rotten - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

rotten

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "rotten" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 54 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
rotten adj. çürümüş
rotten adj. çürük
General
rotten adj. çürümüş (besin vb)
rotten adj. rezalet
rotten adj. kokuşmuş
rotten adj. göynük
rotten adj. kof
rotten adj. cılk
rotten adj. bozuk
rotten adj. berbat
rotten adj. çürük
rotten adj. kokmuş
rotten adj. özürlü
rotten adj. yozlaşmış
rotten adj. şımarık
rotten adj. terbiyesiz
rotten adj. yaramaz
rotten adj. hoş olmayan
rotten adj. kötü
rotten adj. yetersiz
rotten adj. sağlığı bozuk
rotten adj. halsiz
rotten adj. modu düşük
rotten adj. kalitesiz
rotten adj. beş para etmez
rotten adj. adi
rotten adj. bayağı
rotten adj. dağılan
rotten adj. bölünen
rotten adj. parçalanan
rotten adj. sadakatsiz
rotten adj. güvenilmez
rotten adj. hain
rotten adv. oldukça
rotten adv. fazlaca
rotten adv. çok sayıda
Veterinary
rotten adj. (koyun) ayak çürüklü
rotten adj. (koyun) tırnak çürüğü bulunan
rotten adj. ayak çürüğüne yol açan
rotten adj. tırnak çürüğü oluşturan
Gastronomy
rotten adj. çürük
rotten adj. cılk (yumurta)
rotten adj. kokmuş
Biology
rotten adj. (bakteri veya enfeksiyöz ajanlar sayesinde) bozulabilir
Geology
rotten adj. (toprak, kayaç) verimli
rotten adj. yumuşak
rotten adj. ufalanabilir
rotten adj. yıpranmış
rotten adj. gevrek
rotten adj. kırılgan
Music
rotten adj. çürük
Slang
rotten adj. boktan
rotten adj. sarhoş
rotten adj. rezil

Sens de "rotten" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 136 résultat(s)

Anglais Turc
General
rotten food n. bozulmuş yemek
rotten food n. bozuk yemek
rotten knot n. çürük budak
rotten knot n. çıkar budak
rotten wood n. çürük kereste
rotten egg n. bozuk yumurta
rotten egg n. bayat yumurta
rotten fruit n. çürük/çürümüş meyve
rotten egg n. çürümüş yumurta
rotten egg n. çürük yumurta
spoil rotten v. şımartmak
go rotten v. diş çürümek
feel rotten v. keyfi olmamak
turn out rotten v. çürük çıkmak
feel rotten v. kendini turşu gibi hissetmek
smell rotten v. kokuşmak
rotten to the core adj. ahlakça temelden çürük
rotten to the core adj. kokuşmuş
Phrases
last one in is a rotten egg expr. son gelen çürük yumurta
last one in is a rotten egg expr. sona kalan çürük yumurta
Proverb
rotten apple spoils the barrel sepetteki bir çürük elma tüm sepeti çürütür
rotten apple spoils the barrel bir kötünün bin iyiye zararı olur
rotten apple spoils the barrel üzüm üzüme baka baka kararır
rotten apple spoils the barrel körle yatan şaşı kalkar
a rotten apple spoils the (whole) bunch üzüm üzüme baka baka kararır
a rotten apple spoils the (whole) bushel üzüm üzüme baka baka kararır
a rotten apple spoils the (whole) bunch körle yatan şaşı kalkar
a rotten apple spoils the (whole) bushel körle yatan şaşı kalkar
a rotten apple spoils the (whole) bunch kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
a rotten apple spoils the (whole) bushel kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
a rotten apple spoils the (whole) bunch itle yatan bitle kalkar
a rotten apple spoils the (whole) bushel itle yatan bitle kalkar
a rotten apple spoils the (whole) bushel bir baş soğan bir kazanı kokutur
a rotten apple spoils the (whole) bushel balık baştan kokar
a rotten apple spoils the (whole) bushel bir baş soğan tüm kazanı kokutur
a rotten apple spoils the (whole) bushel çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar
a rotten apple spoils the barrel kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
a rotten apple spoils the barrel bir baş soğan bir/tüm kazanı kokutur
a rotten apple spoils the barrel çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar
a rotten apple spoils the barrel bir kötünün bin iyiye zararı olur
a rotten apple spoils the whole barrel kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
a rotten apple spoils the whole barrel bir baş soğan bir/tüm kazanı kokutur
a rotten apple spoils the whole barrel çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar
a rotten apple spoils the whole barrel bir kötünün bin iyiye zararı olur
one rotten apple spoils the (whole) barrel bir baş soğan bir kazanı kokutur
one rotten apple spoils the (whole) barrel balık baştan kokar
one rotten apple spoils the (whole) barrel çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar
one rotten apple spoils the (whole) barrel bir uyuz keçi bir sürüyü boklar
one rotten apple spoils the (whole) barrel bir korkak bir orduyu bozar
one rotten apple spoils the (whole) barrel üzüm üzüme baka baka kararır
one rotten apple spoils the (whole) barrel körle yatan şaşı kalkar
one rotten apple spoils the (whole) barrel kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
one rotten apple spoils the (whole) barrel itle yatan bitle kalkar
one rotten apple spoils the (whole) bunch bir baş soğan bir kazanı kokutur
one rotten apple spoils the (whole) bunch balık baştan kokar
one rotten apple spoils the (whole) bunch çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar
one rotten apple spoils the (whole) bunch bir uyuz keçi bir sürüyü boklar
one rotten apple spoils the (whole) bunch bir korkak bir orduyu bozar
one rotten apple spoils the (whole) bunch üzüm üzüme baka baka kararır
one rotten apple spoils the (whole) bunch körle yatan şaşı kalkar
one rotten apple spoils the (whole) bunch kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
one rotten apple spoils the (whole) bunch itle yatan bitle kalkar
one rotten apple spoils the (whole) bushel bir baş soğan bir kazanı kokutur
one rotten apple spoils the (whole) bushel balık baştan kokar
one rotten apple spoils the (whole) bushel çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar
one rotten apple spoils the (whole) bushel bir uyuz keçi bir sürüyü boklar
one rotten apple spoils the (whole) bushel bir korkak bir orduyu bozar
one rotten apple spoils the (whole) bushel üzüm üzüme baka baka kararır
one rotten apple spoils the (whole) bushel körle yatan şaşı kalkar
one rotten apple spoils the (whole) bushel kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
one rotten apple spoils the (whole) bushel itle yatan bitle kalkar
Colloquial
is rotten in denmark expr. ters giden bir şeylerin kokusu
is rotten in denmark expr. kokusu çıkar yakında
Idioms
rotten luck n. aksilik
a bad/rotten apple n. bir gruptaki en kötü/başarısız tip
something rotten in denmark n. bit yeniği
a rotten apple n. çürük elma
rotten egg n. kötü insan
rotten luck n. kötü şans
rotten luck n. şanssızlık
rotten luck n. uğursuzluk
a bad/rotten apple n. çürük elma
a rotten apple n. çürük elma
a rotten apple n. kendisi kötü olup etrafını da kötü etkileyen kimse
a rotten egg n. içinde kötülük olan kimse
a rotten egg n. doğası kötü olan kimse
a rotten egg n. özünde kötü kimse
a rotten egg n. helal süt emmemiş kimse
a rotten egg n. tam bir bela
a rotten egg n. sütü bozuk kimse
a rotten egg n. kötü huylu kimse
spoil somebody rotten v. birini aşırı şımartmak
spoil somebody rotten v. birisinin tüm isteklerini yerine getirmek
spoil somebody rotten v. bir dediğini iki etmemek
spoil somebody rotten v. birisini çok şımartmak
something is rotten in denmark v. ters giden bir şeylerin kokusunu almak
something is rotten in the state of denmark v. ters giden bir şeylerin kokusunu almak
be rotten to the core v. ahlakça temelden çürük olmak
be rotten to the core v. kokuşmuş olmak
be rotten to the core v. mayası bozuk olmak
be rotten to the core v. özü kötü olmak
be rotten to the core v. yozlaşmış olmak
be rotten to the core v. niyeti kötü/bozuk olmak
be rotten to the core v. habis/canavar ruhlu olmak
be rotten to the core v. içi/içten çürümüş olmak
spoiled rotten adj. fazla şımartılmış
rotten to the core adj. mayası bozuk
soon ripe, soon rotten expr. büyümüş de küçülmüş
rotten to the core expr. berbat
early ripe, early rotten expr. büyümüş de küçülmüş
spoiled rotten expr. çok şımarık
something rotten in denmark expr. çapanoğlu
the rotten apple injures its neighbours expr. körle yatan şaşı kalkar
something is rotten in denmark expr. kokusu çıkar yakında
something is rotten in the state of denmark expr. kokusu çıkar yakında
Speaking
my teeth are rotten expr. dişlerim çürük
my teeth are rotten expr. dişlerim çürümüş
I have rotten teeth expr. dişlerim çürük
I have rotten teeth expr. dişlerim çürümüş
Politics
rotten borough n. çürük seçim bölgesi
rotten borough n. cep ilçe
rotten borough n. az nüfuslu seçim bölgesi
Technical
rotten rock sand n. çürük kaya kumu
Gastronomy
rotten egg n. çürük yumurta
Chemistry
rotten stone n. tripoli
rotten stone n. gevrek taş
rotten stone n. kırılgan taş
rotten stone n. çürüktaş
rotten stone n. kireçtaşı
rotten stone n. ponza
rotten stone n. sünger taşı
rotten stone n. silisyum içeren gevrek yapılı bir taş
Tobacco
rotten leaves n. çürük yapraklar
History
rotten borough n. (1832 reform yasası öncesi) az sayıda seçmeni olan belirli birleşik krallık parlamentosu
Slang
rotten egg n. bozuk karakterli
rotten egg n. kötü huylu