parlayan

Sens de "parlayan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 30 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	parlayan	shining adj.
There was a light shining ahead and I tried to reach to it. İleride parlayan bir ışık vardı ve ona ulaşmaya çalıştım. More Sentences
General
2	General	parlayan	luster n.
3	General	parlayan	twinkler n.
4	General	parlayan	lustre n.
5	General	parlayan	lambent adj.
6	General	parlayan	fiery adj.
7	General	parlayan	luminescent adj.
8	General	parlayan	aglow adj.
9	General	parlayan	ardent adj.
10	General	parlayan	bright adj.
11	General	parlayan	shined adj.
12	General	parlayan	sheenful adj.
13	General	parlayan	flashing adj.
14	General	parlayan	aglimmer adj.
15	General	parlayan	luminous adj.
16	General	parlayan	agog adj.
17	General	parlayan	coruscant adj.
18	General	parlayan	emicant adj.
19	General	parlayan	light adj.
20	General	parlayan	luculent adj.
21	General	parlayan	glistering adj.
22	General	parlayan	glitterand adj.
23	General	parlayan	rutilant adj.
24	General	parlayan	coruscating adj.
25	General	parlayan	feisty adj.
26	General	parlayan	firie adj.
27	General	parlayan	oriental adj.
28	General	parlayan	shine [obsolete] adj.
Technical
29	Technical	parlayan	sparkling adj.
Archaic
30	Archaic	parlayan	relucent adj.

Sens de "parlayan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 113 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	birden parlayan yıldız	nova n.
The sudden appearance of the nova in the night sky surprised astronomers. Gece gökyüzünde birden parlayan yıldızın ani ortaya çıkışı gökbilimcileri şaşırttı. More Sentences
2	General	pırıl pırıl parlayan	ablaze adj.
The headset is ablaze with all the RGB LEDs. Bu kulaklık bütün RGB ledler sayesinde pırıl pırıl parlıyor. More Sentences
3	General	parlayan şey	shiner n.
4	General	çabuk parlayan kimse	spitfire n.
5	General	yılın parlayan yıldızı	breakout star of the year n.
6	General	parlayan nesne	luminous body n.
7	General	parlayan sahne	shining stage n.
8	General	hafifçe parlayan ışık	owllight n.
9	General	ışık gibi parlayan kimse	planet n.
10	General	parlayan görüntü	fireworks n.
11	General	parlayan görüntü	firework n.
12	General	parlayan nesne	oriflamme n.
13	General	parlayan yıldız	bear n.
14	General	parlayan şey	spangler n.
15	General	buhar veya sis içinden parlayan güneşin oluşturduğu gökkuşağını andıran kemer	sunbow n.
16	General	güneş gibi parlayan şey	sunshine n.
17	General	ışıl ışıl parlayan şey	sun n.
18	General	sevinçle parlayan (yüz)	beaming adj.
19	General	hemen parlayan (kimse)	peppery adj.
20	General	gümüş gibi parlayan	silver adj.
21	General	birdenbire parlayan	mercurial adj.
22	General	karanlıkta kendiliğinden parlayan	luminous adj.
23	General	gece parlayan (özellikle bulut)	noctilucent adj.
24	General	çabuk parlayan	iracund adj.
25	General	gece parlayan (bulut)	noctilucent adj.
26	General	çabuk parlayan (kimse)	hot-blooded adj.
27	General	hemen parlayan	short-tempered adj.
28	General	(bulut) gece parlayan	noctilucent adj.
29	General	altınla parlayan	tinseled adj.
30	General	gümüşle parlayan	tinseled adj.
31	General	altınla parlayan	tinselly adj.
32	General	gümüşle parlayan	tinselly adj.
33	General	ani parlayan	ejaculatory adj.
34	General	altın gibi parlayan	aureate adj.
35	General	parlayan (göz, ışık)	undimmed adj.
36	General	yukarıya doğru parlayan	upflashing adj.
37	General	ısıyla parlayan	excandescent adj.
38	General	cam gibi parlayan	glassful [obsolete] adj.
39	General	hafifçe parlayan	glimmering adj.
40	General	(cilt) sağlıklı bir şekilde parlayan	glowing adj.
41	General	yaldızlıymış gibi parlayan	inaurate adj.
42	General	parıl parıl parlayan	circumfulgent adj.
43	General	çabuk parlayan	combustible adj.
44	General	parıl parıl parlayan	clear-shining adj.
45	General	yaldızla parlayan	clinquant adj.
46	General	yaldızla parlayan	clinkant adj.
47	General	inci gibi parlayan	pearlised adj.
48	General	inci gibi parlayan	pearlized adj.
49	General	inci gibi parlayan	pearl adj.
50	General	gün ışığında parlayan (renk)	day-glo adj.
51	General	(görüntü) parlayan	fine adj.
52	General	kendinden parlayan	self-luminous adj.
53	General	çabuk parlayan	sharp-tempered adj.
54	General	hemen parlayan	snippy adj.
55	General	karanlıkta parlayan	glow in the dark adj.
56	General	karanlıkta parlayan	glow-in-the-dark adj.
57	General	aniden parlayan	sputtery adj.
58	General	yıldız gibi parlayan	starlike adj.
59	General	çabuk parlayan	hotheaded adj.
60	General	çabuk parlayan	hot-headed adj.
61	General	yıldız gibi parlayan	stellular adj.
62	General	aniden parlayan	fulminous adj.
63	General	şimşek gibi parlayan	fulgurous adj.
64	General	aniden parlayan	fulmineous adj.
65	General	parlayan bir şekilde	lambently adv.
Phrases
66	Phrases	her parlayan altın değildir	all that glistens is not gold expr.
67	Phrases	her parlayan altın değildir	all that glisters is not gold expr.
68	Phrases	her parlayan altın değildir	all that glitters is not gold expr.
69	Phrases	her parlayan altın değildir	all that glistens is not gold expr.
70	Phrases	her parlayan altın değildir	all that glitters is not gold expr.
71	Phrases	her parlayan altın değildir	all that glisters is not gold expr.
Proverb
72	Proverb	parlayan her şey altın değildir	all that glitters is not gold
73	Proverb	her parlayan altın değildir	all that glistens is not gold
74	Proverb	her parlayan altın değildir	all that glitters is not gold
75	Proverb	her parlayan altın değildir	all that glistens is not gold
76	Proverb	her parlayan altın değildir	all that glistees is not gold
77	Proverb	her parlayan altın değildir	all that glitters is not gold
Colloquial
78	Colloquial	gözleri parlayan	twinkly-eyed adj.
79	Colloquial	hemen parlayan	hot-tempered adj.
80	Colloquial	yıldızı parlayan	in the ascendant expr.
Idioms
81	Idioms	çabuk parlayan	hot blood n.
82	Idioms	bir grubun parlayan yıldızı	a leading light n.
83	Idioms	pırıl pırıl/ışıl ışıl (parlayan) bir genç	bright young thing n.
84	Idioms	pırıl pırıl/ışıl ışıl (parlayan) bir kadın	bright young thing n.
85	Idioms	(bir şeyin) parlayan yıldızı	a leading light (in/of something) n.
86	Idioms	(bir şeydeki) parlayan yıldız	a leading light (in/of something) n.
87	Idioms	yıldızı kısa süreliğine parlayan kimse	flash in the pan n.
Trade/Economic
88	Trade/Economic	kolayca parlayan veya patlayan mallar	goods easily inflammable or explosive n.
89	Trade/Economic	gün ışığında parlayan bir pigment ve boya markası	day-glo® n.
Technical
90	Technical	ani parlayan ışık	glint n.
91	Technical	elmas gibi parlayan kristalli mineral	diamond n.
92	Technical	kısa bir süre için parlayan	flashy adj.
93	Technical	sedef gibi parlayan	nacrous adj.
Textile
94	Textile	(iplik) parlayan	bright adj.
Lighting
95	Lighting	ara ara parlayan (ışık)	winking adj.
Automotive
96	Automotive	araçlarda ışık vurunca parlayan reflektör	cat's eye n.
Mining
97	Mining	pirinç gibi parlayan	orichalceous adj.
Pathology
98	Pathology	parlayan leke	scintillating scotoma n.
99	Pathology	parlayan leke	flittering scotoma n.
Chemistry
100	Chemistry	(güneşe veya benzer bir ışığa maruz kaldıktan sonra) gece parlayan fosforlu bir madde	solar phosphori n.
Biology
101	Biology	sölenterlerin karanlıkta parlayan tek hücreli deniz canlılarını içeren bölümü	myxocystodea n.
Astronomy
102	Astronomy	aniden gözüken, bir süre parlayan ve sonra tamamen kaybolan yıldız	temporary star n.
103	Astronomy	nispeten küçük olup az parlayan yıldız	dwarf n.
104	Astronomy	birden parlayan yıldıza benzeyen	novalike adj.
Zoology
105	Zoology	karanlıkta parlayan tek hücreli deniz canlısı	noctiluca n.
Botanic
106	Botanic	parlayan tüm yaprakları ve küçük beyaz çiçekleri olan bir asma	madeira sponge (boussingaultia baselloides) n.
Meteorology
107	Meteorology	güneş ufkun birkaç derece altındayken görülebilen ve yüksek rakımda bulunan parlayan bulut	mother-of-pearl cloud n.
108	Meteorology	fosforlu gibi parlayan	noctilucous adj.
Archaic
109	Archaic	ışıl ışıl parlayan	illustrious adj.
110	Archaic	diğerleri arasında parlayan	interlucent adj.
111	Archaic	çabuk parlayan	hot-livered adj.
Slang
112	Slang	çabuk parlayan kimse	firecracker n.
Star Wars
113	Star Wars	parlayan insan gücü	shining manpower n.