parlayan - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

parlayan



"parlayan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 30 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
parlayan shining s.
General
parlayan luster i.
parlayan twinkler i.
parlayan lustre i.
parlayan lambent s.
parlayan fiery s.
parlayan luminescent s.
parlayan aglow s.
parlayan ardent s.
parlayan bright s.
parlayan shined s.
parlayan sheenful s.
parlayan flashing s.
parlayan aglimmer s.
parlayan luminous s.
parlayan agog s.
parlayan coruscant s.
parlayan emicant s.
parlayan light s.
parlayan luculent s.
parlayan glistering s.
parlayan glitterand s.
parlayan rutilant s.
parlayan coruscating s.
parlayan feisty s.
parlayan firie s.
parlayan oriental s.
parlayan shine [obsolete] s.
Technical
parlayan sparkling s.
Archaic
parlayan relucent s.

"parlayan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 105 sonuç

Türkçe İngilizce
General
parlayan şey shiner i.
birden parlayan yıldız nova i.
çabuk parlayan kimse spitfire i.
yılın parlayan yıldızı breakout star of the year i.
parlayan nesne luminous body i.
parlayan sahne shining stage i.
hafifçe parlayan ışık owllight i.
ışık gibi parlayan kimse planet i.
parlayan görüntü firework i.
parlayan görüntü fireworks i.
parlayan nesne oriflamme i.
parlayan yıldız bear i.
parlayan şey spangler i.
ışıl ışıl parlayan şey sun i.
buhar veya sis içinden parlayan güneşin oluşturduğu gökkuşağını andıran kemer sunbow i.
güneş gibi parlayan şey sunshine i.
pırıl pırıl parlayan ablaze s.
gümüş gibi parlayan silver s.
birdenbire parlayan mercurial s.
sevinçle parlayan (yüz) beaming s.
hemen parlayan (kimse) peppery s.
karanlıkta kendiliğinden parlayan luminous s.
gece parlayan (özellikle bulut) noctilucent s.
çabuk parlayan iracund s.
gece parlayan (bulut) noctilucent s.
çabuk parlayan (kimse) hot-blooded s.
hemen parlayan short-tempered s.
(bulut) gece parlayan noctilucent s.
altınla parlayan tinseled s.
gümüşle parlayan tinseled s.
altınla parlayan tinselly s.
gümüşle parlayan tinselly s.
ani parlayan ejaculatory s.
altın gibi parlayan aureate s.
parlayan (göz, ışık) undimmed s.
yukarıya doğru parlayan upflashing s.
ısıyla parlayan excandescent s.
cam gibi parlayan glassful [obsolete] s.
hafifçe parlayan glimmering s.
(cilt) sağlıklı bir şekilde parlayan glowing s.
yaldızlıymış gibi parlayan inaurate s.
parıl parıl parlayan circumfulgent s.
çabuk parlayan combustible s.
parıl parıl parlayan clear-shining s.
yaldızla parlayan clinkant s.
yaldızla parlayan clinquant s.
inci gibi parlayan pearl s.
inci gibi parlayan pearlized s.
inci gibi parlayan pearlised s.
gün ışığında parlayan (renk) day-glo s.
(görüntü) parlayan fine s.
kendinden parlayan self-luminous s.
çabuk parlayan sharp-tempered s.
hemen parlayan snippy s.
karanlıkta parlayan glow-in-the-dark s.
karanlıkta parlayan glow in the dark s.
aniden parlayan sputtery s.
yıldız gibi parlayan starlike s.
parlayan bir şekilde lambently zf.
Phrases
her parlayan altın değildir all that glitters is not gold expr.
her parlayan altın değildir all that glistens is not gold expr.
her parlayan altın değildir all that glisters is not gold expr.
her parlayan altın değildir all that glitters is not gold expr.
her parlayan altın değildir all that glistens is not gold expr.
her parlayan altın değildir all that glisters is not gold expr.
Proverb
parlayan her şey altın değildir all that glitters is not gold
her parlayan altın değildir all that glistens is not gold
her parlayan altın değildir all that glitters is not gold
her parlayan altın değildir all that glitters is not gold
her parlayan altın değildir all that glistens is not gold
her parlayan altın değildir all that glistees is not gold
Colloquial
gözleri parlayan twinkly-eyed s.
yıldızı parlayan in the ascendant expr.
Idioms
pırıl pırıl/ışıl ışıl (parlayan) bir genç bright young thing i.
pırıl pırıl/ışıl ışıl (parlayan) bir kadın bright young thing i.
bir grubun parlayan yıldızı a leading light i.
çabuk parlayan hot blood i.
(bir şeyin) parlayan yıldızı a leading light (in/of something) i.
(bir şeydeki) parlayan yıldız a leading light (in/of something) i.
yıldızı kısa süreliğine parlayan kimse flash in the pan i.
Trade/Economic
kolayca parlayan veya patlayan mallar goods easily inflammable or explosive i.
gün ışığında parlayan bir pigment ve boya markası day-glo® i.
Technical
ani parlayan ışık glint i.
elmas gibi parlayan kristalli mineral diamond i.
kısa bir süre için parlayan flashy s.
sedef gibi parlayan nacrous s.
Textile
(iplik) parlayan bright s.
Lighting
ara ara parlayan (ışık) winking s.
Automotive
araçlarda ışık vurunca parlayan reflektör cat's eye i.
Mining
pirinç gibi parlayan orichalceous s.
Pathology
parlayan leke scintillating scotoma i.
parlayan leke flittering scotoma i.
Chemistry
(güneşe veya benzer bir ışığa maruz kaldıktan sonra) gece parlayan fosforlu bir madde solar phosphori i.
Biology
sölenterlerin karanlıkta parlayan tek hücreli deniz canlılarını içeren bölümü myxocystodea i.
Astronomy
aniden gözüken, bir süre parlayan ve sonra tamamen kaybolan yıldız temporary star i.
nispeten küçük olup az parlayan yıldız dwarf i.
birden parlayan yıldıza benzeyen novalike s.
Zoology
karanlıkta parlayan tek hücreli deniz canlısı noctiluca i.
Botanic
parlayan tüm yaprakları ve küçük beyaz çiçekleri olan bir asma madeira sponge (boussingaultia baselloides) i.
Meteorology
güneş ufkun birkaç derece altındayken görülebilen ve yüksek rakımda bulunan parlayan bulut mother-of-pearl cloud i.
fosforlu gibi parlayan noctilucous s.
Archaic
ışıl ışıl parlayan illustrious s.
diğerleri arasında parlayan interlucent s.
Slang
çabuk parlayan kimse firecracker i.
Star Wars
parlayan insan gücü shining manpower i.