gibi yapmak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

gibi yapmak



Sens de "gibi yapmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 9 résultat(s)

Turc Anglais
General
gibi yapmak make a show of v.
gibi yapmak feign v.
gibi yapmak pretend v.
gibi yapmak simulate v.
gibi yapmak mock [obsolete] v.
gibi yapmak gammon v.
Colloquial
gibi yapmak faire v.
Archaic
gibi yapmak fayne v.
Slang
gibi yapmak come it v.

Sens de "gibi yapmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 183 résultat(s)

Turc Anglais
General
kırma yapmak için kullanılan ısıtılmış ütü gibi gereç gauffer n.
bitki veya hayvan çalışması yapmak için orman, mera, tarla gibi arazilerde oluşturulan dikdörtgen şeklindeki küçük alan plot n.
uyur gibi yapmak play possum v.
vuracak gibi yapmak feint v.
(avukat stajyeri vb gibi) zor/angarya dolu bir iş yapmak devil v.
baca gibi yapmak funnel v.
deli gibi swing dansı yapmak jitterbug v.
çanak gibi yapmak cup v.
hasır gibi yapmak mat v.
cam gibi yapmak glass v.
yeni gibi yapmak furbish v.
kendi istediği gibi yapmak suit oneself v.
dudaklarını oynatarak konuşur gibi yapmak mouth v.
çelik gibi yapmak steel v.
inanır gibi yapmak pay lip service to v.
(yalandan) -miş gibi yapmak pretend v.
-miş gibi yapmak pretend v.
yapar gibi yapmak sham v.
gerektiği gibi yapmak do justice to v.
görevini gereği gibi yapmak duly perform one's duties v.
eski bir şeyin taklidini yapmak/eski gibi göstermek archaize v.
eski bir şeyin taklidini yapmak/eski gibi göstermek archaise v.
küre gibi yapmak conglobate v.
sakatlanmış gibi yapmak fake an injury v.
cennet gibi yapmak celestify [obsolete] v.
diş, kemik, balen, fildişi gibi malzeme üzerine oyma süsler yapmak scrimshaw v.
sihir gibi bir etki yapmak magic v.
belirli bir amaç doğrultusunda, rotayı veya sevkiyat yerini değiştirmek gibi istikamette ve konumda bir dizi değişiklikler yapmak manoeuver v.
sahip olunmayan beceriye sahipmiş gibi yapmak misprofess [obsolete] v.
konuşurken çalı kesermiş gibi hareketler yapmak bushwhack v.
cennet gibi yapmak heavenize v.
cennet gibi yapmak heavenise v.
londralılar gibi yapmak londonize v.
londralıymış gibi yapmak londonize v.
londralıların yaptığı gibi yapmak londonise v.
londralıymış gibi yapmak londonise v.
gözüne toz atar gibi yapmak dust v.
top gibi yapmak clew v.
ellerini (bir şeyin üstünde veya etrafında) kupa gibi yapmak cup v.
sundurma gibi yapmak penthouse v.
dengiymiş gibi yapmak corival v.
okul müdürü gibi talimat vermek: okul müdürlüğü yapmak schoolmaster v.
fildişi gibi malzemelerden oyma süs yapmak scrimshander v.
(birinden diğerine) doğal akışın parçasıymış gibi geçiş yapmak segue v.
sherlock holmes gibi gözlemleyip çıkarım yapmak sherlock v.
ipek gibi yapmak silken v.
çıtalıymış gibi çizgili yapmak slat v.
çalışır gibi yapmak soldier v.
meşgulmüş gibi yapmak soldier v.
şaşırmış gibi yapmak pretend to be shocked v.
çivi gibi çıkıntı yapmak spike v.
buz gibi yapmak superfuse v.
Phrasals
(bir şeyi) hiç sıkıntı çekmeden/tereyağından kıl çeker gibi yapmak breeze through (something) v.
emniyet müdürlüğü gibi yüksek güvenlikli bir yere giriş yapmak badge in v.
...mış gibi yapmak posture as someone or something v.
tereyağından kıl çeker gibi yapmak cruise through (something) v.
tereyağından kıl çeker gibi yapmak cruise through v.
hokey gibi oyunlarda başlama vuruşu yapmak face off v.
(bir şeyi yapmak) için eşek gibi çalışmak break (one's) back to (do something) v.
tereyağından kıl çeker gibi yapmak breeze through v.
(bir şeyi) söz verildiği/planlandığı/istendiği gibi yapmak carry through on (something) v.
(bir şeyi) söz verdiği gibi yapmak/teslim etmek come through (with something) v.
(bir şeyi) aptala anlatır gibi yapmak dumb (something) down v.
(biri/bir şey başka biri/bir şeymiş) gibi yapmak pass (someone or something) off (as something else) v.
(birine bir şeymiş) gibi yapmak play (something) with (one) v.
(bir şeymiş) gibi yapmak play at being (something) v.
(biriymiş/bir şeymiş) gibi yapmak pose as (someone or something) v.
-mış gibi yapmak posture as v.
Phrases
tıpkı (biri) gibi yapmak is (someone) all over expr.
Colloquial
sevişmek ya da küçük kaçamaklar yapmak için kullanılan yataklı minibüs/karavan gibi araç sin-bin n.
bilmiyormuş gibi yapmak play the daft laddie (scottish) v.
-mış gibi yapmak make believe that... v.
deli gibi partilemek/parti yapmak get (one's) freak on [us] v.
içinden geldiği gibi/gönlünce parti yapmak get (one's) freak on [us] v.
-mış gibi yapmak front v.
(bir şey öyleymiş) gibi yapmak make out like (something is the case) v.
-mış gibi yapmak make out that... v.
bir şeyi eskisi gibi yapmak için çok/fazla yaşlı olmak be past it v.
bir şeyi eskisi gibi yapmak için çok/fazla yaşlı olmak look past it v.
(bir şeyi) içinden geldiği gibi yapmak let (something) rip v.
içinden geldiği gibi yapmak let her rip v.
içinden geldiği gibi yapmak let it rip v.
planlandığı gibi olmak/yapmak be on v.
bir şeyi eskisi gibi yapmak için fazla yaşlı olmak be past it [uk] v.
bir şeyi eskisi gibi yapmak için fazla yaşlı olmak be past it [uk] v.
(kendi) bildiği gibi yapmak get your (own) way v.
(kendi) bildiği gibi yapmak have your (own) way v.
(kendi) bildiği gibi yapmak have it (all) your (own) way v.
(kendi) bildiği gibi yapmak have things (all) your (own) way v.
(kendi) bildiği gibi yapmak have everything (all) your (own) way v.
kendi bildiği gibi yapmak suit oneself to do v.
Idioms
öpmüş gibi yapmak air kiss n.
beyin ameliyatı yapmak gibi bir iş brain surgery n.
gibi/'-mış gibi yapmak/davranmak/görünmek make as though v.
'-mış gibi yapmak come the (something) v.
'-mış gibi yapmak come the… v.
ihtiyarlamış gibi yapmak come the old soldier v.
ihtiyarlamış gibi yapmak play the old soldier [us] v.
yarın yokmuş gibi harcama yapmak throw (one's) money about v.
bilmiyormuş gibi yapmak affect ignorance v.
birinin yaptığı gibi yapmak take leaf out of someone's script v.
birinin yaptığı gibi yapmak take a page from someone's book v.
birinin yaptığı gibi yapmak take a leaf out of someone's book v.
her şeyi eskisi gibi yapmak get back into circulation v.
inanır gibi yapmak give lip service to something v.
ülkesi için yapıyormuş gibi yapmak wrap oneself in the flag v.
ülkesi için yapıyormuş gibi yapmak drape oneself in the flag v.
bir ilkeye bağlıymış gibi yapmak bow down in the house of rimmon v.
(birinin) yaptığı gibi yapmak take a leaf from (someone) v.
(birinin) yaptığı gibi yapmak take a leaf from someone's book v.
(birinin) yaptığı gibi yapmak take a leaf out of someone's book v.
futbolda karşı takımdan biriyle çarpıştıktan sonra kendini yere atıp çok acı çekiyormuş gibi numara yapmak take a dive v.
tereyağından kıl çeker gibi yapmak be (as) easy as one-two-three v.
canı istediğinde/istediği gibi yapmak do something in your own sweet time/way v.
kendi istediği zaman/gibi yapmak do something in your own sweet time/way v.
kendi bildiği gibi yapmak/davranmak/yaşamak march to (one's) own beat v.
(bir şeyi) kıtlıktan çıkmış gibi yapmak (do something) as if it's going out of style v.
(bir şeyi) kıtlıktan çıkmış gibi yapmak (do something) like it's going out of style v.
yarın yokmuş gibi bir şey yapmak do something as if there's no tomorrow v.
yarın olmayacakmış gibi bir şey yapmak do something as if there's no tomorrow v.
yarın yokmuş gibi bir şey yapmak do something like there's no tomorrow v.
yarın olmayacakmış gibi bir şey yapmak do something like there's no tomorrow v.
haddini aşmak gibi olmazsa (bir şey yapmak) make so bold (as to do something) v.
haddini aşmak gibi olmazsa (bir şey yapmak) be so bold (as to do something) v.
korkmuyormuş gibi yapmak put on a brave face v.
bir şeyi gerektiği gibi yapmak do justice to something v.
bildiği gibi yapmak get/have your way v.
(kendi) bildiğin gibi yapmak get/have your (own) way v.
yeni gibi yapmak give a new lease of life v.
(bir şey hakkında) bozuk plak gibi aynı şeyi yapmak go into a song and dance (about something) v.
(bir şey hakkında) bozuk plak gibi aynı şeyi yapmak go into the same old song and dance (about something) v.
sakinmiş gibi yapmak whistle past the graveyard v.
(bir şey yapacakmış) gibi yapmak make as if to (do something) v.
(bir şey yapar) gibi yapmak make as if to (do something) v.
yapacakmış gibi yapmak make as if to do v.
yapar gibi yapmak make as if to do v.
(bir şeymiş) gibi yapmak make out that (something is the case) v.
motor takılmış gibi yapmak pedal to the metal v.
(birini) turp gibi yapmak put hair on (one's) chest v.
(birini) turp gibi yapmak put hairs on (one's) chest v.
turp gibi yapmak put hairs on your chest v.
para koparmak gibi amaçlarla birine baskı yapmak put in the nips [australia/canada] v.
-in yaptığı gibi yapmak take a leaf out of book v.
kurbanlık koyun gibi (boyun eğmek, yapmak, gitmek) like a lamb to the slaughter expr.
kuzu gibi (yapmak, gitmek) like a lamb to the slaughter expr.
kurbanlık koyun gibi (boyun eğmek, yapmak, gitmek) like lambs to the slaughter expr.
kuzu gibi (yapmak, gitmek) like lambs to the slaughter expr.
Trade/Economic
hisse alım satım emriyle vurguncu gibi işlem yapmak bucket v.
Technical
ahşap, tahta gibi maddeleri siyah yapmak ebonize v.
mış gibi yapmak pretend v.
tahta gibi maddeleri siyah yapmak ebonise v.
yeni gibi yapmak renovate v.
(hasır gibi esnek bir malzemeyi) ağ gibi örerek (sepet gibi bir eser) yapmak weave v.
Medical
banyo yapmak ve nemli çimde yürümek gibi uygulamaları içeren 19. yüzyılda uygulanmış bir hidroterapi yöntemi kneippism n.
Psychology
rahatsızlık yaşıyor gibi yapmak simulation n.
Fishery
(olta sapına) tüy gibi parçalar ekleyerek yapay sinek yapmak tie v.
Social Sciences
(başka ırktan olan kimselerin) beyaz ırktanmış gibi görünmeleri için makyaj yapmak whitewash [pejorative] v.
antik yunanlar gibi yapmak hellenize v.
antik yunanlar gibi yapmak hellenise v.
Literature
yılan gibi yapmak serpentize v.
yılan gibi yapmak serpentise v.
History
antik yunanlar gibi yapmak hellenize v.
antik yunanlar gibi yapmak hellenise v.
Sport
atış kazanmak için çelme takılmış gibi yapmak dive v.
(güreşte) rakibin hamlesinden etkilenmiş gibi yapmak sell v.
Archaic
canının istediği gibi yapmak choose v.
miş gibi yapmak dissemble v.
Slang
kadın gibi giyinip makyaj yapmak (erkek) queen up n.
para koparmak gibi amaçlarla birine baskı yapmak put the nips in [aus-nz] v.
orospu gibi cilve yapmak coquettish like a slut v.
leyla gibi yapmak dope out v.
her şey hakkında bilgisi varmış gibi yapmak fake the funk v.
havalıymış gibi yapmak fake the funk v.
(bir şey yapmak için) eşek gibi çalışmak bust a gut (to do something) v.
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak bust ass to do something v.
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak bust butt to do something v.
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak bust nuts to do something v.
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak bust (one's) ass (to do something) v.
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak bust one's butt to do something v.
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak bust one's nuts to do something v.
kafası çok iyiymiş/yüksekmiş gibi yapmak be riddin v.
Modern Slang
havada seks yaparmış gibi hareketler yapmak air hump v.
ayakta dururken seks yaparmış gibi hareketler yapmak air hump v.