broadcast file system n.
TV ekranındaki benek hızı spot speed n.
tv kısmı tv segment n.
tv bölümü tv segment n.
TV ekranındaki benek boyutu spot size n.
yüksek çözünürlüklü tv high definition tv n.
yan bant tv işareti sideband tv signal n.
(kablolu tv, cep telefonu hizmete sağlayıcıları) mevcut abonelerden elde edilen kazancı artırmak ve yeni abone kazandırmaya çalışmak churn v.
Television
gerçek hayattan insanların hikayelerini içeren şovların hicivli parodisini yapan tv programı reality fiction n.
gerçek hayattaki sıradan insanların hikayelerini içeren tv programları reality tv n.
ünlülerin günlük yaşamlarını ya da çeşitli görevlerde yarışmalarını konu alan tv programı celebreality n.
bir tv programının genel izlenme oranını seçilen izleyici grubundaki izleyen oranından çıkarsama yöntemi nielsen rating n.
analog ve sayısal yayın yapan karasal tv vericileri analogue and digital terrestrial tv broadcasting service transmitters n.
aydınlanmış tv ekranında işaret olmadığı zaman görülen beyaz çizgiler raster n.
batı avrupa’da kullanılan renkli tv yayın standardı phase alternate line n.
kablolu tv yükseltici catv amplifier n.
kablolu tv sistemi cable tv n.
ödemeli tv pay-tv n.
tv resim tüpü picture tube n.
tv dağıtım hatlarında kullanılan ayırıcı tap n.
tavşan kulağı şeklinde tv anteni rabbit ears n.
tavşan kulak tv anteni rabbit ears n.
yüksek çözünürlüğe sahip tv high definition tv n.
film veya tv programının ana hikaye veya konuya dair bağlam sağlayan kısa bölümü wraparound n.
kablolu tv kanallarının yetkisi olmayan kimselerce izlenmesini engelleyen elektronik cihaz lockbox n.
mahkeme görüntülerini canlı veren tv kanalı court tv n.
standart çözünürlüklü tv standard definition tv n.
ücretsiz servis sağlayan dijital bir karasal tv platformu freeview® [uk] n.
yayın yapmak (tv vb) broadcast v.
televizyon programını (başka tv programıyla) aynı saate koymak counterprogram v.
geniş film görüntüsünü standart tv boyutuna getirmek pan and scan v.
seç-izle (içeriğin seçilip istendiğinde izlenebildiği bir tür tv sistemi) vod (video on demand) abrev.
sayısal karasal tv dtt (digital terrestrial television) abrev.
Radio
tv veya radyo sinyallerini yayan küçük bir elektronik cihaz microtransmitter n.
Furniture
ses ve tv sistemlerini içeren duvar ünitesi entertainment center n.
Automotive
kapalı devre tv closed circuit n.
Cinema
açılma (tv) fade-in n.
kararma (tv) fade-out n.
uyarlama (tv dizisi) spinoff n.
tv radyo melodram dizisi soaper n.
açılmak (tv) fade in v.
kararmak (tv) fade out v.
açılmak (tv) fade in v.
Slang
(tv programı, site) hedef kitle eyeball n.
tv sunucusu meat puppet n.
tv spikeri meat puppet n.
tv programlarında ya da filmlerde romantik ilişkisi olan veya olması istenen çiftlerin isimlerinin birleşiminden oluşan takma ad ship name n.
çekim anında kayıt yaparak anında tekrar oynatmayı sağlayan tv kamerası iso n.
bir hayranın bir tv programında/dizide desteklediği veya olmasını istediği romantik ilişki otp (one true pairing) v.
bir hayranın bir tv programında/dizide desteklediği veya olmasını istediği romantik ilişki one true pairing expr.
bir hayranın bir tv programında/dizide desteklediği veya olmasını istediği birliktelik one true pairing expr.
birinin bir tv programındaki/filmdeki ideal çifti one true pairing expr.
birinin bir tv programındaki/filmdeki favori çifti one true pairing expr.
Star Wars
arazisel savunma taret vasıtası (as-tv) all terrain defense turret (at-dt) n.
arazisel iyon topu vasıtası (ai-tv) all terrain ion cannon (at-ic) n.
arazisel hareketli topçu vasıta (ah-tv) all terrain mobile artillery (at-ma) n.
tie/tv ağır yıldız savaşçısı tie/rb heavy starfighter n.