takdir - Turc Anglais Dictionnaire

takdir

Sens de "takdir" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 41 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
takdir admiration n.
For this reason, the report warrants our support and our admiration.
Bu nedenle rapor desteğimizi ve takdirimizi hak etmektedir.

More Sentences
takdir appreciation n.
Finally, however, I should nevertheless like to express my thanks, respect and appreciation.
Son olarak, yine de teşekkürlerimi, saygılarımı ve takdirlerimi ifade etmek isterim.

More Sentences
General
takdir tribute n.
You paid tribute to the modernising efforts of the financial services programme.
Mali hizmetler programının modernizasyon çabalarını takdirle karşıladınız.

More Sentences
takdir recognition n.
This simple sentence represents splendid achievements, achievements which deserve respect and recognition.
Bu basit cümle, saygı ve takdiri hak eden görkemli başarıları temsil etmektedir.

More Sentences
takdir admiration n.
For this reason, the report warrants our support and our admiration.
Bu nedenle rapor, desteğimizi ve takdirimizi hak etmektedir.

More Sentences
takdir opinion n.
In its opinion, the Committee on Constitutional Affairs said YES to the establishment of a European Prosecutor.
Anayasal İşler Komitesi, bir Avrupa Savcılığının kurulmasına kendi takdirinde EVET demiştir.

More Sentences
takdir commendation n.
I will certainly pass on the commendation of Members.
Üyelerin takdirlerini kesinlikle ileteceğim.

More Sentences
takdir discretion n.
We should leave this to the discretion of the Management Committee.
Bunu Yönetim Komitesi'nin takdirine bırakmalıyız.

More Sentences
takdir appreciation n.
Those who bear political and military responsibility also deserve our appreciation.
Siyasi ve askeri sorumluluk taşıyanlar da takdirimizi hak ediyor.

More Sentences
Trade/Economic
takdir appreciation n.
Finally, the declaration shows great appreciation of the United Nations.
Son olarak, deklarasyon Birleşmiş Milletler'e büyük takdir göstermektedir.

More Sentences
Computer
takdir appreciation n.
I would like to express my appreciation to Parliament for the timely preparation of its opinion on this proposal.
Bu teklife ilişkin görüşünü zamanında hazırladığı için Parlamento'ya takdirlerimi ifade etmek isterim.

More Sentences
General
takdir eventuality n.
takdir foreordain n.
takdir estimate n.
takdir approbation n.
takdir esteem n.
takdir predestination n.
takdir estimation n.
takdir regard n.
takdir case n.
takdir extolment n.
takdir front n.
takdir encomia n.
takdir homage n.
takdir fate n.
takdir plaudit n.
takdir rating n.
takdir account n.
takdir testimonial n.
takdir salutation n.
takdir orchid n.
takdir stock n.
takdir credit n.
Trade/Economic
takdir judgement n.
takdir fixing n.
takdir rating n.
Technical
takdir tribute n.
Statistics
takdir estimation n.
Archaic
takdir prease n.
takdir slaver n.
takdir steem n.

Sens de "takdir" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 376 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
takdir etmek appreciate v.
We very much appreciate Parliament's support for the reforms we are seeking.
Aradığımız reformlar için Parlamento'nun verdiği desteği çok takdir ediyoruz.

More Sentences
General
takdir yetkisi discretion n.
The protocol does indeed leave the Member States a great deal of discretion, based on the precautionary principle.
Protokol gerçekten de ihtiyatlılık ilkesi temelinde Üye Devletlere büyük ölçüde takdir yetkisi bırakmaktadır.

More Sentences
takdir etmek admire v.
I particularly admire the way the report is not just filled with good intentions.
Raporun sadece iyi niyetlerle dolu olmamasını özellikle takdir ediyorum.

More Sentences
takdir etmek applaud v.
In my view, it also emphasises precisely the educational side of sport, something which I very much applaud.
Bana göre bu aynı zamanda sporun eğitici yönünü de vurguluyor ki ben bunu çok takdir ediyorum.

More Sentences
takdir etmek recognize v.
The literary community recognized the First Lady's book.
Edebiyat camiası First Lady'nin kitabını takdir etti.

More Sentences
takdir edilmek be appreciated v.
She is appreciated by everyone.
Herkes tarafından takdir ediliyor.

More Sentences
takdir etmek prize v.
We must prize this decision, and I hope that it will be implemented effectively.
Bu kararı takdir etmeliyiz ve umarım etkin bir şekilde uygulanır.

More Sentences
takdir etmek think highly of v.
I know you think highly of Tom.
Tom'u takdir ettiğini biliyorum.

More Sentences
takdir etmek appreciate v.
I appreciate that these alternative raw materials are not readily available.
Bu alternatif hammaddelerin hazırda bulunmadığını takdir ediyorum.

More Sentences
takdir etmek commend v.
The management commended the newswriter for reading the latest report.
Yönetim, son raporu okuduğu için haber yazarını takdir etti.

More Sentences
takdir etmek pay tribute to v.
I therefore wish to pay tribute to the work of those lobbies.
Bu nedenle bu lobilerin çalışmalarını takdir etmek istiyorum.

More Sentences
takdir etmek hail v.
She was hailed as a hero after she rescued the dog.
Köpeği kurtardıktan sonra bir kahraman olarak takdir topladı.

More Sentences
takdir etmek recognise v.
These positive efforts should be recognised.
Bu olumlu çabalar takdir edilmelidir.

More Sentences
takdir görmek recognize v.
The general was recognized for his service to the nation.
General ulusa yaptığı hizmetlerden dolayı takdir gördü.

More Sentences
takdir edilen admired adj.
I always admired her openly.
Onu her zaman takdir etmişimdir.

More Sentences
takdir edici appreciative adj.
We are all aware and appreciative of the high quality and lofty ambitions of those responses.
Hepimiz bu yanıtların yüksek kalitesinin ve yüce hedeflerinin farkındayız ve bunları takdir ediyoruz.

More Sentences
takdir edilmeyen unappreciated adj.
Do you feel unappreciated?
Takdir edilmediğinizi mi hissediyorsunuz?

More Sentences
Trade/Economic
takdir yetkisi discretion n.
The protocol does indeed leave the Member States a great deal of discretion, based on the precautionary principle.
Protokol gerçekten de ihtiyatlılık ilkesi temelinde Üye Devletlere büyük bir takdir yetkisi bırakmaktadır.

More Sentences
takdir etmek appreciate v.
I should begin by saying how much I appreciate the work undertaken by the Committee on Petitions.
Öncelikle Dilekçe Komisyonu tarafından yürütülen çalışmaları ne kadar takdir ettiğimi belirtmeliyim.

More Sentences
takdir etmek rate v.
I have always rated him.
Onu her zaman takdir etmişimdir.

More Sentences
Law
takdir yetkisi discretion n.
However, I have followed to the letter a precedent on which I exercise zero discretion.
Bununla birlikte, takdir yetkimi hiç kullanmadığım bir emsali harfiyen uyguladım.

More Sentences
takdir marjı margin of appreciation n.
We must not allow large margins of appreciation in budgetary law.
Bütçe kanununda geniş takdir marjlarına izin vermemeliyiz.

More Sentences
General
idari takdir administrative discretion n.
yumuşakça vurma (takdir/sevgi belirtisi olarak) pat n.
ilahi takdir providence n.
takdir eden admirer n.
kıymet takdir etme appraisal n.
kıymet takdir etme valorization n.
takdir yetkisi discretionary power n.
elle hafifçe vurma (takdir/sevgi belirtisi olarak) pat n.
yüksek takdir high regard n.
takdir eden lauder n.
müzikte takdir music appreciation n.
takdir edicilik appreciativeness n.
takdir eden kişi admirer n.
yüksek takdir appreciation n.
takdir yetkisi judicial discretion n.
takdir hakkı discretionary power n.
takdir kararı valuation resolution n.
takdir hakkı discretion n.
takdir hakkı judicial discretion n.
yegane takdir yetkisi sole discretion n.
takdir-i ilahi act of god n.
sosyal takdir/tanınma social recognition n.
takdir ödülü recognition award n.
kıymet takdir etme valorisation n.
i takdir etme admirance n.
takdir bekleme captation [obsolete] n.
kıymet takdir etme reckoning n.
değerini yeniden takdir etme rediscovery n.
bir şeyi takdir eden kimse thanksgiver n.
(takdir/sevgi belirtisi olarak) yumuşakça vurma tig [scottish] n.
kıymet takdir etme apprizal n.
bedel takdir etme assessment n.
takdir etmeme unappreciation n.
kıymetini az takdir eden kimse undervaluer n.
takdir etme yeteneği eye n.
takdir gören kimse winner n.
takdir görmeyen alan blind spot n.
komik olanı takdir veya ifade becerisi humour n.
bir şeyin değerini takdir edememe misprision n.
takdir yetkisi government [obsolete] n.
takdir hakkının bulunması optionality n.
takdir etmeme inappreciation n.
takdir edememe inappreciation n.
takdir edilme praise n.
(bazı kültürlerde) malını yabancının takdir ettiği değerde satma hakkı preemption n.
önceden takdir etme preorder n.
toplumda takdir görme izzat n.
idari veya mali takdir yetkisinin kullanımını içeren konular prudentials n.
takdir etmek evaluate v.
takdir etmek predestine for v.
kıymet takdir etmek assess v.
takdir etmek estimate v.
bir şeyden dolayı birini takdir etmek give someone credit for v.
takdir etmek predestine v.
takdir etmek (kıymetini) estimate v.
yumuşakça vurmak (takdir/sevgi belirtisi olarak) pat v.
takdir etmek assess v.
elle hafifçe vurmak (takdir/sevgi belirtisi olarak) pat v.
takdir etmek ordain v.
takdir etmek (tanrı) ordain v.
kıymet takdir etmek appraise v.
takdir kazanmak win appreciation v.
takdir edilmek win recognition v.
takdir görmek be appreciated v.
takdir kazanmak gain appreciation v.
takdir toplamak win general approval v.
takdir etmek regard v.
takdir etmek esteem v.
önceden takdir etmek foreordain v.
birine karşı takdir nişanesi göstermek pay tribute to v.
takdir etmek go for v.
takdir etmek predestinate v.
takdir etmek pay tribute v.
takdir etmek hold in high esteem v.
takdir etmek hold in esteem v.
takdir almak be appreciated v.
takdir almak gain appreciation v.
takdir biçmek appraise v.
takdir etmek hold-in-high-regard v.
kıymet takdir etmek value v.
geniş ölçüde takdir edilmek be widely acclaimed v.
takdir almak/edilmek get credit v.
takdir edilmek be hailed v.
kıymet takdir etmek affeer v.
değerini yeniden takdir etmek rediscover v.
takdir sunmak remember v.
(takdir/sevgi belirtisi olarak) yumuşakça vurmak tig [scottish] v.
takdir etmek speak well for v.
(birini/bir şeyi) takdir etmeye başlamak become a fan of (someone or something) v.
takdir etmek balance v.
kıymetini az takdir etmek underween v.
(takdir etmek için) şapka çıkarmak unhat v.
takdir etmemek unpraise v.
takdir etmek judgement v.
takdir etmek judgment v.
(değer) takdir etmek measure v.
takdir etmek hosanna v.
(bir şeyi) takdir etmek love v.
takdir etmek determine v.
önceden takdir etmek determine v.
kıymetini az takdir etmek disprize [obsolete] v.
kıymetini az takdir etmek disprise [obsolete] v.
takdir edememek dispraise v.
(askeriyede) topluluk önünde takdir etmek cite v.
kıymet takdir etmek count v.
yüksek takdir göstermek salute v.
takdir etmek contribute [obsolete] v.
önceden takdir etmek foreordinate v.
takdir etmek prise v.
takdir almak praise [obsolete] v.
önceden takdir etmek predetermine v.
önceden takdir etmek preorder v.
takdir etmek cry [obsolete] v.
önceden takdir etmek slate v.
takdir etmek acknowledge v.
takdir edilmek admire v.
takdir) sunmak pay v.
takdir etmek steem v.
takdir eden appreciative adj.
takdir edilemez inappreciable adj.
takdir edilebilen estimative adj.
takdir edilen appreciated adj.
kimsenin takdir etmediği thankless adj.
takdir eden appreciatory adj.
önceden takdir edilen foreordained adj.
takdir edebilen estimative adj.
takdir ettiğini belirten admiring adj.
değeri takdir olunamayan nonassessable adj.
takdir edilmeyen unsung adj.
geniş ölçüde takdir edilen widely acclaimed adj.
takdir eden appreciating adj.
yeterince takdir edilmemiş under-appreciated adj.
takdir eden admirative adj.
takdir eden testimonial adj.
takdir edilmeyen unadmired adj.
takdir ettiğini belirtmeyen unadmiring adj.
takdir edilmeyen unapplausive adj.
takdir edilmemiş uncommended adj.
takdir edemeyen uncritical adj.
takdir edilmemiş unevaluated adj.
takdir edilmeyen unhalsed adj.
takdir edilmemiş unhalsed adj.
takdir edilmeyen unhailed adj.
takdir edilmemiş unhailed adj.
takdir etmeyen unplausive adj.
takdir edilmeyen unthankful adj.
takdir etmeyen unworshipful adj.
takdir edilmeyen unworshipped adj.
(bir şeyi) tümüyle takdir etmeyen misappreciative adj.
sıcakkanlı bir şekilde takdir görmeyen misunderstood adj.
takdir eden good adj.
takdir edilmeyen praiseless adj.
gözden kaçtığı için takdir görmeyen silent adj.
takdir-i ilahiye uygun olan providential adj.
takdir edilemez bir şekilde inappreciably adv.
mutlak takdir hakkımızla at our absolute discretion adv.
takdir ederek appreciatingly adv.
takdir ederek appreciatively adv.
takdir eder şekilde appreciatively adv.
takdir ederek savorly adv.
takdir ederek savourly adv.
Phrasals
birisini bir şey için takdir etmek commend someone for something v.
takdir etmek pick up on v.
(biri) tarafından giderek takdir edilmek grow upon (someone or something) v.
(biri) tarafından giderek takdir edilmek grow on (someone or something) v.
birini/bir şeyi bir şey için takdir etmek recognize someone or something for something v.
birinin/bir şeyin belirli bir özelliğini takdir etmek/görmek see something in someone or something v.
birinin/bir şeyin belirli bir kişisel yönünü görmek/takdir etmek see in v.
birindeki/bir şeydeki bir şeyi görmek/takdir etmek see something in someone or something v.
birinin/bir şeyin belirli bir özelliğini takdir etmek/görmek see in v.
birinin/bir şeyin belirli bir kişisel yönünü görmek/takdir etmek see something in someone or something v.
için takdir etmek commend for v.
birini/bir şeyi takdir etmek credit someone or something for something v.
bir şeyi takdir etmek eat something up v.
(biri) tarafından giderek takdir edilmek grow upon (one) v.
(biri) tarafından giderek takdir edilmek grow on (one) v.
(birini/bir şeyi) saymak/takdir etmek look upon (someone or something) [old-fashioned] v.
(birine/bir şeye) bakıp takdir etmek marvel at (someone or something) v.
(birini bir şey) olarak takdir etmek ordain (one) as (something) v.
(bir şey) için takdir etmek recognize for v.
Phrases
gereğini takdir ve tensiplerinize arz ederim I submit this requisition for your approval and appropriation expr.
takdir edersiniz ki as you see expr.
takdir edersiniz ki as you would appreciate expr.
takdir türk milletinindir judgment rests with the turkish people expr.
takdir göstergesi olarak in appreciation of expr.
Proverb
takdir tedbiri bozar man proposes god disposes
murat insandan, takdir allahtan man proposes god disposes
Colloquial
takdir edici hareket pat on the back n.
(birini/bir şeyi) takdir etmek be a fan of (someone or something) v.
(biri) tarafından takdir edilmemek be lost on (one) v.
biri tarafından takdir edilmemek be lost on someone v.
şaşkınlık, takdir veya zevk belirten bir ünlem hey interj.
kişi veya kişilerin takdir edilmesi gerektiğinde söylenen söz mad props expr.
bu yaptığının takdir göreceğini sanıyorsan yanılıyorum (he, she) won't thank you for (something) expr.
Idioms
bir grup/millet ya da kültür içinde en çok saygı ve takdir gören kuş king of birds n.
(birinin) birini sevmesini/takdir etmesini sağlayacak şey the way to (one's) heart n.
(bir şey için) takdir etme credit (for something) n.
takdir edilesi çaba a for effort n.
çabayı takdir etme a for effort n.
takdir-i ilahi an act of god n.
takdir-i ilahi an act of god n.
cahil/bilgisiz kişiler tarafından takdir görmeyen şey caviar to the general n.
takdir/beğeni toplamak get brownie points v.
takdir/beğeni toplamak earn brownie points v.
takdir etmek think a lot of someone v.
takdir etmek think a great deal of someone v.
takdir etmek think much of someone v.
takdir etmek think highly of someone v.
takdir etmek hold in high regard v.
takdir edilesi bir çaba göstermek get a for effort v.
takdir göstermek claw (one) on the back v.
küçük şeyleri takdir etmek give thanks for small blessings v.
küçük şeyleri takdir etmek be grateful for small blessings v.
küçük şeyleri takdir etmek thank god for small blessings v.
birini/bir şeyi takdir etmek draw a bead on (someone or something) v.
çok takdir etmek turn geese into swans v.
takdir görmek get a guernsey [australia] v.
takdir görmek get a guernsey [australia] v.
takdir edilmek get a guernsey [australia] v.
takdir görmek get a guernsey [australia] v.
takdir edilmek get a guernsey [australia] v.
takdir edilmek get a guernsey [australia] v.
(birini/bir şeyi) çok takdir etmek think greatly of (someone or something) v.
önünde şapka çıkarıp takdir etmek lift (one's) hat v.
(biri) tarafından takdir edilmek not be lost on (someone) v.
(birini/bir şeyi) takdir etmek take a bead on (someone or something) v.
küçük şeyleri takdir etmek thank god for small mercies v.
daha fazla takdir etmek think better of v.
(biri tarafından) takdir edilmenin/onaylanmanın tadını çıkarmak bask in the glow of approval (from someone) v.
takdir edilmek be held in high regard v.
takdir edilmek be held in high esteem v.
ordudaki cesareti/kahramanlığı takdir edilmek be mentioned in dispatches v.
takdir/beğeni toplamak win brownie points v.
(birini) takdir etmek give credit to (someone) v.
(birini) takdir etmek give (someone) credit v.
kendini takdir etmek pat yourself on the back (for doing something) v.
birini takdir etmek pat somebody on the back (for doing something) v.
kendini takdir etmek give yourself a pat on the back v.
birini takdir etmek give somebody a pat on the back v.
küçük şeyleri takdir etmek give thanks for small mercies v.
(birini) takdir etmek hold (someone) in high esteem v.
(birini) takdir etmek hold (someone) in high regard v.
(birine/bir şeye) karşı takdir nişanesi göstermek pay tribute to (someone or something) v.
takdir etmek think highly of v.
takdir etmek think the world of v.
takdir etmek think a lot of v.
takdir etmek think well of v.
(birini/bir şeyi) takdir etmek think highly of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) takdir etmek think a lot of (someone or something) v.
(birini) takdir etmek think (the) better of (one) v.
(birini/bir şeyi) takdir etmek think a great deal of (someone or something) v.
biri tarafından takdir edilmemiş lost on one adj.
(biri) tarafından takdir edilmemiş lost on (one) adj.
murat insandan, takdir tanrıdan man proposes, but god disposes expr.
takdir tedbiri bozar man proposes, and god disposes expr.
murat insandan, takdir tanrıdan man proposes, and god disposes expr.
takdir tedbiri bozar man proposes, but god disposes expr.
biri yaptıklarımı görüyor/takdir ediyor somebody up there is looking out for me expr.
Poetic/Literary
i takdir etme admiraunce n.
Speaking
sizin de takdir edeceğiniz gibi as you may appreciate expr.
bunu takdir ediyorum I appreciate that expr.
cesaretini takdir ediyorum I admire your courage expr.
iyi niyetinizi takdir ediyorum I appreciate your intentions expr.
emeklerini hepimiz takdir ediyoruz we all appreciate your efforts expr.
erken cevabınız çok takdir edilecektir your prompt reply will be greatly appreciated expr.
Trade/Economic
takdir edilmiş değer assessed value n.
değer takdir etme valorization n.
takdir edilmiş değer appraised value n.
değer takdir etme valuation n.
takdir edilmiş vergilerin bir kısmının veya tamamının silinmesi abatement n.
takdir yetkisi discretional power n.
takdir edilen vergiye itiraz etme appeal against an assessment n.
takdir hakkı judicial discretion n.
değer takdir eden kişi appraiser n.
takdir ücreti appraisal fee n.
takdir edilen değer appraised value n.
değer takdir bildirimi notice of assessment n.
vergi için takdir edilmiş değer imputed value n.
takdir komisyonu valuation commission n.
takdir yetkisi discretionary power n.
takdir edilmiş kıymet appraised value n.
takdir olunmuş kıymet valuation n.
mahalli takdir biçme local assessment n.
takdir payı margin of appreciation n.
takdir etme estimating n.
takdir edilmiş değer assessed valuation n.
vergi kıymeti takdir bölgesi assessment district n.
takdir edilen değer appraisal value n.
kıymet takdir masrafları assess costs n.
değer takdir etme valorisation n.
takdir edici sorgulama appreciative inquiry n.
takdir-i ilahi act of providence n.
takdir eden evaluator n.
yasalara göre bir varlığa değer takdir etmek valorize v.
değer takdir etmek appraise v.
kıymet takdir etmek valorize v.
kıymet takdir etmek esteem v.
takdir etmek assess v.
kıymet takdir etmek assess v.
kıymet takdir etmek extend v.
kıymet takdir etmek appraise v.
kıymet takdir etmek valorise v.
yasalara göre bir varlığa değer takdir etmek valorise v.
değer takdir edilen appraised adj.
takdir edilmiş estimated adj.
Law
türk idari yargısında yerindelik ve takdir yetkisi discretionary and expediency in turkish administrative jurisdiction n.
yerindelik ve takdir yetkisi discretionary and expediency n.
idari takdir administrative discretion n.
delilleri takdir etme weighing the evidence n.
mahkemenin takdir yetkisi discretion of court n.
değer takdir etme appraisal n.
takdir hakkının kötüye kullanılması abuse of discretion n.
takdir hakkı judicial discretion n.
yargıç takdir hakkı judicial discretion n.
yargıcın takdir yetkisi judicial discretion n.
takdir yetkisi discretionary act n.
takdir yetkisi power of discretion n.
yargıcın suçla ilgili sahip olduğu takdir hakkı mercy n.
takdir hakkının kullanılması exercise of discretion n.
yöneticilerin takdir hakkı discretion of directors n.
takdir etmek appraise v.
kıymetini az takdir etmek undervalue v.
herhangi bir takdir veya keyfi ceza vermek suretiyle cezalandırmak amerce v.
Politics
keşif ve takdir etme assessment n.
keşif ve takdir etme sözleşmesi assessment convention n.
takdir otoritesi discretionary authority n.
Psychology
fikir beyan etmekten veya takdir görmekten çekinme doxophobia n.
Education
takdir belgesi certificate of merit n.
takdir belgesi certificate of appreciation n.
takdir belgesi certificate of excellence n.
takdir belgesi certificate of high achievement n.
takdir belgesi advanced higher n.
Religious
(hristiyanlıkta) elleri koyarak papaz unvanını tasdik ve takdir etmek hands v.
takdir etmek decree v.
Military
takdir şeridi army commendation ribbon n.
takdir olunmuş nakil kıymeti agreed valuation n.
takdir şeridi commendation ribbon n.
takdir madalyası army commendation medal n.
takdir belgesi letter of appreciation n.
Sport
(hakem) takdir hakkı benefit of the doubt n.
Art
sanatsal mükemmelliği takdir eden kimse virtuoso n.
Latin
iyi yolu görüyor ve takdir ediyorum, ama kötü yoldan gidiyorum video meliora proboque deteriora sequor expr.
Archaic
aşırı takdir overweening n.
takdir edilen husus praise n.
takdir gerekçesi praise n.
takdir edilmiş değer stent n.
kıymetini az takdir etmek disvalue v.
takdir etmek praise v.
kıymet takdir etmek praise v.
takdir etmek prease v.
takdir eden appreciant adj.
Slang
zencilerin kültürel mirasını takdir etme negritude n.
gururlanılacak veya takdir kazandıracak kadar iyi iş çıkarmak represent [us] v.
fırlama/hergele (takdir/beğeni vurgulayan bir ifade olarak) son of a biscuit eater expr.