scale - Turc Anglais Dictionnaire

scale

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "scale" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 133 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
scale n. tartar
If you want to lose weight, you get on the scale every day.
Kilo vermek istiyorsanız her gün tartıya çıkın.

More Sentences
scale n. ölçek
We need to tackle the issue on a major scale.
Bu meseleye büyük ölçekte yaklaşmamız gerekiyor.

More Sentences
scale v. ölçeklendirmek
After that, we’ll need to work with industry and commercial partners to scale the product and take it to market.
Bundan sonra, ürünü ölçeklendirmek ve pazara sunmak için endüstri ve ticari ortaklarla birlikte çalışmamız gerekecek.

More Sentences
scale n. pul
General
scale n. çap
He gave a party on a large scale.
Büyük çaplı bir parti verdi.

More Sentences
scale n. pul (balık/sürüngen vb'nde)
Make sure you remove all the scales when cleaning the fish.
Balığı temizlerken tüm pulları çıkardığınızdan emin olun.

More Sentences
scale n. tartı
Can you stand on the scale, please?
Tartının üzerine çıkar mısın lütfen?

More Sentences
scale n. ölçek
On a scale of 1 to 10, you are about a 7.
1'den 10'a kadar uzanan bir ölçekte, siz yaklaşık 7'siniz.

More Sentences
scale n. skala
The local farmers operate at the lower end of the scale.
Yerel çiftçiler skalanın alt ucunda faaliyet gösteriyor.

More Sentences
scale n. mezura
Make sure you use the scale before cutting the wood.
Odunu kesmeden önce mutlaka mezura kullanın.

More Sentences
scale n. (harita) ölçek
Please note that the illustrations on the map have a 1:100000 scale.
Lütfen haritadaki çizimlerin 1:100000 ölçekte olduğunu unutmayın.

More Sentences
scale v. tırmanmak
The firemen scaled the building to rescue the child.
İtfaiyeciler çocuğu kurtarmak için binaya tırmandılar.

More Sentences
scale v. ayarlamak
The tattoo artist scaled the drawing to fit my arm.
Dövmeci çizimi koluma uyacak şekilde ayarladı.

More Sentences
scale v. ayak uydurmak
Will this media platform scale?
Bu medya platformu olanlara ayak uydurabilecek mi?

More Sentences
Trade/Economic
scale n. ölçek
For a long time it was only the benefits of this increase in scale that were stressed.
Uzun bir süre boyunca sadece ölçekteki bu artışın faydaları vurgulandı.

More Sentences
Technical
scale n. ölçek
This will almost be a further example of the Monnet method, but on a smaller scale.
Bu neredeyse Monnet yönteminin bir başka örneği olacak, ancak daha küçük bir ölçekte.

More Sentences
scale n. ölçü
Try playing this scale.
Bu ölçüyü çalmayı dene.

More Sentences
scale n. skala
There is no point in grading them on a scale of evilness and calling Fidel Castro's dictatorship 'benign'.
Fidel Castro'nun diktatörlüğüne "iyi huylu" diyerek onları kötülük skalasında derecelendirmenin bir anlamı yoktur.

More Sentences
scale n. terazi
Please put your baggage on this scale.
Lütfen bagajınızı bu teraziye koyun.

More Sentences
Automotive
scale n. ölçek
In this second reading I would like to present a legal report that is broad in scale.
Bu ikinci okumada geniş ölçekli bir yasal rapor sunmak istiyorum.

More Sentences
scale n. tartı
Please put your baggage on this scale.
Lütfen bavulunuzu bu tartıya koyun.

More Sentences
scale n. tortu
I bought some special tablets to remove the scale from the water pipes.
Su borularında biriken tortuyu temizlemek için bazı özel tabletler aldım.

More Sentences
Food Engineering
scale n. ölçek
However, it must be kept in mind that the scales of both directives are very different.
Ancak her iki direktifin ölçeklerinin çok farklı olduğu unutulmamalıdır.

More Sentences
Music
scale n. gam
She warms up her voice by running through the scales.
Gamlar arasında geçiş yaparak sesini ısıtıyor.

More Sentences
General
scale n. basamak
scale n. kefe
scale n. dereceli cetvel
scale n. terazi gözü
scale n. balık pulu
scale n. derece
scale n. kazan taşı
scale n. tarife
scale n. merdiven
scale n. mikyas
scale n. kazantaşı
scale n. kabuk
scale n. cetvel
scale n. kantar
scale n. baskül
scale n. balık pulumsu kabuk
scale n. ciddi bir karar gerektiren durum
scale n. kırılma anının yakın olduğu durum
scale n. kabul edilen standartlara ters düşülen süreç veya durum
scale n. doğru görmeye engel olan şeyler
scale n. diş tartarı
scale v. ayarlamak (bir ölçeğe göre)
scale v. pullarını ayıklamak
scale v. ağırlığını ölçmek
scale v. kefeki taşı ile düşürmek
scale v. pul pul olmak
scale v. hesaplamak
scale v. orantılı olmak
scale v. tırmanarak çıkmak
scale v. kazıyarak temizlemek
scale v. derecelendirmek
scale v. tartmak
scale v. tartarlarını temizlemek
scale v. diş taşlarını temizlemek
scale v. tartmak (terazi/ağırlık)
scale v. kabuklanmak
scale v. teraziye vurmak
scale v. (ince düz bir taşı) havada süzülecek veya su üzerinde sekecek şekilde fırlatmak
scale v. sektirmek
scale v. yüzdürmek
scale v. pul dökmek
scale v. kabuğu soyulmak
scale v. tepesine tırmanmak
scale v. en yüksek noktaya ulaşmak
scale v. büyük gayretle üstesinden gelmek
scale adj. ölçeğe göre çizilmiş
scale adj. ölçeğe uygun inşa edilmiş
Trade/Economic
scale n. hacim
scale n. kademe
scale n. mikyas
Law
scale n. yargıda veya değerlemede referans olan ölçüt
Politics
scale n. barem
Technical
scale n. cetvel
scale n. kantar
scale n. kadran
scale n. kazantaşı
scale n. kavlak
scale n. kazan borularında oluşan depozit
scale n. terazi kefesi
scale n. tufal
scale n. kesici aletin kabzasının dış yüzünü meydana getiren birbirine tutturulmuş parçaların her biri
scale n. ebada göre fiyat hesaplama çizelgesi
scale v. bir ölçeğe göre ayarlamak
scale v. kazan taşı kaplamak
scale v. ölçeklemek
scale v. sert katmanla kaplanmak
scale v. (görüntü) belirli bir alana sığdırmak için boyutlarıyla oynamak
Computer
scale n. artırıp düşürme
scale n. ayar
scale expr. genişlet
scale expr. ölçekle
Construction
scale n. kabuk
Medical
scale n. skal
scale n. deriden dökülen kuru ince pul
Food Engineering
scale n. birikinti
scale n. tortu
scale n. terazi
Gastronomy
scale n. baskül
Marine Biology
scale n. pul
scale n. terazi kefesi
Botanic
scale n. tohumlu bitkilerin çoğunda tomurcuğu korumak için modifikasyona uğramış yaprak
scale n. ince çiçek yaprağı
scale n. zarsı çiçek yaprağı
scale n. samansı çiçek yaprağı
scale n. odunsu çiçek yaprağı
scale n. bazı bitkilerin yapraklarında veya filizlerinin üstünde bulunan kahverengimsi ince kabuklar
scale n. karanfilgiller familyasına mensup bazı bitkilerde çiçek yaprağının altında bulunan küçük uzantı
scale n. bazı bitkilerin yeşil kısımlarında bulunan disk benzeri gümüşi veya kepeksi tüyler
Breeding
scale n. (besi hayvanları) ağırlık
scale n. (besi hayvanları) ebat
Apiculture
scale n. mum küfü
Forestry
scale n. kütükten çıkabilecek tahmini sağlam kereste miktarı
scale v. (kütükleri) ölçmek
scale v. (kerestelik ağacın) ne kadar kereste vereceğini hesaplamak
scale v. (kütük veya ağaç) hesaplandığı kadar kereste vermek
Geology
scale n. kireç tortusu
Military
scale n. pullu savaş zırhı
scale v. tırmanma merdiveniyle saldırmak
scale v. tırmanma merdiveniyle zapt etmek
Music
scale n. dizi
scale n. org borusunun en boy oranı
Photography
scale n. fotoğrafın parlaklık, poz ve sonuçlanan yoğunluk aralığı cinsinden tüm tonları
Printery
scale n. daktiloda kağıt hizası ve yazı marjini gibi özellikleri ayarlamaya yarayan ölçülerden her biri
Archaic
scale n. yükselme veya alçalma yolu
Entomology
scale n. kırmız böceği
scale n. kabuklu bit
scale n. eş kanatlılar alt takımına mensup coccidae gibi familyalara ait çok çabuk çoğalan çeşitli küçük böceklere verilen ad
scale n. kırmız böceğinin sebep olduğu hastalık
scale n. kabuklu bit istilası

Sens de "scale" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
richter scale n. richter ölçeği
I just want to point out that the quake reached 8.3 on the Richter scale.
Ben depremin Richter ölçeğine göre 8.3'e ulaştığını belirtmek istiyorum.

More Sentences
large scale n. büyük ölçek
Human rights are still being violated on a large scale.
İnsan hakları hala büyük ölçekte ihlal edilmektedir.

More Sentences
economies of scale n. ölçek ekonomileri
In conclusion, I would like to say that I am against any economies of scale.
Sonuç olarak, her türlü ölçek ekonomisine karşı olduğumu belirtmek isterim.

More Sentences
industrial scale n. endüstriyel ölçek
This test can be developed on an industrial scale very quickly.
Bu test çok hızlı bir şekilde endüstriyel ölçekte geliştirilebilir.

More Sentences
human scale n. insan ölçeği
There was an impact on a really human scale.
Gerçekten insan ölçeğinde bir etki vardı.

More Sentences
grand scale n. büyük ölçek
To be successful on a grand scale and be noticed, you need to be yourself, be unique, and be different from others.
Büyük ölçekte başarılı olmak ve fark edilmek için kendiniz olmanız, benzersiz olmanız ve diğerlerinden farklı olmanız gerekir.

More Sentences
broader scale n. daha geniş ölçek
This is an important investment on a broader scale.
Bu daha geniş ölçekte önemli bir yatırımdır.

More Sentences
scale up v. büyütmek
This is why I generally view scaling up in a negative light.
Bu nedenle ölçek büyütmeye genel olarak olumsuz bakıyorum.

More Sentences
scale down v. küçültmek
The alternative, which I do not like, would be to scale down our ambitions.
Bunun alternatifi, ki ben bunu sevmiyorum, hedeflerimizi küçültmek olacaktır.

More Sentences
scale down v. azaltmak
So far, attempts to scale down government intervention have been unsuccessful.
Şimdiye kadar, devlet müdahalesini azaltmaya yönelik girişimler başarısız olmuştur.

More Sentences
small-scale adj. küçük ölçekli
We support small-scale entrepreneurship in this sector.
Bu sektörde küçük ölçekli girişimciliği destekliyoruz.

More Sentences
full-scale adj. geniş çaplı
I do not want to have a full-scale debate on this.
Bu konuda geniş çaplı bir tartışma yapmak istemiyorum.

More Sentences
full-scale adj. tam ölçekli
Full-scale nationalisation did not take place until November 1920, when small-scale industrial enterprises were brought under state control.
Tam ölçekli kamulaştırma, küçük ölçekli sanayi kuruluşlarının devlet kontrolü altına alındığı Kasım 1920'ye kadar gerçekleşmedi.

More Sentences
small-scale adj. küçük çaplı
Of course it was only a small-scale conflict.
Tabii ki bu sadece küçük çaplı bir çatışmaydı.

More Sentences
large-scale adj. büyük çapta
The factory launched a large-scale project last year.
Fabrika geçen yıl büyük çapta bir projeye imza attı.

More Sentences
large-scale adj. büyük ölçekli
There was a large-scale map of the region on the table.
Masanın üzerinde bölgenin büyük ölçekli bir haritası vardı.

More Sentences
(at) very small scale adv. çok küçük ölçüde
There are Member States where processing is on a very small scale.
İşlemenin çok küçük ölçekli olduğu Üye Devletler bulunmaktadır.

More Sentences
Trade/Economic
sliding scale n. eşel mobil
It is indeed the case that they have to be marked down on a sliding scale.
Gerçekten de, bunların eşel mobil üzerinden işaretlenmesi gerekmektedir.

More Sentences
small-scale fishing n. küçük ölçekli balıkçılık
A few problems remain, however, especially for small-scale fishing and traditional fishing.
Bununla birlikte, özellikle küçük ölçekli balıkçılık ve geleneksel balıkçılık için birkaç sorun devam etmektedir.

More Sentences
international scale n. uluslararası ölçek
We live in an age in which terrorism operates on an international scale.
Terörizmin uluslararası ölçekte faaliyet gösterdiği bir çağda yaşıyoruz.

More Sentences
economies of scale n. ölçek ekonomileri
Companies that have benefited from economies of scale can manipulate markets.
Ölçek ekonomisinden yararlanan şirketler piyasaları manipüle edebilir.

More Sentences
economies of scale n. ölçek ekonomileri
The EU subsidy system was a means of achieving greater economies of scale and increasing production per hectare.
AB sübvansiyon sistemi, daha büyük ölçek ekonomilerine ulaşmanın ve hektar başına üretimi arttırmanın bir aracıydı.

More Sentences
small scale adj. küçük ölçekli
This was a case comparable to Kralowetz, but on a smaller scale.
Bu, Kralowetz ile karşılaştırılabilir bir vakaydı ancak daha küçük ölçekliydi.

More Sentences
Law
economics of scale n. ölçek ekonomileri
They take advantage of the economics of scale.
Ölçek ekonomisinden faydalanıyorlar.

More Sentences
Technical
centigrade scale n. santigrat ölçeği
The Centigrade scale is used in Japan.
Santigrat ölçek Japonya'da kullanılır.

More Sentences
time scale n. zaman ölçeği
The time scale for evolutionary or genetic change is very long.
Evrimsel veya genetik değişim için zaman ölçeği çok uzundur.

More Sentences
fahrenheit scale n. fahrenhayt ölçeği
He developed the scale in 1742, years after the design of the Fahrenheit scale.
Ölçeği, Fahrenheit ölçeğinin tasarımından yıllar sonra, 1742'de geliştirdi.

More Sentences
kelvin scale n. kelvin ölçeği
The Fahrenheit scale is only used as an additional unit alongside the Celsius or Kelvin scale.
Fahrenheit ölçeği yalnızca Celsius veya Kelvin ölçeğinin yanında ek bir birim olarak kullanılır.

More Sentences
General
chart scale n. harita ölçeği
scale of a balance n. kefe
interval scale n. aralık skalası
fish scale n. pul
pay scale n. maaş kadrosu
large scale integrated circuit n. büyük ölçüde bütünleşik devre
fish scale n. balık pulu
interval scale n. aralıklı ölçek
scale insect n. kırmızböceği
map scale n. harita ölçeği
ratio scale n. oranlı ölçek
time scale factor n. zaman cetveli faktörü
pilot scale testworks n. deneme çalışmaları
scale of salaries n. barem
large scale computer n. büyük ölçekli bilgisayar
disaster severity scale n. afet şiddet derecesi
salary scale n. barem
very large scale integration n. çok büyük boyutta integrasyon
sliding scale n. eşelmobil
sliding scale n. değişken ölçek
time scale n. zaman cetveli
wage scale n. ücret tarifesi
functioning scale n. işleyiş ölçeği
sliding scale system n. eşelmobil sistemi
decimal scale n. ondalık hesap cetveli
full scale n. tam ölçek
scale beam n. terazi kolu
fahrenheit scale n. fahrenhayt
beaufort scale n. beaufort skalası
infant development scale n. bebek gelişim skalası
scale device n. tartı aleti
fahrenheit scale n. fahrenhayt cetveli
scale factor n. ölçek
family size/scale farm n. aile çiftliği
sliding scale n. yürüyen skala
bathroom scale n. tartı
beaufort scale n. beaufort cetveli
bathroom scale n. banyo tartısı
weighing scale n. tartı
anti-scale n. kireç çözücü
full-scale n. büyük çaplı
scale-down n. düşüş
scale-down n. düşme
scale-down n. azalma
letter scale n. mektup terazisi
social scale n. toplum düzeyi
large-scale excavation work n. geniş kazı çalışması
electronic scale n. elektronik tartı
electronic scale n. elektronik terazi
nine on a ten point scale n. on üzerinden dokuz
9 on a 10 point scale n. 10 üzerinden dokuz
9 on a 10 point scale n. on üzerinden dokuz
nine on a ten point scale n. 10 üzerinden dokuz
goal attainment scale n. amaca ulaşma skalası
wealth on a large scale n. büyük çapta zenginlik
lime scale n. kireç birikintisi
lime scale n. kireç tortusu
lime scale n. kireç kalıntısı
global scale n. global boyut
global scale n. küresel boyut
regional scale n. bölgesel ölçek
region scale n. bölge ölçeği
preference scale n. tercih ölçeği
10-point numerical rating scale n. 10'luk nümerik derecelendirme ölçeği
gunter's scale n. gunter açı ölçme aleti
munsell scale n. renkleri belirlemede kullanılan standart bir renkserlik ölçeği
plane scale n. düzlemsel seyir ölçeği
scale [dialect] n. kulübe
scale [dialect] n. fincan
scale [dialect] n. tas
scale [dialect] n. içme kabı
scale [obsolete] n. iskele
scale [obsolete] n. taraça
scale [obsolete] n. seki
scale [dialect] n. bardak
scale [obsolete] n. liman
scale [obsolete] n. rıhtım
scale value n. belirli bir ölçeğe göre olan değer
scale up v. artmak
scale off v. pul pul olmak
scale down v. düşmek
scale down v. indirmek
scale up v. yükseltmek
scale down v. düşürmek
scale down v. azalmak
scale a wall v. duvara tırmanmak
scale up v. yükselmek
scale up v. artırmak
turn the scale v. ağır basmak
scale off v. pullarını ayıklamak
scale something back v. boyutunu küçültmek
scale something up v. ebadını büyütmek
scale something back v. ebadını küçültmek
scale something up v. sayısını yükseltmek
scale something back v. sayısını azaltmak
scale something up v. boyutunu büyütmek
scale up v. çoğaltmak
reach a certain scale v. (şirket vb.) belirli bir büyüklüğe ulaşmak
reach a certain scale v. (şirket vb.) belli bir büyüklüğe gelmek
reach a certain scale v. (şirket vb.) belli bir büyüklüğe ulaşmak
reach a certain scale v. (şirket vb.) belirli bir büyüklüğe gelmek
scale a debt v. sabit bir oran veya ölçeğe göre borcu azaltmak
scale wages v. sabit bir oran veya ölçeğe göre ücreti azaltmak
scale (off) v. pullanmak
scale [scotland] v. dökmek
scale [scotland] v. dağıtmak
scale [scotland] v. saçmak
scale [scotland] v. yaymak
scale [scotland] v. yayılmak
scale [dated] v. (ses perdesi) yükselmek
scale (off) v. kopup ince tabakalar halinde dökülmek
scale [scotland] v. dağılmak
scale (off) v. pul pul dökülmek
scale [scotland] v. müsrifçe saçmak
a vast scale adj. büyük ölçüde
large scale adj. büyük ölçekli
large-scale adj. büyük
not to scale adj. ölçeksiz
multi-scale adj. çok ölçekli
scale-invariant adj. ölçekten bağımsız
scale-up adj. sabit oranda artan
scale-down adj. sabit oranda azaltılmış
scale-down adj. sabit oranda azalan
scale-up adj. sabit oranda arttırılmış
full-scale adj. orijinaliyle aynı boyutta olan
full-scale adj. tüm kaynakları kullanan
full-scale adj. tam kapsamlı
full-scale adj. eksiksiz
full-scale adj. ayrıntıları tam
full-scale adj. birebir ölçekte
on a vast scale adv. geniş ölçüde
on a large scale adv. geniş ölçüde
on a vast scale adv. büyük çapta
on a large scale adv. büyük ölçüde
on a small scale adv. küçük çapta
on a small scale adv. ufak çapta
on a large scale adv. büyük çapta
in large scale adv. büyük ölçekte
on the scale of 100 adv. 100 üzerinden
on the scale of 100 adv. yüz üzerinden
on the scale of hundred adv. yüz üzerinden
on the scale of hundred adv. 100 üzerinden
on a limited scale adv. sınırlı miktarda
on a limited scale adv. sınırlı ölçüde
on the richter scale adv. rikter ölçeğine göre
on the richter scale adv. richter ölçeğine göre
on a mass scale adv. kitlesel ölçekte
on an international scale adv. uluslararası ölçekte
on a local scale adv. yerel ölçekte
on a large scale adv. büyük ölçekte
the other end of the scale adv. aksine
the other end of the scale adv. diğer taraftan
the other end of the scale adv. tersine
Phrasals
scale back v. bir şeyi miktar ya da kapsamca azaltmak
scale down v. bir şeyi miktar ya da kapsamca azaltmak
scale off v. kavlamak (ağaç kabuğu)
scale down v. belli ölçüde kapsamını daraltmak
scale down v. belli ölçüde düşürmek
scale down v. belli ölçüde azaltmak/küçültmek
scale (something) to (something else) v. (bir şeyi bir şeyin) ölçeğine uygun olarak tasarlamak
scale (something) to (something else) v. (bir şeyi bir şeyin) ölçeğine uygun olarak yapmak/tasarlamak
scale (something) to (something else) v. (bir şeyi bir şeye) uygun olarak ölçeklendirmek
scale (something) to (something else) v. (bir şeyi bir şeye) göre ölçeklendirmek
scale (something) to (something else) v. (bir şeyi bir şeyin) boyutuna göre tasarlamak
scale (something) to (something else) v. (bir şeyi bir şeyin) ölçeğine göre ayarlamak
Phrases
according to the richter scale expr. richter ölçeğine göre
according to the richter scale expr. rikter ölçeğine göre
on a colossal scale expr. büyük/dev/muazzam ölçekte
on such a scale expr. bu denli büyüklükte
Colloquial
scale [australia] v. yol parası ödemeden toplu taşımaya binmek
Idioms
thumb on the scale n. dalavere
thumb on the scale n. aldatmaca
thumb on the scale n. hile
turn the scale v. dengeleri değiştirmek
tip the scale v. sonucu etkileyecek güçte olmak
tip the scale v. ağırlığında olmak
tip the scale v. ağır basmak
throw something on the scale v. tartışmanın bir tarafıyla ilişkisine ağırlık/önem vermek
be thrown into the scale (of something) [obsolete] v. ölçeğinde değerlendirmek
be thrown into the scale (of something) [obsolete] v. gücüne güç katmak
throw something into the scale v. tartışmanın bir tarafıyla ilişkisine ağırlık/önem vermek
be thrown into the scale (of something) [obsolete] v. önemine/etkisine göre ağırlık/önem/güç vermek
turn the scale v. durumu kesinleştirmek
tilt the scale v. dengeyi (birinden yana) değiştirmek
tilt the scale v. teraziyi (bir tarafa) eğmek
out of scale adj. belirli bir orantıya uymayan
out of scale adj. orantısız
to scale adv. belirlenmiş bir ölçeğe göre
off the scale expr. standartların ötesinde
on a biblical scale expr. büyük oranda
on a biblical scale expr. büyük çapta/çaplı
on a biblical scale expr. büyük ölçüde
Trade/Economic
sliding scale n. barem
scale of rates n. fiyat yelpazesi
economy of scale n. ölçek ekonomisi
scale of rates n. alt ve üst sınırlar arasındaki değişik fiyat oranları
returns to scale n. ölçeğe göre getiri
external economies of scale n. dışsal ölçek ekonomileri
minimum efficient scale n. en ufak etkin ölçek
sliding scale of wages n. eşel mobil
full scale simulation approach n. tam ölçekli simülasyon yaklaşımı
decreasing returns to scale n. ölçeğe göre azalan getiri
constant returns to scale n. ölçeğe göre sabit getiri
sliding wage scale n. fiyat endeksine veya başka bir endekse bağlanmış ücret
scale economies n. ölçek ekonomileri
salary scale n. maaş baremi
sliding scale commission n. değişken oranlı komisyon
scale economies hypothesis n. ölçek ekonomileri hipotezi
large scale production n. büyük ölçekli üretim
ordinal scale n. sıralamalı ölçek
increasing returns to scale n. ölçeğe göre artan getiri
likert scale n. likert ölçeği
constant costs to scale n. ölçeğe göre sabit maliyetler
diseconomies to scale n. ölçeğe göre eks ekonomiler
nominal scale n. nominal ölçek
scale economy n. ölçek ekonomisi
sliding scale of salaries n. eşel mobil
salary scale n. maaş kademesi
sliding scale n. hareketli barem sistemi
sliding scale system n. eşel mobil sistemi
wage scale n. barem
graduated scale n. derecelere ayrılmış ölçek
displacement scale n. deplasman cetveli
internal scale economies n. içsel ölçek ekonomiler
scale of charges n. harç tarifesi
scale of commissions n. komisyon tarifesi
diseconomies of scale n. olumsuz ölçek ekonomileri
optimum scale size n. optimum ölçek büyüklüğü
scale of salaries n. maaş cetveli
scale economies n. ölçek ekonomiler
scale order n. ölçek emri
scale capacity n. ölçek kapasite
scale of wages n. ücret cetveli
scale buying n. toptan satın alma
scale of fees n. ücret baremi
industrial scale n. sanayi ölçeği
large scale systems n. büyük ölçekli sistemler
large-scale economies n. büyük ölçekli ekonomiler
large-scale factories n. büyük ölçekli fabrikalar
scale-neutral technological progress n. ölçekten bağımsız teknolojik ilerleme
small-scale industry n. ufak ölçekli endüstri
rank-order scale n. derece sırası ölçüsü
sliding scale tariff n. değişebilir ücret tarifesi
sliding wage scale n. değişir ücret tarifesi
sliding scale n. değişken ölçek
wage scale n. ücret cetveli
external scale economies n. dışsal ölçek ekonomiler
salary scale n. aylık skalası
salary scale n. maaş cetveli
scale discharge n. cetvele göre tahliye
scale of charges n. tarife
linear scale n. lineer ölçek
colliery scale n. maden kömürü ölçeği
beaufort scale n. bofor ölçeği
yes and no scale n. evet hayır ölçeği
man to man scale n. işçi mukayese ölçeği
percent scale n. yüzde ölçeği
apprentice scale n. çıraklara uygulanan ücret baremi
job evaluation scale n. iş değerlendirme ölçeği
job evaluation scale n. iş değerlendirme planı
sliding scale commission n. eşel komisyon
sliding scale commission n. eşelli komisyon
price scale n. fiyat skalası
on a limited scale n. sınırlı ölçüde
rating scale n. değerlendirme cetveli
employee attitude scale n. işçi tutum skalası
descriptive scale n. tasfir skalası
descriptive scale n. tarif ölçeği
minimum efficient scale n. minimum etkin ölçek
diseconomies of scale n. negatif ölçek ekonomileri
increasing returns to scale n. ölçeğin artan verimi
rating scale n. değerlendirme ölçeği
apprentice scale n. çırak ücret baremi
diminishing returns to scale n. ölçeğin azalan getirisi
diminishing returns to scale n. ölçeğin azalan verimi
scale of an enterprise n. işletme büyüklüğü
scale of production n. üretim ölçeği
scale of production n. üretimin ölçeği
principal scale n. esas ölçek
small scale industry n. küçük ölçekli sanayi
scale tons n. cetvel tonları
scale parameter n. ölçek parametresi
sliding scale tariff n. rayiç fiyata göre düzenlenen gümrük vergisi
sliding scale tariff n. ithal edilen ürünlerin fiyatına göre uygulanan vergi tarifesi
small scale enterprise n. küçük ölçekli işletme
small-scale fishery n. küçük balıkçılık
small-scale fishing n. küçük balıkçılık
small-scale fishery n. küçük ölçekli balıkçılık
single scale method n. tek ölçekli yöntem
on international scale n. uluslararası ölçekte
effect of scale n. ölçek etkisi
variable return to scale n. ölçeğe göre değişken getiri
small-scale company n. küçük ölçekli şirket
economies of scale n. (mikro-ekonomik olarak) sürümden kazanma (büyük ölçekli üretim)
limited economies of scale n. sınırlı ölçek ekonomisi
pay scale n. maaş skalası
pay scale n. maücret skalası
sliding scale n. eşel mobil
large-scale production n. büyük ölçekli üretim
diseconomies of scale n. ters-ölçek ekonomisi
pay scale n. ücret skalası
turn of the scale n. terazi kefelerinden birinde alıcının lehine olacak şekilde ağırlık fazlalığı
economy of scale n. üretim artarken ortalama maliyetlerin düşmesi
scale back one's hours v. mesaisini kısmak
scale back one's hours v. birinin çalışma saatlerinde indirime gitmek
scale back one's hours v. bir çalışanın günlük mesai süresini azaltmak
on a big scale expr. büyük ölçüde
on a large scale expr. geniş ölçüde
on a large scale expr. büyük ölçekte
on a liberal scale expr. bol miktarda
on a large scale expr. büyük ölçüde
on a limited scale expr. sınırlı miktarda
on a global scale expr. küresel ölçekte
Politics
unprecedented scale n. daha önce görülmemiş boyutta
expected scale n. beklenen büyüklük
large-scale adj. geniş kapsamlı
Industry
wage scale n. işverenin belirlediği ücret tarifesi
scale wax n. kısmen rafine edilmiş parafin mumu
paraffin scale n. kısmen rafine edilmiş parafin mumu
Technical
scale factor n. skala katsayısı
category axis scale n. kategori ekseni ölçeği
chromatic scale n. kromatik gam
reduced scale model n. azalan skala modeli
vertical scale n. düşey ölçek
small scale integration n. küçük çapta tümleşme
calibration scale n. ölçüleme ölçeği
complete number scale n. bütün sayı ölçeği
celsius scale n. celsius ölçeği
calibration scale n. kalibrasyon skalası
beaufort scale n. bofor skalası
scale factor n. ölçek çarpanı
colour scale n. renk ölçeği
velocity scale n. hız ölçeği
scale effect n. ölçek tesiri
large scale integration n. geniş ölçekte tümleşme
beaufort wind scale n. beaufort rüzgar ölçeği
selector scale n. seçici ölçek
scale removal n. kazan taşının temizlenmesi
beaufort scale n. beaufort cetveli
scale factor n. ölçek katsayısı
deflection scale n. taksimat skalası
flat scale n. düz cetvel
wind scale n. rüzgar hızölçeri
natural scale n. doğal ölçek
mill scale n. demir oksit katmanı
full scale n. tüm erim
medium scale integration n. orta çapta tümleşme
boiler scale n. kazan taşı
weighing scale n. yaylı baskül
scale space filtering n. ölçek uzayında süzgeçleme
horizontal scale n. yatay ölçek
scale adhesion test n. tufal yapışkanlık deneyi
custom scale factors n. özel ölçek etkenleri
engineer's scale n. ölçekli cetvel
mechanical engineer's scale n. makine mühendisi cetveli
baume scale n. bome bölüntüsü
boiler scale n. su taşı
ignition setting scale n. ateşleme ayar skalası
spring scale n. yay ölçeği
barometer scale n. barometre ölçeği
ignition setting scale n. ateşleme ayarlama ölçeği
temperature scale n. sıcaklık skalası
architect scale n. mimar cetveli
natural scale n. tabii ölçek
scale formation n. kazan taşı oluşumu
very large scale integration n. çok büyük çapta tümleşim
scale division n. ölçek böleyi
bolometric scale n. bolometre ölçeği
velocity scale n. hız eşeli
absolute temperature scale n. mutlak sıcaklık ölçeği
boiler scale n. kazantaşı
scale marking n. ölçek imleme
vernier scale n. verniye taksimatı
absolute scale n. mutlak ölçü
truck scale n. kamyon kantarı
automatic scale n. otomatik kanlar
bagging scale n. çuvala doldurma baskülü
bagging scale n. torba kantarı
reduction scale n. küçültme ölçeği
celsius scale n. celsius derecesi
cone scale n. kozalak pulu
hardness scale n. sertlik derecesi
hardness scale n. sertlik ölçeği
diagonal scale n. çapraz ölçü
vickers hardness scale n. vickers sertlik ölçeği
drawing scale n. ölçekli cetvel
scale removing n. kabuk giderme
expanded scale n. genişletilmiş ölçek
rockwell hardness scale n. rockwell sertlik ölçeği
expanded scale instrument n. genişletilmiş ölçekli alet
scale removing n. kabuksuzlaştırma
forge scale n. dövme pulu
full scale test n. tam ölçekli deneme
full scale n. tam ölçek
full scale n. tam boyut
large-scale computer n. büyük ölçekli bilgisayar
enclosed-scale calorimeter n. skalası cam mahfaza içerisinde bulunan termometre
large-scale integration n. geniş ölçekli tümleşme
decibels on a-weighted scale n. a ağırlıklı skalada desibel
full-scale test n. gerçek boyutlarla yapılan deney
fast-time scale n. hızlı zaman ölçeği
large-scale integration n. büyük çapta tümleşme
de-scale n. kireç
hand-held scale n. seyyar manav terazisi
full-scale model n. tam ölçekli model
full-scale test n. gerçek boyutlu test
rolled-in scale n. haddelenmiş kabuk
scale-up n. ölçek büyütme
semi-logarithmic scale n. yarı logaritmik ölçek
scale-of-two n. ikili skala
scale-of-ten n. ondalık skala
time-scale factor n. zaman ölçeği çarpanı
very large-scale integration n. çok büyük çapta tümleşme
small-scale model tests n. küçük ölçekli model testleri
hand scale n. el terazisi
iron scale n. demir pulu
grey scale n. gri skala
equal arm scale n. eşit kollu terazı
hand scale n. el kantarı
scale interval n. ölçek böley değeri
scale length n. ölçek boyu
scale space n. ölçek uzayı
scale numbering n. ölçek numaralandırma
scale mark n. ölçek işareti
scale trap n. kısır kapanı
spring scale n. el kantarı
scale range n. ölçek erimi
off scale reading n. ölçeksiz okuma
scale length n. ölçek uzunluğu
temperature scale n. sıcaklık ölçeği
suppressed zero scale n. sıfırsız ölçek
blue scale n. mavi skala
vernier scale n. verniye skalası
colour scale n. renk skalası
large scale test n. geniş kapsamlı deney
large scale integration n. büyük çapta tümleşim
linear scale n. doğrusal ölçek
linear scale n. çizgisel ölçek
mohs' scale n. mohs ölçeği
metrical scale n. metrik ölçek
mill scale n. haddehane pulu
nonlinear scale n. doğrusal olmayan ölçek
moving scale instrument n. devinen ölçekli alet
platform scale n. platformlu kantar
platform scale n. kamyon kantarı
rating scale n. değerleme ölçeği
wind scale n. rüzgar cetveli
scale formation n. kireçtaşı oluşumu
scale drawing n. ölçekli resim
scale pit n. kantar çukuru
scale model n. ölçekli maket
scale inhibitor n. kazantaşı önleyici
scale incrustation n. kazantaşı
scale formation n. kazantaşı oluşumu
scale of forces n. kuvvetler ölçeği
scale solvent n. kazantaşı çözücü
5 point likert scale n. beşli likert ölçeği
five point likert scale n. beşli likert ölçeği
sheer scale n. gerçek ölçek
sheer scale n. büyük ölçek
bench scale test n. laboratuvar ölçekli test
azimuth scale n. yan skalası
plotting scale n. ölçek cetveli
numerical scale n. sayısal ölçek
windage scale n. rüzgar düzeltme ıskalası
scale factor n. ölçek emsali
azimuth scale n. dirisa skalası
conversion scale n. değiştirme cetveli
conversion scale n. dönüşüm tablosu
graphic scale n. grafik ölçek
logarithmic range scale n. logaritmik mesafe skalası
beaufort scale n. beaufort rüzgar hızı skalası