aksine - Türkçe İngilizce Sözlük

aksine

"aksine" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 44 sonuç

Türkçe İngilizce
Yaygın Kullanım
aksine on the contrary zf.
We, on the contrary, must promote the idea of a network of national systems cooperating with each other.
Aksine, birbirleriyle işbirliği yapan ulusal sistemlerden oluşan bir ağ fikrini teşvik etmeliyiz.

More Sentences
aksine unlike ed.
Jill actually quite nice, unlike Tina.
Jill aslında Tina'nın aksine oldukça iyi biri.

More Sentences
Genel
aksine contrary s.
Quite the contrary, it brings with it the risk of uncontrollable escalation.
Aksine, kontrol edilemeyen bir tırmanma riskini beraberinde getirmektedir.

More Sentences
aksine to the contrary zf.
Everyone believes his story since there is no evidence to the contrary.
Aksine bir kanıt olmadığı için herkes onun hikayesine inanıyor.

More Sentences
aksine conversely zf.
I hate mathematics; conversely, Earl loves it.
Ben matematikten nefret ederim; aksine, Earl ise matematiğe bayılır.

More Sentences
aksine rather zf.
The EU is not somewhere else; rather, we all make up Europe.
AB başka bir yerde değil; aksine hepimiz Avrupa'yı oluşturuyoruz.

More Sentences
aksine on the contrary zf.
On the contrary, these enterprises should see enlargement as a positive challenge.
Aksine bu işletmeler genişlemeyi olumlu bir meydan okuma olarak görmelidir.

More Sentences
aksine instead zf.
Instead, it would only be in danger of further distorting the market mechanisms.
Aksine, piyasa mekanizmalarını daha da bozma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.

More Sentences
aksine in contrast to ed.
May we hope that we will work in a multilateral manner, in contrast to the unilateral deviations of our US allies.
ABD'li müttefiklerimizin tek taraflı sapmalarının aksine çok taraflı bir şekilde çalışacağımızı umuyoruz.

More Sentences
aksine contrary to ed.
Contrary to the normal rules of economics, the more low-sulphur fuel is required, the more expensive it gets.
Normal ekonomi kurallarının aksine, ne kadar düşük sülfürlü yakıt gerekiyorsa, o kadar pahalı hale geliyor.

More Sentences
İfadeler
aksine but rather expr.
Secondly, legislation should not hamper, but rather promote, innovation.
İkinci olarak mevzuat inovasyonu engellememeli aksine teşvik etmelidir.

More Sentences
Konuşma
aksine if anything expr.
If anything, they need to be widened in their scope!
Aksine, kapsamlarının genişletilmesi gerekiyor!

More Sentences
Genel
aksine contra zf.
aksine contrarily zf.
aksine counter zf.
aksine by contrast with zf.
aksine contrariwise zf.
aksine crisscross zf.
aksine crossways zf.
aksine thereagainst zf.
aksine per contra zf.
aksine the other way around zf.
aksine au contraire (fr) zf.
aksine v.v. (vice versa) zf.
aksine wither [obsolete] zf.
aksine indeed zf.
aksine contrair [scotland] zf.
aksine contrariantly zf.
aksine contrariously zf.
aksine the other end of the scale zf.
aksine perversely zf.
aksine counter to ed.
aksine in contradistinction to ed.
aksine in opposition to ed.
aksine counter to something ed.
aksine by [scotland] ed.
aksine vv (vice versa) kısalt.
İfadeler
aksine in contradistinction for expr.
Konuşma Dili
aksine vice versa zf.
aksine to his surprise expr.
aksine not by a long chalk expr.
Hukuk
aksine contrary s.
Argo
aksine arse about [uk/australia] s.
İngiliz Argosu
aksine vicky-verky (vice versa) zf.

"aksine" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 108 sonuç

Türkçe İngilizce
Konuşma
senin aksine unlike you expr.
Unlike you I'm prepared to die for the cause.
Senin aksine ben dava uğrunda ölmeye hazırım.

More Sentences
Genel
aksine bir hüküm provision to the contrary i.
sıradan görünüşünün aksine çok yüksek motor gücüne sahip araç sleeper car [us] i.
sıradan görünüşünün aksine çok yüksek motor gücüne sahip araç q-car [uk] i.
toplumda kabul gören kuralların aksine davranan kimse sociopath i.
genel kanının aksine olan meyil undertow i.
görünenin aksine olan eğilim undertow i.
bir kimseye diğerlerinin aksine gösterilen özen lookout i.
bir kimseye diğerlerinin aksine gösterilen özen look-out i.
aksine gitmek run counter to f.
aksine hareket etmek act against f.
beklenenin aksine olan ironic s.
esas görevin aksine olan inofficious s.
geleneğin aksine sözleşmeyle belirlenmiş (kadro türü) conventionary s.
ve aksine and vice versa zf.
tam aksine quite the contrary zf.
tam aksine the other way round zf.
beklediğimin aksine contrary to my expectation zf.
tam aksine the opposite way round zf.
bilinenin aksine contrary to popular myth zf.
aksine hüküm olmadıkça unless otherwise implied zf.
aksine hüküm olmadıkça unless otherwise agreed zf.
aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde unless otherwise provided zf.
bunun aksine contrary to this zf.
alışılmışın aksine contrary to ordinary zf.
alışılmışın aksine on the contrary zf.
düşünülenin aksine contrary to what is believed zf.
inanılanın aksine contrary to what is believed zf.
bilinenin aksine contrary to what is believed zf.
sanılanın aksine contrary to what is believed zf.
tamamen aksine quite the contrary zf.
tam aksine quite the reverse zf.
zannedilenin aksine counterintuitively zf.
(hatta) (tam) aksine vice versa zf.
öncekinin aksine unlike before zf.
beklenenin aksine paradoxically zf.
in aksine olarak in contradistinction to ed.
-in aksine olarak as opposed to ed.
nin aksine in comparison with ed.
-in aksine contrary to ed.
-in aksine in opposition to ed.
-in aksine in contrast with ed.
-in aksine in contrast to ed.
-in aksine by [scotland] ed.
olağanın aksine out of ed.
aksine anlamına gelen bir ön ek wither- [uk/scotland] ök.
aksine anlamını veren bir ön ek contra- ök.
Öbek Fiiller
birini aksine ikna etmek co-opt someone into something f.
mantık kullanarak aksine karar vermek reason against something f.
mantık kullanarak aksine karar vermek reason against f.
İfadeler
genel kanının aksine counter intuitive s.
beklenenin aksine/tersine by contraries [obsolete] zf.
beklentilerin aksine by contraries expr.
aksine açıkça hüküm bulunduğu takdirde where expressly provided otherwise expr.
aksine herhangi bir hüküm bulunsa bile notwithstanding any provision to the contrary expr.
aksine hüküm olmadıkça unless otherwise concluded expr.
bilinenin aksine contrary to popular opinion expr.
bilinenin aksine contrary to general belief expr.
bilinenin aksine contrary to common belief expr.
bilinenin aksine contrary to popular belief expr.
düşünülenin aksine contrary to popular opinion expr.
düşünülenin aksine contrary to popular belief expr.
diğerlerinin aksine unlike others expr.
inanılanın aksine contrary to popular belief expr.
inanılanın aksine as opposed to popular belief expr.
sanılanın aksine as opposed to popular belief expr.
sanılanın aksine contrary to popular belief expr.
umulanın (ya da umduğunun) aksine pek de bir işe yaramadı for all the good it did expr.
umulduğunun aksine contrary to (all) expectations expr.
umulanın aksine contrary to (all) expectations expr.
bir şeyin/bir şey yapmanın aksine far from something/doing something expr.
...gibi konuların aksine unlike subjects such as expr.
Konuşma Dili
çiftlerin ilişkileri yolunda gittiğini sanarken aksine ters gitmesi durumu trouble in paradise i.
beklenenin aksine contrary to expectations expr.
umulanın aksine contrary to expectations expr.
bir şeyin aksine contrary to (something) expr.
bilinenin aksine contrary to popular belief/opinion expr.
düşünülenin aksine contrary to popular belief/opinion expr.
genel kanının aksine contrary to popular belief/opinion expr.
inanılanın aksine contrary to popular belief/opinion expr.
sanılanın aksine contrary to popular belief/opinion expr.
Deyim
beklenen sonucun aksine against the run of play expr.
gidişatın aksine against the run of play expr.
beklenenin aksine for a wonder expr.
Konuşma
umulanın aksine against/contrary to (all) expectations expr.
umulduğunun aksine against/contrary to (all) expectations expr.
Ticaret/Ekonomi
fiziki bir faaliyet yeri olmaksızın internet kanalıyla online hizmet veren işletmelerin aksine belirli bir işyerinden (bina veya dükkan) faaliyet gösteren geleneksel işletmeleri tanımlamak için kullanılan bir terim brick and mortar business i.
fiziki bir faaliyet yeri olmaksızın internet kanalıyla online hizmet veren işletmelerin aksine belirli bir işyerinden (bina veya dükkan) faaliyet gösteren geleneksel işletmeleri tanımlamak için kullanılan bir terim brick and mortar shop i.
Hukuk
aksine bir kanun olsa bile any law to the contrary notwithstanding i.
sıradan bir kişinin verdiği, bilirkişininkinin aksine genellikle kabul edilebilir olmayan ifade opinion i.
aksine anlaşma bulunmadığında in the absence of contrary agreement expr.
kanunda aksine bir hüküm olsa bile any law to the contrary notwithstanding expr.
Siyasal
aksine rapor olmadıkça save as otherwise provided expr.
Teknik
saat yönünün aksine counter-clockwise s.
Denizcilik
saat yönünün aksine against the sun zf.
Psikoloji
görülenin aksine hayali veya hatırlanan zihinsel imgeyi görebilme yetisi mind's eye i.
Biyoloji
geleneksel genetik biliminin aksine kalıtım üzerindeki temel etkenin somatik ve çevresel faktörler olduğunu iddia eden bir doktrin michurinism i.
geleneksel genetik biliminin aksine kalıtım üzerindeki temel etkenin somatik ve çevresel faktörler olduğunu iddia eden bir doktrin lysenkoism i.
Eğitim
öğrenci odaklı faaliyetlerin aksine, öğretmenin karatahta başında konuşmasına odaklı öğretim yöntemi chalk and talk i.
Dilbilim
karşıt tarafın söylenenin aksine yaptığı açıklama anthorism i.
Dini
teslis inancının aksine tanrının birliğini savunan hristiyan teolojisi unitarianism i.
hristiyanlıktaki teslis inanışının aksine tanrı'nın birliğini savunan hristiyan inanç sistemi unitarianism i.
kateşizm talebelerinin aksine vaftiz edilmiş hristiyanlar faithful i.
musa peygamberin öğretilerinin aksine un-mosaic s.
Felsefe
kilise otoritesinin aksine insan aklının bağımsızlığını vurgulayan felsefi görüş humanism i.
(nietzsche felsefesinde) yaratıcı-sezgiselin aksine eleştirel aklın gücünü somutlaştıran apollonian s.
Resim
aksine tarama cross-hatch i.
Argo
(dış görünüşü ve davranışlarının aksine) içi güzel kimse rough diamond i.