the scale - Turc Anglais Dictionnaire

the scale

Sens de "the scale" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 133 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
scale n. ölçek
We need to tackle the issue on a major scale.
Bu meseleye büyük ölçekte yaklaşmamız gerekiyor.

More Sentences
scale v. ölçeklendirmek
I scaled one.
Birini ölçeklendirdim.

More Sentences
General
scale n. çap
He gave a party on a large scale.
Büyük çaplı bir parti verdi.

More Sentences
scale n. balık pulu
She removed the scales from the fish.
Balığın pullarını çıkardı.

More Sentences
scale n. pul (balık/sürüngen vb'nde)
Make sure you remove all the scales when cleaning the fish.
Balığı temizlerken tüm pulları çıkardığınızdan emin olun.

More Sentences
scale n. tartı
Please put your baggage on this scale.
Lütfen bavulunuzu bu tartıya koyun.

More Sentences
scale n. ölçek
On a scale of 1 to 10, you are about a 7.
1'den 10'a kadar uzanan bir ölçekte, siz yaklaşık 7'siniz.

More Sentences
scale n. skala
The local farmers operate at the lower end of the scale.
Yerel çiftçiler skalanın alt ucunda faaliyet gösteriyor.

More Sentences
scale n. mezura
Make sure you use the scale before cutting the wood.
Odunu kesmeden önce mutlaka mezura kullanın.

More Sentences
scale n. (harita) ölçek
Please note that the illustrations on the map have a 1:100000 scale.
Lütfen haritadaki çizimlerin 1:100000 ölçekte olduğunu unutmayın.

More Sentences
scale n. diş tartarı
The dentist removed the scales from my teeth.
Diş hekimi dişlerimdeki tartarı temizledi.

More Sentences
scale v. tırmanmak
The firemen scaled the building to rescue the child.
İtfaiyeciler çocuğu kurtarmak için binaya tırmandılar.

More Sentences
scale v. ayarlamak
The tattoo artist scaled the drawing to fit my arm.
Dövmeci çizimi koluma uyacak şekilde ayarladı.

More Sentences
scale v. tartmak
She scaled a fish.
O bir balık tarttı.

More Sentences
scale v. ayak uydurmak
Will this media platform scale?
Bu medya platformu olanlara ayak uydurabilecek mi?

More Sentences
Trade/Economic
scale ölçek
That has not always been the case on a global scale.
Küresel ölçekte durum her zaman böyle olmamıştır.

More Sentences
Technical
scale terazi
Please put your baggage on this scale.
Lütfen bagajınızı bu teraziye koyun.

More Sentences
scale ölçek
Illegal elephant poaching is now taking place on a much bigger scale, also in southern Africa.
Yasa dışı fil kaçakçılığı artık Güney Afrika'da da çok daha büyük bir ölçekte gerçekleşmektedir.

More Sentences
scale skala
There is no point in grading them on a scale of evilness and calling Fidel Castro's dictatorship 'benign'.
Fidel Castro'nun diktatörlüğüne 'iyi huylu' diyerek onları kötülük skalasında derecelendirmenin bir anlamı yoktur.

More Sentences
scale ölçü
Try playing this scale.
Bu ölçüyü çalmayı dene.

More Sentences
Automotive
scale ölçek
Since the last Regular Report, large scale armed violence in the Southeast seems to have stopped.
Son Düzenli Rapor’dan bu yana, güneydoğuda geniş ölçekte silahlı şiddet durmuş görünmektedir.

More Sentences
scale tartı
Can you stand on the scale, please?
Tartıya çıkabilir misiniz lütfen?

More Sentences
scale tortu
I bought some special tablets to remove the scale from the water pipes.
Su borularında biriken tortuyu temizlemek için bazı özel tabletler aldım.

More Sentences
Food Engineering
scale ölçek
On a global scale, GMO cultivation has increased dramatically in recent years.
Küresel ölçekte GDO ekimi son yıllarda dramatik bir şekilde artmıştır.

More Sentences
Music
scale gam
She warms up her voice by running through the scales.
Gamlar arasında geçiş yaparak sesini ısıtıyor.

More Sentences
Common Usage
scale n. tartar
scale n. pul
General
scale n. basamak
scale n. kefe
scale n. dereceli cetvel
scale n. terazi gözü
scale n. derece
scale n. kazan taşı
scale n. tarife
scale n. cetvel
scale n. merdiven
scale n. mikyas
scale n. kazantaşı
scale n. kabuk
scale n. baskül
scale n. kantar
scale n. balık pulumsu kabuk
scale n. ciddi bir karar gerektiren durum
scale n. kırılma anının yakın olduğu durum
scale n. kabul edilen standartlara ters düşülen süreç veya durum
scale n. doğru görmeye engel olan şeyler
scale v. ayarlamak (bir ölçeğe göre)
scale v. kefeki taşı ile düşürmek
scale v. pullarını ayıklamak
scale v. ağırlığını ölçmek
scale v. hesaplamak
scale v. pul pul olmak
scale v. orantılı olmak
scale v. tırmanarak çıkmak
scale v. kazıyarak temizlemek
scale v. derecelendirmek
scale v. tartarlarını temizlemek
scale v. diş taşlarını temizlemek
scale v. tartmak (terazi/ağırlık)
scale v. kabuklanmak
scale v. teraziye vurmak
scale v. (ince düz bir taşı) havada süzülecek veya su üzerinde sekecek şekilde fırlatmak
scale v. sektirmek
scale v. yüzdürmek
scale v. pul dökmek
scale v. kabuğu soyulmak
scale v. tepesine tırmanmak
scale v. en yüksek noktaya ulaşmak
scale v. büyük gayretle üstesinden gelmek
scale adj. ölçeğe göre çizilmiş
scale adj. ölçeğe uygun inşa edilmiş
Trade/Economic
scale kademe
scale mikyas
scale hacim
Law
scale n. yargıda veya değerlemede referans olan ölçüt
Politics
scale n. barem
Technical
scale n. cetvel
scale n. kesici aletin kabzasının dış yüzünü meydana getiren birbirine tutturulmuş parçaların her biri
scale n. ebada göre fiyat hesaplama çizelgesi
scale v. bir ölçeğe göre ayarlamak
scale v. sert katmanla kaplanmak
scale v. (görüntü) belirli bir alana sığdırmak için boyutlarıyla oynamak
scale kazantaşı
scale ölçeklemek
scale kadran
scale kazan taşı kaplamak
scale kavlak
scale terazi kefesi
scale tufal
scale kantar
scale kazan borularında oluşan depozit
Computer
scale n. ayar
scale n. artırıp düşürme
scale ölçekle
scale genişlet
Construction
scale kabuk
Medical
scale n. deriden dökülen kuru ince pul
scale skal
Food Engineering
scale n. birikinti
scale tortu
scale terazi
Gastronomy
scale n. baskül
Marine Biology
scale terazi kefesi
scale pul
Botanic
scale n. tohumlu bitkilerin çoğunda tomurcuğu korumak için modifikasyona uğramış yaprak
scale n. ince çiçek yaprağı
scale n. zarsı çiçek yaprağı
scale n. samansı çiçek yaprağı
scale n. odunsu çiçek yaprağı
scale n. bazı bitkilerin yapraklarında veya filizlerinin üstünde bulunan kahverengimsi ince kabuklar
scale n. karanfilgiller familyasına mensup bazı bitkilerde çiçek yaprağının altında bulunan küçük uzantı
scale n. bazı bitkilerin yeşil kısımlarında bulunan disk benzeri gümüşi veya kepeksi tüyler
Breeding
scale n. (besi hayvanları) ağırlık
scale n. (besi hayvanları) ebat
Apiculture
scale n. mum küfü
Forestry
scale n. kütükten çıkabilecek tahmini sağlam kereste miktarı
scale v. (kütükleri) ölçmek
scale v. (kerestelik ağacın) ne kadar kereste vereceğini hesaplamak
scale v. (kütük veya ağaç) hesaplandığı kadar kereste vermek
Geology
scale n. kireç tortusu
Military
scale n. pullu savaş zırhı
scale v. tırmanma merdiveniyle saldırmak
scale v. tırmanma merdiveniyle zapt etmek
Music
scale n. dizi
scale n. org borusunun en boy oranı
Photography
scale n. fotoğrafın parlaklık, poz ve sonuçlanan yoğunluk aralığı cinsinden tüm tonları
Printery
scale n. daktiloda kağıt hizası ve yazı marjini gibi özellikleri ayarlamaya yarayan ölçülerden her biri
Archaic
scale n. yükselme veya alçalma yolu
Entomology
scale n. kırmız böceği
scale n. kabuklu bit
scale n. eş kanatlılar alt takımına mensup coccidae gibi familyalara ait çok çabuk çoğalan çeşitli küçük böceklere verilen ad
scale n. kırmız böceğinin sebep olduğu hastalık
scale n. kabuklu bit istilası

Sens de "the scale" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 34 résultat(s)

Anglais Turc
General
turn the scale v. ağır basmak
on the scale of hundred adv. yüz üzerinden
on the scale of 100 adv. yüz üzerinden
on the scale of 100 adv. 100 üzerinden
on the scale of hundred adv. 100 üzerinden
on the richter scale adv. richter ölçeğine göre
on the richter scale adv. rikter ölçeğine göre
the other end of the scale adv. aksine
the other end of the scale adv. tersine
the other end of the scale adv. diğer taraftan
Phrases
according to the richter scale expr. rikter ölçeğine göre
according to the richter scale expr. richter ölçeğine göre
Idioms
thumb on the scale n. aldatmaca
thumb on the scale n. hile
thumb on the scale n. dalavere
tip the scale v. ağır basmak
tip the scale v. ağırlığında olmak
tip the scale v. sonucu etkileyecek güçte olmak
be thrown into the scale (of something) [obsolete] v. gücüne güç katmak
be thrown into the scale (of something) [obsolete] v. ölçeğinde değerlendirmek
be thrown into the scale (of something) [obsolete] v. önemine/etkisine göre ağırlık/önem/güç vermek
throw something on the scale v. tartışmanın bir tarafıyla ilişkisine ağırlık/önem vermek
throw something into the scale v. tartışmanın bir tarafıyla ilişkisine ağırlık/önem vermek
turn the scale v. durumu kesinleştirmek
turn the scale v. dengeleri değiştirmek
tilt the scale v. dengeyi (birinden yana) değiştirmek
tilt the scale v. teraziyi (bir tarafa) eğmek
off the scale expr. standartların ötesinde
Trade/Economic
turn of the scale n. terazi kefelerinden birinde alıcının lehine olacak şekilde ağırlık fazlalığı
Computer
the scale of the goals of social networks n. sosyal ağ siteleri kullanım amaçları ölçeği
show the scale expr. ölçeği göster
Medical
the apgar scale n. apgar ölçeği
the mental health research institute unusual perceptions scale n. ruh sağlığı araştırma enstitüsü olağandışı algılamalar ölçeği
Geology
earthquake measuring 5.0 on the richter scale n. richter ölçeğine göre 5.0 büyüklüğünde deprem