Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
belly
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Sens de
"belly"
dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 42 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
Common Usage
1
Common Usage
belly
n.
karın
2
Common Usage
belly
n.
göbek
General
3
General
belly
n.
rahim
4
General
belly
n.
iştah
5
General
belly
n.
mide
6
General
belly
n.
ahenk tahtası
7
General
belly
n.
böğür
8
General
belly
n.
karnı
9
General
belly
n.
telli çalgının ön kısmı
10
General
belly
n.
şişkinlik
11
General
belly
n.
bir şeyin şişkin bölümü
12
General
belly
n.
bir şeyin merkezi
13
General
belly
n.
çıkıntılı yüzey
14
General
belly
n.
şişik yüzey
15
General
belly
n.
kabarık yüzey
16
General
belly
n.
belirgin çıkıntı oluşturan kısım
17
General
belly
n.
ön kısım
18
General
belly
n.
iç kısım
19
General
belly
n.
alt kısım
20
General
belly
v.
yakınmak
21
General
belly
v.
şikayet etmek
22
General
belly
v.
şişmek
23
General
belly
v.
göbeği önde yürümek
24
General
belly
v.
çıkıntı yaptırmak
25
General
belly
v.
şişirmek
26
General
belly
v.
doldurmak
Colloquial
27
Colloquial
belly
n.
içgüdü
Technical
28
Technical
belly
n.
göbek
29
Technical
belly
n.
yüksek fırının çapının en geniş kısmı
Textile
30
Textile
belly
n.
giysinin karın bölümü
Construction
31
Construction
belly
n.
taze betonun dikey yüzeyindeki çıkıntı
Woodworking
32
Woodworking
belly
n.
kavisli kerestenin iç kısmı
Aeronautic
33
Aeronautic
belly
n.
uçak gövdesinin alt kısmı
34
Aeronautic
belly
v.
(uçak) iniş takımı kullanmadan indirmek
Marine
35
Marine
belly
n.
yelkenin rüzgarla dolunca şişen bölümü
Anatomy
36
Anatomy
belly
n.
kasın şişik orta bölümü
Printing
37
Printing
belly
n.
tipo baskı makinesinde çentikli bir parça
Gastronomy
38
Gastronomy
belly
n.
bel
Military
39
Military
belly
v.
(askeri tankın) lastik dişlerini kaldırmak
Sport
40
Sport
belly
n.
yayın dışbükey iç kısmı
Music
41
Music
belly
n.
piyanonun ses tablası
Slang
42
Slang
belly
n.
(mide) ambar
Sens de
"belly"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 260 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
Common Usage
1
Common Usage
belly dancer
n.
dansöz
General
2
General
belly dance music
n.
oyun havası
3
General
belly tank
n.
gövde deposu
4
General
belly dancer
n.
oryantal dansöz
5
General
belly dancing
n.
oryantal dans
6
General
belly button
n.
göbek
7
General
belly dancer
n.
rakkase
8
General
belly dance
n.
oryantal dans
9
General
belly dancing
n.
göbek atma
10
General
belly dancer
n.
dansöz
11
General
politics of the belly
n.
karın doyurma siyaseti
12
General
belly dance
n.
göbek dansı
13
General
belly-button
n.
göbek deliği
14
General
belly-dance
n.
göbek dansı
15
General
belly-dance music
n.
göbek havası
16
General
bulging belly
n.
sarkan göbek
17
General
drooping belly
n.
sarkan göbek
18
General
hanging belly
n.
sarkan göbek
19
General
beer belly
n.
bira göbeği
20
General
belly laugh
n.
içten (bir) kahkaha
21
General
the soft belly
n.
yumuşak karın
22
General
belly button fluff
n.
göbek deliği pamuğu
23
General
belly button fluff
n.
göbek pamuğu
24
General
belly button lint
n.
göbek pamuğu
25
General
belly button lint
n.
göbek deliği pamuğu
26
General
belly bag (us)
n.
bel çantası
27
General
belly landing
n.
gövde üstü suya iniş
28
General
belly button
n.
göbek deliği
29
General
belly flop
n.
karın üstü dalış
30
General
belly button lint
n.
göbek deliğinde biriken pamuk
31
General
belly button fluff
n.
göbek deliğinde biriken pamuk
32
General
belly strap
n.
göbek kayışı
33
General
belly flop
n.
fiyasko
34
General
belly flopper
n.
(su, kızak) karın üstü atlama
35
General
belly flopper
n.
fiyasko
36
General
belly laugh
n.
gülmekten bayıltan espri
37
General
belly pack
n.
bel çantası
38
General
gor-belly
n.
dışarı fırlamış göbek
39
General
gor-belly
n.
koca göbekli kimse
40
General
belly button band
n.
göbek bağı düşene kadar bebeğin karnına sarılan kuşak
41
General
pot belly
n.
şiş göbek
42
General
pot belly
n.
şişkin karın
43
General
pot belly
n.
bira göbeği
44
General
pot-belly
n.
şiş göbek
45
General
pot-belly
n.
şişkin karın
46
General
pot-belly
n.
bira göbeği
47
General
belly rib
n.
karın kaburgası
48
General
belly ribs
n.
karın kaburgaları
49
General
pregnancy belly
n.
hamile göbeği
50
General
pregnancy belly
n.
hamilelik göbeği
51
General
do belly dance
v.
raksetmek
52
General
belly up
v.
iflas etmek
53
General
dance the belly dance
v.
göbek atmak
54
General
go belly up
v.
iflas etmek
55
General
belly up
v.
ölmek
56
General
belly up
v.
batmak
57
General
go belly up
v.
ölmek
58
General
belly dance
v.
göbek atmak
59
General
(one's belly) hang over one's trousers
v.
göbeği pantolonundan sarkmak
60
General
draw in one's belly
v.
göbeğini içine çekmek
61
General
suck the belly in
v.
göbeğini çekmek
62
General
pull one's belly in
v.
göbeğini içine çekmek
63
General
pull one's belly in
v.
göbeğini çekmek
64
General
suck the belly in
v.
göbeğini içine çekmek
65
General
draw in one's belly
v.
göbeğini çekmek
66
General
burn belly fat
v.
göbek eritmek
67
General
burn one's belly fat
v.
göbeğini eritmek
68
General
lose belly fat
v.
göbek eritmek
69
General
lose one's belly fat
v.
göbeğini eritmek
70
General
have a belly
v.
göbeği olmak
71
General
belly flop
v.
büyük ve utandırıcı bir hata yapmak
72
General
belly flop
v.
karın üstü atlamak
73
General
belly-flop
v.
karın üstü atlamak
74
General
belly-flop
v.
suya karın üstü atlamak
75
General
belly flop
v.
eline yüzüne bulaştırmak
76
General
belly-flop
v.
eline yüzüne bulaştırmak
77
General
belly flop
v.
başarısızlığıyla kepaze olmak
78
General
belly-flop
v.
başarısızlığıyla kepaze olmak
79
General
belly-like
adj.
göbeğe benzeyen
80
General
belly-pinched
adj.
açlıktan karnı içine çökmüş
81
General
belly flop
adv.
karın üstü
Phrasals
82
Phrasals
belly out
v.
şişmek
83
Phrasals
belly up to (something)
v.
(bir şeye) doğru yürümek
84
Phrasals
belly up to (something)
v.
(bir şeye) yaklaşmak
85
Phrasals
belly up to (something)
v.
(bir şeye) doğru ilerlemek
86
Phrasals
belly up to (something)
v.
(bir şeye) yanaşmak
87
Phrasals
belly up (to something)
v.
(bir şeye) yanaşmak
88
Phrasals
belly up
v.
yaklaşmak
89
Phrasals
belly up
v.
yaltaklanmak
90
Phrasals
belly up
v.
-e ilerlemek
91
Phrasals
belly up
v.
'-e yürümek
92
Phrasals
belly up
v.
'-e yanaşmak
93
Phrasals
belly up (to something)
v.
bara yaklaşmak
94
Phrasals
belly up (to something)
v.
bara dayanmak
95
Phrasals
belly up (to something)
v.
bara yanaşmak
Proverb
96
Proverb
growing youth has a wolf in his belly
v.
gençler çabuk acıkır
97
Proverb
growing youth has a wolf in his belly
v.
gelişme çağında olan gençler doymak bilmez
98
Proverb
a growing youth has a wolf in his belly
gençler çabuk acıkır
99
Proverb
what goes over the devil's back comes under his belly
ne ekersen onu biçersin
100
Proverb
what goes over the devil's back comes under his belly
eden bulur
101
Proverb
what goes over the devil's back comes under his belly
inleyen ölür
102
Proverb
what goes over the devil's back comes under his belly
etme bulursun
103
Proverb
what goes over the devil's back comes under his belly
inleme ölürsün
104
Proverb
what goes over the devil's back comes under his belly
iyilik eden iyilik bulur kötülük eden kötülük bulur
105
Proverb
what goes over the devil's back comes under his belly
kim ne ederse kendine eder
106
Proverb
what goes over the devil's back comes under his belly
alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste
107
Proverb
a growing youth has a wolf in his belly
gelişme çağında olan gençler doymak bilmez
108
Proverb
a hungry belly has no ears
aç ayı oynamaz
109
Proverb
a hungry belly has no ears
açlık çeken insan öğrenemez/duyamaz
110
Proverb
a hungry belly has no ears
açken insanın kafası çalışmaz
111
Proverb
a hungry belly has no ears
açken insanın kafasına bir şey girmez
112
Proverb
a hungry belly has no ears
açken insan konsantre olamaz
Colloquial
113
Colloquial
belly fiddle
n.
gitar
114
Colloquial
belly fiddle
n.
gitar için kullanılan bir söz
115
Colloquial
beer belly
n.
bira göbeği
116
Colloquial
yellow-belly
n.
ingiltere'de copthorne'daki west sussex'in yerlisi olan kimse
117
Colloquial
be shot in the belly
v.
karnından vurulmak
118
Colloquial
go belly-up
v.
iflas etmek
119
Colloquial
go belly-up
v.
ölmek
120
Colloquial
go belly-up
v.
çuvallamak
121
Colloquial
go belly-up
v.
başarısız olmak
122
Colloquial
go belly-up
v.
nalları dikmek
123
Colloquial
go belly-up
v.
mortu çekmek
124
Colloquial
go belly-up
v.
(iş) batmak
125
Colloquial
belly up
adj.
sarhoş
126
Colloquial
belly up
adv.
geçersiz
127
Colloquial
belly up
adv.
feshedilmiş
Idioms
128
Idioms
a belly laugh
n.
kahkaha
129
Idioms
belly laugh
n.
yüksek sesle atılan kahkaha
130
Idioms
belly laugh
n.
derinden/içten gelen bir kahkaha
131
Idioms
fire in one's belly
n.
tutku
132
Idioms
fire in one's belly
n.
kararlılık
133
Idioms
fire in one's belly
n.
azim
134
Idioms
fire in the belly
n.
tutku
135
Idioms
fire in the belly
n.
kararlılık
136
Idioms
fire in the belly
n.
azim
137
Idioms
belly up to the bar
v.
yavaş yavaş (bir yere) yaklaşmak
138
Idioms
belly up to the bar
v.
kalabalığı yara yara ilerlemek
139
Idioms
belly up to the bar
v.
omuz vura vura kalabalığın içinde ilerlemek
140
Idioms
belly up to the bar
v.
bir sorumluluğu/zorlu bir görevi üstlenmek
141
Idioms
have fire in the belly
v.
bir şeyi yapmaya çok istekli olmak
142
Idioms
have fire in the belly
v.
bir şeyi yapmak için yanıp tutuşmak
143
Idioms
have fire in one's belly
v.
bir şeyi yapmak için yanıp tutuşmak
144
Idioms
have fire in one's belly
v.
bir şeyi yapmaya çok istekli olmak
145
Idioms
have fire in one's belly
v.
çok azimli olmak
146
Idioms
have fire in the belly
v.
çok azimli olmak
147
Idioms
have a yellow belly
v.
çok korkak olmak
148
Idioms
go belly up
v.
çuvallamak
149
Idioms
have a yellow belly
v.
gölgesinden bile korkmak
150
Idioms
have a yellow belly
v.
korkak olmak
151
Idioms
air one's belly
v.
kusmak
152
Idioms
have a yellow belly
v.
ödlek olmak
153
Idioms
somebody's eyes are bigger than their belly
v.
(özellikle bir yemek siparişi verirken) açgözlülük yapmak/etmek
154
Idioms
air belly
v.
kusmak
155
Idioms
air belly
v.
kusmak
156
Idioms
about to go belly up
expr.
iflas etmek üzere
157
Idioms
somebody's eyes are bigger than their belly
expr.
karnı doysa da gözü doymayan
158
Idioms
a full belly and a happy heart
expr.
karnı tok sırtı pek
159
Idioms
(one's) eyes are bigger than (one's) belly
expr.
(birinin) gözü doymuyor
160
Idioms
(one's) eyes are bigger than (one's) belly
expr.
(biri) aç gözlü
161
Idioms
(one's) eyes are bigger than (one's) belly
expr.
(biri) yiyebileceğinden fazla yiyecek alıyor/almış
162
Idioms
the eye is bigger than the belly
expr.
gözü doymaz
163
Idioms
the eye is bigger than the belly
expr.
gözü doymamış
164
Idioms
the eye is bigger than the belly
expr.
açgözlülük etmiş
165
Idioms
the eye is bigger than the belly
expr.
yiyebileceğinden fazlasını alır/almış
Speaking
166
Speaking
have eyes bigger than one's belly
expr.
boşan da semerini ye
167
Speaking
your eyes are bigger than your belly
expr.
boşan da semerini ye
168
Speaking
you have bigger eyes than your belly
expr.
boşan da semerini ye
Technical
169
Technical
belly landing
n.
gövde üzerine iniş
170
Technical
belly landing
n.
iniş takımlarını kullanmayarak gövde üzerine iniş
171
Technical
belly landing
n.
iniş takımlarını kullanmayarak yapılan iniş
172
Technical
belly fairing
n.
koltuk kaportası
173
Technical
belly fairing
n.
koltuk gövde altı kaportası
Textile
174
Textile
belly band
n.
bel kuşağı
175
Textile
belly shirt
n.
göbeği açık t-shirt
176
Textile
belly shirt
n.
göbeği açık tişört
177
Textile
belly dart
n.
karın pensi abdominal dart
178
Textile
belly dart
n.
karın pensi
179
Textile
belly [australia]
n.
koyunun karnındaki yün
Automotive
180
Automotive
belly pan
n.
alt koruma paneli
Transportation
181
Transportation
belly cargo
n.
bir uçağın gövdesinin altında ya da geminin iç tarafında istiflenen kargo
Aeronautic
182
Aeronautic
belly landing
n.
gövde üzerine iniş
183
Aeronautic
belly landing
n.
gövde üstü iniş
184
Aeronautic
belly tank
n.
gövde deposu
185
Aeronautic
belly tank
n.
havada atılabilir benzin deposu
186
Aeronautic
belly landing
n.
iniş tertibatı kullanmayarak iniş
187
Aeronautic
belly flop
n.
(uçak) iniş takımı kullanmadan inme
188
Aeronautic
belly-land
v.
(uçak) iniş takımı kullanmadan indirmek
Marine
189
Marine
stay belly
n.
larmo astarı
190
Marine
leech belly
n.
salaburun astarı
191
Marine
belly for halliard of a flag
n.
uçkurluk
Medical
192
Medical
bulging belly button
n.
dışarıya çıkık göbek deliği
193
Medical
belly-pipe
n.
karın borusu
Parasitology
194
Parasitology
belly worm
n.
bağırsak solucanı
195
Parasitology
belly worm
n.
mide kurdu
Gastronomy
196
Gastronomy
pork belly
n.
domuzun karnından kesilmiş et
197
Gastronomy
pork belly
n.
domuz göbeği
198
Gastronomy
sow belly
n.
bir dilim domuz eti
199
Gastronomy
sow belly
n.
domuz pastırması
Marine Biology
200
Marine Biology
velvet belly lantern shark
n.
mahmuzlu köpekbalığı
201
Marine Biology
yellow-belly [australia]
n.
avustralya'ya özgü altın ya da parlak sarı renkli yenebilir bir balık
202
Marine Biology
silver belly [new zealand]
n.
tatlı suda yaşayan yılan balığı
Botanic
203
Botanic
yellow belly [dialect]
n.
lincolnshire'a özgü bir bitki
Breeding
204
Breeding
belly fretting
n.
atın karnının eyere sürtünmesi
205
Breeding
belly [australia]
v.
kırkmadan önce (koyunun) karnındaki yünü kesmek
History
206
History
belly doublet
n.
on altıncı yüzyıla ait göbeği kapatan bir tür ceket
Sport
207
Sport
belly grind
n.
kalça dönüşü
208
Sport
belly whop
n.
suya karın üstü atlama
209
Sport
belly whopper
n.
suya karın üstü atlama
Basketball
210
Basketball
belly up
n.
yakın savunma yapma
Archaic
211
Archaic
belly-god
n.
obur kimse
212
Archaic
belly-god
n.
midesine düşkün kimse
Reptiles
213
Reptiles
blue-belly
n.
batı çit kertenkelesi
Slang
214
Slang
basra belly
n.
ishal
215
Slang
basra belly
n.
diyare
216
Slang
basra belly
n.
cır cır
217
Slang
basra belly
n.
amel
218
Slang
basra belly
n.
motoru bozma
219
Slang
basra belly
n.
az gelişmiş ülkelere giden turistlerin bağırsaklarının bozulması
220
Slang
blue belly
n.
hapishane memuru
221
Slang
yellow belly
n.
korkak
222
Slang
yellow belly
n.
ödlek
223
Slang
yellow belly
n.
tabansız
224
Slang
yellow belly
n.
tırsık
225
Slang
yellow belly
n.
tırsak
226
Slang
basra belly
n.
cır cır
227
Slang
basra belly
n.
motoru bozma
228
Slang
basra belly
n.
ishal
229
Slang
basra belly
n.
turistlerin gıda zehirlenmesinden dolayı yaşadıkları ishal
230
Slang
yellow-belly
n.
omurgasız kimse
231
Slang
yellow-belly
n.
korkak kimse
232
Slang
yellow-belly
n.
ödlek kimse
233
Slang
yellow-belly
n.
tabansız kimse
234
Slang
go belly up
v.
başarısız olmak
235
Slang
turn belly up
v.
başarısız olmak
236
Slang
go belly up
v.
iflas etmek
237
Slang
air one's belly
v.
kusmak
238
Slang
turn belly up
v.
mortu çekmek
239
Slang
turn belly up
v.
nalları dikmek
240
Slang
go belly up
v.
ölmek
241
Slang
go belly up
v.
nalları dikmek
242
Slang
turn belly up
v.
ölmek
243
Slang
go belly up
v.
mortu çekmek
244
Slang
belly up
v.
sarhoş olmak
245
Slang
go belly up
v.
(iş) batmak
246
Slang
belly flop
v.
sıçıp batırmak
247
Slang
swill-belly [obsolete]
adj.
alkolik
248
Slang
swill-belly [obsolete]
adj.
ayyaş
249
Slang
swill-belly [obsolete]
adj.
içkici
250
Slang
in the belly of the beast
expr.
cezaevinde
251
Slang
in the belly of the beast
expr.
hapiste
252
Slang
in the belly of the beast
expr.
sistem tarafından hapsedilmiş
British Slang
253
British Slang
yellow belly
n.
lincolnshire'lı kimse
254
British Slang
delhi belly
n.
midenin kötü biçimde bozulması
255
British Slang
delhi belly
n.
şiddetli karın ağrısı
256
British Slang
belly timber
n.
yiyecek
257
British Slang
belly-up
adj.
batmış
258
British Slang
belly-up
adj.
iflas etmiş
259
British Slang
belly-up
adj.
ölmüş
Star Wars
260
Star Wars
porkins belly run
n.
porkins kaçışı
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of belly
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy