instead - Türkçe İngilizce Sözlük

instead

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"instead" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 14 sonuç

İngilizce Türkçe
Yaygın Kullanım
instead zf. yerine
He decided to take the bus instead of walking.
Yürümek yerine otobüse binmeye karar verdi.

More Sentences
Genel
instead zf. yerine
I broke my gas-powered rice cooker so I got an induction rice cooker instead.
Gazla çalışan pilav pişiricimi kırdım ve yerine indüksiyonlu bir pilav pişirici aldım.

More Sentences
instead zf. bunun yerine
Instead, it would be reasonable to create alternative procedures for resolving disputes.
Bunun yerine, anlaşmazlıkların çözümü için alternatif usullerin oluşturulması makul olacaktır.

More Sentences
instead zf. onun yerine
His wife instead collected it, here in this House in November.
Onun yerine eşi Kasım ayında bu Mecliste parayı topladı.

More Sentences
instead zf. buna karşılık
Repression has instead, in response, played a part in fuelling terrorism.
Buna karşılık baskı, terörizmi körükleyen bir rol oynamıştır.

More Sentences
instead zf. aksine
Instead, it would only be in danger of further distorting the market mechanisms.
Aksine, piyasa mekanizmalarını daha da bozma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.

More Sentences
instead zf. tersine
Instead, always pursue good for one another, and everyone.
Tersine, birbiriniz ve herkes için her zaman iyiliği kovalayın.

More Sentences
Konuşma Dili
instead zf. onun yerine
His wife instead collected it here in this House in November.
Onun yerine eşi, Kasım ayında bu Meclis'te bu parayı topladı.

More Sentences
Genel
instead zf. yerinde
instead zf. -ecek yerde
instead zf. -eceğine
instead zf. bunun karşılığında
instead zf. karşılığında
instead zf. bilakis

"instead" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 26 sonuç

İngilizce Türkçe
Yaygın Kullanım
instead of ed. yerine
The suggestion is to add a new heading, instead of removing one, and to deal with the two existing headings together.
Öneri, bir başlığı kaldırmak yerine yeni bir başlık eklemek ve mevcut iki başlığı birlikte ele almaktır.

More Sentences
Genel
instead of this zf. bunun yerine
Instead of this, they confine themselves to primitive coastal fishing and sell their fishing rights to others.
Bunun yerine, kendilerini ilkel kıyı balıkçılığı ile sınırlıyorlar ve balıkçılık haklarını başkalarına satıyorlar.

More Sentences
İfadeler
instead of you expr. senin yerine
What's the problem with me going there instead of you?
Senin yerine benim oraya gitmemin ne sakıncası var?

More Sentences
Konuşma
instead of talking expr. konuşmak yerine
Act, instead of talking.
Konuşmak yerine hareket et.

More Sentences
Teknik
instead of ed. yerine
They prefer to pass on safety costs to the government instead of factoring them into the price of air tickets.
Güvenlik maliyetlerini uçak bileti fiyatlarına yansıtmak yerine devlete yansıtmayı tercih ediyorlar.

More Sentences
Genel
choose instead f. yerine seçmek
instead of working zf. çalışmak yerine
instead of ed. maktansa
instead of bağ. '-dense
instead of bağ. -den daha ziyade
instead of bağ. -den ziyade
İfadeler
instead of us expr. bizim dışımızda
instead of you expr. sizin yerinize
instead of me expr. benim dışımda
instead of me expr. benim haricimde
instead of me expr. benden hariç
instead of complaining of expr. şikayet etmek yerine
instead of (something) expr. (bir şey) yerine
instead of (something) expr. (bir şeye) alternatif olarak
instead of (something) expr. (bir şey) yapmaktansa
Konuşma
accept this instead of cash expr. para yerine bunu kabul et
I'd go home instead expr. eve gitmeyi tercih ederim
take this instead of cash expr. para yerine bunu al
Hukuk
instead of a parent expr. ebeveyn yerine
instead of a parent expr. (çocuğunun/öğrencinin) velisi yerine
instead of a parent expr. anne/baba yerine