-a - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

-a



"-a" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
-a in ed.
-a into ed.

"-a" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
General
vak’a fact i.
(allah'a özgü) inayet grace i.
gabon'a özgü gabonese i.
hindistan'a yeni gelmiş avrupalı griffin i.
allah'a saygı gösterme piousness i.
allah'a tapınan kimse worshiper i.
vak’a event i.
alçıpan (KNAUF A.Ş'nin tescilli markasıdır) drywall i.
ingiliz hukukunda devletin vatandaş jones'a karşı açtığı dava rex v. jones i.
liverpool'a özgü bir yemek scouse i.
kur'a lottery i.
a yayın alanı a service area i.
Allah'a inanma theism i.
alçıpan (KNAUF A.Ş'nin tescilli markasıdır) sheetrock i.
A.Ş inc. i.
keskin zek­a acumen i.
a sınıfı işletme class a operation i.
tümler-ağaç co-tree i.
taksimü’l-a’mal division of labor i.
kereste-ağaç endüstrisi timber-wood industries i.
darü's-sına'a ottoman factory i.
kar'a iştirak profit-sharing i.
a grubu group a i.
ay'a uzay uçuşu space flight to the moon i.
ingilizlerin eskiden hindistan'a gitmek üzere yaptıkları ve yola dayanıklı olması için şerbetçiotunu bol kullandıkları bira india pale ale i.
yunanistan'a ait bir reçine şarabı retsina i.
afganistan'a özgü keçi kapma oyunu kok-boru i.
afganistan'a özgü keçi kapma oyunu buzkashi i.
afganistan'a özgü keçi kapma oyunu oglak tartis i.
allah'a tapınan kimse worshipper i.
a şıkkı option a i.
yaklaşık 0,45 kg'a denk gelen ağırlık ölçüsü lbs. i.
antik yunan'da 26 kg'a eşit bir ölçü birimi talent i.
hazreti davut'a ve müritlerine erzak getiren ve daha sonra onun karısı olan kadın abigail i.
c ile d'nin ilişkisi, a ile b'nin ilişkisi gibi a is to b as c is to d i.
a, b ve c tabakalarının dikey bir şekilde üç ayrı katman olarak görülebildiği toprak abc soil i.
sovyetler birliğinde 45.3 kg (100 paund)'a denk gelen ağırlık birimi centner i.
100 kg'a denk gelen ağırlık birimi centner i.
A kesişim B A intersection B i.
a, b ve c tabakalarının düşey düzlemde üç ayrı katman olarak göründüğü toprak abc soil i.
a harfinin farklı bir şekilde söylenişi aw [scottish] i.
afganistan'da taliban'a karşı kurulmuş çok etnikli bir ılımlı islam ittifakı united front i.
allah'a karşı saygısızlık unpitousty i.
allah'a karşı saygısızlık unpity i.
hindistan'a özgü bol bir ceket banian i.
hindistan'a özgü bol bir ceket banyan i.
iran'a özgü bir kalem kutusu kalamdan i.
zamanında hollanda'dan new york'a göçmüş olanların soyundan kimse knickerbocker i.
4000 pound'a eşdeğer bir ağırlık birimi last i.
10 quarter'a veya 80 buşele eşdeğer bir ingiliz hububat kapasitesi birimi last i.
keyif için alınan ve bağımlılık yapmayan bir uyuşturucu olarak tüketilen, kenevir ve baldan yapılan fas'a özgü bir macun majoun i.
iran'a özgü kalem kutusu qalamdan i.
hindistan'a özgü üflemeli bir çalgı bin i.
hindistan'a özgü üflemeli bir çalgı pungi i.
hindistan'a özgü üflemeli bir çalgı poogye i.
avrupa ülkelerinde özellikle altın ve gümüşte kullanılan, 227 gram'a eşdeğer çeşitli ağırlık birimlerine verilen ad mark i.
bir milyon bar'a eşdeğer bir basınç birimi megabar i.
hindistan'a özgü çeşitli ağırlık birimlerine verilen ad men i.
hindistan'a özgü olup 82.28 pound'a eşdeğer bir ağırlık birimi men i.
1/ohm'a eşdeğer bir iletkenlik birimi mho i.
trinidad'a özgü bir dans bongo i.
yunanistan'a, kültürüne veya halkına hayran olan kimse hellenophile i.
112 pound'a eşdeğer bir ingiliz ağırlık birimi hundred i.
kendini imparator sanan deli bir italyan'a verilen lakap monarcho i.
içerdiği önermelerin nitelik ve niceliğine göre sınıflandırılan ve geleneksel olarak a, e, ı, o harfleri ile ifade edilen bir kıyas biçimi mood i.
ay'a tapınma moon-worship i.
hindistan'a özgü dans ve ritüellerde kullanılan stilize ve sembolik bir jest mudra i.
on bin ar'a veya bir milyon metre kare'ye eşdeğer bir ölçü birimi myriare i.
genellikle isa'nın yaşamı, ölümü ve dirilişi temalarını ve kutsal kitapta geçen olayları işleyen orta çağ'a ait bir piyes türü mystery i.
mısır'a özgü şey gippy i.
hindistan'a yeni gelmiş avrupalı griff [india] i.
hindistan'a yeni gelen bir ingiliz olma griffinism i.
hindistan'a yeni gelen ingilizlere özgü davranış griffinism i.
suudi arabistan'a ait altın bir sikke guinea i.
çin ve tayvan'a özgü bir siyah çay oolong i.
papalık'a bağlı tören sembolleri ve ayinler dignities i.
metre kare başı bir newton'a denk gelen basınç birimi pa i.
hindistan'a özgü bir çay pekoe i.
(dini) yahudi ve hristiyanlık'a ait kutsal kitapları amaçlanan yoruma göre tefsir eden kimse originalist i.
yunanistan'a özgü güçlü anason aroması olan bir içki ouzo i.
eski ibrani takviminin yaklaşık olarak şubat'a denk gelen on birinci ayı sebat i.
tacikistan'ın 100 diram'a eşdeğer olan standart para birimi somoni i.
gürcistan'a özgü geleneksel bir ziyafet supra i.
allah'a havale etmek refer somebody to god f.
allah'a inanmak believe in god f.
allah'a şükranlarını sunmak offer thanks f.
allah'a şükretmek offer thanks f.
allah'a tevekkül etmek trust in god f.
allah'a şükretmek return thanks f.
allah'a şükranlarını sunmak return thanks f.
(allah'a) hamdetmek praise f.
allah'a havale etmek leave (punishment/revenge) to god f.
be a person of distinction parmakla gösterilmek f.
make a pass at iş atmak f.
kuran'a el basmak swear on koran f.
allah'a havale etmek leave the rest to god f.
allah'a bırakmak leave the rest to god f.
allah'a havale etmek leave the rest to allah f.
allah'a bırakmak leave the rest to allah f.
kur’a çekmek draw lots f.
Allah'a sığınmak seek refuge in God f.
Allah'a sığınmak resort to Allah f.
Allah'a sığınmak take refuge in Allah f.
-a dönmek get back to f.
Allah'a dua etmek pray to Allah f.
zararı küçük bir alan(l)a sınırlamak contain the damage to a small area f.
-a/e dönmek give way to f.
12 dalda oscar'a aday olmak have 12 oscar nominations f.
mısır'a özgü karakter vermek egyptize f.
(shakespeare'in coriolanus eseri) birine coriolanus'un aufidius'a davrandığı gibi davranmak fiddious f.
fransız'a benzetmek frenchify f.
surinam'a özgü surinamese s.
ırak'a özgü iraqi s.
karadağ'a özgü montenegrin s.
kırım'a özgü crimean s.
taşoz'a özgü thasian s.
butan'a özgü bhutanese s.
dionysus'a tapma ile ilgili dionysian s.
singapur'a özgü singaporean s.
kuran'a ait koranic s.
suudi arabistan'a özgü saudi arabian s.
lihtenştayn'a özgü liechtenstein s.
barbados'a özgü barbadian s.
laos'a özgü laotian s.
tayvan'a özgü taiwanese s.
sisam'a özgü samian s.
pencap´a özgü panjabi s.
pakistan'a özgü pakistani s.
rodos'a özgü rhodian s.
iran'a özgü iranian s.
sudan´a özgü sudanese s.
mısır'a ait egyptian s.
allah'a karşı saygısız impious s.
honduras'a özgü honduran s.
pencap´a özgü punjabi s.
alman filozofu kant'a veya felsefesine ait kantian s.
einstein'a ait einsteinian s.
çad'a özgü chadian s.
fas'a özgü moroccan s.
madagaskar'a özgü madagascarian s.
tunus'a özgü tunisian s.
vietnam´a özgü vietnamese s.
morityus'a özgü mauritian s.
labrador'a özgü labradorean s.
madagaskar'a özgü madagascan s.
hindistan'a ait indian s.
lübnan'a özgü lebanese s.
islam'a ait islamic s.
umman'a özgü omani s.
kıbrıs'a özgü cypriot s.
hindistan´a özgü indian s.
ekvador'a özgü ecuadorian s.
mısır'a özgü egyptian s.
zengibar'a özgü zanzibari s.
patmos'a özgü patmian s.
dragon'a ait draconian s.
cebelitarık'a özgü gibraltarian s.
kamerun'a özgü cameroonian s.
paraguay'a özgü paraguayan s.
grönland'a özgü greenlandic s.
saravak'a özgü sarawakese s.
katar'a özgü qatari s.
uruguay'a özgü uruguayan s.
siyam´a özgü siamese s.
trinidad'a özgü trinidadian s.
lüksemburg'a özgü luxembourgian s.
liliput'a ait lilliputian s.
gine bisav'a özgü guinea-bissauan s.
jul sezar'a ait julian s.
fas'a ait moorish s.
orfeus'a özgü orphic s.
kıbrıs'a ait cypriot s.
kıbrıs'a ait cyprian s.
durkheim'a ait durkheimian s.
batlamyos'a ait ptolemaic s.
kuran'a ait alcoranic s.
nostradamus'a ait nostradamic s.
hindistan ya da pakistan'a özgü east indian s.
malaylar'a ait malayan s.
malaylar'a dair malayan s.
malaylar'a özgü malayan s.
hem malaylar'a hem de endonezyalılar'a ait malayo-indonesian s.
hem malaylar'a hem de endonezyalılar'a dair malayo-indonesian s.
hem malaylar'a hem de endonezyalılar'a özgü malayo-indonesian s.
barbados'a ait bajan s.
barbados'a özgü bajan s.
allah'a karşı saygısız unpitious s.
kashubialılar'a ait kashubian s.
katar'a ait katari s.
katarlılar'a ait katari s.
zanzibar'a ait veya ilgili zanzibari s.
utah'a ait utahan s.
belarus'a ait belarusian s.
belarus'a ait belarusan s.
belarus'a dair belarusan s.
kırgızistan'a ait kyrgyzstani s.
latium'a ait latian s.
malabar'a özgü tarzda olan malabar s.
hindistan'a ait bharatiya s.
hindistan'a dair bharatiya s.
bihar'a ait bihari s.
bihar'a dair bihari s.
ingiliz kenti manchester'a ait mancunian s.
gaius marius'a ait marian s.
quirinus'a ait quirinal s.
yunanistan'a ait hellenic s.
boston'a özgü bostonian s.
iskoç doktor john brown'a ait brunonian s.
himalayalar'a ait himalayan s.
himalayalar'a özgü himalayan s.
kuzey hindistan'a ait hindi s.
hindistan'a ait hindoostani s.
hindistan'a ait hindostani s.
hong kong'a veya halkına ait hong kongese s.
hong kong'a veya halkına özgü hong kongese s.
rönesans'a ait veya ilişkin humanistic s.
moğolistan'a ait mongolian s.
ay'a doğru moonward s.
ay'a ait moony s.
fas'a ait morisco s.
tarihçi ve istatistikçi william wilson hunter'a ait hunterian s.
liverpool'a ait liverpolitan s.
glam rock'a ait veya özgü glam s.
dağıstan'a ait dagestani s.
yunanistan'a veya yunanlılara ait grecian s.
yunanistan'a ait greek s.
yunanistan'a özgü greek s.
yunanistan'a ait greeklike s.
yunanistan'a özgü greeklike s.
birleşik krallık'a ait imperial s.
oxford'a ait oxonian s.
oxford'a özgü oxonian s.
dev golyat'a ait goliathan s.
dev golyat'a ilişkin goliathan s.
ırak'a ait iraki s.
ırak'a özgü iraki s.
belucistan'a ait belooche beloochee s.
belucistan'a dair belooche beloochee s.
iran'a, iranlılara veya dillerine ait iranian s.
paracelsus'a ait paracelsian s.
hindistan'a ait country [india] s.
hırvatistan'a ait croatian s.
hırvatistan'a özgü croatian s.
isidor'a ait isidorian s.
isidor'a atfedilen isidorian s.
sevillalı isidor'a ait isidorean s.
sevillalı isiodor'a özgü isidorean s.
pencap'a ait veya ilgili panjabi s.
pegasus'a ait pegasian s.
pegasus'a benzer pegasian s.
pegasus'a ait pegasean s.
pegasus'a benzer pegasean s.
(mısır'da) pelusium'a ait veya ilgili pelusiac s.
el salvador'a ilişkin salvador s.
el salvador'a ilişkin salvadoran s.
el salvador'a ilişkin salvadorean s.
el salvador'a ilişkin salvadorian s.
sisam'a özgü samiot s.
saskatchewan'a ait saskatchewanian s.
suudi arabistan'a ait veya ilgili saudi-arabian s.
(fransa) savoy'a ait veya ilgili savoyard s.
savoy'a özgü savoyard s.
(ingiltere) cornwall'a ait veya ilgili cornish s.
cornwall'a özgü cornish s.
a kalite five-star s.
oregon'a ait oregonian s.
oregon'a özgü oregonian s.
oscan'a ait oscan s.
liverpool'a ait scouse s.
tayland'a özgü siamese s.
tayland'a ait veya ilgili siamese s.
santa kruz'a ait veya ilişkin cruzan s.
pisagor'a ait veya ilgili pythagorean s.
pisagor'a ait veya ilgili pythagoric s.
pisagor'a ait veya ilgili pythagorical s.
sudan'a ait sudanic s.
sudan'a özgü sudanic s.
a'dan z'ye a to izzard zf.
a'dan z'ye from a to izzard zf.
a'dan z'ye from a to z zf.
a özel specific to zf.
ocak'tan ağustos'a kadar from January until august zf.
ocak'tan ağustos'a kadar from january to august zf.
ay'a doğru moonward zf.
ay'a doğru moonwards zf.
(kısaca) e/a kadar til zf.
-e/-a (yönelme) to ed.
'-a kıyasla then [dialect] ed.
'-a till [scottish] ed.
-e/a for ed.
-e/a toward ed.
e/a against ed.
e/a for ed.
e/a into ed.
e/a (bölünmek) into ed.
e/a (çarpmak) into ed.
e/a (girmek, atılmak) into ed.
e/a to ed.
e/a (bağlanmak) to ed.
e/a (bahis oranı) to ed.
e/a (gitmek) to ed.
e/a dek to ed.
e/a göre to ed.
e/a kadar to ed.
e/a karşı to ed.
e/a karşı (skor) to ed.
allah'a şükür thank heaven ünl.
allah'a şükür thank goodness ünl.
a! why ünl.
allah'a emanet ol god you see ünl.
a dostlar heartlings [obsolete] ünl.
hindistan'a veya batı hint adaları'na ait anlamı veren ön ek ind- ök.
hindistan'a ait hind (hindu) kısalt.
hindistan'a ait hind (hindi) kısalt.
hindistan'a ait hind (hindustani) kısalt.
hindistan'a ait hind. (hindu) kısalt.
hindistan'a ait hind. (hindi) kısalt.
hindistan'a ait hind. (hindustani) kısalt.
Phrasals
-a mahkum etmek doom to f.
'a amacıyla üretmek produce for f.
(x/a vb ile) işaretlemek mark something in f.
...a dönüşmek transmogrify into f.
(roket) ay'a blast off f.
Phrases
dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olma let (the) perfect be the enemy of (the) good f.
bu benim ... a ilk seyahatim this is my first trip to ... expr.
dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olma don't let perfect be the enemy of good expr.
google'a sor google it expr.
-e/'-a imkan verir this allows you to... expr.
-a/e kadar aptal as stupid as expr.
-a kadar well into expr.
'-a benzer bir şey to this/that effect expr.
gryffindor'a on puan 10 points to gryffindor expr.
on puan gryffindor'a gidiyor 10 points to gryffindor expr.
on puan gryffindor'a gidiyor 10 points to gryffindor expr.
(b, e, a, d, g, c ve f) hatırlatması için kullanılan uydurma bir hatırlatma cümlesi battle ends and down goes charles' father (b, e, a, d, g, c and f) expr.
Proverb
sezar'ın hakkı sezar'a give the devil his due
(bacon'a atfedilen hikayeye göre) aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz hope is a good breakfast but a bad supper
eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla trust in Allah, but tie up your camel
eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et trust in Allah, but tie up your camel
eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla trust in God, but tie up your camel
eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et trust in God, but tie up your camel
eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a/tanrı'ya ısmarla trust in god, but tie up your camel
eşeğini bağla, sonra allah'a/tanrı'ya emanet et trust in god, but tie up your camel
eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla trust in allah, but tie up your camel
eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et trust in allah, but tie up your camel
yalnızlık allah'a mahsustur no man is an island
yalnızlık allah'a mahsustur no man is an island (entire of itself)
yüz güzelliği hamamdan eve, öz güzelliği urum'dan şam'a beauty is more than skin deep
yüz güzelliği hamamdan eve, öz güzelliği urum'dan şam'a beauty is only skin deep
Colloquial
istanbul’a giden uçak plane to istanbul i.
abd'de araba üretilen eyaletler olarak da bilinen detroit, michigan'a verilen takma isim motown i.
sol anahtarındaki notaları hatırlamak için kullanılan bir ipucu (f, a, c ve e) face i.
hiç covid 19'a yakalanmamış kimse covirgin i.
tüm dersleri a olma straight a's i.
tüm derslerden a alma straight a's i.
target'a alışverişe gitme target run i.
hint alt kıtası'ndan birleşik krallık'a yeni göç etmiş kimse freshie i.
ırak'a ek asker gönderilmesine engel olan kimse surge protector i.
fast food'a gömülmek mac out f.
pub'a gitmek pub f.
zeitgeist'a uyan zeitgeisty s.
madagaskar'a ait madecassee s.
madagaskar'a ait madegassy s.
tüm dersleri a olan straight-a s.
her dersi a olan straight-a s.
peckham'a ait peckish s.
(kısaca) hell of a helluva zf.
a'dan z'ye kadar from a to z expr.
google'a bak google it expr.
işimiz allah'a kaldı only god can help us expr.
sezar'ın hakkı sezar'a give credit where credit is due expr.
1'den 10'a kadar bir sayı seç think a number between one and ten expr.
1'den 10'a kadar bir sayı seç pick a number between one and ten expr.
-a bak! get you! expr.
google'a sor quod google expr.
google'a sorun quod google expr.
google'a yaz quod google expr.
google'a yazın quod google expr.
allah'a şükür but for the grace of god expr.
google'a sorsan öğrenirdin lmgtfy (let me google that for you) expr.
google'a sorman gereken şeyi bana/bize soruyorsun lmgtfy (let me google that for you) expr.
allah'a emanet ol may the gods bless you expr.
n'a ber? how do ye do? [old-fashioned] exclam.
n'a ber? how-de-do [us] exclam.
Idioms
A'dan Z'ye her şey everything from A to Z i.
son anda kazandığı yarışlarla bilinen jokey edward "snapper" garrison'a atıfta bulunarak türetilmiş bir ifade garrison finish i.
a'dan z'ye tüm işleri yapan kişi head cook and bottle washer i.
(a ve b arasında) büyük bir fark the world of difference (between a and b) i.
(a ve b arasında) dağlar kadar fark the world of difference (between a and b) i.
(a ve b arasında) epeyce bir fark the world of difference (between a and b) i.
(a ve b arasında) bir hayli fark the world of difference (between a and b) i.
(a ve b arasında) dünya kadar fark the world of difference (between a and b) i.
(a ve b arasında) aşırı fark the world of difference (between a and b) i.
(a ve b arasında) büyük bir fark a world of difference (between a and b) i.
(a ve b arasında) dağlar kadar fark a world of difference (between a and b) i.
(a ve b arasında) epeyce bir fark a world of difference (between a and b) i.
(a ve b arasında) bir hayli fark a world of difference (between a and b) i.
(a ve b arasında) dünya kadar fark a world of difference (between a and b) i.
(a ve b arasında) aşırı fark a world of difference (between a and b) i.
(a ve b arasında) büyük fark a world of difference (between a and b) i.
(a ve b arasında) dünya kadar fark a world of difference (between a and b) i.
(a ve b arasında) büyük fark the world of difference (between a and b) i.
(a ve b arasında) dünya kadar fark the world of difference (between a and b) i.
sabah 10:00'dan öğleden sonra 3:00'a kadar olan kısa çalışma saatleri bankbook i.
sabah 10:00'dan öğleden sonra 2:00'a kadar olan kısa çalışma saatleri banker's hours i.
dimyat'a giderken yanında pirinç götürmek bring sand to the beach f.
dimyat'a giderken yanında pirinç götürmek bring owls to athens f.
dimyat'a pirinç götürmek bring owls to athens f.
dimyat'a giderken yanında pirinç götürmek take owls to athens f.
dimyat'a pirinç götürmek take owls to athens f.
dimyat'a giderken yanında pirinç götürmek carry owls to athens f.
dimyat'a pirinç götürmek carry owls to athens f.
dimyat'a giderken yanında pirinç götürmek bring sand to the beach f.
dimyat'a pirinç götürmek bring sand to the beach f.
parnassos'a tırmanmak climb parnassus f.
'-a kavuşmak knock at (one's) door f.
'-a kavuşmak knock at your door f.
'-a kavuşmak come knocking at your door f.
aklın a'sı bile olmamak not have two brain cells to rub together f.
a takımında olmak the first string f.
allah'a can borcunu ödemek pay the debt of nature f.
bir şeyi a'dan z'ye bilmek know something inside out f.
bir şeyi a'dan z'ye bilmek know something through and through f.
sezar'ın hakkını sezar'a vermek give the devil his due f.
'a çağrısında bulunmak issue a call for something f.
bırakmak ve allah'a havale etmek let go and let god f.
boş vermek ve allah'a havale etmek let go and let god f.
sadece allah'a havale etmek let go and let god f.
allah'a/tanrıya kalmış olmak be in the lap of the gods f.
(a ile b arasında) köprü görevi görmek bridge the gap (between a and b) f.
(a ile b arasında) iletişim/bağlantı kurmak bridge the gap (between a and b) f.
(a ile b arasında) bir köprü oluşturmak bridge the gap (between a and b) f.
(a ile b arasında) bir geçiş sağlamak bridge the gap (between a and b) f.
(a ile b arasındaki) geçişi sağlamak/kolaylaştırmak bridge the gap (between a and b) f.
(a ile b arasında) köprü görevi görmek bridge the gulf (between a and b) f.
(a ile b arasında) iletişim/bağlantı kurmak bridge the gulf (between a and b) f.
(a ile b arasında) bir köprü oluşturmak bridge the gulf (between a and b) f.
(a ile b arasında) bir geçiş sağlamak bridge the gulf (between a and b) f.
(a ile b arasındaki) geçişi sağlamak/kolaylaştırmak bridge the gulf (between a and b) f.
(a ile b/biriyle arasındaki) ilişkileri güçlendirmek build bridges (between a and b/with somebody) f.
(a ile b/biriyle arasındaki) köprüleri kurmak build bridges (between a and b/with somebody) f.
sezar'ın hakkını sezar'a vermek render unto caesar f.
kur'a çekmek cast/draw lots f.
(birini seçmek/bir şey yapmak için) kur'a çekmek cast/draw lots (for something/to do something) f.
(birini/bir şeyi) a'dan z'ye bilmek/tanımak know (someone or something) inside out f.
(birini/bir şeyi) a'dan z'ye bilmek know (someone or something) through and through f.
(bir şeyi) a'dan z'ye bilmek know (something) backward [us] f.
(bir şeyi) a'dan z'ye bilmek know (something) backward and forward [us] f.
(bir şeyi) a'dan z'ye bilmek know (something) forward and backward [us] f.
(bir şeyi) a'dan z'ye bilmek know (something) inside and out f.
a'dan z'ye bilmek know backwards and forwards f.
a'dan z'ye bilmek know forwards and backwards f.
dimyat'a giderken yanında pirinç götürmek send owls to athens f.
dimyat'a pirinç götürmek send owls to athens f.
(bir şeye)a bağımlı given to (something) s.
epir kralı pyrrhus'a ait pyrrhic s.
buradan fizan'a kadar from here to kingdom come zf.
nixon'a özgü cüretkar ya da tabu olan işleri başarma özelliğini belirtmek için kullanılan bir deyim only nixon could go to china expr.
a nerden çıktınız siz If I knew you were coming, I'd have baked a cake expr.
adıyla bahsetsene a çocuğum who's she, the cat's mother? expr.
olur a ... beklentisiyle on the outside chance expr.
olur a (olumlu sonuçlanma) beklentisiyle on the outside chance expr.
olur a ... beklentisiyle on the off chance expr.
olur a (olumlu sonuçlanma) beklentisiyle on the off chance expr.
(top) tinker'dan evers'a ve chance'e tinker to evers to chance expr.
a ile z a2o (apples to oranges) expr.
a'dan z'ye from a to z expr.
a'dan z'ye the a to z of expr.
A'dan Z'ye her şey everything from soup to nuts expr.
Allah'a kalmış in the lap of the gods expr.
allah'a şükür thank god expr.
benden uzak allah'a yakın far be it from me expr.
dünya süleyman'a bile kalmamış no man can live forever expr.
sen elinden geleni yap gerisini allah'a bırak god helps him who helps himself expr.
yüz güzelliği hamamdan eve, öz güzelliği urum'dan şam'a beauty is but skin deep. expr.
her a'nın içinde bir b yatar scratch a and you’ll find b expr.
her a'nın içinde bir b saklıdır scratch a and you’ll find b expr.
a'ya biraz yakından bakarsan içinde yatan b'yi göreceksin/görürsün scratch a and you’ll find b expr.
a'dan z'ye from soup to nuts expr.
sezar'ın hakkı sezar'a credit where credit is due expr.
müzikte (f, c, g, d, a, e ve b) hatırlatması için kullanılan uydurma bir hatırlatma cümlesi father charles goes down and ends battle expr.
a'dan b'ye from a to b expr.
sezar'ın hakkı sezar'a give the devil his/her due expr.
sezar'ın hakkını sezar'a vermek give the devil his/her due expr.
olur a ... beklentisiyle on the off-chance [uk] expr.
adıyla bahsetsene a çocuğum who's she, the cat's mother? [uk] expr.
Speaking
allah'a ısmarladık ta-ta ünl.
Aferin .......'(y)e/a! full marks to...! expr.
allah'a emanet ol god bless expr.
allah'a emanet ol god bless you expr.
Allah'a şükür thank Allah expr.
allah'a şükür thank god expr.
bu istanbul'a ilk gelişim this is my first time in istanbul expr.
daha önce de geldin mi istanbul'a? have you been to Istanbul before? expr.
daha önce istanbul'a de geldin mi? have you been to Istanbul before? expr.
istanbul'a ilk gidişin mi (olacak)? is this the first time you are going to istanbul? expr.
ingilizce için 9'a basınız for english press nine expr.
istanbul'a ilk gelişin mi? is this the first time you have been to istanbul? expr.
ingilizce için 9'a basın for english press 9 expr.
ingilizce için 9'a basın for english press nine expr.