hover - Turc Anglais Dictionnaire

hover

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "hover" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 31 résultat(s)

Anglais Turc
General
hover v. üstünde uçmak
The helicopter hovered over the building.
Helikopter binanın üstünde uçuyordu.

More Sentences
hover v. havada durmak
The helicopter was hovering over the city.
Helikopter şehrin üzerinde havada duruyordu.

More Sentences
hover v. bekleyip durmak
The family of the victim was hovering outside of the interrogation room.
Kurbanın ailesi sorgu odasının dışında bekleyip duruyordu.

More Sentences
hover v. gezinmek
The price of gold per ounce is hovering around 1800 dollars.
Altının ons fiyatı 1800 dolar civarında geziniyor.

More Sentences
hover v. (imleci) sürüklemek
You can hover the cursor by using the touchpad.
Dokunmatik yüzeyi kullanarak imleci sürükleyebilirsiniz.

More Sentences
hover n. süzülme
hover n. süzülüş
hover v. duraksamak
hover v. tereddüt etmek
hover v. sallanmak
hover v. etrafında gezinmek
hover v. iki şey arasında gidip gelmek
hover v. etrafında dolaşıp durmak
hover v. fazla hareket etmeden üzerinde ve etrafında uçmak
hover v. havada bir yerin üzerinde durmak
hover v. havada belli bir noktada durmak
hover v. korkudan sinmek
hover v. gütmek
Technical
hover v. havada belli bir noktada durmak
hover v. sallanıp durmak
Computer
hover n. bağlantı vurgulama
hover n. bağlantı vurgusu
hover v. (pop-up açacak şekilde) imleci ekranda hareket ettirmek
hover v. imleci ekranda bir nesne veya yerin üzerine konumlandırmak
hover expr. gezin
Aeronautic
hover n. helikopter veya hovercraftin hava yastığı üzerinde durması
Marine Biology
hover n. alabalık sürüsü
Breeding
hover n. kuluçka makinesini sıcak tutan aksam
Environment
hover n. (suda) yüzen bitki örtüsü adası
Ornithology
hover v. hızla kanat çırparak havada sabit kalmak
Aeronautics
hover v. ileri doğru hareket etmeden irtifayı korumak

Sens de "hover" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 103 résultat(s)

Anglais Turc
Phrasals
hover between v. arasında gidip gelmek
He hovered between life and death.
Ölümle yaşam arasında gidip geldi.

More Sentences
hover over (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafında dönmek/dolanmak
She hovers over that child like a hen with one chick.
Tek civcivi olan tavuk gibi o çocuğun etrafında dönüyor.

More Sentences
General
hover around somebody v. fır dönmek
hover around v. etrafında dönmek
hover over v. kalmak
hover around v. etrafında dört dönmek
hover [dialect] [uk] v. beklemek
hover [obsolete] v. havada asılı kalmak için kanat çırpmak
hover [dialect] [uk] v. bekleme yapmak
Phrasals
hover over someone v. (helikopter) birinin üzerinde uçmak
hover over someone v. (akbaba gibi) birisinin tepesinde/tepesine dikilmek
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) ikircikli olmak
hover between (something) and (something else) v. üzerinde uçmak/tur atmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) ikilemde kalmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasında kararsız olmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasında havada/asılı kalmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) duraksamak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) ikircikte kalmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) tereddüt etmek
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) kararsız kalmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) tereddütte kalmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) bocalamak
hover between something (and something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) tereddütte kalmak
hover between something (and something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) duraksamak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) gidip gelmek
hover between something (and something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) karar verememek
hover between something (and something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) ikircikte kalmak
hover between something (and something else) v. üzerinde uçmak/tur atmak
hover between something (and something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasında havada/asılı kalmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasındaki karar havada/askıda kalmak
hover between something (and something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) tereddüt etmek
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) karar verememek
hover between something (and something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) ikircikli olmak
hover between something (and something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) ikilemde kalmak
hover between something (and something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) bocalamak
hover between something (and something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasındaki karar havada/askıda kalmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasındaki kararı havada/askıda bırakmak
hover between something (and something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasındaki kararı havada/askıda bırakmak
hover between something (and something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) gidip gelmek
hover between something (and something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) kararsız kalmak
hover between something (and something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasında kararsız olmak
hover between (something) and (something else) v. sürüncemede kalmak
hover between something (and something else) v. muallakta kalmak/olmak
hover between something (and something else) v. sürüncemede kalmak
hover between (something) and (something else) v. havada asılı kalmak
hover between (something) and (something else) v. (iki şey arasında) kararsız kalmak/karar verememek
hover between something (and something else) v. iki şey arasında asılı kalmak
hover between something (and something else) v. (iki şey arasında) gidip gelmek
hover between (something) and (something else) v. iki şey arasında asılı kalmak
hover between (something) and (something else) v. muallakta kalmak/olmak
hover between something (and something else) v. seçenekler arasında bocalamak
hover between (something) and (something else) v. seçenekler arasında bocalamak
hover between (something) and (something else) v. seçenekler arasından bir seçim yapmaya çalışmak
hover between something (and something else) v. iki seçenek arasında kalmak
hover between something (and something else) v. havada asılı kalmak
hover between something (and something else) v. seçenekler arasından bir seçim yapmaya çalışmak
hover between (something) and (something else) v. seçenekler arasında bir karar vermeye çalışmak
hover between something (and something else) v. (iki şey arasında) kararsız kalmak/karar verememek
hover between (something) and (something else) v. (iki şey arasında) gidip gelmek
hover between something (and something else) v. seçenekler arasında bir karar vermeye çalışmak
hover between v. arasında/havada asılı kalmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasında bocalamak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasında ikilemde kalmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasında duraksamak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasında gidip gelmek
hover between v. arasında tereddütte kalmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasında karar verememek
hover around (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafında dönmek/dolanmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasında kararsız kalmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasında tereddüt etmek
hover over (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerinde asılı kalmak
hover between v. arasında ikircikte kalmak
hover around (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafında dört dönmek
hover between v. arasında karar verememek
hover between v. arasında bocalamak
hover over (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerinde süzülmek
hover between v. arasında kararsız kalmak
hover between v. ikilemde kalmak
hover around (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tepesinde/yanında dikilmek
hover over (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tepesinde/yanında dikilmek
hover between v. arasında kararsız olmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasında tereddütte kalmak
hover between (something) and (something else) v. (bir şeyle diğeri/iki şey) arasında ikircikte kalmak
Idioms
hover between life and death v. yaşam ile ölüm arasında gidip gelmek
Technical
hover mower n. çim biçme makinesi
Computer
hover color n. bağlantı vurgulama rengi
hover button n. vurgu düğmesi
mouse hover n. fare imleci
hover box n. fare imleci
hover to select expr. seçmek için vurgula
on hover expr. vurgulandığında
Aeronautic
hover time n. hava yastığı oluşum zamanı
air taxi/hover taxi n. hava taksi
hover height n. hava yastığı yüksekliği
hover platform n. hava yastıklığı platform
Zoology
hover-fly n. çiçek sineği
hover [dialect] n. yuva
hover [dialect] n. in
hover [dialect] n. (hayvan, balık) barınak
Military
hover ceiling n. havada tutunma tavanı
Cinema
hover board n. uçan kaykay (back to the future filmi)
Ornithology
hover-hawk [uk] n. kerkenez
Entomology
hover fly n. çiçek sineği