bowl - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bowl

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"bowl" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 57 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
bowl i. tas
bowl i. çanak
bowl i. kase
General
bowl i. kadeh
bowl i. leğen
bowl i. bowling topu
bowl i. bovling topu
bowl i. yuvarlama
bowl i. stadyum
bowl i. kase
bowl i. (kaşık, pipo) çanak şeklinde parça
bowl i. bir kasenin alabileceği miktar
bowl i. kase dolusu miktar
bowl i. merkeze doğru eğimli zemin yüzeyi
bowl i. klozet çanağı
bowl i. (saç kesimi) tas şekli
bowl i. alem
bowl i. şenlik
bowl f. kriket top atmak
bowl f. bowling oynamak
bowl f. yolunda gitmek
bowl f. bovling oynamak
bowl f. şaşırtmak
bowl f. yuvarlamak
bowl f. yuvarlanmak
bowl f. (özellikle dönerek) hızlı ve sarsıntısız bir şekilde ilerlemek
bowl f. (bovling topuyla) vurmak
bowl f. sarsıntısız bir şekilde yuvarlamak
bowl f. sarsıntısız bir şekilde taşımak
bowl f. altında tekerlek varmış gibi taşımak
Technical
bowl i. döner çanak
bowl i. pusula tası
bowl i. tekne
Textile
bowl i. hazne  
Architecture
bowl f. (kata) her yanından belirli bir yöne doğru sahne veya platformla hafif eğim vermek
Construction
bowl i. lavabo
bowl i. çanak şeklinde kap
Gastronomy
bowl i. kase
bowl i. tas
Tobacco
bowl i. (içine tütün konulan) pipo gövdesi
bowl i. piponun marihuana dolu gövdesi
Literature
bowl i. içki
bowl i. alkollü içecek
Geography
bowl i. çanak şeklinde coğrafi çöküntü
Sport
bowl i. çim topunda kullanılan ahşap top
bowl i. dokuz veya on kukalı bovlingde kullanılan az eğimli veya eğimsiz toplar
bowl f. krikette vurucuyu oyun dışı bırakmak
bowl f. (top) atmak
bowl f. (top) yuvarlamak
bowl f. (bovling) belirli bir skor yapmak
bowl f. (bovlingde) puan almak
bowl f. (bovling veya çim topunda) atış yapmak
Football
bowl i. (özellikle üniversite düzeyinde) özel olarak seçilen takımlar arasında sezon sonrası oynanan çeşitli oyunlar
Printery
bowl i. bazı harflerin kıvrımlı bölümü
bowl i. bazı harflerin kıvrımlı bölümlerinin içinde kalan kısım
Slang
bowl i. esrar içmek için kullanılan bir alet
bowl i. esrar içmek için kullanılan bir pipo

"bowl" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 208 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
sugar bowl i. şekerlik
General
punch bowl i. punç kasesi
pipe bowl i. lüle
finger bowl i. el yıkama tası
toilet bowl i. klozet
sugar bowl i. şeker kabı
vegetable bowl i. sebzelik
toilet bowl i. tuvalet leğeni
toilet bowl i. alafranga hela taşı
birds' water bowl i. suluk
salad bowl i. salata kasesi
whipping bowl i. çırpma kabı
beating bowl i. çırpma kabı
sugar-bowl i. şekerlik
washing-up bowl i. bulaşık tası
wc bowl i. alafranga hela taşı
ice cream bowl i. dondurma kasesi
jumbo bowl i. büyük kase
a bowl of rice i. bir kase pirinç
sauce bowl i. sos kasesi
sauce bowl i. sosluk
bowl of food i. mama kasesi
food bowl i. mama kasesi
finger bowl i. el yıkama kasesi
a bowl of cornflakes i. bir kase mısır gevreği
bowl cut i. mantar kafa saç kesimi
pudding-bowl i. mantar kafa saç kesimi
begging bowl i. dilenci kasesi
bouillon bowl i. (çerez vb ikramında kullanılan) ufak cam veya seramik kase
deep bowl i. derin kase
mixing bowl i. karıştırma kasesi
cereal bowl i. kahvaltılık gevrek/tahıl kasesi
a bowl of water i. bir kap su
fruit bowl i. meyve kasesi
bowl [obsolete] i. küre
rice bowl i. pirinç kasesi
goldfish bowl i. japon balığı akvaryumu olarak kullanılan şeffaf cam kase
finger bowl i. parmak yıkama kasesi
fish bowl i. akvaryum
fish bowl i. balık kasesi
slop bowl [dated] i. idrar kabı
slop bowl [dated] i. dışkı kabı
bowl along f. yolunda gitmek
bowl someone over f. birini yere devirmek
bowl over f. şaşırtmak
bowl over f. ağzı bir karış açık kalmak
bowl someone over f. birini yere yıkmak
bowl over f. vurup devirmek
bowl somebody over f. hayrete düşürmek
bowl someone over f. birini şaşırtmak
bowl along f. süratle gitmek
bowl someone over f. birini şaşkına çevirmek
kneel by toilet bowl and throw up f. klozete eğilip kusmak
kneel at the toilet bowl and vomit f. klozete eğilip kusmak
set a bowl of food before the cats f. kedilerin önüne mama kasesi koymak
put a bowl of food before the cats f. kedilerin önüne mama kasesi koymak
put in a bowl f. bir kaseye koymak
bowl (out) [uk] f. hareketsiz hale getirmek
bowl (out) [uk] f. hezimete uğratmak
bowl (out) [uk] f. ezici bir şekilde yenmek
bowl (down) [uk] f. hareketsiz hale getirmek
bowl (down) [uk] f. hezimete uğratmak
bowl (down) [uk] f. ezici bir şekilde yenmek
having a bowl s. çanaklı
bowl-shaped s. çanak biçiminde
bowl-shaped s. kase şeklinde
bowl-legged s. parantez bacaklı
Phrasals
bowl somebody over f. birisini şaşırtmak
bowl somebody over f. birisini şok etmek
bowl over somebody f. birisini şaşırtmak
bowl over somebody f. birisini şok etmek
bowl up f. (tütünle vb) pipo doldurmak
bowl up f. pipoyu/piposunu doldurmak
bowl over f. aklını başından almak
bowl over f. güçlü bir etki bırakmak
Colloquial
puppy bowl i. super bowl'un oynandığı pazar günü öğleden sonra animal planet'te yayınlanan bir tv programı
rice bowl i. ekmek teknesi
rice bowl i. geçim kaynağı
rice bowl i. geçimlik
rice bowl i. titizlikle korunan kurumsal kaynak
fish bowl i. özel hayatın olmadığı yer
fish bowl i. herkesin iç içe olduğu yer
Idioms
a goldfish bowl i. özel yaşamın olmadığı yer
a goldfish bowl i. mahremiyetin olmadığı yer
a goldfish bowl i. gizlisi saklısı kalmayan yer
slop bowl [dated] i. kahve ve çay artıklarının toplandığı kase ya da kap
a bowl of cherries i. güllük gülistanlık durum/bir deneyim
a bowl of cherries i. keyifli/hoş durum
a bowl of cherries i. keyifli/hoş bir deneyim
a bowl of cherries i. zevkli/eğlenceli bir deneyim
goldfish bowl i. özel yaşamın olmadığı yer
goldfish bowl i. mahremiyetin olmadığı yer
goldfish bowl i. gizlisi saklısı kalmayan yer
goldfish bowl i. gizliliğin olmadığı durum
goldfish bowl i. özel yaşamın gözler önünde olması
burn a bowl f. (çim topu oyununda topu) kazayla yerinden oynatmak
sell (one's) birthright for a bowl of soup f. kısa vadeli kazançlar için önemli hak ve değerlerden vazgeçmek
sell (one's) birthright for a bowl of soup f. bir kase çorba için doğum hakkını satmak
sell (one's) birthright for a bowl of soup f. kısa vadeli kazançlar için önemli hak ve değerlerden vazgeçmek
sell (one's) birthright for a bowl of soup f. bir kase çorba için doğum hakkını satmak
bowl over f. ağzı bir karış açık kalmak
bowl someone a googly (uk) f. birine beklemediği bir soru sormak
bowl along f. hızlı gitmek
bowl along f. hızla gitmek
bowl someone over f. şaşkına çevirmek
bowl along f. titizlikle gitmek
bowl someone a googly (uk) f. tersköşe yapmak
bowl someone a googly (uk) f. yanıltmak
life is just a bowl of cherries expr. hiçbir sorun yok
life is just a bowl of cherries expr. her şey tıkırında (olumsuz anlamda)
life is just a bowl of cherries expr. her şey yolunda
bowl of cherries expr. harika
bowl of cherries expr. muhteşem
bowl of cherries expr. güllük gülistanlık
bowl of cherries expr. hoş
bowl of cherries expr. keyifli
bowl of cherries expr. zevkli
bowl of cherries expr. eğlenceli
bowl of cherries expr. yolunda
life is a bowl of cherries expr. hiçbir sorun yok
life is a bowl of cherries expr. her şey tıkırında
life is a bowl of cherries expr. her şey güllük gülistanlık
life is a bowl of cherries expr. her şey yolunda
life is a bowl of cherries expr. hayat toz pembe
Technical
fish bowl i. balık havuzu
feeder bowl i. besleyici çanağı
blade bowl i. bıçak çanağı
buffet bowl i. büfe kasesi
bowl classifier i. çanaklı klasifikatör
bowl classifier i. çanaklı sınıflandırıcı
glass bowl i. cam tekne
graduated bowl i. dereceli kap
rotating bowl cutter i. döner hazneli kesici
rotating bowl i. döner çanak
bowl assy i. hava filtre muhafazası
steeping bowl i. ıslatma teknesi
sideboard bowl i. kazan yan bölmesi
ivy bowl i. sarmaşık kasesi
punch bowl i. punç kasesi
scraper bowl i. skreyper kovası
purifier bowl i. separatör taşı
scraper bowl i. skrayper kazanı
float bowl i. şamandıra odası
draining bowl i. tahliye çanağı
steeping bowl i. yumuşatma teknesi
Computer
soup bowl gif i. çorba tası gif
Textile
multi-bowl calender i. çok silindirli kalandır
steeping bowl i. ıslatma teknesi
steeping bowl i. yumuşatma teknesi
Construction
hanging toilet bowl i. asma klozet
wall-hung toilet bowl i. asma klozet
Automotive
carburettor bowl i. karbüratör çanağı
speed bowl i. oval pist
piston combustion chamber bowl i. piston başı çukuru
piston combustion bowl diameter i. piston yanma hücresi çapı
piston combustion bowl depth i. piston yanma hücresi derinliği
port bowl i. port çanağı
float bowl i. sabit seviye kabı
bowl vent i. sabit seviye kabı havalandırma deliği
bowl vent valve i. sabit seviye kabı havalandırma valfı
float bowl i. şamandıra haznesi
vacuum bowl vent valve i. vakumlu sabit seviye kabı tahliye valfı
Marine
compass bowl i. pusula tası
Mining
bowl classifier i. çanaklı kümeleyici
bowl classifier i. çanaklı klasifikatör
Food Engineering
sugar bowl i. şekerlik
Gastronomy
soup bowl i. çorba kasesi
mixing bowl i. karıştırma kabı
compote bowl i. komposto kasesi
salad bowl i. salata kasesi
scraper bowl i. sıyırma aparatı
scraper bowl i. sıyırma aparatı
water bowl i. su tası
pies bowl i. tas
kneading bowl i. yoğurma kabı
Breeding
automatic drinking bowl i. otomatik suluk
Archaeology
bevelled rim bowl i. devrik ağızlı kase
beveled rim bowl i. devrik ağızlı kase
Geography
rice bowl i. verimli pirinç bölgesi
the dust bowl i. abd'de erozyona uğramış bir bölge
Meteorology
dust bowl i. toz çanağı
Military
bowl of compass i. pusula küveti
bowl of float i. şamandıra çanağı
Sport
bowl out i. (krikette berabere kalınan bir oyunda) kalecisiz kaleye her iki takımdan beş oyuncunun top atmasıyla kazananın belirlenmesi
super bowl i. amerikan futbolu şampiyonluk müsabakası
bowling bowl i. bovling topu
bowl game i. (üniversite) final maçı
salad bowl i. davis kupası turnuvasında kazanana verilen gümüş kupa
bowl out f. krikette vurucuyu oyun dışı bırakmak
bowl over the wicket f. (kriket topunu) atış kolunun tersi yönünde kale kazıklarının üstünden atmak
bowl round the wicket f. (kriket topunu) atış koluyla aynı yönde kale kazıklarının etrafından atmak
Art
carinated bowl i. omurgalı çanak
Slang
party bowl i. esrar içmekte kullanılan büyük nargile
take the browns to the super bowl f. sıçmak
take the browns to the super bowl f. kakasını yapmak
take the browns to the super bowl f. büyük abdesti gelmek
take the browns to the super bowl f. kaka yapmak
bowl from the pavilion end [uk/australia] f. eşcinsel olmak
not my bowl of rice expr. benim kalemim değil
Modern Slang
a bowl i. esrar içmek için kullanılan pipoda/nargilede esrarın koyulduğu kase şeklindeki kısım
a bowl of assholes i. ağız kokusu
a bowl of assholes i. nefes kokusu
a bowl of assholes i. uyuduktan sonra ağızda oluşan kötü koku
a bowl of stupid i. aptala bağlamış (kimse)
a bowl of stupid i. aptal olmuş (kimse)
america's cereal bowl i. kaliforniya
Star Wars
bowl of glass i. cam kasesi
dust bowl saloon i. toz kasesi salonu