Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
bir şey almak
bir şey almak
Geçmiş
Cümleler
"bir şey almak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Colloquial
1
Konuşma Dili
bir şey almak
have oneself something
f.
"bir şey almak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 220 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
yerini almak (yeni bir şey eski bir şeyin)
supersede
f.
This revised system
superseded
the old ESA 1979.
Bu revize edilmiş sistem eski ESA 1979'un
yerini almıştır.
More Sentences
2
Genel
(özel günü hatırlayıp) bir şey almak
remember
f.
It was the first time she didn't
remember
me on my birthday.
İlk defa doğum günümde bana
bir şey almadı.
More Sentences
Phrasals
3
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden bir şey) almak
extract (something) from (someone or something)
f.
These are just brief
extracts from
an 83-page report.
Bunlar 83 sayfalık rapordan
alınan
kısa alıntılardır.
More Sentences
General
4
Genel
izin almak (birinden bir şey için)
be in the clear with
f.
5
Genel
yerini almak (yeni bir şey eski bir şeyin)
supplant
f.
6
Genel
bir yerden bir şey almak
receive something from some place
f.
7
Genel
sormadan bir şey almak
take things without asking
f.
8
Genel
(bir şey yaparken) destek almak
have support in
f.
9
Genel
düz çizgi belirlemek için bir şey boyunca bakarak hedef almak
bone
f.
10
Genel
(borç yoluyla) bir kimseden bir şey almak
borrow
f.
11
Genel
(bir şey için) bir durumu temel almak
posit on
f.
12
Genel
(bir şey için) bir durumu temel almak
posit upon
f.
Phrasals
13
Öbek Fiiller
kendine pahalı bir şey almak
bounce for (something)
f.
14
Öbek Fiiller
(birini bir şey) ile etkisi altına almak
beguile (someone) with (something)
f.
15
Öbek Fiiller
(birini bir şey) ile avucuna almak
beguile (someone) with (something)
f.
16
Öbek Fiiller
(birini bir şey) ile avucunun içine almak
beguile (someone) with (something)
f.
17
Öbek Fiiller
(birini bir şey) ile etkisi altına almak
beguile someone with something
f.
18
Öbek Fiiller
(birini bir şey) ile avucuna almak
beguile someone with something
f.
19
Öbek Fiiller
(birini bir şey) ile avucunun içine almak
beguile someone with something
f.
20
Öbek Fiiller
(birinin) elinden hileyle (bir şey) almak
trick out of
f.
21
Öbek Fiiller
(bir şey yapmaktan) keyif almak/memnun olmak/tatmin olmak
satisfy (someone, something, or oneself) by (doing something)
f.
22
Öbek Fiiller
kredi kartı puanlarını kullanarak bir şey almak
cash in
f.
23
Öbek Fiiller
alelacele/çabucak giyinmek/üstüne bir şey almak
fling something on oneself
f.
24
Öbek Fiiller
alelacele/çabucak giyinmek/üstüne bir şey almak
fling something on
f.
25
Öbek Fiiller
biri için bir şey satın almak
purchase something for someone
f.
26
Öbek Fiiller
biri için bir şey satın almak
buy something for someone
f.
27
Öbek Fiiller
birinden bir şey almak
receive something from someone
f.
28
Öbek Fiiller
birini bir şey ile alaya almak
taunt someone with something
f.
29
Öbek Fiiller
(bir şey almak/belli bir amaç/hedef için) para biriktirmek
save money toward something
f.
30
Öbek Fiiller
bir şeyin yerini başka bir şey almak
sub someone for (someone else)
f.
31
Öbek Fiiller
bir şeyin yerini başka bir şey almak
sub something for something else
f.
32
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) olarak ele almak
treat (someone or something) as (someone or something else)
f.
33
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi başka bir şey olarak ele almak
treat someone or something as something
f.
34
Öbek Fiiller
birinden bir şey almak
exact something from someone
f.
35
Öbek Fiiller
birinden zorla bir şey almak
extort something from someone or something
f.
36
Öbek Fiiller
birinden tehditle bir şey almak
extort something from someone or something
f.
37
Öbek Fiiller
bir şey haber almak
find (someone or something) out
f.
38
Öbek Fiiller
(birinden bir şey) almak
procure (something) from (someone)
f.
39
Öbek Fiiller
(bir şeyi biri/bir şey) için geri almak
get (something) for (someone or something)
f.
40
Öbek Fiiller
(bir şeyi biri/bir şey) için almak
get (something) for (someone or something)
f.
41
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir şey) için almak
get (something) for (someone or something)
f.
42
Öbek Fiiller
birinden/bir şeyden bir şey almak
get something from someone or something
f.
43
Öbek Fiiller
üzerine bir şey almak/giymek
get something on someone
f.
44
Öbek Fiiller
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak
barter for
f.
45
Öbek Fiiller
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak
barter for something
f.
46
Öbek Fiiller
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak
barter over something
f.
47
Öbek Fiiller
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak
barter (something) for (something else)
f.
48
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) için daha belirgin bir hal almak
grow upon (someone or something)
f.
49
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) için daha belirgin bir hal almak
grow on (someone or something)
f.
50
Öbek Fiiller
karşılığında (bir şey yaparak) öcünü almak
repay (one) by (doing something)
f.
51
Öbek Fiiller
karşılığında (bir şey yaparak) intikam almak
repay (one) by (doing something)
f.
52
Öbek Fiiller
(bir şey) halini almak
lead into (something)
f.
53
Öbek Fiiller
gittikçe (bir şey) halini almak
lead into (something)
f.
54
Öbek Fiiller
gittikçe bir şey halini almak
lead into
f.
55
Öbek Fiiller
bir şey altına almak
place under
f.
56
Öbek Fiiller
(birinin) bir şey hakkındaki görüşünü/geribildirimini almak
try (something) out on (one)
f.
57
Öbek Fiiller
birinin bir şey hakkındaki görüşünü/geribildirimini almak
try something out on someone
f.
58
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şey kapsamına almak
intersperse something with something
f.
59
Öbek Fiiller
kıvrılıp (bir şey) halini almak
twist into (something)
f.
60
Öbek Fiiller
geliştikçe ilginç bir şey halini almak
unfold into something
f.
61
Öbek Fiiller
alabildiği kadar bir şey almak
snatch something up
f.
62
Öbek Fiiller
(birinden) zor kullanarak (bir şey) almak
squeeze (something) from (someone)
f.
63
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şey) olarak almak
take on (someone or something) as (something)
f.
64
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şey) olarak işe almak
take on (someone or something) as (something)
f.
65
Öbek Fiiller
kütüphaneden bir şey ödünç almak
take out
f.
66
Öbek Fiiller
bir şey halini almak
turn to
f.
67
Öbek Fiiller
öylesine bir şey almak
pick up
f.
68
Öbek Fiiller
birinin başının etini yiyerek bir şey almak
worry something out of someone
f.
69
Öbek Fiiller
birini taciz ederek bir şey elde etmek/almak
worry something out of someone
f.
70
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden) zar zor (bir şey) almak/çıkarmak
wrench (something) out of (someone or something)
f.
71
Öbek Fiiller
(bir şey) için (birinin) iznini almak
run (something) by (one)
f.
72
Öbek Fiiller
(bir şey) için (birinden) izin almak
run (something) by (one)
f.
73
Öbek Fiiller
biri için/birine bir şey almak
get something for someone
f.
74
Öbek Fiiller
bir şey için bir şey almak
get something for something
f.
75
Öbek Fiiller
bir şeye bir şey almak
get something for something
f.
76
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden bir şey için) öç almak
avenge oneself (on someone or something) (for something)
f.
77
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden bir şey için) intikam almak
avenge oneself (on someone or something) (for something)
f.
78
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden bir şey için) öç almak
avenge oneself (against someone or something) (for something)
f.
79
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden bir şey için) intikam almak
avenge oneself (against someone or something) (for something)
f.
80
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden bir şey) için intikamını almak
avenge (oneself) against (someone or something) for (something)
f.
81
Öbek Fiiller
(bir şey) için intikam almak
avenge (oneself) for (something)
f.
82
Öbek Fiiller
(bir şey) gözünü almak
blink at (something)
f.
83
Öbek Fiiller
gitgide gelişip (bir şey) halini almak
build up to
f.
84
Öbek Fiiller
giderek büyüyüp (bir şey) halini almak
build up to
f.
85
Öbek Fiiller
gitgide gelişip (bir şey) halini almak
build up to (something)
f.
86
Öbek Fiiller
giderek büyüyüp (bir şey) halini almak
build up to (something)
f.
87
Öbek Fiiller
(birinden bir şey) ödünç almak
bum (something) off (someone)
f.
88
Öbek Fiiller
birinden bir şey ödünç almak
bum something off someone
f.
89
Öbek Fiiller
(birinden bir fiyata) bir şey almak
buy something (from someone) (for something)
f.
90
Öbek Fiiller
(birinden bir fiyata) bir şey satın almak
buy something (from someone) (for something)
f.
91
Öbek Fiiller
sağı solu/birilerini arayıp (biri/bir şey hakkında) bilgi almak
call around (about someone or something)
f.
92
Öbek Fiiller
(bir sistemden) kaydını/çıkışını yaptırıp (bir şey) ödünç almak
check out from (something)
f.
93
Öbek Fiiller
(bir sistemden) kaydını/çıkışını yaptırıp (bir şey) ödünç almak
check out of (something)
f.
94
Öbek Fiiller
(biri) için (bir şey) almak
choose (something) for (someone)
f.
95
Öbek Fiiller
(bir şey) içerisinden yol almak/akmak
circulate through (something)
f.
96
Öbek Fiiller
(bir şey) için (birinin) onayını/iznini almak
clear (something) with (someone)
f.
97
Öbek Fiiller
(biri/bir şey üzerinde) sert önlemler almak
crack down (on someone or something)
f.
98
Öbek Fiiller
(bir şey üzerinde) sert önlemler almak
crack down on (something)
f.
99
Öbek Fiiller
(bir şey yaparak birinin) gönlünü almak/etmek
delight (someone) by (doing something)
f.
100
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden bir şey) almak
derive (something) from (someone or something)
f.
101
Öbek Fiiller
(bir şeyden) sıvı bir şey almak/çekmek
draw something off (from something)
f.
102
Öbek Fiiller
(birini bir şey) için işe almak
employ (someone) for (something)
f.
103
Öbek Fiiller
(birini bir şey) için işe almak
employ (someone) in (something)
f.
104
Öbek Fiiller
(birini bir şey) olarak işe almak
engage (one) as (something)
f.
105
Öbek Fiiller
(bir şeyin) yerine (başka bir şey) almak
exchange (something) for (something)
f.
106
Öbek Fiiller
-den tehditle bir şey almak
extort from
f.
107
Öbek Fiiller
-den zorla bir şey almak
extort from
f.
108
Öbek Fiiller
-den zor kullanarak bir şey almak
extort from
f.
109
Öbek Fiiller
(bir şey) kapsamında yer almak
fall within (something)
f.
110
Öbek Fiiller
(birinin bir şey) için onayını/iznini almak
fix (something) with (someone)
f.
111
Öbek Fiiller
(birinden bir şey) için onay/izin almak
fix (something) with (someone)
f.
112
Öbek Fiiller
alelacele/çabucak giyinmek/üstüne bir şey almak
fling on
f.
113
Öbek Fiiller
alelacele/çabucak giyinmek/üstüne bir şey almak
fling on oneself
f.
114
Öbek Fiiller
(birinden bir şey) hakkında bilgi almak
follow up on (something)
f.
115
Öbek Fiiller
(birinden bir şey) hakkında bilgi almak
follow up with (one)
f.
116
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden bir şey) almak
gather (something) from (someone or something)
f.
117
Öbek Fiiller
bir şey için bir şey almak
get something for something
f.
118
Öbek Fiiller
(bir şeyden bir şey) almak
get (something) out of (something)
f.
119
Öbek Fiiller
(bir şey) için tedbir almak
get ahead of (something)
f.
120
Öbek Fiiller
birine bir şey almak
get something for someone
f.
121
Öbek Fiiller
biri için bir şey almak
get something for someone
f.
122
Öbek Fiiller
(bir şey) verip (bir şey) almak
give (something) for (something)
f.
123
Öbek Fiiller
bir şey üzerinden aksiyon almak/harekete geçmek
go on something
f.
124
Öbek Fiiller
biri/bir şey hakkında haber almak
hear about someone or something
f.
125
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şey) bünyesine almak/dahil etmek
incorporate (someone or something) in (something)
f.
126
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şey) bünyesine almak/dahil etmek
incorporate (someone or something) into (something)
f.
127
Öbek Fiiller
(birinden bir şey) kalıt almak
inherit (something) from (someone)
f.
128
Öbek Fiiller
(birinden bir şey) miras almak
inherit (something) from (someone)
f.
129
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) hakkında bilgi almak istemek
inquire about (someone or something) [us]
f.
130
Öbek Fiiller
(bir şey) kapsamına almak
intersperse with
f.
131
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) için (bir şeyi) almak
obtain (something) for (someone or something)
f.
132
Öbek Fiiller
(bir şey) için (bir şeyi) baz/esas almak
predicate (something) on (something else)
f.
133
Öbek Fiiller
(bir şey) için (bir şeyi) baz/esas almak
predicate (something) upon (something else)
f.
134
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye bir şey) almak
purchase (something) for (someone or something)
f.
135
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) için (bir şey) satın almak
purchase (something) for (someone or something)
f.
136
Öbek Fiiller
(bir şeyle/bir şeyde) kullanmak için (bir şey) satın almak
purchase (something) for (something)
f.
137
Öbek Fiiller
(bir şey) için (bir şey) satın almak
purchase (something) for (something)
f.
138
Öbek Fiiller
(bir şey) olarak almak
receive as (something)
f.
139
Öbek Fiiller
(bir şey) için (birinden) intikam almak
repay (one) for (something)
f.
140
Öbek Fiiller
(bir şey) almak için para biriktirmek
save for (something)
f.
141
Öbek Fiiller
(bir şey) almak için para biriktirmek
save toward (something)
f.
142
Öbek Fiiller
korkutarak (birinden) bir şey almak
scare out of (someone)
f.
143
Öbek Fiiller
-den zor kullanarak bir şey almak
squeeze from
f.
144
Öbek Fiiller
(bir şey yapmak, almak için durmak/mola vermek
stop for (something)
f.
145
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şey yoluyla) almak
take (someone or something) by (something)
f.
146
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şey) altına almak
take (someone or something) into (something or some place)
f.
147
Öbek Fiiller
(bir şey) için) (bir miktar para/ödeme) almak/kabul etmek
take (some amount of money) for (something)
f.
148
Öbek Fiiller
(birini biri/bir şey) hakkında alaya/tiye almak
taunt (one) about (someone or something)
f.
149
Öbek Fiiller
(eski bir şeyi verip başka bir şey) satın almak
trade (something) in for (something)
f.
150
Öbek Fiiller
(eski bir şeyi verip başka bir şey) satın almak
trade (something) in on (something)
f.
151
Öbek Fiiller
(birinin) elinden hileyle (bir şey) almak
trick (one) out of (something)
f.
152
Öbek Fiiller
(birinin) elinden hileyle (bir şey) almak
trick (something) out of (one)
f.
153
Öbek Fiiller
(bir şey yapma) sorumluluğunu almak
undertake to (do something)
f.
154
Öbek Fiiller
kıvrılarak/dolanarak (bir şey) halini almak
wind up into (something)
f.
Colloquial
155
Konuşma Dili
(bir şey) elde etmek/almak için çok uğraşmak/çalışmak
be out for (something)
f.
156
Konuşma Dili
bir şey özellikle birini amaçlamak/hedef almak
with your name on it
f.
157
Konuşma Dili
kendine bir şey almak
have oneself something
f.
158
Konuşma Dili
yerini, rolünü, konumunu (biri/bir şey) almak
be replaced with (someone or something)
f.
159
Konuşma Dili
(bir şey için belli bir miktar para) almak
get (an amount of money) for (something)
f.
160
Konuşma Dili
(bir şey karşılığında belli bir miktar para) almak
get (an amount of money) for (something)
f.
161
Konuşma Dili
bir şey için belli bir miktar para almak
get an amount of money for something
f.
162
Konuşma Dili
bir şey karşılığında belli bir miktar para almak
get an amount of money for something
f.
163
Konuşma Dili
yerini (biri/bir şey) almak
be replaced by (someone or something)
f.
164
Konuşma Dili
(bir şey olması) riskini almak
chance (doing) (something)
f.
165
Konuşma Dili
(bir şey yapma) riskini almak
chance (doing) (something)
f.
166
Konuşma Dili
kendine veya birine ödül/hediye olarak (bir şey) almak
pop for (something)
f.
Idioms
167
Deyim
eve gelirken (birine) bir hediye veya özel bir şey almak
bring (something) home (to someone)
f.
168
Deyim
eve gelirken (birine) bir hediye veya özel bir şey almak
bring something home to someone
f.
169
Deyim
(bir iş/şey birini) tümüyle içine almak
be absorbed by (something)
f.
170
Deyim
(biri veya bir şey hakkında) iyi enerji almak
have (got) good vibes (about someone or something)
f.
171
Deyim
birisinden bir şey istemek/almak
bum something off someone
f.
172
Deyim
(bir şey) yiyerek kilo almak
fatten up on (something)
f.
173
Deyim
inceden (bir şey) kokusu almak
get a whiff of (something)
f.
174
Deyim
hafiften (bir şey) kokusu almak
get a whiff of (something)
f.
175
Deyim
belli belirsiz (bir şey) kokusu almak
get a whiff of (something)
f.
176
Deyim
(bir şey) hakkında bir emare almak
get a whiff of (something)
f.
177
Deyim
burundan (bir şey) almak/çekmek
take (something) through the nose
f.
178
Deyim
bir şey piyasasını tekeline almak
corner the market on something
f.
179
Deyim
bir şey piyasasını tekeline almak
corner the something market
f.
180
Deyim
(birinin) ağzından zorla/fiziksel güç uygulayarak (bir şey) almak
knock (someone) out of (something)
f.
181
Deyim
(bir şey yapmak için) emir almak
be under orders (to do something)
f.
182
Deyim
bir şey hakkında bilgi sahibi olmak/bilgi almak
be in on something
f.
183
Deyim
bir şey hakkında bilgi sahibi olmak/bilgi almak
get in on something
f.
184
Deyim
birini/bir şeyi (biri/bir şey için) dikkate almak
keep someone or something in mind (for someone or something)
f.
185
Deyim
değersiz bir şey satın almak
buy a lemon
f.
186
Deyim
beş para etmez bir şey satın almak
buy a lemon
f.
187
Deyim
bozuk bir şey satın almak
buy a lemon
f.
188
Deyim
göründüğü kadar iyi olmayan bir şey satın almak
buy a lemon
f.
189
Deyim
(bir şey) kokusu almak
catch a whiff of (something)
f.
190
Deyim
(birinden biri/bir şey için) para almak
take a collection up (from someone) (for someone or something)
f.
191
Deyim
(bir şey) piyasasını tekeline almak
corner the market (in something)
f.
192
Deyim
(bir şey) piyasasını tekeline almak
corner the market on
f.
193
Deyim
(bir şey için) sert eleştiri almak
get (the) flak (for something)
f.
194
Deyim
(bir şey için) sert eleştiri almak
take (the) flak (for something)
f.
195
Deyim
(bir şey yapmak) için izin almak
get (the) clearance to (do something)
f.
196
Deyim
(bir şey) için alkış almak
get a hand for (something)
f.
197
Deyim
(bir şey) için övgü almak
get credit for (something)
f.
198
Deyim
(biri/bir şey) hakkındaki kararını yeniden ele almak
get second thoughts (about someone or something)
f.
199
Deyim
(biri/bir şey hakkında) kapsamlı ayrıntılar almak veya bulmak
get the lowdown (on someone or something)
f.
200
Deyim
birinden (biri/bir şey hakkında) bilgi almak
get the low-down (on somebody/something)
f.
201
Deyim
(biri/bir şey) hakkında bilgi almak
have a line on (someone or something)
f.
202
Deyim
(bir şey konusunda) burnu iyi koku almak
have a nose for something
f.
203
Deyim
bir şeyi/bir şey yapmayı garantiye almak
make certain of something/of doing something
f.
204
Deyim
(birinin ismini bir şey) için not almak
put (one) down for (something)
f.
205
Deyim
(bir şey) riskini göze almak
run the risk of (something)
f.
206
Deyim
(bir şey) tehlikesini göze almak
run the risk of (something)
f.
207
Deyim
(bir şey) almak için para biriktirmek
save money up (for something)
f.
208
Deyim
(almak istediği bir şey) için bir fiyat belirlemek/önermek
set a price (for something)
f.
209
Deyim
(almak istediği bir şey) için bir fiyat belirlemek/önermek
set the price (for something)
f.
210
Deyim
(almak istediği bir şey) için bir fiyat belirlemek/önermek
set one's price (for something)
f.
211
Deyim
(birinden/bir şeyden bir şey) için intikam/öç almak
take revenge against (someone or something) for (something)
f.
212
Deyim
(bir şey) için intikam/öç almak
take revenge for (something)
f.
213
Deyim
(birinden/bir şeyden bir şey) için intikam/öç almak
take revenge on (someone or something) for (something)
f.
214
Deyim
garantiye/sağlama almak için (bir şey yapmak)
(do something) for good measure
expr.
Trade/Economic
215
Ticaret/Ekonomi
(başka bir şey almak için) varlığı elden çıkarmak
turn
f.
Slang
216
Argo
beş para etmez bir şey satın almak
buy a pup
f.
217
Argo
(birinden bir şey) ödünç almak
cadge (something) from (someone)
f.
218
Argo
(birinden bir şey) ödünç almak
cadge (something) off (someone)
f.
219
Argo
birinden bir şey ödünç almak
cadge something off someone
f.
220
Argo
(birinden) hileyle/dolandırıcılıkla (bir şey) almak
chisel (something) out of (someone)
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir şey almak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy