rising - Turc Anglais Dictionnaire

rising

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "rising" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 59 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
rising adj. yükselen
George is a rising star in the theatre.
George tiyatronun yükselen bir yıldızır.

More Sentences
rising adj. doğan
General
rising n. ayaklanma
On Wednesday, August 1, 2018, we mark the 74th anniversary of the Warsaw Rising.
1 Ağustos 2018 Çarşamba günü Varşova Ayaklanmasının 74. yıldönümünü kutluyoruz.

More Sentences
rising n. yükseliş
Concentrate on the rising and falling of your breath.
Nefesinizin yükselişine ve düşüşüne odaklanın.

More Sentences
Trade/Economic
rising adj. artan
We have to contend with rising unemployment, fewer enterprises being set up, and declining levels of investment.
Artan işsizlik, daha az sayıda işletme kurulması ve azalan yatırım seviyeleri ile mücadele etmek zorundayız.

More Sentences
Technical
rising adj. yükselen
Millions of homes have been affected by the rising water levels.
Milyonlarca ev yükselen su seviyelerinden etkilenmiştir.

More Sentences
Linguistics
rising adj. yükselen
Millions of homes have been affected by the rising water levels.
Milyonlarca ev yükselen su seviyelerinden etkilendi.

More Sentences
General
rising n. ihtilal
rising n. artış
rising n. isyan
rising n. ilerleme
rising n. şişlik
rising n. çıkış
rising n. doğuş
rising n. başkaldırma
rising n. doğma
rising n. kalkma
rising n. yükselme
rising n. bayır
rising n. tepe
rising n. çıkıntı
rising n. tümsek
rising n. yükseklik
rising n. yüksek yer
rising n. yükselti
rising n. ilerleyiş
rising adj. çıkan
rising adj. gelişen
rising adj. şiş
rising adj. kalkan
rising adj. rütbesi yükselen
rising adj. statüsü yükselen
rising adj. itibarı artan
rising adj. olgunlaşan
rising adj. erginleşen
rising adj. büyüyen
rising adj. ilerleyen
rising adj. olgunlaşan
rising adv. birazcık fazla
rising adv. bir parça fazla
rising adv. bir miktar fazla
Colloquial
rising adv. yaşına yaklaşan
rising adv. neredeyse
rising adv. hemen hemen
rising adv. yaklaşık olarak
Trade/Economic
rising n. yükseliş
rising n. zam
rising adj. fiyata ilave
Technical
rising n. yükselme
rising n. yukarı doğru kalkma
Construction
rising n. açık teknenin oturaklarını destekleyen kiriş
rising n. güverteyi destekleyen baş-kıç mesnetleri
Gastronomy
rising n. kabarma
rising n. maya
rising n. hamur kabartan madde
Agriculture
rising adj. (fiziksel durumu) iyileşen
rising adj. (fiziksel durumu) gelişen
History
rising adj. (armacılıkta) kanatları açık olan
Ottoman Turkish
rising n. kıyam

Sens de "rising" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 124 résultat(s)

Anglais Turc
General
rising temperature n. artan sıcaklık
You see, rising temperatures will mean increased demand for space cooling and cold storage.
Gördüğünüz gibi, artan sıcaklıklar, ortam soğutması ve soğuk depolama konusunda artan talep demek.

More Sentences
rising sign n. yükselen burç
What's your rising sign?
Yükselen burcunuz nedir?

More Sentences
rising star n. yükselen yıldız
We looked at the most popular options and rising stars and decided to review Web CEO, WooRank, and Rank Ranger.
En popüler seçeneklere ve yükselen yıldızlara baktık ve Web CEO'su, WooRank ve Rank Ranger'ı incelemeye karar verdik.

More Sentences
rising sun n. doğan güneş
If you get up early tomorrow, you can see the rising sun.
Yarın erken kalkarsan, doğan güneşi görebilirsin.

More Sentences
rising sea n. yükselen deniz
Rising sea levels could threaten freshwater supplies for people living in low-lying areas.
Yükselen deniz seviyeleri, alçak bölgelerde yaşayan insanlar için tatlı su kaynaklarını tehdit edebilir.

More Sentences
Speaking
tension is rising expr. gerilim artıyor
Tensions are rising between the world's two biggest economies.
Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında gerilim artıyor.

More Sentences
Trade/Economic
rising costs n. artan maliyetler
It guards against rising costs and political conflict.
Artan maliyetlere ve siyasi çatışmalara karşı koruma sağlar.

More Sentences
Technical
rising temperature n. artan sıcaklık
You see, rising temperatures will mean increased demand for space cooling and cold storage.
Görüyorsunuz, artan sıcaklıklar alan ortam soğutma ve soğuk depolamaya olan talebin artması anlamına gelecektir.

More Sentences
General
rising out n. yükselme
rising slope n. artan eğim
rising prices n. yükselen fiyat
rising star n. başarıya doğru ilerleyen kimse
rising movement n. yükselme hareketi
rising generation n. yeni nesil
rising generation n. büyüyen nesil
rising generation n. genç nesil
rising up n. yükselme
the rising tide of crime n. suç oranlarındaki artış
rising crime rates n. artan suç oranları
rising action n. tırmanan olaylar zinciri
the rising values n. yükselen değerler
rising intonation n. evet/hayır karşılığı bulan soru kalıpları
rising trend n. yükselen eğilim
rising trend n. yükselen trend
rising waves n. yükselen dalgalar
heart rising n. isyan etme
rising [dialect] n. çıban
rising [dialect] n. apse
keep on rising v. yükselmeye devam etmek
Phrases
a rising tide lifts all boats n. bir ulusun refahı herkese yarar sağlar
Proverb
a rising tide lifts all boats güçlü bir ekonomi tüm işletmeleri ve kişileri kalkındırır
Colloquial
a rising market n. yükselen bir pazar/piyasa
Idioms
rising tide [cliché] n. yükseliş
rising tide [cliché] n. yukarı doğru bir dalgalanma
rising tide [cliché] n. yükselen grafik/oran
rising tide [cliché] n. yükselme
rising tide [cliché] n. yukarı doğru bir meyil
rising tide [cliché] n. güçlü/ciddi bir yükseliş
be rising v. merdiven dayamak
(one's) star is rising v. yıldızı parlamak
(one's) star is rising v. yükselişe geçmek
someone's star is rising expr. yıldızı parlıyor
someone's star is rising expr. yükselişe geçiyor
Speaking
what is your rising star? expr. yükselen burcun ne?
what is your rising star? expr. yükselenin nedir?
what is your rising star? expr. yükselen burcun nedir?
what is your rising star? expr. yükselenin ne?
what is your rising sign? expr. yükselen burcun nedir?
what is your rising sign? expr. yükselenin ne?
what is your rising sign? expr. yükselen burcun ne?
what is your rising sign? expr. yükselenin nedir?
the sun is rising expr. güneş doğuyor
I hate gemini especially if the rising sign is aquarius expr. ikizleri hiç sevmem hele de yükseleni kovaysa
Trade/Economic
rising deficit n. artan açık
rising tendency n. yükselme temayülü
rising tendency n. yükselme eğilimi
rising movement n. yükselme hareketi
rising need n. artan ihtiyaç
rising need n. yükselen gereksinim
rising incomes n. gelir(milli gelir)'de artış
rising and falling of currencies n. para birimlerinin yükselip düşmesi
rising prices n. artan fiyatlar
rising prices n. yükselen fiyatlar
rising wedge n. yükselen takoz
rapidly rising adj. hızlı yükselen
rapidly rising adj. hızla yükselen
rapidly rising adj. hızla artan
Technical
rising velocity n. yükselme hızı
rising of water level n. su seviyesi yükselmesi
rising current n. yükselen akım
temperature rising n. hararetin yükselmesi
rising pipe n. düşey boru
rising main n. ana düşey boru
rising of a pile n. kazığın kaydırılması
rising of water level n. su düzeyi yükselmesi
rising steel n. yarıkaynar çelik
conditions of continually rising temperatures n. sürekli olarak yükselen sıcaklık şartları
rising stem valve n. yükselen milli vana
Informatics
rising edge n. yükselen kenar
Construction
rising bridge n. kalker köprü
rising main n. ana kolon
rising main n. kolon
rising-butt hinge n. yükseltir menteşe
rising damp n. zeminden bina duvarlarına kılcal nem hareketi
Automotive
rising-rate suspension n. sıkıştıkça sertliği artan süspansiyon düzeni
Traffic
rising bollard n. mantar bariyer
Medical
rising erythrocyte sedimentation rate n. yükselen eritrosit sedimantasyon hızı
Food Engineering
falling rising ball viscometer n. düşen yükselen toplu vizkozimetre
salt rising n. temel malzemesi tuz olan bir tür maya
Gastronomy
salt-rising bread n. pişmiş üründen artakalan mayalı kabarık hamurla yapılan ekmek
self-rising flour n. kendinden kabaran un
self-rising flour n. hazır un, tuz ve kabartma tozu karışımı
rising during baking v. pişerek kabarmak
self-rising adj. kendi kendine kabaran
self-rising adj. kendinden kabaran
Astronomy
heliacal rising n. gök cisminin güneşin doğuşuyla yaklaşık aynı zamanda doğması
heliacal rising n. güneşle benzer zamanlarda doğan bir gök cisminin şafak vakti gökyüzünde ilk göründüğü zaman
Literature
rising rhythm n. vurgunun son heceye denk geldiği ritmik vezin ölçüsü
rising action n. (eserde) gelişme bölümü
Linguistics
rising inflection n. yükselen tonlama
high rising intonation n. yükselen tonlama
high rising terminal n. yükselen tonlama
falling/rising adj. alçalan/yükselen
hrt (high rising terminal) abrev. cümlelerin soru gibi tonlandığı, genellikle kuzey amerika'daki genç kızlarca tercih edilen konuşma şekli
hrt (high rising terminal) abrev. yükselen tonlama
History
easter rising n. paskalya ayaklanması
Religious
lailat al miraj (prophet mohammad's rising to sky) n. miraç kandili
day of rising n. hesap/diriliş günü
Geography
rising fawn n. georgia eyaletinde şehir
rising sun n. indiana eyaletinde şehir
rising star n. teksas eyaletinde şehir
rising city n. nebraska eyaletinde yerleşim yeri
rising tide n. yükselen su
rising tide n. (gelgitte) suyun yükselmesi
Military
rising mine n. yükselen mayın
Sport
rising trot n. (binicilikte) binicinin her iki vuruşta eyerden yükseldiği at yürüyüşü
rising trot n. (binicilikte) tırıs
Football
rising shot n. yükselen şut
Engineering
dead rising n. döşeme başlarından geçip her bir başın yüksekliğini gösteren bir gemi planındaki kavisli baş-kıç hattı
Slang
rising [us] prep. aşmış anlamı veren ön ek
rising [us] prep. daha fazla anlamı veren ön ek
Star Wars
rancor rising n. yükselen rancor
rising phoenix n. yükselen anka
the rising moon n. yükselen ay