baskı altında - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

baskı altında



"baskı altında" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 17 sonuç

Türkçe İngilizce
General
baskı altında captive s.
baskı altında under pressure s.
baskı altında hard-pressed s.
baskı altında pressurized s.
baskı altında under duress zf.
baskı altında under compulsion zf.
Colloquial
baskı altında in a box s.
baskı altında pushed s.
Idioms
baskı altında hard-pressed s.
baskı altında on the spot zf.
baskı altında under a cloud zf.
baskı altında with one's back to the wall expr.
baskı altında under the gun expr.
Law
baskı altında under coercion expr.
baskı altında under duress expr.
baskı altında under duress expr.
Telecom
baskı altında under the cosh expr.

"baskı altında" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 108 sonuç

Türkçe İngilizce
General
baskı altında tutma repression i.
baskı altında kalma smother i.
baskı altında olma tensity i.
baskı altında soğukkanlılık sang froid i.
baskı altında soğukkanlılık aplomb i.
baskı altında soğukkanlılık poise i.
baskı altında soğukkanlılık assuredness i.
baskı altında soğukkanlılık cool i.
fiziksel veya ahlaki açıdan baskı altında olma necessity i.
baskı altında bozulmama unbreakableness i.
kötü kimseleri uzaklaştırmak veya baskı altında tutmak için linç kanunu yöntemlerini kullanan kanun dışı bir teşkilat white cap i.
acele ettirilip baskı altında olma drive i.
(toplama kampındaki mahkumlar gibi) baskı veya tehdit altında çalışan insan grubu slave labor i.
baskı altında tutmak restrain f.
baskı altında olmak be under pressure f.
manevi baskı altında olmak be under pressure f.
baskı altında tutmak repress f.
baskı altında tutmak keep down f.
baskı altında tutmak coerce f.
baskı altında tutmak concuss f.
baskı altında tutmak press somebody close f.
baskı altında tutmak contain f.
psikolojik baskı altında olmak be under psychological pressure f.
baskı altında hissetmek feel under pressure f.
baskı altında kalmak be under pressure f.
baskı altında kalmak remain under pressure f.
baskı altında tutmak hold down f.
çok baskı altında olmak be under a lot of pressure f.
çok baskı altında kalmak be under a lot of pressure f.
işte baskı altında olmak be under pressure at work f.
büyük baskı altında olmak be under a lot of pressure f.
harekete geçmeye mecbur kalacak şekilde baskı altında kalmak be pressed up to the point of action f.
baskı altında tutmak hold [scottish] f.
(bilgiyi) baskı altında açığa çıkarmak disgorge f.
(baskı altında) verimini kaybedip dağılmak crack (up) f.
baskı altında tutulan inhibitory s.
baskı altında hareket etmeyen uncompelled s.
baskı altında olmayan (kimse) unpressurized s.
baskı altında olmayan (kimse) unpressurised s.
baskı altında tutulmamış unrepressed s.
baskı altında olan hard-set s.
(duygusal baskı altında) duraksayarak konuşan broken s.
baskı altında yapılan hurried s.
baskı altında çalışan hurried s.
çok baskı altında hard-pushed s.
baskı altında olan distressful s.
baskı altında olan coiled s.
baskı altında tutulmuş stifled s.
baskı altında tutan suppressive s.
baskı veya kontrol altında on a string zf.
sermayesiz olarak baskı veya kontrol altında on a string zf.
Phrasals
baskı altında tutmak choke down f.
baskı altında tutmak choke back f.
baskı altında tutmak choke off f.
(ağır bir yükün altında) bocalamak/yalpalamak/baskı altında olmak stagger under something f.
(birini) baskı altında bırakmak put (one) under the cosh f.
eriyip gitmek (duygusal baskı altında) melt down f.
duygusal baskı altında ezilmek melt down f.
Colloquial
(birini) baskı altında tutmak sit on f.
baskı altında olmayan unbuttoned s.
yüksek baskı altında başarılı olan clutch s.
Idioms
baskı altında tutmak put the screws on f.
baskı altında olmak/kalmak be under the pump f.
baskı/baskısı altında hissetmek be under the pump f.
baskı altında olmak get under a deadline f.
baskı altında olmak get under the gun f.
baskı altında olmak be under pressure f.
baskı altında olmak be under a deadline f.
baskı altında olmak get under pressure f.
birini baskı altında tutmak place a strain on someone f.
baskı altında olmak hard put f.
baskı altında olmak be under the gun f.
(birini) baskı altında bırakmak put (one) under the pump f.
baskı altında olmak be under the cosh [uk] f.
baskı altında olmak be hard-pressed f.
baskı altında vermek give under threat of f.
(birini) baskı altına almak/altında tutmak hold (one's) feet to the fire f.
birini baskı altına almak/altında tutmak hold someone's feet to the fire f.
'-i baskı altında bırakmak make demands of f.
(birini) baskı altında bırakmak make demands of (one) f.
(birini/bir şeyi) baskı altında bırakmak make demands on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) baskı altında tutmak place a strain on (someone or something) f.
stres/baskı altında çalışabilmek stand the pace f.
stres/baskı altında çalışabilmek stay the pace f.
baskı altında olan hard-pressed s.
baskı altında olan under the harrow s.
stres/baskı altında çalışamaz can't stand the pace s.
(bir şey yapması) için baskı altında hard-pressed to (do something) s.
aşırı baskı altında at gunpoint expr.
baskı altında/altına under the pump [australia] expr.
hiçbir baskı ve etki altında kalmadan without fear or favor expr.
Speaking
bence son zamanlarda çok baskı altında kaldın i think you've been under a lot of pressure recently expr.
Trade/Economic
baskı altında enflasyon suppressed inflation i.
baskı altında tutmak squeeze f.
Law
baskı altında olmadan/kalmadan free act and deed expr.
Politics
baskı altında tutan duressor i.
baskı altında olan servile s.
Technical
baskı altında yay springs under tension i.
akma noktası aşıldıktan sonra bir katının baskı altında deforme olma hızının ölçüsü mobility i.
Biology
bağışıklığı baskı altında olan immunosuppressed s.
Religious
baskı altında bulunan yer land of bondage i.
baskı altında olma land of bondage i.
Military
baskı altında tutma ateşi suppressive fire i.
baskı altında tutma görevi suppression mission i.
hava savunma topçusunun baskı altında tutulması air defence artillery neutralization i.
Printery
basım işinin altında kağıtlı döner silindirin bulunduğu düz yatakta yapıldığı baskı makinesi flatbed press i.
basım işinin altında kağıtlı döner silindirin bulunduğu düz yatakta yapıldığı baskı makinesi flat-bed press i.
Slang
(kadın) erkeği baskı/kontrolü altında tutmak break someone's balls f.