bir şey almak - Türkçe İngilizce Sözlük

bir şey almak

"bir şey almak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Colloquial
bir şey almak have oneself something f.

"bir şey almak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 220 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yerini almak (yeni bir şey eski bir şeyin) supersede f.
This revised system superseded the old ESA 1979.
Bu revize edilmiş sistem eski ESA 1979'un yerini almıştır.

More Sentences
(özel günü hatırlayıp) bir şey almak remember f.
It was the first time she didn't remember me on my birthday.
İlk defa doğum günümde bana bir şey almadı.

More Sentences
Phrasals
(birinden/bir şeyden bir şey) almak extract (something) from (someone or something) f.
These are just brief extracts from an 83-page report.
Bunlar 83 sayfalık rapordan alınan kısa alıntılardır.

More Sentences
General
izin almak (birinden bir şey için) be in the clear with f.
yerini almak (yeni bir şey eski bir şeyin) supplant f.
bir yerden bir şey almak receive something from some place f.
sormadan bir şey almak take things without asking f.
(bir şey yaparken) destek almak have support in f.
düz çizgi belirlemek için bir şey boyunca bakarak hedef almak bone f.
(borç yoluyla) bir kimseden bir şey almak borrow f.
(bir şey için) bir durumu temel almak posit on f.
(bir şey için) bir durumu temel almak posit upon f.
Phrasals
kendine pahalı bir şey almak bounce for (something) f.
(birini bir şey) ile etkisi altına almak beguile (someone) with (something) f.
(birini bir şey) ile avucuna almak beguile (someone) with (something) f.
(birini bir şey) ile avucunun içine almak beguile (someone) with (something) f.
(birini bir şey) ile etkisi altına almak beguile someone with something f.
(birini bir şey) ile avucuna almak beguile someone with something f.
(birini bir şey) ile avucunun içine almak beguile someone with something f.
(birinin) elinden hileyle (bir şey) almak trick out of f.
(bir şey yapmaktan) keyif almak/memnun olmak/tatmin olmak satisfy (someone, something, or oneself) by (doing something) f.
kredi kartı puanlarını kullanarak bir şey almak cash in f.
alelacele/çabucak giyinmek/üstüne bir şey almak fling something on oneself f.
alelacele/çabucak giyinmek/üstüne bir şey almak fling something on f.
biri için bir şey satın almak purchase something for someone f.
biri için bir şey satın almak buy something for someone f.
birinden bir şey almak receive something from someone f.
birini bir şey ile alaya almak taunt someone with something f.
(bir şey almak/belli bir amaç/hedef için) para biriktirmek save money toward something f.
bir şeyin yerini başka bir şey almak sub someone for (someone else) f.
bir şeyin yerini başka bir şey almak sub something for something else f.
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) olarak ele almak treat (someone or something) as (someone or something else) f.
birini/bir şeyi başka bir şey olarak ele almak treat someone or something as something f.
birinden bir şey almak exact something from someone f.
birinden zorla bir şey almak extort something from someone or something f.
birinden tehditle bir şey almak extort something from someone or something f.
bir şey haber almak find (someone or something) out f.
(birinden bir şey) almak procure (something) from (someone) f.
(bir şeyi biri/bir şey) için geri almak get (something) for (someone or something) f.
(bir şeyi biri/bir şey) için almak get (something) for (someone or something) f.
(bir şeyi bir şey) için almak get (something) for (someone or something) f.
birinden/bir şeyden bir şey almak get something from someone or something f.
üzerine bir şey almak/giymek get something on someone f.
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak barter for f.
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak barter for something f.
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak barter over something f.
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak barter (something) for (something else) f.
(biri/bir şey) için daha belirgin bir hal almak grow upon (someone or something) f.
(biri/bir şey) için daha belirgin bir hal almak grow on (someone or something) f.
karşılığında (bir şey yaparak) öcünü almak repay (one) by (doing something) f.
karşılığında (bir şey yaparak) intikam almak repay (one) by (doing something) f.
(bir şey) halini almak lead into (something) f.
gittikçe (bir şey) halini almak lead into (something) f.
gittikçe bir şey halini almak lead into f.
bir şey altına almak place under f.
(birinin) bir şey hakkındaki görüşünü/geribildirimini almak try (something) out on (one) f.
birinin bir şey hakkındaki görüşünü/geribildirimini almak try something out on someone f.
bir şeyi bir şey kapsamına almak intersperse something with something f.
kıvrılıp (bir şey) halini almak twist into (something) f.
geliştikçe ilginç bir şey halini almak unfold into something f.
alabildiği kadar bir şey almak snatch something up f.
(birinden) zor kullanarak (bir şey) almak squeeze (something) from (someone) f.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak almak take on (someone or something) as (something) f.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak işe almak take on (someone or something) as (something) f.
kütüphaneden bir şey ödünç almak take out f.
bir şey halini almak turn to f.
öylesine bir şey almak pick up f.
birinin başının etini yiyerek bir şey almak worry something out of someone f.
birini taciz ederek bir şey elde etmek/almak worry something out of someone f.
(birinden/bir şeyden) zar zor (bir şey) almak/çıkarmak wrench (something) out of (someone or something) f.
(bir şey) için (birinin) iznini almak run (something) by (one) f.
(bir şey) için (birinden) izin almak run (something) by (one) f.
biri için/birine bir şey almak get something for someone f.
bir şey için bir şey almak get something for something f.
bir şeye bir şey almak get something for something f.
(birinden/bir şeyden bir şey için) öç almak avenge oneself (on someone or something) (for something) f.
(birinden/bir şeyden bir şey için) intikam almak avenge oneself (on someone or something) (for something) f.
(birinden/bir şeyden bir şey için) öç almak avenge oneself (against someone or something) (for something) f.
(birinden/bir şeyden bir şey için) intikam almak avenge oneself (against someone or something) (for something) f.
(birinden/bir şeyden bir şey) için intikamını almak avenge (oneself) against (someone or something) for (something) f.
(bir şey) için intikam almak avenge (oneself) for (something) f.
(bir şey) gözünü almak blink at (something) f.
gitgide gelişip (bir şey) halini almak build up to f.
giderek büyüyüp (bir şey) halini almak build up to f.
gitgide gelişip (bir şey) halini almak build up to (something) f.
giderek büyüyüp (bir şey) halini almak build up to (something) f.
(birinden bir şey) ödünç almak bum (something) off (someone) f.
birinden bir şey ödünç almak bum something off someone f.
(birinden bir fiyata) bir şey almak buy something (from someone) (for something) f.
(birinden bir fiyata) bir şey satın almak buy something (from someone) (for something) f.
sağı solu/birilerini arayıp (biri/bir şey hakkında) bilgi almak call around (about someone or something) f.
(bir sistemden) kaydını/çıkışını yaptırıp (bir şey) ödünç almak check out from (something) f.
(bir sistemden) kaydını/çıkışını yaptırıp (bir şey) ödünç almak check out of (something) f.
(biri) için (bir şey) almak choose (something) for (someone) f.
(bir şey) içerisinden yol almak/akmak circulate through (something) f.
(bir şey) için (birinin) onayını/iznini almak clear (something) with (someone) f.
(biri/bir şey üzerinde) sert önlemler almak crack down (on someone or something) f.
(bir şey üzerinde) sert önlemler almak crack down on (something) f.
(bir şey yaparak birinin) gönlünü almak/etmek delight (someone) by (doing something) f.
(birinden/bir şeyden bir şey) almak derive (something) from (someone or something) f.
(bir şeyden) sıvı bir şey almak/çekmek draw something off (from something) f.
(birini bir şey) için işe almak employ (someone) for (something) f.
(birini bir şey) için işe almak employ (someone) in (something) f.
(birini bir şey) olarak işe almak engage (one) as (something) f.
(bir şeyin) yerine (başka bir şey) almak exchange (something) for (something) f.
-den tehditle bir şey almak extort from f.
-den zorla bir şey almak extort from f.
-den zor kullanarak bir şey almak extort from f.
(bir şey) kapsamında yer almak fall within (something) f.
(birinin bir şey) için onayını/iznini almak fix (something) with (someone) f.
(birinden bir şey) için onay/izin almak fix (something) with (someone) f.
alelacele/çabucak giyinmek/üstüne bir şey almak fling on f.
alelacele/çabucak giyinmek/üstüne bir şey almak fling on oneself f.
(birinden bir şey) hakkında bilgi almak follow up on (something) f.
(birinden bir şey) hakkında bilgi almak follow up with (one) f.
(birinden/bir şeyden bir şey) almak gather (something) from (someone or something) f.
bir şey için bir şey almak get something for something f.
(bir şeyden bir şey) almak get (something) out of (something) f.
(bir şey) için tedbir almak get ahead of (something) f.
birine bir şey almak get something for someone f.
biri için bir şey almak get something for someone f.
(bir şey) verip (bir şey) almak give (something) for (something) f.
bir şey üzerinden aksiyon almak/harekete geçmek go on something f.
biri/bir şey hakkında haber almak hear about someone or something f.
(birini/bir şeyi bir şey) bünyesine almak/dahil etmek incorporate (someone or something) in (something) f.
(birini/bir şeyi bir şey) bünyesine almak/dahil etmek incorporate (someone or something) into (something) f.
(birinden bir şey) kalıt almak inherit (something) from (someone) f.
(birinden bir şey) miras almak inherit (something) from (someone) f.
(biri/bir şey) hakkında bilgi almak istemek inquire about (someone or something) [us] f.
(bir şey) kapsamına almak intersperse with f.
(biri/bir şey) için (bir şeyi) almak obtain (something) for (someone or something) f.
(bir şey) için (bir şeyi) baz/esas almak predicate (something) on (something else) f.
(bir şey) için (bir şeyi) baz/esas almak predicate (something) upon (something else) f.
(birine/bir şeye bir şey) almak purchase (something) for (someone or something) f.
(biri/bir şey) için (bir şey) satın almak purchase (something) for (someone or something) f.
(bir şeyle/bir şeyde) kullanmak için (bir şey) satın almak purchase (something) for (something) f.
(bir şey) için (bir şey) satın almak purchase (something) for (something) f.
(bir şey) olarak almak receive as (something) f.
(bir şey) için (birinden) intikam almak repay (one) for (something) f.
(bir şey) almak için para biriktirmek save for (something) f.
(bir şey) almak için para biriktirmek save toward (something) f.
korkutarak (birinden) bir şey almak scare out of (someone) f.
-den zor kullanarak bir şey almak squeeze from f.
(bir şey yapmak, almak için durmak/mola vermek stop for (something) f.
(birini/bir şeyi bir şey yoluyla) almak take (someone or something) by (something) f.
(birini/bir şeyi bir şey) altına almak take (someone or something) into (something or some place) f.
(bir şey) için) (bir miktar para/ödeme) almak/kabul etmek take (some amount of money) for (something) f.
(birini biri/bir şey) hakkında alaya/tiye almak taunt (one) about (someone or something) f.
(eski bir şeyi verip başka bir şey) satın almak trade (something) in for (something) f.
(eski bir şeyi verip başka bir şey) satın almak trade (something) in on (something) f.
(birinin) elinden hileyle (bir şey) almak trick (one) out of (something) f.
(birinin) elinden hileyle (bir şey) almak trick (something) out of (one) f.
(bir şey yapma) sorumluluğunu almak undertake to (do something) f.
kıvrılarak/dolanarak (bir şey) halini almak wind up into (something) f.
Colloquial
(bir şey) elde etmek/almak için çok uğraşmak/çalışmak be out for (something) f.
bir şey özellikle birini amaçlamak/hedef almak with your name on it f.
kendine bir şey almak have oneself something f.
yerini, rolünü, konumunu (biri/bir şey) almak be replaced with (someone or something) f.
(bir şey için belli bir miktar para) almak get (an amount of money) for (something) f.
(bir şey karşılığında belli bir miktar para) almak get (an amount of money) for (something) f.
bir şey için belli bir miktar para almak get an amount of money for something f.
bir şey karşılığında belli bir miktar para almak get an amount of money for something f.
yerini (biri/bir şey) almak be replaced by (someone or something) f.
(bir şey olması) riskini almak chance (doing) (something) f.
(bir şey yapma) riskini almak chance (doing) (something) f.
kendine veya birine ödül/hediye olarak (bir şey) almak pop for (something) f.
Idioms
eve gelirken (birine) bir hediye veya özel bir şey almak bring (something) home (to someone) f.
eve gelirken (birine) bir hediye veya özel bir şey almak bring something home to someone f.
(bir iş/şey birini) tümüyle içine almak be absorbed by (something) f.
(biri veya bir şey hakkında) iyi enerji almak have (got) good vibes (about someone or something) f.
birisinden bir şey istemek/almak bum something off someone f.
(bir şey) yiyerek kilo almak fatten up on (something) f.
inceden (bir şey) kokusu almak get a whiff of (something) f.
hafiften (bir şey) kokusu almak get a whiff of (something) f.
belli belirsiz (bir şey) kokusu almak get a whiff of (something) f.
(bir şey) hakkında bir emare almak get a whiff of (something) f.
burundan (bir şey) almak/çekmek take (something) through the nose f.
bir şey piyasasını tekeline almak corner the market on something f.
bir şey piyasasını tekeline almak corner the something market f.
(birinin) ağzından zorla/fiziksel güç uygulayarak (bir şey) almak knock (someone) out of (something) f.
(bir şey yapmak için) emir almak be under orders (to do something) f.
bir şey hakkında bilgi sahibi olmak/bilgi almak be in on something f.
bir şey hakkında bilgi sahibi olmak/bilgi almak get in on something f.
birini/bir şeyi (biri/bir şey için) dikkate almak keep someone or something in mind (for someone or something) f.
değersiz bir şey satın almak buy a lemon f.
beş para etmez bir şey satın almak buy a lemon f.
bozuk bir şey satın almak buy a lemon f.
göründüğü kadar iyi olmayan bir şey satın almak buy a lemon f.
(bir şey) kokusu almak catch a whiff of (something) f.
(birinden biri/bir şey için) para almak take a collection up (from someone) (for someone or something) f.
(bir şey) piyasasını tekeline almak corner the market (in something) f.
(bir şey) piyasasını tekeline almak corner the market on f.
(bir şey için) sert eleştiri almak get (the) flak (for something) f.
(bir şey için) sert eleştiri almak take (the) flak (for something) f.
(bir şey yapmak) için izin almak get (the) clearance to (do something) f.
(bir şey) için alkış almak get a hand for (something) f.
(bir şey) için övgü almak get credit for (something) f.
(biri/bir şey) hakkındaki kararını yeniden ele almak get second thoughts (about someone or something) f.
(biri/bir şey hakkında) kapsamlı ayrıntılar almak veya bulmak get the lowdown (on someone or something) f.
birinden (biri/bir şey hakkında) bilgi almak get the low-down (on somebody/something) f.
(biri/bir şey) hakkında bilgi almak have a line on (someone or something) f.
(bir şey konusunda) burnu iyi koku almak have a nose for something f.
bir şeyi/bir şey yapmayı garantiye almak make certain of something/of doing something f.
(birinin ismini bir şey) için not almak put (one) down for (something) f.
(bir şey) riskini göze almak run the risk of (something) f.
(bir şey) tehlikesini göze almak run the risk of (something) f.
(bir şey) almak için para biriktirmek save money up (for something) f.
(almak istediği bir şey) için bir fiyat belirlemek/önermek set a price (for something) f.
(almak istediği bir şey) için bir fiyat belirlemek/önermek set the price (for something) f.
(almak istediği bir şey) için bir fiyat belirlemek/önermek set one's price (for something) f.
(birinden/bir şeyden bir şey) için intikam/öç almak take revenge against (someone or something) for (something) f.
(bir şey) için intikam/öç almak take revenge for (something) f.
(birinden/bir şeyden bir şey) için intikam/öç almak take revenge on (someone or something) for (something) f.
garantiye/sağlama almak için (bir şey yapmak) (do something) for good measure expr.
Trade/Economic
(başka bir şey almak için) varlığı elden çıkarmak turn f.
Slang
beş para etmez bir şey satın almak buy a pup f.
(birinden bir şey) ödünç almak cadge (something) from (someone) f.
(birinden bir şey) ödünç almak cadge (something) off (someone) f.
birinden bir şey ödünç almak cadge something off someone f.
(birinden) hileyle/dolandırıcılıkla (bir şey) almak chisel (something) out of (someone) f.