Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
kendine
Sens de
"kendine"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 3 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
kendine
yourself
pron.
2
General
kendine
auto-
pref.
Colloquial
3
Colloquial
kendine
to oneself
expr.
Sens de
"kendine"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Common Usage
1
Common Usage
kendine mahsus
unique
adj.
2
Common Usage
kendi kendine
by herself
adv.
3
Common Usage
kendi kendine
by oneself
adv.
4
Common Usage
kendi kendine
on one's own
adv.
5
Common Usage
kendi kendine
by himself
adv.
6
Common Usage
kendi kendine
by itself
adv.
General
7
General
kendine maletme
seisin
n.
8
General
kendine güvenmeyiş
self distrust
n.
9
General
kendi kendine gülme
chuckle
n.
10
General
kendine maletme
seizin
n.
11
General
kendine işkence
self torture
n.
12
General
kendine özgülük
individuality
n.
13
General
kendine hakim olma
overturning
n.
14
General
kendine değme noktası
tacnode
n.
15
General
kendine bağlama
enchaining
n.
16
General
kendi kendine yardım teknikleri
self help techniques
n.
17
General
oyuncunun kendi kendine yaptığı konuşma
soliloquy
n.
18
General
kendine fazla güvenme
aplomb
n.
19
General
kendine mal etme
embezzling
n.
20
General
kendine dönük grup çalışması
self directed group work
n.
21
General
kendine güvenme
assurance
n.
22
General
bir bölgenin özgün kendine has hayvan yaşamı
fauna
n.
23
General
kendine hayranlık
egotism
n.
24
General
kendine katma
absorption
n.
25
General
kendine bağlama
enchainment
n.
26
General
kendine güven
confidence
n.
27
General
kendi kendine zarar verme
self destruction
n.
28
General
kendine bağlı bireylere karşı babanın çocuğuna davrandığ (devletin/hükümetin/bir kuruluşun/patronun)
paternalism
n.
29
General
kendi kendine oral seks yapma
autofellatio
n.
30
General
kendine güvensizlik
diffidence
n.
31
General
kendine hakim olamama
incontinence
n.
32
General
kendine hakim olma
overspilling
n.
33
General
kendine hakim olma
owning
n.
34
General
kendine layık olmayan bir işte kullanma (yeteneğini vb'ni)
prostitution
n.
35
General
kendine güven
aplomb
n.
36
General
kendine fazla güvenme
overconfidence
n.
37
General
kendine mal etme
appropriation
n.
38
General
kendine güvenme
aplomb
n.
39
General
kendi kendine döllenme
self pollination
n.
40
General
kendine güvenme
self reliance
n.
41
General
kendine bağlama
enamoring
n.
42
General
kendine saygı
self esteem
n.
43
General
kendi kendine konuşma
soliloquy
n.
44
General
kendine başvurma
self reference
n.
45
General
kendine bağlama
enamouring
n.
46
General
kendine bağlama
enthrallment
n.
47
General
kendine işkence
self torment
n.
48
General
kendi kendine gerçekleştirme
self realization
n.
49
General
kişinin cinsel yönden kendine ilgi duyması
autosexuality
n.
50
General
kendine güvenme
overconfidence
n.
51
General
kişinin cinsel yönden kendine ilgi duyması
autoeroticism
n.
52
General
kendine düşkünlük
self indulgence
n.
53
General
kendine güven
assurance
n.
54
General
kendi kendine telkin
autosuggestibility
n.
55
General
kendi kendine söylenen
grump
n.
56
General
kendine hakim olma
self control
n.
57
General
(devletin/hükümetin/bir kuruluşun/patronun) kendine bağlı bireylere karşı babanın çocuğuna davrandığı gibi davranması
paternalism
n.
58
General
kendi kendine öğrenme
self learning
n.
59
General
bireyin kendi kendine verdiği söz
personal commitment
n.
60
General
kendine hakimiyet
composure
n.
61
General
kendine güven
self-confidence
n.
62
General
kendine saygı
self-worth
n.
63
General
kendine güven
self-assurance
n.
64
General
kendi kendine zarar verme
self-destruction
n.
65
General
kendi kendine döllenme
self-pollination
n.
66
General
kendine yükleme
self-attribution
n.
67
General
kendine dönük grup çalışması
self-directed group work
n.
68
General
kendi kendine sertlik verme
self-annealing
n.
69
General
kendi kendine yapabilir
self-efficacy
n.
70
General
kendi kendine acıma
self-pity
n.
71
General
kendine hakim olma
self-restraint
n.
72
General
kendi kendine algılayış
self-perceiving
n.
73
General
kendi kendine algılama
self-perceiving
n.
74
General
kendine hakim olma
self-control
n.
75
General
kendi kendine uyanış
self-awakening
n.
76
General
konuşmasında veya yazısında ünlü isimlerden bahsedip kendine paye çıkarma
name-dropping
n.
77
General
kendi kendine telkin
self-command
n.
78
General
kendi kendine yardım
self-help
n.
79
General
kendi kendine tapma
self-worship
n.
80
General
kendine yetme
self-sufficiency
n.
81
General
kendine hakim olma
self-possession
n.
82
General
kendi kendine hakimiyet
self-command
n.
83
General
kendine güven
self-reliance
n.
84
General
kendine acıma
self-pity
n.
85
General
kendine hakimiyet
self-control
n.
86
General
kendi kendine yetme
self-help
n.
87
General
kendi kendine abartma
self-aggrandizement
n.
88
General
kendine kılavuzluk eden öğrenme araçları
self-guided learning tools
n.
89
General
kendine saygı
self-respect
n.
90
General
kendi kendine doğrulama
self-validating
n.
91
General
kendine özgü yapı
unique structure
n.
92
General
kendine özgü yapı
distinctive structure
n.
93
General
kendi kendine belgelendirme
self-certificating
n.
94
General
kendi kendine belgelendirme
self-certification
n.
95
General
kendi kendine rapor etme
self-report
n.
96
General
kendine özgü
one of a kind
n.
97
General
kendine özgü yöntem
unique method
n.
98
General
kendine özgü yöntem
distinctive method
n.
99
General
kendine has özellik
idiosyncrasy
n.
100
General
bir yerin kendine özgü atmosferi
genius loci
n.
101
General
kendine özgü/has (özellik)
stylemark
n.
102
General
kendine özgü/has (özellik)
earmark
n.
103
General
kendine özgü/has (özellik)
trademark
n.
104
General
kendine özgü/has (özellik)
hallmark
n.
105
General
kendine gelme
recovering
n.
106
General
kendi kendine hakim olma
ascesis
n.
107
General
kendine hakim olamama
self-abandonment
n.
108
General
kendine güven duygusu
self-confidence
n.
109
General
kendine bakım
self care
n.
110
General
kişinin kendine ayırdığı zaman
me-time
n.
111
General
kendine dönük/yönelik
involutory
n.
112
General
kendine duyduğun saygı
self-esteem
n.
113
General
kendine güven
assertiveness
n.
114
General
kendine güven
assuredness
n.
115
General
kendine çok güvenme
assurance
n.
116
General
kendine maletme
arrogation
n.
117
General
ahlak sorunlarını kendine göre yorumlayan kimse
casuist
n.
118
General
kendine aşırı güvenme
cockiness
n.
119
General
kendi kendine şekillenen/şekil alan kum
self-sculpting sand
n.
120
General
kendine güvensizlik
lack of self-confidence
n.
121
General
kendine tapma
autotheism
n.
122
General
kendine tapma
self-worship
n.
123
General
kendine özgü (özgün) karakter/özellik/stil
spin
n.
124
General
kendine yabancılaşma
self-alienation
n.
125
General
kendine hükmetme
self-domination
n.
126
General
kendine bağlama
enthralment
n.
127
General
kendi kendine abartma
self-aggrandisement
n.
128
General
kendine inanç
self-belief
n.
129
General
kendine hakim olma
self mastery
n.
130
General
kendi kendine üretim
self production
n.
131
General
kişinin kendine hayranlık duyması
self-adulation
n.
132
General
kendine özgü bir halkın parçası olmanın birleştiriciliği
peoplehood
n.
133
General
kendine yönelik şefkat
self-compassion
n.
134
General
kendine kasten zarar verme
self-sabotage
n.
135
General
kendine yabancılaşma
self-estrangement
n.
136
General
kendine katma
absorbition
n.
137
General
atın ön ayaklarını yerden kaldırırarak eşit biçimde kendine toplaması ve yere değmeden ileri doğru sıçraması
courbette
n.
138
General
kendine gelme
recollectedness
n.
139
General
kendine gösterilen şiddete direnmek için güç kullanmayan kimse
nonresistant
n.
140
General
kendine özgü doğasını verme
naturing
n.
141
General
kendine acı çektirme
self-laceration
n.
142
General
bir şeyi kendine uydurma
tuning
n.
143
General
kendine has özellik
twist
n.
144
General
kişinin kendi kendine koyduğu son teslim tarihi
self-imposed deadline
n.
145
General
başkasına ait şeyleri kendine mal eden kimse
arrogator
n.
146
General
kendine güven
authority
n.
147
General
kendi kendine öğrenmiş kimse
automath
n.
148
General
kendi kendine var olma
uncreatedness
n.
149
General
kendine çekme
enthrallment
n.
150
General
kendine güveni olmama
unsureness
n.
151
General
kendine güveni olmama
unsurety
n.
152
General
kendine güvensizlik
self-distrust
n.
153
General
kendine güvenmeme
self-distrust
n.
154
General
bir şarabın kendine özgü aroması
bloom
n.
155
General
duyusal deneyimin ve kişinin kendine dair deneyimlediği özelliklerin gerçek olduğu yanılsaması
maya
n.
156
General
rahatlamak ve hoşlandığı şeyleri yapmak için kişinin kendine ayırdığı zaman
me time
n.
157
General
bilinçli ve esprili bir şekilde kendine işaret eden bir hikaye, konuşma
meta
n.
158
General
kendine gelme
revival
n.
159
General
kendine has bir tarz
signature style
n.
160
General
kendine bakacak durumda olmayan kişilerin ev işlerini yapması için para ödenen kimse
home help [uk] [new zealand]
n.
161
General
çok kişiyi kendine çeken şey
honeypot
n.
162
General
kendi kendine yeten birimlerle veya bölümlerle inşa edilmiş şey
modular
n.
163
General
farklı şekiller veya tasarımlar oluşturmak için kendisine benzeyen başkalarıyla birleştirilebilen veya değiştirilebilen kendine yeter öğe
modular
n.
164
General
kendi kendine konuşan kimse
monologist
n.
165
General
kendi kendine konuşan kimse
monologuist
n.
166
General
kendine aşırı güven
hutzpah
n.
167
General
(kendine) ket vurma
denial
n.
168
General
(kendine) ket vurma
denial of one's self
n.
169
General
(kendine) ket vurma
deniance
n.
170
General
kendine eşya emanet edilen kimse
depositary
n.
171
General
memleketin taarruzdan korunmuş, ekonomik ve politik bakımdan kendine yeten iç kısımları
heartland
n.
172
General
kendine odaklanma yoluyla bir tür meditasyon
omphaloskepsis
n.
173
General
aşırı kendine güven
hutzpa
n.
174
General
aşırı kendine güvenli
chutzpanik
n.
175
General
kendine hakim olamama
impotence
n.
176
General
kendine hakim olamama
impotency
n.
177
General
kendine belirli bir konumu vaat etme
committal
n.
178
General
kendine güvenmeme
inferiority complex
n.
179
General
kendine hakim olma
composition
n.
180
General
kendine saygı belirtisi davranış
dignity
n.
181
General
(çin usulü) kendi kendine masaj
do-in
n.
182
General
kendine hakim olamama
incontinency
n.
183
General
fark edilebilir ve genellikle kompleks bir yapıdaki bir şeyin kendine özgü özellikleri
contour
n.
184
General
fark edilebilir ve genellikle kompleks bir yapıdaki bir şeyin kendine özgü düzeni
contour
n.
185
General
kendine güven
coolness
n.
186
General
bölge veya alanın kendine ait olanları basmadan önce kullandığı posta pulu
forerunner
n.
187
General
kendine baktırma
predomination
n.
188
General
kendine sitem etme
self-abuse
n.
189
General
kendine yapılan iyilik
self-charity [obsolete]
n.
190
General
kendi kendine konuşma
self-commune
n.
191
General
kendi kendine konuşma
self-communion
n.
192
General
kendine hakimlik
self-composure
n.
193
General
kendi kendine düşünme
self-contemplation
n.
194
General
kendi kendine hüküm giydirme
self-conviction
n.
195
General
kendine zarar veren kimse
self-destroyer
n.
196
General
kendine kılavuzluk etme
self-direction
n.
197
General
kendine inanmama
self-doubt
n.
198
General
kendine güvenmeme
self-doubt
n.
199
General
kendi kendine övünme
self-gratulation
n.
200
General
insanın kendine kör olması
self-ignorance
n.
201
General
kendine yabancılık
self-ignorance
n.
202
General
bireyin kendine duyduğu kızgınlık
self-indignation
n.
203
General
kendi kendine duyulan öfke
self-indignation
n.
204
General
kendi kendine içerleme
self-indignation
n.
205
General
kendi kendine hayallere dalma
self-involution
n.
206
General
kendi kendine dalıp gitme
self-involution
n.
207
General
kişinin kendine duyduğu sevgi
self-love
n.
208
General
kendi kendine ilaç kullanma
self-medication
n.
209
General
kendine dönük mizah
self-mockery
n.
210
General
kendine bakmama
self-neglect
n.
211
General
kendine bakmayan
self-neglecting
n.
212
General
kendine aşırı düşkünlük
self-obsession
n.
213
General
kendi kendine polislik yapma
self-policing
n.
214
General
tehlikeli durumları kendi kendine tespit etme
self-policing
n.
215
General
kendi kendine suçun önüne geçme
self-policing
n.
216
General
kendine duyulan gurur
self-pride
n.
217
General
kendine eziyet etme
self-punishment
n.
218
General
kendine sitem etme
self-reproof
n.
219
General
birinin kendine duyduğu saygı
self-reverence
n.
220
General
kendine işkence etme
self-torment
n.
221
General
kendine işkence etme
self-torture
n.
222
General
kendine işkence eden kimse
self-tormentor
n.
223
General
kendine eziyet eden kimse
self-tormentor
n.
224
General
bireyin kendine duyduğu güven
self-trust
n.
225
General
kendine zarar verme
self-violence
n.
226
General
bireyin kendine yaptığı hata
self-wrong
n.
227
General
kendine gelme
shake-off
n.
228
General
kendine düşen içeceği içmeyen kimse
sneak-cup
n.
229
General
kendine yetme
sufficiency
n.
230
General
kendine saygı
pride
n.
231
General
kendine gelmek
pull round
v.
232
General
kendine düşen görevi yerine getirmek
keep one's end up
v.
233
General
kendine çevirmek
introvert
v.
234
General
kendi kendine yara olmak
exulcerate
v.
235
General
kendine çeki düzen vermek
preen
v.
236
General
tamamen yanıp kendi kendine sönmek
burn out
v.
237
General
kendi kendine konuşmak
huddle with oneself
v.
238
General
fikirlerini kendine saklamak
keep one's own counsel
v.
239
General
kendine ... süsü vermek
pretend to be
v.
240
General
kendine bir çekidüzen vermek
tidy oneself up
v.
241
General
kendine gelmek
perk up
v.
242
General
kendi kendine konuşmak
speak aside
v.
243
General
kendine yedirememek
be unable to bring oneself to
v.
244
General
yüzünü yıkayıp kendine bir çekidüzen vermek
freshen up
v.
245
General
kendi kendine konuşmak
talk to oneself
v.
246
General
kendine gelmek
perk
v.
247
General
kendine gelmek
recover
v.
248
General
kendine örnek almak
model oneself on
v.
249
General
kendi kendine anlamak
self understand
v.
250
General
yeteneğini vb'ni kendine layık olmayan bir işte kullanmak
prostitute
v.
251
General
kendine gelmek
be oneself again
v.
252
General
kendine aşık etmek
sweep someone off one's feet
v.
253
General
kendine bağlamak
enchain
v.
254
General
kendine hakim olmak
get a grasp on oneself
v.
255
General
kendine güveni artmak
take heart
v.
256
General
kendine gelmek
come to life
v.
257
General
kendine layık olmayan bir işte çalışmak
prostitute oneself
v.
258
General
kendine çeki düzen vermek
primp
v.
259
General
kendine hakim olamamak
not control oneself
v.
260
General
kendine gelmek
pull oneself together
v.
261
General
kendine sahip olmak
be in possession of oneself
v.
262
General
kendine mal etmek
commandeer
v.
263
General
kendine gelmek
gather oneself together
v.
264
General
kendine gelmek
collect oneself
v.
265
General
kendine bir çekidüzen vermek
make oneself presentable
v.
266
General
kendine hakim olmak
compose oneself
v.
267
General
kendine güvenmek
be sure of oneself
v.
268
General
kendine hakim olmak
simmer down
v.
269
General
birini kendine doğru çekerek yere yıkmak
pull someone over
v.
270
General
kendine düşen payı ödemek
keep one's end up
v.
271
General
bir şeyi kendine doğru çekerek devirmek
pull something over
v.
272
General
kendine gelmek
come to
v.
273
General
kendine çekidüzen vermek
smarten up
v.
274
General
kendi kendine konuşmak
soliloquize
v.
275
General
kendine gelmek
come round
v.
276
General
kendine gelmek
behave oneself
v.
277
General
kendine gelmek
come to one's senses
v.
278
General
kendine gelmek
compose oneself
v.
279
General
kendine hakim olmak
be in possession of oneself
v.
280
General
kendine gelmek
recover oneself
v.
281
General
kendine dikkat etmek
take care of oneself
v.
282
General
kendine ... süsü vermek
pose as
v.
283
General
kendine hakim olmak
keep one's balance
v.
284
General
kendine katmak
absorb
v.
285
General
kendine bir şey yapma izni vermek
indulge in
v.
286
General
kendi kendine gülmek
chuckle
v.
287
General
kendine özen göstermemek
let oneself go
v.
288
General
kendine çeki düzen vermek
gussy up
v.
289
General
kendine ... süsü vermek
pretend
v.
290
General
kendi kendine servis yaparak yiyeceklerden almak
help oneself to
v.
291
General
kendine hakim olmak
keep one's head
v.
292
General
kendine gelmek
come around
v.
293
General
kendine gelmek
get a grasp on oneself
v.
294
General
kendine mal etmek
appropriate
v.
295
General
kendi kendine gelin güvey olmak
reckon without one's host
v.
296
General
kendine gelmek
regain consciousness
v.
297
General
birini kendine doğru çekerek yere düşürmek
pull someone over
v.
298
General
kendine yol açmak
worm one's way
v.
299
General
kendi kendine düşüp yaralanmak
gutser
v.
300
General
yangın kendi kendine çıkmak
burn (itself) out
v.
301
General
yangının kendi kendine çıkması
burn (itself) out
v.
302
General
kendine maletmek
appropriate
v.
303
General
kendine ayırmak
appropriate
v.
304
General
kendi kendine tekrarlamak
soliloquize
v.
305
General
kendine ... süsü vermek
make believe
v.
306
General
kendine dikkat etmek
fend for oneself
v.
307
General
kendine düşeni yapmak
do one's part
v.
308
General
kendi kendine yetmek
become self-sufficient
v.
309
General
kendine güveni gelmek
gain self-confidence
v.
310
General
kendine olan saygısını kaybetmek
lose one's self-respect
v.
311
General
kendine olan güvenini kaybetmek
lose one's self-confidence
v.
312
General
dönüp kendine bakmak
do a self-criticism
v.
313
General
kendine saygısı olmamak
have no self-esteem
v.
314
General
kendine güvenini kaybetmek
lose one's self-confidence
v.
315
General
kendine olan saygısını yeniden kazanmak
regain one's self-respect
v.
316
General
kendine olan saygısını kazanmak
regain one's self-respect
v.
317
General
konuşmasında veya yazısında ünlü isimlerden bahsedip kendine paye çıkarmak
name-drop
v.
318
General
kendine gelmek
get over
v.
319
General
kendine gelmek
gather oneself up
v.
320
General
kendine bağlamak
bewitch
v.
321
General
kendine örnek almak
model
v.
322
General
kendine haksızlık etmek
be unjust to oneself
v.
323
General
kendine haksızlık etmek
be unfair to oneself
v.
324
General
kendine düşen görevi yapmak
pull one's weight
v.
325
General
(kendine) jilet atmak
blade oneself
v.
326
General
(kendine) jilet atmak
slash oneself with razor
v.
327
General
(kendine) jilet atmak
cut oneself with a razor blade
v.
328
General
kendine hakim olmak
remain calm
v.
329
General
kendine hakim olmak
keep one's temper
v.
330
General
kendine çeki düzen vermek
adapt oneself to
v.
331
General
kendi kendine söylenmek
mutter to oneself
v.
332
General
kendi kendine söylenmek
murmur
v.
333
General
kendi kendine zarar vermek
self-harm
v.
334
General
yeni yeni kendine gelmek
barely recuperate
v.
335
General
yeni yeni kendine gelmek
barely recover
v.
336
General
yavaş yavaş kendine gelmek
slowly recover
v.
337
General
yavaş yavaş kendine gelmek
gradually recover
v.
338
General
kendine olan güvenini yitirmek
lose one's self-confidence
v.
339
General
kendine zaman ayırmak
allocate time for oneself
v.
340
General
kendine zaman ayırmak
keep time for oneself
v.
341
General
kendine zaman ayırmak
make time for oneself
v.
342
General
kendine zaman ayırmak
spare the time for oneself
v.
343
General
kendine pay çıkarmak
take the credit for other people's work
v.
344
General
kendine gelmek
wake up
v.
345
General
silkinip kendine gelmek
wake up to oneself
v.
346
General
kendine çekmek
appeal
v.
347
General
kendine çekmek
attract
v.
348
General
kendine çekmek
draw in
v.
349
General
kendine çekmek
pull toward oneself
v.
350
General
(hastalıktan sonra) kendine gelmek
build up
v.
351
General
kendine güveni az olmak
have low self esteem
v.
352
General
kendine güvenmek
believe in oneself
v.
353
General
kendine gelmek
recover consciousness
v.
354
General
kendine yalan söylemek
lie to oneself
v.
355
General
kendine olan güvenini kazanmak
gain self-confidence
v.
356
General
kendine çeki düzen vermek
get one’s act together
v.
357
General
kendine gelmek
get sober
v.
358
General
kendine saygısı olmak
have self-respect
v.
359
General
kendine saygısı olmak
respect oneself
v.
360
General
kendine saygı duymak
respect oneself
v.
361
General
kendine iyi/güzel bir hayat kurmak
make a good life for oneself
v.
362
General
kendine özgü bir gülümsemesi olmak
have a distinctive smile
v.
363
General
kendine özgü bir gülümsemesi olmak
have a unique smile
v.
364
General
kendi kendine konuşmak
engage in private speech
v.
365
General
kendine iyi bakmak
take good care of oneself
v.
366
General
kendine jilet atmak/kendini bir şey ile kesmek
self-cut
v.
367
General
kendine doğru çekmek
pull toward oneself
v.
368
General
kendine söz vermek
promise oneself
v.
369
General
kendine bir rehber aramak
look for guidance
v.
370
General
kendine güvendiğini hissetmek
feel confident
v.
371
General
kendine güvenen bir şekilde hareket etmek/davranmak
feel confident
v.
372
General
kendine güvenmek
feel confident
v.
373
General
(acı/ağrı) kendi kendine geçmek
go away on its own
v.
374
General
kendine ait odası olmak
have his/her own room
v.
375
General
kendine olan saygısını arttırmak
boost one's self esteem
v.
376
General
kendine maletmek
arrogate to oneself
v.
377
General
kendi kendine öğrenmek
teach yourself
v.
378
General
(bir şeyle ilgili) kendi kendine düşünmek
think to yourself
v.
379
General
birisini kendine doğru/yakınına çekmek
pull someone in close
v.
380
General
kendine haksızlık etmek
be hard on yourself
v.
381
General
kendi kendine tekrarlamak
soliloquise
v.
382
General
kendi kendine konuşmak
soliloquise
v.
383
General
iyi bir ağlayıp kendine gelmek
have a good cry and be fine
v.
384
General
kendine kızmak
be mad at oneself
v.
385
General
kendine kızmak
be angry at oneself
v.
386
General
kendine uygun olan kısmını çekip almak
cherry-pick
v.
387
General
kendine en uygun olanını seçmek
cherry-pick
v.
388
General
kendine itibar atfetmek
give oneself credit
v.
389
General
kendine daha fazla güvenli hale gelmek
become more self-confident
v.
390
General
kendine yatırım yapmak
invest oneself
v.
391
General
kendine vakit ayırmak
set aside time for yourself
v.
392
General
kendine vakit ayırmak
set aside time for oneself
v.
393
General
kendine zaman ayırmak
set aside time for yourself
v.
394
General
kendine zaman ayırmak
set aside time for oneself
v.
395
General
kendine inanmak
believe in yourself
v.
396
General
kendi kendine konuşmak
talk yourself
v.
397
General
kendine makyaj yapmak
make yourself up
v.
398
General
kendine gelmek
reorient
v.
399
General
kendine zaman ayırmak
have time for yourself
v.
400
General
kendine mal etmek
adopt
v.
401
General
(kendine/bir kuruma) bağlamak
affiliate
v.
402
General
kendine gelmek
adaw [obsolete]
v.
403
General
kendine karşı sabırlı olmak
be patient with yourself
v.
404
General
kendine gelmek
remember oneself
v.
405
General
kendine çeki düzen vermek
remember oneself
v.
406
General
kendine özgü doğasını vermek
nature
v.
407
General
kendine fazla güvenip tehlikeli bir işe kalkışmak
be riding for a fall
v.
408
General
kendine çekmek
till [obsolete]
v.
409
General
kendine yarar sağlamak
serve one's self of
v.
410
General
kendi kendine gülmek
hug one's self
v.
411
General
kendine fayda sağlamak
serve one's self of
v.
412
General
kendine gelmek
gather one's self together
v.
413
General
kendine koruma sağlamak
hide one's self
v.
414
General
olta yemi ile kendine çekmek
bait
v.
415
General
kendine hakimiyeti kaybetmek
undo
v.
416
General
(kendi kendine) izin olmadan ihtiyacını karşılamak
help
v.
417
General
kendine (yemek) vermek
help oneself
v.
418
General
kendine (yemek) almak
help oneself
v.
419
General
kendi kendine kısıtlama olmaksızın servis yapmak
help oneself
v.
420
General
kendine aitmiş gibi kullanmak
borrow
v.
421
General
kendine cesaret vermek
brazen
v.
422
General
kendine (olumsuz) bir şey yaptırmak
bring oneself
v.
423
General
kendine mal etmek
hijack
v.
424
General
kendine çok fazla alıp paylaşmamak
hogging
v.
425
General
kendine çok fazla saklayıp paylaşmamak
hogging
v.
426
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öze dönüştürmek
hypostasize
v.
427
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öze dönüştürmek
hypostasise
v.
428
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öze dönüştürmek
hypostatize
v.
429
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öz olarak yorumlamak
hypostatize
v.
430
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öze dönüştürmek
hypostatise
v.
431
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öz olarak yorumlamak
hypostatise
v.
432
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öze dönüştürmek
hypostatize
v.
433
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öz olarak yorumlamak
hypostatize
v.
434
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öze dönüştürmek
hypostatise
v.
435
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öz olarak yorumlamak
hypostatise
v.
436
General
kendi kendine konuşmak
monologuise
v.
437
General
yoksunluk, öz disiplin veya kendi kendine acı veya rahatsızlık vererek zayıflatmak
mortify
v.
438
General
kendine mâl etmek
take over
v.
439
General
kendine güveni olmak
lippen
v.
440
General
(kendine) belirli bir şekilde davranmak
demean
v.
441
General
kendine getirmek
demesmerize
v.
442
General
kendine getirmek
demesmerise
v.
443
General
baygınlıktan sonra kendine gelmek
overcome [dialect]
v.
444
General
kendine fazla güvenmek
overplay
v.
445
General
kendine mal etmek
improper [obsolete]
v.
446
General
kendi kendine yatışmak
self-soothe
v.
447
General
(bebek) kendi kendine sakinleşmek
self-soothe
v.
448
General
kendi kendine zarar vermek
cut
v.
449
General
kendi kendine eğlenmek
popjoy
v.
450
General
kendine mal etmek
father
v.
451
General
kendine yetmek
fend
v.
452
General
başkalarını büyüleyerek kendine çekmek
intimidate
v.
453
General
kendine ayırmak
coopt
v.
454
General
(rakibi) kendine katılması için ayartmak
co-opt
v.
455
General
kendine özel mal yaptırıp daha sonra veresiye verilmezse hiç almamakla tehdit etmek
fineer
v.
456
General
kendine güvenmek
fit in
v.
457
General
kendine ayırmak
preempt
v.
458
General
kendi kendine döllenmek
self
v.
459
General
kendine zarar vermek
self-destroy
v.
460
General
kendine zarar vermek
self-destruct
v.
461
General
kendi kendine tutuşmak
self-ignite
v.
462
General
kendi kendine alev almak
self-ignite
v.
463
General
(maddeyi) kendi kendine ilaç niyetine kullanmak
self-medicate
v.
464
General
kendi kendine ilaç almak
self-medicate
v.
465
General
kendi kendine tozlaşmak
self-pollinate
v.
466
General
kendi kendine tozlaştırmak
self-pollinate
v.
467
General
kendi kendine tozlanmasını engellemek
semicastrate
v.
468
General
kendine hakim olmak
sile [dialect] [uk]
v.
469
General
kendi kendine tazelenmek
fresh
v.
470
General
tazelenip kendine gelmek
freshen
v.
471
General
kendine çeki düzen vermek
slick
v.
472
General
kendi kendine gülmek
smudge
v.
473
General
kendine ayırmak
snap
v.
474
General
kendine çekmek
solicit
v.
475
General
kendine baktırmak
solicit
v.
476
General
kendi kendine konuşma hazırlamak
soliloquy [rare]
v.
477
General
kendine aşık etmek
becharm
v.
478
General
kendine çekmek
solicit
v.
479
General
kendine çekmek
draw
v.
480
General
kendine çok güvenen
presumptuous
adj.
481
General
kendi kendine karar veren
self determining
adj.
482
General
kendine güvenen
reliant
adj.
483
General
kendine hakim
passionless
adj.
484
General
kendine güvenen
confident
adj.
485
General
kendine yeten
self sufficient
adj.
486
General
kendi kendine olan
automatic
adj.
487
General
kendine özgü
typical
adj.
488
General
kendine bir hava veren
airy
adj.
489
General
kendine saygı duyan
self respecting
adj.
490
General
kendine düşkün
self indulgent
adj.
491
General
kendine çok güvenen
self assertive
adj.
492
General
kendine özgü
sui generis
adj.
493
General
kendine güvenen
assured
adj.
494
General
kendine has
idiosyncratic
adj.
495
General
kendine hakim
continent
adj.
496
General
kendi kendine yeten
self supporting
adj.
497
General
kendine çok güvenen
overconfident
adj.
498
General
kendi kendine hizmet eden
self serving
adj.
499
General
kendine hakim olan
self contained
adj.
500
General
kendine güvenen
self assured
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kendine
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy