çürük - Turc Anglais Dictionnaire

çürük

Sens de "çürük" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 67 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
çürük rotten adj.
Sugar beet can go rotten very quickly.
Şeker pancarı çok hızlı çürüyebilir.

More Sentences
çürük decay n.
General
çürük rot n.
All the table was covered with dry rot.
Bütün masa kuru çürüklerle kaplıydı.

More Sentences
çürük bruise n.
I wouldn't buy these apples as they have bruises on them.
Ben olsam bu elmaları almazdım çünkü üzerlerinde çürükler var.

More Sentences
çürük flimsy adj.
All the flimsy buildings will be pulled down.
Tüm çürük binalar yıkılacak.

More Sentences
çürük decayed adj.
I think I have a decayed tooth.
Sanırım çürük bir dişim var.

More Sentences
çürük unsound adj.
When a president is elected with 97% of the votes, the elections are unsound.
Bir başkan oyların %97'sini alarak seçiliyorsa, seçimler çürüktür.

More Sentences
çürük rotten adj.
Don't let the rotten apples disturb your digestion.
Çürük elmaların sindiriminizi bozmasına izin vermeyin.

More Sentences
çürük bad adj.
She had a bad tooth taken out.
Çürük bir dişi çektirdi.

More Sentences
Medical
çürük contusion n.
The contusion marks on his arm can still be seen.
Kolundaki çürük izleri hâlâ görülebiliyor.

More Sentences
çürük bruise n.
The bruise is not always visible on your skin.
Çürük her zaman cildinizde görülmez.

More Sentences
Dentistry
çürük caries n.
Coffee beans can protect against radiation and prevent the development of caries in the mouth.
Kahve çekirdekleri radyasyona karşı koruma sağlayabilir ve ağızda çürük oluşumunu önleyebilir.

More Sentences
çürük cavity n.
Green tea consumption is associated with improved dental health and a lower risk of cavities.
Yeşil çay tüketimi, gelişmiş diş sağlığı ve daha düşük çürük riski ile ilişkilidir.

More Sentences
Gastronomy
çürük rotten adj.
First of all, the rotten area on the tooth needs to be cleaned.
Öncelikle diş üzerindeki çürük bölgenin temizlenmesi gerekir.

More Sentences
Music
çürük rotten adj.
I think the eggs that I just ate were rotten.
Sanırım az önce yediğim yumurtalar çürüktü.

More Sentences
General
çürük tooth decay n.
çürük carious tooth n.
çürük doat n.
çürük dry-rot n.
çürük decay n.
çürük crush [obsolete] n.
çürük putrid adj.
çürük addle adj.
çürük carious adj.
çürük feeble adj.
çürük corrupt adj.
çürük unsubstantial adj.
çürük faulty adj.
çürük untenable adj.
çürük putrefactive adj.
çürük rocky adj.
çürük fallacious adj.
çürük putrefacient adj.
çürük dicky adj.
çürük unfounded adj.
çürük wildcat adj.
çürük dickey adj.
çürük spoiling adj.
çürük sleazy adj.
çürük disabled adj.
çürük sleazier adj.
çürük draft-exempt adj.
çürük jerry-built adj.
çürük black and blue adj.
çürük black-and-blue adj.
çürük aeriform adj.
çürük cankery adj.
çürük tinny adj.
çürük manky adj.
çürük worm-eaten adj.
çürük mosey [dialect] adj.
çürük rickety adj.
çürük overripe adj.
çürük poxy adj.
çürük dazed [dialect] [uk] adj.
çürük non-able-bodied adj.
çürük putrifacted [obsolete] adj.
çürük surbet [obsolete] adj.
Idioms
çürük full of holes adj.
çürük jerry built adj.
Trade/Economic
çürük bad adj.
Railway
çürük unstable adj.
Medical
çürük ecchymoses n.
çürük ecchymosis n.
çürük caried adj.
Dentistry
çürük decay n.
Military
çürük unfit for service adj.

Sens de "çürük" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 164 résultat(s)

Turc Anglais
General
çürük diş decayed tooth n.
The dentist pulled out his decayed tooth.
Dişçi onun çürük dişini çekti.

More Sentences
çürük elma bad apple n.
There are therefore bad apples that need to be removed.
Bu nedenle ayıklanması gereken çürük elmalar vardır.

More Sentences
çürük yumurta rotten egg n.
Rotten eggs are a prime example of this.
Çürük yumurtalar bunun en iyi örneğidir.

More Sentences
çürük diş bad tooth n.
I have a lot of bad teeth.
Bir sürü çürük dişim var.

More Sentences
çürük (yara vb) bruised adj.
Bumps and bruises are guaranteed, and more serious injuries are a definite possibility.
Çarpma ve çürükler garantidir ve daha ciddi yaralanmalar kesin bir olasılıktır.

More Sentences
Idioms
çürük elma a bad apple n.
I gave the example of a bad apple before.
Daha önce çürük elma örneğini vermiştim.

More Sentences
Gastronomy
çürük yumurta rotten egg n.
Did you know that rotten eggs float?
Çürük yumurtaların yüzdüğünü biliyor muydun?

More Sentences
General
çürük tahta punk n.
çürük sav unsound argument n.
çürük gaz exhaust n.
çürük para counterfeit money n.
kahverenkli çürük brown stain n.
kahverengi çürük brown rot n.
çürük kaya dead rock n.
çürük budak rotten knot n.
çürük kereste rotten wood n.
beyaz çürük white rot n.
çürük/çürümüş meyve rotten fruit n.
çürük dişler decayed teeth n.
çürük yapı rickle n.
çürük malzeme putrescence n.
çürük malzeme putrefaction n.
çürük lekesi speck n.
çürük olmak embrittle v.
çürük çıkmak prove to be untrue v.
çürük çıkmak turn out rotten v.
çürük tahtaya basmak fall into a trap v.
en çürük dotiest adj.
çürük çarık (şey) rickety adj.
ahlakça temelden çürük rotten to the core adj.
(bozuk, çürük vb.) hale gelmiş gone adj.
en çürük flimsiest adj.
(diş vb) çürük carious adj.
çürük çarık worn-out adj.
çürük elma gibi kokan cidery adj.
tadı çürük elma gibi olan cidery adj.
(özellikle kereste) çürük peggy adj.
çürük bir şekilde rottenly adv.
Phrases
son gelen çürük yumurta last one in is a rotten egg expr.
sona kalan çürük yumurta last one in is a rotten egg expr.
Proverb
sepetteki bir çürük elma tüm sepeti çürütür rotten apple spoils the barrel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar a rotten apple spoils the (whole) bushel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar a bad apple spoils the (whole) barrel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar it takes one bad apple to spoil the (whole) barrel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar a bad apple spoils the (whole) barrel
kendisini övenin ipi çürük olur self-praise is no praise (at all)
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar a rotten apple spoils the barrel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar a rotten apple spoils the whole barrel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar one bad apple spoils the (whole) barrel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar one bad apple spoils the (whole) bunch
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar one bad apple spoils the (whole) bushel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar one rotten apple spoils the (whole) bunch
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar one rotten apple spoils the (whole) barrel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar one rotten apple spoils the (whole) bushel
Colloquial
bozuk/çürük yiyecekler satan mekan ptomaine domain n.
bozuk/çürük yiyecekler satan mekan ptomaine palace n.
çürük olmak be off v.
Idioms
çürük elma a rotten apple n.
çürük elma dead wood n.
birkaç çürük elma a few bad apples n.
çürük yumurta problem child n.
(bir şeyin/yerin) çürük kısmı/yeri the sick man of (something or somewhere) n.
çürük elma a bad/rotten apple n.
çürük elma a bad apple n.
çürük elma a rotten apple n.
temelden çürük olmak be built on sand v.
çürük elmaları ayıklamak cull the herd v.
(bir şeyin) çürük noktasını bulmak poke a hole in (something) v.
çürük olmak be full of holes v.
ahlakça temelden çürük olmak be rotten to the core v.
-in çürük noktasını bulmak poke a hole in v.
(bir şeyin) çürük noktasını bulmak poke a hole through (something) v.
temeli çürük built on sand adj.
Speaking
dişlerim çürük my teeth are rotten expr.
dişlerim çürük I have rotten teeth expr.
dişlerim çürük my teeth are decayed expr.
Trade/Economic
çürük çek bad check n.
silinen çürük alacakları business transfer payments n.
çürük senet unsafe bill n.
çürük tahvil junk bond n.
çürük alacak bad debt n.
çürük senet doubtful bill n.
çürük alacaklar bad debts n.
çürük tahvil junk n.
çürük tahvil piyasasında kurumsal yeniden yapılandırma yapan para yöneticisi gunslinger n.
çürük tahvillere benzeyen junk adj.
çürük tahviller ile ilgili junk adj.
Law
çürük raporu almak için kendini sakat gibi gösteren kimse malingerer n.
Politics
çürük seçim bölgesi rotten borough n.
Technical
çürük buhar flash steam n.
çürük dişlerin dolgusunda kullanılan kobalt vitallium n.
çürük buhar tankı flash tank n.
çürük buhar waste steam n.
çürük buhar exhaust steam n.
çürük zemin unstable soil n.
çürük buhar dead steam n.
çürük gaz waste gas n.
çürük beton unsound concrete n.
çürük kereste decayed wood n.
çürük zemin loose soil n.
yaş çürük wet rot n.
çürük budak unsound knot n.
çürük kaya kumu rotten rock sand n.
çürük kaya saprolite n.
çürük küfü penicillium n.
çürük kalay gray tin n.
çürük gaz kanalı exhaust gas duct n.
çürük gaz kanalı exhaust gas channel n.
çürük buhar hattı exhaust steam pipe n.
çürük buhar valfi exhaust valve n.
çürük buhar debisi exhaust steam flow n.
çürük buhar çıkış kesiti exhaust cross section n.
çürük gaz exhaust gas n.
çürük buhar kasası exhaust steam casing n.
çürük buhar türbini exhaust steam turbine n.
çürük buhar hattı waste steam pipe n.
Textile
çürük buhar waste steam n.
Construction
çürük zemin unstable soil n.
Woodworking
çürük kereste unsound wood n.
kerestede çürük doze n.
çürük (kereste) dozed adj.
çürük (odun) dozy adj.
özodununda çürük noktalar bulunan (kereste) druxy adj.
çürük noktaları olan (kereste) druxey adj.
Automotive
çürük gaz çıkarılması scavenging n.
çürük buhar exhaust steam n.
çürük buhar yağı ayırıcı exhaust steam oil separator n.
Railway
çürük buhar saturated steam n.
Medical
çürük kemikleri kazımada kullanılan bir alet scalping iron n.
Psychology
çürük şeylerden korkma seplophobia n.
Dentistry
dişlerde birikerek çürük oluşumunu teşvik eden mukus ve bakteri tabakası bacterial plaque n.
kırık veya çürük dişi tamamlayan yapay diş crownwork n.
kırık veya çürük dişi tamamlayan yapay diş jacket crown n.
kırık veya çürük dişi tamamlayan yapay diş jacket n.
dişte çürük oluşturan cariogenic adj.
Parasitology
(elma) acı çürük hastalığı bitter rot n.
acı çürük bitter rot n.
Food Engineering
çürük gaz exhaust gas n.
Gastronomy
çürük yumurta white rot n.
çürük (yumurta) addled adj.
Chemistry
çürük gaz exhaust n.
Botanic
odunda beyaz çürük meydana getiren mantar tinder fungus n.
domateste bakterilerden kaynaklanan çürük tomato canker n.
domateste zararlı bir mantarın neden olduğu çürük nailhead spot n.
domateste zararlı bir mantarın neden olduğu çürük tomato black rot n.
sarımsı, morumsu veya çürük halkalar şeklindeki doku lezyonu ring spot n.
çekirdekli meyvelerde çürük peach blight n.
Agriculture
kırmızı çürük red rot n.
kırmızı çürük redrot n.
acı çürük bitter n.
Tobacco
çürük yapraklar rotten leaves n.
Forestry
mavi çürük blue stain n.
kuru çürük dry rot n.
kerestede çürük dry rot n.
meyvede çürük dry rot n.
çürük kereste timber rot n.
mavi çürük blue sap stain n.
Military
daimi çürük raporu certificate of disability for discharge n.
geçici çürük temporary disable n.
Slang
sakatlanıp veya sahte çürük raporu alıp askerden yırtmış tip broke dick n.
çürük asker broke dick n.
sakatlanıp veya sahte çürük raporu alıp askerden yırtmış tip jody n.
çürük asker jody n.
Star Wars
çürük maytı decay mite n.