mekanizma - Turc Anglais Dictionnaire

mekanizma

Sens de "mekanizma" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 18 résultat(s)

Turc Anglais
General
mekanizma machine n.
Such a waste of Community funding only serves the interests of industry and the military machine.
Topluluk fonlarının bu şekilde boşa harcanması sadece endüstri ve askeri mekanizmaların çıkarlarına hizmet eder.

More Sentences
mekanizma contraption n.
This contraption is complicated to use.
Bu mekanizmanın kullanımı karmaşık.

More Sentences
mekanizma mechanism n.
Touch screens are another input mechanism for smartphones.
Dokunmatik ekranlar, akıllı telefonların bir diğer girdi mekanizmasıdır.

More Sentences
Trade/Economic
mekanizma mechanism n.
We have not seen enough concrete results from the coordination mechanisms and we need concrete results.
Koordinasyon mekanizmalarından yeterince somut sonuç alamadık ve somut sonuçlara ihtiyacımız var.

More Sentences
mekanizma machinery n.
Education is machinery for solid countries.
Eğitim sağlam ülkeler kurma yolunda bir mekanizmadır.

More Sentences
Technical
mekanizma mechanism n.
New technologies need unbureaucratic, simple and effective promotion mechanisms.
Yeni teknolojilerin bürokratik olmayan, basit ve etkili tanıtım mekanizmalarına ihtiyacı vardır.

More Sentences
mekanizma machinery n.
So we ask the Commission to make sure that this machinery is properly included.
Bu nedenle Komisyon'dan bu mekanizmanın düzgün bir şekilde dahil edildiğinden emin olmasını istiyoruz.

More Sentences
General
mekanizma contrivance n.
mekanizma fitting n.
mekanizma movement n.
mekanizma works n.
mekanizma workings n.
Technical
mekanizma device n.
mekanizma gear n.
mekanizma action mechanism n.
Mechanic
mekanizma linkage n.
Military
mekanizma bolt n.
Hunting
mekanizma action n.

Sens de "mekanizma" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 156 résultat(s)

Turc Anglais
Medical
homeostatik mekanizma homeostatic mechanism n.
Disruption of the normal homeostatic mechanisms can lead to cell death.
Normal homeostatik mekanizmaların bozulması hücre ölümüne yol açabilir.

More Sentences
hücresel mekanizma cellular mechanism n.
The discovery of cellular mechanisms could open the door to more effective anti-aging therapies.
Hücresel mekanizmaların keşfi, daha etkili yaşlanma karşıtı tedavilere kapı açabilir.

More Sentences
General
tetikleyici mekanizma/tel tripwire n.
bir ürün veya cihazın kolayca alınabilmesini sağlayan mekanizma takedown n.
yedek paraşütü açan mekanizma skyhook n.
incelikli mekanizma enginery [rare] n.
bedensel mekanizma machine n.
bozulmaya dayanıklı mekanizma failsafe n.
eskiden botların altının temizlenmesi için ev önüne konan metal mekanizma boot-scraper n.
kart oyununda anlaşmazlığı çözmek için tasarlanmış bir mekanizma holdout n.
hareketin bağlantılarla iletildiği mekanizma veya cihaz linkwork n.
yeni mekanizma ingenuity n.
bozuk bir işi saklamak için kullanılan mekanizma dutchman n.
paralel hareket yaratan bağlı mekanizma parallel motion n.
boşaltıcı mekanizma discharge n.
doğal enerjiyi işe dönüştüren mekanizma primum mobile n.
ana mekanizma primum mobile n.
cihazı başlangıç pozisyonuna getiren mekanizma pullback n.
bir hacmi tutan veya bırakan mekanizma sluicegate n.
bir hacmi tutan veya bırakan mekanizma sluice gate n.
yukarı kaldıran mekanizma stayer n.
çalışmak (mekanizma) catch v.
(mekanizma yüzeyinin bir bölümünü) normalde gizli olan detayları ortaya çıkarmak için kırılmış gibi çizmek veya boyamak break out v.
eklemli (mekanizma) gimmalled adj.
Trade/Economic
avrupa birliği üyelerinin ulusal paralarını sabit kurdan birbirine bağlamalarını sermayenin ve nakit akımlarının kendi aralarındaki dolaşımı üzerine konan tüm yasal engellerin kaldırılmasını ve tek para sistemine geçişi ön gören mekanizma european monetary union n.
istişari mekanizma consultation mechanism n.
otomatik mekanizma automatic mechanism n.
Politics
siyasal mekanizma political mechanism n.
belirli sayıda seçmenin dilekçeyle kanun teklifi yapmalarını sağlayan bir mekanizma initiative n.
Industry
buhar üreten mekanizma steamer n.
Technical
regülatörü başlangıç konumuna getiren mekanizma restoring mechanism n.
çalışmak (mekanizma) catch n.
bir devreyi açıp kapamak için kullanılan mekanizma interrupter n.
bir regülatörü çalıştıran mekanizma governor drive n.
koruyucu mekanizma protective device n.
yürüyen haşerelere karşı aerosol kapağına takılan plastik mekanizma wand assembly n.
valf hareket ettiren mekanizma valve gear n.
hassas mekanizma delicate mechanism n.
arızalara karşı otomatik tertibatı olan mekanizma fail safe n.
çarkın bir yöne dönmesine izin veren fakat geri hareketini engelleyen mekanizma ratchet n.
kendi kendine ayarlanan mekanizma pimi self adjusting mechanism pin n.
kendi kendine ayarlanan mekanizma somunu self adjusting mechanism nut n.
kendi kendine ayarlanan mekanizma self-adjusting mechanism n.
pozisyon değiştirici mekanizma position changing mechanism n.
primer mekanizma primary mechanism n.
ana mekanizma primary mechanism n.
vana sızdırmazlık elemanı oturma yüzeyi ve kapama mekanizma valve seat and closure mechanism n.
mekanizma tekniği mechanism technique n.
servo mekanizma servo mechanism n.
tetikleyici mekanizma triggering mechanism n.
dişli mekanizma rackwork n.
manyetik bandı kayıt kafasının ardına taşıyan mekanizma transport n.
hareketli barajda küçük kapı pervanesini serbest bırakan mekanizma tripper n.
piyanonun tellerine vuran çekici ayarlayan mekanizma escapement n.
materyalin üzerine gelerek katılaştıran bir mekanizma lapper n.
geminin demirinin pusula ibresi üzerindeki etkisini tazmin eden veya nötrleyen, gemi pusulasına bağlı bir mekanizma magnetic compensator n.
filmi kasede geri sarmak için kullanılan mekanizma rewind n.
raftingde kütükleri birbirine tutturan mekanizma lock-down n.
(film kamerası, yazıcı veya projektörde bulunan) aralıklı mekanizma bölümü claw n.
kurma düğmeli kol saatinde bir mekanizma detent n.
motor hızını düzenleyen mekanizma idle n.
dönen mekanizma circle n.
dairesel mekanizma circle n.
paralelkenar formunda bir araya gelen dört çubuklu mekanizma parallelogram n.
(başka bir mekanizmayı harekete geçiren) yardımcı mekanizma pilot n.
dışarı atan mekanizma discharger n.
çelik halatlar üzerinde hareket ederek engebeli arazilerde yük taşımaya yarayan mekanizma flying fox [australia] n.
(sonsuz elek kağıt makinesinde) ıslak parti bölümünü sağ-sol yönünde sallayan mekanizma shake n.
(mekanizma) çalışmayı durdurmak freeze v.
Computer
verileri düzenleyen mekanizma marshaler n.
java ağ başlatma protokolünde kullanılan bir mekanizma muffin n.
bir programın çıktısını diğerine girdi olarak göndererek iki programın birbiriyle haberleşmesini sağlayan mekanizma pipe n.
Mechanic
alt mekanizma submechanism n.
mekanizma düzeneği train of mechanism n.
mekanizma düzeneği train n.
otomatik olarak hareket edebilen mekanizma automaton n.
döner mekanizma whirler n.
iç mekanizma work n.
dahili mekanizma work n.
devir yapan mekanizma parçası revolver n.
buhar motorunun valflerini kontrol eden mekanizma link motion n.
mekanizma çalıştırma cihazı delayed action n.
neredeyse sürtünmesiz bir tür basit mekanizma rolamite n.
iki hareketli parçası olup takip eden parçanın net hareketinin iki hareket arasındaki farka eşdeğer olduğu mekanizma differential motion n.
aktarılmış hareketin hızını veya yönünü değiştirmek için başka bir dişli mekanizma ile beraber çalışan dişli çark geared wheel n.
enerjisini düşük sıcaklıktaki kaynaktan alan mekanizma devinimi perpetual motion of the second kind n.
Radio
kompleks mekanizma unsuru stage n.
Textile
armürlü tezgahlarda koşum takımını kaldıran mekanizma jack n.
tekstil fabrikasında ipliği makaraya dağıtan mekanizma builder n.
tekstil fabrikasında ipliği makaraya dağıtan mekanizma builder motion n.
Automotive
vites kolu mekanizma ünitesi selector mechanism assembly n.
mafsallı mekanizma linkage n.
vites seçme mekanizma ünitesi selector mechanism assembly n.
debriyaj dişlilerini ayıran mekanizma throw-out n.
motordan aldığı gücü direksiyona ileten mekanizma drive line system n.
Railway
onarım sırasında rayları geçici olarak tek bir tarafa çeviren mekanizma shoefly n.
Aeronautic
çarkın bir yöne dönmesine izin veren mekanizma ratchet n.
bozulmaya dayanıklı mekanizma fail-safe n.
Marine
gemilerin idare edildiği mekanizma helm n.
kaptan köşkündeki dümenin hareketi ile geminin kıç tarafındaki dümen donanımını hareket ettiren hidrolik mekanizma telemotor n.
Mining
madendeki toz hortumu veya mekanizma düzeneğinin ateşlenmesinde kullanılan katranköpüğünden yapılma kav parçası monk n.
Medical
otoimmun mekanizma autoimmune mechanism n.
adaptif mekanizma adaptive mechanism n.
immünolojik mekanizma immunological mechanism n.
başlıca mekanizma main mechanism n.
ana mekanizma main mechanism n.
başlıca mekanizma major mechanism n.
ana mekanizma major mechanism n.
iğnenin şırıngaya takılıp kilitlenmesini sağlayan mekanizma luer lock n.
atriyal flatter mekanizma atrial flutter mechanism n.
Psychology
psikolojik mekanizma ile ilişkili mechanistic adj.
Physiology
belirli maddelerin geçişini engelleyen membran, doku veya mekanizma barrier n.
kafanın hareketini algılayarak dengeyi kontrol etmeye yardımcı olan iç kulaktaki duyusal mekanizma vestibular system n.
Physics
ileri geri hareketi rotasyon hareketine çeviren çarklı bir mekanizma sun and planet wheels n.
harici enerji kaynağı bulunmaksızın devam eden mekanizma devinimi perpetual motion of the first kind n.
Biology
biokimyasal mekanizma biochemical mechanism n.
rna genomunun dna moleküllerine kodlandığı hücresel mekanizma reverse transcription n.
Biochemistry
dizil mekanizma sequential mechanism n.
düzenli mekanizma ordered mechanism n.
üçül karmaşık mekanizma ternary complex mechanism n.
(hücrede) potasyum iyonlarını içeri ve sodyum iyonlarını dışarı taşıyan bir mekanizma sodium-potassium pump n.
sodyum iyonlarının hücre zarına aktarıldığı moleküler bir mekanizma sodium pump n.
bir hücrede yüksek potasyum iyon ve düşük sodyum iyon konsantrasyonunu tutan moleküler bir mekanizma sodium pump n.
Geography
değişen su düzeylerini çizelgeye kaydetmek için kullanılan mekanizma hydrograph n.
Geology
vücut ısısını düzenleyen iç mekanizma endotherm n.
Military
tazeleyici mekanizma recuperator mechanism n.
mekanizma tertibatı bolt mechanism n.
sevk ediciyle çalışan mekanizma propellant actuated device n.
otomatik ayarlanan mekanizma self adjusting mechanism n.
patlayıcı ile çalışan mekanizma explosive actuated device n.
geri getirici mekanizma recuperator mechanism n.
Hunting
tüfek mekanizma yapısı bolt body n.
mekanizma durdurucusu bolt stop n.
namlu ve mekanizma kundak kısımları taşıma kolaylığı için ayrılabilen tüfek takedown n.
mekanizma grubu lock word n.
mekanizma pistonu bolt plunger n.
sürgülü mekanizma bolt action n.
mekanizma durdurucu iğne bolt stop pin n.
mavzer tipi mekanizma bolt action n.
çalışan mekanizma tertibatı assembly n.
genelde doldurup kapatan ateşleme yapan açıp boşaltma mekanizma grubu action n.
levyeli mekanizma lever action n.
genelde kendinden hareketli mekanizma automatic n.
mekanizma piston yayı bolt plunger spring n.
yerine getirici mekanizma pimi rebound slud n.
pompalı mekanizma pump-action n.
ateşli bir silahta dolgu veya şarjı patlatmak için kullanılan mekanizma lock n.
pompalı mekanizma trombone-action n.
boş kovanı yataktan dışarı çeken mekanizma extractor n.
av hayvanlarını zapt eden mekanizma stop n.
mekanizma hareketine sahip olan bolt-action adj.
Card
kart oyununda anlaşmazlığı çözmek için tasarlanmış mekanizma holdout n.
Music
ikisine de aynı anda basılabilmesi için orgda iki pedalı bağlayan mekanizma tirasse n.
bir oktav aralıklı tuş veya pedalların aynı anda çalınmasını sağlayan mekanizma octave coupler n.
(orgda) sesi kontrol eden kutu bölümünde ses geçişine izin veren bir mekanizma shade n.
Cinema
tekerlekli mekanizma üstüne konan kamera ile izleyerek görüntü almak track v.