fellow - Turc Anglais Dictionnaire

fellow

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "fellow" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 67 résultat(s)

Anglais Turc
General
fellow n. herif
He is a good-looking fellow, isn't he?
Yakışıklı bir herifmiş, değil mi ama?

More Sentences
fellow n. hemcins
The world would be a beautiful place if everyone was a bit kinder towards their fellow men.
Herkes hemcinslerine karşı biraz daha nazik olsa dünya çok güzel bir yer olurdu.

More Sentences
fellow n. üye (bilim kurumunda)
He is a Fellow of the Royal Society of Arts.
Kraliyet Sanat Derneği'nin bir üyesidir.

More Sentences
fellow n. dost
We hear a great deal about this from our Finnish fellow MEPs in particular.
Özellikle Finlandiyalı Parlamenter dostlarımızdan bu konuda çok şey duyuyoruz.

More Sentences
fellow n. kardeş
We cannot and will not live with a system which condones stoning fellow human beings, wherever this may be.
Her nerede olursa olsun, insan kardeşlerimizin taşlanmasına göz yuman bir sistemle yaşayamayız ve yaşamayacağız.

More Sentences
fellow n. adam
The fellow standing over there is my friend.
Orada duran adam benim arkadaşım.

More Sentences
fellow n. arkadaş
I fully subscribe to the question from the English fellow MEP from the socialist group.
Sosyalist gruptan İngiliz milletvekili arkadaşımın sorusuna tamamen katılıyorum.

More Sentences
fellow n. insan
Whoever appropriates water, takes possession of their fellow people.
Suya el koyan kişi, diğer insanların mülkiyetine de el koymuş olur.

More Sentences
fellow n. öğretim üyesi
Oliver became a fellow at Cambridge.
Oliver, Cambridge'de öğretim üyesi oldu.

More Sentences
fellow adj. arkadaş
Well, I, and my fellow 35 British Conservative MEPs wish it and would like you to please consider it.
Ben ve 35 Muhafazakar İngiliz milletvekili arkadaşım bunu diliyoruz ve lütfen dikkate almanızı istiyoruz.

More Sentences
fellow n. bir bilim kurumunun üyesi
fellow n. aynı tür
fellow n. yakın arkadaş
fellow n. emsal
fellow n. aynı dereceden kimse
fellow n. ortak
fellow n. akran
fellow n. tek
fellow n. yoldaş
fellow n. koca
fellow n. üniversite öğretmeni
fellow n. herifçioğlu
fellow n. ahbap
fellow n. kişi
fellow n. sevgili
fellow n.
fellow n. akademi üyesi
fellow n. bilim insanlarına verilen bir ünvan
fellow n. eğitimli toplum üyesi
fellow n. eğitimli kimse
fellow n. profesyonel bir kuruluşun üyesi
fellow n. yandalcı hekim
fellow n. yandal yapan hekim
fellow n. çağdaş kimse
fellow n. modern kimse
fellow n. çağdaş şey
fellow n. modern şey
fellow n. nesne
fellow n. yaratık
fellow n. oluşum
fellow n. şey
fellow n. varlık
fellow n. mahluk
fellow n. burslu yüksek okul öğrencisi
fellow adj. akran
fellow adj. aynı gruba ait olan
fellow adj. aynı sınıfta yer alan
fellow adj. meslektaş olan
fellow adj. kader ortağı olan
fellow adj. aynı zayıflıkları paylaşan
fellow adj. aynı güçlü yanları paylaşan
fellow adj. aynı hükümete tabi
fellow adj. aynı yükümlülüklere tabi
fellow adj. hemşeri olan
fellow adj. eşlik eden
fellow adj. eşlikçi
fellow adj. refakatçi
fellow adj. sempatik
fellow adj. anlayışlı
fellow adj. başkasının duygularını anlayan
Ottoman Turkish
fellow n. refik
Archaic
fellow v. eşleştirmek
fellow v. dengini bulmak
fellow v. dengini oluşturmak
fellow v. eş olmak
Slang
fellow n. delikanlı
fellow n. genç adam

Sens de "fellow" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 183 résultat(s)

Anglais Turc
General
fellow citizen n. vatandaş
Anyone who fails to become rich fast, often at the expense of their fellow citizens, is considered a failure.
Çoğu zaman vatandaşlarının sırtından hızlı bir şekilde zengin olmayı başaramayan herkes başarısız sayılır.

More Sentences
fellow citizen n. yurttaş
This is what our fellow citizens now expect from Europe's agricultural policy.
Yurttaşlarımızın Avrupa'nın tarım politikasından beklentileri artık budur.

More Sentences
fellow student n. okul arkadaşı
Tom was a fellow student of mine at school.
Tom okuldan arkadaşımdı.

More Sentences
poor fellow n. zavallı adam
The poor fellow watched for seven days.
Zavallı adam yedi gün boyunca izledi.

More Sentences
fellow worker n. çalışma arkadaşı
I think that, in general, we must look at the position of our fellow workers.
Genel olarak çalışma arkadaşlarımızın konumuna bakmamız gerektiğini düşünüyorum.

More Sentences
Trade/Economic
fellow worker n. iş arkadaşı
Ask your fellow workers to recommend you.
İş arkadaşlarınızdan sizi tavsiye etmelerini isteyin.

More Sentences
Education
research fellow n. araştırma görevlisi
In 1916 he was appointed a research fellow at Det Kongelige Frederiks Universitet.
1916'da Det Kongelige Frederiks Universitet'e araştırma görevlisi olarak atandı.

More Sentences
General
sly fellow n. tilki
fellow creature n. hemcins
fellow traveller n. yol arkadaşı
cunning fellow n. tilki
odd fellow n. tuhaf tip
fellow countrywoman n. vatandaş
malicious fellow n. hınzır
fellow man n. ahbap
odd fellow n. acayip tip
crafty fellow n. tilki
fellow traveller n. yoldaş
fellow townsman n. hemşehri
a whale of a fellow n. çam yarması
fellow feeling n. ortak his
hail fellow n. samimi dost
fellow wife n. kuma
idle fellow n. tembel
fellow citizen n. hemşehri
very cunning fellow n. hinoğluhin
fellow countryman n. hemşehri
fellow man n. adam
fellow sufferer n. acıdaş
fellow countryman n. vatandaş
fellow countryman n. yurttaş
fellow townsman n. hemşehri
fellow feeling n. aynı duyguları paylaşma
brave fellow n. babayiğit
fellow sufferer n. hemdert
clumsy fellow n. acemi çaylak
fellow soldier n. silah arkadaşı
fellow sufferer n. dert ortağı
fellow worker n. mesai arkadaşı
tricky fellow n. dalgacı
fellow worker n. meslektaş
fellow worker n. görevdeş
fellow worker n. görevdaş
fellow-citizen n. vatandaş
poor-fellow n. gariban
fellow countrymen association n. hemşehri örgütü
fellow countrymen association n. hemşehri derneği
class fellow n. okul arkadaşı
class fellow n. sınıf arkadaşı
fellow countryman n. aynı ülkeden olan
religious fellow n. din kardeşi
poor fellow n. zavallı adamcağız
image of an aggressive fellow countryman n. agresif memleket delikanlısı imajı
fellow actor n. rol/oyun arkadaşı
fellow actor n. oyuncu arkadaş
senior fellow n. kıdemli
senior fellow n. deneyimli
a good fellow n. iyi dost/arkadaş
fellow-townsmenship n. hemşehrilik
chamber fellow n. oda arkadaşı
chamber fellow n. aynı odayı/bölmeyi kullananların her biri
traveling fellow n. seyahat bursu sahibi
vow-fellow n. başka biriyle aynı yemini eden kimse
hail-fellow-well-met n. dostluk
hail-fellow n. dostluk
hail-fellow n. samimiyet
hail-fellow-well-met n. samimiyet
odd fellow n. 18. yüzyılda ingiltere'de kurulan gizli bir yardımlaşma derneğinin üyesi
fellow feeling n. uygunluk
fellow-creature n. aynı ırktan kimse
fellow-feeling n. anlayış
fellow traveler n. destekçi
fellow feeling n. ilgi grubu
fellow man n. hısım
fellow [uk] n. üniversite yönetim kurulu üyesi
fellow feeling n. uyum
fellow citizen n. memleketli
fellow [uk] n. kıdemli üniversite personeli
fellow feeling n. dayanışma grubu
fellow servant n. (üst kademe olmayan) çalışma arkadaşı
fellow worker n. mesai arkadaşı
fellow-creature n. aynı yaratıcının yarattığı kimse
fellow-feeling n. dayanışma hissi
fellow-feeling n. birlik hissi
fellow feeling n. dayanışma
fellow member n. grup üyesi
fellow servant n. iş arkadaşı
fellow feeling n. dostane ilişki
fellow traveler n. başkasının davasını savunan kimse
fellow man n. akraba
fellow-feeling n. sempati
fellow traveler n. taraftar
fellow-creature n. soydaş
parting fellow n. partner
parting fellow n. eşlikçi
hail fellow well met adj. samimi dost
hail fellow well met adj. herkesle çabuk ahbap olan kimse
hail fellow well met adj. yakın arkadaş
hail-fellow-well-met adj. cana yakın
hail-fellow-well-met adj. içten
hail-fellow-well-met adj. candan
hail-fellow-well-met adj. teklifsiz
poor fellow! interj. vah zavallı!
frs (fellow of the royal society) [uk] abrev. londra kraliyet topluluğu üyesi
frsnz (fellow of the royal society of new zealand) abrev. yeni zelanda kraliyet cemiyeti üyesi
Colloquial
regular fellow n. güvenilir kimse
regular fellow n. düzgün biri
regular fellow n. iyi huylu kimse
regular fellow n. dürüst kimse
regular fellow n. iyi biri
Idioms
a brazenfaced fellow n. pişkin herif
fellow feeling n. halden anlama
idle fellow n. kaldırım mühendisi
idle fellow n. işi gücü olmayan kimse
big fellow n. koca adam
hale-fellow-well-met n. yalandan samimi
a fellow traveler n. resmi bir üyesi olmadığı halde siyasi bir hareketle/kuruluşla özdeşleşen veya fikirlerini/amaçlarını destekleyen kimse
a fellow traveller n. yoldaş
a fellow traveler n. yandaş
a fellow traveller n. yandaş
a fellow traveller n. sempatizan
a fellow traveller n. resmi bir üyesi olmadığı halde siyasi bir hareketle/kuruluşla özdeşleşen veya fikirlerini/amaçlarını destekleyen kimse
a fellow traveler n. yoldaş
a fellow traveler n. sempatizan
hail-fellow-well-met adj. sıcak
hail-fellow-well-met adj. samimi
hail-fellow-well-met adj. yakın
hale-fellow-well-met adj. samimi
hail-fellow-well-met expr. içli dışlı
hail-fellow-well-met expr. sıkı fıkı
hail-fellow-well-met expr. senli benli
hail-fellow-well-met expr. dostça
hail-fellow-well-met expr. dostane
hail-fellow-well-met expr. içten
hail-fellow-well-met expr. arkadaşça
hale-fellow-well-met expr. dostane
hale-fellow-well-met expr. sıkı fıkı
hale-fellow-well-met expr. içten
Speaking
he is a grand fellow expr. bulunmaz adamdır
my dear fellow expr. iki gözüm
Trade/Economic
fellow subsidiary n. aynı daldaki bağlı ortaklık
fellow worker n. işdaş
fellow employee n. memur arkadaş
fellow employee n. iş arkadaşı
fca (fellow of the institute of chartered accountants) n. yeminli mali müşavirler enstitüsü üyesi
fia (fellow of the institute of actuaries) abrev. aktüerler enstitüsü üyesi
Law
fellow-servant rule n. çalışma arkadaşına ihmal sonucu zarar verme vakalarında işverenin mesuliyeti olmadığını belirten yasa
Politics
fellow traveler n. üyesi olmadığı halde bir partinin ideolojisini benimseyen ve destekleyen kimse
fellow traveller n. komünist olmayıp komünizmi destekleyen kimse
Institutes
fcca (fellow of the chartered association of certified accountants) n. (birleşik krallık) yeminli mali müşavirler enstitüsü üyesi
fcii (fellow of the chartered insurance institute) n. (birleşik krallık) ingiliz sigorta enstitüsü üyesi
frics (fellow of the royal institution of chartered surveyors) [uk] n. çeşitli gayri menkul ve mülk tiplerini değerlemek, işletmek ve geliştirmek için standartlar koyup uygulatan küresel bir kurum
frsc (fellow of the royal society of chemistry) abrev. kraliyet kimya cemiyeti üyesi
fzs (fellow of the zoological society) abrev. zooloji̇ topluluğu üyesi̇
Social Sciences
fassa (fellow of the academy of social sciences in australia) n. avustralya sosyal bilimler akademisi üyesi
Education
teaching fellow n. öğretim üyesi
visiting fellow n. konuk araştırmacı
visiting fellow n. misafir araştırmacı
fellow-commoner n. trinity college öğrencisi
fellow-commoner n. (öğretim üyeleriyle birlikte yemek yiyebilen) cambridge öğrencisi
fellow-commoner n. oxford öğrencisi
faha (fellow of the australian academy of the humanities) abrev. avustralya beşeri bilimler akademisi üyesi
Geography
frgs (fellow of the royal geographical society) [uk] n. kraliyet coğrafya topluluğu üyesi
Military
fellow fighters n. silah arkadaşları
Sport
fellow competitors n. yarışmacı arkadaşlar
Art
fba (fellow of the british academy) n. british academy üyesi
Photography
frps (fellow of the royal photographic society) [uk] abrev. krali̇yet fotoğrafçılık derneği̇ üyesi̇
Ottoman Turkish
fellow traveller n. hemrah (farsça)
fellow traveller n. hemrâh (farsça)
Archaic
good fellow n. gürültücü kimse
good fellow n. zevk ve sefaya düşkün tip
good fellow n. soyguncu
good fellow n. iyi kalpli neşeli kimse
good fellow n. neşeli ve uyumlu kimse
good fellow n. şamatacı kimse
good fellow n. içki arkadaşı
good fellow n. hırsız
Slang
a staunch fellow n. çok uyumlu arkadaş
odd fellow n. çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip
odd fellow n. dışlanan insan
odd fellow n. tuhaf tip
odd fellow n. garip insan
British Slang
old fellow n. penis