vaktinde - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

vaktinde



Sens de "vaktinde" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 16 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
vaktinde on time adv.
General
vaktinde opportune adj.
vaktinde well-timed adj.
vaktinde in time adv.
vaktinde in season adv.
vaktinde promptly adv.
vaktinde on schedule adv.
vaktinde in good time adv.
vaktinde in a timely manner adv.
vaktinde in due time adv.
vaktinde duly adv.
vaktinde in a timely fashion adv.
Colloquial
vaktinde back in the day expr.
vaktinde back in the days expr.
Trade/Economic
vaktinde in due course of time expr.
Technical
vaktinde timely adv.

Sens de "vaktinde" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 75 résultat(s)

Turc Anglais
General
vaktinde gerekli tedbirleri almayı bilme providence n.
bir iş için lüzumlu malzemenin vaktinde gelmesini temin eden expediter n.
bir iş için lüzumlu malzemenin vaktinde gelmesini temin eden expeditor n.
dönen bir objeyi vaktinde yakalama mantığına dayalı bir oyun turn the trencher n.
dönen bir objeyi vaktinde yakalama mantığına dayalı bir oyun spin the plate n.
dönen bir objeyi vaktinde yakalama mantığına dayalı bir oyun spin the platter n.
ikindi vaktinde sadece erkeklerin katıldığı saray kabul merasimi levee [uk] n.
muhtemel itirazları öngörerek vaktinde zayıflatma preventer [obsolete] n.
birinin vaktinde ödenmemiş borçları olmak be in arrears v.
borcu vaktinde ödeyememek be in arrears v.
işi vaktinde yetiştirmek get the job done before the deadline v.
işi vaktinde yetiştirmek complete/finish the job in time/before the deadline v.
(tren/otobüs) vaktinde hareket etmek run on time v.
vaktinde gelmek turn up v.
vaktinde savuşturmak anticipate v.
vaktinde gerekli tedbirleri almayı bilen provident adj.
tam vaktinde yetişen providential adj.
vaktinde gelen punctual adj.
tam vaktinde seasonable adj.
tam vaktinde timely adj.
şafak vaktinde olan antelucan adj.
tan vaktinde olan antelucan adj.
öğle vaktinde meridian adj.
öğle vaktinde midday adj.
ayin vaktinde söylenen choir adj.
ayin vaktinde okunan choir adj.
tam vaktinde right on time adv.
boş vaktinde in one's spare time adv.
tam vaktinde just at the right time adv.
tam vaktinde dead on time adv.
tam vaktinde just in time adv.
tam vaktinde at the point adv.
tam vaktinde on the dot adv.
tam vaktinde punctually adv.
gece vaktinde nocturnally adv.
kalkış vaktinde on the fly adv.
Phrasals
bir düzenli ödemeyi/görevi vaktinde/zamanında yapamamak fall behind on (something) v.
bir taksiti/kirayı vaktinde/zamanında ödeyememek fall behind on (something) v.
bir düzenli ödemeyi/görevi vaktinde/zamanında yapamamak get behind on (something) v.
bir taksiti/kirayı vaktinde/zamanında ödeyememek get behind on (something) v.
borcu vaktinde ödeyememek fall behind v.
Phrases
(diğer şeylerin) arasında kalan vaktinde in between times adv.
Colloquial
tam vaktinde varmak be somewhere on the dot v.
tam vaktinde gelmek arrive somewhere on the dot v.
tam vaktinde varmak arrive somewhere on the dot v.
tam vaktinde varmak get somewhere on the dot v.
tam vaktinde varmak show up on the dot v.
tam vaktinde gelmek get somewhere on the dot v.
tam vaktinde gelmek show up on the dot v.
tam vaktinde gelmek be somewhere on the dot v.
(bir şeye/yere) vaktinde yetişmek make it (to something or some place) v.
vaktinde/zamanında in due course expr.
vaktinde/zamanında in time expr.
vaktinde/zamanında in the course of time expr.
vaktinde/zamanında in good time expr.
vaktinde/zamanında in due time expr.
tam zamanında/vaktinde not a minute too soon expr.
Idioms
kürkü orak vaktinde, orağı kürk vaktinde almak buy straw hats in winter v.
vaktinde varmak/ulaşmak beat the clock v.
zamanında/vaktinde yapmak beat the clock v.
tam vaktinde on the tick adv.
tam vaktinde to the tick adv.
vaktinde kalkmış/uyanmış up and at 'em adv.
sabahın erken saatlerinde/gecenin bir vaktinde at an ungodly hour adv.
sabahın erken saatlerinde/gecenin bir vaktinde at an unearthly hour adv.
tam vaktinde on the spot expr.
tam vaktinde in the very nick of time expr.
tam vaktinde in the nick of time expr.
tam vaktinde at the dot expr.
Speaking
vaktinde geldiler they're right on time expr.
Trade/Economic
vaktinde ödenmemiş ve birikmiş dış borçlar arrears n.
borcunu vaktinde ödeyememiş in arrears adj.
Law
vaktinde ihbar etmeme default of notice n.
muhtemel itirazları öngörerek vaktinde zayıflatma prevention [obsolete] n.
Transportation
vaktinde teslim on-time delivery n.