sick - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

sick

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "sick" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 59 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
sick adj. hasta
General
sick n. hasta kimse
sick n. hastalık
sick n. istifra
sick n. kusmuk
sick v. yakalatmak
sick v. kusmak
sick v. istifra etmek
sick v. kusarak çıkarmak
sick adj. bulanmış
sick adj. bozuk
sick adj. ruhen hasta
sick adj. mariz
sick adj. hastalıklı
sick adj. rahatsız
sick adj. midesi bulanmış
sick adj. bıkkın
sick adj. hasret
sick adj. usanmış
sick adj. keyifsiz
sick adj. dağınık
sick adj. kusmak üzere
sick adj. bezgin
sick adj. soluk
sick adj. özlemiş
sick adj. iğrenç
sick adj. hasta
sick adj. dengesiz (kimse)
sick adj. kusacak gibi
sick adj. kusacak halde
sick adj. lohusa
sick adj. regl olan
sick adj. yetersiz
sick adj. geride kalan
sick adj. saf dışı bırakılan
sick adj. üreyen
sick adj. yumurtlayan
sick adj. yumurta döken
sick adj. sulu
sick adj. su dolu
Colloquial
sick adj. berbat
sick adj. çok kötü
sick adj. zevksiz
Trade/Economic
sick adj. düşüşe geçen
sick adj. çakılan
sick adj. durağanlaşan
Technical
sick adj. (cam) buğulanıp lekelenmiş
Medical
sick adj. hasta
Agriculture
sick adj. (tahıl) fazla nemlenerek bozulmuş
sick adj. çorak
sick adj. verimsiz
sick adj. kısır
Ornithology
sick adj. (kuş tüyü) zayıf ve dökülen
Slang
sick adj. olağanüstü
sick adj. çok kıyak
sick adj. çok güzel
sick adj. etkileyici
sick adj. harika
sick adj. süper

Sens de "sick" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
getting sick n. fenalaşma
General
sick fund n. hastalık fonu
sick allowance n. hastalık yardımı
sick bay n. gemi hastanesi
sick pay n. hastalık maaşı
sick berth n. revir
sick abed n. yatalak hasta
someone who is on sick leave n. raporlu
sick report n. rapor
sick insurance n. hastalık sigortası
sick benefit n. hastalık yardımı
sick bay n. revir
sick nursing n. hemşirelik
sick pay n. hastalık ücreti
cause to feel sick due to food or drink n. besinlerle arası iyi olmama
sick room n. hasta odası
sick leave n. hastalık izni
really sick n. ağır hasta
very sick n. ağır hasta
sick and wounded n. hasta ve yaralılar
extremely sick n. ağır hasta
sick leave n. istirahat
sick fund n. hasta sandığı
transport of sick or injured persons n. hasta ve yaralı kişilerin nakli
sick prisoner n. hasta mahkum
eye sick n. (gözde) çapak
eye sick n. (göz) çapak
eye sick n. göz çapağı
sick report n. hasta raporu
sick people n. hasta insanlar
sick animal n. hasta hayvan
care of sick animals n. hasta hayvanların bakımı
sick man n. hasta adam
the sick and dying n. hasta ve ölmekte olan insanlar
getting sick n. fenalaşma
sick bed n. hasta yatağı
sick call n. doktor ziyareti
sick call n. doktorun hastanın ayağına gitmesi
sick-abed n. yatağa mahkum kimse
sick-abed n. yatağa düşmüş kimse
sick-dog n. sakin kimse
sick-dog n. aşırı heyecansız kimse
take sick v. hastalanmak
lie sick v. hasta yatmak
make sick v. tutmak
make somebody sick v. hasta etmek
make someone sick v. birini hasta etmek
feel sick v. hasta olmak
sick to death v. değişiklik istemek (sıkıntıdan/bıkkınlıktan)
make sick v. mide bulandırmak
fall sick v. hastalanmak
make somebody sick v. uyuz etmek
sick and tired v. burnundan gelmek
make sick v. iğrendirmek
feel sick at v. çok üzgün olmak
be sick of v. bezmek
be worried sick v. çok endişeli olmak
make somebody sick and tired v. iliğini kurutmak
be off sick v. hastalık nedeniyle işe gelmemiş olmak
fall sick v. rahatsızlanmak
make sick v. kusturmak
be sick at one's stomach v. midesi bulanmak
call in sick v. hastalık yüzünden işyerine gelmeyeceğini belirtmek
called in sick v. hastalık yüzünden işyerine gelmeyeceğini belirtmek
be sick v. usanmak
be sick v. kusmak
pretend to be sick v. hasta numarası yapmak
be sick v. bıkmak
be sick of v. yılmak
be sick of v. usanmak
be sick of v. bıkmış olmak
be sick v. bıkkınlık gelmek
make sick v. hasta etmek
be sick and tired of v. gına gelmek
feel sick v. fenalık geçirmek
be sick and tired of v. bıkıp usanmak
make someone sick v. birinin midesini bulandırmak
feel sick v. midesi bulanmak
rule a country while lying sick in bed v. hasta yatağından ülkeyi yönetmek
get sick v. hasta olmak
be sick of v. gına gelmek
be sick and tired of v. illallah demek
get sick v. hastalanmak
feel sick v. gönlü bulanmak
be sick to death of v. canına tak demek
feel sick about v. çok üzgün olmak
be sick to death of v. illallah demek
feel sick v. kötü hissetmek
feel sick v. kendini kötü hissetmek
get sick v. hastalığa yakalanmak
be sick of living v. canından bezmek
be sick of v. canına tak etmek
be sick of v. canına tak demek
be in the sick list v. revire çıkmak
seem sick v. hasta gibi görünmek
seem sick v. hasta görünmek
fall sick v. hasta düşmek
be off sick v. hasta olduğundan dolayı işe gitmemek
fall sick v. hasta olmak
be as sick as a dog v. yataklara düşmek
be as sick as a dog v. yatak döşek hasta olmak
make someone sick v. hasta etmek
look sick v. hasta gibi görünmek
sound sick v. sesi hasta gibi gelmek
feel sick v. hasta hissetmek
become sick v. hasta olmak
look sick v. hasta görünmek
be not sick v. hasta olmamak
become sick v. hastalığa yakalanmak
become sick v. hastalık kapmak
become sick v. hastalanmak
be sick to death of v. canına tak etmek
be as sick as a dog v. çok hasta olmak
be sick for v. -i çok özlemek
sick-abed v. hastalıktan yatmak
be sick of waiting v. beklemekten sıkılmak
get sick of everything v. herşeyden bıkmak
get sick of everything v. herşeyden usanmak
be sick v. istifra etmek
sick in bed with the flu v. gripten yatmak
sick in bed with the flu v. gripten yatağa düşmek
call in sick v. işten hastalık izni almak
make someone sick v. midesini bulandırmak
be sick v. kusarak çıkarmak
wake up sick v. hasta uyanmak
get sick everywhere v. her yere kusmak
heal sick people v. hasta insanları iyileştirmek
be sick of v. canına tak etmek
look after sick people v. hasta insanlara bakmak
sick [obsolete] v. hastalanmak
sick [obsolete] v. hasta etmek
sick of it all adj. sıtkı sıyrılmış
sick of adj. bıkmış
sick at heart adj. kederli
sick at heart adj. üzgün
sick at heart adj. çok üzgün
sick insured adj. hastalık sigortalı
sick at heart adj. çok mutsuz
sick of adj. bıkkın
really sick adj. çok hasta
sick in the head adj. kafadan çatlak
very sick adj. çok hasta
sick in the head adj. kafadan hasta
extremely sick adj. çok hasta
travel-sick adj. seyahatten rahatsız olan
water-sick adj. aşırı sulanmış
air sick adj. uçak tutmuş
home sick adj. evini özlemiş
car-sick adj. araba tutması yaşayan
car-sick adj. arabada giderken midesi bulanan
turn-sick adj. baş döndürücü
turn-sick adj. sersem
love-sick adj. aşk acısı çeken
love-sick adj. kara sevdaya düşen
love-sick adj. yüreği yanan
love-sick adj. aşk acısından doğan
love-sick adj. kara sevdadan kaynaklanan
love-sick adj. aşk acısı gösteren
love-sick adj. kara sevdayı ifade eden
guilt-sick adj. aşırı vicdan azabı çeken
guilt-sick adj. pişmanlıktan hastalanmış
fancy-sick adj. kara sevdalı
fancy-sick adj. mecnun
fancy-sick adj. platonik aşk yaşayan
fancy-sick adj. aşk acısı çeken
love-sick adj. hasret çeken
love-sick adj. özlem duyan
love-sick adj. arzulayan
love-sick adj. sevdiğine hasret duyan
sick-brained adj. akli dengesi bozuk
sick-brained adj. deli
sick-brained adj. kafadan hasta
sick-dog adj. mükemmel
sick-dog adj. harika
sick-dog adj. çok iyi
sick-dog adj. olağanüstü
sick-making adj. kıskandıran
sick-making adj. midesini bulandıran
sick-making adj. içini kaldıran
sick-making adj. rahatsız eden
sick-making adj. tiksindiren
ssp (statutory sick pay) abrev. yasal hastalık ödeneği
Phrasals
get sick on someone v. birinin üstüne kusmak
get sick on someone v. birinin üzerine kusmak
sick up v. istifra etmek
sick up v. içi dışına çıkmak
Proverb
hope deferred maketh the heart sick ertelenmiş umutlar kalbi hasta eder
hope deferred makes the heart sick ertelenmiş umutlar kalbi hasta eder
Colloquial
(as) sick as a dog n. ayakta duramayacak kadar hasta
sick list n. hasta listesi
sick list n. raporlu listesi
sick list n. hastalık izninde olanlar listesi
be sick v. kusmak
bang in (sick) v. arayıp işe gelemeyecek kadar hasta olduğunu söylemek
bang in (sick) v. telefon edip hasta olduğunu söyleyerek/bahane ederek işe gitmemek
be off sick v. hasta olduğu için izinli olmak/okula gitmemek
be off sick v. hasta olduğu için işte/okulda olmamak
be sick v. hasta olmak
be sick v. iyi olmamak/hissetmemek
be sick v. rahatsız olmak
be sick v. keyifsiz olmak
be sick [uk] v. midesi bulanmak
be sick [uk] v. kusacak gibi olmak
be sick v. tiksinmek
be sick v. iğrenmek
be sick v. nefret etmek
be sick and tired of (something) v. (bir şeyden) bıkıp usanmak
be sick and tired of (something) v. (bir şeyden) çok yorulmak
be sick and tired of (something) v. (bir şeyden) gına gelmek
be sick and tired of (something) v. (bir şeyden) çok sıkılmak
be sick and tired of (something) v. (bir şeyden) bezmek
be sick and tired of (something) v. (bir şeyden) illallah demek/etmek
be sick and tired of (something) v. (bir şey) canına tak etmek
be sick and tired of (something) v. (bir şeyden) bıkkınlık gelmek
be sick of (something) v. (bir şeyden) bıkmak
be sick of (something) v. (bir şeyden) usanmak
be sick of (something) v. (bir şeyden) çok yorulmak
be sick of (something) v. (bir şeyden) gına gelmek
be sick of (something) v. (bir şeyden) çok sıkılmak
be sick of (something) v. (bir şeyden) bezmek
be sick of (something) v. (bir şeyden) artık midesi bulanmak
be sick of (something) v. (bir şeyden) illallah demek/etmek
be sick of (something) v. (bir şey) canına tak etmek
be sick of (something) v. (bir şeyden) bıkkınlık gelmek
get sick v. midesi bulanmak
get sick v. kusacak gibi olmak
sick to death adj. bıkmış
sick at heart adj. düş kırıklığına uğramış
sick at heart adj. gönlü yaralı
sick to death adj. gına gelmiş
sick at heart adj. mutsuz
sick at heart adj. kalbi kırık
sick at heart adj. kederli
sick to death adj. usanmış
sick and tired of (something) adj. (bir şeyden) bıkıp usanmış
sick and tired of (something) adj. (bir şeyden) illallah demiş/etmiş
sick and tired of (something) adj. (bir şeyden) bezmiş
sick and tired of (something) adj. (bir şeyden) çok sıkılmış
sick and tired of (something) adj. (bir şeyden) çok yorulmuş
sick and tired of (something) adj. (bir şeyden) bıkkınlık gelmiş
sick and tired of (something) adj. (bir şey) canına tak etmiş
sick and tired of (something) adj. (bir şeyden) gına gelmiş
sick of (someone or something) adj. (birinden/bir şeyden) bıkmış
sick of (someone or something) adj. (birinden/bir şeyden) bezmiş
sick of (someone or something) adj. (birinden/bir şeyden) çok sıkılmış
sick of (someone or something) adj. (birinden/bir şeyden) çok yorulmuş
sick of (someone or something) adj. (biri/bir şey) canına tak etmiş
sick of (someone or something) adj. (birinden/bir şeyden) gına gelmiş
sick of (someone or something) adj. (birinden/bir şeyden) usanmış
worried sick adj. çok endişeli
worried sick adj. meraktan ölmüş
sick at heart expr. çok üzgün
(as) sick as a dog expr. çok hasta
sick at heart expr. hüzünlü
sick at heart expr. ümitsiz
I am sick of it expr. bıktım bundan
Idioms
the sick man of (something or somewhere) n. (birinin/yerin) hasta adamı
the sick man of (something or somewhere) n. (bir şeyin/yerin) kusurlu yeri/bölümü
the sick man of (something or somewhere) n. (bir şeyin/yerin) çürük kısmı/yeri
the sick man of (something or somewhere) n. (bir şeyin/yerin) başarısızlığa mahkum kısmı/yeri
a sick puppy n. sapkın kimse
a sick puppy n. sapık kimse
a sick puppy n. sadist kimse
a sick puppy n. korkunç kimse
one sick puppy n. sapkın kimse
one sick puppy n. sapık kimse
one sick puppy n. sadist kimse
one sick puppy n. korkunç kimse
make someone sick v. birinin sinirini bozmak
be as sick as a parrot v. büyük hayal kırıklığına uğramak
make someone sick v. birini çok üzmek
be sick and tired of someone or something v. bıkıp usanmak
make someone sick v. birini sinirlendirmek
make someone sick v. birini kızdırmak
make someone sick at heart v. birini çok üzmek
be sick at heart v. çok mutsuz olmak
become sick at heart v. çok mutsuz olmak
become sick at heart v. çok üzülmek
be sick at heart v. çok üzülmek
be worried sick about v. çok endişeli olmak
be sick to the back teeth v. canına tak etmek
be worried sick about v. çok endişelenmek
report in sick v. hasta olduğunu söyleyip (ya da bahane edip) işe gitmemek
call in sick v. hasta olduğunu söyleyip (ya da bahane edip) işe gitmemek
take sick v. hastalanmak
take sick v. hasta olmak
sick in bed v. hastalıktan yatmak
take sick v. hastalık kapmak
be worried sick v. meraktan ölmek
feel sick to one's stomach v. midesi bulanmak
feel sick to one's stomach v. midesi kalkmak
feel sick to one's stomach v. kusacak gibi olmak
feel sick to one's stomach v. midesi ağzına gelmek
hope deferred makes the heart sick v. sabır taşı çatlamak
hope deferred make the heart sick v. sabır taşı çatlamak
sick in bed v. (hastalıktan) yatağa düşmek
sick in bed v. yataklara düşmek
hope deferred make the heart sick v. umudunu yitirmek
sick in bed v. yatağa düşmek
hope deferred makes the heart sick v. umudunu yitirmek
hope deferred makes the heart sick v. ümidini yitirmek
hope deferred make the heart sick v. ümidini yitirmek
sick in bed v. (hastalıktan) yataklara düşmek
laugh yourself sick v. gülmekten karnı ağrımak
laugh yourself sick v. gülmekten ölmek
laugh yourself sick v. gülmekten karnına kramp girmek
laugh yourself sick v. gülmekten karnına ağrılar girmek
feel sick at heart v. kalbi paramparça olmak
feel sick at heart v. kalbine bir şey oturmak
feel sick at heart v. kalbi ağrımak
feel sick at heart v. çok mutsuz olmak
feel sick at heart v. çok üzülmek
feel sick at heart v. çok ıstırap çekmek
feel sick at heart v. çok dertli olmak
feel sick at heart v. çok vicdan azabı çekmek
feel sick at heart v. büyük pişmanlık duymak
be on the sick list v. hasta personel listesinde olmak
be on the sick list v. hasta olmak
be on the sick list v. hasta olup işe gelmemek
be on the sick list v. hastalık izninde olmak
be on the sick list v. raporlu olmak
go on the sick list v. hastalanmak
go on the sick list v. sağlığı bozulmak
go on the sick list v. rahatsızlanmak
be sick of the sight of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) görmekten midesi bulanmak
be sick of the sight of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) görmekten iğrenmek
be sick of the sight of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) görmeye bile dayanamamak
be sick of the sight of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) tiksinmek
be sick of the sight of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) görmek bile istememek
be sick of the sight of somebody/something v. birini/bir şeyi görmekten midesi bulanmak
be sick of the sight of somebody/something v. birini/bir şeyi görmekten iğrenmek
be sick of the sight of somebody/something v. birini/bir şeyi görmeye bile dayanamamak
be sick of the sight of somebody/something v. birinden/bir şeyden tiksinmek
be sick of the sight of somebody/something v. birini/bir şeyi görmek bile istememek
be sick of the sight of somebody/something v. birinden/bir şeyden nefret etmek
be (as) sick as a parrot [uk] v. çok üzülmek
be (as) sick as a parrot [uk] v. çok keyifsiz olmak
be (as) sick as a parrot [uk] v. çok morali bozulmak
be (as) sick as a parrot [uk] v. hoşnut olmamak
be sick to death of (someone or something) v. (bir şeyden) bıkıp usanmak
be sick to death of (someone or something) v. (bir şeyden) çok yorulmak
be sick to death of (someone or something) v. (bir şeyden) gına gelmek
be sick to death of (someone or something) v. (bir şeyden) çok sıkılmak
be sick to death of (someone or something) v. (bir şeyden) bezmek
be sick to death of (someone or something) v. (bir şeyden) illallah demek/etmek
be sick to death of (someone or something) v. (bir şey) canına tak etmek
be sick to death of (someone or something) v. (bir şeyden) nefret etmek
be sick to death of (someone or something) v. (bir şeyden) artık midesi bulanmak
be worried sick (about someone or something) v. (biri/bir şey hakkında) çok endişeli olmak
be worried sick (about someone or something) v. (biriyle/bir şeyle ilgili) meraktan ölmek
be worried sick (about someone or something) v. (biriyle/bir şeyle ilgili) çok endişelenmek
be worried sick v. aşırı endişelenmek
be worried sick v. meraktan ölmek
be sick with worry v. aşırı endişelenmek
be sick with worry v. meraktan ölmek
be sick at heart v. çok mutsuz olmak
be sick at heart v. çok üzgün olmak
be sick at heart v. hayal kırıklığına uğramış olmak
be sick at heart v. kalbi kırık olmak
feel sick at heart v. çok mutsuz hissetmek
feel sick at heart v. çok üzgün hissetmek
feel sick at heart v. hayal kırıklığına uğramış hissetmek
feel sick at heart v. kalbi kırık hissetmek
make (one) sick v. (birinin) midesini bozmak
make (one) sick v. (birini) hasta etmek
make (one) sick v. (birinin) kusmasına sebep olmak
make (one) sick v. (birini) iğrendirmek
make (one) sick v. (birinin) midesini bulandırmak
make (one) sick v. (birinin) midesine dokunmak
make (one) sick v. (birinin) midesini kaldırmak
make (one) sick v. (birini) tiksindirmek
sick at heart adj. üzüntüden depresyonda
(as) sick as a dog adj. kusup duran
sick to the back teeth [uk] adj. canına tak etmiş
sick to the back teeth [uk] adj. bıkmış
sick to the back teeth [uk] adj. gına gelmiş
sick to the back teeth [uk] adj. usanmış
sick to the back teeth [uk] adj. illallah demiş
sick to the back teeth [uk] adj. daral gelmiş
sick to (one's) stomach adj. midesi bulanmış
sick to (one's) stomach adj. kusacak halde
sick to (one's) stomach adj. kusacak gibi
sick to (one's) stomach adj. kusmak üzere
sick to (one's) stomach adj. kusan
sick to death of (someone or something) adj. (birinden/bir şeyden) bıkmış usanmış
sick to death of (someone or something) adj. (birinden/bir şeyden) bezmiş
sick to death of (someone or something) adj. (birinden/bir şeyden) çok sıkılmış
sick to death of (someone or something) adj. (birinden/bir şeyden) çok yorulmuş
sick to death of (someone or something) adj. (biri/bir şey) canına tak etmiş
sick to death of (someone or something) adj. (birinden/bir şeyden) gına gelmiş
sick to death of (someone or something) adj. (birinden/bir şeyden) artık midesi bulanmış
sick to your stomach adj. midesi bulanmış
sick to your stomach adj. kusacak halde
sick to your stomach adj. kusacak gibi
sick to your stomach adj. kusmak üzere
sick to your stomach adj. tiksinmiş
sick unto death adj. ölümcül hasta
sick unto death adj. bir ayağı çukurda
sick unto death adj. bıkmış
sick unto death adj. gına gelmiş
as sick as a parrot expr. aşırı morali bozuk
sick as a parrot expr. aşırı morali bozuk
sick as a pig expr. aşırı morali bozuk
as sick as a pig expr. aşırı morali bozuk
as sick as a pig expr. çok üzgün
sick as a pig expr. çok üzgün
sick as a parrot expr. çok üzgün
as sick as a parrot expr. çok üzgün
as sick as a parrot expr. derin hayal kırıklığına uğramış
a fly is small but it is enough to make you sick expr. sinek küçüktür, ama mide bulandırır
sick at heart expr. üzüntüden bunalıma girmiş
on the sick list expr. hasta personel listesinde
on the sick list expr. hasta
on the sick list expr. hastalık izninde
on the sick list expr. raporlu
on the sick list expr. rahatsız
Speaking
I'm sick of this place expr. buradan bıktım
it's making me sick expr. bu beni hasta ediyor
I'm sick and tired of waiting expr. beklemekten bıktım usandım
you make me sick expr. beni hasta ediyorsun
I was up all night with a sick friend expr. bütün gece hasta bir arkadaşla ilgilenmek zorunda kaldım (bahane olarak söylenir)
you make me sick expr. beni deli ediyorsun
I am very sick expr. ben çok hastayım
I am feeling very sick expr. ben çok hastayım
are you sick tonight? expr. bu gece hasta mısın?
you make me sick expr. beni gıcık ediyorsun
I've been worried sick expr. çok meraklandım
I'm sick of all of you expr. hepinizden tiksiniyorum
I'm sick of all of you expr. hepinizden iğreniyorum
I'm not sick expr. hasta değilim
I'm sick of everybody fighting expr. herkesin kavga etmesinden bıktım
are you sick? expr. hasta mısın?
if you become sick it's not my fault expr. hasta olursan günah benden gitti
are you sick? expr. hasta mısınız?
I'm sick expr. hastayım
you're sick expr. hastasın sen
you make me sick expr. midemi bulandırıyorsun
I've been worried sick expr. meraktan geberdim
I feel sick expr. midem bulandı
I feel sick expr. midem bulanıyor
I was worried sick expr. meraktan ölüyordum
how many of you have gotten sick? expr. kaçınız hastalandı?
you're sick expr. sen hastasın
you make me sick expr. sana kıl oluyorum
you sound sick expr. sesin hasta gibi geliyor
I was up all night with a sick friend expr. tüm gece hasta bir arkadaşla ayaktaydım
I'm sick again expr. yine hastayım
I have a sick plan expr. acayip bir planım var
I was sick yesterday expr. dün hastaydım
Trade/Economic
sick note n. hasta olduğuna dair belge
sick leave n. hastalık izni
sick day n. hastalık izni
sick pay n. hastalık ödeneği
sick certificate n. rapor
paid sick leave n. ücretli hastalık izni
statutory sick pay n. yasal hastalık ödeneği
Politics
sick man of europe n. avrupa'nın hasta adamı
the sick man of n. -in hasta adamı
the sick man of n. komşu ülkelere göre politik ve ekonomik olarak hasta/sıkıntılı olan ülke
Industry
sick-out n. (sağlık izni alarak) toplu iş bırakma eylemi
sick out v. (sağlık izni alarak) toplu iş bırakma eylemine katılmak
Technical
sick bay n. gemi reviri
sick building syndrome n. hasta bina sendromu
sick call n. vizite çağrısı
Aeronautic
sick bag n. kusmuk torbası
sick sack n. kusmuk torbası
Marine
sick bay n. gemi hastanesi
sick flag n. karantina bayrağı
iron-sick adj. (gemi) demirleri çürümüş
Medical
euthyroid sick syndrome n. ciddi sistemik hastalıklarda ve cerrahi prosedürler sonrası oluşan tiroid fonksiyon değişiklikleri
sick euthyroid syndrome n. ciddi sistemik hastalıklarda ve cerrahi prosedürler sonrası oluşan tiroid fonksiyon değişiklikleri
sick-hospital syndrome n. hasta bina sendromu
sick person n. hasta
sick role n. hastalık rolü
sick building syndrome n. hasta bina sendromu
sick euthyroid syndrome n. hasta ötiroid sendromu
euthyroid sick syndrome n. hasta ötiroid sendromu
sick sinus syndrome n. hasta sinüs sendromu
euthyroid sick syndrome n. ötiroid hasta sendromu
sick euthyroid syndrome n. ötiroid hasta sendromu
sick building syndrome n. sağlıksız bina sendromu
sick-abed adj. yatağa bağlı
sick-abed adj. yatalak
milk-sick adj. süt sancısıyla ilgili
milk-sick adj. süt sancısı çeken
milk-sick adj. süt hastalığından muzdarip
Psychology
sick role n. hasta rolü
Pathology
travel-sick n. taşıt tutması
travel-sick n. yol tutması
sick headache n. migren ağrısı
Veterinary
turn-sick n. delibaş
turn-sick n. dönmeç
turn-sick n. koyunlarda görülen parazitik bir hastalık
Agriculture
sick soil syndrome n. yeniden dikim hastalığı
tobacco-sick adj. fazla tütün ekiminden ötürü verimsizleşip parazit istilasına uğramış (arazi)
Religious
anointing of the sick n. ölmekte olan birinin vücuduna rahibin kutsal yağ sürdüğü katolik ayini
Military
sick-call n. askerlerin sağlık subaylarına hasta olduklarına dair verdikleri günlük rapor
sick parade n. askerlerin sağlık subaylarına hasta olduklarına dair verdikleri günlük rapor
sick book n. günlük sağlık raporu
sick report n. günlük sağlık raporu