zehir - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

zehir



Sens de "zehir" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 14 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
zehir venom n.
zehir poison n.
General
zehir bane n.
zehir hemlock n.
zehir atter [scottish] n.
zehir contagion n.
zehir intoxicant n.
Technical
zehir toxic n.
Medical
zehir poison n.
zehir venom n.
Pharmaceutics
zehir pharmacon n.
Chemistry
zehir toxin n.
Archaic
zehir bane n.
Slang
zehir crap n.

Sens de "zehir" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 226 résultat(s)

Turc Anglais
General
kirletilme (mikrop/zehir vb ile) contamination n.
zehir katma envenomisation n.
zehir (yılan/akrep/arı vb) venom n.
zehir taciri drug smuggler n.
zehir taciri drug dealer n.
bozulan yiyecekte bulunan zehir ptomaine n.
zehir tacirliği drug dealing n.
kirlenme (mikrop/zehir vb ile) contamination n.
böcek öldürücülerde kullanılan bir zehir aldrin n.
kirletme (mikrop/zehir vb ile) contamination n.
zehir dişi sting n.
zehir katma envenoming n.
zehir hapı poison pill n.
beyaz zehir white poison n.
zehir (yılan/akrep) venom n.
zehir dişi poison-fang n.
(yılan/akrep) zehir venom n.
zehir taciri drug lord n.
zehir taciri drug baron n.
zehir taciri drug cartel n.
zehir hafiye crackerjack detective n.
zehir zemberek açıklama vitriolic statement n.
zehir zemberek (bir yazı/söylev vs.) vitriolic n.
yaprakları döken zehir defoliant n.
zehir verme envenomization n.
zehir taciri druglord n.
pembe zehir pink venom n.
zehir kabı poison cup n.
zehir kasesi poison cup n.
içinde zehir olduğu için kırılan kap poison cup n.
zehir katmak poison v.
zehir etmek empoison v.
zehir etmek put a damper on something v.
zehir etmek sour v.
zehir olmak sour v.
kirletmek (mikrop/zehir vb ile) contaminate v.
hayatı zehir olmak sour v.
zehir katmak envenom v.
içkisine zehir katmak lace one's drink with poison v.
(tarlaya vb) zehir serpmek put down poison v.
dünyayı zehir etmek make life unbearable for v.
hayatı zehir etmek make one's life miserable v.
zehir saçmak poison around v.
zehir saçmak poison v.
(yılan) dişlerinden zehir çıkarmak emit poison from its fangs v.
zehir katmak envenime [obsolete] v.
zehir ile enfekte etmek venom v.
(yılandan) saldırmasını teşvik ederek zehir çıkarmak milk v.
zehir gibi sharp adj.
zekası zehir gibi sharp adj.
zehir zıkkım very hurtful adj.
öldürücü (mikrop/zehir vb) virulent adj.
zehir katılmış envenomed adj.
içine zehir katılmış empoisoned adj.
zehir gibi very bitter adj.
zehir saçan venomous adj.
zehir içirilmiş empoisoned adj.
zehir gibi very clever adj.
zehir zemberek very hurtful (words) adj.
zehir zemberek deep and rueful (sigh) adj.
zehir gibi biting adj.
zehir gibi (acı) very hot (spicy) adj.
zekası zehir gibi sharp-witted adj.
zehir içeren venomed adj.
zehir üreten deadly adj.
ufalanıp havaya karıştığı için sağlık açısından risk oluşturan (zehir) friable adj.
zehir saçan poison adj.
zehir gibi superhot adj.
zehir zemberek (bir yazı/söylev vs.) vitriolic adj.
Phrasals
bir zehir katmak/sürmek poison with (something) v.
Colloquial
beyaz zehir heroin n.
öldürücü zehir witches' brew n.
zehir zemberek açıklama mean statement n.
zehir zemberek açıklama harsh statement n.
zehir saçan kişi/yer/şey toxic waste dump n.
hayatı zehir eden kimse ball-breaker n.
hayatı zehir eden kimse ball-buster n.
zehir kusmak spit venom v.
(kimyasal, zehir gibi bir madde) ilave etmek spike v.
zehir gibi whip-smart adj.
devam et günümü zehir et go ahead make my day expr.
devam et günümü zehir et gammd (go ahead, make my day) expr.
sen benim günümü zehir etmeye devam et gammd (go ahead, make my day) expr.
Idioms
zehir zemberek yazı a poison-pen letter n.
zehir-zemberek mektup a poison-pen letter n.
zehir gibi ikili the old one-two (punch) n.
zehir zemberek mektup a poison pen letter n.
imzasız şekilde zehir zemberek mektup yazan kimse poison pen n.
ağzı zehir gibi olmak feel as if a cat has kittened in (one's) mouth v.
(birine) dünyayı zehir etmek bring (something) crashing down (around) (one) v.
(birine) dünyayı zehir etmek bring something crashing down (around one) v.
ağzı zehir gibi olmak feel as if a cat has kittened in (one's) mouth v.
içine zehir gibi işlemek cut to the quick v.
kaleminden zehir damlamak dip one's pen in gall v.
kaleminden zehir damlamak dip the pen in gall v.
tamamını/zehir gibi bilmek learn something off pat v.
tamamını/zehir gibi bilmek learn something down pat v.
zehir gibi akıllı olmak have a mind as sharp as a steel trap v.
zehir gibi bilmek know something off pat v.
zehir etmek put a dampener on something v.
(bir şeyi) zehir gibi öğrenmek get (something) off pat v.
bir şeyi zehir gibi bilmek have/know/get something off pat v.
(bir şeyi) zehir gibi öğrenmek have (something) off pat v.
bir şeyi zehir gibi bilmek have something off pat v.
bir şeyi zehir gibi bilmek have something down pat v.
(bir şeyi) zehir gibi öğrenmek have (something) down pat v.
(bir şeyi) zehir gibi öğrenmek get (something) down pat v.
birinin hayatını zehir etmek make somebody’s life a misery v.
kaleminden zehir damlamak dip your pen in gall v.
(bir şeyi) zehir gibi bilmek get (something) down pat v.
(bir şeyi) zehir gibi bilmek have (something) down pat v.
(bir şeyi) zehir gibi bilmek know (something) backward [us] v.
(bir şeyi) zehir gibi bilmek know (something) backward and forward [us] v.
(bir şeyi) zehir gibi bilmek know (something) forward and backward [us] v.
(bir şeyi) zehir gibi bilmek know (something) inside and out v.
zehir gibi bilmek know backwards and forwards v.
zehir gibi bilmek know forwards and backwards v.
(birine) hayatı zehir etmek make (one's) life a misery v.
(bir şeyi) zehir etmek put the dampener on (something) v.
(bir şeyi) zehir etmek put the damper on (something) v.
zehir gibi off pat adj.
birinin çok beğendiği şey başka biri için zehir olabilir one man's meat is another man's poison expr.
zehir gibi as sharp as a needle expr.
zehir zemberek as sharp as a needle expr.
Speaking
zehir zıkkım olsun may he/she/you choke to death on it! expr.
Trade/Economic
zehir hapı poison pills n.
Technical
patlar zehir cyclonite n.
zehir giderme detoxication n.
zehir giderici antitoxine n.
Construction
sinir üzerinde zehir etkisi yapan neurotoxic adj.
Medical
bir tür zehir acrid poison n.
canlı zehir bilimi toxinology n.
geleneksel zehir traditional poison n.
iç zehir autotoxin n.
ilaç ve zehir danışma merkezi drug and poison information center n.
iç zehir endotoxin n.
sürüngenlerin veya haşerelerin salgıladığı zehir venom n.
ulusal zehir merkezi national poison center n.
zehir tedavisi bölümü detox n.
zehir enjekte edilmeyen ısırık dry bite n.
zehir bilimci toxicologist n.
zehir kontrol merkezleri poison control centers n.
zehir bilimi toxicology n.
kümülatif zehir cumulative poison n.
uskumru ve ton balığı gibi balıkların ürettiği bir zehir scombrotoxin n.
gittikçe artan dozlarda zehir vererek zehre dirençli hale getirmek mithridatize v.
gittikçe artan dozlarda zehir vererek zehre dirençli hale getirmek mithridatise v.
zehir gibi toxicoid adj.
zehir taşıyan toxophoric adj.
zehir taşıyan toxophorous adj.
zehir şeklinde toxicoid adj.
zehir anlamı veren ön ek toxi- pref.
Mental Health
zehir korkusu toxicophobia n.
Pathology
bazı bağırsak bakterileri tarafından salgılanan, kusma ve ishale neden olan bir zehir enterotoxin n.
Pharmaceutics
tanghinia venenifera isimli çalının meyvesinden elde edilen güçlü zehir tanghin n.
zehir veya enfeksiyona karşı verilen bir ilaç/panzehir alexipharmac n.
zehir veya enfeksiyona karşı verilen bir ilaç/panzehir alexipharmic n.
Physics
tüketilebilen zehir burnable poison n.
yanabilen zehir burnable poison n.
yanabilir zehir burnable poison n.
Chemistry
vaughan tarafından keşfedilen, bozuk yiyeceklerde bulunan bir zehir tyrotoxicon n.
vaughan tarafından keşfedilen, bozuk yiyeceklerde bulunan bir zehir tyrotoxine n.
hayvansal zehir toksinleri animal venom toxins n.
kurtboğandan alınan zehir aconitine n.
arsenik içeren ve zehir olarak kullanılan bir sıvı aqua tofana n.
baldıran bitkisinde bulunan bir zehir türü conia n.
öldürücü bir zehir oluşturmak için kullanılan nispeten zehirsiz olan iki kimyasala ait binary adj.
öldürücü bir zehir oluşturmak için kullanılan nispeten zehirsiz olan iki kimyasal kullanan binary adj.
Biology
zehir toksini venom toxin n.
zehir kesesi poison sack n.
zehir enjekte eden hayvan venomous animal n.
(bazı balık ve amfibilerde) zehir salgı bezi poison gland n.
zehir yiyen toxicophagous adj.
zehir üreten toxigenic adj.
zehir yiyen toxiphagous adj.
Biochemistry
bazı balıkların salgıladığı zehir ciguatoxin n.
baldıran bitkisinde bulunan bir zehir türü conicine n.
protein içeren maddelerin çürümesi ile oluşan çözünür bir zehir sepsin n.
zehir etkisini gideren antitoxic adj.
Marine Biology
zehir balıkçılığı poison fishing n.
dişi üreme organında ve karaciğerde bulunan güçlü zehir sebebiyle tehlikeli olan lüks bir yiyecek sea squab n.
Zoology
zehir bezi acid gland n.
zehir dişi poison fang n.
zehir salgılayan şey venomer n.
(bazı kurbağa ve semenderlerde) siğilli zehir bezi parotoid n.
(bazı kurbağa ve semenderlerde) siğilli zehir bezi parotoid gland n.
(bazı kurbağa ve semenderlerde) siğilli zehir bezine ait veya ilişkili parotoid adj.
Botanic
amanita cinsi mantarların salgıladığı bir zehir amanitin n.
insanlar için zararsız bir zehir üreten, yaprak dökmeyen bir güney amerika bitkisi barbasco (jacquinia barbasco) n.
insanlar için zararsız bir zehir üreten çeşitli güney amerika bitkilerine verilen ad barbasco n.
tropikal amerika bitkilerinden elde edilen bir zehir urali n.
tropikal amerika bitkilerinden elde edilen bir zehir curare n.
kurtboğan bitkisinden elde edilen öldürücü zehir bikh [india] n.
batı afrika'ya özgü baklagiller familyasına mensup bir ağacın yerliler tarafından hem zehir hem de tıbbi olarak kullanılan kabuğu mancona bark n.
batı afrika'ya özgü baklagiller familyasına mensup bir ağacın yerliler tarafından hem zehir hem de tıbbi olarak kullanılan kabuğu sassy bark n.
güney amerika'ya özgü tropikal bitkilerden elde edilen bir zehir wourali n.
Apiculture
zehir kesesi poison sac n.
zehir bezi acid gland n.
zehir bezi poison gland n.
Literature
(shakespeare'in hamlet eserinde) bir çeşit zehir hebenon n.
History
zehir şişesi poison bottle n.
Environment
izin verilebilir azami zehir yoğunluğu maximum allowable toxic concentration n.
nükleer zehir nuclear poison n.
yanabilir zehir burnable poison n.
zehir kontrol merkezleri poison control centers n.
Military
patlar zehir rdx (research department explosive) n.
Archaic
zehirli bir hayvanın salgıladığı zehir virus n.
zehir veya enfeksiyondan koruyan madde preservative n.
Reptiles
afrika'da yaygın görülen, körlüğe neden olabilecek bir zehir tüküren saldırgan bir kobra black-necked cobra (naja nigricollis) n.
afrika'da yaygın görülen, körlüğe neden olabilecek bir zehir tüküren saldırgan bir kobra spitting cobra n.
kurbanını sokmak yerine gözüne zehir püskürten bir afrika yılanı spitting cobra n.
kurbanını sokmak yerine gözüne zehir püskürten bir afrika yılanı ringhals n.
kurbanını sokmak yerine gözüne zehir püskürten bir afrika yılanı rinkals n.
kurbanını sokmak yerine gözüne zehir püskürten bir afrika yılanı haemachates haemachatus n.
kurbanını sokmak yerine gözüne zehir püskürten bir afrika yılanı cinsi hemachatus n.
kurbanını sokmak yerine gözüne zehir püskürten bir afrika yılanı cinsi genus hemachatus n.
Slang
zehir hafiye hot fuzz n.
zehir hafiye dick tracy n.
beyaz zehir jones n.
Star Wars
zehir arkası örümceği bane back spider n.
birinci quesh zehir rafinerisi first quesh venom refinery n.
grancha lakand zehir madeni grancha lakand venom mine n.
zehir ayı poison moon n.
zehir çukuru poison pit n.
quesh zehir rafinerisi quest venom refinery n.
yuna kuyusu zehir madeni yuna bore venom mine n.