|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
bilimsel olarak özel öneme sahip görülen ve bu nedenli girişin kısıtlandığı alan |
site of special scientific interest n.
|
|
2 |
General |
tipik olarak kuzey amerika'nın batısında görülen toz gibi çok ince yağan kar |
champagne powder n.
|
|
3 |
General |
ön veya arka bahçelerde görülen toprağa geçici olarak çakılan basit tabelalar |
lawn signs n.
|
|
4 |
General |
ön veya arka bahçelerde görülen toprağa geçici olarak çakılan basit tabelalar |
yard signs n.
|
|
5 |
General |
ilkeler sembolü olarak görülen şey |
banner n.
|
|
6 |
General |
eski iskoçya'da serseri olarak görülen gezgin müzisyen veya ozan sınıfı |
bard [obsolete] n.
|
|
7 |
General |
esas olarak görülen öğretiler |
evangel n.
|
|
8 |
General |
bir grup olarak görülen ortalama işletme ve haneler |
main street n.
|
|
9 |
General |
ciddi olarak görülen kimse |
legitimate n.
|
|
10 |
General |
orta malı olarak görülen kadın |
quiff n.
|
|
11 |
General |
fahişe olarak görülen kadın |
quiff n.
|
|
12 |
General |
bir faaliyet veya ilgi alanının merkezi olarak görülen yer |
mekka n.
|
|
13 |
General |
belirli bir etkinliğin merkezi olarak görülen kentsel alan |
metropolis n.
|
|
14 |
General |
orta boylu olup çayırlarda görülen ve yem olarak kullanılan çeşitli otlar |
midgrass n.
|
|
15 |
General |
sahte olarak görülen inanca veya öğretiye inanan kimse |
miscreant n.
|
|
16 |
General |
sanat dalında büyük usta olarak görülen kimse |
great master n.
|
|
17 |
General |
iğrenç olarak görülen kimse |
gross out n.
|
|
18 |
General |
sakıncalı olarak görülen kimse |
gross out n.
|
|
19 |
General |
idol olarak görülen kimse |
idol n.
|
|
|
20 |
General |
cinsel sapkınlık olarak görülen davranışları olan kimse |
onanist n.
|
|
21 |
General |
eseri sanattan ziyade süs olarak görülen kimse |
omamentalist n.
|
|
22 |
General |
eseri sanattan ziyade süs olarak görülen kimse |
omamentist n.
|
|
23 |
General |
aşağı olarak görülen birini dengiymiş gibi kabul etme |
condescendence n.
|
|
24 |
General |
(bazı kiliselerdeki kabule göre) hz. isa'nın bedeni ve kanı olarak görülen komünyon unsurları |
presence n.
|
|
25 |
General |
tek varlık olarak görülen |
entitative adj.
|
|
26 |
General |
köklü olan, bilinen veya kabul görülen ve artık avangart, deneysel veya yıkıcı olarak addedilmeyen |
overground adj.
|
|
27 |
General |
insanların atası olarak görülen bir hayvan ile ilgili |
prehuman adj.
|
|
28 |
General |
kardeş olarak görülen |
sister adj.
|
|
Phrases |
|
29 |
Phrases |
doğru veya gerçek olarak görülen ya da kabul edilen bir şey |
given expr.
|
|
30 |
Phrases |
değeri doğru olarak görülen |
in perspective expr.
|
|
Colloquial |
|
31 |
Colloquial |
bar veya restorana alternatif olarak görülen kahve dükkanı |
third space n.
|
|
32 |
Colloquial |
beceriksiz ve aptal olarak görülen kimse |
blunderbuss n.
|
|
33 |
Colloquial |
işçi sınıfının sembolü olarak da görülen önü siperli başlık |
cloth cap n.
|
|
34 |
Colloquial |
ne ihtiyaç ne de lüks olarak görülen ürünlerin vergisi |
sin tax n.
|
|
Idioms |
|
35 |
Idioms |
seks objesi olarak görülen kadın |
a bit of crackling [brit] n.
|
|
36 |
Idioms |
cinsel obje olarak görülen kadın |
a bit of crackling [brit] n.
|
|
37 |
Idioms |
cinsel nesne olarak görülen çekici kadın |
a bit of crackling [old-fashioned] n.
|
|
38 |
Idioms |
ihtimal/olasılık olarak görülen şey |
a twinkle in someone's eye n.
|
|
39 |
Idioms |
ihtimal/olasılık olarak görülen şey |
a gleam in someone's eye n.
|
|
|
40 |
Idioms |
vücuttan ayrı olarak görülen/düşünülen zihin |
the ghost in the machine n.
|
|
41 |
Idioms |
hayranları tarafından çok sevilen/idol olarak görülen yıldız aktör |
matinée idol [old-fashioned] n.
|
|
42 |
Idioms |
yalnız kalmaları uygunsuz olarak görülen genç çifte eşlik eden üçüncü kişi olmak |
pick gooseberry [obsolete] v.
|
|
Trade/Economic |
|
43 |
Trade/Economic |
mevcut şartlarda fiyatlanamayan ve bankaların bilançolarında zehirli atık olarak görülen kredi |
toxic debt n.
|
|
Politics |
|
44 |
Politics |
solcu, özgürlükçü ve politik doğrucu olarak görülen the guardian okuru |
guardian reader [uk] n.
|
|
45 |
Politics |
solcu, özgürlükçü ve politik doğrucu olarak görülen the guardian okuru |
guardianista [uk] n.
|
|
Technical |
|
46 |
Technical |
kömür madenlerinde zehirli gaz olarak görülen karbon monoksit |
white damp n.
|
|
47 |
Technical |
top ile homeomorfik olup iki alt boyutlu topun ürünü olarak görülen topolojik uzay |
handle n.
|
|
Computer |
|
48 |
Computer |
video sinyalinde siyah/gri/beyaz olarak görülen bilgi |
luma n.
|
|
Medical |
|
49 |
Medical |
orta lob bronşundaki basıya bağlı olarak sağ akciğerin orta lobunda kronik pnömoniyle görülen atelektazi |
middle lobe syndrome n.
|
|
Anatomy |
|
50 |
Anatomy |
çizgili kas fibrilinin temel kasılma birimi olarak görülen çapraz katmanı |
sarcomere n.
|
|
Physiology |
|
51 |
Physiology |
genellikle morumsu doğum lekesi olarak görülen bir tür hemanjiom |
port wine stain n.
|
|
52 |
Physiology |
genellikle morumsu doğum lekesi olarak görülen bir tür hemanjiom |
port-wine stain n.
|
|
53 |
Physiology |
genellikle morumsu doğum lekesi olarak görülen bir tür hemanjiom |
port-wine mark n.
|
|
Pathology |
|
54 |
Pathology |
çiçek aşısının yan etkisi olarak görülen bir egzama türü |
eczema vaccinatum n.
|
|
55 |
Pathology |
orta ve güney amerika'da yaygın olarak görülen bir tür layşmanyaz hastalığı |
forest yaws n.
|
|
56 |
Pathology |
yabani kuşlarda ve kümes hayvanlarında görülen, fizyolojik olarak sıtmaya benzeyen ateşli bir hastalık |
bird malaria n.
|
|
57 |
Pathology |
granüler lökositlerle karakterize olup erişkinlerde yaygın olarak görülen kronik lösemi |
myeloid leukemia n.
|
|
58 |
Pathology |
penis veya klitorisin çift olarak bulunduğu, nadir görülen doğumsal bir bozukluk |
diphallus n.
|
|
Dermatology |
|
59 |
Dermatology |
ilk olarak yüzde görülen ve yara izi bırakarak iyileşen bir deri hastalığı |
lupus vulgaris n.
|
|
Logic |
|
60 |
Logic |
normatif örnek olarak görülen şey |
rule n.
|
|
Biology |
|
61 |
Biology |
aynı sınıftaki canlılarda yaşam tarzlarından bağımsız olarak görülen yapısal uyuşum |
unity of type n.
|
|
62 |
Biology |
talofitlerin altında sınıflandırılıp likenlerden oluşan ve genellikle ayrı bir grup olarak görülen büyük bir kategori |
lichenes n.
|
|
63 |
Biology |
talofitlerin altında sınıflandırılıp likenlerden oluşan ve genellikle ayrı bir grup olarak görülen büyük bir kategori |
division lichenes n.
|
|
64 |
Biology |
eskiden hücrelerin kökeni olarak görülen biçimlendirici madde |
cytoblastema n.
|
|
Marine Biology |
|
65 |
Marine Biology |
amerika kıyılarında yaygın olarak görülen, çok büyük ve çok ağır bir balık türü |
cephaloptera (manta birostris) n.
|
|
66 |
Marine Biology |
yosun hayvancıklarının alt şubesi olarak görülen bir hayvan familyası |
endoprocta n.
|
|
67 |
Marine Biology |
bacakları paletlere evrilmiş, sıcak denizlerde yaygın olarak görülen çeşitli büyük kaplumbağalara verilen ad |
marine turtle n.
|
|
68 |
Marine Biology |
alaska'dan güney kaliforniya'ya kadar gelgit bölgesinde yaygın olarak görülen siyahımsı yeşil bir deniz balığı |
rock eel (xiphister mucosus) n.
|
|
69 |
Marine Biology |
avustralya ve yeni gine'de av ve sofra balığı olarak görülen bir tatlı su balığı |
barra (lates calcarifer) n.
|
|
Astronomy |
|
70 |
Astronomy |
tek bir sistemin parçası olarak görülen, birbirine yakın konumlanmış yıldız grubu |
multiple star n.
|
|
Zoology |
|
71 |
Zoology |
avrasya ve afrika bölgelerinde yaygın olarak görülen bir su faresi |
european water shrew (neomys fodiens) n.
|
|
72 |
Zoology |
kuzey amerika'nın batısında yaygın olarak görülen bir tarla sincabı |
thirteen-lined ground squirrel (citellus tridecemlineatus) n.
|
|
73 |
Zoology |
kuzey amerika'nın batısında yaygın olarak görülen bir tarla sincabı |
thirteen-lined gopher n.
|
|
74 |
Zoology |
kuzey amerika'nın batısında yaygın olarak görülen bir tarla sincabı |
leopard squirrel n.
|
|
75 |
Zoology |
kuzey amerika'nın batısında yaygın olarak görülen bir tarla sincabı |
striped ground squirrel n.
|
|
76 |
Zoology |
hayvan vücudunun bazen ayrı bir organizma olarak görülen eklemli parçaları |
zonule n.
|
|
77 |
Zoology |
hayvan vücudunun bazen ayrı bir organizma olarak görülen eklemli parçaları |
zoonule n.
|
|
78 |
Zoology |
hayvan vücudunun bazen ayrı bir organizma olarak görülen eklemli parçaları |
zoonite n.
|
|
79 |
Zoology |
abd'nin güneybatısında ve meksika'da yaygın olarak görülen spilogale cinsi çeşitli küçük kokarcalara verilen ad |
little spotted skunk n.
|
|
|
80 |
Zoology |
eski dünya'ya özgü olup günümüzde tüm dünyada evlerde haşere olarak görülen kahverengimsi gri bir fare |
mus musculus n.
|
|
81 |
Zoology |
avustralya ve yeni gine'de av ve sofra balığı olarak görülen bir tatlı su balığı |
barra [australia] n.
|
|
Botanic |
|
82 |
Botanic |
abd ve güney kanada’da yaygın olarak görülen, iri yapraklı, tek yıllık, avrupa kökenli bir bitki |
nettleleaf goosefoot (chenopodium murale) n.
|
|
83 |
Botanic |
abd ve güney kanada’da yaygın olarak görülen, iri yapraklı, tek yıllık, avrupa kökenli bir bitki |
nettle-leaved goosefoot n.
|
|
84 |
Botanic |
sıcaklık değişimine karşılık olarak bazı çiçeklerde görülen açma, kapanma gibi hareketler |
thermonasty n.
|
|
85 |
Botanic |
tropik sahiller boyunca yaygın olarak görülen, hafif sert kereste veren çalılık bir ağaç |
tulip tree (hibiscus tiliaceus) n.
|
|
86 |
Botanic |
tropik sahiller boyunca yaygın olarak görülen, hafif sert kereste veren çalılık bir ağaç |
majagua n.
|
|
87 |
Botanic |
tropik sahiller boyunca yaygın olarak görülen, hafif sert kereste veren çalılık bir ağaç |
mahagua n.
|
|
88 |
Botanic |
tropik sahiller boyunca yaygın olarak görülen, hafif sert kereste veren çalılık bir ağaç |
balibago n.
|
|
89 |
Botanic |
tropik sahiller boyunca yaygın olarak görülen, hafif sert kereste veren çalılık bir ağaç |
purau n.
|
|
90 |
Botanic |
mevcut olan kapalı tohumlu bitkiler arasındaki en primitif grup olarak görülen çift çenekli çiçekli bitki familyası |
magnoliid dicot family n.
|
|
91 |
Botanic |
mevcut olan kapalı tohumlu bitkiler arasındaki en primitif grup olarak görülen çift çenekli çiçekli bitki cinsi |
magnoliid dicot genus n.
|
|
92 |
Botanic |
gelişmiş bir çiçekyaprağına ve apokarp yumurtalıklara sahip, mevcut çiçekli bitkiler arasında en primitif grup olarak görülen bir bitki altsınıfı |
magnoliidae n.
|
|
93 |
Botanic |
gelişmiş bir çiçek yaprağına ve apokarp yumurtalıklara sahip, mevcut çiçekli bitkiler arasında en primitif grup olarak görülen bir bitki altsınıfı |
subclass magnoliidae n.
|
|
94 |
Botanic |
bazı bitkilerde görülen, sürekli orta derecede nemli olan bir ortamda doğal olarak yetişme yetisi |
mesophytism n.
|
|
95 |
Botanic |
kuzey amerika genelinde yaygın olarak görülen helezonik yaprakları ve küçük yeşilimsi beyaz çiçekleri olan bir ot |
molluga verticillata n.
|
|
96 |
Botanic |
tüm dünyada yaygın olarak görülen ve patates dahil pek çok bitkinin hastalanmasına sebep olan bir bitki mantarı |
rhizoctonia n.
|
|
97 |
Botanic |
yaygın olarak birleşik devletler'in güneyinde görülen keskin kokulu bir bitki |
polanisia graveolens n.
|
|
98 |
Botanic |
yaygın olarak görülen herdem yeşil büyük bir bitki cinsi |
oxytropis n.
|
|
99 |
Botanic |
yaygın olarak görülen herdem yeşil büyük bir bitki cinsi |
genus oxytropis n.
|
|
100 |
Botanic |
amazon nehri boyunca yaygın olarak görülen bir brezilya palmiyesi |
piassava n.
|
|
101 |
Botanic |
amazon nehri boyunca yaygın olarak görülen bir brezilya palmiyesi |
piasava n.
|
|
102 |
Botanic |
amazon nehri boyunca yaygın olarak görülen bir brezilya palmiyesi |
piassaba n.
|
|
Social Sciences |
|
103 |
Social Sciences |
nihai hedef olarak görülen sosyal organizasyon |
zion n.
|
|
104 |
Social Sciences |
nihai hedef olarak görülen yaşam tarzı |
zion n.
|
|
105 |
Social Sciences |
nihai hedef olarak görülen sosyal organizasyon |
sion n.
|
|
106 |
Social Sciences |
nihai hedef olarak görülen yaşam tarzı |
sion n.
|
|
107 |
Social Sciences |
avustralya'da medeniyetin bittiği yer olarak görülen hayali bir çizgi |
black stump [australia] n.
|
|
108 |
Social Sciences |
maori halkına mensup olmayıp misafir olarak görülen kimse |
manuhiri n.
|
|
109 |
Social Sciences |
toplumun refahı için esas olarak görülen (toplumsal değerler) |
primary adj.
|
|
Linguistics |
|
110 |
Linguistics |
hindistan'da zenginlik ve bereketin koruyucusu olarak görülen ruh veya cin |
yakut n.
|
|
History |
|
111 |
History |
fransız ihtilalinde bağımsızlık simgesi olarak görülen şapka |
phrygian cap n.
|
|
Religious |
|
112 |
Religious |
en önemli olarak görülen öğreti |
evangel n.
|
|
113 |
Religious |
lanetlenmiş kimseler için ceza olarak görülen sonsuz ateş yeri |
hellfire n.
|
|
114 |
Religious |
tanrı'dan ayrılmaz olarak görülen israilliler |
heritage n.
|
|
115 |
Religious |
tanrı'nın israillilere armağanı olarak görülen kenan ülkesi |
heritage n.
|
|
116 |
Religious |
kudüs'ün kopyası olarak görülen cennet |
holy city n.
|
|
117 |
Religious |
sahte olarak görülen inanca veya öğretiye inanan kimse |
miscredent [obsolete] n.
|
|
118 |
Religious |
(hinduizmde kadınlık ölçütü olarak görülen) rama'nın eşi |
sita n.
|
|
Philosophy |
|
119 |
Philosophy |
insan ediminden ayrı olarak görülen olay |
event n.
|
|
120 |
Philosophy |
(neoplatonizmde) varlığın ana kaynağı olarak görülen mutlak gerçeklik |
one n.
|
|
Geography |
|
121 |
Geography |
kuru koşullarda toprak yüzeyinde beyazımsı bir tabaka olarak görülen çeşitli madensel tuzlardan biri |
white alkali n.
|
|
Meteorology |
|
122 |
Meteorology |
tipik olarak büyük kara parçalarında görülen (kuru hava) |
continental adj.
|
|
Geology |
|
123 |
Geology |
orta ve üst silüryen kayaçlarında yaygın olarak görülen nesli tükenmiş mercan fosilleri |
chain coral n.
|
|
124 |
Geology |
esas olarak rocky dağları bölgesindeki laramie dağları'nda görülen tersiyer döneme tarihlendiği düşünülen bir dizi kapsamlı katman |
laramie group n.
|
|
125 |
Geology |
orta ve üst silüryen kayaçlarında yaygın olarak görülen nesli tükenmiş bir fosil mercan cinsi |
halysites n.
|
|
Art |
|
126 |
Art |
maori oymacılığında yaygın olarak görülen kuş başlı insan figürü |
manaia n.
|
|
127 |
Art |
eserleri sanattan ziyade dekorasyon olarak görülen kimse |
ornamentalist n.
|
|
128 |
Art |
eserleri sanattan ziyade dekorasyon olarak görülen kimse |
ornamentist n.
|
|
Music |
|
129 |
Music |
köklü olan, bilinen veya kabul görülen ve artık avangart, deneysel veya yıkıcı olarak addedilmeyen (pop müzik) |
overground adj.
|
|
Mythology |
|
130 |
Mythology |
polinezya mitinde ilk insan olarak da görülen bir erkek figürü |
tiki n.
|
|
131 |
Mythology |
hindistan'da zenginlik ve bereketin koruyucusu olarak görülen ruh veya cin |
yaksa n.
|
|
132 |
Mythology |
sporcu ve denizcilerin hamisi olarak görülen kastor ve polluks adlı ikizler |
dioscuri n.
|
|
Archaic |
|
133 |
Archaic |
pazarlama merkezi olarak görülen kent |
magazine n.
|
|
134 |
Archaic |
toy olarak görülen genç kadın |
chit n.
|
|
Ornithology |
|
135 |
Ornithology |
kuzey amerika'da yaygın olarak görülen, bataklık yerlerde üreyen ve göç için büyük sürüler halinde toplanan bir kuş |
redwing (francolinus levaillanti) n.
|
|
136 |
Ornithology |
kuzey amerika'da yaygın olarak görülen, siyah beyaz renkte küçük bir kaz |
northern diver (gavia immer) n.
|
|
Reptiles |
|
137 |
Reptiles |
avustralya'da yaygın olarak görülen zehirli bir halkalı yılan |
bandy-bandy (furina annulata) n.
|
|
Entomology |
|
138 |
Entomology |
güney amerika'ya özgü, batı hint adaları ve güneydoğu abd'de yaygın olarak görülen, ekili mahsullere zarar veren büyük kahverengi bir çırçır böceği |
changa (scapteriscus vicinus) n.
|
|
139 |
Entomology |
kuzey amerika'nın batısında yaygın olarak görülen, sarımsı-turuncu lekeli siyah kanatları olan bir kelebek |
checkerspot (euphydryas chalcedona) n.
|
|
140 |
Entomology |
kuzey amerika'nın batısında yaygın olarak görülen, sarımsı-turuncu lekeli siyah kanatları olan bir kelebek |
chalcedon n.
|
|
141 |
Entomology |
ısırganotlarında yaygın olarak görülen hypena cinsi kahverengimsi bir güve |
snout (hypena proboscidalis) n.
|
|
142 |
Entomology |
ısırganotlarında yaygın olarak görülen hypena cinsi kahverengimsi bir güve |
snout moth n.
|
|
Slang |
|
143 |
Slang |
cinsel obje olarak görülen kadın |
tail n.
|
|
144 |
Slang |
riskli olarak kabul edilen fakat iyi bir yatırım olarak görülen devlet tahvilleri |
fallen angels n.
|
|
145 |
Slang |
şanssız olarak görülen kimse |
bastard n.
|
|
146 |
Slang |
sığ ve materyalist olarak görülen popüler zengin avrupalı |
eurotrash n.
|
|
147 |
Slang |
ağırlıklı olarak beyaz insanlarda görülen hastalık |
white man's disease n.
|
|
148 |
Slang |
et parçası olarak görülen kadın |
a piece of ass n.
|
|
149 |
Slang |
et parçası olarak görülen kadın |
a piece of tail n.
|
|
150 |
Slang |
cinsel obje olarak görülen kadınlar |
minge n.
|
|
151 |
Slang |
tembel, sosyal açıdan beceriksiz veya sosyal hayattan yoksun olarak görülen kişileri eleştirmek için kullanılan aşağılayıcı terim |
basement dweller n.
|
|
152 |
Slang |
sığ ve materyalist olarak görülen popüler zengin avrupalılara ait |
eurotrash adj.
|
|
Modern Slang |
|
153 |
Modern Slang |
sürekli görülen ve koruyucu meleklerden işaret olarak kabul edilen sayılar |
angel number n.
|
|