pass on - Turc Anglais Dictionnaire

pass on

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "pass on" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 39 résultat(s)

Anglais Turc
General
pass on v. geçmek
Salmonella poisoning can be passed on from person to person.
Salmonella zehirlenmesi kişiden kişiye geçebilir.

More Sentences
pass on v. devretmek
It was a question of passing on the baton in the important process concerning jobs and growth.
Bu, istihdam ve büyümeyle ilgili önemli bir süreçte bayrağı devretme meselesiydi.

More Sentences
pass on v. geçirmek
These symptoms will pass on their own.
Bu belirtiler kendiliğinden geçecektir.

More Sentences
pass on v. vefat etmek
He passed on yesterday.
Dün vefat etti.

More Sentences
pass on v. yansıtmak
They prefer to pass on safety costs to the government instead of factoring them into the price of air tickets.
Güvenlik maliyetlerini uçak bileti fiyatlarına yansıtmak yerine devlete yansıtmayı tercih ediyorlar.

More Sentences
Phrasals
pass on v. aktarmak
We can certainly not pass on the problem to the flatfish sector, since cod is caught in that sector as a secondary line.
Sorunu kesinlikle yassı balık sektörüne aktaramayız, çünkü morina balığı bu sektörde ikincil sırada yakalanmaktadır.

More Sentences
pass on v. geçip gitmek
And time keeps passing on by.
Ve zaman geçip gidiyor.

More Sentences
pass on v. iletmek
Perhaps you could pass on these remarks to the Italian Presidency?
Belki de bu görüşlerinizi İtalya Dönem Başkanlığına iletebilirsiniz?

More Sentences
pass on v. vermek
The two companies’ Beirut-based auditor also refused to provide information or pass on comment requests.
İki şirketin Beyrut merkezli denetçisi de bilgi vermeyi veya yorum taleplerini iletmeyi reddetti.

More Sentences
General
pass on v. devam etmek
pass on v. gecikmeden gitmek
pass on v. karar vermek
pass on v. ölmek
pass on v. bilgi aktarmak
pass on v. (karar veya hüküm için) bir başkasına başvurmak
pass on v. dağıtmak
pass on v. beceri aktarmak
pass on v. dağılmaya yol açmak
Phrasals
pass on v. meydana gelmek
pass on v. etkilemek
pass on v. belirlemek
pass on v. intikal ettirmek
pass on v. bildirmek
pass on v. devam etmek
pass on v. geçmek
pass on v. ileri gitmek
pass on v. ileri geçmek
pass on v. ilerlemek
pass on v. ölmek
pass on v. sürmek
pass on v. teslim etmek
pass on v. bağışlamak
pass on v. bahşetmek
pass on v. aksettirmek
pass on v. bulaştırmak
pass on v. kullandıktan sonra vermek
pass on v. işi bittikten sonra vermek
pass on v. kibarca reddetmek
pass on v. geri çevirmek

Sens de "pass on" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 69 résultat(s)

Anglais Turc
General
pass on to v. geçmek (başka bir konuya)
And following the reply of the Vice-President, we shall pass on to another item.
Başkan Yardımcısının cevabını takiben başka bir maddeye geçeceğiz.

More Sentences
Phrasals
pass on (something) v. pas geçmek
I'm going to have to pass on that.
Bunu pas geçmek zorundayım.

More Sentences
General
pass sentence on v. hüküm giydirmek
pass on an illness v. aşılamak
pass judgment on v. hakkında yargıya varmak
pass on the disease v. hastalık bulaştırmak
pass on an advice v. tavsiye bildirmek
pass on virus v. virüs yaymak
pass on virus v. virüs bulaştırmak
pass an opinion on v. fikrini söylemek vermek
pass sentence on v. mahkeme kararını açıklamak
pass an opinion on v. fikir beyan etmek
pass sentence on v. kararı açıklamak
pass an opinion on v. görüşlerini açıklamak
pass on to the next generation v. gelecek kuşaklara bırakmak
pass on huge savings v. büyük tasarruf sağlamak/sunmak
pass judgement on v. hakkında yargıya varmak
pass (on) v. soruşturmaya bakmak
pass (on) v. soruşturmaya katılmak
pass (on) v. yasal prosedürde gerçekleştirilmek
pass (on) v. (jüri) oturmak
pass (on) v. (jüri) tebliğ etmek
Phrasals
pass something on (to someone) v. birine bir şeyi miras bırakmak
pass something on (to someone) v. birine bir şey uzatmak/vermek
pass on to v. teslim etmek
pass on to v. vermek
pass something off on someone as something v. birine bir şeyi (olarak) kakalamak/yutturmak
pass something on someone v. yutturmak
pass something on someone v. hileyle kandırmak
pass on someone or something v. birini/bir şeyi kabul etmek
pass on (something) v. (bir şeyi) uzatmak
pass on (something) v. (bir şeyi) teslim etmek
pass on (something) v. (bir şeyi) miras bırakmak
pass on someone or something v. birini/bir şeyi geçirmek
pass on (something) v. (bir şeyi) ulaştırmak
pass on (something) v. (bir şeyi) vermek
pass on (something) v. (bir şeyi) miras olarak bırakmak
pass on someone or something v. birini/bir şeyi onaylamak
pass on (something) v. (bir şeyi) iletmek
pass on (something) v. (bir şeyi) aktarmak
pass on someone or something v. birine/bir şeye onay vermek
pass (someone or something) off on (someone) v. (birini/bir şeyi bir şey) gibi/olarak yutturmaya çalışmak
pass (someone or something) off on (someone) v. (birini/bir şeyi başka bir şey) olarak kakalamaya çalışmak
Idioms
pass on into eternal life v. ebediyete göçmek
pass by on the other side v. (yardıma muhtaç biri ile ilgili) yanından geçip gitmek/oralı bile olmamak
pass by on the other side v. (özellikle yardıma muhtaç birini) görmezden gelmek
pass sentence on someone v. (mahkeme vb) biri hakkında hüküm/karar vermek
pass on to the great beyond v. ebediyete intikal etmek
pass on to the great beyond v. öbür/öte dünyaya göçmek
pass on to the great beyond v. ölmek
pass on to the great beyond v. göçmek
pass on to the great beyond v. ahirette göçmek
pass on the baton v. bayrağı devretmek
pass on the baton v. bayrağı (birine) vermek
pass on the baton v. görevi devretmek
pass sentence (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) hemen yargılamak
pass sentence (on someone or something) v. (biri/bir şey hakkındaki) mahkeme kararını açıklamak
pass sentence (on someone or something) v. (biri/bir şey hakkında) hemen yargıya varmak
pass sentence (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde/hakkında) hızlıca hüküm vermek
pass judgment (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) hemen yargılamak
pass judgment (on someone or something) v. (biri/bir şey hakkında) hemen yargıya varmak
pass sentence (on someone or something) v. (biri/bir şey hakkındaki) kararı açıklamak
pass sentence (on someone or something) v. (birinin/bir şeyin) cezasını açıklamak
pass sentence (on someone or something) v. (birine/bir şeye) hüküm giydirmek
pass sentence (on someone or something) v. (birinin/bir şeyin) hükmünü vermek
pass judgment (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde/hakkında) hızlıca hüküm vermek
pass sentence (on someone or something) v. (biri/bir şey hakkında) hüküm vermek
Speaking
pass it on expr. ver onu
Tourism
on duty free pass n. pass bilet